Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I KASIM 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA
SAGLIK
Wehbi Koç Vakfi, Italyan Onkoloji ve Rehabilitasyon Hastanesi ile Anderson Kanser Merkezi 'nden işbirliği
Kanseriçingiiçbiriiğiİstanbul Haber Servisi - Vehbi Koç Vakfi
Italyan Onkoloji ve Rehabilitasyon
Hastanesi ile The University of Texas MD
Anderson Kanser Merkezi kansere karşı
güçlerini birleştirdi. tki hastane arasında
imzalanan işbirliği anlaşması kapsamında
bilgi ahşverişi ve bilimsel etkinlikler
gerçekleştirilecek.
Tophane'deki Italyan Onkoloji ve
Rehabilitasyon Hastanesi'nde düzenlenen
toplantıda hastane müdürü George D.
Rountree, kanser alanında uzman iki saglık
kurumunun güçlerini birleştirmesiyle
kansere karşı çalışmaların daha verimli
sonuçlar doğuracağını söyledi. Rountree,
Türkiye'de kanser oranırun yüksekliğine
dikkat çekerek akciğer kanserinin nüfusun
yüzde 33.5'ini etkilediğini dile getirdi.
Italya Başkonsolosu Luciana Pezotti de,
Italyan Hastanesi'nin lstanbul"dakı Italyan
eserlerinin ilki olduğunu anımsatarak 19.
yüzyılda Boğaz'dan geçen Italyan
gemicilere sağhk hizmeti vermek için
kurulduğunu belirtti. Hastanenin geçirdiği
tarihsel süreci de anlatan Pezotti, yapılan
bu anlaşmayla hastanenin sadece
İstanbul'da değil Türkiye'de de odak
noktası oluşturacağını ifade etti.
Emekli Sandığı ile anlaşmalı olan
hastanenin SSK ile anlaşma çalışmalan
sürüyor. Italyan Hastanesi, fizik tedavi,
rehabilitasyon bizmetleri, ağn yönetimi ve
tedavisi, psikolojik danışmanlık, uzun
süreli bakım, acil bakım, geriatrik bakım,
poliklinik ve yatan hasta bakımı
hizmetleri sunuyor.
İNSANU\RIN YÜZDE 6O'I HEKİME GİTMEKTEN KORKUYOR | ÖLÜME YOLAÇAN HASTALIKLARSIRAU\MASINDA5'İNCİ
Toplum dişlerine bakmıyor
İstanbul Haber Servisi - Türk Diş-
hekünleri Birliğı (TDB) Başkanı Dr.
Celal Korkut Yıkhnm. toplumun yüz-
de 60'ının son 1 yıl içinde hiç diş he-
kımine gıtmediğini. gıdenlenn ise en
büyûk nedeninin "diş çekimi, apse ve
dişte kttfe" olduğunu söyledi Yıldınm,
koruyucu diş hekimliğinin önemine
işaret ederek "Şu anki mevcut ağp. ve diş sağhğı
proMemlerini tedavi edebilmek için, Türkiye'de-
ki 18 bin 500 diş hckiminin 34 yü boyunca günde
8 saat çalışması gerekü-" dedi.
Sağhk Bakanlığrnın desteği ile Türk Diş He-
kimleri Birliği ve Colgate 6. Diş Koruma Gün-
leri gerçekleştiriliyor. Kampanya
hakkında Swissotel'de düzenlenen
toplantıda konuşan Yıldırım, Tür-
kiye genelinde 3 bıne yakın diş he-
kimınin katkılanyla gerçekleştiri-
lecek olan Diş Koruma Günleri'nde
amaçlannın, Türkiye'de ağız ve diş
bakırnı bilincini geliştirmek ve ko-
ruyucu diş hekimlıği bilincini arttırmak olduğu-
nu söyledi. 2000 yüından beri gönüllü diş hekim-
lerinin katılımıyla gerçekleştirilen Diş Koruma
Günleri ile 582 bin 282 kişiye ulaştıklannın al-
tını çizen Yıldmm, bu sayıyı 731 bıne çıkarma-
yı hedeflediklerini dıle getirdi.
Mutlaka zatürree aşısı olun
tstanbul Haber Servisi - Zatürree,
Türkiye'de en çok ölüme yol açan
hastalıklar sıralamasında 5. sırada
yer alıyor. Bulaşıcı bır akciğer has-
talığı olan zatürree, solunum yoluy-
la bulaşıyor.
Uzmanlar, zatürreenin belirtilen-
ni, 39 dereceyi geçen ateş, öksürük
ve pas rengınde olan koyu kıvamlı balgam ve aşı-
n halsizlik olarak sıralıyorlar. Hastahk, küçük ço-
cuklarda, yaşlılarda ve kronık hastalığı bulunan
kişilerde ölümle bile sonuçlanabilıyor. Zatürree
aşısı, pnömokok bakterilerine karşı kan savun-
ma hücrelennin yapımını sağlayarak organizma-
yı bunlara karşı kuvvetli hale geti-
riyor. Zatürreeye karşı. tek bir doz
aşı ile yıllar süren bır bağışıklık el-
de edilebiliyor. Aşının 5 yıl sonra yi-
nelenmesi gerekiyor. 65yaşveüze-
nnde huzurevlerinde kalan. astım
dahil kronik akciğer ve kalp-damar
sistem hastalığı olan, seker hastalı-
ğı, böbrek yetmezliği, kan hastalıklan veya ba-
ğışıklık sistemi zayıf olanlar ve grip gıbi viral en-
feksiyona bağlı hastahk geçırenlerde bronşlann
iç kısmını kaplayan tüycüklü hücre tabakası ko-
ruyuculuk görevini yapamadığından zatürree gö-
rülme nski artıyor.
CLÜM NEDENLERİNDE 3. SIRADA
Türkiye'de
2 bin Karaciğer
hastası var
ŞİULEKÖKTÜRK
Türkiye'de 2 bin 500 ka-
raciğer nakline ihtiyaç du-
yuluyor. Ancak organ ba-
gışlayan kişi sayısının az
olması. karaciğer hastala-
ınnın yaşam şansmı olduk-
ç a azaltıyor. Uzmanlar, ka-
caciğer hastalıklannın en
önemlı nedenlerinuı Hepa-
tit B ve Hepatit C virüsü ol-
duğunu, Hepatit B'den ko-
mnmanın aşı yoluyla ger-
çekleşebileceğini belirti-
yorlar.
Kasun ayının ilk haftası
Türk Karaciğer Haftası,
ikıncı haftası ise Karaciğer
l^Jakli Haftası olarak değer-
•endiriliyor. Türk Karaciğer
"Vakfi Başkanı Prof. Dr.
3Vluzaffer Gürakar. 200
gram ağırlığında olan ka-
raciğerin içinde yaklaşık
1.5 milyar hücre olduğunu
fceluterek hücrelerden 750
fcinden fazlasının zarar gör-
mesi sonucu karacığerin iş-
Hevinı yapamaz hale geldi-
gini söyledi.
Karaciğer hastalıklan-
nın en önemli nedeninin
Hepatit virüsleri, özellikle
B ve C tipi hepatitler oldu-
ğunu ifade eden Gürakar.
•dıger etkenlerin alkol, bi-
linçsiz ilaç kullanma, çev-
reden ahnan zararh madde-
ler, sanayi atıklan olduğu-
belirttı.aû45 ceşithe-
patit virüsü olduğunu ifa-
de eden Gürakar, "A virü-
sü çocuklukdÖDemindegö-
rnlüyor. Törkiye'de 20-25
yasına kadar yüzde 80-90'ı
Hepatit A gecirmiştir. 15
giim 4 ay kadar hastaük sû-
rebilir. karaciğerde kabcı
hasara rastlanmaz. Ancak
100ktşiden birinde çokağır
styrediyor. Karaciğer nak-
Kne ihtiyaç duyanlar dahi
var" dedi.
Türkiye'de yüzde 6 ora-
nında Hepatit-B taşıyıcısı.
yüzde 1.5-2 oranında He-
patit-C taşyıcısı bulunduğu-
nu ifade eden Gürakar, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada 35(M00 mfl-
yon Hepatit B virüsü taşı-
yıcısı var. Bunlar ne yazık
ki virüsü taşıdıkfauını bflmi-
yorlar. Dünya istatistikleri-
ne göre. >ılda 25 bin kişi si-
roz nedeniyk yaşamını >>
tiriyor. Olümnedenleri ara-
sında. kalp ve kanserden
sonraüçüncü sırada yer ah-
yor. B ve C hepatitm topla-
inı 80-100 binibutar."
Yağlanma ani
ölüme yol acıvor
Türkiye'de de canlı kara-
ciğer nakillerinin başladı-
ğını anlatan Gürakar, bu
nakillerde, vericide sorun
çıkma olasılığının binde
birden daha az olduğunu
vurguladı. Prof. Dr. Mu-
zaffer Gürakar, alkolün ka-
raciğerde yaptığı hasarla
ilgili özetle şu bilgileri ver-
di:
"ABcolkulanankişflerde
çoğunlukla karaciğerde
yağlanma gerçekleşiyor.
Yağh karaciğerden zehirli
maddeler çdayor ve bu ze-
hirti maddeler be>ne ettd
ediyor, ani ölümlere neden
ohıyor. Her alkol tüketen
siroz obnuyor,genetikyapı,
dayanıkhhk, alkol hassasi-
yeti olanlar daha kolay si-
roz ohıyor. Alkolü fazla tü-
ketenlerde karaciğer hasa-
n normal topluma göre 2-
3 kat daha fazla göriUüyoıf
Türk Karaciğer Vakfi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Gürakar, 200 gram ağırüğında olan karaciğerin içinde
yaklaşık 1.5 milyar hücre olduğuna ve alkolün karaciğerde yapüğı tahribata dikkat çekhor.
K A M P A N Y A
'Parasız
Eğitim
Parasız
Sağlık'
yürüyüşü
İstanbulHaber Servisi - Halkev-
leri, "Parasız Eğitim Parasız Sağ-
hk" için, 19 Kasım'da Ankara'ya
yürüyecek. 5 aydır ülke çapında
yürüttükleri kampanya kapsa-
mında bugüne kadar 600 bini aş-
km imza toplayan Halkevleri, 19
Kasım Cumartesi günü Anka-
ra'da gerçekleştıreceği kitlesel
eylem ile imzalan TBMM Baş-
kanlığı'na sunacak.
Eğitimin parayla satıhnasınm
"toplumun cehalete mahkûm
edilmesi'", sağlığın parayla satıl-
masmın ise "parası ohnayan öl-
sün" anlamına geldiği düşünce-
si ile hareket eden Halkevlen,
U
AKP Hükümeti'nin kamusal >>
kım programına karşı 'Parasız
Eğitim Parasız Sağlık'" talebini
iletecek. Kampanya süresince ki-
mi zaman hastane kuyruklann-
da ve hasta ziyaretlennde bulu-
nan, kimı zaman kayıt parası ver-
mek istemeyen, veremeyecek du-
rumda olan velilerle birlikte olan
halkevleri üyeleri, 1 milyon im-
zayı hedefledi.
istanbul'da 13 Kasım'da
Halkevleri üyeleri, 13 Kasım'da
tstanbul'da 3 ayn merkezden baş-
layacaklan ve Taksim'de sonlan-
dıracaklan "Parasız Eğitim Pa--
rasE Sağhk" yürüyüşü gerçekleş-
tırecekler. Saat l l.OO'de Gözte-
pe Parkı, 4. Levent Metro çıkışı
ve Topkapı Meydanı'ndan baş-
layacak yürüj'üşler boyunca, ara-
balarda, otobüslerde, vapurlar-
da ve yollarda bulunan yurttaş-
lan "Parasız Eğitim Parasu Sağ-
hk" hakkı için mücadele etme-
ye çağıracaklar.
Prof. Dr. COŞKLTN ÖZDEMÎR
D
animarka gıpta ile bakılacak bir
ülke. 40 yıl önce biz, gelişme ha-
lindeki ûlkelerden gelen 24 kişi-
likbir grup temsilci, WH0 taranndan dü-
zeolenen rehabilitasyon kursıma katılı-
yoruz, KDpenhag'dayiz. Tertemiz. pınl pı-
nl şiddetten, soygundan, vurgundan,
>osuzhıktan U2ak bir şehir. Kendinizi tam
biıgüven içinde bissediyorsunuz. Kim-
se sizi aldatmıyor. kandırmıyor. hısan
ihikileri de kıskamlacak gibi, birbirle-
rine ve kurallara saygıh insanlar toplu-
luju.
.-üyerarşi yok, şatafat, cafcaf, göste-
rişyok. En önemlisi yoksulluk yok. Bi-
zcîursun açılışında Danimarka'yı hiç fa-
üri olmayan ama parmakla sayılacak
kaiar zengini olan bir memleket olarak
taııüyorlar. Gerçekten insanlar, sımflar
ansmda biiyük farklar olmadığını görü-
yrrsunuz. Herkes eşit eğitim görüyor.
Herkes sağlık hakkını eşit olarak
kullanıyor. 40 yıl sonra bir geriye
gidiş var mıdır, küreselleşme orayı
da vurmuş mudur bilemem. Reha-
bilitasyon, engellilerle ilgileniyor.
Onlann sorunlanna köklü çözümler an-
yor. Danimarka'yı bu alanda en ileri ül-
ke saymak yerinde olur. Biz azgelişmiş-
ler (kibarlık olsun diye gelişme halinde
deniyor) bu memleketteki yapılanma-
lardan, organizasyonlardan iüıanılar ala-
rak. deneyimler edinerek yurdumuzda
rehabilitasyon hizmetlerinin kuruluşu-
na öncülük edeceğiz.
Amaç bu. Her gûn dolu dolu prog-
ramlar izlemekteyiz. Rehabiütasyon ku-
ruluşlannı ziyaret ediyor, bilgi ediniyor,
lecture'ler (ders) dinliyoruz. Biı sabah
erken saatlerde güzel bir binaya giriyo-
ruz. Içerde 20-30 kadar cıvü cıvıl 2-4 yaş-
lannda sevimli çocuklar kahvaltı edi-
yorlar, yardımcılan ile birlikte. Ortada
engelli filan görünmüyor, biz "Nasılbir
Sosyal engelli
yer burası acaba, ne ilgisi var bu güzel ço-
cuklann engefliMkle?" diye düşünürken,
açıklıyorlar; burası unmarried (evlen-
memiş) anneler için. "Anneler şu anda
işte çalış,maktalar. biz burada onlann ço-
cuklanna sahip çıkıyoruz'" Biz yine de
bunun engellilikle ilgisini anlayamamış
gözlerle bakarken yeni birkavTamla kar-
şılaşıyoruz. Bu anneler "sosyal engefli"
(socially disabled) diyorlar. Gördüğü-
müz. izlediğimiz kursun en ilginç bir
ani. Sosyal engelli bizim için yepyeni
bir kavram. Bunu Danimarka gibi zen-
gin, gelişmiş bir ülkede öğreniyoruz. Ev-
lenmeden anne olmuş genç kızlar sos-
yal engelli sayılıyor ve rehabilitasyon
hizmetlerinin kapsarm içine alınıyorlar.
Kursun sonunda bizden istenen "kurs de-
ğeriendirmesi" başlıklı raporumda Da-
nimarka ile Türkiye'nin ekonomik,
sosyal. kültürel açıdan çok farklı ko-
numlarda olduğunu, bu ûlkelerden ör-
nekler alarak servislerin azgelişmiş
bir ülkeye transferinin çok güç oldu-
ğunu belırtiyorum.
Düşünün. Türkiye'de 8.5 milyon en-
gelli olduğu hesaplanıyor. Peki, engel-
ler sadece fıziksel olarak mı ortaya çı-
kıyor? Evlenmemiş anneleri aile ile top-
luınla uyumsuzluk çıktığı gerekçesi ile
engelli sayan yaklaşımı ve bu anlayışı biz
kendı toplumumuza uygularsak engelli-
lerin sayısı kaç milyona çıkacaktır...
T
öre cinayetlerini düşünün! 14-15
yaşında zorla evlendirilen genç
kızlan, erkek egemen hem de ay-
dınlanmadan, uygarlıktan uzak, dogma-
cı, geleneksel erkek egemenliğindeki ai-
leleri, bu ailelerde yer alan ve çoğunlu-
ğu dayak yiyen kadınlan ve baba baskı-
sı -zulmü de diyebiliriz- altındaki genç
kızlan düşünün. Yalnız ruh hastalannı de-
ğil, sosyal. ekonomik, kültürel, gelenek-
sel, töresel nedenlerle ruh sağbğı, ruh den-
gesi bozuk milyonlan düşünün. O zaman
sosyal engellilerin neredeyse nüfus ço-
ğunluğuna ulaşacağını kabul edeceksi-
niz. Evet, sosyal engelli kavramını mut-
laka gündeme getirmeliyiz. Bu, gerçek-
çi birbakış ve davranış sayümalıdır. Eğer
AB Türkiye'ye karşı samimi davranış-
lar içinde olsaydı azınlıklar, azınlık hak-
lan, işkence iddialan, fikir ve düşünce
özgürlüğü. orduyu etkisizleştinne, Or-
han Pamuk gibi tekil özgürlüklerden
çok, öncelikle tüm toplumun özgürlü-
ğü ile, süregelen feodal düzenle. doğma-
larla, eğitim haklan ile eğitim yetersiz-
likleri, sağlık haklan ve üÜcedeki ekono-
mik eşitsizlikler ile ilgilenecekti.
Bir iktidann ilk görevlerinden biri de,
herhalde sosyal engellilik yaratan geri kal-
mışhk, eğitimyetersizliği ekonomi ve sağ-
lık alanlanndaki adaletsizliklerle savaş-
mak olmalı değil midir?
DUZYAZI
ORHAN BİRGÎT
Bröve Sorunu Meclis'te...
CHP Edirne Milletvekili Ruşen Çakır, "Ata-
türk'ün Kocatepe fîgürünün Kara Kuvvetleri amb-
Ieminden niçin çıkanlma ihtiyacının duyulduğunu"
bir soru önergesiyle Mili Savunma Bakanı'ndan öğ-
renmek istiyor.
Gündemdeki sırası geldiğinde Bakan Vecdi Gö-
nül, kürsüye çıkacak ve elbette Geneikurmay Baş-
kanlığı'ndan aldığı yazılı yanıtı okuyarak tutanak-
lara geçirtecek. Içtüzük uyannca, soru sahibinin,
verilen yanıttan tatmin olmamış ise söz alarak tar-
tışmayı sürdürme hakkı var. öylece, bizim parla-
mento yaşamımızda çok nadir görülen bir biçim-
de Silahlı Kuvvetler'in önemli birtasarrufu TBMM
Genel Kurulu'nda ele alınacak. Bunun bir sakın-
cası mı var?
Bence hayır. Ancak Cumhuriyetimizin asker kö-
kenli kurucusu ve ilk başkomutanının üzerinden bir
polemiğin başlatılmasına, "onun ordusu"nun bir
tasarrufunun neden olması, olabildiğincetatsızdır.
Milletvekili, önergeyi vermekle görevini yapmış-
tır. Bakan, sorunun yasal muhatabıdır, ama bizim
anayasa sistemimize göre, asla tarafı değildir. Asıl
tarafın dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı, bu-
günkü Genelkurmay Başkanı olduğu biliniyor. Sa-
yın Orgeneral Özkök, keşke bu karan aldığı ya da
onayladığı zaman geniş bir gerekçeyi de yazılı ha-
le getirmiş olsaydı.
O eski bröve...
Karacı subay ve astsubaylann, eski bröveyi
övünçle taşımalannı gerektiren etkenler neydi?
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağlayan
büyük zaferin kazanılması sırasında Başkomu-
tan Gazi Mustafa Kemal mareşal üniforması ile
savaşı yönettiği Kocatepe'deydi.
Taşınan o bröve, 26 Ağustos 1922 sabahının
o ilk saatlerinde "Gaz/"nin kararlı azmini ölüm-
süzleştiren figürünü de ölümsüzleştiriyordu. O
bröve, Kara Kuvvetleri'mizin amblemi olarak, sa-
dece subaylann göğüslerinde değil; birimin tüm
bina ve kışlalannın üstünde, flama ve yazışma kâ-
ğrtlarında da yer alryordu.
Değişiklik ile tümü yenilenecek ve eski amb-
lem Askeri Müze'deki yerini mi alacaktır? Diye-
lim ki, bu işin yetkili makamı o eski brövenin çiz-
gilerini daha çağdaş hale getirilmesini düşünen-
lerin öneriterine hak vermiştir.
Ama niçin "Gazi Mustafa Kemal Atatürk"süz7
Her 12 Mart günü, Mustafa Kemal'in Harp Oku-
lu'na girişi nedeniyle yapılan törenlerde, yannki
genç subaylara Cumhuriyetin kurucusunun da ara-
larından yetiştiği gerçeği, bir motivasyon ya da
haklı bir gurur öğesi olarak anlatılmaktadır. O
günkü dersin geleneksel yoklamasında, Harbi-
ye öğrencisi Mustafa Kemal'in numarası okun-
duğu zaman toplu olarak sürdürülen ritüel gös-
teri biliniyor. Tüm okul mensupları ve komutan-
lar ayağa kalkıyor; esas duruş alarak "içimizde"
yanıtını veriyoriar.
Silahlı Kuvvetler'in en büyük komutanından en
küçük üyesine kadar Atatürk'ün görüşleri doğ-
rultusunda yetişip hareket etmesi, başka hiçbir
orduda olmadığı kadar titizlikle uygulanan bir
eğitim metodu değil midir?
Tüm bu bilinenlerden sonra, bu bröve deği-
şikliğinin gerçekçi ve haklı bir gerekçesi olması
gerektiğini düşünenler. üstelik savurganlıkla da
savaşımı, başka birçok kurumdan çok daha bi-
linçle üstlenmiş ve uygulamak isteyen Silahlı Kuv-
vetler'deki bu değişikliğin gerekçesini öğrenmek
isteyecektir.
Üzerindeki "ay-yıldız" kaldırılacak olsa, her-
hangi bir ülkenin subaylannca kullanılabilecek
sıra içi bir bröve, o kökü ulusal Kurtuluş Sava-
şımızın büyük zaferine dayanan ve bir anlamda
çılgın Türklerin emperyalizme başkaldınsını sim-
geleştiren eski rozete nasıl ağır basmıştır?
Bence, Sayın Genelkurmay Başkanı, paria-
mentoya kadar uzanmış olan bu isteğin yanıtını
TBMM kürsüsüne taşıtmadan resmi bir açıkla-
ma ile vermelidir. öyle bir açıklama, belki de so-
ru sahibi Edirne Milletvekili Ruşen Çakır'ı da tat-
min eder ve önergesini geri almasını sağlarsa,
TBMM'nin Silahlı Kuvvetler üstünde polemik
yaratmamak için gösterdiği özen zedelenmemiş
olur.
Faks: 0 212 677 08 21 [email protected]
KOYLL"(ETOPRAK
HERKESE IŞ
TÜSTAV
TÜltKnT SOSYAL TARIH AHAŞTIRVIA VAKFİ
sempozyum / panel /söyleşi
Türkiye İşçi Partisi
Parlamento'da
40. Yıl
Sempozyum 1965-1969 TİP ve Parlamento Çalışmatan
«30-13.00
Otunn BaStare Or. Taner TİMUR
Dr. Erran Eyûboğkj, Erkan Doğaı
Gökhan At^gan, Serpi Güverç
!•:.-.; TİP Deneyimi ve Günûmûz Sosyalist Partileri
a « > - Mustafa Yalpner. ÛOP - Mass KürKçüg(
SDf - Veya Sanslmn, TW - Mesud Odman
ioyteş; TİP Partamenteri Oimak
.BJO -1730
Koeyla^ınr Turhan SAIMAN
SaduıArenŞabanB*
TanK Ziya Ekra. Yusuf flya Banaanl
12 Kasım 2005, Cumartesi Saat: 1030-1730
Galatasaray Ûniversrtesi, Aydui Doğan Sakmu, Ortaköy