18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 ALLEGRO EVİNİLYASOĞLU Yem CD'lerdeseslerimizYoğunçalar (CD), sanatçıyı kısa yoldan tanitan bir kartvizit. Ancak bvıgünün elektronik zenginliklerle donanımlı laboratuvarlannda sesler- le oynamak, tempolan hızlandırmak, dinamikleri değiştirmek ve daha ne- lcr neler olası. Yine de sanatçının kendine özgü soluğunu yansıtıyor. Geçen yılın son günlerinden ve bu yilin ilk günlerinden ne çok CD bi- rikmiş elimde. Kimi yurtdışında se- simızi duyuran sanatçılanmız, kimi yurtıçınde yabancı sanatçıların çal- dığı Türk bestecileri, kimi de arşiv niteliğindeki kayıtlar. Howard Griffiths yönetımindeki Zürih Oda Orkestrası, Fazü Say'm solistliğinde Mozart'ın üç piyano konçcrtosunun kaydını yapmış. CD, Naive etiketiyle piyasaya sürülmüş: K. 414, 12. Konçerto, K. 467, 21. Konçerto ve K. 488, 23. Konçerto. Fazıl'ın Mozarf a özgü şarkıyı içten- likle söyleyişı, çocuksu olduğu kadar altta yatan o derin melankoliyi duyu- ruşu kayda değer. GrirTiths'in eşliği, Mozart söylemini ve Fazıl Say ile di- yaloğu elden bırakmaması açısından alkışlanmalı. Fazıl'ın o dizginlene- meyen çocuksu coşkusu yer yer üste çıkıyor, Griffiths ise topluluğunu Mozart deyişinden ödün vermeden aynı söyleme getiriyor. K. 467'de Fa- zıl'ın kendi yazdığı kadans, Mo- zart'ın oyuııcu, çocuksu yönünü öne çıkarır nitelikte. Cemal Reşlt Rey'den 2 CP Ccmal Reşit Rey'in 100. doğum yılını kutladığımız şu dönemde, o- nun kimi yapıtlannın yoğunçalar ha- lıne dönüşmesi sevindirici. 'Anado- ludan I ürkülcr / Manzaralar' baş- lığını taşıyan CD, Cemal Reşit'le birlikte çahşmış, biçemini kendisin- den öğrenmış sanatçılann yorumun- dan derlenmiş. Genç yaşta yitirdiğimiz piyanist Vedat Kosal'ın çaldığı Türk Man- zaraları (1928) bu CD'yi belgesel kılıyor. Zira Vedat'ın kendine özgü işlemeleriyle derin tuşesi artık yal- nız kayıtlarda yaşayacak. Soprano Ece tdil 'ın yine Cemal Bey'in ya- kın öğrencilerinden Seher Tanrıyar eşliğinde seslendirdiği 12 Anadolu Türküsü (1926), bestecinin Anado- lu ezgilerini ilk kez çok seslendirdi- ği tarihi şarkılar. Peş peşe dinlediği- mizde şan tekniği açısından zorluk- 1, ı'f • 2004 'ün sonlanyla 2005 'in başlarında iki bestecimizin yapıtlannın yer aldığı ya da yorumculanmızın çaldığı pek çok CD yayımlanmış. Bunlann arasında Cemal Reşit Rey ile Ulvi Cemal Erkin 'in yapıtlannın seslendirildiği CD 'ler özellikle önemli. Cemal Reşit Rey 'in 100. doğum yılı dolayısıyla yapılan CD'lerden biri Kalan Müzik'ten çıkan 'Anadoludan Türküler / Manzaralar'. Orhan Şallıel 'in yönettiği Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası 'nın canlı konser kaydından oluşan diğer CD ise Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası desteğiyle basılmış. TC Merkez Bankası desteğiyle çıkan bir başka CD de Ulvi Cemal Erkin 'e ait. Emil Tabakov'un yönettiği Bilkent Senfoni Orkestrası eşliğinde ünlü Fransız piyanist Jean- Phüippe Collard bestecinin ünlü Piyano Konçertosu 'nu çalmış. lar taşıdığı, yorumcusuna her an de- tone olabilecek tuzaklar kurduğu or- taya çıkıyor. Eşlikteki piyano yer yer çok yüksek kaydedilmiş, şan ile iki ayn planda duyuluyor. Oysa Ko- sal'ın piyano kaydı ayn bir ortamda yapıldığı halde CD'nin bütünüyle iyi kaynaşmış. CD, Ece tdil'in özverili çabalanyla ve Kalan Müzik etike- tiyle piyasaya çıktı. Gerçek bir arşiv niteliğınde. Cemal Reşit'e aıt bir diğer CD de Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkest- rası'nın canlı konser kaydından olu- şuyor. Bestecinin 100. yıl anmalann- da tümüyle ona ayrılaıı ilkkonserden. Şef Orhan ŞallıePin yönettiği genç ve dinamik topluluk, Rnstanl aııcleı' ı açılış parçası olarak çalmış. tstan- bul'un ayn köşelennden çekilmiş iz- lenimci fotoğraf kareleri. Kemancı Cihat Aşkın, 'Andante ve Alleg- ro'ya bir Sibelius edasıyla başlamış, tutkulu yorumunu 'Allegro'da Cemal Reşit'in zarifcoşkusuyla birleştırmiş. Piyanist HandeDalkılıç'ın'Kâtibim Çeşitlemeleri'nde orkestra da solist- le birlikte akıp gidiyor. Dalkılıç'ın parlak tekniği, ccsur yorumu yeni bir tat getirmiş 'Çeşitlemeler'e. CD, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Banka- sı desteğiyle basılmış. TC Merkez Bankası desteğiyle çı- kan bir başka CD de Ulvi Cemal Er- kin'e ait. Bilkent Senfoni Onkestra- sı'nı EmilTabakovyönetmiş. Beste- cinin Piyano Konçertosu'nu, hani şu Berlin'de bombalar atılırken Ferhun- de Erkin'in çaldığı, ona adanmış konçertoyu bu kez ünlü Fransız piya- nist Jean- Philippe Collard çalmış. Senfonık yapıyla tümleşen, zengin tı- nılı bir anlayış getirmiş. Bestecileri- mizin tanınnıası ıçın en önemli şey yapıtlarının uluslararası dağarcığa girmesi. Umarız Collard, dağarcığın- daki Erkin konçertosunu dünyanın başka merkezlerinde de seslendirir. CD'de aynca bestecinin Köçekçesi ve 1. Senfonisi yer alıyor. Tabakov özel- likle 1. Senfoni'ye çağ başı Rus bes- tecılerinıngemş soluğunu katmış. Ay- nı dileğımiz şef Tabakov için de ge- çerli. Umanz o da başka ülkelerde programına Erkin'in yapıtlannı katar. Tümüyle Erkin'e ayrılmış bu CD yurtdışından çağdaş müziğimizı tanı- mak isteyenlere güzel bir armağan olabilir. Bu iki CD piyasaya çıkacak mı, yoksa Merkez Bankası'nın arma- ğanı olarak mı kalacak, bilemiyoruz. Vierl Bottazzlnl'nln Tılsımlı Flütü italyan flütçü Vieri Bottazzini ülkemizdeki orkestraların aranan bir solisti ve üyesi, aynı zamanda konservatuvarımızda öğretim ele- manıdır. Bu kez kendı yetiştirdiği öğrencilerle birlikte 'AH Flutes Chamber Orchestra' başlığı al- tmda bir flüt oda müziği toplulu- ğu kurmuş. Vc Vivaldi'nin kon- çertolannı yorumlamış. Aslı ke- man solo için olan Mevsimler'ı flüt solo ve flüt orkestrasıyla çal- mış. Ayrıca bestecinin 'Saka Ku- şu' ve 'Deniz Fırtınası' adlı kon- çertolarını da yine fiütçüler eşli- ğinde sunmuş. Son derece kıvrak ve aynı zamanda flütün hüznünü taşıyan yorumlar. Bottazzım'nin piyanist Lilian Tonella ile kaydet- tiği '19. Yüzyıl Fantezilcri' baş- lıklı CD'si de flüt ve piyano için yazılmış parlak ve vırtüöz parça- ları içeriyor. Bir de ıyıce yürekli- lik isteyen bir çalışması var Bot- tazzini'nin: Piyanist Aııdrea Anenna ile Cesar Franck'ın ün- lü La Majör keman sonatını flütle seslendirmiş. BunuProkofiyeFın Rç Majör flüt sonatıyla birleştir- miş CD'de. Franck'ta keman için yazılmış bir sonatın flütün meka- nizması içinde ne denli zor oldu- ğunu duyuyorsunuz. Bütün bu CüTer 'Callisto' etiketiyle ttal- ya'da piyasaya çıkmış. Avruça'da satışa çıkan bir başka CD de Özgür Aydın'ın Berlin Fi- larmoni 'nin baş viyolacısı olan eşi Naoko Shimizu ile kaydettiği ya- pıllardan oluşuyor. 'Genuin' eti- ketiyle piyasaya çıkan CD'de Schumann'ın Marchenbilder op. 113 adlıyapıtı, Britten'ın Lachry- mae'si ve Bunch'un süiti yer alı- yor. Sanatçıların kusursuz uyumu ve güzel yorumları bir yana, ne ya- zık ki CD kapağı son derece özen- siz, albeniden yoksıın hazırlanmış. 'The Melodies of New Turkey' başhkh dört CD'lik bir cilt, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ta- rafından hazırlanmış. 'Vurttan Sesler-Yeni Türkiye'nin Ezgile- ri' olarak bir ait başlık taşıyor. Ce- mal Ünlü'nün değerli taşplak ko- leksiyonundan CD'ye aktarılmış marşlar, tangolar, operetler. Cum- huriyet öncesının, geçiş yıllarının ve hemen sonrasının ezgileri. Uğultulu seslcrine karşın arşiv de- ğeri taşıyor. Ancak 'New Turkey' yanlış bir başlık değil mi? www.evinilyasoglu.com SlNEMA DOSTLARI DERNEĞt YAYIMLIYOR 'Sekans' sinema kültürü dergisiyayın hayatına başlıyor Kültür Servisi - Sine- ma Dostları Derneği la rafından yayına hazırla- nan'Sekans' şubatayın- da yayın hayatına başlı- yor. Yapılan anket çalış- ması, sinemayla ilgile- nenlerin beşte birinin ara sıra da olsa bir sinema dergisi okumadığını orta- ya koyunca bir yılı aşkın süredir tasan olarak bek- leycn Sekans'ın yayınına karar verildi. Popülcr, sanatsal veya akademik, her türden yaklaşım için nitelikli ol- ma ölçütünü gözetecek olan Sekans, sayısı mil- yonlan bulan seyirci kit- lesini, sinema okuru kitle- sinc dönüştürebilmek için konu zengini bir dergi olarak ortaya çıktı. 2005 yılı boyunca iki ayda bir yayımlanacak olan dcrgi- de, ulusaldan dünya gene- liııe doğnı bir açılım iz- lenmektedir. Dergının 'tstatistiklerin Dili'nde adlı bölümünde, sinema dünyasını ilgilcndiren ra- kamlar yorumlanarak sa- yılann ardına gizlenen değişımler ve olgular tar- tışmayaaçılıyor. 'Sinema Kitaplığımız' bölümün- de, önemini yitirmeyen eski kitaplarla yeni ya- yırnlanan kitaplar arasın- da denge konu alınırken söyleşi, kitap, yorum, dergi, oyuncu gibi çeşit- li alternatifleri değerlen- direcek olan bölümün adı da 'Sinema Arke- olojisi' adını taşıyor. Okurlann, festıvaller dünyasından ulusal ve uluslararası film festi- vallerinin programlanna ve ödüllerine ulaşma ola- nağı da sağlayacak olan dergi, sinemanın geçmi- şinde yaşananlan su yü- züne çıkarmayı amaçla- yan birçok konuyu da ele almaktadır. Her sayıda bir dosya 'Biyografi ve Filmog- rafi' başlıkları altında, si- nema dünyasının çeşitli alanlannda çalışan sine- macılann yaşamöyküleri- ni de konu alan dergi, 'Kuram/Yorum' bölü- münde dünden bugüne uzanan geniş bir süreçte, sinemanın kuıamsal açı- lımlannı sergileyen yazı- lara yer vererek bu gelişi- min çeşitli evrelerini 'Tekno-Sinema' başlı- ğında sunmayı amaçhyor. Her sayısında bir dosya konusuyla okurlann kar- şısına çıkacak olan Se- kans, ağırhklı olarak Tür- kiye ve dünya gündemiy- le ilişkili konulan okurla- nna aktarnıayı lıedefliyor. Sekans, yazınsal ve görsel açıdan doyurucu, yeni gö- rüş ve gelişmeler karşı- sında ılımlı ve tartışmala- ra açık bir kımlik taşıya- cak biçimde kurgulan- maktadır. Kentin tek senfoni orkestrası kötü akustik ve ilgisizlik çemberinde boğuluyor Bursa'dan buruk izlenimler ÖNDER KUTAHYALI 14 Temmuz 1998 akşamı, Bursa'da bir otelin terasındaydık. Masanın çevresinde rahınetli Hikmet Şimşek, Sayın Ahmet Say, Sayın Erol Gömürgen, Sayın Isma- il Göğüş ile Abdullah Uz vardı. Bu kent- te bulunuşumuzun nedeni, Bursa Senfo- ni Orkestrasrnın başına sanal sorumlusu olarak Şimşek'in getirilişi ve olayın bir dinletiyle vurgulanışıydı. Sanatçıdan iste- nen şey, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi'nin ortaklaşa kurdu- ğu orkestrayı devletleştirmeye çalışma- sıydı. Yeni bir senfoni orkestrasının ortaya çı- kışı herkesı heyecanlandırmıştı. Toplulu- ğun şefliğine Orhan Şallıel getirilecek, Şimşek de Kültür Bakanlığf nda gerekli girişimleri yapacaktı. Konuşmalar sabaha dek sürdü. özverl ürünü blr orkestra Kurumun devlete bağlanışı, 1999 yılı- nın sonlarında gerçekleşti ve adı "Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası" oldu Olayın ardından Şimşek görevinden ayrıl- dı; fakat yazar ve Halkla îlişkiler Uzma- nı Sayın Ahmet Borova, kurumun yeri- ne oturınası ve gençlerin onu yönetebilc- cek yolda yetişmesi için özvenlı çalışma- lar yaptı. 1998'dcn günümüze dek BBDSO'nun dinletilerini birkaç kez yazdım; ama ye- niden Bursa'ya gitme fırsatmı ancak ge- çen hafta bulabildim. BBDSO, hafta sonu dinletilerini per- şembe ve cuma akşamları gerçekleştiri- yor. Geçen haftanın sanatçı konuklan, şef Ibrahim Yazıcı ile değerli piyanist Öz- gür Aydın'dı. îzlence, "Üç B"nin, J.S. Bach'ın, L. Van Beethoven'in ve J. Brahms'ın yapıtlarından oluşturulmuş- tu. Önce Bach'ın Do Majör 1. Orkestra Sü- iti'ni dinledik. Yazıcı, Barok tınısının ko- runmasına özen göstermiş. Örneğın, yay- lı çalgılar vibrato yapmıyor. Solo partile- rini çalan orkestra sanatçıları özgür Tur- gut, Fulya Aybars (Obua) ve tlker Kı- roğlu (Fagot) çok başarılıydı. Teknik ve müziksellik kusursuz, tını ise coşturucuy- du Sanatçılarbu üçlüyü sürdürmelidirler. • "Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası"nın geçen hafta Ibrahim Yazıcı yönetiminde verdiği konserde değerli piyanist Özgür Aydın'ı dinledik. "Üç B"nin, Bach, Beethoven ye Brahms'ın yapıtlarından oluşan konserin ikinci yansında Özgür Aydın, Brahms'ın Op. 83 Si Bemol Majör 2. Piyano Konçertosu'nda, piyanodan elde ettiği gürlüklerle tınılann çeşitliliği, tekniğindeki kusursuzluk ve olgun Brahms anlayışıyla izleyicilere doyulmaz güzellikte bir dinleti sundu. Bach'ı izleyen Beethoven'in 3. Leonore Uvertürü de güzeldi. Coda kesiminde kur- tuluşu simgeleyen ve sahne gerisinde ça- lınan trompet soloda Evrim Kerpiççiler etkiliydi. Ellerlnden gelse kapatacaklar İkinci yarıda Özgür Aydın, Brahms'ın Op. 83 Si Bemol Majör 2. Piyano Konçer- tosu'nu çaldı. Aşırı uzunluğunu not et- mek koşuluyla bu yapıt, romantik duygu- sallığı ve düşünceyi dile gctiren en büyük söylevler arasındadır, Birınci bölümde (Allegro non Troppo) korno sanatçısı Öz- gür Çakıcı'nın soloları çok güzeldi. Üçüncü bölümde (Andante) ise Çağlar Çeliker'in viyolonsel solosu biraz daha özeni gerektiriyordu. Özgür Aydın'ın bu konçertoda sundu- ğu yorumla ilgili izlenimleri sözcüklerle anlatmak bence olanaksızdır. Piyanodan elde ettiği gürlüklerle tınıların çeşitliliği, tekniğindeki kusursuzluk ve olgun Brahms anlayışı, doyumsuz güzelliklerin belki bir özeti olabilir. Bursa'nın dinleti koşullarında düzelme olmamış. Tayyare Sineması'nın kötü akustiği, sahnenin darlığı yüzünden kont- rbaslarla timpaninin sütun arkalannda ça- lışı, orkestra kadrosunda artış olmayışı ve halktan gelen ilginin azlığı gibi kusur- lar yerh yennde duruyor. Yanımda oturan sevgili dostum Prof. Koral Çalgan'a "Düzelen bir şey yok" dedim. Aldığım yanıt kaygı verici ve düşündürücüydü: "Düzelmeyi bırak. Ellerinden gelse ka- patacaklar." GUZELİN ARDINDA BERTAN ONARAN Antik Sergileri Tevfik Ihtiyar, 2004'ü çarpıcı bir sergiyle bi- tirdi: Nedim Günsür. Her zamanki gibi, gerek özel derlemelerden, gerek müzeden yararlanarak sevgili Nedim Günsür'ün her dönemden belli başlı yapıtlannı bir araya getirmişti. Elbet bir de katalog basmış; başında Turgay Gönenç'in ustaya yazdığı şiir. ardından Nilgün Yüksel, Bilge Aydoğan, Yücel Sönmez ve Tev- fik arasında bir söyleşi; en sonunda da Emine Günsür'leyapılmış 'BirRessamla Yaşamak' ad- lı konuşma var. Emine Hanım, bir bakıma benim de tanık ol- duğum resim serüvenirnizi özetliyor o konuşma- da; 54-78 arasında, bir ressamla bir öğretmen, ayakta kalabilmek, resmi sürdürebilmek için ne çileler çekmiş, ne çarelere başvurmuşlar! Ben bu ustalardan ikisini, Mehmet Pesen'le Hulu- si Sarptürk'ü Haydarpaşa Lisesi'nde öğrenciy- ken tanıma talihine erdim; daha sonra belki on- ların aracılığıyla, belki gezmeye başladığım ga- leriler arasındaki Cumalı'da Nedim Bey'i de can- lı olarak tanıdım; ama elbet resmin zor satılışıy- la, dahası hemen hiç satılmayışıyla ilgili sorun- ları ancak Cihat Burak'ı tanıyıp yakın dostu ol- duktan sonra ayrıntılı öğrenebildim. Andıklarımın hepsi soylu, onurlu insanlardı, resmin satılmayışıyla ilgili en küçük biryakınma- larını işitmedim; satıldıgı dönem gelince de dav- ranışlarında en küçük bir değişme, bir şişinme, böbürlenme olmadı; bu hastalık 1980'den son- ra, bütün öbür virüslerle birlikte bulaştı Türk top- lumuna ve onun böyyük sanatçılarına. Sergiyi gezerken de, kataloğa bakarken de, bir şey gözden kaçmıyor; çok ender birkaç ki- şinin dışında, bütün öbür yorumcular gibi, Ne- dim Günsür de adaların modaların etkisinde kal- mış bir süre; o dönemde yaptığı resimler elbet- te sıradan, öykündüğü Batılı ustalar onların çok daha gerçeklerini yapmışlar. Ama sonra yavaş yavaş kendine güveni gelmiş, kişiliğini, anlatı- mını, izleklerini bulmuş, onlar üzerinde çalışmış ve şimdi artık Türk resim tarihine giren yapıtla- rını sıralamış. Bu tuzağa düşmeyen ender insanlardan biri sevgili Cihat Burak'tı: Başından sonuna, kendi- si; Picasso ile Rembrandt'ı resmin Himalaya- ları sayar; Bonnard'ı çok severdi; ama tek bir resminde, tek bir çizgisinde onların damgasını göremezdiniz. Tevfik daha sonra AKM'de iki dostumun ser- gisini açtı: Şenol Yorozlu ile Yavuz Tanyeli. Yavuz'un oğlu Can'ın uyuşturucuya kurban verilişinden yola çıkmış iki yorumcumuz da; Şe- nol arayışlarına: 'Beyaz Yazı ve Yolculuk' adını vermiş, Yavuz'sa: 'lyilik ve Kötülük Üzerine.' Bu iki duyarlı, dürüst insan, tüketim toplumu- nun, daha doğrusu tüketim uğruna bir avuç aç- gözlünün, aç beyinlinin bütün dünyaya, insan kardeşlerine zorla yaşattıklarını derinlemesine duyumsuyor; bu ugurda çevrilen bütün dolap- ları biliyorlar; ama şimdilik herkes, hepimiz gibi elleri kolları bağlı; canlı cansız doğanın, çevre- nin, varlıkların, o arada elbette insanların ölü- münden para kazanmaktan başka ereği olma- yanları durduracak, etkisiz hale getirecek güç- leri yok. Biri çığlıklarını akıp giden simge ırmaklarına, öbürü karanın, sarının, kızılın en koyusunadök- müş; duyabilenin yüreğini paralamak üzere. Kıyasladığında, Sevgili Nedim Günsür'ün ge- çinebilmek, boya bezfırça alabilmek için bebek boyaması bunlann yanında armağan gibi kalı- yor. Fransız düşünür bilim adamı Henri Laborit boşuna demiyordu uygarlığın yeniden tanım- lanmasının zamanı geldi, diye; geldi ne demek, gözümüzün içine baka baka, canlarımızı ala ala geçiyor! sbonaran(« yahoo.com En iyi canlandırma Inanılmaz Aile' • Kültür Servisi- Çızgı film ve canlandırma filmi Oscarları olarak bilinen, Uluslararası Canlandırma Film Derneği tarafından televizyon ve sinema animasyon filmlerine verilen ve bu yıl 32si düzenlenen Annie ödülleri çerçevesinde en iyi animasyon, en iyi yönetmen ve en iyi seslendırme dalında 'The Incredibles' (tnanılmaz Aile) adlı animasyon filmi kazandı. En iyi yönetmen ödülü filmin yönetmeni Edna Mode'a verilirken, en iyi seslendirme ödülüne de Brad Bird değer görüldü. 'Inanılmaz Aile', senaryo, yapım tasanmı ve Michael Giacchino'nun bestelediği müziğiyle de ödül aldı. Annie Ödülleri'ni kazanan diğer yapımlar arasında çocuk kanalı Nickelodeon'da yayımlanan 'SpongeBob SquarePants', en iyi animasyon televizyon yapımı dalında, Fox TV'de yayımlanan 'King of the Hill' adlı canlandırma yapımda 'Luane' karakterinı seslendiren Brittany Murphy de en iyi seslendırme dalında ödüle layık görüldü. Kenter ve Dormen'e engel • ANKARA (ANKA) - Konservatuvarlarda sözleşmeli olarak çalışan emekli sanatçı öğretim elemanları 2005 yılı bütçe kanunu nedeniyle artık birikimlerinı öğrcncilerine aktaramayacak. Aralannda Prof. Dr. Yıldız Kenter ve Haldun Dormen'in de bulunduğu 25 emekli sanatçı, bütçe yasasının 25'inci maddesindeki 'Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşhlık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin kamuda çalıştınlamaz' hükmü nedeniyle derslerini kesmek zorunda kaldı. Kenter ve Dormen, söz konusu hükümden istisna tutulmalannı sağlayacak 67 yaş sınırı geçmemiş olma ölçütüne de uymuyor. BUGUN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da 'Taşkın Savaş Müzik Topluluğu'nun Hoş Seda adlı konseri. (0 212 232 98 30) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Kısa Film Günleri: (0 212 252 35 00) ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle