Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
TBB Başkanı Ozok, AKP hükümetinin kadrolaşma girişimlerinin yarattığı tehlikeye dikkat çekti
'Yargıya gölge düşüyor'
Özdemir Özok
İLHANTAŞa
ANKARA - Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Ozdemir Ozok, yargıdaki si-
yasi kadrolaşma girişimlerinin sürdü-
ğüne işaret ederek hâkim alımındaki
yazılı sınavda birinci olan kişilerin söz-
lü mülakatı geçemediklerini vurguladı.
Özok, "Mevcut sistemle mesleğe alma
ve atama çok sakıncalıdır. Bu iktidar
sakmcalı sistemle ahnan4 bin kadronun
2 binine atamavı yapmışür" dedı.
TBB Başkanı Ozdemir Özok. yargı-
daki kadrolaşma gırişimini ve sistemin
yarattığı sakıncalan değerlendirdi. Tüm
eleşririlere karşın hâkim ve savcı alım-
lannda "sakmcah" sistemde ısrar edil-
diğine işaret eden Özok, "Önceyazılıson-
ra da mülakat yapıhyor. Mülakaü Ada-
• Hâkim ve savcı alma yöntemi mevcut haliyle sürdükçe yürütmenin
yargı üzerindeki etkisinin ortadan kaldınlamayacağını vurgulayan
Özdemir Özok, "Yazılıda birinci olan hâkim adayı sözlü sınavı
geçemiyor" dedi. AKP'nin, yargıda 2 bin atama yaptığını belirten
Özok, hâkim alımını HSYK'nin yapması gerektiğini söyledi.
let BakanhğYnın üst düzey yönetkileri
yapryor. Bu sakıncah bir sistem. Bu sa-
kmcavarken atamalannyapılmayıp sis-
temin değiştirilmesigerekiyor. Hâkimler
veSavalarYüksekKuruhI(HSYK) ata-
ma ve tayinlerde egemen olsun dryoruz.
Aksi takdirde yargı bağımsızhğına göl-
ge düşüyor. Siyasal kadrolaşma meyda-
nageMyor" diye konuştu. ÖzdemirÖzok,
bu sakıncalara karşın alınan 4 bin kad-
rodan 2 binine atamanın yapıldığını be-
lirterek "Bu sistemle yapdân atamalar
tamamen sakmcahdır" dedi.
Sınav birincisi meskge ahnmadı
Hâkim ve savcı alma yöntemi mev-
cut haliyle sürdükçe yürütmenin yargı
üzerindeki etkisinin ortadan kaldınla-
mayacağını vurgulayan Özok, "Yazjh-
da birinciolan arkadaşınuzVan'da avu-
katiık yapıyor. Çünkü sözlü mülakaü
kazanamamış. Yazılı sınavda ilk 3 dere-
ceye girip mülakatı kazanamadığı için
dava açanlar var. Işte bunun için diyo-
ruz ki, bu sistemle mesleğe alma ve ata-
ma sakmcalı" dedi.
Hâkim ve savcı alımında Adalet Ba-
kanlığı'nın devre dışı kahp HSYK'nin
bunu yapmasını öneren Ozok, şunlan
söyledi: "Mesleğekabuldensonrayapi-
lacak atamada ne Adalet Bakanı'na ne
de müsteşannasöyleyeceksözümüzolur.
ÇünküHSYK'debunlanndışında5 yük-
sekyargıç var. Onlann bu konulann üze-
rinde durması ve dikkat etnıesi lazım. 5
kişiçok rahatlıklaeJeştirdiğinıiz konula-
nn gerçekleşmemesine neden olabilir.
Maalesef bugüne degin seçilen HSYK
üyeleri de beklediğimiz bu objektiffiği
yansıtamamışür. HSYK üyelerine, yar-
gıç nitetiğini taşryan,yargıgüvencesineve
bağımsızhğına önem veren kişileri seç-
meierikonusundabüyükgörevdüşüyoıf
ADD'YE TAHLtYE KARARI
'Atatürk'ün
adından
rahatsızlar'
• AKP'li Yenimahalle Belediyesi, belediye
binasında bulunan ADD şubesi hakkında
tahliye karan aldı. 'Ihtiyaç' gerekçesiyle
alınan karara tepki gösteren Şube Başkanı
Kocabey, "Atatürkçü düşünceyi
uzaklaştırmak istiyorlar" dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - AKP'li Ye-
nimahalle Belediyesi, ay-
nı binada bulunan Ata-
türkçü Düşünce Derneği
(ADD) ilçe şubesinin *ta-
dilat ve ihtiyaç" gerekçe-
siyle boşaltılmasını iste-
di. Derneğin elektrik ve
suyunun kesildiğini belir-
ten Dernek Başkanı Der-
ya Kocabey. "Atatürkçü
düşünceyi uzaklaştırmak
fetiyonar" dedi.
Yenimahalle Belediye-
si hizmet binası içinde bu-
lunan ADD Yenimahalle
Şubesi'nin yıllardır hiz-
met verdığı yerinden çı-
kanlmak istendiği öğre-
nildi. ADD Yenimahalle
Şubesi Başkanı Kocabey,
belediyenin tahliye etme-
leri için kendilerine 2 ay-
n dava açtığını belirterek
su ve elektriğin de kesil-
diğini söyledi. Kocabey,
tahliye gerekçesi olarak
"inşaatçahşmalanik sağ-
bk merkezi açılacağmın"
gösterildiğini söyledi. Ko-
cabey, "AmaçbrvAtatürk-
çüdüşüncenin bekdivenin
hizmet binası altından
kalkması. Atatürk'ün
adından rahatsız oluyor-
lar. Yüdırma politikalan
uygulayarak vazgeçeceği-
mizi düşünüyorlar" dedi.
Derneğin elektrik ve su-
yununkesildiğini belirten
Kocabey, "Sadece aydın-
latma ve faks cihazı için
kullandıgımız elektriğin
ne kadar tuttuğu ortada.
OysaBelediyeBaşkanıAh-
met Duyar, Başbakan Re-
cep Tayyip ErdoganveMe-
lıh GökçekDebirtikteçek-
tinögifotoğrafinısabaha
kadarprojektörievatanda-
şmparasrylaaydmlanyor"
diye konuştu.
'Kahvehane büe var'
Belediyenin kendileri-
ne, Yenimahalle'nin ücra
bir bölgesinde yer göster-
diğini belirten Kocabey,
şöyle de\
r
am etti: "Oysa
hizmetbinasmmiçinde bir
kahvehane var. Orada in-
sanlarkumaroynuyor,hiç-
bir şeydemiyorlar. Başkan
yarduncısı olduğunu söy-
leyen biri geldi. İnşaat ya-
pıkhğuu, burada oturma-
mamızgerektiğinisöyledi
'tçende çocuklara ders ve-
riyoruz, işçiler de çalışıyor,
nerede oturacağız' dedim.
Tahrikedfcibir şeküde ha-
karetetti. Yapbğı hareket-
lerçokçirkm."
'Ricaettik'
Yenimahalle Belediye
Başkan Yardımcısı Kenan
Yıimazkonuyla ilgili eleş-
tırilen yanıtladı. ADD'den
bulunduklan yeri tahliye
etmeleri için "ricaettikle-
rini* savunan Yılmaz, der-
neğin elektrik ve telefo-
nunun tadilat gerekçesiy-
le kesildiğini iddia etti.
Yılmaz, "Zemin kattaki
kiracüan ihüyaçlanmızı
karşriayabflmekiçinçıkart-
ük.AynışekfldeADD'yede
rica ettik. Bize ohunlu ya-
nıtvennedfler.Lokakk ku-
mar oynandığıyönündeki
iddialar asüsız" dedi.
IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
UÇAK. (pardon) IŞKENCE UÇAGI
Bakanlığın dağıttığı koyunlar AKP'lilerin köylülerine verildi
Partizanbk ahıra da girdi
ANKARA (ANKA) - Tanm ve
Köyişleri Bakanlığı'nın Kınkka-
le'de dağıttığı 2 bin 500 koyunun ta-
mamı Devlet Bakanı Beşir Atalay.
AKP milletvekili Murat Yılmazer
ve Belediye Başkanı Veli Kork-
maz'ın köylülerine verildi. Bu du-
ruma isyan eden CHP Kınkkale
Millervekili HaBlTlr- ,
yaki ise "Partizanhk
değü,arûkpartizanb-
ğm daniskası. Parti-
zanhğı ahıra kadar
soktular, milleti bez-
dirdiler. Bunlar yü-
zündenKınkkale nıil-
letveküiolmaktanuta-
nırhalegeldim'' dedi.
CHP Kınkkale Mil-
letvekili Halil Tiryaki, Tanm ve Kö-
yişleri Bakanı Mehdi Eker'in ya-
nıtlaması istemiyle Meclis Başkan-
lığı'na verdiği yazılı önergeyle, Kı-
rıkkalelilerin tepkisini çeken koyun
dağıtımındaki partizanlık iddiası-
nm açıklığa kavuşmasını istedi.
Tanm Bakanı Eker'in katılımıy-
Ia21 Eylül2005'teKınkkale'nınBa-
hşeyh ilçesine bağlı Dikmen kö-
yünde düzenlenen törenle 50 aile-
ye 50'şer adetkoyundağınldığını bil-
diren Tiryaki, "Koyun dağıümının,
Devlet Bakanı Beşir Atalav ın köyü
olanKeskin'inArmuthıköyü,Kırik-
kale mületvekUiMuratYılmazer'in
• Tanm Bakanlığı'nın köylülere destek
amacıyla dağıttığı koyunlar, Devlet Bakanı
Atalay, AKP milletvekili Yıhnazer ve AKP'li
Belediye Başkanı Korkmaz'ın köylerine
verildi. Uygulamaya tepki gösteren CHP'li
Halil Tiryaki, "Yapılan partizanlığın daniskası"
diyerek konuyu TBMM'ye taşıdı.
köyü olan Bahşeyh'e bağlı Dikmen
köyü, Kınkkale Belediye Başkanı
VefiKorkmaz'ınköyüolanKeskin'e
bağlı Hacı Ömer Solakhsı köyünde
yapıüııası yurttaşlarnnız arasuıda
tepkilere neden olmuştur" dedi.
Tiryaki. 171 köy varken koyun-
lann dağıtıldığı üç köyün neye gö-
re seçildiğini, aynca baş-vurması-
na karşın koyun verilmeyen ko-
operatif olup olmadığının açıklan-
masmı da istedi.
Tiryaki, "DeficelanmsalKalkm-
ma Kooperatifi'nin kovım dağıü-
mı yapılan kooperatiıierden daha
önce kunılmasma karşın yardım-
dan faydalandınlma-
masuun gerekçeleri ne-
dir" diyerek iddiasını
da somutlaştırdı.
CHP'h Tiryaki, buko-
nuda şu açıklamayı yap-
tı: "Kırıkkale'de işler
AKP'ye vakın müteab-
hidere\eriüyor.Bundan
' geçük,hayvanlandaken-
di yandaşlanna dağıtı-
yorlar. 300-500 değil, 2 bin 500 ko-
yunu bakan, millervekili, belediye
başkanımn köylerine dağıtülar. Par-
tizanlık değil,arnkpartizanhğuı da-
ntskasL Partizanhğıahn-akadarsok-
tular, milleti bezdirdiler. Bunlar yü-
zündenKmkkalemiDetvekfliohnak-
tan utanır hale gekiim."
SIVAS SANIĞI
Şeriatçıya
Almanya
koruması
Haber Merkezi - Sıvas
davasında 7.5 yıla mah-
kûm olan Adem .\ğbek-
taş'ın ıltica talebının Fe-
deral Almanya tarafından
kabul edildiği bildirildi.
Almanya'da Milli Gö-
riiş'e ait bir camide imam-
lık yaphğı ortaya çıktıktan
sonra kayıplara kanşan Ağ-
bektaş, bıterpol tarafindan
kırmızı bültenle aranıyor-
du. ANKA'nınANS'ye da-
yandırdığı habere göre,
Madımak davasına ilişkin
eskiAnkaralNo'luDGM
karannı. Almanya'daki yet-
kili makamlara sunan Ağ-
bektaş'ın iltica talebi kabul
edildi. Sıvas sanıklannuı
Almanya'da olduğunun or-
tayaçıkmasından sonrayo-
ğun kamuoyu baskısı ne-
deniyle Federal Içişleri Ba-
kanlığı'nın Federal Mül-
tecilerDairesi'ne (BAFM)
Sıvas sanıklannın ilticala-
nnın geri alınması için di-
rektif verdiği öğrenildi. Bu-
nun için bir soruşturma
açıldığı, gerekçe olarak da
bu kişilerin Almanya'run
güvenliği için tehdit oluş-
turduklan kaydedildi. Al-
manya'ya kaçan 7 Sıvas
sanığından şu ana kadar
3'ünün de Mannheim \e
çe\Tesinde yaşadığı belir-
lendi.Sanıklardan Hayret-
tin Gül'ün de iltica tale-
binde bulunduğu, "Tero-
rizm Yasası''nın uygulan-
masıyla tutuklandığı kay-
dedildi. Gül, cezaevinde
tutulduktan sonra Türki-
ye'ye gönderildi.
Bu arada CHP Millet-
vekili ABRızaGülçicek"in
soru önergesıni yanıtlayan
Adalet Bakanı Cemil Çi-
çek, Sıvas Katliamı Dava-
sı'nda gıyabında idam ce-
zasına çarptınlan Mehmet
Yıhnaz'ın Almanya tara-
findan iade edilmeme ge-
rekçesinin "Aknancezaya-
salançerçevesindesamğm
cezalandınlmasını gerek-
tirecekbirsuçuntespitedi-
lememesTne dayandınldı-
ğını bildirdi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Hürriyet gazetesinin dünkü
manşetine yansıyan Abdullah
Öcalan'ın açıklamaları ve aynı
gün Ertuğrul Özkök'ün aktardığı
Imrah'daki MİT görüşmesi, bu ko-
nuda yeni bir aşamaya mı gelindi,
yeni bir arayışa rnı girildi sorusunu
ister istemez gündeme getiriyor.
Şemdinli olaylarının ardından,
Türkiye'de yeniden bir değerlendir-
me yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Böl-
gedeki büyük krtlesel gösteriler, böl-
ge halkında gelişen tepkiler ve bu
bölgedeki insanlarımızın ruh hali;
Kürt sorununun, asayiş sorununun
çok ötesinde büyük bir toplumsal
olgu olduğu gerçeğini yüzümüze bir
kez daha vurdu.
Artık bazı gerçeklerle yüzleşme-
nin zamanı geldi. Bu konuyu bir
dış sorun olarak sınırlandırmaya
çalışmak, olaylan yalnızca "terör"
merceğinden değerlendirmek
noktası aşılmak zorundadır. Sorun,
öncelikle ülkemizin bir iç sorunu.
Tabii bölgesel, global etkiler yok
Kürt Sorununda Yeni Arayışlar mı?
sayılamaz. Ancak şimdiye kadar
vurgu daha çok dış etkenlere ya-
pıldı.
Bunlaria avunmak mümkün de-
ğil. Bölgedeki insan, ciddi siyasi,
kültürel, ekonomik taleplerle orta-
ya çıkıyor. Alt kimlik-üst kimlik tar-
tışması, iddia edildiği gibi yapay
bir tartışma değil. Bölgede, farklı
bir tarihi, dili, küttürü ve coğrafyası
olan bir halk yaşıyor. Bu halk, Tür-
kiye'nin birliğinden yana olduğu-
nu, bölünme istemediğini bugün-
lerde vurgulamaya devam ediyor.
Bu açıdan iyi bir durum söz konu-
su. Bunca acıya rağmen Türkler
ve Kürtler bir arada yaşama irade-
sini sürdürüyorlar.
• • •
Ertuğrul özkök'ün aktardığı MİT
yetkilisiyle öcalan'ın görüşmesi ve
bu görüşmenin bir daha yapılama-
ması ve ardından PKK'nin yeniden
eylemlere başlaması ve bu eylem-
leri Şemdinli türü "devlet" bağlan-
tılı bombalamalann izlemesi, insa-
nın aklına çeşitli sorular getiriyor.
Devlet içindeki bazı güçler, bu
sorunun demokratik ve banşçı bir
ortam içinde çözülmesini istemi-
yorlar mı? Böyle düşünen çevre-
ler olduğunu biliyoruz. Onlar,
medyada kendi tutumlarını ifade
ediyorlar. Sorunun askeri alanda
tutulması ve bu çözümün dışında
bir çözüm olmadığının kabul edil-
mesi için psikolojik baskı uygulu-
yortar.
• • •
PKK'nin eylemlerinin artması,
asker cenazelerinin yeniden gün-
deme gelmesi, radikal Türk milli-
yetçiliğini güçlendiriyor. Bu mtlli-
yetçi eğilim, sorunun demokratik
bir ortamda çözümünü güçleştiri-
yor. Bu yöndeki siyasi eğilimleri
engelliyor.
Şemdinli olaylanyla ortaya çıktı
ki bu sorun krtlesel bir sorun. So-
run yalnızca dağdaki PKK'liyi ko-
valayarak, onları etkisizleştirerek
halledilemeyecek kadar derin bir
sorun.
• • •
Tabii ki olayın uluslararası boyut-
lan da bulunuyor. Irak'ın ABD tara-
fından işgalinden bu yana Kürt so-
runu daha da öne çıktı. Kuzey
Irak'ın PKK için bir lojistik destek
alanı olması, Türkiye'de gözlerin
daha çok sınır ötesine kaymasına
neden oluyor.
Ancak şunu görüp kabul etmeli-
yiz ki bu aynı zamanda ve öncelik-
le sınırlanmızın içindeki bir sorun.
Bu ülkenin yurttaşları olan bölge
halkıyla konuşmamız, diyaloğu ge-
liştirmemiz ve birlikte çözüm üret-
memiz gerekiyor.
Şemdinli'de ortaya çıkan tablo,
Türkiye'ye yön veren güçler için-
deki ikilemi de gözler önüne seri-
yor. Bir kesim hâlâ bu işin yalnızca
"şiddet"\e halledilebileceğine ina-
nıyor ve olaylann bu yönde geliş-
mesi için kendince birtakım ey-
lemler yapıyor.
Ertuğrul Ozkök'ün anlattığı MİT-
öcalan görüşmesi, öcalan'ın sav-
cıya anlattıklan, bu işin başka bo-
yutları olduğu gerçeğini gözler
önüne seriyor.
• • •
Türkiye, bölgedeki sorunlan hep
geriden izleyen bir ülke olarak ün
yaptı. Çizgilerini doğru yerde ve
doğru zamanda çizemedi. Bu ise
pahalıya mal oldu. Kürt sorunu,
çok fazla tarafı olan, karmaşık bir
sorun. Şimdi yeni bir bakış açısı-
na, durumu bütünüyle değertendi-
ren bir bakış açısına gerek duyul-
duğunu daha iyi anlıyoruz.
Yeni bir aşamaya doğru mu gidi-
yoruz?
GLOBALpOLtTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Savaş ve Sermaye
ABD dış politikasında artık bir yol aynmına ge-
lindiği kesin. American Enterprise Institute'tan
Thomas Donnelly gibi etkin "neo-con"lar bile
artık böyle "tek başına" devam edilemeyeceğini
düşünüyorlar. "Bush yönetimi bundan sonra ne
yapacak" sorusu etrafında canlı bir tartışma geli-
şiyor.
Iki fraksiyon, iki refleks
Bu tartışmalarda yorumlan genelde dış politika
"gerçekçileri" (ittifaklarla birlikte davranma gere-
ğini vurgulayan "hegemonyacılar") ile "idealist-
ler" (imparatorluklann kendi gerçeklerini yarattı-
ğına inanan neo-con'lar) arasındaki "ideolojik"
farklara dayandınyortar. Orneğin The Economist,
"Ideolojinin Sonu" başlıklı yorumunda, Bush yö-
netiminin, vergi indirimi ve siyasi tercihlere en-
deksli devlet harcamaları sonucu oluşan bütçe
açıklarından, neo-con tezlerin "Bağdat'ın arka
sokaklarında tokatianmasından" sonra muhafa-
zakâr partinin seçkinlerinin de kaygılanmaya
başladığını vurguluyor, artık ideolojinin sonuna
gelindiğini vurguluyor, bundan sonra "pragmatiz-
min" egemen olmasını istiyor. Belli ki The Eco-
nomist, politikacılann "ideolojik saplantılannın",
yerini, küresel ekonominin ortak çıkanna uygun
politikalara bırakmasını istiyor
Ancak "ufak" (!) bir sorun var: Sermaye grup-
ları arasında, gerek ulusal gerekse uluslararası
alanda, piyasalar, yatınm alanlan ve devlet kay-
nakları üzerinde rekabetin giderek keskinleştiği
bir konjonktürde, "sermaye" açısından bir ortak
çıkar saptamak olanaksız. Dikkatleri "ideolojik
tartışmalardan" başka bir yöne çevirmek gereki-
yor. Bu nedenle biz de Bush yönetiminin "em-
peryalist refleksini" yorumlarken dikkatimizi je-
opolitiğin "satranç tahtalanndaki" ideolojik tar-
tışmaların yanı sıra dünya ekonomisını etkileyen
krizin dinamikleri üzerinde yoğunlaştırarak "mali
sermaye" ile "askeri-smai kompleks" arasında
bir aynm yapmaya çahşmıştık.
Asya ve borsa krizlerinden sonra gücü kınlan
mali-sermaye geri çekilirken askeri-sınai komp-
leksin öne çıkarak inısiyatıfı (ABD sermaye sınıfı-
nın "iktidar blokunun" lideriiğini) ele geçirmesine
uygun bir ortam oluşmuştu. "Mali-sermaye" kü-
resel serbest piyasa projesiyle, özgürce dolaşa-
bileceği homojen bir ekonomik mekân kurmaya
ve uluslararası işbirliğini canlı tutarak büyük sa-
vaşların bu mekânı kirletmesini engellemeye çalı-
şırken askeri-sınai kompleks enerji kaynaklannı,
stratejik coğrafyalan ele geçirmeye, savaş harca-
malannı arttırmaya, bu yönde tek başına davran-
maya yönelik stratejileri benimseyecekti. Bu yüz-
den, Clinton döneminde ABD Dışişleri Bakanlığı,
Ekonomi Bakanlığı gibi çalışır, dış politikada çok
taraflı "küreselleşmeci" yaklaşım izlenirken Bush
döneminde Savunma Bakanlığı'nın askeri-sınai
kompleksin çıkarlannı takip etmek üzere öne çık-
masına şahit olduk.
Ancak gerçeklik çok daha karmaşık
Gerçekten de mali-sermaye içinde, Lehman
Brothers, Blackstone, Carlyle Group ve KKR gibi
grupların askeri-sınai kompleksle girift ilişkileri
var. Buna karşılık, enerji ve havacılık alanında uz-
manlaşmış, küresel alanda etkin, General Mor
tors, Chrysler, Hevvlett Packard, Exxon-Mobit,'
Chevron Texaco gibi gruplar, bu emperyal dış
politikadan olumsuz yönde etkilendiler.
Aslında, daha sağlıklı yorumlar yapmamıza
yardımcı olacak bilgiler giderek birikiyor. önme-
ğin, VVashington Post'un aktardığı Beyaz Saray
kaynaklı bir belge, Başkan Yardımcısı Cheney'in
ulusal enerji stratejisi hazıriarken enerji sektörü
genel müdürleriyle yaptığı, ancak düne kadar
şiddetle inkâr edilen bir toplantının variığını kanıt-
ladı (16/11). Enerji sitesi Platform'un yayımladığı
"Crude Designs: The Rip-off of lraqi O/7 We~
alth", ABD tarafından Irak yönetimine dayatılan
"üretim paylaşım anlaşmalannın", Irak petrolleri-
ni 40 yıl boyunca ABD petrol şirketlerine peşkeş
çektiğini, bu talanın Irak halkına faturasının 194
milyar doları bulacağını gösterdi (http://www.car-
bonweb.org/crudedesigns.htm).
Mark Engler'in tomdispatch.com'da yayımla-
nan "War Woes of Business" başlıklı çalışması
da Marlboro, American Online, McDonald's,
American Airiines, Exxon-Mobile, Chevron Texa-
co, United Airiines, Chrysler, Budweiser, Barbie
Doll, Starbucks ve General Motors gibi ABD şir-
ketlerinin, Bush yönetimin "emperyal" dış politi-
kasından zarar gördüğünü aktarıyordu. Aynca
geçen yıl, ev inşaatı müteahhitleri, ev ipoteği ve-
ren mali şirketler, yatırım fonlan, kimi TV-radyolar,
turizm sektörü şirketleri, mali raporiannda savaş-
tan zarar gördüklerini dile getirmişlerdi. Bunlar,
Nike, Adidas vb. ve Hollywood fılm şirketieri gibi,
performansları malların ve insanlann serbest do-
laşımına, Amerikan kültürünün çekiciliğine, dün-
ya piyasasında ABD mallanna yönelik tüketici ta-
lebine bağımlı, ABD dış ticaret açığının fınans-
manı açısından büyük öneme sahip şirket ve
sektörier. Buradan hareketle askeri-sınai komp-
leksin, Aegis, Bechtel, Halliburton, Lock-Heed
Martin gibi dev şirketler için yaşamsal öneme
sahip emperyal politikanın, ABD sermaye sınıfı-
nın daha geniş bir kesiminin çıkanna tosladığını
söyleyebiliriz.
ergin.yildizoglu J gmail.com
DARBE DOSYALARI SlLİNECEK
Danıştoy'dan 12 Eylül
fişlemesine iptal
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay,
yasak yayın bulundurduğu gerekçesiyle 22 Eylül
1980'de gözaltına alındığında hakkında bilgi fişi
düzenlenen ve parmak izi alınan kişi hakkındaki
işlemin iptalini hukuka uygun buldu. Ankara'da
ikamet eden bir kişi, Sıvas Valiliği'ne başvurarak
hakkında düzenlenmiş parmak izi kaydı ile bilgi
fişinin arşivden silinmesini istedi. ValiHğin söz
konusu baş\oıruyu reddetmesi üzerine ise kişi, ilgili
karann iptali istemiyle dava açtı. Davayı görüşen
Sıvas Idare Mahkemesi, Sıvas Valiliği'nin işlemini
iptal etti. Sıvas Valiliği, bu karan temyiz edince
dosya, Danıştay 10. Dairesi'ne geldi. Danıştay 10.
Dairesi de yerel mahkemenin karannın usul ve
hukuka uygun olduğunu belirterek yerel
mahkemenin karannı oybirliğiyle onadı. »