19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2005 PERŞEMBE HABERLER 'Etnik unsurları birbirine din bağlar' diyen Başbakan'a hukukçular tepki gösterdi 'Erdoğanyüzyıl geride'FIRATKOZOK ANKARA - Başbakan Recep Tay- yipErdoğan'ın, "Bizdeki etnik unsur- faui birbirine din bağı bağjar" sözü hukukçulann tepkisini çekti. Erdo- ğan'ın sözlerini "gerçekkrden ko- puk, hiçbir değeri olmayan açıkla- malar" olarak değerlendiren Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, "Müslüman- bk diye bir üst kimlik yok. Eğer \-ar- saArapbrbdaortakknnBğiy.Bunun yaşadıgımız dünyada bir realite payı yoktur" dedi. Türkiye'nin önde gelen anayasa hukukçulan Başbakan Erdoğan'ın, "Türkiye'de, Türk, Kürt, Laz, Çer- kez, Gürcü, Boşnak akhnıza ne gelir- se var. Etnik unsurlan birbirine bağ- byan önendi bir din bağı vardır. Çün- kü Türkiye'nin yüzde 99'u Müslü- • 'Müslümanlık diye bir üst kimlik olmadığını' vurgulayan Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, "Eğer varsa Araplarla da ortak kimliğiz. Bunun yaşadığımız dünyada bir realite payı yoktur. Başbakan'ın sözleri gerçeklerden kopuk, hayali, hiçbir değeri olmayan ütopik şeyler" dedi. mandır" sözlerini değerlendirdi. Hu- kukçulann görüşleri ana hatlanyla şöyle: Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğhı: Baş- bakan muğlak konuşuyor. Türk kim- liği bir alt kimlik değildir. Bütün dün- yada vatandaşlık kimlıği dışında bir millet kimliği vardır. Vatandaşlık kimliği hukuki kimliktir. Bunun dı- şında bir de millet kimliği vardır. Onu belirleyen de milleti oluşturan tarih- sel süreç içinde etkili olan çoğunluk- tur. Eğer siz sadece bir hukuki kim- lik var, onun dışında hepsi alt kim- lik derseniz o zaman azınlık kim? Türk milleti üst kimlik, bunun altın- da kültürel alt kimlikler vardır. Türk kiınliğinin üstünde hukuki vatandaş- lık kimliği vardır. Başbakan'ın son sözlerine göre, asıl tartışılması gere- ken Müslümanlık diye bir ortak kim- liğin olup olmadığıdır. Eğer böyley- se o zaman biz Araplarla da ortak kimliğiz. Neden Türkıye'dekilerle sı- nırlıyoruz. Bu dunımda, iş "Ümme- ti Müslümana" gıder. Bunlar tarih boyunca çok tarhşıldı. Bunlar iflas et- miş, yüzyıl önce bitmiş düşünceler ama Başbakan hâlâ oralarda. Başba- kan'ın sözleri gerçeklerden kopuk, ha- yali, hiçbir değeri olmayan ütopik şeyler. Müslümanlık diye bir üst kim- lik yok. Eğer varsa Araplarla da or- tak kimliğiz. Bunun yaşadığımız dün- yada bir realite payı yoktur. Prof. Dr. Ülkü Azrak: Yıllardır "ül- kenin yüzde 99'u Müslümandır" de- niyor. Bu söz aslmda aynmcılık, din aynmcılığı. Kimlik dine göre mi be- lirlenecek? Yüzde 99 kimlik, Müs- lüman kimliği, geri kalanı dini azın- lık. Alt kimlik orada mı? Başbakan'ın bu sözleri daha önce söyledikleriyle çelişkili. Üst kimlik dini birlikse, Müslümanlan kapsar, onun dışında- kiler Türkiye Cumhuriyeti vatanda- şı değil... llk söylediği şeylerde AB'nin hoşuna gitmeye çalıştı, şim- di ümmet kavramını ortaya attı. Onun bu hususta hiçbir ciddi bilgiye sahip olmadığı ortaya çıkıyor ve bunlar ciddiye alınacak sözler değil. Prof. Dr. Zafer Üskül: Sosyolojik olarak Türkiye'de halkın önemh' bir bölümünün Müslüman olduğu doğ- ru, bunun oranının yüzde 99'a ulaş- tığı tartışmalı. Başbakan bunu sık sık söylüyor. Bunu öğrenmek istiyorsa, Devlet Istatistik Enstitüsü sayımda inancı da sormalı. Oran ne olursa ol- sun, Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içinde Müslüman olmayanlar da var, inançsız ya da başka inanca sahip olanlar da var. Aynca Müslümanlar içinde farklı mezhepten insanlar var. Ama, yurttaş olarak kimlik, belirle- yici bir unsur olarak ele ahnamaz. Laik demokratik bir devlette yurttaş- lık kimliği, inanç unsururuyla belir- lenemez. Burada yurttaşlık kimliği- ni belirleyecek olan Türkiye Cum- huriyeti'ne vatandaşlıkla ilgıli bağdır. CHP lideri, Erdoğan'ın gezisi sırasmda 'ülkeyi kanştırmaya yönelik açıklamalar' yaptığını söyledi Baykal: Pusulasmı şaşırmış• Türkiye'nin birliğini kaybetmesi tehlikesi karşısında uyanda bulunması gereken Başbakan'ın tam tersini yaptığına işaret eden Baykal, "Başbakan mı değişir, Başbakan'ı mı değiştiririz, bu iş böyle gitmez" dedi. ANKARA (Cumhuri- yetBûrosu)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kimlik tartışmasıyla il- gili "Tûrkiye'de etnik un- surlan birieştiriti unsur dm" diyen Başbakan Tay- yip Erdoğan'a sert tepki gösterdi. CHPMerkezYönetim Kurulu (MYK), Baykal başkanlığmda toplandı. Baykal, toplantı öncesi yaptığı açıklamada, Baş- bakan Recep Tayyip Er- doğan'ın Avustralya-Ye- ni Zelanda gezisi sırasın- da "ülkevi kanştirmaya yönefkaçıktamalar 1 ' yap- tığını söyledi. Baykal, Türkiye'nin devlet sisteminin iki te- mel dayanağından biri- nin siyasetin dinin etki- si dışında şekillenmesi, diğerinin de milletin et- nik kimliğe, mezhebe ve inanca indirgenemeye- ceği ilkesi olduğunu kay- detti. Bu iki dayanak nok- tasına yönelik sistemli bir saldınmn söz konusu olduğunu, saldınlann te- melinde de Başbakan'ın yaklaşımının yattığını sa- vunan Baykal, dinin çağ- daş devletin temel daya- nak noktası olmadığına işaret etti. Türkiye'nin bugünbanş,istikrar için- de yaşamasuını altında herkesin birbirinin inan- cma saygı göstermesi ve değer vermesinin yattığı- nı kaydeden Baykal, "Pe- ki mezhep farkhhklan, herkesin dini algılayışın- daki farkhhklar ne ola- cak? Bu nasıl bir anlayış, nasıl bir zUuüyet" görü- şünü dile getirdi. Başba- kan Erdoğan'ın insanla- n aynştırmaya, gettolaş- tırmaya, insanların öz- gürlüğünü ortadan kal- dırmaya yönelik açıkla- malar yaptığını söyleyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan pusulasını şaşırmıştır. Türkiye'nin pusulası, laik, çağdaş bir ulus anlayışına dayanan sosyal demokratik bir cumhuriyettir. Laikük U- kesini, çağdaş bir tophım, ulus oluşturma anlayışı- ıu tahrip etmeye yönelen bir yaklaşun, Türkiye'yi çok tehlikeli akınülara, kayahklara sürükler. Bu- na hiçbirimiz izin verme- YTZ. Din tarüşması çoksa- kıncalı ve tehhkeli. Bu- nun sonu yok. lran'a, Irak'abakm. 'Büyük Or- tadoğu. Büyük Ortadoğu' derken küçükTürkiye'ye varmayabm, 'AB, AB' derken Türkiye'nin bir- Bğini kaybetmeyetim." Türkiye'nin birliğini kaybetmesi tehlikesi kar- şısında uyanda bulun- ması gereken Başba- kan'ın tam tersini yaptı- ğına işaret eden CHP Ge- nel Başkanı Deniz Bay- kal, u Başbakan mı deği- şir, Başbakan'ı mı değiş- tiririz, bu iş böyle gitmez. Ya Başbakan değişmeü ya da Başbakan'ı Türki- ye değiştirmeli. Bu ciddi tehükeier karşısında böy- le bir Başbakan, Türki- ye'nin taşımakta giderek daha çok güçhık çekece- ği bir durum yaraüyorT> görüşünü dile getirdi. Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'la büükte Melbourne'deki Osmanlı Yaşhlar Köyü'nü ziyaret etti. (AA) Yine türbanı gündeme getirdi Yurtdışına her çıkışında türban konusuna değinen Erdoğan, toplumsal mutabakatın sağlandığını ancakMeclis 'te mutabakat aradıklarını ileri sürdü MELBOURNE (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tûrkiye'de kabul edilse de edilmese de türban konusunun bir sorun olduğunu ifade ederek "Parlamentoda da bfiyük bir çoğunluğun bu mutabakatın için- de olması gerekir. Bu mutabakat sağlandV ğı andan itibaren, diğer kurumlardaki mu- tabakat noktasmda da bu işin rahathkla çö- züleceğineinanryorum" dedi. Erdoğan, söz konusu mutabakatın toplumun önemli bir kesiminde, yüzde 70-80 dolaylannda sağ- landığını öne sürdü. Erdoğan, Melbourne'un Hume beldesin- de Türklere seslendi. 37 yıldır Avustral- ya'ya bir Türk başbakannı gelmediğini be- lirten Erdoğan, ziyaret konusunda eleştiri- lergeldiğini anımsatarak şöyle konuştu: "Bu eJeştirfleri yine alacağız. Ne dedOer? 'Ne işi var Türkiye Cumhuriyet Başbakanı'nın Ye- ni Zelanda'da veya Avustralya'da. Yani ora- larda da mı ticaret yapacak? Oralarda da mı büyük alışverişler, ticaretler yapacak? Ora- lardan ne alır ne satabiliriz' gibi, hayaü ta- nımayan, ha> aö bilmeyen bir anlayışı önü- müze sürmek istedifcr. Tabii biz bunlan du- yar geçeriz. Bu manaknr Türkiye'yi kine ka- patan. Bu manukûr Türkiye'nin büyüme- smiengeDeyen. Biz, Türkive'yi aruk içine ka- panan bir ülke olarak görmüyoruz. Hele hele dünyanın bir diğer ucunda benim bir vatandaşım olacak, bizoraya gftmeyeceğiz~ Gideceğiz. Buradaki vatandaşlannuzm so- runlanyla yakmdan Ogileneceğiz.'' Daha sonra sorulan yanıtlayan Başbakan Erdoğan, bir katılımcının "Tûrkiye'de ba- şörtüsü sorunu ne zaman sona erecek" so- rusu üzerine, katılımcılara "Burada böyle bir sorun yaşanuyorsunuz değil mi" diye sordu. Kalabalıktan "Hayır" yanıtını alan Erdoğan, Tûrkiye'de kabul edilse de edil- mese de bunun bir sorun olduğunu söyle- di. Bir gerginliğe neden olmasın diye ''top- lumsal ve kurumsal mutabakatın sorunun çözümü için gerekli olduğunu" vurguladık- lannı dile getiren Erdoğan, mutabakatın toplumun önemli bir kesiminde, yüzde 70- 80 dolaylannda sağlandığını iddia etti. Par- lamentoda da büyük bir çoğunluğun bu mu- tabakatın içinde olması gerektiğini kayde- den Başbakan Erdoğan, bu mutabakat sağ- landığı andan itibaren, diğer kurumlardaki mutabakat noktasında da bu işin rahatlıkla çözüleceğine inandığını kaydetti. Erdo- ğan'ın, "Ama yasama orgammn içmdeki mutabakat çok önemH Aksi takdirde top- hımdagerOim olur ki bu ülkede sıkınüya yol açar'' diye konuşması dikkat çekti. ANAVATAN LlDERl MUMCU, BAŞBAKAN'A YÜKLENDÎ 'Mületin dininden eliniçek 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu. Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan'ın "etnik unsurlar din bağı ile bağh" sözlerine tepki gösterirken "Yine bir dinamit gibi tarüşma ortaya koydu. ADah aşkma, milktin dininden eli- ni çek" dedi. Enerjide "jrüzyıhn soygunu''nun gerçekleştiğine dik- kat çeken Mumcu, "AKP grubun- dan >1ikselen. namuslu milletvekil- lerinin vkdanmm sesidir. AKP gru- bunun en az üçte ikisinin -pa\laşım şebekesinin içinde olmayanlann- vkdam çok rahatsız, yarah" açık- lamasını yaptı. Mumcu, dün parlamentoda par- tisinin grup toplanhsında yaptığı konuşmada, Erdoğan'ın "Dİj'ar- bakır'dagörüpanlamadığını,Veni Ze- landa'da anladığınıve sorunun admı 'bölücülük' olarak amp teşhisini düzelttiğini'1 vurguladı. Mumcu, "Kürt sorunu dediniz,karşısında Türk sorunuyaratonız.Buetniktakmumzneredenge- • MHP Genel BaşkanYardımcısı Vural, Erdoğan'a artık dur denilmesi gerektiğini belirterek, "Cumhuriyet savcılannı göreve davet ediyorum" diye konuştu. Kyor?" sözleriyle de Erdoğan'ı hedef aldı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural da Erdoğan'ın açıklamalanna tepki gösterdi. Vu- ral, Başbakan Erdoğan'ın ırkçılık ve bölücü- lük yaptığını belirterek, "Cahiliye dönemiıün kavmryetçiliğini reddeden İslam anlayışını Başbakan bu sefer de kavmiyetçüiği örtmek için kullan- maya cüret etmektedir. Başbakan miDi IdmKgimiyi aynşnrma görev- Bsi gibi çahşmaktadır" dedi. Baş- bakan'ın, Türk milletine kimlik arama sevdasından vazgeçmesi ge- rektiğini \'urgulayan Vural, "Türk milleti adına egemenliği kullanan- lann Türk milletinin mitti kimliği- ni altüst etmesine artık dur deıül- meh'dir. Bu konuda herkese görev düşmektedir. Cumhuriyet savcıla- rmı göreve davet edijıorum" dedi. DSP Genel Başkanı ZekiSezerde "Uhısbflincine sahip bu- lunmayan bir Başbakan, Türkiye için büyük bir taKhsizüktir' 1 açıklamasını yaptı. TOSUN: MECLÎS'TE BULUNAN MUHAFIZ ALAYINI ÇEKtN ÂKP'nin 'asker'rahatsızlığı ANKÂRA (ANKA) - AKP Tokat Millerve- kıli Resul Tosun, Ankara'nm "sivil bü" baş- kent" yerine "askeri bir başkent" görünümü içinde olduğunu sa\aınarak Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral HilmiÖzkök'e, "Mecfis'te bu- hınanMııhaDzAlayı'nıçeknr çağ- nsuıda bulundu. Tosun, AKP'ye yakınlığıyla bi- linen Yeni Şafak gazetesindeki kö- şe yazısında, Ankara'nm askeri çehresinden şikâyet etti. Tosun, "Si- yasetin merkezi olan başkent Anka- ra, siyasi görüntüden ziyade aske- ri bir görüntüye sahiptir. Başka bir ifadeyle, Ankara'da atnğınız her admı, askerin siyasi başkent üze- rindeki eddsini hal diByle haykır- maktadu"" dedi. AB'nin birçok başkentini ziyaret ettiğini dile geti- ren Tosun, ancak hiçbir başkentte Ankara ka- dar "askeri renk" görmediğini söyledi. Tosun, Ankara'nm giriş ve çıkışlannın kışlalarla dolu olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: • AKP Tokat Milletvekili Resul Tosun, Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısında, AB'nin hiçbir başkentinde Ankara kadar "siyasi renk" görmediğini ileri sürdü. "Asıl milli iradenin vansıdığı yer olan TBMV1 çevnesindekigörüntü,AnkaraŞasrvübir başkent ohnaktançok,askeri birbaşkent görüntüsü ver- mektedir; askerin shaset üzerindekiağni^mıçok bariz bir şekilde göstermektedir. Demokrasinin temel unsunı olan halk iradesinin yansıdığı TBMM'nin hemen yanı başmdayeralanGeneflanrmay Baş- kanhğL,Hava Ku\\iederi Komutan- hğı, Kara Kmvetleri Komutanhğı, DenizKuvvetieri Komutanhğı, Jan- darma Genel Komutanhğı, Kara HarpOkulu, hiçbirAB üyesi ülke- de benzerine rastianmayan bir gö- rüntü vermektedir." Tosun, TBMM'nin orta yerin- de, milletvekili bürolannın bitişi- ğinde bulunan kışlanın, milletve- killerinin çalışmalannı olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Tosun, "MflktvekO- leri askeri eğitim sedalanmn gölgesinde görev yapmaktadır, bürolanna gelen misafhier şaşa- kalmaktadır" diye yazdı. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Cumhuriyet ve Hasan Cemal Hasan Cemal'in günlüğü, Cumhuriyet'ten nef- ret eden herkes için şüphesiz bir deniz.. İçinde tür- lü çeşitli Hasan Cemal "balıklan".. Büyük bir "Cum- huriyet avı" var basında.. Bu avı ateşlediği için Ha- san, memnun mu? Gazetelerde yayımlanan söyle- şilerine, demeçlerine bakılacak olursa, zaten öyle bir sorunu yok, bunları aşmış!.. Heranı, hergünlüktek yanlıdır. Yazan insanın "ba- kışı, niyeti, siyaseti.." belirler yazılanlan.. Neyi vur- gulayacaksınız, neyi ön plana çekeceksiniz.. Neyi anlatmayacaksınız.. Neyi görmezden geleceksi- niz.. Neyi, bağlamından kopartacaksınız.. Hasan, zerre kadar seçiçi olamamış, kendini tu- tamamış, özellikle kişiler için sarf ettiği sözcükler- de.. öyle ki bunları bir araya getirseniz, dersiniz ki, siyasal terminolojiden bu kadar habersiz bir insan.. Bir TV'deki söyleşide hızını alamadı, "neo-faşist" kavramını da "sepetine" attı! Bir gazeteye verdiği yanıtta, "komünizm"\r\ he- nüz bir ütopya olduğundan bile bihaber, neredey- se!.. Insanlann ütopyasına saldınyor, tıpkı komüniz- me gerçekmiş gibi saldıran ve onu öcü ilan eden- lergibi.. Hasan, bütün "gelecek giysilerinden" soyun- muş! Üzerine, günün, kapitalizmin, liberal giysileri- ni çekmiş, caka satıyor manşetlerde! En büyük ço- ğunluk gibi "zamanı yaşıyor".. • •• Hasan Cemal, Cumhuriyet'te iyi gazetecilik yap- tı. Zaten bu özelligi ile 11 yıl Genel Yayın Müdürü olarak kaldı.. Gazetecilik ilkeleri var.. Hasan Cemal, salt gazeteci olduğu için oturmadı o makama, ay- nı zamanda "solcu - Avcıoğlu geçmişi" de seçil- mesinde yol gösterici olmuştur. Acaba "solculuğu", daha o zamanlar kendisine bile itiraf edemediği bir "takıyye" miydi? Hadi ha- fifletelim: "Sürüklenen solcu" muydu, diye soralım.. • • • "Cumhuriyet", tarihimizin "elmas parçası" Bir pırlanta! Bu nedenle herkes Cumhuriyet'i "kendi portfö- yünde" görmek istedi, istiyor. Aydın Doğan, Turgay Ciner, Uzan'lar, Koç ve başkalan.. Cumhuriyet çok önemli.. Nadir Nadi'nin vefatından sonra, gazetede bir "ik- tidar savaşı" başladı. Beklenen bir mücadele! Nadir Bey'den sonra Gazete'yi esas kim belirie- yecekti, sahiplenecekti? "Mirasın sürdürücüsü" olacaktı? Şüphesiz, Cemal - Selçuk farklı çizgilerdi.. Ama Nadir Bey bu çizgileri bir arada tutabildiğine göre, uçurumlar yoktu aralannda.. Burada belirleyici rol üstlenmesi gereken biri ge- rekiyordu ve aslmda o da vardı: Emine Uşaklıgil! Nadir Bey'in mirasını, sanki, en azından "ailepat- ronajı" bakımından, Emine Uşaklıgil sürdürebilir miydi? "Müessese Müdiresi" Uşaklıgil'in zayıf yönü, ga- zetenin fikir ve yayın tarafında olmamasıydı. Şüp- hesiz bir Nadir Bey gibi, gazeteye damgasını vura- mazdı.. Bu da beklenmiyordu. Ama Emine'nin Nadir Bey'den öğreneceği bir "tarihsel deneyim" yok muydu? Mesela Gazete'yi "bir arada tutmak", "bütünlüğü korumak" gibi! Cumhuriyet'in yakın geçmişi göstermişti ki, Gaze- te'nin en önemli yönü olan fikir ve yazariannı dışla- dığınızda, okur sırtını dönüyor ve satış hızla 30'la- ra vuruyordu.. "Patron", ileriye bakar. Sahip olduğu değeri da- ha da geliştirmeye önem verir. Ancak, Uşaklıgil bu çatışmada taraf oldu! llhan Selçuk'lara, en hafıf deyimiyle karşı olması, "pat- ron " gibi davranmasını önledi.. Biriiktelikleri öne çı- karma, "uzlaşı kültürü"yaratma, Gazete'nin en çok ihtiyaç duyduğu "felsefe"nin yerinde, kavak yelle- ri esiyordu! Acaba Uşaklıgil, Cemal 'lerie biriik olmasaydı, ay- nlıklan törpüleme rolü üstlenseydi, gazetede "rest- Ieşme" yaşanır mıydı? • • • Hasan Cemal + Emine Uşaklıgil, bu savaşı kay- bettiler. Gazete 33 binlere vurdu. Aile, llhan Selçuk'la- n geri çağırmak durumunda kaldı.. Hasan Cemal, Gazete'de kaybetmiş bir insan. Her- halde hayatındaki "en önemli"yenilgısi olsa gerek.. Günlüğünü en acımasızca yayımlamasında bu ye- nilginin izlerini aramamak, safdillik olur! Kitaptan yan- sıyanlar ve yorumlar, Hasan Cemal'in "özeli" nite- liğini kaçınılmaz olarak taşır. Hasan Cemal'in "öze//"ni, sadece Cumhuriyet yenilgisi mi oluşturuyor? Hayır tabii ki.. Günlüğün acımasızlığında, başka bir "Hasan Ce- mal Özeli" daha var: "Saf değiştirmiş" olmak! Gö- rüş değiştirenlere bir şey demem. Eleştirmem! In- sanlık durumlanndan biridir! Görüşleri, bakışlan, tarihin mihenk taşı pratiğin- de sentezlemek ve geliştirmek başka, reddetmek başka.. Ama görüş değiştirenlerin, bu görüşleri hâ- lâ savunanlara saldırmalarını anlamam! Hasan Cemal, tamam. geçmişinin "özeleştirisi- n/"yapanyüzbinlerceden bıri. Bugünün kapitalizm destekçisi, Vvashington keşifçisi.. bu yeni konumu da Hasan Cemal'in "özellerinden" ikincisi. Hasan Cemal'in, gazetelerde yayımlanan söyle- şilerinde, "AB'yi savunmak = demokrasi cephe- si" denkiemini kurması da bir tuhaf! Hasan, söyieşilerinde, "kendigörüşleri"n\ bir mi- henk taşı yapıyor! Radikal laiklik, bir rezalet! Ola- caksan "ılımlı laik" olacaksın! AKP'ye asla "takıyye yapıyor" diyemezsin, yok- sa "demokrasi ve parlamenter düzen düşma- nı" safiardasın! Daha bir sürü şey.. Ne diyeyim? Hasan'ı bugünlere taşıyanın, Cumhuriyet ve sö- vüp saydıklan olduğunu belirtmeyi de, az kaldı unu- tuyordum! Minnet duygusu beslemesi için değil, sadece bi- raz "ölçü" duygusu aradığım için.. obursali(a cumhuriyet.com.tr. Ata'ya sevgi seli • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e olan minnet ve sev- gi duygusuyla milyonlarca yurttaş Anıtka- bir'e sel olup akıyor. Anıtkabir'i, Kasım ayı- nın 27 gününde gencinden yaşlısına, öğrenci- sinden turistine 857 bin 994 kişi ziyaret etti. Bu rakamın, 2004 yılı toplam ziyaretçi sayısı- nın üçte birinden daha fazla olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle