18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA J\^ |J J_j J U J \ kultur(« cumhuriyet.com.tr 15 Gülgün Başarır'ın, Ahmet Haşim'in ünlü şiirini anımsatan sergisi Galeri Artisan'da Merdivenlerin sonundaki gizemKAYA ÖZSEZGİN Yapının iç mekânını oluşturan katlar ara- sında ya da dış mekânla yapının içini ilişki- lendiren geçiş güzergâhlannda karşımızaçı- kan merdivenler, bızim onlara yüklediğimiz işlevsel anlamın ötesinde, salt birer mimari öğe olarak dcğil, kcndi başlarına taş, mermer ya da ahşap malzemeyle kurgulanmış "nes- ne" elemanları olarak, ne ifade ederler bizim gözümüzde? Üzcrinc basılarak geçilmiş ba- samaklar, onca insanı taşımış ve şu kadar za- manı yaşamış olmanın sessiz tamkhğında, nasıl bir süylcmi yansıtırlar? Zamanın akıp geçen sürecinde, kımi kez bize olanaksız gi- bi görünen aşmmalar, merdiven basamakla- rının doğasından mı kaynaklanır, yoksa bize öylc göründüklcri için mi onların yol açlığı bu algınm sanalhğina inanırız? Işiıı temelinde, belki de Heidegger'in sö- zünii ettiği bir "dünya" ve "yeryüzü" kar- şıtlığının izlerini aramak gerekecektir. Ona göre bu iki kavram varlık açısından farkhy- dı; dünya, bir "açıklığın" ifadesi olduğuhal- de, yeryüzü, sürckli olarak kcndini kapatan, gizleyen, hiçbir şeye zorlanılmamış bir orta- ya çıkıştı. Hakikatin varlığıyla ilgili bilgile- rimiz, hcp sınırlı kaldığına göre, bi/.im algı- ladığımız şeyler, görünen dünyaya ilişkin olanlardır. Sanat yapıtma konu olan nesneler ise, o yapıt aracılığıyla kurgulanmış olan bir yeryüzü tablosu sunar bize. Olagan vc sira- dan nesneler, yapıtlarda bize olduklarından farklı göründüklerine göre, o nesneler, sanat yapıtı olma sürecine girdikleri andan itibaren, yeryüzü kımlığı içınde karşımıza çıkmış olurlar. Clzlenml; ayrıntılar Gülgün Başarır'ın resimlerinde yer alan yıllanmış, köhne merdivenler daha ilk anda, bizim gözümüzde merdiven nesneleri olduk- ları izlenimini bile yaratmazlar. Günlük ya- şamın kirini ve pasını üzerlerinde, bir yaşan- mışlık tortusunu gizlcmcksizin açığa vuran basamaklar, ustaca kurgulanmış bir yanılsa- ma karşısında bulunduğumuz kuşkusunu bi- le yaratabilirler. Ama gene de onlar, grinin Gr iderek derinlikten uzak, benzer ya da yakin espri şemalarının çevresinde gezinen resimlerle sık sık karşılaştığımız şu sıralarda, Gülgün Başarır'ın geliştirdiği kişisel yaklaşım, nesne ressamlığı konusunda, iç ve dış gözlem odaklarını buluşturmaya yönelik çabanın önemine dikkat çekmiş oluyor. tonlanna bulanmış, neredeyse gözlerden gız- lenmiş ayrıntılar düzeyinde ufacık kızıl leke- lerle de çok belirsiz biçimde dengelenmiş gö- rünümleriyle, merdiven olmasalar da "mer- diven resimleri"dirler. Bir nesnenin kendi- siyle resminin "aynı" olmaması, bilinen bir sanat kuralı olsa da Başarır'ın resimlerinde, bu kuralın tersine çalıştığı da gözlemlenebi- liyor: Resimler, kendi içlerinde konumlandı- nlmış yapılanyla, merdivenin kendisinden başka bir şey değiller. Her basamağında adınılanmızı yeniledığımız bu taş çıkıntılar, mimarlığa özgü yapısallıklanyla, merdiven ayaklarıdır. Sanatçısı bizi yanıltmıyor, ama bu konuda, resim tarihinin içinden akıp ge- len deneyımin birikimıyle konuşmaktan hoş- lanıyor ve görsel bilgilerimizi bir kez daha gözden geçirerek onun resimlerine bakma- mız gerektiği konusunda bizi uyarmaktan da geri kalmıyor. Örneğin, Schwitters'in 1920'li yıllarda başladığı, sonraki yıllarda da yeniden gerçekleştirdiği ünlü "Merzbau'Ma- rı gibi, sıradan nesnelerden bir katedral inşa ediyor sanki o da. Sessizlik, dinginlik ve me- lankoli, gerçekte olmayan ve kurgulanmış ol- duğu izlenimini veren bu merdiven tema'sı- na, farklı bir içerik yüklüyor. Yaşam ve gerçekllk Şu da söylenebılir: üörünürde merdiven imgesinden yola çıkıldığı halde, bu imgenin taşıyabileceği içerikten oldukça farklı birbe- lâgat ("rhetorique") ıle bezeli yeni bir üst- içerik, Gülgün Başanr'ın resımlerinı yeni- den anlamlandırmış oluyor. lzleyicinin sezmekte zorlanacağı bir algı modeli, burada ızleyiciye sunulmakta ve on- dan, bu resımlere, böyle bır algının varlığını hesaba katarak bakınası istenmektedir. Bu tür bir sunum, resme izley ici etkinliği açısın- dan yaklaşılarak, yaşam ve gcrçeklikle koşut- luklar kurulması yolunda öneriler getiriyor aynı zamanda. Şairin, merdiven imgesiyle yaşam arasında kurduğu anlamsal ilişkiyi bu- rada anımsamakta yarar var. Simgeciliğin bu ilişkiden ürettıği anlam ölçeğinde olmasa bi- le, Gülgün Başarır'ın merdivenleri, birbirin- den farklı cepheleri içeren görünümleriyle, içsel bir bakışı davet etmekte ve böylece, iz- leyiciyı bellek tabanma inmeye zorlamakta- dır. Giderek derinlikten uzak, benzer ya da ya- kın espri şemalarının çevresinde gezinen re- simlerle sık sık karşılaştığımız şu sıralarda, Gülgün Başarır'ın geliştirdiği kişisel yakla- şım, nesne ressamlığı konusunda, iç ve dış gözlem odaklannı buluşturmaya yönelik ça- banın önemıne dikkat çekmiş oluyor. Duruk olanın gerisindeki anlamı kurcalamak biçi- minde de tanımlanması mümkün olan bu ça- ba, biçimciliği tek çözüm olarak görenlerin yanilgısına da parmak basmış olmuyor mu? (Sergi, 5 Şubat 'a kadar görülebilir. Müfı- de Küley Sok. -PoyrazcıkSok.-, 32/1, Nişan- taşı, Tel.:0212 247 90 81) ÎŞTÎSAN'DAN BlLDİRİ: 'Hukuk dışı uygulamalar yapılıyor' Kültür Servisi - îs- tanbul Büyükşehir Be- lediyesı Şehır Tiyatro- ları'mn Sanat Teknik Müdürü Volkan Sağı- rosmanoğlu'nun Yö- netim Kurulu üycliği- ne herhangi bır gerek- çe gösterilmeksizin son verilmesi ŞehirTi- yatrolan sanatçılannın tepkısıne yol açtı. tstanbul Şehir Tiyat- rosu Sanatçıları Der- neği(lŞTİSAN)konu- ya ilişkin yaptığı açık- lamada, Volkan Sağı- rosınanoğlu'nun göre- vine bu biçimde son verilmesıni "Şehir Ti- yatrosu sanatçılan- nın iradesini hiçe sayma girişimi" ola- rak yorumiadı. '91 yıllık sanat kurumu' 2002-2003 ve 2003- 2004 tıyatro sezonla- rında yönetim kurulu üyeliği yapmış olan Sağırosmanoğlu'nun 2004-2005 ve 2005- 2006 liyatro sczonları için rekor sayıda sa- natçı oyuyla yeniden Yyönetim kurulu üye- liğine seçildiğinin al- tını çızen İŞTİSAN üyelcri "Hukuk dışı uygulamalarla birisi ya da birileri, 91 yıl- lık devasa bir sanat kuruıııuııu, yuvamızı karıştırmaya çalışı- yor" deyişini kullanı- yor. Şehir Tiyatrolan Yönetmeliği'nın yö- netim kurulunu tanım- layan 10. maddcsinin 'e' bendindeki, "Kad- rolıı sanatkârlar ken- di aralarındaıı iki üye seçerler" cümlesi anımsatılan bildiride, "Bir başka tcamül dışı uygulama ise Müdür Vekili tara- fından, 28 Ocak'ta tebliğ edilen bu 'aykı- n' görcvdcn almayı müteakip, 31 Ocak tarihinde seçimli bir genel kurul toplama yu/iMiıııı çıkaı lıhnış olması; Genel Kurul toplama yetkisini ha- iz yönetim kurıı- lunun bir bakıına by- pass edilmesidir" de- niyor. Tereddütlü' ÎŞTÎSAN üycleri, ayrıca, Şehır Tiyatro- su sanatçılannın oyla- rıyla seçtiği bir yöne- tim kurulu üyesini, "tereddütlü" ve "ta- mamcn istişari" mü- talaalarla görevden al- maya çalışmanın, ti- yatronun en üst organı olan yönetim kuruluna yapılmış en ağır haka- ret olduğunu belirte- rek şöyle devam edi- yor: "Unutulmasın, tiyatroyu tiyatrocu- lar gerçekleştirir ve tiyatroyu yönetmek tiyatrocuların işidir. Bu evrensel ilkeyle çatışmayı deneyen tüm meslck dışı un- surlar, bünyemize hasar vermenin öte- sinde bir kazanım edinemcmişlerdir, bundan böyle de ede- meyeceklerdir. İstan- bul Şehir Tiyatrosu sanatçıları, iradeleri- nin arkasında dıır- maktadır vc siyasi yahut mali herhangi bir başka iradenin, 91 yıllık onurlu gele- neğimiz üzerinde ta- hakküm kurmasına izin vermeyecektir." '7-17 Uluslararası Karikatür Yanşması'na başvurular başladı Haydiçocuklar, karikatürçizmeye! Kültür Servisi - 23 Nısan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı uluslararası dü- zeyde kutlamak ve dünya ço- cuklarıyla paylaşmak adına düzenlenen '7-17 Ulusla- rarası Karikatür Yarışma- sı' na başvurular başladı. Dünya çocuklarına açık 7-17 yaşları arasında- kı tüm dünya çocuklan- na açık olan yarışmanın konusu serbest. Karika- türler A4 ya da A 3 bo- yutlarında her tür kâ- ğıda istenen teknikle, siyah-beyaz, renkli olarak çizilebilir. Bil- gisayar ortamında ta- sarlanmış karikatür- ler CD ROM'a kay- dedilmiş olarak pos- tayla ya da JPEG formatında 300 dpi çözünürlükte inter- net üzerinden gön- derilebılır. Karika- türcüler en çok üç karikatürle yarışmaya katıla- bilirler. Yanşmacılann, kari- katürlerinin arkasında ad-so- yadlarını, doğum tarihlerini, okullarını, adreslerinı belirt- meleri gerekiyor. Kazananlara, bir büyük ödül (1000 YTL), dört başan ödülü (500 YTL), plaket ve diplomalar verilecek. Ayrıca karikatürlerı sergi lenmeye değer görülen tüm karikatür- cülere diplomalar gönderile- cek. Seçici kurul, bir yabancı karikatürcü, dört Türk karika- türcü, bır TRT temsılcisi, bir Karikalür Vakfı temsilcishv denoluşuyor. Yarışma sonuç- ları 10 Nisan 2005 tarihinde duyurulacak. Yarışmada ödül alan kari- katürcüler 22-24 Nisan tarih- leri arasında Istanbul'a davet edilecek ve 27. TRT Ulusla- rarası 23 Nisan Çocuk Şenli- ği etkinliklerine konuk ola- cak. 20 Mart son gün Karikatürleri katalogda yer alan karikatürcülere 7-17 Uluslararası Karikatür Yarış- ması kataloğu, katılım belge- siyle birlikte gönderilecek. Gönderılen karikatürler geri gönderilmeyecek ve basım yayım hakkı 7-17 Uluslara- rası Karikatür Yarışması'nın olacaktır. Yarışmaciların ka- rikatürlerini 20 Mart 2005 ta- rihinde kadar '7-17 Karika- tür Yanşması - PK: 364 Yeni- şehir 06443 Ankara adresine ya da internet üzerinden 7n- fo@7-l 7.org 'elektronik pos- ta adresine göndermeleri ge- rekiyor. Şenlik genç film yönetmenlerine çıkış olanağı veriyor Sundance Festivaü ödiilleri belirlendi • Bağımsız filmlerin yarıştığı Sundance Film Fcstivali'ndc başlıca ödüllcri "Forty Shadcs of Blue", "Why Wc Fight", "The Hero", "Shape of the Moon", "The Liberace of Baghdad", "Hustle and Flow", "Murderball", "Brother", "Shake Hands With the Devil: The Journey of Romeo Dallaire", "The Squid and the Whale" ve "Me and You and Everyone We Know" adlı filmler paylaştı. NEW YORK (AA) - ABD'nin Utah eya- letınin Park Cıty kentınde düzenlenen 'Sun- dance Film Festivali'nde ödüller sahıpleri- ni buldu. Ünlü Amerıkalı aktör Robert Red- ford'un çabalarıyla başlayan, fazla tanınma- yan yönetmenlerin f'ilmlerini tanıtnıa şansı bulduğu festival, farklı fikirlerin dile getiril- diği bir platform işlevi de görüyor. Konulu ve belgesel filmler Bağımsız filmlerin yarıştığı Sundance Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü'ne 'Amerikan drama filmi' dalında, Ameri- ka'ya göç etmek için yaşını büyüterek bir adamla evlenen Rus kadının, kendisine ba- kışındaki değişikliğin konu edınildiği 'Forty Shades of Blue' (Mavinin Kırk Göl- gesi) filmi layık görüldü. 'Belgesel' dalın- daki Büyük Jürı Ödülü ise Eugene Jarec- ki'nin yönettiği, ABD'nin askeri sanayısı- nin ayakta kalabilmek için sürekli savaşla- ra ihtiyaç duyduğu konusunun işlendiği sa- vaş karşıtı 'Why We Fight' (Niçin Savaşı- yoruz) filmine verıldı. Dünya filmleri klasmanında drama da- lındaki en büyük ödül 2002 yılında sona eren Angola iç savaşından sonra hayatları- nı normale döndürmeye çalışan insanlann hikâyesini anlatan 'The Hero'ya (Kahra- man) verilırken, Müslüman Endonezya'da yaşayan üç Hıristiyan ailenin topluma uyum çabalannı konu alan Hollanda yapı- mı 'Shape of the Moon' da (Ay'ın Şekli) aynı klasmanda belgesel dalında ödül aldı. Jüri özel ödülü ise şiddetin kol gezdiği gü- nümüz Irak'ında piyanist Samir Peter ve ailesinin verdiği yaşam mücadelesıni konu alan 'The Liberace of Baghdad' ısımlı belgesele verildi. Filminyönetmeni Sean McAUister, Sun- dance Film Festivali'nde aldığı bu ödülü I- rak'ta ölen Iraklı ve Amerikalılara ithaf et- ti. Jün ödüllerinin yanı sıra ka/andığı po- pülariteye göre izleyıcı ödüllennin de da- ğıtıldığı festivalde bir muhabbet tellalının orta yaş krizini konu alan rapmüziği filmi 'Hustle and Flow' drama dalında ödüle la- yık görülürken, tekerlekli sandalyeleriyle Amerikan futbolu oynayanlan konu alan 'Murderball' isimli belgesel de izleyici ödülünü almaya hak kazandı. İzleyicl odullerl Dünya filmleri klasmanında ise Afganis- tan'daki BM misyonunda görev yapan karde- şinin kaybolmasıylahayatı değişenbiradamın konu edildiği Danimarka yapımı 'Brother' (Kardeş) isimli film drama dalında izleyici ödülünü alırken, Ruanda'da 1994 yılında soy- kınm yaşandığı sırada BM banş gücünü ko- muta eden yetkiliyı konu alan Kanada yapı- mı Shake Hands With the Devil: The Jo- urney of Romeo Dallaire' (Şeytanla El Sı- kışma: Romeo Dallaire'nin Yolculuğu) isim- li belgesel de izleyiciler tarafından ödüle la- yık bulundu. Sundance Film Festivali'nde ye- ni yetenekler dalindaki ödüller ise drama da- lında 'The Squid and the Whale' (Mürek- kep Balığı ve Balina) isimli filmiyle Noah Baumbach'a, 'Me and You and Everyone Wc Knovv' (Ben, Sen ve Tanıdığımız Herkes) isimli filmiyle de belgesel dalında Mirunda July'ye verildi. Duuara Kanşı' filmine ödül • MADRİD (AA) - Türk kökenli Alman yönetmen Fatih Akın'ın "Duvara Karşı" adlı filmi ödülleri toplamaya devam ediyor. Almanya'da yaşayan bir Türk kızının bir gence âşık olarak evden kaçmasının konu edildiği film, lspanya'nın Oscarlan olarak kabul edilen Goya Ödülleri'ne "ün iyi Avrupa filmi" dalında değer görüldü. Başkent Madrid'de önceki akşanı dağıtılan ödüllerde, en iyi film ödülü ise Alejandro Amenabar'ın "Mar adentro" adlı yapıtına verildi. Daha önce Venedik ile Altın Küre'de ödülleri toplayan "Mar adentro", aralarında en iyi en iyi erkek ve kadın oyuncu ödüllerinin de bulunduğu 13 dalda ödül aldı. 600 bin fotoğrafı var... • KONYA (AA) - Konya'da 76 yaşında bir fotoğrafçının arşivinde, 1926 yılından bu yana çekilen 600 bin fotoğraf yer alıyor. 1929 doğumlu Abdullah Nevzat Ektem'in fotoğrafçılık macerası, 1934 yılında, 5 yaşındayken Konya'da fotoğrafçılık yapan babasıyla karanhk odaya girmesiyle başladı. Konya'nın ünlü fotoğrafçılanndan olan babası Mehmet Hamdi Ektem'den mesleğin tüm inceliklerini öğrenen ve fotoğraflann düzenli olarak arşivlenmesi geleneğini ısrarla sürdüren Abdullah Nevzat Ektem, halen Türkiye'nin en büyük kişisel fotoğraf arşivlerinden birinin sahibi. Ektem, arşivinin ağırlıklı olarak Konya'nın tarihi ve dogal güzellikleri, Cumhuriyet Bayranu ve Mevlana Haftası etkinliklerini yansıtan fotoğraflardan oluştuğunu söyledi. Ray Charles Gramnıy'de anılacak • LONDRA (BBC) - Geçen hazıranda 73 yaşında ölen ünlü şarkıcı Ray Charles, önümüzdeki ay yapılacak olan Grammy ödül Töreni'nde düzenlenecek özel bir konserle anılacak. Konserde, daha önce Grammy'yle ödüllendirilmiş Bonnie Raitt ve Billy Preston sahneye çıkacak. Charles, ölümünden sonra 'Genius Love Company' adlı son albümüyle ödüle de yedi dalda aday gösterildi. Bulgar fotoğrafçının objektifînüen • SOFYA (AA) - Bulgaristan'ın genç fotoğraf sanatçılarından Kameliya Atanasova'nın Ağn Dağı'nda çektiği fotoğraflann yer aldığı 'Anadolu'nun Karlı Devi Ağn Dağı' adlı sergi, başkent Sofya'daki Ulusal Kültür Merkezi'ndc açıldı. Türkiye'nin Sofya Büyükelçiliği ile Çanakkale Üniversitesi'nin desteğinde, Türk ve Bulgar dağcılarla birlikte Ağn Dağı'nın doruğuna tırmanan Atanasova'nın objektifiyle saptadığı görüntüler, Ağn Dağı'nın görkemli güzelliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Açılışa katılan Sorya Büyükelçisi Haydar Berk de ortak etkinliklerin ülkeler arasında işbirliği ve dostlugun gelişmesine büyük katkı sağladığını, bu tür etkinliklerin artacağına inandığını belirtti. Hayalet semt' Tarlabaşı • Kültür Servisi - Sanat tarihçisi Nermin Saybaşılı, Tarlabaşı bağlamında kent içinde başka bir kentin var olması olgusunu, 'Normalizasyon / Makulleştirme Programı 2' çerçevesinde Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi'nde bugün 18.00'detartışacak. Saybaşılı, gerçekleştireceği 'Bu Bir Savaştır' başlıklı konferansında, kent merkezinin göbeğindeki 'hayalet-semt' Tarlabaşı bağlamında, yerin ve öznelliklerin üretimini ele alacak. Saybaşılı, Tarlabaşf nı, "Istanbul'daki bu bastırılmış semt, Giorgio Agamben'in sözcükleriyle söyleyecek olursak 'yerinden edilmiş bir bölge'dir. Başka bir deyişle, kent içinde 'zaptedici' bir işlev üstlenen kesin bir coğrafyadır. Tarlabaşı'nın öyküsü, onun kayboluşu, yaşanmış geçmişin yitişi, hayaletsi yurttaşhk ve kentsel eşıtsizlik üzerinedir" sözleriyle tanımlayacak. Saybaşılı konuşmasında ayrıca, yalnızca Türkiye'deİci kentler, kasabalar ya da köylerle değil, aynı zamanda yabancı kent ve kasabalarla da çok geniş bır ılişkiler ağı kuran bir yerin, neden hem çok uzak hem de çok yakın görüldüğünü, ya da öyle düşünüldüğünü tartışmaya açacak. (0212) 233 22 33) BUCUN • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Can Okan Piyano Resitali' (0 212 292 06 55) M CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda saat 20.00'de Dans Tıyatrosu'nun 'Çıplak Hamlet' adlı oyunu. (0 212 232 98 30)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle