Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ARAL/K 2005 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇÎ
MUMTAZ SOYSAL
Sansüpün Bir Türii
SOĞUK suyun yanında sıcak su tesisatı da bulu-
nan yerlerde genellikle musluklann üstüne konan
renkli işaretler hangisinden nasıl bir aj aktığını gös-
terir: mavi soğuk, kırrnızı sıcak su demektir; yanıl-
mazsınız.
AmaTürkiye'nin çokyerindetesisatçı ustalaro işa-
retleri susleme rengi sayıyor olmalılar ki bazen kırmı-
zıdan soğuk su akmaya başlar ve siz "Herhalde oo-
ruda soğumuştur" diyerek bir süre akıtırsınız, ama sı-
cak su bir türtü geimez.
Takıyyenin çeşitleri olduğu gibi sansürün de türte-
n vardır. O yiizden, bu türterden biri olan "sinsi"
sansürün varlığını sezinceye kadar hayli vakit yitirir,
ü/ke gerçeklerini fark etmek ya da sezmekte aldanır-
sınız.
Tıpkı takıyyede olduğu gibi: Adamlar, aslında, içte-
ki cumhuriyet ve dıştaki Türkiye düşmanlarıyla kol
kola girmiş, Türkiye Cumhuriyeti'ni zayrflatmak için her
şeyi yapmaktadırlar; ama ömeğin, en basit cumhu-
riyetçilik olarak bilinen demokrasi ve laiklik gibi kav-
ramlann savunucusu göründüklerinden bu niyetleri-
ni hemen sezemezsiniz. Oysa bir yandan bunlan sa-
vunur gözükürken öte yandan cumhuriyetin siyasal
ve ekonomik bağımsızlığını ortadam kaJdırmak, kamu-
nun yararı yerine kendi çevrelennin ve dıştaki ortak-
larının çıkarları için ortaklıklar kurmak, yabancı dev-
letlerin dış politikalannı desteklemek ve bu amaçla ulu-
sal davalan yanlış yönlere çevirmek için herşeyi yap-
maktadırlar.
Gazetelerinde ve televizyon kanallannda uyguladfk-
lan sinsi sansür bu tutumlannın bir sonucudur Hal-
kın çeşitli kesimlerinden gelen tepkileri ya hiç duyur-
mazlar ya da eksik duyururiar; haberieri kendilerinin
ya da ortaklannın çıkarlan yönünde sansürden geçi-
rerek özelteştirme politıkalannın rezaletlerini, işçilerin
işsizlik endişelerini, yabancı sermayeyle işbiriiği yap-
ma ve ülke kaynaklannı dıştakilere yağmalatma yo-
lunda çevriten dolaplan tam yansıtmazlar. Bazı haber-
ler haber bile sayılmayıp hiç verilmez ya da çarpıtılır.
Oysa siz, tirajlann büyüklüğüne ve reytinglerin yük-
sekliğine bakıp bu iletişim araçlannın olan biten her
şeyi, açıklanan her önemlı düşünceyi yansıtacak bir
çeşit "kamu hizmeti"görmeleri gerektiğine safsaf inan-
dığınız için, onlar yansıtmadıkça hıçbır şeyden habe-
riniz olmaz.
Hatta, tam tersine, başkayönde koşullandınlmaya
devam edersiniz.
Resmi sansürden de kötü olan budur.
Resmi sansürde, hiç değilse bazı şeyterin yazıl-
madığını, duyurulmadığını bilir, merakınızı başka yol-
lardan gidermeye bakarsınız. Sınsı sansürde ise böy-
le bir sansürün varlığını sezinceye kadar, herşeyin ya-
zıldığına ve duyurulduğuna inandıgınız için, ekonomik
ve sosyal gerçekler konusunda cahil kâlmışsınızdır.
Üstelik, siz bu oyunun farkına varsanız bile, o med-
ya büyük mankenlerie ünlü "p'ayboy"lann küçük aşk-
lanna kadar her şeyi, hem de iri manşetlerte ve renk-
li görüntülerle yansıttığı için geniş halk yığınlannın al-
datılması sürer gider.
Bunun halka karşı bir "büyük ihanet"ten başka an-
lamı olabilir mi?
ZEYTtNBURNU 1. ASIİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2005 318
Davacı Yıldız Ayna tarafuıdan hasunsız olarak açılan
gaiplik davasında; Davacı Yıldız Ayna'nın 09.03.1960
dogumlu ablası Hatıce Ayna'nın 1977 yüından beri ka-
yıp olduğunu, bugüne kadar kendisinden haber alınama-
mış olduğundan gaipliğine karar verilmesini istemiş,
Hatice Ayna'nın nüftista Istanbul tli. Zeytinburnu îlçesi,
Çırpıcı Mah., Cilt: 2, Hane: 38. BSNU, Mehmet ve Fat-
ma'dan olma 09.03.1960 doğumlu olduğu bildirılmiştır.
E)avacı Yıldız Ayna'nın ablası Hatice Ayna'yı tanıyan
bilen ve bu hususta malumatı olan kimselerin keyfıyeti
Zeytinburnu 1. Asliye Hukuk Mahkernesi'nin 2005 318
Esas sayıh dosyasına duruşma günü olan 16.02.2006
gününden evvel bildirmeleri ilanen tebliğ olunur.
24.11.2005 Basın: 57654
KAKEAL1. SULH HUKUK
MAHKEMEStSATIŞ
MEMURLUĞU'NDAN
Esas No: 2005 7 Satış
1. Şüyu suretıyle salışına karar venlen Kartal Yukan Ma-
halle Rahmanlar 2359 Ada, 16 Parsel sayıh 323 m2 mıktarlı
5 kat. 7 iş\en olan 6 dairelı kat mülkiyetli 14 172 arsa paylı
11 No'lu mesken \asıflı gaynmenkulün. 1. Satış gününün
20 01.2006 günü saat 14.00 - 14.20'de, 2. Satış gününün
30.01.2006 günü aynı saatlerde olduğu davalılardan ve hıs-
sedar olan adresınde bulunamayan Zehra Bulut'a (Koç) ışbu
satış günü ilanen tebhğ olunur. 02.12.2005 Basın: 57484
YQdi Düvelin 'Rövanşizm'i
VediiBÎLGETfm
w w
O
. Amiral
nce şunu belirteyım ki, günümüz
Türkiyesi'nin gündeminde Batı so-
nınu, "Sevr sorumT çok ciddi bir
ağırlıktadır. Sonmlar, sorun olarak
algılanmak zorunluluğundadır ar-
Türkiye'nin tam bağımsızlığı önüne, yedi dü-
velin emperyalistlerince dikilen "Önce Sevr" da-
yatmalan engeli, anti-emperyalist Mustafa Ke-
malci halkımızın ve iktidann "Önce Vatanımız",
"Ya İstiklaJ ya Öffim" andı doğrultusunda aşıla-
cakûr. AvmpaParlamentosuve Avrupa Bırliği em-
peryalistlerince dayatılan "UymnsıızhığaUyuın''
Yasası da bu dogrultuda aşılacaktır.
Ulusal ve siyasal kültür anlayışı oluşmamış bir
iktidar, ne dünü ne de bugünü algılayabilir. Özel-
likle gündemindeki siyasal ve yaşamsal ağırhklı
gelişmeleri kavrayamaz. Sonuçta, siyasal öncelik-
lerin gerisinde kalır. Bu iktidann Atatürk'ün ulu-
sal bağunsız, onurlu dış politikası ve laikliğin de-
ğil, dinselliğin ağırhğında çözdüğü her siyasal
denklem, ülkemizi ABD ve AB emperyaiistleri-
ne teslim eder.
ABD'nin ve AB'rıin "ava" hazır oltasına geli-
şigüzel ya da rasgele değil, gerçekleri ve somut
dünyayı yadsıyan Recep Tsyyip Erdoğan takımı,
"sovTrt ıhınlı tslam" bilinciyle gerçekten avlandık
deyip süadan sıkıya bu oltaya, emperyalistlerin ol-
tasına takılddar. ABD ve AB "nin hımayesıne akn-
dılar. Düısel radikalizm bu yolda, Amerikancılar
ve Avrupa emperyalistler birliğı dincilere, dinci-
lerAmerikancılara ve Avrupa Birliği emperyalist-
lerine omuz verdiler. Giderek dayatılan olumsuz-
luklar kapitülasyonunu da devlet yönetimini elin-
de bulunduranlar umursamadan kamuoyunu pe-
çeleyerek pekıştirdiler. Recep Tayyip Erdoğan ta-
kırru, Batı emperyalistlerinin peşinde bilinçlı ola-
rak sıraya girdi. "Teslim olduk, saaldık" çizgisi-
ne yerleştiler. Bu iktıdar aklın, bılımin, bağımsız-
lığın. laildiğin değil, bağımlıhğın, bağnazlığın ve
irticanın bayraktarlığıru yapmaktadır. Bu iktidar
aydınlanmanın değil, karanlığın iktidandır. Bu ik-
tidar Türkiye'nin değil Amerika'nın, Avrupa Em-
peryalistler Birliği'nin ve yedi düvelin ikridandır.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi pazarlama-
sınrn nedeni budur. Avrupa Parlamentosu ve Av-
rupa Emperyalistler Birliği, Türkiyemizikendile-
rine koşulsuz bağımlı ülkeler arasında görmekte-
dir. Bu aymazlann "uyumsuziuğa uymn" yasası-
nı yurttaşlanma sunuyorum (1)
1. Türkiye Kıbns'ta isgaJcidir. Türk Ordusu
Kıbnstan çıkanlacakUr. Avrupa Biıüği'ııe aunan
Rum yöoetimi bütün Kıbns'ı temsü edecektir.
2. Ege meselea Avrupa Büüği üyesi olan Yuna-
nistan'ın talepkrine uygun olarak çözülecektir.
3.Türkiye'ningüneydoğusu'4
özerklik, federas-
yon vs." adı alunda Kürdistan yapılacak ve Tür-
krye'den aynlacaknr.
4. tstanbul'daki Fener Patrikhanesi "Eküme-
nık" olacak,düııyaOrtodoksluğununmerke2İha-
Kııe getirilecektir.
5.Türkiye, 1915-1923yıDanaraandaEnnenisoy-
kınmı yapoğını ve böylece Liusal Kurruluş Sava-
şınuzrn aslında bir so\kınm olduğunu, bu neden-
k Türki\e Cumhurheti'nin soykınmJa kuruklu-
ğunu kabul edecektir.
6. Lozan AnrJaşmaa geçersizdir.
7. Türkrvıe, Müslüman olmayan azmhldaruı dt-
şında, Kürt ve Alevi gibi çeşjtti etnik azınlıklan ve
dinsd cemaadcri olduğunu kabul edecektir.
8. Azmhkiar ve cemaader, etnik ve düısel kim-
liklertvie pariamentoda temsil edflecektir.
9. Türkrye'de azınlıklar kendiderneklerini, ken-
di partilerini kendi okullannı kurabilecektiıier.
10. Furatve Dicle sulan ulusiararası denetimebı-
raküacakür.
"Bu uyumsuduğa uyum yasası, Bau emperya-
nzminden başka hiçbir tophımsal sistemin vari^h
na olanak tanımayan Yedi Düvei'in "Se\r \e Lo-
zan' yönünde sürdürdüğu poütikasrvia ülkemize
verdiğibirülrimatoın''dur. Hiçbir ıtiraza yer bırak-
maksızın ıstekJenrun yerine getirilmesini istemek-
tedir. Isteklennin yerine getirilmemesi, diploma-
tik ılişkılenn kopması ya da içinde savaş da otmak
üzere başka baskı yollanna başvurulması sonucu-
nu doğurur. Geniş anlamda gözdağına başvur-
maktadır. Mustafa Kemal orduları karşısında ye-
nilen Yedi Düvel, Lozan'ı dışlayarak öç almak ve
kaybetaklerini yenidenkazanmakamacıyla SevT'e
yönelikpolitikalan ile savaş dahil gözdağı vermek-
tedir. Gazi Mustafa Kemal açıkça belirtmiştir ki:
"Biz istiklalimizi emin buhındurabilmek için, btd
mahvetmek isteyen empery^üzme ve bizi yutmak
isteven kapıtaüzme karşı mflli topluhığumuzca sa-
vaşmayi caiz gören insanlanz."
Gazı Mustafa Kema! devam ediyor: "Hangiis-
tikbal vardır ki yabancılann nasiluıtleriyle, plan-
lanyia vûksetebilsin?"
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. "Dfleriz"
çağdaş yaşamın asla vazgeçilmez koşulu "Önce
tam bağnnsızhk", "Ya istiklal ya öUim" şıanyla
TBMM'de "uyumsuzluğa uyum yasasına'' karşı
birültimatom olsun. Yineliyorum, Türkiye'de çağ-
daş yaşamımızın vazgeçilmez koşulu tam bağım-
sıznkhr. Bağnnsızlığunızı evTenselleştıren güven
kaynağımız Mustafa KemaFın "ulusaJ demokra-
tikdevrimJeri"dır. Bir yanda toplumlan çağdaş aşa-
malara, yeni gelişmelere yöneltme savaşuıdaki
öncüler, bağımsızlık sorununu, bağımsızlık yön-
temleriyle ele alarak insanlığı soyut mutluluklar-
dan anndınp, somut mutluluklara, bağrmsızlığa
geçiş yollanru göstermektedir. Öte yanda, uyuş-
turucukavTamlarla insanhğm yanında görünüp. yüz-
yıllarca insanlığın tepesindeasalaklaşan, soylu ve
uygar görüntüsünün tükenmişliğinde vahşileşen,
insan olduklanndan habersiz yaşayanlann sözcü-
leri, eylemcileri, ekonomik bağımhhğın zorunlu
olarak siyasal bağımlılıkla kaynaşması sonucu
oluşturulan olumsuzJuklar kapitülasyonunu var-
laşnran emperyalistler, ortalığa tarih tarih, kuşak
kuşak dökülecektir.
(1) Sayın Hukukçu TurguttnaL 12 Kasım 2005
tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkan "Ban'nın
Dayatmalan" yazısıyla kamuoyunu aydınlatmış-
hr. Iznur Barosu Başkanı değerli Avukat Nevzat
Erdemir de bir süre önce yaptığı bir basın açıkla-
masryla bu 10 maddeyı Türk kamuoyuna duyur-
muştur. Türkiyemizinbuyaşamsal konusunu Cum-
huriyetgazetemizde bana da duyuranyurtsever yurt-
taşlanmı sarsılmaz içtenükle, saygn'anmla selam-
lanm
UNESCO'nun 60. Yılında
Prof. Dr. Arsm AYDEVURAZ UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Bajkanı
G
eçen günlerde UNES-
CO'nun 33. Genel Konfe-
ransı, Paris'te yaklaşık üç
haftalık yoğun bir çalışmanuı ardnı-
dan tamamlandı. Japon Koichiro
Matsuura nın, dört yıllık bir dönem
için genel direktörlüğe, neredeyse
tam bir uzlaşı ile yeniden getirilme-
si; -Kültürel tfadekrin Çeşrüinği-
nin Gdjştirflmea veKonmmasma uş-
kin Sözieşme" ıle "Sporda Dopingin
Önlenmesinetüşkin Ulusiararası SÖz-
leşme"nın. "BiyoetikvetnsanHak-
lan Evrensd BUdirgesi"nın kabulü,
60. yılını kutlamakta olan bu hükü-
metler arası, entelektüel örgütün ge-
nel konferansma damgasını vurdu de-
nebilir.
Dünya üzerinde herhangi bir yer-
deki kültürel bir varlığın önemini
ortaya koymak için medya, söz ko-
nusu varlığın UNESCO Dünya Mi-
rası listesinde olduğuna işaret ede-
rek vurgu yapmayı, konunun önem
düzeyini artüncı biraygıt olarak kul-
larıır ve insanlar da bu vurguya ne-
redeyse sihirli bir tepkiyle katıhrlar.
Bir başka deyimle kamuoyu için
UNESCO, sihırü bir sözcüktür. Ama
bu sözcüğün pek de ne olduğu me-
rak edilmez. Sözgelimi yukarıda
UNESCO'nun 33. Genel Konferan-
sı'nda kabul edildiği söylenen söz-
leşmeler ve bildirgeye medya, hiç
yer verrnez, içeriğini merak etmez
ve bu örgütün ilgi alanı hakkında
sansasyonel bir olay söz konusu ola-
na kadar UNESCO Dünya Mirası
listesini de unutur. Oysabu liste, bir
prestij listesidir ve bu listeye girmek
için çok ciddi çabalar gerekir. Yeri-
ne getirilmesi öngörülen şartlann
toplumca benimsenmesi birkültürel
miras bihncinin oluşması anlamını
taşrr ve bu yam ile belki de söz ko-
nusu toplum için, bu listeye girmek-
ten çok daha önemli olduğu söyle-
nebilir. Henüz çok yaygın olarak
büinmese de Dünya Mirası listesi-
neek olarak, "BmsferRezervleriLb-
tesT; «SoırıutOunayMKültûrel Mi-
ras Başyapıtlan listesi"; "Dünya
BefleğiLJstes" olarak ısimlendınlen
prestij listeleriyle UNESCO, 191
üye ülkenin insanlanm yönlendir-
me ve insanlığı, varoluşundan günü-
müze dek ürettiği kültür değerleri
ve yaşadığı doğa iie daha banşık ha-
le getirmek üzereyeni yasal (norma-
tif) aygıtlar oluşturmaktadır. Türki-
ye, yaklaşık otuz yıllık bir serüven-
den sonra bu yıl. "Borçka CamiH
Ormanlan''nın ülkemizin Uk Biyos-
fer Rezervi olarak kaydettirilmesi-
ni başarmışur. Bu başansı ile Tür-
kiye, tüm biyolojik gen depolan ve
bunlann yönetimi açısından bir ko-
ruma, kollama mısyonunu, tüm in-
sanlık adına üstlenmiş bulunmakta-
dır "Meddahhk ve Meddah Gde-
neği" ile "Mevlevi Müziği'', Türki-
ye'nin Somut Olmayan Kültürel Mi-
ras Başyapıtlan Lıstesi'nde son bir-
kaç yıl içerisinde yer almasını sağ-
ladıgı üd önemli kültürel değerimiz-
dir. Somut Olmayan Kültürel Miras
kavramı, tüm insanlığın, göreli ola-
rak göz ardı etmekte olduğu bir kül-
tür boyutunu dikkatlere sunmakta-
dır ve aynı ismi taşıyan bir sözieş-
me ile üye ülkeler, bu kaygı doğrul-
tusunda duyarlı olmaya çağnlmak-
tadır. Ashnda Türkiye, tüm dünya ül-
kelerine bakarak, bu yeni kavramı,
son birkaç yıl içerisinde, yasal mev-
zuarı içerisine alma başansını gös-
teren öncü ülkeler arasındadır. Şim-
di beklenen, bu sözleşmenin bir an
önce Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nceonaylanmasıdır. "KandfltiRa-
satnanesiElyazınalan'', "Boğazköy
Tablederi" ve "SuleyınanryeKütüp-
hanesi tbni Sina EKuzmalan" ülke-
mizin Dünya Belleğı üstesine sok-
ma başansı gösterdiği, kayda değer
ve listeye girmekle Türkiye adına
dünya ölçeğinde tescil edildi anla-
mnıı taşıyan, diğer kültürel varlık-
lanmızdu-.
Yukanda değinilen tüm bu başa-
nlarda, UNESCO Türkiye Milli Ko-
misyonu'nun önemli katkılan oldu-
ğunu söylemek, abartı olarak algı-
lanmamahdn-. Milli Komisyon, tama-
men onursal bir görev anlayışı içe-
risinde, uzmanlık alanlanndaki pa-
ha biçilmez katkılanyla hazırladık-
lan ve böylece prestij listelerinde
yer alma başansun sergiledikleri ça-
lışmaları için. ihtisas komitelerinde
yer alan uzmanlanmıza, aydınlanmı-
za, büim insanlanmızateşekkürborç-
ludur. Anayasası, 16 Kasım 1945'te
imzalanan ve 4 Ekım 1946'da, içle-
rinde Türkiye'nin de bulunduğu 20
ülkeninmeclislerinde kabul edilerek
fiilenkurulan UNESCO'nun, önce-
lıklı alanlanylaaydınlan buluşturan
öncü bir platform olma ayncalığı
hâlâ devam etmektedır. Birleşmiş
Milletler'in içinde bulunduğumuz
binyıl için öngördüğü hedeflerin ger-
çekleştirilmesini de içeren UNESCO
önceliklerini. olası esinlenmeleriçın
vurgulamanm yaran yadsınmamalı-
dır. Bu önceliklerin böylece vurgu
alması, bir finans örgütü ohnayan
UNESCO ilgi alanına ilişkin tayfi
(spektrum) da ortaya koyması açı-
sından yararhdır.
Yeni bir dört yıl için genel direk-
törlüğe getirilen Matsuura'ya göre
UNESCO'da eğitim, "önceliklerin
öncetiğidir'' Bu yaklaşım içerisin-
de eğitim sektörünün temel önceli-
ği, "okur-yazarnğa özel önem veren,
herkes için temel eğitim''dir. Doğa
bilimlerinin temel önceliği ise "su ve
suylaffinoüekosistemk'r"dır Insan ve
sosyal bilimler. "biv'oetiğe özel vur-
gu yapan bilim ve teknoioji etiğT te-
mel önceliği ile dikkat çekmektedir.
Kültür sektörü, kültürierarası ve din-
ler arası diyalog gibi önemli bir fel-
sefi yaklaşunın ötesinde, "kültürel
çeşMiligin geliştirilmesi ve bu bağ-
lamda somut ve somut olmayan mi-
rasa özel vurgu" gibi bir temel ön-
celik içermektedir. İletişim sektörü-
nün temel önceliği. "ifade özgürlü-
ğünü içerecek şekilde insanlann bil-
giye erişünini güçlendirmek" olarak
özetlenebilir. Tüm sektörlerinin di-
ğer öncelikleri de dikkate alındığın-
da, olağanüstü geniş ilgi alamyla
UNESCO, Birleşmiş Milletler sis-
teminin hiç kuşkusuz felsefi mutfa-
ğmı oluşturmaktadırve Türkiye, böy-
lesi biryapılanmanın oluşmasına. 60
yıl önce önayak olan ilk 20 ülke ara-
sında yer ahiıalda gunır duymalıdır.
PENCERE
Aşikâr ve Pişekâr...
'Ikinci Cumhuriyetçi'\erin kulaklan çınlasın..
Türkiye'de iki Cumhuriyet var..
Birincisi Türkiye Cumhuriyeti..
Ikincisi Cumhuriyet gazetesi..
Bu ikisi yazgı biriiğinde ortaktıriar..
Yazgı biriiği nerede başladı?..
•
Elinizde tuttuğunuz gazetenin kurucusu Yunus
Nadi, 29 Ekim 1923'te Ankara'da Büyük Millet
Meclisi'nde kürsüye çıktı...
Ve Cumhuriyet'i ilan etti...
Ama, salt Cumhuriyet yeterfi miydi?..
Bugün Iran'da Cumhuriyet rejimi geçerii..
Yeterfi mi?..
Iran'da seçim var..
Yeterii mi?..
Komşumuz Iran'da hem Cumhuriyet rejimi sü-
rüyor, hem seçimler yapılıyor..
Ama Iran'da demokrasi yok.. Ülkeye karanlık bir
Ortaçağ rejimi egemen...
•
Yunus Nadi Ankara'da Meclis kürsüsünden
Cumhuriyet'i ilan etmişti; ama, yetmıyordu, çün-
kü Istanbul'da Halife vardı, ülkede şeriata dayalı
hukuk geçeriıydi..
Bu durumda ne Cumhuriyet gerçek Cumhuri-
yet olabilirdi..
Ne de ülke demokrasiye açılabilirdi..
Kadını şeriat üzre ikınci sınıf insan sayan bir ül-
kede demokrasinin d'sini ara ki bulasın...
Istanbul'daki medya -ozaman basın- iseçoğun-
lukla Mütareke artığıydı ve hilafetin yanında yer alı-
yordu..
Mustafa Kemal, Yunus Nadi'ye,
- Çocuk, dedi, Istanbul'a git, Cumhuriyet gaze-
tesini çıkar!..
Yazgı biriiği böylece gerçekleşti..
•
Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün içine düştüğü
durumda Cumhuriyet gazetesi kendi tarihine ve
varoluşuna sadık kalabilmek için gereken savaşı-
mını yürütüyor...
Bizim iki kırmızı çizgimiz van
Laik Cumhuriyet..
Bölünmezlik..
Halkımızın büyük çoğunluğunun bu iki kırmızı çiz-
giyi savunmakta kararfı olduğuna inanıyoruz..
Ama bir de medya var..
Bu medyada Doğan Grubu'nun Cumhuriyet ga-
zetesine bir savaş açtığı da görülüyor..
Neden?..
•
Önümüzdeki günlerde bu neden sorusunun ne-
denlerini açıklamak ve sergilemek karanndayız..
Türkiye'de iki Cumhuriyet var..
Birincisi Türkiye Cumhuriyeti..
Ikincisi Cumhuriyet gazetesi..
Birinci Cumhuriyet'in defterini dürmek isteyen
güçler, Doğan Medya Grubu'nu Cumhuriyet ga-
zetesinin üstüne saldırtmışlardır...
Cumhuriyet böyle saldınlara pabuç bırakacak bir
gazete degildir...
Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün tehdit altında ol-
duğunu bilmeyen ve görmeyen yok!..
İki kırmızı çizgiyi çiğnemek isteyenler meydan-
da...
Cumhuriyet'e saldınnın nedeni aşikâr...
Biz bu aşikânn pişekâriannı sergileyeceğiz.
||Garanti
N O V I T A S
Konyı-Meviaaı (Şeb-ı Arus)
Pen'da Költir ve Noel Mizikleri
Tupizm
16-18 Aralık
25AralıJcPaar
KL'RBAy BAYRAMI ve OCAK TL'RLARIMIZ
kastımono-Safranbolu-Sinop-Amasra
lyouya - Kırya
Kuşüdası-Pamukkole fTermal Otel'de)
KazeyEge
A\\alık'tan Foça'ya
Samevo'da Kmk
Klasik YuunistJD
(Selanık - Anna - Kavala)
Sınkjnrç'ü Kt\tk (gçakla)
HindisUn - Nepal
7-10/11-14 Oc»k
7-12 Oak
6-10/10-15 Ocak
8-13 Ocık
9-15 Ocak
17-22 Ocak
5-16 Şnbat
Hafia sonu tstanbul kültür turlanmızı acentemızden öğnnını:
Tfl: 0212-25128 08 (pbı)
novitasiü Hovius.com.tr wnt.Dovitas.com.tr
CUMOK TÜRKİYE ÇAĞRJSI
PA IM EL
'ANADOLU AYDEVLANMASI'
Tarih : 7 Aralık 2005 Saat 17.30.
Yer : Atatürk Kültür Merkezi - Zonguldak.
Konuşmacılar : Mustafa Balba\ - Şükran Soner
- Mümtaz Sovsal
Zonguldak Maden Müh. Odası, Zonguldak CUMOK.
Bütün CUMOK'lan. gazetemizin Anadolu
Aydınlanması girişimine destek vermeye çağınyoruz.
SEN GELJVIEZSEN BİR EKSİĞİZ
Mşim : 05322048029-05334385022
054265215 00-02163264921
02123211112/124
KADIKOY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2005 607 Vas Tayırıı
Mahkememizce venlen 15.10.2005 tarih ve
2005/607 E. 2005'815 K. sayıh karar ile Urfi oğlu
1924 doğumlu Mehmet Sabiha Suner'e TMK 405
maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisıne
Mehmet Sabih kızı 1957 doğ. kızı Ayşe Refia Vatan-
dost vası olarak tayin edıüniştir. 25.10.2005
Basın: 57239