23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA BektrofHk posta: denizsofnOcumhunyetcom.tr Tei: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 17 THY Türk Hava Yollan, Avrupa'da yolcu sayısını en çok arttıran şirket olmuş. Bir büyük başanst daha var: 355 çalışanını emekli etmek için ağır baskılar uygulayan Avrupa'nın en metazori şirketi. - Cemaatler yasaya giriyormuş... "Yasalar da şeriata uydu mu tamamdır!" Barzani, denize açılıyormuş. Kimin gemisinde? jöksel Kaya: "Ulusal kırmızı çizgilerimizle, yaya çizgileri arasındaki benzerlik nedir? ikisinin de hiçbir geçerliliği yoktur!" Çorba llker Çamkır: "Kuran kurslan ile din eksenli bir eğitim amaçlanıp, hukuki sorunlann ulemaya sorulması istenen, helal ve haram gıda ayınmı yapılıp haşema ve heşofman giyilirken içki yasağı uygulanan ve bu arada Avrupa Birtiği'ne tam üyelik için aday olan ülke hangisidir?" KAYSERİ'NİN Islamcı bir belediye başkanı vardı: Şükrü Karatepe. Zorunlu olarak katıldığı bir 10 Kasım töreninde yandaşlanndan içlerindeki kin ve nefreti canlı tutmalannı istemişti. Aynen onun gibi Hasan da (Hasan Cemal Kaya) Cumhuriyet'ten aynldıktan sonra 13 yıl bekleyip Cumhuriyet'teki anılannı yazmış; llhan Selçuk'u hem komünist hem faşist, hem askerci hem takıyyeci yapmış. llhan Selçuk, Hasan'ın yakıştırmalanna gülüp geçiyor ama aramızda olmayanlar adına soruyor: "Hasan'ın Uğur Mumcu'ya, Nadir Nadi'ye, Berin Nadi'ye kin ve nefreti nereden kaynaklanıyor?" Hasan'ın Cumhuriyet anılannı (belki 'acılannı' demek daha doğru olur) Doğan Kitap bastı; kitap piyasaya, Doğan Medya Grubu'nun bütün gazetelerinde manşet haber ya da hafta sonu eklerinde tam sayfa röportajla birlikte çıktı. HasanTelevizyonlan da arkadan geldi. Tipik bir medya bombardımanı. llhan Selçuk, Hasan'dan ziyade Hasan'ın kitabının pazarlanmasına dikkati çekiyor; Doğan Medya Grubu'nun patronu Aydın Doğan'a şu soruyu yöneltiyor: "Tek başına bir gazete olan Cumhuriyet'e Türkiye'nin satış ve reklamda en büyük medya grubu olan Doğan Holding gazetelerinin ortaklaşa saldın ve sövgü harekâtı ortadadır. Dost bildiğim ve sevdiğim Aydın Doğan'ın bu harekâttan haberi var mıydı?" Aydın Doğan'ın gazetelerinin eski yayın yönetmenlerinden ve yeni yazarlanndan Mehmet Yakup Yılmaz, Hürriyet'te dün "Hasan Cemal'in bu kitabı uzun süredir yazmakta olduğunu biliyor ve merakla bekliyordum" diyor. Mehmet Yakup Yılmaz başka bir konuya dikkati çekiyor "Kitabı okurken anlıyorsunuz ki Hasan Cemal, gazetede çalışırken insanlarfa asansörün kapısında yaptığı kısa sohbetleri bile kaydetmiş! Meslekteki son dört buçuk yılını, yan yana iki odada (üstelik üstü açık bir bölmeyle birbirinden aynlmış iki odada) geçirmiş bir gazeteci olarak ürktüğümü itiraf etmeliyim. Hasan Cemal, Milliyet günlerini anlatan bir kitap yazdığında benim marifetlerimi de kaydetmiş mi, ömrüm yeterse anlayacağım." Kimsenin kuşkusu olmasın, herkesin marifetleri kayıt altına çoktan girmiştir. Çünkü siyasi geçmişini inkâr etse de Cemal Paşa gibi bir ittihatçının torunu. ömrüm yeterse ben de Hasan'ın kaleminden Aydın Doğan'ı okumak için sabırsızlanıyorum. SESSlZSEDASIZf!) Pendik Atatürk Kültüp Merkezi PENDİKTEKİ Atatürk Kültür Merkezi'ni, Islamcı parti AKP'nin Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya yıkmak istiyor. Gerekçesi çok basit: Bina, ilçedeki kültür etkinliklerine dar geliyormuş... İki yıl önce yapılmış. Mehmet Akrf Ersoy'un adı verilmiş ve kültür etkinliklerine fazla bile gelen yeni bir kültür merkezi var ama belediye başkanın gözü Atatürk Kültür Merkezi'nde. Yıkacak... Yıkıp yerine çok katlı bir iş merkezi yapacak. AKP'li belediyenin gözüne kestirdiği bina Prof. Dr. Sedad Hakkı Eldem'in son eseri. Eldem, Yalova'daki Termal Otel, Ankara'daki Fen Fakültesi gibi yapılara imza atmış, Kültür Bakanlığı'nın büyük sanat ödülünü ve Ağa Han mimariık ödülünü kazanmış, 17 yıl önce yitirdiğimiz bir büyük usta Pendik'teki Atatürk Kültür Merkezi'ni bilenler "Tasanmdaki ustalığı daha fuayede algılarsınız; doğal aydınlatmalı, mükemmel akustikli, işlevsel ve zarif bir yapıdır" diyor. Kilit sözcük zarafet ve Atatürk olmaJı. Bu bina AKP'li başkanı rahatsız ediyor. Aynen AKP'li Kültür Bakanı Atilla Koç'u Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nin rahatsız etmesi gibi. ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCt 'Kerpiç'ten Bir Efsane... Mimarlık ve şehircilikte "ekotojiyi gözeten" arayışlar genellikle "yeni teknolojikr ve maJzemeler" üzerinde yoğun- laşıyor... Bu konuda geliştiri- len "çağdaş olanaJdar" bilim- sel toplantılann da öncelikli gündemi... Nitekım Yüdız Teknik Üni- versitesi'nin 14-15 Kasım 2005 günlerindeki "Eko-Teknoloji- ler ve Ekolojik Yerleşimler" «mpozyumunda ve Minıarlar Odası Antalya Şubesi'nin 18 Kasım 2005 ""tekı "Uhıslarara- sı Ekolojik Yapı Tasanmları ve Mabemeleri Semineri"nde de, çoğunlukla "yeni buluşlar" ir- delendi. Oysa, özellikle Türkiye'de- ki, binyılların yapı kültüründen süzülüp gelen "gelenekselmal- zeme ve yöntemler"in de eko- lojiyi gözeten bir çağdaşhğa "esin kaynağT olabıleceğı, çok az bildiride yer alabildi... Bunlardan bin de "kerpiç''in tarihsel serüvenini ve bugün de nasıl bir "ekolojik zenginlik" olduğunu anlatan, mimar Be- yazıt Büyükyıldırım ın sunu- muydu... Telseffderinliğivar Kerpiç'i, diğer geleneksel malzeme- lerden fark- lı kılan en önemli özelliği, 'fetsefı' bir derinliğinin de olması... Beyazıt Bü- yükyıldı- nm, bunun en anlamlı kanıtı ola- rak Vünus Emre'nin şu dörtlü- ğünü anımsattı: "Kerpiç koydum kazana, Foyraz ile kaynattnn; Nedir deyip sorana, Bandun verdün özümiL." Kerpiç'i yaşamırj "özü" ola- rak tanımlayan bu tarihsel de- yiş için sosyolog Sabahattin Eyüboğlu'nun yorumu ıse şöy- le: "—kerpiç ve poyraz; birbi- rinin tam karşıtı olan ba ild var- hğm birieşmesinden ne çıkıyor? İnsaniD ta kendisL nefes alan çamur~" Evet... Kerpiç, çağlarboyun- ca "nefes alan" bir yapı malze- mesi olarak, ınsan "nefes"ini de öylesine sarmaüyor ki günü- mûzün en pahah "ekolojik tek- nok)jilerir 'ni bile geride bıraka- cak bir mükemmellikte doğa- ya, çevTeye ve sağlığa bağlılı- ğın en "bilge'' derslerini veri- yor... Beyazıt Büyükyıldınm, "mi- marlık uygulaması" olarak Korkuteli'nde de tasarlayip gerçekleştirdiğı yeni 'kerpiç ev'den örnekler vererek, bu ef- sanevi malzemenin "sürdürü- lebiür"liğini özetle şöyle anlat- tı: Birincisi; "toprak, su ve sa- man"dan oluşan "organik" özelliği ile, "doğaya ve insana zarar vennrvor". Binlerce yıl kullanılabilir; geri dönüşümü maliyetsiz; enkazıyla bile yeni bir bina yapılabilir... îkincisi; "çağdaşhğuı dos- tu"... Tüm yapı malzemeleriy- le uyumlu; toprakla ve samanın organik birlikteliği, beton ve demirinki gibi zamanla bozul- muyor... Uçüncüsü de "tophunsalkül- tür"le beslenir ve birlikte yaşar. Çünkü, çok özel ve ileri birtek- nik eğitim gerektirmiyor. Yok- sul, zengin, okumuş ya da ca- hil, tüm halklann ortak yapı malzemesi... '5 duyu'muzla yaşıyor Işte bu özellikleriyle ve "ya- pay künyasal içermeyen doku- su"yla insan için "en sağhkh" mekânlan sağlayan kerpiç. "depreme dayanıkhhk" konu- sunda da tarihin tüm sınavlan- nı başanyla geçmiş... Sunumunda, dünyadaki '8- 10 kath ker- piç apart- man'lardan, hatta 'ka- le'lerden ve '100 metre- ük kule'ler- den örnek- ler veren Büyükyıldı- nm, diğer yapı malze- melerinde ohnayan "mucize"leri arasına şunlan da ekledi: "Ateşe veyan- gına dayanıkhdır: şömine bik yapabilirsiniz. Plastik özelüğrv- le istenilen şekti verebiür; me- kânlannızda özgün tasanm için matzemenin esiri ohnazsınız-.." Evet... "Hitiflerdenbuyana Anadolu'nun uygarlık malze- mesi olan kerpiç, bünyesine ki- mi "böcekkovucu" otlannka- tıhnasıyla, "haşarafı yaklaş- tırmayan evleri; "ıür"h otlarla da hoş kokulu mekânlan yara- tıyor... Bu zenginliğimizi "ekoloji" dünyasına yeniden anımsatan mimanmız diyorki; "Bugün ve tarih boyunca, insan tarafindan üretilmis hiçbir yapı malzeme- si yoktur ki; tasanmında ve uy- gulamasında, 5 duyumuzu da böylesine kucaklayabilsin..." Ne dersiniz? tnşaat dünya- mız ve yapı malzemeleri sektö- rümüz. "kerpiç''imızle yeniden buluşamaz mı? oekinci(a cumhuriyetcom.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behhakiayahoo.com.tr ÇlZGÎLİK KÂMİL MASARAC1 kamilmasaraci@mynet.com HARBl SEMİH POROY OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(iı yahoo.com TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 7Arahk tncvcmumtas-arikan.com AYA ENSON YOLCULUK.. fS72'P£ BUGÜN, AMÇ&KAN (JzAy ARACt "APOLLO /?" AY'A Gİ7M£fC ÜZ£K£ FtlZLA- TILMlŞTI.AY'A YAPlLAfU ALTfAJCf ffJSANU >VLGULUĞA; £UG£\I£ ÛSev/fcV, ĞOAJALO BVANS YE HAGJZISON SCHMtTT NOTLA/S. KAT/LtYOeDü.AY 6ittifJC£, ceJZNAu ve scHtjurr, CHAUEN- GER AY MODÜLÜfiJe <S£ÇTf. <ZHACC£MG&Z TAueus-Lrrnnou/ \sADisifje /NIMCE PS, AY YÜZ£VtMOEKt .AeAÇrr&yMLAfZfNA BAf- LAOtLAR.BU ARADA AY TEEPİ'Uİ KiJL- LAMIP POt-AfT7C/l£. ÖZ£UJAU£, VOLKA- KJifC ARTtK 7?)PLACHLJ4/& MT 41O fCJ- LO TUTAM ÖG*JEAO£ YEGyüZÜNE DÖNDÜ- £R ,Ay J'e.tfi PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU hşaafd) Geçmişlerinin üstesinden gelemeyen insanlar ür- kütüyorbeni. Politikacılar, üstdüzeyyönetıciler, pro- fesyonel sporcular, gazeteciler, rtermeslekten insan- lar... Bir zaman gelmiş, o güne kadar savunduklan siyasal çizgiden vazgeçmişler ya da işyerlerini değiş- tirmişler, yeni bir kulübe transfer olmuşlar, başka bir gazeteye geçmişler, artık "başka" yerdeler. Görüş- ler, inançlar da dahil tüm bu değişimler, dönüşümler, "başka" bir yer seçimi hayatın doğallıkları oysa, a- ma ne var ki sözünü ettiğim insanlar bu doğallığı bir türiü içselleştiremiyorlar. Geriye dönüp baktıkça, ya- şadıklan vazgeçişi, değişimi, dönüşümü sorguladık- ça öfkeleniyoriar, öfkelendikçe de artık ait olmadık- lan eski çevrelerini, eski dostlarını, yol arkadaşlarını, meslektaşlarını, "eski" yerlerini suçluyorlar. Politikacılar tanıyorum, bir zamanlar üyesi olduk- ları, milletvekilı hatta bakanı oldukJarı siyasi partile- ri yerden yere vuruyorlar; yöneticiler tanıyorum, yıl- larca çalıştıkları şırketlerin patronlarına her olanak- ta kara çalıyorlar: Sporcular tanıyorum, bir zaman- lar renkleri için ter döktükleri kulüpleri için soylen- medik söz bırakmıyorlar. Gazeteciler var, geçmişle- rine baktıkça kâbus görüyorlarmış gibi sırtlarından terier boşanıyor. Terleri kan kırmızı öfkeler olup dö- külüyor ak kâğıtlara... Hasan Cemal'in bu hafta so- nunda çıkacağı duyurulan "Cumhuriyet'i Çok Sev- miştim" adlı kitabına ilışkin kendisiyle yapılan röpor- tajlan okuyunca düşündüm bütün bunları. Hasan Cemal, "bir zamanlar" savunduğu görüşlennden, düşüncelerinden vazgeçmiş bir gazeteci. "Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım"adını verdiği kitabında bu vazgeçişi şu satırlarla dile getirmiştı: "Yirmiciyûzyılın bütün iniş çıkışlannı ben de ken- di tarihimde yaşadım. Bu uzun yûzyılın biryanı na- sıl ki insanlık için büyük acılaha dopdolu geçtiyse, ben de biryerde o acılardan payımı aldım. Yirmin- ci yüzyıl nasıl ki, demokrasiyle totalitarizm arasın- da, yani özgüriükle faşizm, Nazizm, komünizm ara- sında büyük mücadelelerle geçtiyse, ben de bu mücadeleleri yaşadım. Hem kendi benliğimde, iç dünyamda hem de bu güzel topraklarda... Yirmin- ci yüzyılda nasıl ki dünya kocaman bir duvar tara- findan acımasızca ikiye bölündüyse, bizler de bö- lündük düşman kamplara. Aramızda yüksek duvar- lar, kafalanmızda setleroluştu. Sonra o duvaryıkıl- dı, 1989'da. Demokrasi kazandı! Ama ben o duva- n, o setlerikendi kafamın içinde 1970'lerdeyıkma- ya başlamıştım. Işte bu kitap bunlann öyküsü... Kendi siyasal tarihimi, kendi siyasal kişiliğimin olu- şumunu artılanyla eksilehyle yazdım." Kendi hesabıma, Hasan Cemal'in sözünü ettiği o "büyük değişimden" nasibini almayanlardan biri de olsam bu tür vazgeçişleri bir insan olarak anlayabi- liyorum. Ayrıca tek vazgeçen de o değil ki, o eski zamanlarda gecekondu semtlerini mekân tutan, a- ma şimdi o yılları anımsadıkça kendinden utanan kö- şe yazarlan ya da hayatında uzunca bir zaman dili- mini kapsayan bir dönemden şimdi "karanlıkyıllar" diye söz eden gazeteciler de var çok sayıda, her gün karşımıza çıkıyorlar bol renkli gazetelerinde. Hasan Cemal de onlardan biri, ama anlaşılıyor kı en hırçını o araJarında. öbürierinde geçmişlerine ilişkin öfke kabarmalan gkterek dozunu yitirirken onda patlama- lara dönüşüyor. Yeni kitabı da işte böyle bir patla- ma, bir öfke seli. İnsan, aynı durumdaki bir politikacıya, yöneticiye ya da sporcuya soracağı gibi, 34 yıllık deneyimli bir gazeteci olan Hasan Cemal'e de sormak istiyor; bir insan 18 yıl boyunca birlikte çalıştığı, bir "iş"\, birya- şamı paylaştığı arkadaşlarını, meslektaşlarını nasıl böyle yerden yere vurabilir, diye. Ikinci bir soru da böylesine derin bir nefret duyduğu o insanlarla on- ca yıl aynı çatı altındaki hayatı nasıl içine sindirebil- diği, bu dayanılmaz insanlarla o kadar yıl bir arada bulunabilme direncini, gücünü nereden, nasıl bul- duğu. "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim" bu sorulara yanrt değil. Hasan Cemal duruşu ve görünüşüyle gerçekten "şık" bir insan, "entelektüel bir kentsoylu"'. Kenr- soylu ahlakında "sır taşıyıcılık" diye bir kavram ol- duğundan habersiz olabileceğini düşünemiyorum. 0 zaman nasıl oluyor da iş yaşamında, dost sofra- lannda, arkadaş sohbetlerinde kendisine aktanlan sıriarı taşıyamıyor, bunlan "sansasyonel ifşaat mal- zemesine" dönüştürüyor, dönüştürebıliyor? Hiç de "şık" birdavranışdeğil bu, Hasan Cemal'in görünü- şündeki "şıklık" davranışındakiyle çelişiyor. Kitabı mutlaka çok tartışılacak. e-posta: dkavukcuogluıı superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/Bodrumil- çesi yakmla- nnda turistik bir yöre. 2/ Eski dilde "pastoral" anlammda kullamlan sözcük... Dar, uzun ve hafif biryanşkayı- ğt. 3/ Ruh... Çadıruşağı, şeytantersi ağacı gibi bitkilerden elde edilen bir tür zamk. 2 4/ Bizans dönemin- 3 de, îstanbul'da siya- 4 sal suçlulann kapa- 5 tıldığıünlüzindan... 6 îki tarla arasmdaki sınır. 5/ Zurnaya 8 benzer üflemeli bir 9 çalgı. 6/ Memelilerde ana ile dölüt arasmda kan alıp verme işini sağlayan organ... Cömert, yiğit. II Boğa güreşçisi. 8/ Alevi - Bektaşi törenlerine verilen ad... Leylak rengi, açık mor. 9/ Kınlmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Gümüşhane'ninTorul ilçesinde, "tabiatparkı" kapsamına alman 18 krater gölünün ortak adı. 2/ Evren... Kalsiyum elementinin simgesi. 3/Yeni- den yapmak, tekrar etmek. 4/ Bir zaman birimi... Bahreyn'in başkenti. 5/ Aynı amacı güden kim- seler arasındaki çekişme. 6/ Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek... Kanşık renkli. II Dingil... Yaptığı bir davranıştan pişmanlık duyan. 8/ Tırpana balığma verilen bir başka ad... Şube, dal. 9/ Oluk ve yiv açmaya yarayaii araç. e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle