Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 OCAK 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türkiye, ilk devalüasyonu MF'ye üye olmanın koşulunu yerine getirmek için 1946 yıluıda yaptı 1•-•-,;MERKEZBANKASI AÇIKLADI:
YTL'ye
Dolaryeniden 131kuruşjLATİFMUTLU
htanbul Bilgi Üniversitesi
Kurucu ve Vakıf Başkanı
A
tatürk döneminde, demiryolla-
rı ve fabrikalar yeniden kuru-
lurken doların değerı 126 kııru-
şa kadar düşmüştü. Avrupa'yı kana bu-
layan II. Cihan Savaşı yıllarında, 131 ku-
ruşa yükselen doların değeri 5 yıllık sa-
vaş sürecinde sabıt kalmıştı.
Savaş sonrası yıllarda değışen dünya
dengelen karşısında beliren Sovyet teh-
didi Türkiye'yi Batı ile özellikle ABD
ile daha yoğun ilişkiler içinde olmaya
itmiştir. ABD yardım yaptığı her dev-
lette, kendi siyasal ve ekonomik düze-
nini egemen lulma eğiliminde olduğun-
dan Türkiye'nin de çoğulcu demokra-
tik sisteme gcçmesini istemişli, iç bas-
kıların da arlması üzerine 1946 yılında
çok partili sisteme geçildi. Ardından
IMF üyeliği geliyordu.
Türkiye'nin IMF üyellğl
IMF'ye üyelık ıçin görüşmenın ön
koşulu olarak, yeterli devalüasyon ya-
pılması isteniyordu.
7 Eylül 1946'da Cumhuriyettarihiniıı
ilk devalüasyonu yapıldı: TL'nin değeri
yüzde 116 düşürülerek, doların değeri
128 kuruştan 280 kuruşa yükseltildi.
IMF'nin bu önşartı yerine getirildikten
sonra, TBMM'de 11 Mart 1947tarihin-
de oybirliği ile kabul edilen kanunla,
Türkiye IMF'ye 43 milyon dolarlık ko-
ta ile üye oluyordu. Bunun yüzde 19'u
dolarve yüzde 81 'i de altın olarak öden-
mişti. İlk devalüasyonu yapan CHP hü-
kümeti, ilk seçimde iktidardan halkın oyu
ile düşürüldü.
Devalüasyonlar blrblrlni
Izlemeye başlıyor
2. büyük devalüasyon 1958'de yapıl-
dı. Liranın değeri yüzde 221 düşürüle-
rek, dolar 910 kuruşa yükseltildi. Bu
devalüasyonu yapan DP hükümeti ikin-
ci seçime kalmadan kanlı bir ihtilal ile
işbaşından uzaklaştınldı.
3. devalüasyon 10.08.1970 tarihinde
yüzde 65 oranında yapıldı, doların de-
ğeri 14.85 TL'ye yükseltildi. IMF'nin is-
teği üzerine yapılan bu ayarlamadan 7
ay sonra 12 Mart 1971 'de askerlerin
verdiği bir muhtıra ile hükümet istifa et-
meye mecbur kaldı.
4. devalüasyon 24 Ocak 1980'de ya-
pıldı. Dolar 77 lirayayükseldi. Aynıyıl
12 Eylül 1980'de askeri darbe ile hükü-
met düşürüldü. Ama doların ve malla-
rın fiyatları durmadan yükseliyordu.
Aradaki ayarlamalar ve dalgalanmalar-
la, dolar 199()'da 2.161 ve 2000 yılında
626.520 TL fırladı. Çünkü paramız dal-
galanmaya bırakılmıştı. Serbest piyasa
koşullarına göre yükselebildiği kadar
yükselecekti.
Para el değiştlriyor
2001 yılında dolar 1.200.000 TL'yi
aşınca aklımız başımıza geldi ve neden
böyle oluyor diye düşünmeye başladık.
Piyasa koşulları; ama o koşulları belir-
leyen etkeıılerin varlığına hiç bakmı-
smanlı Imparatorluğu'nda, 17. yüzyıldan itibaren, kısa duraklamalar dı-
şında, yıkılıncaya kadar 3-5 yılda bir kez devalüasyon yapılıyordu. Cumhuri-
yet döneminde ise 1929'dan itibaren yaklaşık her 12 yılda bir kez devalü- ,*
asyon yaşanmış ve hepsinin sonucunda, devalüasyona karar veren hükü-
metler ya halk tarafından indirilmiş ya da darbelerle tasfiye edilmiştir.
O
Bolu Emniyet Müdürliiğü Kaçakçıhk ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ne bağlı
ekipler, Bolu'da "Köylü Pazan"nda sebze, meyveve hayvansal ürünler sataıı köylü kadmlan
j iiit ziyaretederek "YTCnin tanıtımınıyaptılar. Ekipler, kadınlan YTL'nin belirgin özellikleri
TCtiTllll konusunda uyararak sahte para konusunda bilgilendirdiler. (Fotoğraf: AA)
Polis
yorduk. Birincisi Türkiye'de üretim ye-
tersizdi. thracatımız, ithalatımızı karşı-
lamıyordu. Hükümet, bütçeleri açık ve-
riyor ve gereğinden fazla para bastın-
yor, Merkez Bankası'ndan aldığı avans-
ları piyasaya sürüyordu. Bu etkenlerpi-
yasayı dalgalandırıyordu. Hükümet pa-
ra politikasını Osmanlı 'dan kahna usul-
lerle yönetiyordu.
Başbakan Ecevit, Dünya Bankasi Baş-
kan Yardımcısı Kemal Derviş'i çağıra-
rak içinde bulunduğumuz buhranı an-
lattı. Türk parasının değerini korumak
üzere, Merkez Bankasi Başkanlığı gö-
revini teklif etti. Derviş, yararlı olabil-
mek için daha üst bir görevde olmak is-
tiyordu. Uzun görüşmeler sonunda ge-
niş yetkilerle donatılmış devlet bakanı
olarak Mart 2001 'de göreve başladı. Bir
ay içinde paranın hükümetçe iyi yöne-
tilmemiş olduğunu fark ederek bir Pa-
ra Politikası Kurulu oluşturulmasını
Başbakan'a önerdi. Çetin görüşmeler so-
nunda bu öneri kabul edilmezse göre-
vi bırakacağını söylemesi üzerine,
hazırlanan tasarı 25.04.2001 gü-
nü 4651 sayılı kanun olarak
kabul edildi. Bu kanun-
la, hükümet para yö-
netiminden elini çe- ^ \ "\ "i
kiyordu. Merkez
Bankasi Kanu-
nu'na yeni
bir 22/A
maddesi
ilave
edilerek
"Para Politi-
kası Kurulu"
oluşturuluyordu.
Böy lece Türk parasının içeride ve dışa-
nda değerinin korunması bu kurula ve-
riliyordu. TBMM, anayasanın kendisı-
ne verdiği para basma yetkisini bu ku-
rula devrederek, senyoraj ve para yarat-
ma konusundaki hükümranlık hakla-
rından vazgeçiyordu.
Osmanlı'dan miras
Para Politikası Kurulu'nun, bilgiye, bi-
lime ve akla dayalı kararları ile fiyat
yüksehşleri yavaşlamış, Türk parasının
değeri yeniden yükselmeye başlamıştır.
Bugünkü değeri 1 360.000'lerde olan do-
lar, 1.01.2005 'ten itibaren, Atatürk dö-
neminde olduğu gibi yeniden 131 ku-
ruş olarak karşımıza çıkıyor. Bütçe
açıklannı kapatmak için para yaratma-
nın fiyatları azdırdığını biz ancak 2001
yılında anlayabildık ve elimizi yüzyıl-
larca yakan bu ateş
topunu, bir kurula
; atarak
ondan kurtulduk.
Osmanlı Imparatorluğu'nda ilk büyük
devalüasyon 1584'te yapılmıştı. Altın ve
gümüş paranın içıne bakır kanştırarak
değerini yüzde 70 oranında düşürmüş-
lerdi. Tağşiş olarak anılan bu işlemle,
enflasyon canavan zincirlerinden bo-
şanmıştı. Bir daha bu canavan durdur-
mak mümkün olamadı, süreklı olarak
paranın ayan düşürüldü. Paranın ayan
düşürüldükçe fıyatiaryeniden aruyor,is-
yanlar çıkıyor, paranın değeri ile oyna-
yanlar halk ve asker tarafından parça-
lamyordu. Bu fecaate ve fiyat arüşları-
na rağmen Osmanlı hükümeti hüküm-
ranlık hakkını kııllanarak yeni para ya-
ratnıa ve paranın ayannı düşürmeyi yı-
kduicaya kadar sürdürmüştür.
Osmanlı hükümetlerinın bu davra-
nışları 300 yıldan fazla sürmüştü. Yö-
netenler hıçbir zaman, para yönetim ku-
rallarını, yaşadıkları çağa uygun olarak
ögrenıp uygulayamadılar. Son kırk yı-
lını, borcundan dolayı, malı işlerine,
alacaklılar tarafından el konulmuş ola-
rak geçıren Osmanlı devleti, borçtan
kurtulamadan tarihe gömüldü.
Onun iç karartıcı para yöne-
tıminin uzun yaşantısını
özetleyen ıki ekono-
"* mi tarihçisınin düşün-
celerini aktarmak ye-
terli olacaktır. 1584
tağşişinden sonra
akçe, hızla güç
kaybetmeye
başladı.
17 yy ya-
nsına kadar
birbirini izle-
' yen tağ-
şişler ne-
deni ile ak-
çe piyasalar-
dan çekilmeye başla-
mış, yerini Avrupa pa-
ralan alıyordu. Darp-
haneler para basacak ma-
den bulamakta zorlanıyordu
Böylece 1640'tan itibaren Osmanlı
darphanelerı kapatılmaya başlandı.(l)
Osmanlı'dakı bu para boşluğunu gören
Avrupalı kurnaz tüccarlar kalp paralar
bastırarak Osmanlı piyasasına sürmeye
başlamışlardı. Sikkelerın değeri hem
Latince ve hem de Arapça olarak yazı-
lıyordu. Ama ne var ki Arapça olarak
belirtılen değerler, Latince olanlardan da-
ha yüksekti. Bu kalp sikkelenn, Avru-
pa'da tedavül etmemesı için üzerlenne
Latince: Per totam Assıan evrrens (Tüm
Asya'da geçerlıdir) kaydı bulunuyordu.
Amaçları Osmanlı ülkesindekı okurya-
zar olmayan tüccarları kandırmaktı.
Yüzlerce gemi ile taşınan ve toplam
hacmi 200 milyon parçanın üzerinde
olduğu tahmin edilen bu sikke tıcaretin-
den Avrupalı tüccarların sağladığı brüt
gelir, yaklaşık 10 milyon adet Ispanyol,
8 milyon Venedık altın dükası olarak tah-
min edilmektedir.(2)
Bu kalpazanlık olayını, Osmanlı Im-
paratorluğu üzerine çok tanınan yapıt-
ları bulunan, en azından yanm düzine
Avrupalı gezgin ayrıntılı olarak anlatır.
Tarihçı Paul Rycaut; Türklerin bu
basit kalpazanhk olayın içyüzünü anla-
yacak zekâlan olmadığından yakınıyor-
du. J.B. Tavernier, 1656 ile 1659 yılla-
n arasında Osmanlı gümrüklcrinden ge-
çen sikkelerın toplam miktarlannı 180
milyon adet olarak tahmin etmektedir.
Ayrıca gümrüklere rüşvet verılerek Os-
manlı topraklarına sokulduğu ve diğer
bir tahmine göre bu dönemde kalp sik-
kelerle dolu 22 geminin İzmır lımanı-
na sikke getirdıği de kayıtlıydı.
12 yılda bir devalüasyon
20 yıldan fazla süren bu dönem bo-
yunca, tarihin bu en büyük kalpazanlı-
ğına Fransız, ltalyan vc Hollandalı tüc-
carların, dışı çok ince bir gümüşle kap-
lı bakır sikkelerı Osmanlı ülkesinde kor-
kusuzca sürmelerinı, C. Chardin, skan-
dal boyutlara varan bu kalpa/aıılığı, Av-
rupalı tüccarların utanma/Jığı ile de-
ğerlcndirmektedir. Osmanlı'da, 17. yüz-
yıldan itibaren, kısa duraklamalar dı-
şında, yıkılıncaya kadar 3-5 yılda bir
kez devalüasyon yapılıyordu. Cumhu-
riyet döneminde ise 1929'dan itibaren
yakJaşık her 12 yılda bir kez, devalüas-
yon yaşanmış ve hepsinin sonucunda,
devalüasyona karar veren hükümetler tas-
fiye edilmiştir. Seksen yıl boyunca, do-
lar karşısında değer kaybeden Türk Li-
rası, bugün yeniden değerlenerek; bir do-
lar, başlangıçta olduğu gibi yeniden 131
kuruş olarak görünmeye başlamıştır.
Para Politikası Kurulu'nun bu başansı-
nı tüccarlanmızın ihracatla destekleme-
sı gerekıyor. thracatçılanmızuı da, sa-
nayicılerımiz tarafından üreterek destek-
lenmesinın gerektıği gibi.
Notlar: (l \v 2) Prof. Dr. Şe\'ket Pamuk,
Osmanlı tmparatorluğu 'nda Paranın Ta-
nhi, Tarih Vakfı Yıırt Yaymları, 1999
Finansal Hizmetler Yasa Tasansı gözetim-denetim hükümleri yeniden düzenlendi
IMF'nin deneme tahtası Türkiye-2-
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuru-
lu tarafından şu sıralarda Bankalar Kanu-
nu'nun yerine geçmek üzere Finansal Hiz-
metler Kanunu adıyla hazırlanan yasa taslağı hü-
kümete gönderilmiş durumda. Finansal Hizmetler
Kanun Tasansı, IMF ile şubat ayında imzalanması
beklenen yeni stand-by anlaşmasının üç ön şartın-
dan birisi. Cumhuriyet, Finansal Hizmetler Kanun
Tasansı'nda yer alaıı "denetim-gözetim" ile ılgili bu
düzenlemeyi, geçmişte Bankacılık Kanunu'nun ha-
zırlaıunasında ve uygulanmasında aktif olarak yer
almış uzmanlar ile tartıştı. faslağın kamuoyuna
yansıyan tartışma konularından biri, yerinde dene-
timin BDDK'nin hangi görevlileri tarafından yapı-
labileceğidir. IMF'nin, kurumun uzman personeli-
ne yerinde denetim yetkisi verilmesi isteminde ıs-
rarlı olduğu anlaşılmaktadır. Kurıun, kendisi açısın-
dan, sorunıı, gerekirse uzman personelin de banka-
lar ycminli murakıplan yanında yerinde denetim yap-
masına olanak veren bir hükmü taslağa yerleştire-
rek topu hükümetc atmak suretiyle çözmiiş göriin-
mektedir. Başbakan Yardımcısı AbdüllatifŞener, u/-
man personelin de yerinde denetim yapabileceği açık-
laması ile IMF istemi yönüııdc düzenleme yapıla-
cağının işaretini vcrmiştir.
Usta-çırak ilişkisi içerisınde eğitim gören bir
meslek olan bankalar yemınlı murakıplığında da-
ha kıdemli olanlar, öğrendikleri bilgileri sonra ge-
lenlere aktarmakta ve denetlcnen teşebbüste fiilen
göstererek onları eğitmektedirler. Uygulamalı bir
öğretim söz konusudur. Geçmişte yaşanan olaylar
yerinde denetimin eksiklerinı ortaya koymuştur.
Araştırılması gereken husus ötedcn beri edinilen bil-
195O'Lİ YILLARIN SONLAR1NDAN İTİBAREN KULLANILDI
Yerinde denetim yöntemi
ANKARA (ANKA) -Diınyadakı çoğu denetim
mercıi gibi BDDK de bankaları denetlemede iki
yöntem kullanmaktadır. Bunlardan bırisı
bankalar yemınli murakıplan tarafından bin
dokuz yüz ellili yıllann sonlanndan itibaren
uygulanan yerinde denetimdir. Defter, kayıt ve
belgeleri bankanın merkez ve şubelerinde
yerinde görerek yetkililerden tamamlayıcı
bilgiler isteyerek yapılan bir denetimdir.
Seksenli yıllann ortalanndan itibaren
bankalann muhasebe planında tekdüzelik
gi ve deneyimın sonraki meslek mensuplarına ye-
terınce aktarılıp aktanlamadığıdır. Üst yöneticiler,
geçmişte bu mesleğin gelişmesi ve işlevlerini sağ-
lıklı bir biçimde yerine getirmesi ıçın yeterli çaba
göstennemış, bir dönem ıktıdarlan en a/ından bu
mesleğin önemını yeterınce kavrayamamış ve de-
netımden rahatsız olmuşlardır.
Soyut rakamların riski
Yalnızca soyut rakamlara dayanan inceleme ya-
parak sağlıklı sonuçlara ulaşmaya çalışmak büyük
risk taşımaktadır. Gözetim personeline "yerinde de-
netim olanağı verilerek" bu risk bertaraf edilmeye
çalışıldığında ise ıkili bir denetim yapısı oluşturma-
nın sakıncalan ortaya çıkmaktadır. Gözetimi dene-
yaklaşımına gıdılmek suretiyle karşılaştınlabilir
mali tablo ve cetveller oluşrurulmaya
başlanmasıyla yennde denetime giderek bir de
gözetim suretiyle denetim eklenmıştir. Söz
konusu yöntemde, belirli aralıklarla ıstenen
mali tablolar üzerinden çeşıtlı oranlar da
çıkarılmak suretiyle yapılan analızler
kullanılmaktadır. Bilgisayar teknolojisi, gözetim
yoluyla yapılan denetimin gelışmesınde önemli
bir rol oynamışsa da gözetim yerinde denetımı
tamamlayıcı karakterini korumaktadır.
J
tim kurumunun merkezinden yapmak ve ihtıyaç
duyulduğunda denetlenen birimde yerinde ıncele-
meye gitmek yine de yerinde denetimin üstünlük-
lerini sağlayacak gıbı değildir. Unutulmaması ge-
reken bir nokta da şudur. Alınmış risk geçmışe ait
birkavramdır; mali tablolar stokverilerdir Bunlar-
la ılgılı sonuçlan bulup çıkarmak ise bugüne ve ge-
leceğe aıt bir olgudur. Riskle denetim arasındakı bu
zaman çelişkısı sorun yaratması kaçınılmaz oldu-
ğundan hedef, eldekı verilerle bu çelişkiyi en aza
indirebilmek olmalıdır.
Enron olayı, en gelişmiş ülkelerde dahi mali tab-
lolar yoluyla denetim ya da risk denetimi konusun-
da eksiklikler olabildiğini ortaya koymaktadır. De-
netimi kinı yaparsa yapsın, çağın olanaklannı en iyi
biçimde kullanabilen, bilgi, beceri ve etik düzeyi
yüksek, içinde özdenetim sağlamış yeterli sayıda yet-
kin uzmanın istihdam edilmesı önem taşımaktadır
Denetim hukukunun eksıksız bir biçimde düzenlen-
miş olması da mutlak surette zonınludur. Türkı-
ye'de bu işlerin 1994-1999 arasında hükümleri
Anayasa Mahkemesı tarafından ıptal edilmış kanun
hükmünde kararname ile götürüldüğü unutulmama-
lıdır. Bir diğer nokta da kamu açıklarınm banka sis-
teminin sağladığı sıcak para ile banka sıstemi va-
sıtasıyla finanse edilmesinin bir hükümet politika-
sı olduğu, bunun da sıstem için ınanılmaz riskler
yarattığıdır.
fasanda yer alacağı ifade edilen, "gözetim pcr-
sonelineyerinde denetim yetkisiverilmesi" ile biran-
lamdayeni bir yeminlı murakıplar grubu oluşturul-
ması amaçlanmış olmaktadır Önceki denetçi gru-
bunu kaldırmadan böyle bir yola gitmenin sakın-
calan hiç düşünülmemışe benzemektedir. Akla ta-
kılan ikinci soru, geçmişte yapılan sayısız stand-by
düzenlemesınde bankacılık sektöründe, gözetim
sistemıne ve onu uygulayacak personele hemen hiç
önem verilmemişkcn şımdiki dayatmanın nedenı-
nın kaynaklarıdır. İJlkemız bir deneme tahtası ye-
rine mı kullanılmaktadır'' Bu düzenlemeyi isteyen
uluslararası kuruluş u/manlannın geçmişte göreme-
dıkleri eksiklıkleri şimdi ortaya çıkardıklannı ileri
sürmek, daha önce başka konulardaki eksiklıkleri
de göremedikleri şüphesinı berabennde getirir. Yok-
sa yetersizliği açıkça görülen taslak üzerinde
olabilecek tartışmaları önleyerek, kamuoyunu meş-
gul ederek taslağın diğer hükümlerinı gözden kaçır-
mak amacıyla mı bu yola başvurulmuştur
BİTTİ
sorunsuz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Türk
Lirası'na (YTL) bilişim sisteminin dönüşümü
başanyla tamamlanırken; halkın 1 Ocak
2005'in ilk saatlerinde bankamatiklere
yöneleceğine ilişkin kaygılar da yersiz çıktı.
Hafta sonunda bankamatiklerden çekilen para
tutarının beklentilerin çok gerisinde kaldığı
öğrenildi. Merkez Bankasi yetkililerinden
edinilen bilgiye göre bilişim sistemlerinin
YTL'ye dönüşümü başanyla tamamlandı. Şu
ana kadar YTL'ye dönüşüm açısından
herhangi bir sıkıntı yaşanmadığına
dikkat çeken yetkililer, bundan sonra
halkı bilgilcndirmeye dönük YTL
tanıtım kampanyasının süreceğine
dikkat çekti. Buna göre şubat ayı
sonuna kadar YTL'nin kullanımına
dönük olarak konferans, panel ve programlar
yapılacak. Kampanyanın şubat ayı sonrasına
uzatılıp uzatılmayacağına ise halkın
davranışlarına göre karar verilecek. Buna göre
özellikle kırsal kesimde sıkıntılar yaşandığı
fark edilirse kampanyanın bir süre daha
u/atüması gündeme gelecek. Yetkililer,
"Korkulan obnadı, bankamatiklerden çekilen
para tutarı sınırlı kaldı. En zor bölüm atlatıldı.
Bundan sonrası, halkın parayı kullanmayı
öğrenmesi üzerine kurulu olacak" dedi.
'YTL'YE GEÇt$ BAŞARILI'
Borsada
işlem tamam
STANBUL (AA) - Yeni Türk Lirası'na geçişten
sonra ilk ışlem günü olması nedeniyle dün
gözlenn çevrildiği tstanbul Menkul Kıymetler
Borsası'nda Yeni Türk Lirası'na geçiş sorun-
suz gerçekleşti. Türkiye Sermaye Piyasası
Aracı Kuruluşları Bırliği (TSPAKB) Başkanı
Müslüm Demirbilek, YTL'ye geçiş ko-
i nusunda borsanın yaptığı hazırlıkla-
rın başanyla tamamlandığını söyle-
di. Yeni döneme hazırhk için testler
yapıldığını anımsatan Demirbilek,
"Yılbaşı sabahını bile aracı kuruluşlar
bu çalışmalarla geçirdi. Bu (dün) sabah bakıku-
ğında borsa sorunsuz açıldı. Her şey normal gö-
züküyor" dedi.Yeni fiyatlara alışılmaya çalışıl-
dığını ıfade eden Demirbilek, "Endekslerimiz
yine aynı rakamlarla tenısil ediüyor. Sadece
Hvatlar kuruşlu gözüküyor. Onun dışında çok
yenüik yok. Borsada sorunsuz şekilde YTL'ye
geçiş yapıldı" diye konuştu.
TEKNİK SERVtSLER YOÖUN
Yazarkasalarda
V sıkıntısı
A
DANA (AA) - Yeni yılda kullanılmaya
başlayan YTL, ilk işgününde yazarkasa teknik
servıslerınde yoğunluk yaşanmasına neden
oldu. Kasalarını YTL'ye ayarlamakta zorluk
çeken esnaf, ilk müşterılerın gelmesinin
ardından teknik servısleri aramaya başladı.
Profilo Elektronik Servıs Adana Bölge
Müdürü Şenol Yenilmez, kasaların
YTL'ye uyumlu olduğunu, ancak bu
kapsamda hızmet verebılmesi için
gereklı bırkaç ışlemın sırasıyla
yapılması gerektığıni söyledi.
YTL'lı ilk işgününde benzer bir yoğunluk
yaşanabileceğını tahmin ettiklerini ve tüm
personelı bu yönde hazırladıklarını kaydeden
Yenilmez, "Sabahın erken saatlerinden
itibaren telefonlarımız hiç susmadı.
Müşterilerimiz ayaılamalan yapmakta bazı
güçlükler yaşıyorlar. Ayrıca el ahşkanhğından
yaşanan zorluklar da var" dedi.
SİSTEMLERİN UYUMU TAMAM
Visa 150 ülkede
ayarlamayaptı
' STANBUL (AA) - Vısa Türkiye Genel Müdürü
Berna Ülman, 150 ülkedeki Visa sistemlerinin
de Yeni Türk Lirası ile uyumlu hale
getirildiğini bildirdi. Ülman, YTL'ye geçiş
sürecinde herhangi bir sorunla
karşılaşmadıklarını belırterek, "Zaten Vısa
olarak geçen 10 yıl içerisinde sistemde 16 yeni
para birimine geçişj başanyla gerçekleştirmiş
bir fırmayız. Dolayısıyla YTL'ye
geçişte de olumlıı bir deneyim
yaşadık" dedi. Ülman, Visa'nın
yurtdışındaki sistemlerinin de
YTL ile uyumlu hale getirildiğini
kaydederek, "Türkiye'de 25 üye bankanuz, 28
milyon Visa kartı, 800 bin kabul noktası var.
Bıınlann yanı sıra Visa'nın yaptığı sisteııı
değişikliği yaklaşık 150 ülkede Türk kart
kullanıcısının kartını aynı gönül rahatlığı ile
kullanabilmesine yönelik bir çalışmaydı. Visa
sistemleri YTL ile uyumlu hale getirildi" dedi.
1754