18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2005 PERŞEMBE CHP KURULTAYI'NA DOGRU Kurultay sürecindeki CHP'de ortaya çıkan manzara pek çok yönüyle karamsarlık yaratıyor Ah genel başkan ah!..Prof. Dr. Tolga YARMAN/ Avukat Bozkurt NUHOĞLU CHP Istanbul Demokraük Gırişimi CHP'de olup bitenden büyük üzüntü duyuyoruz. lyi niyetli, olum- lu, pek çok gayret, buna bağlı yüz güldüren başarılar yer yer, çiçek çi- çek açmıyor değil... Örne- ğin, topraklanmız üzerin- den Irak'a müdahalede bu- lunulmasına karşı tavır alınması gibi. Ne güzel ki, açıyor... Ama son toplamda, karşımızdaki manzara, çok yönlü olarak, çok üzü- cü... Genel başkan, ilçe belediye başka- nı için; ft Atatürk'ünkoltuğuna,dizbo- yu şaibe ile aday olunmaz!.. Bu büyük servetieri, nereden eldeeltin?.. Ceraha- ti patlatacağız" diyor!.. Keşke ama, sormazlarmı: "Diz boyu şaibeli" olarak ilan ettiğin bu kişiyi; onun, CHP'den DSP'ye, ora- dan Yeni Türkiye Partisı'ne, ikbal ne tarafta görünüyorsa, "rüzgârgiilü" gı- bi dolandığını bir çırpıda unutmuş gö- ründüğün bir yana; siyasi esintiler, bel- li kı, bu kez bizim cenahı işaret ettıği için, tekrar CHP'ye dönmek istediğinde, törenle, methiyeyle, onur- landırarak, âlâ-i vâlâ ile ya- kasına rozet takıp bağrına basa basa, Atatiirk'ün partisinm bele- diye başkanlığı koltuğuna, daha dün ta- şıyan, en önce sen değil miydin?.. 0 "cerahat", o "servet" (sahiden öy- leyse), dünden bugüne mi birıkti?.. Etme!.. Her şey bir tarafa, oy tartısında kuş- kusuz çok başanlı ılçe belediye başka- nı, inanıhr gibi değil, ama işte genel baş- kanı ıçın diyor ki: "Asıl sen şaibelisin!.. Etrafinda at koşturaniar, partinin millervekillikle- rini, yerel yönetim görev mevkilerini göz göre göre satıyorlar. Benimle uğra- şacağına. onlar hakkında soruşturma açsana!.." Koca İsınet Paşa'nın, tarihi sözüne yapışmayı, yavuz bir biçemle, ihmal et- meyerek devam ediyor: "Seni, ben bile kurtaramam!" Sormazlar mı: "Şimdi sııçladığın genel başkanla; iki farklı siyasi parti kapısını aşındınp, bu seferki ikbal durağı CHP'ye, bura- dan ilçe belediye başkan adayı olmak üzere, tekrar dönmek istediğinde, şu- nun şurası daha dün, sarmaş dolaş ol- madın mı?.. Keza, şimdi alenen sııçla- dığınparti yöneticileriilebehemahal kol kola girip son tstanbul İi Kongresi'nde hukuksavaşı, parti içi demokrasi sava- şı, tez savaşı veren, pırıl pınl, iş yaşam- lanııda emeklilik evresindeki parti kı- demlilerine, o genel başkanın önünde, 'has bir fedai' olduğunun baş bir işa- reti olarak sille tokat girişme mahare- tini göstermedin mi!.." Bitmedi... "Milletvekilliklerinin, bele- diye başkanlıklannın, beledi- ye meclis üycliklerinin sadl- dığını bildiğine göre, anlatsa- na bir lütfen, son yerel seçimlerden ön- cebelediyebaşkanhğına aday <ılınavı na- sıl başardın?.. Sen adaygösterilirken her şey yolundaydı da, daha yeni olarak mı şirazesinden çıkıverdi?... Öyle değilse, çirkinlikleri bile bile, bunca zaman ni- ye sustun?.." Yeniden yapdanma için bir şans Türkiye'nin en eski ve köklü partisi hangisidir dendiğinde bu ülkede yaşayan herkesin vereceğı cevap, hangi görüşte olursa olsun yüzde yüz CHP'dir. Ancak içinde en çok kavganın olduğu, bitmez tükenmez iktidar mücadelelerinin yaşandığı ve bu haliyle partili olsun olmasın, herkesı bezdiren parti hangisidir dendiğinde cevap maalesef yine CHP'dir. Oysa 9.9.1923'te Atatürk'ün önderliğinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin devamı olarak büyük umutlarla kurulmuştu. Parti tüzüğünün 2. maddesınde CHP, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik ilkelerine bağlı ve evrensel sosyal demokrasinin, özgürlük, eşitlik, dayanışma, banş, emeğin yüceliği, hukukun üstünlüğü, dengeli kalkınma, refah, doğanın ve çevrenin korunması, çoğulcu ve katılımcı, demokrasi değerlerine ve insan haklanna dayanan, gücünü halktan alan, çağdaş, demokratik sol bir siyasal kuruluş olarak tanımlanmaktadır. Ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü, ulusal birliği, ekonomik ve siyasal bağımsızlığı, yurtta ve dünyada banşı koruyup güçlendirmek, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin yerleşip kökleşmesine katkıda bulunmak gibi ılkeleri kendine amaç edinen CHP, toplumsal ve siyasal yaşamda erdemli olmak, erdemliliği savunmak, korumak ve gerçekleştirmenin, CHP'li olmanın önkoşulu oldugunu benimsemesine benimsemiştir ama gelin görün ki partinin mutlak hâkimi gibi davranan bazı yöneticileri ile genel başkanı, parti tüzüğünün bu ilkelerinı unutmuş gözükmektedir. Bugün Türkiye önemli bir dönemden geçmektedir. Gerek AB'ye girme konusunda, gerekse Avrupa'nm bu girişin karşılığı olarak bizden istediği Türk Devleti'ni parçalamaya dönük politikalanna nasıl cevap verilecektir. Güneydoğu ve Kürt meselesi ne olacaktır? GAP'ta yapılan toprak satışlarının gayesi nedir? Ege Denizi'nde Yunan istekleri karşısında Türk denizciliğınin boğulması söz konusudur. Bu konuda ne yapılacaktır? Avrupa Parlamentosu'nda devamlı dillendirilen Ermeni soykınmı iddiasına ve bunun sonucu oluşacak taleplere karşı nasıl bir tavır ortaya konacaktır? İktidar dış politikada içeride elini rahatlatacak bazı kartlar elde etmek uğruna aceleci davranmakta, daha sonra, attığı imzalann ülkeyi nereye götüreceğini anlayınca diplomasi tarihinde görülmemiş yöntemlere başvurmaktadır. Bunun son örneği 17 Aralık'ta imzalanan anlaşmaya karşı, nota verilmesidir. Ülkemlz deney alanı haline getlrlldl Son yıllarda ülkemiz toplum mühendisliği denilen bir bilimin sosyolojik deney alam haline getirilmiştir. Kamuoyunda son dönemde oldukça sık bahsedilen "Dımlı tslam" söylemi deneyden başka bir şey değildir. Kendi bağnndan çıkmış ve hizmet aşkıyla görev talep eden hiç kimseye kayıtsız kalmamış olan halkımızın iradesine parti içerisinde sağduyu ile yaklaşılmasını temenni ediyor ve CHP'ye, kurultayda yeniden yapılanma şansını değerlendireceğıne olan inancımızda başanlar diliyoruz. Bitmedi... "İnsanlar dışarıda dağ gibi dalga- larla boğuşupgünlerinin üçteikisini, bir dilim ekmek, bir kâse çorba için, kırk- larında yok olmanın eşiğinde, koca- mak pahasına harcamak zorundalar- ken_. GeçeHnu. Birin dördünden emek- li, en yüksek memur maaşı, yoksulluk sınınnda gezinirken... Sen, ayıphr sorması, mitingleri- nin beheri için kaç para bo- zuyorsun?.. Nereden geliyor bu değirnıenin suyu?.. Ha- cıbektaşşenliklerineyüz oto- büs adam devşirip götürnıende oldu- ğu gibi (ayan beyan gazete sütunlann- da yazıldığuıa göre, herhalde doğru- dur) 'sponsorlardan' mı?.. Türkçe ' omuzverenler'.. demek oluyor omuz- verenler, sana yüz otobiis verdiklerine göre,sen onlara neveriyorsun?.. Miting- lere de' sponsorlar' onıuz veri- yorsa, biz onlara, daha daha ne vereceğiz?.." Bitmedi... "Burası; yüz milyon dolara, tabiibravo,odiyarsenin, bu di- yar benim, memleketi kanş ka- nş gezerek, her gittiği yerde, atraksiyon,varyete,albenilipop şarkıcılaruun programlanyla, garibanlantoplayıp sonra da bir kazan pilav, ekmek,salata, aşu- re, ne ise, yaak elbette, ne ki iş- te guruldayan karınları ucuz- dan doyurduktan sonra, önün- deki, son nıodeL, teknoloji lıa- rikası, küçük bilgisayar ekra- nındangeçilen, hin metnı',göz ucuyla hepsi hepsi yirmi daki- kada, müsamere öğrencisivari, tökezleyetökezleye, ancak oku- yabilse de, yüz milyon dolara yüzde yedi oy almayı beceren, ' Yeşılçamjönü tipindeki, iş bı- lenlenn' açüğı tezgâhuı, ağız- dan yel alsın,CHP şubesi mi!.." Âİem, sersem mı? Biz, kör müyüz?.. Kım kımı, Tann aş- kına kimden kurtarmalı aca- ba? lsmet Paşa olsa, ondan ya- kalannı hıçbır bıçimde kurta- ramayacak olanlar, kalkmış birbırlerine, "Seniben bilekur- taramam" blöfü çekiyorlar. Hadi canını, sızde!.. uyan ev CHP! Ban, senden tarih, "feleğini şaşırtacakbirhesap" sormadan, uyan ey CHP, uyan!.. Bir de şu koca koca çözüm- lemeciler, solun başarısızhğı- nı açıklamak üzere: Türkiye'de sol, sosyal ("top- lumcıT) demokrasi ("çağdaş uzlaşmaca") bitti diye, bizle- rin bile, yabancı sözcükler yu- mağına bulanmış karmaşıklı- ğına yetemedığımiz, anlaşıl- maz bir anlatımla, cıddı ciddi, gayet içtenlıkle açıklamalar, lütfetmiyorlar mı?.. Şaşırma- mak elde değil... Efendıler ne olur, partılerin ılçe merkezlerine, ılçe kongre- lerıne, olamıyorsa il merkezle- rine, il kongrelerıne gıdın... Delege seçımlerini görün... Ön seçimleri, delege pazar- lannı, milletvekılliğı, belediye başkanlığı, belediye meclis üyelığı borsalanna dalın, mem- leketımızden ınsan manzarala- nnabakın... Yozlaşma nasıl oluyor, izle- yin... Ondan sonra çözümle- yin, yargıya varın... Dalgalara bakarak deniz al- tındakı balık hareketleri hak- kında ahkâm kesmeye sıkış- mayın... SÜRECEK Küresel efendiler karar vermiş bir kere... KAYA ÇETİN Küresel efendilerimizin, Atatürk ilkelerini savunmada kararlı davranamayan bir CHP'ye bile dayancaları (tahammül) yoktur. Karar ver- mişler, CHP köklerinden koparılacak, ulusal duruşu yok edilecek, anamal partilerıne ben- zetilerek yedeğe alınacak. Böylelikle Lozan yır- tılacak, Sevr geri gelecek. Öyleyse iki yıl ön- ce DSP nasıl yıkıldıysa, CHP de çökertilme- li. Kurultayla bu iş bitirilir. Başkan adaylanndan birisi; hakkındaki yol- suzluk ve rüşvet utancasıyla (skandal) ilgili sav- ları yanıtsız bırakırken partisindeki yönetim boşluğunu oya çevirmek için ulaşabildiği her ara- cı kullanan ilkesiz ve donanımsrz bir kişi. Bir başkası, Atatürk'ün partisiyle doku uyuş- mazlığı bulunanu sosyalliberalsentez''ci IMF tem- silcisinin emanetçiliğine soyunmuş. Solculuğu- nu 30 yıl önceki türkülerinde bırakmış bu aday da, ara dönem'erde parlatılan bir tatlı su aydını. Başkan ise, partisiyle birlikte ülkesini de aç- maza soktuğunun ayırdına varamayacak kadar hırslannın tutsağı olmuş. Adayların kimlığine bakmca, yönetimdeki eksiklik konusunda baş- kaca kanıt aramaya gerek kalmıyor. Kuşku yok ki CHP'nin değerli delegeleri bütün bunlann farkındadır. Bu tüzük ve bu lann hep açık kalmasını sağlayacak kadar de- mokratik ve parti organlannca alınan karar- larm savsaklanmasına ızin vermeyecek ka- dar da yetkeli (otonter) olsun. Genel başkandan önce yeni bir program da gerekli. Öyle bir program ki; CHP'nin emekten küresel sermayeye kay- • CHP'ye genel başkandan önce yeni bir tüzük veprogram gerekli öyle bir program ki; CHP'nin emekten küresel sermayeye kaynak aktarımına karşı duruşu açıkça anlaşüabilsin, üretimi arttırmaya ve bb'lüşümdeki adaletsizliğigidermeyeyöneleceği belli olsun. program geçerliliğini koruduğu sürece, 29 Ocak'ta Sayın Baykal'ı onaylamakla, ya da yeni bir genel başkan seçmekle, hiçbir soru- nun aşılamayacağını en iyi onlar biliyor. CHP'ye, genel başkandan önce yeni bir tü- zük gerekli. Öyle bir tüzük ki; tabanın isten- cini en yukandaki organlara taşıyacak kanal- nak aktanmına karşı duruşu açıkça anlaşıla- bilsin, üretimi arttırmaya ve bölüşümdeki ada- letsizliği gidermeye yöneleceği belli olsun. AB'ye, ABD'ye, IMF'ye ve yerli işbirlıkçı- lerine karşı cunıhuriyetin 84 yıllık kazanım- larının korunacağı, inançlarımızı siyaset pa- zarına çıkararak toplumu yüzlerce yıl geriye götürmenin hesaplarını yapanlara izin veril- meyeceği etnık ve dinsel ayrımcılıkla ülkeyi bölmek isteyenlere fırsat tanınmayacağı ko- nusunda herkese güven versın. CHP'nin kök- lerinı çağımızın değerleriyle buluştursun. Bunlar sağlanabıldiği ölçüde CHP'nin ana- mal partilerinden farkı ortaya konulmuş ola- cak; bunlar başanlabilirse Türkiye'de siyaset, çıkar ilişkileri temelinden ülke sorunlanna çözüm üretme temeline taşmmış olacak. CHP delegelerinin bu kurultayda karar alır- ken yalnızca kendılermden değil; gelecek ku- şaklardan da sorumlu olduklannın bılmciyle davranacaklan umudıunuzu korumak istiyo- ruz. Çünkü ikinci bir fırsat olmayabilır. Unutnıa- yalım ki sorunlara çözüm üretme konumun- da bulundukları halde bugünkü gelişmelere gözlerini kapatanlar; olacaklardan en az ül- keyi kör karanlıklara sürüklemeye çalışanlar kadar sorıımludurlar. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Diinya, Doğa ve Biz Osman Bahadır Cumhuriyet Bilim Teknik ofisine girergirmez, "Orhan, dünyayı sosyalizm kurtaracak, doğa bizi zorunlu olarak sosyalizme götürecek" dedi. Yazdığım metinden başımı kaldırdım, ne demek istedığini sezinlemeye çalışırken, "Bu sabah bilim adamlannın ıklim konusunda açıklamasını duydun mu?" dedi. Ucundan anlaşıldı mesele! Osman, erken cumhuriyet bilim tarihi konusunda tek uzmandır ülkemizde. CBT'de bu konuda ilginç yazılan yayımlanıyor arada sırada; ayrıca bilim tarihi üzerine kitapçıkları vardır; çoğu konuda ortak görüşleri paylaşırız; beni siyasete itelemeye çalışır, "bilim-teknoloji temelinde siyasi örgütlenme"ye ben hobi olarak bakarken o ciddiye alır. Aramızdaki söyleşinin karışık özetini aktarıyorum: *•• -10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelinecek diyor bilimciler; iklim, dünya üzerindeki alışılmış yaşamı hem değiştirecek hem de çokzora sokacak. - Insanlığın yapabıleceği tek şey, sistem değişikliğine gitmektir. Doğayı yok etmeyen, onunla barış içinde ve uyumla yaşayan bir sistem. - Tabii bu sistem, hem doğayı, insanı ve insanlığı tahrip eden vahşi kapitalizmi ve neoliberalizmi reddetmek zorunda kalacak.. Ve insanı ölçeksiz bireysel tüketime zorlamayacak, doğaya zarar veren bütün kirletici ekonomik faaliyetleri sona erdirecek, örneğin ulaşımda toplu taşımayı dayatacak, daha adil bir gelir paylaşımını gündeme getirecek... - Böyle birsistemi de ancak sosyalizm kurabilir. Dolayısıyla sosyalizme geçecek dünya. Doğanın dayatmasıyla.. güçlü bir sosyal düzenle dünya yok olmaktan kurtulabilir. - Sosyalizm geçmışte denendi. Ama geçmişteki uygulamadünyayavetopluma pek uymadı. Şimdi, doğanın ve toplumun gerçek ıhtiyaçları temelinde, yeni koşullara uygun olarak bu düşünce yenilenmek zorunda... - Sosyalizm görüşü, teoride insan odaklıydı, insanın bütün yeteneklerini özgürce geliştirecek koşulları yaratacaktı, ama bireyi tamamen göz ardı etti.. "Sistem her şeydir, birey hiçbir şey"e vanldı.. Ve her şey çöktü. İnsanı, bireyi esas almayan, insanın her türlü yaratıcı gücünü dışa vurmasını ve buna göre de doğal kişisel yarar eldesini kabul etmeyen bir sistemin, insan için önemi ve uzun vadeliliği söz konusu olabilir mi? Sosyalizm insan gerçeği üzerinde yeniden biçimlendirilmek zorunda. - Sadece insan değil, artık insan kadar önemli bir başka gerçek de "Doğa". Doğa ve insan, belki de eşit olarak gözetilmeli... - Marksizm, sosyalizm, örneğin "Bilim"e de yeterince önem vermedi ve kuramın belkemiğine oturtmadı. Marx, esas kurtarıcı olarak işçi sınıfını gördü. Belki o günkü koşullarda gerçekten yükselen ve aktif ve değiştırici olarak işçi sınıfı görünüyordu! - Toplumda değiştirici gücün uzun vadeli bakıldıgında ne olduğunda yanılgı oluşmadı mı? örneğin işçi sınıfı kol gücüyle kalabalık olanı oluşturuyordu. Amatoplumları esas değiştiren ne? Entelektüel "sermaye" birinci derecede önemli değil mi? Ve bu bağlamda bilimsel faaliyetler? Bakıyoruz, toplumları esas değiştirenin, bilimsel etkinliklerin toplam büyük gücü oldugunu görmüyoruz muyuz? - Dünyayı yaşanır kılmak, yani sürdürülebilir bir yaşamı merkez alan yeni sistemler, insanlığın ortalama zekâsıyla kurulabilir mi? - Bugünkü kapıtalist-parlamentarist sistem, zorunlu olarak, orta zekâlı bir yönetimi işbaşına getiriyor. Yani dünya orta ve hatta düşük zekâlı tercihlerle yönetilmek zorunda kalmıyor. - Halbuki insanlık orta zekâ yönetimiyle yeryüzünde var olamaz artık. Burada var oluşunu sürdürebilmek için, insanlık, üstün zekâlı gibi davranmalı, üstün zekâsını karar ve uygulamalannda kullanmalıdır. Ancak üstün zekâsını yol gösterici olarak kabul ederse yok olmaktan kurtulabilir. Bu, hemen hemen küçüklü büyüklü bütün kurum ve kuruluşlar ve sistemler için de geçerli değil mi? • •• özetle, vardığımız sonuç: Doğa, insanlığı, zekâ potansiyelini en üst düzeyde kullanmayazorluyor. Akıllı yaratık olmanın anlamı da bu değil mi? Yoksa halimiz her bakımdan duman! Bizim başaramağımızı doğa başaracak, nasıl yapmamız ve yaşamamız gerektiği konusunda, yasalarını bize dikte ettirerek.. Ve insanoğlu, aklını üst düzeyde devreye sokmak zorunda kalacak. Bu, kendılığinde gerçekleşebilirmi?!.. obursalir« cumhuriyet.com.tr. ACI KAYIP Fazılet ve merhum Prof. Dr. Cengiz ULUÇAY'ın kızı, Şükriye ve merhum Fethı YÜREKLl'nın gelini, Koray ye Esın'ın sevgılı anneleri, Ferhan YÜREKLl'nın hayat arkadaşı, İTÜ Mımarlık Fakültesı öğretım üyelerinden, olağanüstü insan Prof. Dr. HÜLYA YÜREKLİyı kaybettik. 27 Ocak 2005 Perşembe günü saat 10.00'da İTÜ Taşkışla bınasında yapılacak törenin ardından Marmara Üniversıtesı llahiyat Fakültesi Vakfı Uygulama Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra Nakkaştepe Mezarlığı'nda defnedilecektir. AİLESİ Not: Çelenk göndermek yerıne Yedikule Hayvan Bannağı'na bağış yapılabilir. Muayene, Teşhis, Tedavi TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Internet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreterffj tkv.org.tr koordinatoricotkv.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle