Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 KASIM2005CUMA SAYFA
17
Koro
Ceyda Öztat:
"Tarkan'ın
'Şıkıdım'ını söylemişti
dağılan Sovyetler'in
ordu korosu. Başka
korolar da bu günlerde
'Beraber yürüdük biz
bu yollarda' şarkısının
provasını yapıyor
olmasın!"
Elekîro«kposta:denizsom©cumJwriy6tcom.tr
- Helal gıda standardı
getireceklermiş...
"YedikJeri haram,
midelerine oturmuş
olmah!"
Erdoğan: 'Türban
sözüm yanlış
anlaşıldı.'
Ne zaman doğnı
anlaşıldıki!
Sanal
Vehbi Süheyl:
"Genelkuımay
Başkanı, bir
beyanatında
sabıriannın taştığını
söylemişti de kime
karşı diye
soaılduğunda
'Intemette bazı kişilere'
yanıtını vermişti.
Anlaşılan gerçek
düşmanlan bırakıp
sanal düşmanlaria
ilgileniyor."
ANKARA Ünıversıtesı Aıle ve Tüketıcı Bılımlerı
Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şengiil
Hablemttoğlu. Malatya'daki rezaletten sonra kamu
yuvalannda kız ve erkek çocuklann ayrılması önerisi
üzerine şöyle diyor:
"Insanın kanını donduracak cinsten bu öneri,
82 yıllık Cumhuriyetimizin yüzünü ortaçağa
döndürmenin, Cumhuriyetin anlamını hiçe saymanın
en güzel örneğidir. Böyle bir önerinin dile getınlmesi,
bugünkü Türk toplumu ve yöneticileri içın Dr.
Mehmet Fuat Umay'ın 80 yıl önce yaptığı
çalışmalann, belki de o günlerden daha çok
gündemimizde olması gerektiğini düşündürüyor.
Dr. Umay, Türkiye Cumhuriyeti'nin sorumluluğunu
üstlenen ve 1950 sonrasındakı politikalann
yaşamdan dışladığı erdemli kadronun son ve önemli
temsilcilerinden bındir. Umay soyadını kendisine
Atatûrk vermiştir. Türk mitolojisinde, anne
Yuvalarkarnındaki bebeklen, yeni doğmuş ve küçük
çocukları koruyan tannçanın adıdır. Dr. Mehmet Fuat
Umay vatansever Kemalist kadroda yer alarak
savaşmış, Sağlık Bakanlığı yapmış ve savaş
sonrasında kimsesiz çocuk ve yetimin yaşamını
kolaylaştırmayı Mustafa Kemal'in de desteği ile
bugünkü Çocuk Esirgeme Kurumu olan Himaye-i
Etfal Cemiyeti'ndeki çalışmalanyta başarmıştır.
Türkiye'de sorunlara çözüm ararken Cumhurıyet
Tarihimizin önemli bir kaynak okduğunu nedense hep
unutuyoruz.
Hiç heveslenmeyelim, bu çocuklann bakımı
koruyucu ailelerle de çözülemeyecektir. Devlet sevgi
ve özen kapasitesı yüksek sosyal devlet olmaktan
vazgeçerek, bakımı eğitimsiz, ucube özelleşmelere
devrederek bu işi hiç çözemez.Türkiye'de özel
temizlik şirketlerinin elemanlanna verilen maaşı kabul
ederek çalışacak çok sayıda konunun uzmanı,
sosyal hizmet, çocuk geJişimi ve eğrtimi alanlanndan
mezun işsiz üniversiteli genç vardır.
Bu insanlara istihdam yaratılmadığı sürece,
yakında Türkiye'nin huzurevlerindeki yaşlı istısman
ya da yaşlılara yönelik şıddetl tartıştığımızda hiç
şaşırmayalım. Devletler dünyanın her yerinde
yapamamanın bahanelerini bulmakla değil, kendi
toplumlannın yaşlı, kadın, çocuk gibi özel gruplannı
korumakla yükümlüdür. Devletin sevgi ve özeni
ağlayarak, makam feda ederim diyerek
gösterilemez. Çok iddialı bu hükümetin ciddiyetle,
kız ve erkek çocuklan ayırma, bu kurumlan kapatma
ya da belediyelere devretme gibi saçma ve ver kurtul
zihniyetine dayanan çözümleri gündeme getirmeden
ele alması gerekmektedir."
Helal
Zehra Top:
"Sıkmabaşın çağdaş
kadın giyimi oiduğu
açıklandı. Gıdadaki
'helal gıda' damgası
gibi giysilere de
'günah' ve 'sevap'
etiketleri konursa her
iki dünyada hiç
sıkıntımız kalmaz."
SESSÎZSEDASIZ(I)
BB4
Adalet Bakanlığı'mn açtığı sınav
AVUKATLARI sınavsız hâkim
yapma planını şimdilik
gerçekleştiremeyen Adalet Bakanlığı
27 Kasım'da 'Adli Hâkimlik ve
Savcılık Sınavı' yapacak. Daha
doğrusu sınavı OSYM yapacak.
Amma ve lakin sınava girmek
isteyen aday adaylan
başvurulannı Adalet Bakanlığı'na
yapmış, Adalet Bakanlığı'ndan
gelen belgelere göre de ÖSYM
sınav giriş kartlannı düzenlemişti.
Şeker Bayramı'ndan sonra sınava
giriş kartlan adreslere gönderildi.
Fakat o da ne?
Kimi bayan adaylara erkek
fotoğrafı, kimi erkeklere bayan
fotoğrafı yapıştınlmış, bazılannın
sadece adresi doğru ama o belge
başkasının, bazısının da sadece adı
ve adresi doğru ama soyadı ve
gerisi başkasına ait.
Her şey birbirine kanşmış. Herkes
ÖSYM'yi anyor.
Telefona çıkan görevli "sınav",
"hâkim", "hata" sözlerini duyar
duymaz otomatiğe bağlanmış gibi
yanıt veriyor "Bir hata olmuş, yeni
giriş belgeleri herkese tekrar
gönderilecek, merak etmeyin."
Yazılıdan sonra bir de sözlü sınav
var... Zaten kimse merak etmiyor!
Yüksek Yerilim Hattı
erdinctrtku.n yahoo.com
Bizim polrtikacılar hep Amerika'yı keşfediyor.
Halkı da keşfederter bir gün!
îki Kültür Arasında
MERİÇ VELtPEDEOĞLU
3 Ekim gecesi Lüksem-
burg'da AB'nin Türkiye ile mü-
za<erelere başlamasını kabul
eoen anlaşma sağlanınca, In-
giltere Dışişleri Bakanı Jack
Strawverdiğidemeçte: "Tür-
kiye, Müslüman ve laikAvru-
palı birülkedir. Laik Türkiye'yi
kutluyorum" demiş, ardından
da; "Bütün dünyaya, önemli
olanın din değil uygartık de-
ğerferi oiduğu gösterildi" di-
ye de eklemişti.
Oysa birkaç gün önce Tür-
kiye'de "Birinci Hatay-Antak-
ya Medeniyetler Buluşması"
adlı uluslararası kültür sem-
pozyumu Müslüman, Hıristi-
yan, Musevi din dünyasının
temsilcileriyle gerçekleştiril-
mişti.
Hemen hemen yalnızca din
adamlannın katılımıylayapılan
toplantı, bu tutumuyla "uygar-
lık"(medeniyet) kavramını bir
bakıma dine indirgeyerek
"çağdaş uygartık" kavramının
daiçini boşaltıyor; ümmetleş-
meyi kışkırtıyor aynca çağımı-
zın pek çok sorununun "in-
sanlann, inancın gereklerini
uygulamaktan adeta kaçma-
lan" dolayısıyla oluştuğu gö-
rüşünü rahatlıkla ortaya koyu-
yordu.
Ne var ki, 3 Ekim'in hemen
ertesinde de kimi AB ülkeleri,
bu sempozyumdan esinlenir-
cesine kürtürlerinin Hıristiyan-
lığa dayandığını, onunla iç içe
olduğunu basın aracılığı ile
duyurmaya başladılar.
Orneğin Ispanyol ABC ga-
zetesinde "AB üyesi 25 dev-
let, Greko-Latin kültürde ve
Hıristiyan dininde gömülü
köklere sahiptir" deniliyor; ya
da Italya'nın II Giornale'sinde
"Islam ile Batı arasında yaşa-
—nandurum, medeniyetferça-
tışması olarakadlandırmak is-
tenilmiyorsa, o zaman 'mede-
niyetler karşılaşması' terimi
kullanılsın. Bu karşılaşmadan
binbir zortukla 'laik bir Hıristi-
yanlık' üreten kültürümüzü
sağlam tutup kendimizi koru-
yarak ancak galip çıkabiliriz"
deniliyordu.
Günümüz Batı kültürünü,
Hıristiyanlığın bir ürûnü gibi
ele alan, kültürterin bir araya
gelmesini de bir çatışma ola-
rak algılayan bu tür görüşlerin
topluma etkileri kuşkusuz
yadsınamaz; nitekim Türki-
ye'nin AB'ye girmesi ile ilgili
bir ankette, bunun sonuçlan
ortaya konmuş gibidir.
Bilgi Üniversitesi'nden Ha-
san Kirmanoğlu nun varsıl
ve Türklerin yoğun oiduğu on
bir AB ülkesi arasında gerçek-
leştirdiği anketin sorulan için-
de yer alan "Türkiye ile AB ül-
keleri arasındaki kültürel fark-
lılıklar, Türkiye'nin katılımını
engelleyecek kadar büyük-
tür" ifadesine "Katılıyorvz"
yanıtını verenlerin oranı yüzde
55.7 olarak saptanmış.
Dahası bu oran, ekonomi
yönünden Türkiye'nin katılımı
ile ilgili sorulara verilen olum-
suz yanrt oranından daha yük-
sekmiş; buna göre "kültürel
etkenlerin, ekonomik kaygıla-
ra kıyasla daha önemli oidu-
ğu" ortaya çıkıyormuş.
Türkiye ile AB arasındaki bu
durum, son dönemlerde Tür-
kiye'de yaşananlar dikkate alı-
narak, sözü edilen Ispanyol
gazetesinde "Türkiye, Kemal
Atatürk tarafından getirilen
ve Silahlı Kuvvetler tarafından
silah elde savunulan laikliğin
yavaş yavaş gerilediği bir ül-
ke " oiduğu söylenerek de de-
ğerlendirilmiş.
Kuşkusuz bu saptamaya
katılmama ya da "Hayır, yanı-
lıyorsunuz!" deme olanağımız
yok; AKP hükümetinin uygu-
lamalarıyla laiklikten verilen
ödünlerie biriikte düşündürü-
cü olan, kültürümüzün içinde
yüzyıllar boyu yer almış, din-
selleştirilip korunmuş, herdö-
nemde -ve günümüzde- ça-
ğın gerisine düşmüş gelenek-
lerin son yıllarda iyice yaygın-
faşmastdtr.
"Burunkesme", "kulakkes-
me" gibi cezaların uygulan-
masını isteyen törelerin, kül-
türümüzün yapısından uzak-
laştnlamaması, laikliğin daral-
tılmasının, AB ile kültürier ara-
sı yakınlaşmada sorun oluş-
turacağı bellidir; ama AB'nin
de Hıristiyanlığa sığınmasının
aynı sonucu doğuracağını
yadsıma olanağı da yoktur.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a yahoo.com.tr
ÇÎZGtLİK KÂMİL MASARAC1 kamilmasaraciı mynet.com
HAYAT EPÎK TÎYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepik(q mynet.com
BİR YABANCE.
R4NSIZ
OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGENÇ k_urgenc(â yahoo.com
tLAN
TC
ŞİŞLİ1. AİLE MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 2004/1337
Davacı Hikmet Kerem Çığızoğlu vekili tarafından davalı Nurcan
Cığızoğlu aleyhine ikame olunan boşanma davasında verilen ara ka-
ran uyannca;
Çakmak Mah. Şehit Ömer Faydalı Cd. 45/10 Yalova adresinde
ikamet eder Istanbul, Fatih. Nevbahar nüfusuna kayıtlı Yunus ve Ha-
nife'den olma Of 1971 doğ. lu davalı Nurcan Kartal Cığızoğlu'na
tebligat yapılamamış, yapılan araştınnada adresi tespit edilememiş
olduğundan davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününûn ilanen teb-
ligıne karar verilmiştir.
Davalı Nurcan Kartal Cığızoglu'nun duruşmanın atılı bulunduğu
0602.2006 günü saat 10.20'de mahkemeınizde duruşma salonunda
hazır bulunması veya kendisini bir vekıl ile temsil ettirmesi, maze-
retsiz olarak duruşmaya gelmediği veya kendisini bır vekıl ile temsil
ettrmediği takdirde yoklugunda cereyan eden işlemlere ıtiraz ede-
meyeceği hususu davetiye yerine kaım olmak üzere HUMK'nun
2 13 ve müteakıp maddeleri gereğınce ilanen tebliğ olunur.
24 10.2005
Basın: 52483
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 11 Kasun ınctt.mumtas-arikan. com
0SMANUO£Vl£r/$Atö$A GMYCKL
1314'TB BU6İ1U,OSMAHU DGVLETt, T
6tePİA£UCW£AYr SA$LAIVNDA,İKİ ALMAN ŞAVAÇ
GEIUİCİ(GO€LSSN Y£• SgBSlAU) ,AKOEA1İZ'OG İHGİUZ
SAVAÇ GEMİLeeiMİH TX)aglUD£U *&GntaU4IC fÇtM
CGMANLI ICABA.SULAK//JA GHZMİÇTİ. PURUM, İ1İLAF
0OBVL£TLB£JNC£ PROTS^TO EDUJMCB, GeAMl£0M » -
7W AUNOIĞı VB POUANAAAyA tATTLPtĞl AÇJKLAAIMtŞTt.
AblM/DA 'YAVUZ'VE'MıOUjJ'OiAKA/CPB§fŞTfRfWrŞ-
TİAUİRAL SCUCHOU COMUTBSINDAjd GBUİl£&,BJR
SÜ££ SONeA KUS UUAfJLAK/Nt gOMSHCAyrMCA,OS»MN_
U PEVlSrf SAVAÇA Sl£ME< CHJguMUAUM /KALMIfn.
8AZI DeVLErAMULAIZIfJIN KAÂŞI OIMAONA AMS-
ftU, İKT1DARDAKJ İTTmAr VS TESAKJÜ HÜKÜUErr,
öz-riLMF DE euvee P*ŞA, SAIMÇTM ALMANLAR-
IN YAMNDA YBR AİMAK iSİ
BAKIŞAÇISI
GÜRBÜZ ÇAPAN
Yine Aziz İstanbul
ölümü göster ki sıtmaya razı olsunlar babından.
Istanbul'un L •"••miş, seçkin, estetik duygusu ge-
lişmiş, tarih bilinci cîurmuş, Istanbul'a açık, tahsil-
li terbiyeli 347 belediye meclis üyesi var. Yetkileri
var, sorumluluklan yok. Bunun 230+1'i (başkan)
AKP'li.
Sırf bu yetkiye dayalı olarak nereyi boş görseler
(park, bahçe, otogar, eski KtT mekânlan) oraya ön-
celikle dini bütün olduklanndan cami iman kondu-
su veriyorlar. Altı çarşı üstü cami bunlara özgü bir
şeydir. Bu dini bütün kamuoyunu oyalamak için,
Müslüman gazileri olduklannı ima ediyoriar. Ama
esas gazavat kısmı daha önemli. Park-bahçe kal-
madı, iş merkezine o da kesmiyor, iş merkezi üze-
rine 2 de kule ekleyerek, kızarmış kadayıf üstüne
kaymaklı dondurma gibi ikramda bulunuyorlar. Bu-
nu yaparken de ellerini harama sürmeden, sade-
ce Istanbul'un güzelleşmesini ve dahi gelişmesini
düşünmekteler. Düşüne düşüne helak oldu garip-
lerim. Güya belediye başkanından gizlice Arnavut-
köy üzerinden asma köprü yapacaklar Asya'ya
doğru.
Tartışma büyüyünce bir kilometre sıçrayarak
"çevreden" köprü yapacaklannı açıklayıverdiler.
Geri adım gibi gözüküyor, arkasından daha öldü-
rücü darbe geldi. Bu çocuklar ne de olsa mehter
marşryla büyümüşlerdi. Hamle de pek normal.
Burgu yemiş yüreğim
Yaramılan haldaş olup yatanm!
Istanbul'un orasına-burasına, illa da boş bulduk-
lan alanlara Tower-tepe yapmak kesmedı. Arapla-
ra burgu kule diktiriyoriar. Adına da yabancı ser-
maye yatınm yapıyor şarkısı bestelendi. Yüzde
20'lere kat-karşılığı inşaat yaptırmak ne zaman-
dan beri sermaye yatınmı diye tarif ediliyor? Ora-
lan "Lazmüteanhide" versen yüzde 50 ile verirsin;
100 kat yapar, hatta üstüne de bir çekme kat atar.
Sermaye tanımı: Kendini üreten sürekliliği olan
bir iştir. İnşaat bitip yaptıklannı sattıktan sonra ne
tür bir süreklilik sunacaklar, pek meraktayım.
Yapı bitip inşaat paydos edinceyeni burgulu ku-
le yerieri bulmak boynumuzun borcu. Yoksa 'Ya-
bancı Sermaye' ürker!
Tekrar
...Daha önceki tarihli yazımda belirttiğim öneriyi
bir kez daha yenilemek istiyorum.
Sahiden 5 milyar dolar geliyorsa Eminönü, yani
Sultanahmet Meydanı'nın çevresini satın alsınlar,
oraya 4-5 katlı taş hanlar yaptırarak, otel-motel,
okul, büro, alışveriş merkezleri yapılabilir. Sansar-
yan ve 4. Vakıf Han'ı geçmeyen, onlara benzeyen
daha güzel taş kaplamalı inşaatlar yapılarak, ser-
mayenin de sürekliliğini sağlayarak, Istanbul'u ko-
ruma planına geçmelerini dilerim.
Güvenliği sağlayabilirsek, hem Arap para kaza-
nır, hem Istanbul kazanır. Balat kadar Prag yılda 10
milyon turist ağırtıyor. Biz bunu 60 milyona çıkan-
nz. İstihdam, kaliteli hizmet, tarih ve kültür merke-
zi haline gelir.
Ey yetki sahipleri, bir kez, bir kez daha düşün-
meye davet ediyorum.
Paris'te neler oluyor?
Istanbul'da örgütsüz-işsiz yoksul nasıl kapkaç
tuzağınadüştüyse, Paris'te yoksul, işsiz, cahil 'öfe-
Wlerin vulger saldınsıyla yanma başladı.
Ki Paris, dünya sürgünlerine kucak açan anaç
kentlerden biridir. Var bir 200 yıl, yurtsuzların, 'öte-
to'lerin yurdudur. Dünyanın en merhametli anası-
dır. Şimdi Paris "Merhametten maraz türer"] ya-
şamaktadır.
Yoksulluk-açlık kemiğe dayanınca neler olurmuş
ibretle izlemekteyiz.
Ders alınması gereken şey budur. ödev, açlığı,
işsizliği yenmektir.
Ateş düştüğü yeri değil, etrafı da yakıyor.
Umutsuzluk yangın çıkanyor...
Umutsuzluğu yenip, nüfus planlaması ve üretim
planlaması yapmalıyız.
Yoksa alim Allah bir gün biz de yananz...
Lokmanız boğazınızda kalır, gözleriniz faltaşı gi-
bi olur...
[email protected]/Faks: 0212 672 73 79
B T J L M A C A SEDAT YAŞAYA1V
1 2 3 4 5
1 2 3
SOLDANSAĞA:
1/ Tüm canlı-
lann doğal
olarak içinde
yaşadıklan,
yetiştikleri
çevre. 2/Kas...
"Oyer"anla-
nundakullanı-
lan sözcük. 3/
Büyük fare...
Metin Toker
8
tarafindan ya- 9
yımlanmış
haftalık haber dergisi.
4/Kalınbükülmüş si-
cim... Bahk yumurta-
sıyla yapılan bir tür 3
meze. 5/ Araplarda 4
Müslûmanlıktan ön-
ceki çağ. 61 Ağzunız- 6 I
daki dişlerin bir bölü- 7
müne verilen ad... En- 8
der, seyrek... Lityum 9 J
elementinin simgesi. 7/Alman faşisti... Argoda es-
rar. &* Ham petrolün bitmiş üriinlere dönüştürüldü-
gu fabrika. 9/îstavrit balığının küçüğü... Bir çift oluş-
turan şeylerin her biri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Hindistan"da paryalardan da aşagı sayılan ve "do-
kunubnazlar, dah'tler'' gibi adlar da verilen halk. 2/
Sakarya ilinin merkezi. 3/Bulgur, soğan, domates,
kırmızı biber gibi malzemeyle hazırlanan bir yiye-
cek... Tahta ve kereste biçmeye yarayan büyük
bıçkı. 4/ Mesaj... Bir işi yerine getirme. 5/ Bir cet-
vel türü... Kanşık renkli... Dolma yapmak için ha-
zırlanan kanşım. 6/ABD'de bir eyalet. 7/Macaris-
tan'a özgü ünlü bir şarap... Tellür elelentinin sim-
gesi. 8/Kirpik boyası... Birnota. 9/Hamurun finna
verilmeden önce dinlenmesi için üzerinde bekletil-
diği tahta... Türk tuluat tiyatrosunda baş komik gö-
revindeki uşak tiplemesi.