18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2005 SALI INCELEME Ilginç bir ülke olan İsrail Ortadoğu'da, Türkiye'den sonraki ikinci demokrasi olduğu izlenimi veriyor Dm ve ırkçıhkiçiçeLEYLA TAVŞANOĞLl) TEL AVİV/KUDÜS - İsrail ilginç bir ülke. Onunla ilgili laboratuvar ça- lışması yapılabilir. Bir yandan Orta- doğu'da, Türkiye'den sonraki ikinci demokrasi olduğu izlenimi veriyor, öte yandan, Arap dünyası ortasmda tam anlamıyla bir ada olarak kaldığı ve öz savunmaya ağırlık verdiği için de mi- litarist olduğu... Bir yandan laik gibi görünürken temel aldığı Siyonizm hem dini hem ırkçılığı iç içe geçirdi- ği için de esasta hem milliyetçi hem de dine dayalı. Burada bulunduğum yaklaşık bir hafta içindc çok farklı kesimlerden insanlarla konuşuyorum. Bakın ne il- ginç bilgiler öğreniyorum: "İsrail toplumunun bir sorıınu din- cilerle laikler arasındaki çauşma. Top- lunıuıı yiizde 25'i dinci. Bunlann da yüzde 75'i aşırı dinci Yiizde 401ık bir grup ise ılınılı dindar. Geri kalan tam anlamıyla laik." u Biz normal bir halk olmak istiyor- duk. Anıa Siyonizm bize bunu verdL Yahudilerin büyük düşü bir gün ken- di topraklarına dönnıckti. Siyonizm bir anlamda bunu sağladV Söz İsrail Devleti'nin 1948'deki ku- ruluşuna geliyor: "Golda Meir, David Ben Gurion gi- bi liderlcr tamamıyla laik bir İsrail kurdular. Ama zaman içindc bu laik- lik kendi içinde çelişkiye düştü. Şimdi İsnıil, dini unsurları ağır basaıı bir ül- ke. Sorun İsrail'in Yahııdi bir devlet mi, yoksa demokrasi mi olduğu... Devle- tin ilanında 'Yahııdi devlet' tanımla- ması yapılıyor." Anlaşılan, küresel dünya lsrail'i de ılımlı-ılımsız dincilik kıskacına almış bile.... lrlanda kökenli Haham David Ro- sen'le birlikteyiz. tngilizceyi kusursuz bir lııgiliz aksanıyla konuşuyor. lr- landa ağzmdan kurtulmak için epey- ce çahşmış. Israil'deki din meselesi- ni şöyle açıklıyor: " Yahudilikte Ortodoksluk (aşın tu- tucıüuk), reformistlik ve modernlik eğilimleri var. Modernci geleneklerin elverdiği sürece modern. Ortodoks Ya- hudi, çağın gerekleri olan son tekno- loji ürünü aygıtlann hiçbirini kullan- maz. Retörmcu,dinine bağlıhğının ya- nı sıra çağdaş dünyanın bütiin ninıet- lerinden yararlanır. Muhafazakârlar ise hahamlığın bir orta yolunu bııl- muşlardır. Orneğin Şabbat'ta otomo- bil kullanmazlar. Ama sinagoğa gider- ken, zorunlu olduğu gerekçesiyle oto- mobile binerler." İSRAİL DE EVLİLİK Haham Rosen, Siyonizmin ideolo- jisini "laik bir uhıs-devlet" olarak ta- nımlıyor ve diyor ki: "Aşın dindler, bugüıı ycnflikçilerin, yani retbrmistlerin yardımı olmadan hiçbir yere vanlamayacağının bilinci- nevardılar. Zaten İsrairde kendini ta- nınılama ve tarifkonusunda çok çeşit- • tsrail, Ortadoğu'da bir yandan laik gibi görünürken diğer yandan temel aldığı Siyonizm, hem dini hem de ırkçılığı iç içe geçirdiği için de esasta hem milliyetçi hem de dine dayalı. Yaşanan tüm gerilimlere rağmen Türkiye, îsrail'de bölgedeki en önemli li görüşler bulunuyor. Bakın,bentipikOrtodoks haham de- ğilim. Çünkü BatTdan geliyorum. Be- nim gibi pek çok aydınlanmış haham var. Ama medyada hep aşırı dinci ha- hamlar yer ahyor. Dikkatçeken ilginç bir nokta da da- ha eğitimli insanlarm daha laik, daha az eğitinılilerin de daha dinci oldukla- müttefik olarak görülüyor. "İsrail'de hiçbir şekilde medeni ni- kâh kıyılnıaz. O nedenle binlerce Ya- hudi her yıl medeni nikâh kıydırmak için Kıbns'a gider. Çünkü en yakın yer orasıdır. Dini nikâhı zorunlu kılan yasayı ne hahambaşıhk nede hükümet değiştirmeye yanaşıyor. Ben bu dini nikâh zorunluluğuna karşıyım. lnsan- lara zorla bir şey yapuramazsmız. O bundan çok yakımyor. Hahambk aku- lıysa medeni nikâhı serbest bıraktınr. Ama ısrar ederlerse kendileri kaybe- der." Dönüyorum iç siyasete... Çeşitli in- sanlarla konuşuyorum. Içlerinde lsra- illisı de var, Filistinlisi de... Arafat'tan sonra Filistin bölgesinde ne olacak? Besbellı ki 9 Ocak'ta yapılacak Filis- Musevilik ve Hıristi\anlıgın yeşerdiği bu topraklarda Islamiyet ve onun yaramğı eserlerin i/leri de tıala yaşıyor. Dinlerin beşiği bu topraklar bugün de şeriatla yönctilen bir ülkenin egemenliğinde. Ağlama Duvan İngiliz uydurması Bu ülke nasıl da dinin etkisi altında, görüyorsunuz. Acaba tarihten kalan bir miras mı? Çünkü bu topraklarda esas olarak iki dinin yeşerdiğini biliyoruz. Biri Musevilik ya da Yahudilik.. öbürü de Hıristiyanlık. İsrail insanının onlarca yıldır aldığı zahmetli ve acılı yol, bana Hazreti Isa'nın Kudüs'te Roma Imparatorluğu Genel Valisi Pontius Pilate'nin emriyle çannıha gerilmeden önce çıplak ayak yaptığı 14 duraklı uzun yürüyüşü anımsatıyor. Pontius Pilate'nin ise ölüm emrini verdikten bir süre sonra intihar ettiği kımi belgelerde yer alıyor. Bu bölge gerçekten ilginç. Tarihten bugüne kadar bakıldığında dışardan müdahale eden acımasız güçlere aynı acımasızhkla mı davranıyor ne? Kudüs'ün Hıristiyan Mahallesi'ndeki Via Dolorosa'da (Istırap Yolu) yürürken Isa'nın ölümünden hemen önce tüm yakınlarıyla vedalaşmak için aynı taşların üzerine bastığını düşünüyorum. Sonra da çarmıha gerildiği ve gömüldüğü nokta... Yani Golgotha (Kuru Kafa) Tepesi. Hıristiyanhkla birlikte tam buraya çok büyük bir kilise yapılmış. Kimi mezhebe göre Kutsal Mezar Kilisesi (The Church of the Holy Sepulchre), kimi mezhebe göre de Kutsal Diriliş Kilisesi Hıristiyanlığın bütün mezheplerine açık. Bu kilisede üç ana Hıristiyan mezhebi, yani Katoliklik, Ortodoksluk, Gregoryenlik ve onlara bağlı tarikatlar ayinlerini sırayla yapıyorlar. lçerde ayin sırası yüzünden arada bir tartışmalar yaşanmıyor değil. Kilisenin duvarlannda Isa'nın çarmıha gerilmeden önce yaptığı ziyaretler, yediği son yemek, sonra da çarmıha gerilişi tasvirleri... Beni ilgilendiren bir başka mekân da Mescid-i Aksa'nın tam arkasına düşen Ağlama Duvan oluyor. Neden Ağlama Duvan? Bu sorumun yanıtını rehberimiz Şmulik'ten hemen ahyorum: "Aslında burası ağlama duvan fılan değil. tngiliz kuvvetleri burayı işgal ettiklerinde bir de baknuşlar ki Kudüs halkı bu duvann önüne toplanmış dua ediyor. İnsanlar korkulanndan dine sığınmışlar, ilahi koruma bekliyorlar. tngilizler ise onlann, yüzleri duvara dönük ağladıklannı sandıklan için buraya Ağlama Duvan (The VVailing Wall) adını vermişler." Eh, bu kadar dini endoktrinasyon yeter galiba... n... Dolayısıyla da medya doğal olarak ağırlıkla laikler tarafindan yönetili- yor." Haham David Rosen ülkede mede- ni nikâh kıyılıp kıyılmadığı sorusunu şöyle yanıtlıyor: nedenle evlilik ve boşanma dinin teke- linde olmamahdır." Peki, başka dinden olanlar ne yapı- yor? "Oda ilginç. İsrail'de başka din- den olanlara özgürlük var, ama Yahu- dilere yok. ABD'deki Yahudiler de tin seçimlerinin sonuçlannı merakla değil, ama sabırsızlıkla bekliyorlar. Çünkü Arafat'ın yerine seçilecek li- der şimdiden hemen hemen belli: Abu Mazen, ya da gerçek adıyla Mahmut Abbas. "Ya Manvan Barguti?"soru- su ise şöyle yanıtlanıyor: "Ashnda yobu/Juklara hemen hemen hiç bulaşmamış, en temiz lider adayı o gözükse de uzun süreli hapis cezası var. Seçilse de hapisten nasıl çıkacak? Yok, yok, Abu Mazen en doğru seçim olur." 6 MİLYAR POLAR KAYIP Anlaşılan Abu Mazen ismi üzerin- de, yazısız, bir çeşit konsensüse va- nlmış, bile... Bir de burada çok yay- gın oİarak konuşulan 9 Ocak seçim- lerinden sonra Filistin halkının duru- munun mutlaka iyileştirihnesi gereği. Ama bu nasıl yapılacak? Son 10 yıl içinde çeşitli uluslar uluslararası yar- dım örgütlerinden Filistin halkına 10 milyar dolara yakın para akmış. Ama bunun 6 milyan buhar olup uçmuş. Ya da uçmamış. Duruyor da, birilerinin kullanımında... Yine burada 6 milyar dolann adre- si olarak Pans'te yaşayan, Arafat'ın eşi SühaArafatgösteriliyor. Paranın fark- lı banka hesaplannda durduğu da söy- lentilerarasında... ÇÖZÜM : PAYLAŞMAK Peki, Israil-Filistin sorununa nasıl çözüm bulunur? Ya da bulunamaz mı? Gazeteci Yossi Klein Halevi anlatıyor: "İsrail tarafi. çözümün, topraklan pay- laşmaktan geçtiğini, Filistin tarafi da İsrail'in meşru devlet olma hakkı bu- hınduğunu kesüüikle kabuletmiyor. Do- layısıyla şimdilik görünen, banş süre- cinin de işgalin de olanaksızolduğu. İs- rail'in yapması gereken, tek taraflı ola- rak işgal altındaki topraklardan çe- kilmek. Eski Başbakan tzak Rabin, Fi- listin'in devlet olma hakkı bulunduğu- nu kendi halkına söylcdiği için öldü- rüldü. Bakın, Filistinliler banş içinde yaşamayı kabul ederlerse o zaman İs- rail halkının çoğunluğu bir Filistin dev- letinin varuğını kabul edebilir." tsrail, güvenlik önlemi olarak Batı Şeria'da ünlü duvann, ya da doğruyu söylemek gerekirse elektronik aygıt- larla donanmış tel örgünün yapımını başlatmış. Buna Filistinliler "duvar", lsrailliler "telörgü" diyorlar. Bittiğin- de uzunluğu 650 km. olacak. Bunun sadece 6 km'si betonarme bir duvar. Geri kalanı da anlattığım gibi tel ör- gü. Bir taraftan öbürüne bu tel örgü- yü geçmek hemen hemen olanaksız. Çünkü güvenlik birimleri bir kişinin örgüye yaklaştığını elektronik verici- ler sayesinde anında haber alabiliyor- lar. Sonra da kıyamet kopuyor. Daha önce de Ürdün sınınndan ge- çip Israillilere saldınlar düzenleyen- lere karşı da benzer, ama çifl katlı bir tel örgü yapılmış. Bunun sonucunda da Ürdün sınınndan sızan terör hare- ketlerınin önleri kesilmiş. Ama bu tel örgü, ya da duvar -neyin nesiyse- Îs- rail'de iki halk arasındaki sürtüşme- nin önünü alır, kalıcı bir çözüme yar- dımcı olur mu? İki halkı birbirinden ayınp yabancılaştınnak ne kadar doğ- ru olur? Bunu da zaman gösterecek... Israil'le Türkiye'nin 196O'lı yıllarda soğuyan ilişkileri, 1980 yılmda teröre karşı işbirliğiyle düzeldi ASALA'ya karşı MOSSAD desteği I srail'le Türkiye'nin, özellikle 1967 savaşı sı- rasmda soğuyan ilişkileri 1980'li yıllann ba- şında düzelme eğrisine girmiş. Nasıl mı? Burada konuştuğum savunma uzmanlan anla- tıyorlar: "Biliyorsunuz, Türkiye, 1970'li yıllann başından itibaren Ermeni terör örgütü ASA- LA'nın saldınlanndan çok çekti. ÇoksayıdaTürk diplomat ASALA'nın kurbanı oldu. Ama dikkat ederseniz Ermeni terör örgütünün gücü 1980'li yıllann başuıda azalmaya başladı ve sonunda da tükeııdi. Çünkü İsrail haberalma örgütü MOS- SAD devreye girmiş ve Ankara'ya ASALA'yla savaşunında büyük destek vermiştL" Not edilmeye değer, önemli bir bilgi... Bu uzmanlar tsrail ve Türkiye'nin terörden çok çeken iki ülke olduklanna işaret ederek di- yorlar ki: "îran'ın nükleer potansiyeli tsrail ve Türkiye'yi kaygılandınyor. Iran hâlâ radikal İs- lamı ihraç etmekte inat ediyor. Nükleer kapasite- siyle de bütün bölgenin ve belki de dünyanın is- tikrannı tehdit etme aşamasuıa geliyor. Iran böl- gedeki öbür üUkelere çok kötü örnek oluyor. Son yıllarda tsrailveTürkiye arasında deneyim, teknoloji, bilgi paylaşımı ve değiş tokuşu giderek arüyor. Askeri işbirüğinde de bu böyle." Bundan sonra daha neler neler öğreniyorum: Israilli ve Türk uzmanlar arasında yılda bir-iki kez stratejik işbirliği toplantılan yapılıyor. Bun- dan sonraki Ocak 2005'te düzenlenecek. Her yıl yeni işbirliği alanları bulunuyor. Bir de bir son- raki yılın planları yapılıyor. Aynca iki ordunun komutanlan arasında da te- maslar var. Bilgi ve fikir alışverişinde bulunuyor- lar. Bir de îsrail, Türkiye'nin Kürt sorunuyla il- gili kaygılarını çok önemsiyor ve dikkate alıyor. Aynca Türkiye'yle ilişkileri çok değerli. Çünkü Türkiye bölgede Arap olmayan tek ülke. tyi de zaman zaman iki ülke arasında ciddi an- laşmazlıklarçıkmıyormu? Örneğin, Filistin me- selesinde olduğu gibi... Savunma uzmanlan bu konuda diyorlar ki: "En yakın dostlar arasında da zaman zaman fî- kiraynhklan olmuyormu? Oluyor. O zaman bun- ları da doğal saymanıız gerekir." İSRAİL İN KUZEY IRAK'A İLCİSİ Peki, İsrail'in Kuzey Irak'taki Kürtlere destek olduğu bilgileri doğru mu? Buna da cevap hazır: "Kesinlikle böyle bir şey olmadı. Şimdi Irakbir değişim döneminde. Ama kuşkusuz Irak'uı top- rak bütünlüğü korunmalıdır." Bundan sonra Suriye'nin konumuna geliyo- ruz: "Suriye, Irak'taki ABD askerlerine yapüan saldınlan dolaylı olarak destekledL ABD de bu- na fena haldc içcrtiyor. Beşer Esat şu anda büyük baskı altında. Onun için de ağız değiştiriyor. Şimdilerde olumluya benzer mesajlar vermek- le birlikte bunda ne kadar sanıimi olduğunu bil- miyoruz. Öte yandan ABD, Irak'ta çok zor du- nınıda. Bush ise son yıllarda önce sonuna kadar diplonıasi kullanma, ancak bundan bir sonuç çık- mazsa askeri güce başvurmayı öğrendL Burada şu noktayısaptamakta da yararvar. Suriye'ye, he- le de İran'a bir askeri müdahale çok zordur. ABD böyle bir yola başvurursa özellikletran'da tam an- lamıyla batağa saplaııu" Bir de Türkiye'yle tsrail arasındaki ilişkilerde asıl önemli yeri tutan sektörün askeri değil, tica- ret ve yatınm olduğu gerçeği üzerinde duruluyor. Örneğin bu yıl ticaret tutan Türkiye'nin lehinde olmak üzere 1.8 milyar dolan bulmuş. Türkiye burada ağırlığı olan bir ülke. İsrail ka- muoyunda öbür ülkelere kıyasla çok etkili. Gö- rünen o ki tsrail de Türkiye için giderek önem ka- zanıyor. tsrail yılda 4 milyar dolarla AR-GE'ye kaynak ayıran birinci ülke durumunda. Aynca unutulmasın ki bu ülkenin dünyadaki finansman kuruluşlannı harekete geçirme ve pazarlama be- cerisi çok yüksek. Bu ülkenin ilginç özelliklerinin başında dün- ya Yahudiliğini toparlayıcı olması geliyor... Özel- likle de ABD'deki Yahudi örgütleri burada çok etkili. Bunlann önde gelen ikisi American Je- wish Committee (Amerikan Yahudi Komitesi) ve American Jevvish Congress (Amerikan Yahudi Kongresi). En eskisi de Amerikan Yahudi Komi- tesi (AJC). Bu örgüt 1906'da bir grup Yahudi işa- damı tarafindan kurulmuş. Amacı Çarlık Rusya- sı'nda yaşayan Yahudilerin haklannı savunmak- mış. Bugün çok çeşitli dini ve etnik gruplarla ilişkileri var. Aynca Kudüs, Brüksel, Berlin, Ce- nevre, Polonya, Rusya, Hindistan'da da tam kad- ro faaliyet gösteren bürolan bulunuyor. Bir başka not edilmesi gereken nokta da bu yıl Siyonizmin babası sayılan Theodore Herzl'in 100. ölüm yıldönümü nedeniyle dünya Yahudi- leri tarafindan anılıyor olması. Herzl, 1800'lü yıllann sonuna doğnı tngiliz hükümetiyle, Yahu- dilere bir vatan sağlanması konusunda temasa geçmiş, Kıbns'ı istemiş, ancak bu girişimi sonuç- suz kalmıştı. Bunun üzerine Sina Yanmadası, El Ariş ya da Uganda kendisine seçenek olarak gös- terilmiş, ama Herzl'in bunu gerçekleştirmeye ömrü yetmemişti. SALI ORHAN BURSALI Kelepçe Arkadaşım Birden şiddetli bir başağrısı ile birlikte bilgisayar ekranındaki yazılar gidip gelmeye başladı. Sol gö- zünde önemli bir görme kaybı yaşadı; "Sanki bir borunun içinden bakıyormuşum gibi, bir odağı görüyorum ama çevresiyok ortalıkta"... Tam 9 ay önceydi. Gittikleri ilk göz doktoru "Bir şeyin yok" diyecek ve bir göz damlası vererek evine gönde- recekti. Ancak ciddi bir muayene, beyin görüntü- leri sonucunda, derhal ertesi gün ameliyat "emri"\ Ayda diyor ki: "Ne olduğunu anlamaya, düşün- meye fırsat bile olmadı.. O akşam bir Çin yemeği yedik, biralan içtik, güldük, şakalaştık ve ertesi gün 7 saat sürecek ameliyata gittik; her şey çok iyi geçti, ama tümör kötü huyluydu ve insana ta- nıdığı yaşam süresi de çok belirliydi..." Hepimizin ortak kanaati odur ki, nezaketi bu ka- dar içinde taşıyan, neredeyse sıfır hırslı bir başka insan bulmak zor olabilir. Hele kolunda, Ingilte- re'de dok ve tersane işçileriyle dayanışmasından anı olan ejderha dövmesi ve Beşiktaşlılığından ge- len kartal dövmesi taşıyan, ama böylesine zarif bir insan bulmak mümkün değildir! Birçoğumuz, ilkdöv- meli insan olarak onu tanıdı. "Onu düşününce zarafet geliyor aklıma!" dedi Mine. Bu nedenle bir toplulukta söylenenin gerçeğini de dile getirmekten kaçınırdı, bir kimseyi utandır- maktan çekinirdi. Iktidar hırsı içinde olmak.. Kişisel çıkar ve istikbal peşinde koşmak... Hiç yanından geçmedi. Hayatında tek kişiyi yönetebileceği bir iş sahibi hiç olmadı. O ve bilgisayarı, siberuzaydan gelen çeviriler ve siberuzaya gönderilen çeviriler.. Eminiz ki, işveren- leri, onun nerede yaşadığını hiç bilmediler. Tekno- loji, bir özgürlüktü onun için ve birçoğumuz bilgi teknolojilerindeki en son yenilikleri hep onda gör- dük, ondan öğrendik.. Alabildiğine bohem biryaratık.. Cazdelisi, alter- natif müziğin sevgilisi... Tam bir underground adam. Serseri mi serseri sanki, ama bir beyefendinin ser- serisi veya beyefendi serseri.. Beş dolarla çok iyi bir hayat nasıl yaşanırın fel- sefesini kurmaya çalışan.. Fatmagül şöyle dedi: Tam birentelektüel emek- çi, dikili ağacı bile olmayan.. Fakat muzip mi muzip... Şakacı mı şakacı.. Ya- ramaz mı yaramaz bir çocuk... Onu tanımayan, ne muzipliğini ne de şakacılığı- nı algılayabilirdi. Bilirdim, çoğumuz arasında bir dizi ortak nokta vardır, fakat onda hepimizden ayrı özellikler vardı. Gülmeyen biryüzünü hiçanımsamıyorum. Nean- latırsagülerekanlatan bir adam.. Pekinanılırolma- sada, bu böyle.. Insanları yargılamaktansa, onların durumlarını ve düşüncelerini algılamaya çalışır ve onları olduğu gi- bi kabul ederdi.. * • • 1978'de Çin'e gönderildi. Pekin Radyosu Türk- çe bölümünde çalışmak üzere. Ceren orada doğ- du. 5 yıl sonra oradan pasaportsuz, Londra'ya uç- tu, İngiliz vatandaşı kızıylaberaber.. Ingiltere'deta- rih okumuştu. Sonra, Özal affıylaTürkiye'ye geldi. Annesine bakmak için.. ve burada kaldı. Babası özbek'ti. Taşkentli Sabir Bey.. 1900'le- rin başında Türkistan'dan Berlin'e kimya okuma- ya gitmişti. Rusya'da devrim olunca geri döneme- di ve Türkiye'ye geldi. Şekerfabrikalarında kimya mühendisi olarakçalıştı. "Kuruluş"a mühendis ola- rak katkıda bulundu... Taşkent soyadını Kazım Bey'e (Taşkent) kaptırınca, Türkistanlı soyadını al- dı. Baba tarafi Türkistanlıysa, anne tarafi da Midil- liliydi. "Kırlangıç" ailesinden... Böyle bir ailenin çocuğu olarak, Taşkent yemekleri, mantısı ve pi- lavını çok iyi yapar ve zeytinyağını da çok iyi kul- lanırdı. Amaannemin Karadenizyemeklerinin hay- ranıydı. "Pafuli halt etmişti..." Yüzünde hep güller açan dünya sevimlisinin öy- küsü, işte böyle bir ailenin çocuğu olarak başladı. Devrimciliğinden hiç pişman olmadı. "Bugün bu kişiliğimizi, yaşadığımız birikimlerimize borçluyuz" derdi. Ne kadar doğru! Ama eleştiri ve hatalar, ay- rıydı.. • • • Ahmet Tahir Türkistanlı!.. 1972'de Istanbul'dan Ankara'ya birbirimize bağ- lı gönderildiğimiz, Kelepçe Arkadaşım! Muzipliği ve şakacılığını, Yılbaşı'nda gösterebi- leceğine ilişkin yoğun bir şüphe vardı! Şu şüpheler doğru çıktı, yılbaşı gecesi bizimle ka- fayı buldu! Hayatı ve insanlan severek, kimseyi kırmamak gi- bi inanılmaz bir başarıyı da göstererek, aramızdan çekti gitti.. ... Yüzünde, kaynağını nereden aldığına birtür- lü akıl sır erdiremediğim, o unutamayacağım gü- lücükle birlikte... obursali(« cumhuriyet.com.tr. tsrail halkı, Filistin örgütlerinin eylemleri nedeniyle 24 saat güvenlik çcmberi altında yaşamlanm sürdürüyor. Belki de bu yüzden Arafat sonrası Filistin halkının yönetimine kinûn geleceği en çok onlan ilfjilendiriyor. Cumhuriyet kitap kulübü MERİÇ VELlDEDEOĞLU LAİKLİKTEN ŞERİATA MI? Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334) Cağaloğlu-tstanbul Tel:(0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle