Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 11 KASIM 2005 CUMA
HABERLER
DimADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Fransa Olayları
Üzepine Sorular
1968 bahannda önce Paris'in sol kıyısında baş-
layıp bütün ülkeyi saran, ardından dünyanın birçok
köşesine bu arada Türkiye'ye de sıçrayan olaytan,
birçok kimse öngönememişti; görememesi de do-
ğaJdı.
Daha sonradan Mayıs 68 olaylarının teorisyeni
ilan edilen Herbert Marcuse'nin dahi tüm sapta-
malanna karşın, olayı öngördüğü söylenemez.
Son olarak Paris'e ayak bastığım 27 Ekim 2005
günü, önce Pans'in varoşlannda patlak veren olay-
lann ise Istanbul depremleri gibi, önceden beklen-
diğini söylemek yanlış değil.
Paris'in gettoya dönüşmüş varoşları, Fransız
Cumhuriyeti'nin bir türtü "özgühük, eşitlik ve kar-
deşlik" ilkelerini kendilerine uygulayamadığı göç-
menlerinin içinde bulunduklan koşullar herkesçe
bilinmekte, hatta yetkililer tarafından dile getiril-
mekteydi.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, bizde
türban yasası dıye adlandınlan (Olaya at gözlüğü
ile bakan kafalar, her olayda türban görüyorlar) la-
iklik yasası ile ilgili olarak yaptığı konuşmada, göç-
menlerin topluma tam uyum sağlayabilmeteri için,
devletin yapması gereken şeyler olduğunu vurgula-
yarak sorunun farkında olduğunu belli ediyordu.
Ama aradan geçen iki buçuk yıllık süre içinde el-
le tutulur hiçbır adım atılmadı. Hatta tam tersine,
gettoya dönüşmüş olan varoşların, ulaşım, yerte-
şim ve eğıtim koşullarının daha da bozulduğu gö-
rüldü.
• • •
Demek ki, çeyrek yüryılı aşan bir süredir kayna-
yan kazan olan bölgelerde olaylann neden patlak
verdiği sorusu yanlıştır. Asıl sorulması gereken,
"Neden 27 Ekim 2005" sorusudur.
llk bakışta, yanıt kolaydır. Eğıliminin sağın aşırı
ucunda bir yerterde odaklandığı rahatça söylenebi-
lecek olan fçişlerı Bakanı Sarkozy'nin, "ayak takı-
mı", "yağmacılar" gibi nitelemeleri ile "Bu tür
odaklan kazıyacağız" yollu sağ seçmene popülist
selamlar yollayan çıkışlan olmuştur.
Bu durumda, olayın sorumlusu olarak Sarkozy'yi
göstermek mi gerekir?
Bozukiuklann, Sarkozy'den önce de var olduğu
göz önünde bulundurulunca, böyle bir tanı düpe-
düz haksızlık olur. Içışleri Bakanı olayın sorumlusu
değil, olsa olsa fitili ateşleyerek patlama anını tayin
eden kişidir. Sokağa çıkma yasağı ilan edilme yet-
kisinin verildtğı günün arifesi olan olaylann doruğa
çıktığı 6 Kasım gecesi, TV 5 yöneticilerinden Sytvie
Brebant'ın evinde bırlikte yemek yediğimiz Magrip
asıllı, arna kendisini "Argenteuille"\ü olarak tanım-
layan (Paris'in göçmenle dolu yoksul mahalleterin-
den biri), Fransız sinemacı Mehdi Lallaoui, her ge-
ce olay mahallerine giderek gençleri yatıştırmayla
çalıştığını anlatırken kendisine sorulan, "Bunlar deli
midirter ki, komşulannın arabalannı, kardeşlerinin
okullannı, kendilerinı taşıyan kamu araçlannı yakı-
yorfar" sorumu gülümseyerek şöyte yanıtlamıştı:
- Haktısın ama, o kadar çaresizler ki, umutsuzluk
çığlıklannı duyurmak için başka bir çareleri yok.
• • •
Bu noktadan yola çıkarak arabaları yakanların
kurbanlar olduklannı söyleyip isyanın haklılığını öne
sürebilir miyiz?
Isyanın özündeki haklılığı tabii ki görmezden ge-
lemeyiz. Nitekım, uzman Mehdi de, şöyle özetliyor-
du durumu:
- Isyanı haklı, yöntemini çok haksız ve yanlış bu-
luyorum.
Peki, isyancıları düzenin kurbanı olarak nitele-
mek, gerçeği bütünüyte anlatmaya yetiyor mu?
Onlann sistemın kurbanı olduklan dogrudur, ama
hiç değilse öncülerin aynı zamanda şıddete egilim-
li, her türtü suça açık, kendi bölgelerinde oturan
herkesi sindiren, kurdukları çetelerle insanlara dün-
yayı dar eden suçlular olduklan da yadsınamaz. \fe
bu nrteli kleri yüzünden uzun süredir, gettolarda ya-
şayanlar da dahil olmak üzere herkes onlardan za-
ten yaka silkmekteydi.
Bu durumda, sertik yanlısı Sarkozy'nin tutumu-
nu haklı bulmak mümkün mü?
Sarkozy'nin olayın temel nedenlerine hiçbir şekil-
de eğilrnediği, böyle bir eğilim de göstermediği dü-
şünülürse, bataklıkia değil sıvnsineklerle uğraştığını
ve haklı olmadığını söylemek daha doğru oiacak
sanınm.
O zaman, son yıllardaki yükselişinin önünde hiç-
bir şeyin ve kimsenin duramadığı 2007 Cumhur-
başkanl ığı seçimlerinin en büyük adayı Sarkozy'nin
siyasi yaşamına bu olaylann son vereceği, hiç de-
ğilse darbe indireceği söylenebilir mi?
Böyle bir davranış da çok acele bir yargı olur. Or-
ta sınıfnn ve tutucu çevrelerin içinde kök salmış
olan güvensizlik duygusunu daha da arttına yönde
gelişirse olaylar; toptum, korku saikiyie daha da sa-
ğa kayarak Sarkozy'ye artan ölçüde destek bile
_verebiliıv
- Bun<Jan Fransız toplumu kazançlı çıkar mı?
Her toplumun kendi çıkannı kendi belirlemesi
esas olduğuna göre, bu soruyu yanıtlamak bize
değil Fransızlara düşer.
Karm aşık bir toplumsal olayın sorulan da çok
fazJa, yanıtlan da güç oluyor.
Yann devam edeceğim.
asirmen@ cumhuriyet.com.tr
Polis, Ağar'dan
yardım istemiş
ANKARA (ANKA)- DYP Genel Başkanı Mehmet
Agau\ Şemdinli'deki olaylar sırasında çatışma-
nın ortasında kalan bir polis memurunun kendi-
sini telefonla anyarak yardım istediğini söyle-
di. Ağar, "Gergiiliğnı sonaermesi için hüküme-
tin sağhkb bir teşhis koyup tedbir abnası lazun"
dedi. Ağar, kafidığı televizyon programında,
DYP Başkanlık Divanı toplantısı sırasında, Şem-
dinli'deki polislerin kendisini telefonla araması
olayını anlattı. Toplanü sırasında sekreterinin
"Bir polis memanı vanılduğunu söylüyor" de-
diğini kaydeden Ağar şöyle devam etti: " 'Efen-
dim biz sıkıştırldık. Her taranmızdan kurşun
yağıyor, yardım gelmiyor bize' dedi.'Sakin olun.
Gelir her türlü yardım' diye teUdn etmeye çahş-
tmu 'Öleceğiz bırada. Cenazemize sahip çıkın'
dedi" Ağar, 40 dakika sonra aradığı polisin
"Ozel tim gekü,btzi kurtardT dediğini söyledi.
Eylemi düzenlediği ileri sürülen güvenlik güçlerine ait olduğu belirtilen araçta, krokiler ve isim listeleri bulundu
Karanlıkiüşkiler ağıMAHMUTORAL
ŞEMDÎNLİ/DtYARBAKIR- Hak-
kâri'nin Şemdinli ilçesinde önceki
gün bir kitabevine atılan ve iki kişi-
nin yaşamına mal olan bombalı sal-
dınnın güvenlik güçlerince gerçek-
leştirildiği iddiası üzerine başlayan
gerginlik dün de sürdü. Şemdinli'de bu-
lunan CHP Hakkâri Milletveküi Esat
Canan, saldırganlann kullandığı iddia
edilen aracınjandarmanın üzerine tes-
cilli olduğunu söyledi. Saldınyı ger-
çekleştiren üç kişinin güvenlik güçle-
rine teslim edildiğinin belirtilmesine
karşın Hakkâri Valısi Erdoğan Gür-
büz, saldınyla ilgili olarak bir kişinin
gözalnnda bulunduğunu açıkladı. Baş-
bakan TayyipErdoğan, "otaymaydm-
t3İİmat Bombah saldırı nedeniyle gerginliğin sürdüğü
Şemdinli'de, halk dün de gösteri yaptı. Hakkâri Valisi Gürbüz, bir kişinin gözaltında
olduğunu açıkladı. Erdoğan, olaylann aydınlığa kavuşturulması için talimat verirken
Genelkurmay Başkanlığı da yasal işlemlerin yapıldığmı ammsattı. TBMM tnsan
Haklan Komisyonu, CHP ve ANAVATAN, bölgeye heyet gönderme karan aldı.
tağa kavuşması" için talimat verirken
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapı-
lan açıklamadayasal işlemlerin yapıl-
dıgı anımsatılarak "Soruşturma saf-
hasuun gizffliği dolayBiyta getişmeler
hakkmda yapdacak mütealdp açıkla-
malaradfimakambuıntakdirindeola-
caknr" denıldı. Içişlen Bakanlıgı 2
mülkiye başmüfettişi görevlendirir-
ken Meclis tnsan Haklan Komisyo-
nu, CHP ve Anavatan Parfisi, Şemdın-
li'ye heyet gönderme karan aldı.
Şemdinli'de önceki gün PKK'nin
ilk silahlı eylemlerine katılan Seferi
Yıbnaz'a ait kitabevine sivil giyimli
güvenlik güçlennce atıldığı ileri sürü-
len el bombası nedeniyle yaşamlan-
nı yıtiren ZahirKorkmaz ve Mehmet
AB Yılmaz'ın cenazeleri Diyarbakır
Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. 15 ki-
şinin de yaralandığı ilçede yurttaşlar
protesto gösterisınde bulundu. Esna-
fin dün kepenk kapattığı Şemdinli'de
sabah saatlerinde ılçe çıkışındaki po-
lis noktası ateşe verildi. Şemdinli Be-
lediye Başkanı Hurşit Tekin, yurttaş-
lan sakin olmaya çağırarak olaylann
büyümesini engelledi. Saldmyı gerçek-
leştirdikleri ileri sürülen güvenlik güç-
lerine ait olduğu belirtilen 30 AK 933
plakalı otomobüde yapüan aıamada ba-
zı belgelere ulaşıldı. Otomobüde, 1
Kasım'da ilçede gerçekleştirilen ve 23
kişinin yaralandığı 67 ev ve işyerinin
tahrip olduğu saldınnm yapıldığı yer-
le önceki gün saldın yapıîan kitâbe-
SINIRDA TEHLÎKELÎ YAPILANMA
Şemdinli'de
'çete' izleri
MEHMET FARAÇ
Şemdinli'de önceki gün hal-
kın sokağa dökülmesıne yol
açan bombalı saldmlar, aşın
duygusal devlet görevlüerinin
PKK saldmlanna yönelik birey-
sel tepkilerinden mi oluşuyor?
Bu sorunun yanıtlan hem evet
hem hayır seçeneklerini içerse
de, çok tehlikeli bir süreci de ha-
ber veriyor.
Hakkâri, Yüksekova ve Şem-
dinli'de son iki ayda meydana
gelen 16 bombalı saldınnın ar-
kasında hangi organizasyonun
olduğunu görebilmek için kimi
saptamalan sıralamak gereki-
yor. tlçede temmuz-eylül ara-
suıdaki PKK saldınlannda 15
asker şehit ediliyor, 20'si de ya-
ralanıyor. örgüt bu arada böl-
gedekı yollara çok sayıda ma-
yın yerleştiriyor, güvenlik güç-
lerini otomatik silah ateşiyle
sık sık taciz ediyor. 5 Ağustos
günü saat 04.00 sıralannda il-
çe girişindeki Jandarma Tabur
Komutanhğı'na düzenlenen ro-
ket saldınsı güverüik görevlile-
rinin sabnnı taşmyor. 2'si rüt-
beli 5 askerin şehit edildiği,
8'nin de yaralandığı saldınnın
ardından çevrede PKK'ye yö-
nelik düzenlenen operasyon-
lardan da sonuç alınamıyor.
KoDtrgerifla kuşkusu!
Işte asıl bu saldın ilçede tan-
siyonu yükseltiyor. Ürkütücü
sessizliİc bir sonra kimliği be-
lirsiz kişilerce dağıtılan bildi-
riler nedeniyle gerginliği do-
ruğa çıkanyor: "5 Ağustos'ta
beş kardeşhnizm şehit obnaa-
na sebep olan patlama obıymı
>apanlar,bunlarayardmı\çya-
tahk edenkr lasa sürede ceza-
lannı kendisi ve afle ferderinin
canlarmı kaybcönek snretivle
ödeyecekkrdir. Bundan sonra
bu çapukular ve bunlara yar-
dım ve yatakhk eden her şahıs
aynı cezayı göreceknr!"
Bu bildirilerin dağıtılması-
nın ardından ilçede "kontrge-
-riHaB
endişesi dile getiriHyor.
Beş askerin şehit edilmesinden
tam 26 gün sonra, 1 Eylül Dün-
ya Banş Günü için DEHAP ta-
rafından Hakkâri'de kurulan
çadır bombalanıyor ve üç kişi
yaralanıyor. Saldınlar o gün-
den itibaren durmuyor ve iki
ay içinde tam 16 araç ve bina
bombalarla sarsılıyor.
Yetkililer saldınlan terörist-
lerin yaptığını açıklarken kimi
gazeteler olaylan PKK'nin ha-
raç kavgasına dayandmyor!
Kıışkuhı failler
Şemdinli'de stratejik konum
nedeniyle güvenlik önlemleri
her zaman üst düzeyde tutulu-
yor. PKK'lilerin ellerini kolla-
nnı sallayarak 17 hedefi bom-
balayabileceği mannklı görün-
müyor. Adım başı asker ve po-
lise rastlanan, giriş ve çıkışlar-
da yoğun denetim yapılan bir
ilçede,jandarma taburunubom-
balamaktan aranan teröristle-
rin eski PKK'lilerle, DEHAP
yandaşlannı hedef alabileceği
de kimseye inandıncı da gel-
miyor. Çünkü onca eyleme kar-
şın Şemdinli'de bir tek PKK'li
yakalanamıyor, örgüt de aşın
cüretkâr eylemlerin hiçbirini
üstlenmiyor. Failler sır olunca
yöre insanı, bombacılan Su-
suriuk ve Yüksekova Çetesi'nin
uzantılan olarak nitelemeye
başlıyor.
PKK'nin bitmeyen eylemle-
ri, tehdit içerikli bildinler ve
daha sonra yaşanan bombalı
saldınlann ipuçlan yan yana
getirildiğinde, Şemdirüi ve çev-
resinde kamuyetkisini usulsüz
kullanan biryapılanmanın var-
lığı ortaya çıkıyor. Yöredeki
kimi güvenlik mensuplannın
şehit arkadaşlan nedeniyle aşı-
n duyarlılık içinde tepki gös-
terdiği gerçeği de ortaya saçı-
lıyor. Geçmişte Türk Intikam
Tugayı (TÎT),"Vatan iqn kur-
şun atan ve yiyen'' Susurluk-
çular, Yüksekova da PKK'yi
temizlemek için güvenlik go-
revlisi-korucu-itirafçı üçgenin-
de örgütlenen çete daha sonra
işi nasıl uyuşturucu, haraç ve
cmayet çarkında, çıkar yapı-
lanmasına dönüştüyse Şemdin-
li'de de aynı tehlike beliriyor.
Şemdinli'de sabah saatlerinde ilçe çıkışındaki polis noktası ateşe verildi. (Fotoğraf: AA)
vinin krokileri bulundu. Araçta, ilçe-
de yaşayanlara ilişldn istihbarat bilgi-
lerinin yer aldığı kapsamlı liste de bu-
lundu. Şemdinli Cumhuriyet Başsav-
cısı Harun Ayık, olayda kullaruldığı
öne sürülerek el konulan araçtan 2 el
bombası, 2 askeri hücum yeleği, 2 Ka-
laşnikof silah ve 4 şarjör çıktığını söy-
ledi. CHP'li Canan. aracın jandarma
üzerine kayıtlı olduğuna dair belgenin
bulunduğunu açıkladı.
Aracın resmı görev emrinin Kh. ve
Srv. Bl.K. Jandarma Yüzbaşı Beyhan
Yıkhnm tarafından verildiği, aynca
araç izin belgesinde, özel görev durum-
lannda mutlaka belgenin komutana
ya da nöbetçi komutana imzalatılma-
sı ve giriş çıkış kayıtlannın eksiksiz
yapılmasının istendıği öğrenildi. Ara-
cın, Hakkâri II Jandarma Alay Komu-
tanhğı tarafından özel olarak görev-
lendirildiği bildirildi.
Olaydan şans eseri kurtuldugunu
betirten kitabe\i sahibi Yıhnaz, "Bu
olaylan karanhkgüçkryapryor "dedi
Ydmaz, olayın ardından yakalanan 3
kişinin güvenlik güçlerine teslim edil-
diğini söylerken Hakkâri Valisi Gür-
büz, gözalnnda bir kişinin bulundu-
ğunu, 4 kişinin de ifadesine başvurul-
duğunu açıkladı. Yıhnaz, yakalanan
kişilerden resmi kimliği yurttaşlar ta-
rafından ahnan kişinin Hakkâri Jan-
darma Alay Komutanlıgı'nda görev-
li Jandarma Kıdemli Çavuş AG Kaya
olduğunu ileri sürdü. Yılmaz, diğer iki
saldırganın helikopterle ilçe dışına çı-
kanldığuu iddia etti.
Genelkurmay: Gerekli
işlemler yapıbyor
Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki,
Başbakan Erdoğan'ın Şemdinli'deki
olaylann mutlaka aydınlığa kavuştu-
nüması, sorumluların ortaya çıkanl-
ması için ne gerekiyorsa yapılması
talimatı verdiğini açıkladı. Beki, Er-
doğan'ın, Adalet Bakanı Cerrül Çi-
çekile görüştüğünü, lçişleri Bakanlı-
ğı ve ilgili tüm birimlere gerekli tali-
matlan verdiğini ifade etti.
Genelkunnay Başkanlığı'ndan ya-
pılan açıklamada da
tt
Bu iizücü olaya
baa askeri şahıslann da kanşnuş ok-
bileceğine dair iddialar ortaya atü-
maktadır. Söz konusu olay ber yönüy-
le adli makamlara intikal etmiş olup
gerekfiyasal işlenıleryaprimaktadr.So-
ruşturma safhasının gizfifiğj doJavısıv-
la gelişmeler hakkmda yapdacak mü-
teakip açıklamalar adli makamlann
takdninde olacaktn-" denıldı.
CHP lideri Deniz Baykal, din ve siyaset ilişkileri konusunda uyardı:
Zilıiıı karışıkhğı yaratdıyor
AHMETŞEFİK
TRABZON - Türkiye Cum-
huriyeti'nin ırkçı ya da kafatas-
çı anlayışa dayanmayan bir ulus
zemini üzerinde yükseldiğini
savunan CHP Genel Başkanı
DenizBaykal, bugünün Türki-
yesi'nde din ve siyaset ilişki-
leri açısından bir zihin karga-
şası yaratımıaya çalışıldığuıı
ancak bu tartışmanın Türki-
ye'ye çok ağn" darbeler vurabi-
leceği uyansuıda bulundu.
Baykal^KTÜ Rektörü Prof.
İbrahim Ozen'in daveti üzeri-
ne üniversitedeki 10 Kasım an-
ma törenlerine katıldı. Baykal,
Atatürk'ün sadece nıılli ırade-
• Baykal, bazı çevrelerin, AB'nin "Atatürk'ün
resimlerini indirin" önerisine uyabileceğini, ancak
kimsenin Türkiye'nin varlığının ve gücünün nereden
geldiğini unutmaması gerektiğini söyledi.
bundan dolayı Türkiye'ye yö-
nelik tuzaklann yöneldiği en
önemU hassas nolâa azırdık an-
layışı, eüıik ve inanç temeonde
ajT^nrmadır" dedi.
Baykal, din ve siyaset ilişki-
sinin en iddialı biçimde Atatürk
tarafından yeni bir çerçeveye
kavoışturulduğunu, laiklik ve
din-siyaset ilişkilerinde bir zi-
hin kargaşası yarahhnaya ça-
lışıldığını öne sürerek, şöyle
konuştu: "Bugün devletin
TRTsindebile medenihuku-
yi önemsediğini, milli irade-
nin Cumhuriyeti, Cumhuriye-
tin de demokrasiyi doğurdu-
ğunu belirtti. Atatürk'ün milli
kavramının bir etnik yapıya,
kafatasına, ırka dayanmadığı-
nı ve kendini içinde görmek
isteyen herkesin bu milli tanı-
mmın içinde olduğunu söyle-
yen Baykal,"Bunca sıkmtıya
rağmen Türkrye'vi ayakta tu-
tanenönemBetken.gücbudur.
Ve bugün Avrupa bile bu mD-
let tıınımına gelememiştir. tşte
ku tartışmav'a açan ve dinsel
mirası önemseven bir /ihniyet
kargaşası yaratihnayaçahşjhyor.
Bu tarüşma Türkrye'nin de-
mokrastsine,yaşamma,srvase-
tine. hukuk sistemine büyük
darbe vunır. Herkesin bu has-
sasiyetiçinde olaya yaldaşması
gerekiyor.'' Bazı çevTelerinin
tt
Atatürkresimlerini indirin''dı-
yerek Atatürk düşmanlığma
dayalı siyaset yaptığını anım-
satan Baykal, "Bunlar ülke-
mizde kendüeriyle işbiıüği ya-
pacak çevreler bulabttir. Bun-
lar çok etkiti çevreler de olabi-
Br. Ama varuğımızın ve gücü-_
müzün neredengeldiğini unut-
mamamnr gerekir'' dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
AKP yöneticileri "değiştikleri"n\
söylemeye özen gösteriyorlar. Ben-
ce de bir değişim geçirdikleri doğ-
ru. Türkiye'nin Avrupa Biriiği'ne yö-
nelmesi, ekonominin hızla dışa açıl-
ması Islamcı kesimieri de etkiledi.
Onlar da dillerini, tavırlannı değişti-
rip, gelişmelere ayak uydurmaya
gayret gösteriyorlar.
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, demokrasi ve insan haklanna
vurgu yapmaya dikkat ediyor. Son
yıllarda Avrupa Biriiği'ne uyum
amacıyla bu konuda yasal alanda
önemli adımlar da atıldı. Bütün
bunları saptamalıyız. "Hiçbir şey
değişmedi" demek, gerçeği anla-
makta bizi yanlış yerlere götürebilir.
Tabii, değiştiler demek de gerçe-
ğin yalnızca bir yüzü. AKP, Islamcı
bir kökten geliyor. Bu Islamcı kök,
geçmişte radikal bir söylem üzerine
oturuyordu.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Istan-
bul'un surlannı, Bizans kalıntısı ol-
duğu için belediye başkanlığı döne-
minde yıkmayı savunduğunu hatırlı-
yoruz.
îçki Yasağı ve Helal Et
Işte bu kök, AKP'lilerin yer yer ken-
dilerini tutamamalanna sebep oluyor.
Rize'de TAYAD'lılara yapılan saldınya
destek veren AKP'li Rizeli Belediye
Başkanı ve AKP'li Rize milletvekilleri-
nin tutumu, bu geçmiş kültürün de-
vam ettiğini gösteren işaretlerden sa-
dece bir tanesi.
Unutmayalım, Istanbul'da beledi-
yeye ait işletmelerde hâlâ alkollü içki
yasağı sürüyor. Bu yasağı da beledi-
ye başkanlığı döneminde Recep Tay-
yip Erdoğan koymuştu. Hâlâ da kal-
dınlmadı.
Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, kendisine zaman
zaman bu yasağı hatırlatmamdan
hoşlanmıyor.
AKP'nin son bombası Türk Stan-
dartları Enstitüsü'ne "helal et"
standardı hazırlanması talimatının
verilmesi.
Malezya'nın önerisiyle gündeme
gelen bu konu, "ticari" avantajlan ne-
deniyle hazırlanıyormuş. Bu pazar
200 milyar dolarlık bir pazarmış.
* • •
Almanya'daki Türk kasaplannın bir
kısmının vitrininde şöyle bir not göze
çarpar: "Islami usullere göre kesil-
miştir." Türkiye'de, Yahudilerin alışve-
riş ettiği kasap dükkânlannda ise şu
notu görürsünüz: "Kaşer et bulunur."
Kaşer et, Yahudi geleneklerine göre
kesilmiş et anlamına geliyor.
Bunlann sivil bir girişim olarak ya-
pılmasına kimse bir şey demez, diye-
mez. Insanlar kendi inançlarına uy-
gun gıdalar tüketmek isteme hakkına
sahiptirler, üretici de bunu dikkate
alan bir uygulama yapabilir.
Sakat olan, laik devletin bir resmi
kurumunun bir gıdanın Islam dinine
göre kesildiğini onaylamak üzere or-
gütlenmesi ve hazırlık yapmasıdır. Al-
manya'da Türklerin bir kısmı sivil bir
girişim olarak etlerin dini kurallara gö-
re kesilmesini sağlıyor ve bu etleri tü-
ketiyor.
Buraya bir Alman devleti müdaha-
lesi olduğunu duymadım. Uçak şir-
ketleri, yemek servislerine "Domuz
eti yoktur" ibaresi koyuyor. Yolcusu-
nun bu konudaki talebine cevap ver-
miş oluyor.
•••
Türkiye'den Islami usullere uygun
olarak et almak isteyenfiımalar,bura-
daki üretici firmayla anlaşır, onlann is-
teği doğrultusunda kesim yapıldığı
belgelenir ve sorun çözülür. Sakatlık,
bu işin için devletin girmesidir. Bir sü-
re sonra bütün kasaplar bu "helal et"
isteğinin baskısı altına girebilirler.
AKP'nin, Istanbul Belediyesi tesis-
lerinde içki yasağını hâlâ koruması,
"heial et" gibi inanç konulannı devlet
kurumlanna taşıması, Rize'de yasadı-
şı saldınlan onaylayan yöneticilere ve
milletvekillerine "dur" dememesi gibi
konulardaki tavırian, bu konuda şüp-
heleri olan insanlann şüphelerini hakJı
olarak arttınyor.
• • •
AKP'liler zaman zaman Türki-
ye'deki laikliğin gerçek bir laiklik ol-
madığını, devletin dine müdahale
ettiğini, halbuki devletin dine kanş-
maması gerektiğini söylüyorlar. He-
lal et, içki yasağı dini inançların
devlet uygulamalanna etkisi ve mü-
dahalesi değil mi?
Yahudi yurttaş, "kaşer et" için
devlet belgesi istiyor mu? O etin
kendi dini inançlan doğrultusunda
kesilip kesilmediğini, kendi dini
temsilcilerini devreye sokarak çö-
züyor. Aynı şeyi "helal et" almak is-
teyen firmalar da yapabilir.
• • •
Laiklik, çağdaş bir Türkiye için
önemli ilkelerden birisi. Eksik ve yan-
lış uygulandığı da bir gerçek. Laikliği,
gerçekten devletin dinden anndırıl-
ması ve inançlara müdahale etme-
mesi olarak geliştirmek bütün toplu-
mun yarannadır.
Dini inançlardan kaynaklanan ya-
saklann ya da uygulamalann devlet
kurumlan üzerinden yürütülmeye kal-
kılması da laikliği zedeliyor. Ülkemizin
demokratikleşmesini ve özgürieşme-
sini zaafa uğratıyor.