Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK
DÜRÜ5I
TABÎATLI
tSTAlTBUL
EFENDİSİ
ABDİtLCANBAZ'
HARİKtTLADE
MACERALABI
22.EISIM
T.EKMILİ
BİRDEN
ZAVAI LILAfc., PİKJJ-FVİM BtMİÜ { \
ZAVAi-Ll LAİÎ.PıYE \
Onyedi'nin 4. sayısı
'Bilgi
vermeyi
ön planda
tuttuk'
tstanbul Haber Servisi - Ay lık ücret-
sizgençlikdcrgisi "Onyedi"nin4. sa-
yısı çıktı. Bir yıldır yayın hayatına de-
vam edcn derginin sahibi ve yaym yö-
netmeni Aslı Delikara, bu sayıya yaz-
dığı önsözde, Onyedi'nin medya pat-
ronlarının çıkardığı ya da milyon do-
larlık bir şirketin parçası değil, ba-
ğımsız bir yayın oldıığıınu söylcdi.
Delikara, "Misyonerlik yapmıyo-
ruz, herhangi bir tarikat- siyasi grup
için çalışmıyoruz, özel iiniversite, der-
sane, kot mağazası falan da açmayı
düşünmüyoruz. Bu dergi, gençliğe dö-
nük, laydalıve eğlenceli olmaya çalışan,
bilgi vermeyi ön planda tutan ücretsiz
ve bağınısız bir yayın. Ücretli olrnak
mecbur kalmadıkça gündeminde de-
ğil" dedi.
Gazetemiz karikatüristi Kanıil Ma-
saracı'nın çizgilcri ve müzik yazarı-
mız IVIurat Beşer'in yazıları ile katkı
sunduğu Onyedi'nin son sayısında,
Bakırköy Gençlik Mcclisi, ılk dijital
film festivali Resfest, Beyoğlu eski
TÜYAP alanındaki Hoşgörü Ayıları
konularında yazılar bulunuyor. Naim
Dilmener ve Murat Beşer'in müzık
değerlendirmelcri ve haberlerinin yer
aldığı dergide, gençlere yönelik kişi-
lik tcstleri, kitap ve film tanıtımları,
bilim ve teknoloji dünyasından yeni-
likler ve oyuncu Jess Mollıo röporta-
jı, genç kızlar için güzellik sırları oku-
yuculara sunuluyor.
Türk Eğltim-sen:
Eğitimin
durumu
sefalet
İstanbul Haber Servisi-Türkiye Eği-
tim, Öğrelinı vc Bılım Hizmetlcri Ko-
lu Kamu Çalışanları Sendikası ('I'ürk
Eğitim-Sen) İstanbul Bölge Başkanı
Yrd. Doç. Dr. HanefiBostan, "Milli Eği-
tim Bakanlığı'mn bütiin aksi iddiala-
rıııa karşılık, egitim ve öğretimimizin
durumu, bir sefalet" dedı.
Yazılı bir açıklama yaparak 2004 yı-
lında eğitim sistemini değerlendiren
Bostan, " Tehlikenin boyutlarının giz-
lenemeyecek kadar büyüdüğü birçuk
ilimi/de, Uköğrctimin beşinci sınıiinı
bitiı di«i halde, düzgiin bir okııına- v a/-
maya sahip olnıayan ve dört işlenıi bi-
le sağlaın bir şekilde yapamayan j>enç-
lerimizin sayıları hiç de islisnai sayıla-
nıayacak kadar fazla" dıye konuştu.
İÜ rektörlüğü seçimleri için 3. kez adaylığını koyan Prof. Dr. Mesut Parlak:
Hâlâ inancımı yitirmedim
ÖZLEM GÜVEMLÎ
İ
stanbul Üniversitesi'ndeki rek-
törlük seçimleri için 3. kez aday-
lığını koyan İstanbul Tıp Fakül-
tesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğre-
timfjyesi Prof. Dr. Mesut Parlak,
iiniversite için inancını hâlâ yitir-
mediğini belirterek "Biröncekise-
çimde, öğretim üyelerinin onuru
için, demokrasi için aday oldıım.
Ben adayobnasaydım Kemal Alem-
daroğlu'nun karşısına kimse çık-
mayacak, Alemdaroğlu yalnız ka-
lacaktı" dedi.
- Neden 3. kez adaylığınızı koydu-
nuz?
PARLAK- Eskı Rektör Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu, görevini ta-
mamlayamadan gitti. Yani süreç
daha bitmemişti. O yüzden 3. aday-
lığım olarak görmüyorum ben bu-
nu. Adayını, çiinkü üniversitenin en
uç noktasına kadar herkoşulunu bi-
liyorum. Hiçbir adaylığım döne-
minde bu kadar donanımlı olma-
mıştım.
İlgili insanlar oy
kullansın
- Tıp fakültelerinden toplam 4
aday var. Yıllardır tÜ'yii tıp fakül-
teli rektörleryönetti. Bu kadaraday,
li|) oylannı böler nıi?
PARLAK-Oy ağırlığı nedeniy-
le rektör tıp fakültelerinden çıkıyor.
Oyların yarısı tıptan gelir. Daha
önceki sistemdeki rotasyon daha
yararlıydı. Başka fakültelerden de
rektör çıkardı.
- Rektörün seçilme biçimini de-
mukratik buluyor musunuz? Araş-
Prof. Dr.
Mesut Parlak
1940yılında Malatya 'da
doğdu. İlk, orta ve lise
öğrenimini Malatya 'da
tamamladı. İstanbul Tıp
Fakültesi'ni 1966 yılın-
da bitirdikten sonra İÜ
İstanbul Tıp Fakültesi
Patalojik Anatomi Kür-
süsü 'nde göreve başla-
dı. 1968 yılında fakülte-
nin 4. cerrahi kliniğine
asistan olarak atandı.
1972 yılında uzman
olan Parlak, 1973 yılı-
nın sonuna kadar bu
görevine devam etti. As-
kerlik nedeniyle göre-
vinden ayrılan Parlak,
1975 yılında yeniden kliniğe döndii. 1979'da doçent, 1988'depro-
fesöroldu. 1982-1991 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Yöne-
tim Kurulu üyeliği, 1991-1996 arasında fakülte kurulu üyeliği gö-
revlerinde bulundu. Fakülte senatörü olarak İstanbul Tıp Fakülte-
si 'ni İÜ Senatosu 'nda teınsil etti. 1996-1998yılları arasında İstan-
bul Tıp Fakültesi Dekanlığı yaptı. Parlak 'ın çeşitli dergilerde ya-
yımlanmış 130 'un üzerinde makale ve bildirisi bulunuyor. Parlak,
Türk Tıp Derneği, Vlıısal Cerrahi Derneği, Meme Hastalıkları
Araştırma ve Tedavi Derneği, Onkolojik Cerrahi Derneği üyesi.
tırma görevlilerinin, uzmanlann,
hatta öğrencilcrin oy kullanabilme-
si önerilerini nasıl değerlendiriyor
sunuz?
PARLAK-Araştırma görevlile-
rinin, öğrencilenn oy kullanması po-
pülist bir yaklaşım. Bu tür yakla-
şımların gereği yok. Bana göre il-
gili insanların oy kullanması gere-
kir. Bu açıdan uzmanlara da oy
hakkı verilmcli.
- Rektör olursanız 1Ü için nasıl bir
yönetim tarzı benimseyecek siniz?
PARLAK - YÖK, rektörleri pa-
dişah yetkileriyle donattı. Ben, mer-
keziyetçilikten yana değilim. De-
kanlara ita yetkisi verilecek. Fa-
külteler, kendi kuralları ile kendı-
lerini yönetecek, rektör de denet-
leyici olacak. Bütün fakülteler araş-
tırma görevlilerini, uzmanlarını,
kadro atama ve yükseltmelerini
kendi içinde yapacak. Rektörlük,
"Bu fakülteye, bu profesor kadro-
sunu veriyorum" diyemeyecek es-
kiden olduğu gibi.
Atama kriterlerine de kendilerı
karar verecek. Merkezden, herhan-
gi bir kriter uygulaması yapılma-
yacak. Katılımcı bir yönetim anla-
yışı içinde olacağız. Siyasi iktidar
bile yerinden yönetimi savunuyor.
Merkezi bir yönetim fakülteler için-
deki yapılanmayı bozar.
Ben bir fakültenin akademik ya-
pılanmasını asla bozmamalıyım.
Çünkü kendileri bunu daha iyi de-
ğerlendirir. Fakültelerin iç işlerine
karışmayacağız. Rektör bu işlerle
uğraşırsa eğitimde kaliteyi arttırma-
nın olanaklarını bulmaİt için çalı-
şamaz. Rektör koordinatör olacak.
Katılımcı, şeffaf, üretken biranla-
yışa sahip olacağız.
Eğitim kalitesi
çok diiştiı
- İÜ'nün en belirgin sorunu ne-
dir?
PARLAK - İÜ, devletten aldığı
katkı payı açısından son sıralarda.
Türkiye genelinde kalite açısından
IÜ'den daha zcngin bir kadro yok.
Ama son döncmde çok fazla ken-
di içımizc kapandık.
Hğitim kalitesi düştü. Altyapı,
teknoloji, kütüphane olanakları çok
yetersiz. Eğitimde kalite kaybo-
lunca öğrenci de gelmek istemi-
yor. Bütün sorun yetki donanımı-
nı fakültelere vermemekten kay-
naklanıyor. Birileri geldi ve IÜ'yü
Kurtuluş Savaşı öncesindeki gün-
lerine geri götürdü.
Çeşitli meslek dallarından çok sayıda Türk, dünyanın birçok ülkesini ziyaret etti
Farldı kültürlerle tanışan Türkler
• Seyahat etmek, kimine
göre iş için çıkılan zorunlu bir
yolculuk, kimine göre de bir
yaşam biçimi... Işadamından
diş doktoruna, armatörden ev
hanımına kadar çeşitli meslek
dallanndan çok sayıda Türk,
bugüne dek dünyanın birçok
ülkesine ziyaretlerde bulundu.
Bu gezginlere yol gösteren ise
Gezginler Derneği...
SEDA AKDOĞAN/
SİBEL BAHÇETEPE
Gezginler Derneği, 1998 yılın-
da farklı yerler ve kültürler keşfet-
mek, gidilecek yerler hakkında gez-
ginlere önceden bilgiler vermek
amacıylaOrhan Kuraltarafından
kuruldu. Kural, bugüne kadar 187
ülkeye yaptığı seyahatlerle, dün-
yayı gezen Türkler arasında ilk sı-
rada yer alıyor. Gezginler Kulü-
bü'nde gezilere katılmak isteyen
kişilerin yüzde 90'ını bayanların
oluşturduğunu anlatan Kural, "Gez-
gin olarak giden kişi lüks oteller-
de, lokantalarda kalmamalı. Örne-
ğın Jlavvan'ye gidecek olan biri
700 dolar gibi bir parayla o ülkeyi
ve çevresini rahatlıkla gezebilir.
Dünya turunun karayolu olarak ter-
cih edilmesi daha ucuza mal olur-
ken yelkenle dünya turunda çok
daha fazla parayı gözden çıkart-
mak gerekiyor" dedi.
Dünya çapında seyahatleryapan
Türkler arasında Coşkun Aral, Ba-
rış Manço, İhsan Kalkavan, Ha-
RahmiKoç
kan Öğe, Rahmi Koç, Osman-Zu-
hal Atasoy, Sadun Boro gibi birçok
kişi bulunuyor. Dünyanın yüzde
99'unu gezen haberci Coşkun Aral
ise dünya turuna çıkan kişinin ge-
zisine başlamadan önce gideceği
Coşkun Aral Orhan Kural
yerler hakkında çeşitli kulüpler-
den, kitaplardan bilgiler alarak yo-
la çıkması gerektiğini belirtti.
Cerrah Prof. Dr. Tarık Minkari
ise, bugüne kadar 5 kıtayı gezdi-
ğini anlatarak ziyaret ettiğı ülkeler-
LEVİLİK TEMEL KURSLARI AÇILDI
'Alevilikte aynm yoktur'
tstanbul Haber Servisi - AB'ye
uyum sürecinde Alevilertarafından
yüksek sesle dile getüilen, din ders-
lerinde kendi inançlarının okutul-
ması talebi karşılanmazken Ale-
viler, kendi inançlarını kurslarla
karşılamaya çalışıyor.
Alevilik Temel Kursları ile yeni
nesil Alevilerin, inançlannı daha
iyi öğrenmeleri amaçlanırken Ale-
vı dedeliğinin soydan geçip geçme-
diği tartışma konusu oluyor. Araş-
tırmacı yazar Esat Korkmaz bu
kurslarla Alevilik-Bektaşilik öğ-
retilerini yönetenleri yetiştirmeyi
planladıklannı belirterek "Alevi-
likte cinsiyet ve soy ayrımı yoktur.
Dedeliğin soydan geçnıesi yaygm-
cin,ancakönemli olan,herkesin bu
bilgileıie güçlenmesidir" dedi.
Cern Vakfı Genel Müdürü Celal
Dinçer ise dedeliğin kursla öğre-
tilmeyeceğini, soydan geldiğini
vurgulayarak Aleviliğı, düzenle-
dikleri panel ve sohbet toplantıla-
rıyla anlattıklannı dile getirdi.
deki bilgileri kitap haline getirerek
insanların bilgilenmelerini sağladı-
ğını dile getirdi.
Gezgin Türkler
Dünya turuna katılan diğer Türk-
lerden bazıları ise şöyle:
SadunBoro: 1952 yılında "Ling"
adlı yelkeniyle, ilk defa bir Türk yel-
kencisi bir tngiliz ile birlikte dün-
yayı dolaştı. 1965 yılında ikinci
kez karısı Odo ile "KBmet" adlı tek-
nesiyle yola çıkan Boro, turunu
1968'de tamamladı.
Rahmi Koç: 16 Eylül 2004'te
içinde 6 mürettebat, 1 gazeteci, 1
doktorun yer aldığı, "Nazenin 4"
adını verdiği teknesiyle Kalamış
açıklarından yola çıktı. Gezisi sı-
rasında zaman zaman Türkiye'ye
gelecek olan Koç, 2 yıl dünyanın
çeşitli yerlerini teknesiyle geze-
cek. Koç, şu sıralarda Türkiye'de
bulunuyor.
llakan Öğe: 2 Mayıs 2004 tarı-
hınde 9.70 metrelik "Mardek" ad-
lı teknesiyle 2 yıllık dünya turuna
çıkan fotoğrafçı, dalgıç, yelkenci,
diş hekimı Öğe, gezi sırasında Ce-
belitarık Boğazf ndan Atlas Ok-
yanusu'na, Venezüella'ya, Pasifik
Okyanusu'na, Torres Boğazı ve
Kızıldeniz gibi birçok yeri gezme-
yi amaçlıyor.
CumhurGökova: 1970-1976 yıl-
ları arasında 20 yaşındayken lsviç-
re'den ltalyan denizci arkadaşıyla
dünya seyahatine çıktı.
ErkanGürsoy: 1991 yılında "Ba-
nş" adlı tekncleriyle Kanada'dan
yola çıkan Gürsoy, eşi Chris, çocuk-
ları Deniz ve Derin'le 1995'te tur-
larını bitirdiler.
GÖRÜŞ
ŞAHNAZ ÇAKIRALP
Turizmde Gerçekler!
Bugün yeni bir yılın ikinci günü. Bütün okurlarımın
yeni yıllarını kutluyorum, bütün biryılı mutluluk, ba-
şarı ve esenlik dolu günlerle geçirmelerini diliyorum.
Yeni yılın ikinci gününde bugüne uygun biryazıyaz-
mam elbette kı iyi olurdu. Ve bunun için o kadar da
çok malzeme vardı. Güney Asya'daki felaket ve in-
sanlık dramından başlayıp hayatın anlamsızlığına, ge-
ride bıraktığımız yılın değerlendirilmesi'ne hatta
AKP'Iİ kadın milletvekilimize, partinin ıl başkanı ta-
rafından reva görülen iftiralara ve davranış biçimle-
rine, parti liderliğince gösterilen duyarsızlığa kadar.
Ama bu yazımda özellikle Türkiye'de, başta Turizm
Bakanı olmak üzere birçok ilgilinin tozpembe gös-
termeye çalıştıkları veya öyle gördükleri turizmde ya-
şanan gerçekleri aktarmak istiyorum. Turizmle hiç-
bir ilgim yok, fırsat buldukça kısa süreler içinde yap-
tığım tatillerin dışında. Ancak çocukluğumun ve
gençliğimin yaz ayları hep Antalya ve Kemer'de geç-
tiği için beni buralarda herkes tanıyor ve "Curnhu-
riyef'te haftada bir kez yazdığımı da bildikleri için
sorunları devamlı bana aktarıyorlar. Çünkü genelde
medya, işin magazin yönü yoksa turızmi, sorunları
itibarıyla konu etmıyor. Bu kez, hem bu anlatılanlar
birikmişti ve hem de yerel bir gazetede yıllardır tu-
rizmin içinde olan önemli bir hotel genel müdürü, bu
sorunları çok açık ve net biçimde ortaya koymuş ki
ben de bunları bu köşeye almamazlık edemedim.
•••
Otelciliğe belboy olarak başlayıp tüm kademeleri
geçen, ABD'de de otelcilik ve turizm eğitimi alan, 17
yıl süreyle ABD'de de turizm ve otelcilik alanında ça-
lışıp Ohıo'da Sheraton Oteli Genel Müdürlüğü yapar-
ken Türkiye'ye dönen Izzet Sözeri şu anda Türkiz
Hotel Genel Müdürü. Sözeri, turizmimizde de yaptı-
ğı gözlemleri bilgi ve deneyimleri ile birleştiriyor ve gü-
neydeki turizmimizi gerçekleriyle ortaya koyuyor. Her
şeyden önce turizmde çok iddialı ülke olmamıza rağ-
men bir turizm master planımızın şimdiye kadar ol-
madığını söylüyor. Turizmde yatırımların da, tanıtım-
ların da, eğitim programlarının da plansız, gelişigü-
zel ve el yordamıyla oluştuğunu söylüyor. Leblebi çe-
kirdek gibi turizm belgesinin vehldiği, tahsislerin ya-
pıldığı, bunlar yetmezmiş gibi yeni turizm bölgeleri-
nin oluşturulduğunu söyleyen Sözeri, bunlar yapılır-
ken hiçbir zaman arz ve talep dengesinin gözetilme-
diğini, yüzde 5 talep arttığında arzın yüzde 20 arttı-
rıldığını iddia edıyor. Tabii arz ve talep böyle oluştu-
ğunda bugün gelinen noktada ve şu an Kemer yöre-
sindeki 5 yıldızh tesislerimizde yarım pansiyon konak-
lama 5.5-8 Euro arasında değişiyor. Bunu her şey da-
hil sistemine uyguladığınızda ortaya çıkan fiyat ise 15-
20 Euro. Şimdi haftalık 5 yıldızh tesislerde yarım pan-
siyon konaklama, uçak dahil kişi başı 99 dolar.
• • •
Tabii şimdi herkes bu fiyata bunlar nasıl olabiliyor
diye soracaktır Sözeri, bu her şey dahil sistemini ku-
ralları içinde çok iyi uygulayan ancak sayıları çok az
olan tesisleri bir yana koyarak bu mucizenin, kalite-
nin tamamıyla ortadan kaldırılarak, elektrik-su hırsız-
lığı yapılarak, çifte bordro sistemi uygulanarak, fatu-
rasız mal alımı suretiyle, hijyenik şartlarda asla kesil-
meyen ve kilosu 1-1.5 milyon lira olan domuz etin-
den başka etin otele sokulmamasıyla, kilosu 2 mil-
yon lira olan zeytinyağının kullanılmasıyla, mutfakla-
rın bir kısmının içki yapımı için laboratuvar haline ge-
tirilmesiyle, nisan ayına kadar inşaat amelesi olarak
çalışanlann bu aydan sonra üzerlerine beyaz göm-
lek giydirilerek servis elemanı olarak çalıştırılarak
sağlanabildiğini ama bununla da para kazanılmadı-
ğını, ancak maliyetlerin kurtarılabildiğini söylüyor.
• • •
120 bin yatağa, en modern ve lüks tesislere sa-
hip, doğa harikası Kemer'de turizmciler arasında bir
birlik de oluştumlmadığını söyleyen Sözeri, Kemer
için 2000 yılından bu yana tek kuruşluk tanıtım da
yapılamadığını belırtıyor. Başta yöreyi yönetenlerda-
hil tüm ilgılilerin umursamazlıkla bu durumu seyret-
tiklerini, tesis sahiplerinin de anlaşılmadık biçimde
basiretlerinin bağlandığını anlatan Sözeri, şimdiye ka-
dar hiçbir tesisin hiçbir şekilde denetlenmediğini id-
dia ediyor. Evet, AB ile müzakereler başladığında
bunların hepsi terk edilecek. Yaşam standardı yük-
seldikçe personel masraflarının artacağı, ayrıca yu-
karda anlatılanların hiçbırine izin verilmeyeceği için
tüm maliyetlerin artacağı ve bu fiyatlarla turizmde di-
ğer ülkelerle rekabet edileceği muhakkak. O zaman
ne nasıl olacak? Arz, talepten çok fazla olmaya de-
vam ederse, sonuç bu tesıslerimizın ıflas etmeleri ve
sonuçta yabancılara bu tesislerın çok ucuz fiyatlar-
la satılması gerçekleşecek. Evet, turizmin gerçekle-
ri bu. Aslında yazamadığım birçok sorun daha var.
Ama yerim yok. Bu işi AB'ye bırakmadan çözümle-
mek mümkün değil mi? Ne dersiniz Sayın Turizm Ba-
kanımız? Her ne kadar siz haftalık, uçak ve her şey
dahil 99 dolara geleni turist sayıp kafa hesabı 17 mil-
yona dahil edip övünebilirsıniz ama bu, gerçekleri
değiştirmeye ne yazık ki yetmez.
scakiralp'mynet.com
VEFAT
Merhum Sabır vc merhume llamıse rürkıstanirnın oğulları,
meıhume l alc Kuraycl'ın kaıdc^ı, Ceren Türkısianirnın
çok scvgılı babası vc Aıda lıen'ın kıymellı eşı
AHMET TAHİR
TÜRKİSTANLI
ül ül 2ÜÜ5 gunu velat ctıııı>tıı Mcıluımun cena/eü
02 01 2005 Pa/ar giiıııı (bugün) TeijVikıye C'amıı'ndc
kılınacak oğlc nama/ından sonra hdırnekapı 'jehıtlığı'ndekı
aik" kabrindc toprağa venlecektıı
AİLESİ
Ç clcnk goıuk'imek ıste\etüı'in\ luık Lgtiıın lakfı nu
{0212 21 ~" ^<V 15} hatfış \apnntsı ı uu ulıımu
TEŞEKKUR
TUNCAY AKDOCANin
aramızdan ayrılışından sonra bana hep destek
olan tüm dost ve arkadaşlarına içten teşekkürler.
Ablası Çiğdem Akdoğan
Not: Tuncayımız gidişınin 40. günü olan 3 Ocak 2005
Pazartesı günü (yarın) saat 13.00'te Karacaahmet
Cemevi'nde dostlanyla birlikte anılacaktır.