18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 CHP'yc. yo.ni ad: Cümlelen Harp Parlisi! Elektronîk posta: [email protected]. 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - ÖDP kıırultayı sessiz geçmiş... "Onlar da kırmızı gül bulsaydı!" Fark Amerika'nın iş- gali altındaki I- rak'ta yapılan seçimler- le, Amerika'nın mütte- fikliği altındaki Türki- ye'de yapılan seçimler- de ne fark var? Irak'ta seçmenler oy pusulası- nı sandığı atmadan ön- ce parmakları boyanı- yor; Türkiye'de attıktan sonra! Hemingvuay Erol Işisağ: "Er- nest Heming- vvay'in, VVinner Take Nothing adlı yapıtını Varlık Yayınevi 'Kaybeden Kazanıyor', Bilgi Yayınevi ise 'Kaza- nana Ödül Yok' adıyla yayımlamıştı. CHP ku- rultayında Mustafa Sa- rıgül düzeyli bir muha- lefet sergileseydi, 'Kay- beden Kazanıyor' adlı kitabı kendisine gönde- recektim. Şimdi 'Kaza- nana ödül Yok' adlı kita- bı Deniz Baykal'a gön- dereceğim." G eçenlerdetelevizyon ekranına yansıyan bir görüntüde CHP'de başkanlık yarışına so- yunan Mustafa Sarıgül, otobüsün içinden — halkı selamlarken aklıma geldi. Siyasetin yakın geçmişinde sahneye çıkan üç portre; Faik Türün, Alpaslan Türkeş, Kenan Evren nedense beni ürkütmüştür. Bu isimler bende hep şiddeti çağ- rıştırmış; işkence, davadan dönenin vurulması, bes- lemeyip de asmak gibi kavramlar beynimde yer et- miştir. Ancak, adları bende şiddeti çağrıştıran bu isimlerin, bir karıncayı bile ezdiğini kimse görme- miştir. Ekrandaki Sarıgül halkı selamlarken yumruğunu sıkmıştı. Kendisine sevgi gösterisinde bulunanlara, kuvvetli kol hareketleriyle yumruk sallıyordu. Bu gö- rüntü, böylesi pozlar hiç vermemiş olmasına karşın Türün, Türkeş ve Evren'i anımsatmış ve beni ürküt- müştü. Birkaç gün sonra CHP'nin olağanüstü kurultayına Yumruk ve salça genel başkan adayı olarak katılan Sarıgül'ün, kurul- tay salonunda salladığı yumruğu görünce ürkme duygusu uçup gitti, yerini korku duygusu aldı. Çün- kü Sarıgül, yumruğunu bir selamlama işareti olarak havadasallamıyoryanındakininsuratınaindiriyordu. Yumruğuyiyen deCHP'Iİ Bakırköy BelediyeBaş- kanı Ateş Ünal Erzen'di. Erzen'i sonradan televizyonda dinledim. Anlattığı- na göre Sarıgül önce bir tekme savurmuş; yumruğu attıktan sonra eğilip Erzen'in kulağını ısırmış; par- maklarını ağzına sokarak ağzını parçalamak istemiş. Sarıgül bu olayı, belinde tabanca ile kurultaya ge- len yandaşı CHP Milletvekili Turan Tüysüz gibi in- kâr etmiyor; attığı yumruğu kurultay ortamının ger- ginliğine bağlayarak Erzen'den özür diliyor. özür ve özrün kabulü kişileri ilgilendirir. Kurultay salonunda birbirlerine tekme tokat giri- şen CHP'lilerin özür dilemesine ise gerek yok. Çün- kü onlar aynen Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı al- tında bile yumruk sallayacak tıynette kişiler. Bu tip- leri çok gördük ve göreceğiz. Ama CHP gibi bir partinin genel başkanlığına so- yunan bir kişinin, işini yumrukla halletmeye çalışma- sı kabul edilebilecek bir durum değil. Sarıgül'ün ya- nında saf tutarak, ne yapıyorlarsa CHP için yaptıkla- rını söyleyen Deniz Baykal muhalifleri oturup dü- şünmeli; iktidara da yumrukla mı geleceksiniz? Siyasetteki lakabı "domates" olan Deniz Baykal'a gelince... 1999 seçim bozgunundan sonra Baykal'ın salça olduğunu yazmıştım. CHP'de Bıraktığı koltu- ğa 17 ay sonra yeniden dönünce, "domatesten iyi salça olur ama salçadan bir daha asla domates ol- maz" demiştim. Olmadığı görülüyor! SeviyeAkif Kökçe: "Ço- cuklara 'seviye tespit sınavı' yapıp du- ruyorlar. Bîîyükler için de 'seviyesizlik tespit sı- navı' yapılsın!" SESSİZ SEDASIZ (!) Subaylar geçinemiyor, polisler rahat! Gündemde ilginç bir konu var; subay- ların maaşları... Kamil Acar, konuyu anımsatıyor: "Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgene- ral llker Başbuğ düzenlediği basın top- lantısında bir soru üzerine 'Türk Silahlı Kuvvetleri çalışanlarının büyük bölümü- nün açlık sınırı altında maaş aldıklarını belirterek bu durumun düzeltilmesini hükümetten istediklerini söyledi ve bu- na ilave olarak küçük rütbedeki görev- lilerin kredi kartı harcamalarındaki kontrol- süzlükten dolayı düşecekleri geri ödeme zorlukları konusunda gerekli tedbirleri al- dıklarını açıkladı." Acar, bu açıklamanın hemen ardından Emniyet Genel Müdürlüğü sözcüsü Ra- mazan Er'in düzenlediği basın toplantı- sına değiniyor: "Er 28, emniyet teşkilatı çalışanlarının 800 milyon lira ile 2 milyar lira arasında, emeklilerin de 500 milyon lira maaş aldık- larını belirterek emniyet teşkilatında geçim derdi olmadığını, devletin imkânının bu kadar maaş vermeye yettiğini açıkladı." Kamil Acar bu iki açıklamanın ardından şu değerlendirmeyi yapıyor. "Açlık sınırı 1 milyar 200 milyon lira ol- duğuna göre diğer kurum ve kuruluşlar ile özel sektör yetkililerinin çalışanları- nın maaş, ücret ve gündeliklerini kamu- oyuna açıklamasında ve hükümete is- tek ya da istemezliklerini bildirmelerin- de yarar var. Hükümetten de devlet pas- tasından kimlerin ne kadar nasiplendiği- ni açıklamasını beklemek herkesin hakkı olmalı." Yüksek Yerilim Hattı Delegenin vurduğu yerde gül açmadı: Baykal, baymaya devam edecek! erdincutkucyahoo.com îsraiFin Karabasanı TÜKKAYAATAÖV Kendini bir Yahudi devleti olarak ilan etmiş olan Israil'in korkulu düşü Filistinli Arapla- rın birkaç yıl içinde devlet için- de çoğunluğa geçmeleridir. Her iki tarafın da farkında ol- duğu bu yüksek olasılık kimi Israil kabine üyelerini tüm Arapları ülkeden sürme ya da tehdit ve açlık yöntemleriyle kaçırma düşüncelerine itiyor. Arafat'ın (herhalde) doğal ölü- mü Başbakan Yardımcısı E- hud Olmert'in onu öldürme seçeneğinin kapısını kapadı. Siyasal cinayetleri faşistler iş- ler. Ama Oslo "Barış Süreci" olduğu yerde bile yapay solu- numla yaşıyor. Başbakan A. Şaron yeni seçilen M. Ab- bas'a da sert tavır takınmada haklı mı?.. "Intiharbombacıla- rı" kuşkusuz huzur kaçırıyor a- ma, onlar devleti yıkamaz. Is- rail komutanlığı da, eski asker Şaron da bunu pekâlâ biliyor. Filistinlilerin başka silahı da yok. Israil, Hamas'tan ve ben- zeri örgütlerden çok "Daha Büyük Israil" içinde ergeç ve yakın sürede çoğunluğa ve belki de demokratik yoldan ik- tidara geçecek olan Arap kit- lenin oluşmasından korkuyor. Israil bu olasılığı zorlayarak ortadan kaldırırsa, partilereve seçime dayalı "demokratik" görünümünü de yitirir. Daha birayöncesinedeğin, herşey "Arafat'ın suçuydu". Benzeri suçlamaların yenilenmesiyle, yolun gene sonundayız. Batı- lıların zaman zaman savun- duklarının tam karşıtı, Israil, Arap denizinin, giderek Orta- doğu'nun içinde bir "demok- rasi adacığı" değildir. Yalnız ve yalnız Yahudi ana- dan doğmuş Yahudilerin ve Yahudi dininden olanların ay- rıcalıklara sahip oldukları, ge- ri kalanların sonsuzadekyurt- taş bile sayılmayacakları bir Yahudi devletidir. 1967 sınırla- rı içindeki Arapları ve Batı Ya- kası (Judea ve Samaria) ile Gazze'dekileri de atar ya da kaçınrsa, bu düzenin nesi de- mokratik, neresi Batılı? Bush'un Saddam yönetimi için söylediği burada geçerli değil mi? Üstelik, bölgede kit- le imha silahlarına sahip tek devlet de o. Israil'in varlığı da, izlediği yol da Amerikan siyasetinin açmazlarını katladı. VVashing- ton'a El-Kaide'ye ilişkin bilgi- ler veren ama Beyaz Saray'ca sık uyarılan Suriye, olsa olsa Israil'in başını ağrıtır. Iran'ın korkuttuğu Israil'dir, Amerika değil. Bunlarasopa, Israil'e 10 milyar dolar. Genişleyen Yahu- di yerleşmeleri ve 'ırkçı duvar' da cabası. "Yol haritası"ru geç, gerçek harita yerde. Işçi Partisi'nin güngörmüş siya- setçisi Avraham Burg'un şu sözlerine bakın: "İki bin yıllık yaşam savaşımından sonra, gerçek şu ki, Israil, çürümüş seçkinlerln nefretle yönettiğl, yasaları ve aktöreyi alaya aldı- ğı bir sömürge devleti olmuş- tur." Geçen zaman kaçınılmaz sonu yaklaştırıyor. Tek etnik ve dinsel yapılı Büyük Israil yeri- ne, Araplar ve Yahudilerden oluşan tek demokratik ve laik devlet. Bu düşünce hem bir düş ülke, hem de içindeki ger- çekliktohumlarıylagüçlü. Bu- gün, Avrupa da karmaşık de- ğil mi? Londra, Paris ve Ce- nevre Müslümanlar, Magribi- ler, Hintliler, Türkler ve başka- larıyla dolu. Avrupa'da anti- Semitizm güçleniyorsa, bunun birönemli nedeni Israil'in artık onaylanamaz uygulamalarıdır. Berlin Duvarı yıkılmışken Isra- il'de duvar örülmesi, akıntıya karşı kürek çekmek... Tek dev- letin önü engebeliyse, bugün- kü yapı daha da taşınmaz bir yük. Ç t Z G t L t K KÂMİL MASARACI [email protected] Çizerimiz Kamil Masarıcı yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından çizgilerine bir süre ara vermiştir. HARBt SEMtn POROY semihporoy(<i yahoo. com BULUT BEBEK bulutbebekuı hotmail.com 5c\g*i beni çok 1 / HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BtwtN hayatepîkm mynet.com 82 yiLLIK CHP TARÎHİNDE tLK DEFA KONGREDE M N AKTI.. 82 YIL ÖNCESINİN LK FIKRA"SINA DÖNÜŞMESİN SAKIN!.. V HALK FIRKASI.. TARtHTE BUGÜN MÛMTAZ ARIKAN 1 Şubat www.mumtaa-arikan.com Cumhuriyet kitap kulübü NECATÎ CUMALI • . : : • • • • • f s 1 A 17. Baskı (Tütün Zamanı: 1) Çağ Pazarlama A.Ş. TUrkocağı Cad. No:39/41 34334 Cağaloğlu-istanbul Tel:(0212) 514 01 96 Faks:(0212) 514 01 95 NEO-PLÂSTİSİZM'İN BABASI PtST MONOKIAN, 72 YAÇINOA ÖLDÜ. GEtJÇLİ&İNbE KISABİR SÜR£ ÖĞBSTMEMlJK YAPTr/eTAN SOMZA RESM£ 8AÇ- | LAMIŞTI. 131O'LAROA PARİS'B &lrMİÇ, O/SAÖA GBR- ÇEKÇİ ÇAUŞMALARtNt ÇSOLOA,ARKA PIÂNOA) TBftKBÖEHEK MODE&N R.BSİM AKJMUABININ -£N ÇOK CA KÜBİZM'İN-ETKİSİNDE KALMtÇT). OEVÇ- KEM, 132O'Lİ YtLLARDAj "NEO-PLflSTİSfZM11 APl- Nl VGRDİĞİ AMMIKİ ILK KUGAUARrMt SAPTAMlŞ V£ YAYIMLAMIÇTI. W*MAM£M G£OM£T1tİK Ş-£Kt'L- LERE DAYAMAN, YATAY VE DÛÇEY ÇİZGİLSJZ/AJ EGBMEM OLDUĞU, 8(/&G4Ç A£NK KULLANAfZAK YAPTIĞI R£SİML£(Z, SÖZ HOMUSU tOJ/ZALLAGA UYSUMPU. MOMORlAN, fC£NDİNDEN SOhiRA G£CE- CBK. İ Sakarya Üniversitesi Spor Yüksekokulu diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. SERHAN DERÎNBAY ŞİŞLİ 3. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 2004/10252 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, mrktar ve kıymetleri yazı- lı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci arttırma 02.02.2005 günü saat 12.20-12.30 Gürsel Mahallesi, Kuzulu Sokak No: 12 Çağlayan/lst.'de yapılacak ve o günü kıymetleri n yüzde 60'ını istekli bulunmadığı takdirde 07.02.2005 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin ma- lın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulmasının ve satış ısteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklınm toplamından fazla olmasının ve bun- dan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masratlannı geçme- sinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden yüzde 18 oranında KDV'nin ahcıya aıt olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında gö- riilebileceği, masrafı verildıği takdirde şartnamenin bir örneğmın ıste- yene gönderilebıleceğı, fazla bılgı almak ısteyenlenn yukanda yazılı dos- ya numarasıyla daıremıze başvurmaları ilan olnur. 03.01.2005 Muhammen Kıymelı Lıra Adedı Cinsı (Malııyeti ve Önemlı Nıtelikleri) 30.000.OUO.000.- I 34 UM 6U33 Plakalı 1999 Modcl, Mercedes Vito Marka, metalık gn renkte (muhlelıl yBrlentıde çizik ve ezikler var, el freni ve geri vitesi arızalı) Basın: 3573 CumhurİYet kitap kulübü M. EMÎN DEGER BtR CUMHURİYET DÜŞMANININ PORTRESİ Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334) Cağaloğlu-istanbul Tel:(0212) 514 01 96 GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Ankara'da Politopya' Hafta sonu CHP Kurultayı'nagittim. Bir gün önce, ge- nel merkezde, dinlenme odasında genç partili kızlar bi- ze çay ve diyet kuru pastadan ikram ederek "onur üye- si" kartlarını dağrtıyorlardı. Her biri zarif, eğitimli ve gü- ler yüzlüydü. Eski bir parti meclisi üyesi olarak, gözlerim yaşardı. Her cümlelerinde parti terbiyesi ve siyasi derin- lik hissediyorum. Kurultayı benimle beraber izlemeye gelen Afrikalı dostum siyasetçi Dikume Bonjo'ya he- men bir konuk kartı çıkarıp, ülkesi hakkında birkaç siya- si yorum yaparak onu bile şaşırttılar. Ertesi gün Afrikalı rnisafirimle beraber kurultay salo- nuna gittik. Yirmi bin kişilik Ahmet Taner Kışlalı Salonu gelin gibi süslenmişti. Arabamızı rahatça otoparkta bı raktıktan sonra, bizi gençlik kolları üyeleri, 20 değişik ka- pıdan tüm katılımcıları bir anda gülücüklerle içeri alırken, birer doküman dolu çanta hediye edip, kadınlara kırmı- zı karanfil, erkeklere rozet takmayı ihmal etmiyorlardı. Ku- ru Itayda 3 aday yarışacaktı ve içeride her birinin yandaş- ları heyecanlı, fakat nazik tavırlarla son propaganda sa- atlerini geçiriyorlardı. Genel başkan iki rakibiyle de ayrı ayrı birer televizyon programına katılmış, son gece de her üç aday bir TV de son derece düzeyli iki saatlik bir seansta hedeflerini masayayatırmışlardı. O güzel tartış- mayı misafirime de tercüme etmiştim. Her birinin söyle- mi sanki bir diğerinden daha iyiydi. Insan böyle bir ya- rışmada kime oy vereceğini bilemez, divan başkanına gidip çaresizliğini anlatıp, oyunu adaylar arasında eşit bölüştürmek isteyebilirdi! özetle genel başkan, başlat- tığı büyük projeler, beş yıllık parti gelişme programı ve partinin ekonomik bağımsızlığını öne çıkaracak hedef- lerini aktarıyordu. Diğer adaylardan biri, Bn. Sevim Tar- gan, partiyi nasıl gençlere ve kadınlara dayanılmaz bir cazibe merkezi haline getireceğini, nasıl dünyanın diğer sosyal demokratlarıyla buluşturacağını, bilgisayarlı sü- rekli eğitim ve haberleşmeyi nasıl yaşama geçireceğini, gençlere teşvik edici bilimsel, siyasi, kültürel hangi ya- rışma ve projeleri sunacağını, hangi metotlarla üye ade- dini iki yılda üçle çarpmayı hesapladığını anlatıyordu. Oiğer başkan adayı Fırat Tansel ise iktidar partisi için tam bir kâbustu. Şikâyet üniteleri ile tüm yurdu donatı- yor, gölge kabine kuruyor, sürekli basın toplantıları iletop- lumu uyarmanın hesaplarını yapıyor ve tüm, kitle örgüt- leri ile ortak akıl arayışlarına hız kazandıracak bir "beyin fırtınası" ortamı yaratacağının işaretini veriyordu. Iştekurultayın her noktasından sevgi, kardeşlikveda- yanışma akan açılış töreni ve delegelerin yaptığı konuş- malardan sonra, sıra adayların sunumlarına geldi. Ge- nel başkan, diğer iki adaya da salonda kendisiyle eşit propaganda imkânları tanıdığı gibi, şimdi deonların 5'er dakikalıktanıtım filmlerini yayımlatıyordu. Şakalaşmalar eşliğinde kura çekildi ve sıralar saptandı. Yabancı konuk- ların ve basının da rahatça kurultayı izlemesini sağlayan tercüme sayesinde Afrikalı konuğum da her öneriyi iz- leyip notlar alabildi. Sonuçta büyük yarışı, Bn. Targan kazandı; bilgisayar- la yapılan ve sonucu toplam 10 dakikada alınan bir oy- lamaydı. Diğer iki aday günün galibini hararetle kutlar- ken, "eski" genel başkan herkesi ağlatan duygusal bir konuşmayla uğuru saydığı rozeti yeni başkana verdi. Her üçünün de daha önce söz verdiği gibi kazanan a- day, diğer ikisinden kendisine danışmanlık yapmalarını rica etti ve onların projeleri için de çalışacağını anlattı. Kurultay, gurur veren bir finalle, parti meclisinin en de- mokratik yöntemlerle seçilmesinden sonra, bir bayram havasında marşlar söylenerek son buldu. Partime ait ol- manın gururu biryana, yabancı konuğuma bu görkem- li sahneleri seyrettirebilmiş olmaktan son derece sevinç- liydim. Dönüş yolunda Afrikalı dostum içini çekip, gözyaşla- rını silerek şunları söyledi: "Senin adına sevinerek izle- dim, ama bir de benim ülkemde yaşadıklarımı bil- sen","Lütfen anlat rahatlarsın" dedim. "Koltuğa yapış- mış bir başkan, her gün demokrasiden söz eder, parti- de kendisini her eleştireni atar ya da istifayazorlar. Halk artık illallah demiştir, ama onun umurunda değildir. Her gün siyasi ahlaktan söz eder, tüzüklerle kafasına göre oynar, rakiplerlne, yarışamasınlar diye yapmadığını bı- rakmaz, Kurultayları kimse izleyemesin diye ya şehir dı- şı otellerde, jandarma eşliğinde ya da yalnız kendi adamlarını doldurduğu 2000 kişilik küçük salonlarda yaptırır, kartlarımız itiş kakış arasında kurultay sabahı 03.00'te dağıtılır, salona giriş çıkış bireziyetdizisidir, o- nun yarattığı bu ortamı kırmak için lümpen tipler kurul- tay basar, kavgalar çıkar, kanlar akar, kurultayın ilk gü- nü koyduğu divan başkanı gece 02.00'de herkesi evi- ne yollar, yarın gelin der, herkes gittikten sonra divanı açıp en tartışmalı maddeleri lak diye geçirir, söyle dos- tum, nasıl ağlamayayım?" Dikume'nin elini tutup sıktım. Ne mutlu bana ki, ben örnek bir demokratik cumhuriyette, Atatürk'ün partisin- de siyaset yapıyordum ve bu kâbuslarla hiçbir ilişkim ola- mazdı. Bu da bizim şansımızdı... e-mail: bedbay(g tnn.net Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Birkimsenin yanında bulu- nan yardakçı- lar. 2/ îçinde bulaşık yıka- nan musluk teknesi... "Türkçem be- 6 nim — bayra- -, ğım" (F.H. Dağlarca). 3/ 8 Gerçekte ol- 9 madığı halde, birçok insanın oldu- ğmıainandıklanşey... 1 Çemberin çevresinin 2 çapına oranını göste- 3 rensayi. 4/Yunanmi- 4 tolojisine göre uçma- 5 yıbaşaranilkinsan. 5/ 6 Başlangıçtayeralan... 7 Kötü, alçak. 6/ Eski 8 Mısır'da güneş tann- 9 sı... Hayır için dağıtılan içme suyu. 7/ Çabukluk, hız... "Suya düşeni — yaknıaz / Her âşık bu cevri çekmez" (Karacaoğlan). 8/ Kumar oynanan yere bırakılan para... Güzel çiçekli bir süs bitkisi. 9/He- mencecik, derhal. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Tahmin. 2/Yazı... tnce pide halinde ekmek. 3/Se- kiz kiloluk tahil ölçegi... Küçük erkek kardeş. 4/Ka- fiye... Züppe. 5/ "His var mı bu âlemde — gibi tat- h" (Yahya Kemal). 6/ Genellikle Güney Ameri- ka'da üretilen, kalitesi yüksek bir kahve cinsi. 7/ "Sözün — ile düşürgil" (Yunus Emre)... Kimono- nun üzerine bağlanan ve daha çok ipekten yapılan uzuıı Japon kemeri... Halk dilinde ayrana verilen ad. 8/Yunan abecesinde bir harf. 9/Hatay ilinde bir ırmak... Kızg^n bir demirle vunılardamga. 1 t Â1 N T Y O N İ 2 E C E • s.A L A P 3 M A D A •L E N A 4 E R T T E M •E S 5 R A M A Z A N •L 6 R •E L E N T K A 7 u ç iE L •S O M 8 T A R T •V A L E 9 • i E N 1 N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle