18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2005 PAZAR SAGLIK ABD'de dünyanın en iyi on doktoruna verilen Retina Oscar Ödülü'nü Prof. Dr. Murat Öncel aldı Lazerde yan etki yok Retina Oscarlı Prof. Dr. Murat Öncel, hiçbir umudu olmayan gözlere uygulanan vitrektomi ameliyatlarındaki başansıyla dikkat çekiyor. "Hasta gözündeki bozuklukların farkına varmaz, ne ağrı olur, ne de görme bozukluğu" diyen Öncel, şeker hastalarının dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Öncel, "Neyazıkki bu göz bozukluğu sinsi ilcrlcr, fark edilmez" diyor. Murat Öncel, Amerika'da doğdu. 12 yaşında geldiği Türkiye'den Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra ayrıldı. ABD'de çeşitli hastanelerde eğitim alan Öncel, 1989'daTürkiye'nin en prestijli Tıp ödüllerinden olan Ezcacıbaşı Tıp Teşvik Ödülü'ne, Amcrican Society of Retina Specialists (Vitreous Society) tarafından onur odülüne layık görüldü. ŞULE KÖKTÜRK Amerika'da, göz retinası dalında dünyanın en iyi 10 hekimine verilen "Retina Oskar Ödülü"nün sa- hibi Prof. Dr. Murat Öncel, "Gözler vücudumuzun aynasıdır"dedi. Öncel, birçok hastalığın yalnızca gözlere bakarak teşhis edilebileceğini söyledi. Ön- cel, değişik ilaçların vücuda toksik etki yapıp yap- madığının da gözlerden anlaşılabileceğini vurgula- dı. Yeditepe Üniversıtesi Tıp Fakültesi Göz Hastalık- lan Anabilim Dalı Başkanlığf nı yürüten Öncel, göz hastahklan ile ilgili sorulanmızı yanıtladı. - Türkiye, tıbbın birçok dalında olduğu gibi göz hastakklannda da dünya ile yanşmaya başladı. Göz hastalıkları tedavisindc bugünTürkiye'de gelinen nok- ta nedir? MURAT ÖNCEL - Gözün en zor ve en komplike ameliyatları Türkiye'de, yurtdışında olduğu kadar ba- şanlı bir şekilde yapılıyor. Hiçbir hastamızın göz ame- liyatı için kesinlikle yurtdışına gitmesine gerek yok. Bugün yurtdışından hastalar geîmeye başladı. Ingil- tere Sosyal Güvenlik Bakanı'nın, vitrektomi ameli- yatı, Gürcistan Ekonomi Bakanı 'nın göz ameliyatı Tür- kiye'de gerçekleştirdiğimiz ameliyatlardan bazılan. ElM KOMPLİKE AMELİYATLAR... - Vitrektomi ameliyatlan Türkiye'de sizinle birlikte yapılmaya başlandı. Nedir vitrektomi? ÖNCEL - Bunlar gözün en zor ve en komplike ameliyatlan. Ar- tık son devreye gelmiş hiç- bir umudu olmayan göz- lere uygulanan ameli- yatlar. Tüm insan vü- cudunda uygulanan en hassas ve en mik- ro cerrahi işlem, be- yin ameliyatların- dan dahi çok daha hassas ve ince çalı- şıyoruz. Bu ameliyat- larda en son teknoloji- yi kullanıyoruz. Bir hat- ta yarım milimetre çapında çok ınce aletlerden yararlanıyo- ruz. Daha önce dikişli olarak yapılan bu ameliyatlar aletlerin ince olması nedeniyle dikişsiz yapılmaya başlandı. -I langi durumlarda uygulanıyor? ÖNCEL - Vitrektomi ameliyatı, dünyada körlüğe en fazla neden olan şeker hastalığının gözde yaptığı yan hastahklann tedavisınde uygulanıyor. Gözlerinizi ihmal etmeyin - Şeker hastalan kendilerinde bu bozukluğun olup olmadığını nasıl anlayabiliıier? ÖNCEL- Ne yazık ki bu göz bozukluğu sinsi iler- ler, fark edilmez. 4 yıllık bir şeker hastasında gözün etkilenme oranı yüzdc 15 ıken, 15 yıllık şeker hasta- sında bu oran yüzde 90'dır. Erken tanı ve tedavi cid- di görme kaybını yüzde 60 oranında azaltır. VîTREKTOMİ UYGUIAMALARI - Başka hangi göz hastalıklarında vitrektomi uygu- lanıyor? ÖNCEL- Bu ameliyat ayrıca retina dekolmanında (Göz içi sinir tabakası olan retina tabakasının yırtıl- ması), göz içine kaçan yabancı cisimlerin çıkarılma- sında, çocukluk çağı kataraktlarında, erken doğuma bağlı yüksek oksijen verilen çocuklarda prematüre re~ tinopatisi denilen ameliyatlarda, değişik ameliyatlar sonrasında veya travma sonrası göz içinde oluşan il- tihaplann temizlenmesinde de yapılıyor. - Göz hastahklan uzmanlan çok sayıda sistemik hastalığın gözlerden teşhiş edildiğini söylüyor... ÖNCEL - "Gözler vücudumuzun aynasıdır'' GLOKOM TEHLİKESİ - Başlangıçta hiçbir belirti vermeyen glokom hastalığı genellikle 40yaşından sonra sinsi bir şekilde körlüğe neden olur. Hastalık ilerlediğinde kişi baktığı noktanın çevresini göremez. Hastalık ilerlediği zaman geri dönüşü yoktur, fakat çok basit sabah akşam damla tedavisiyle ilerlemeyi durdurabiliriz yani kör olmasını önleyebiliriz. Gözünüzü bebe şampuanı ile temizleyin - Gözde oluşan arpacıkların nedeni nedir? MURAT ÖNCEL - Arpacık denilen göz kapağındaki yağ bezeciklerinin iltihabı sonucu oluşan kızarıklık ve şişkinliklerin en basit tedavisi gözlerimizi temiz tutmaktır. Sabah akşam gözleri yakmayan bir bebe şampuanı ile gözleri hafif ovuşturarak yıkamak arpacığı önler. Gözlerimizi kirli mendil ve ellerimizle ovuşturmamalıyız. gerçekten çok yerinde söylenmiş bir sözdür. Hasta gö- zündeki bozuklukların farkına varmaz, ne ağrı olur ne de görme bozukluğu. Mesela göz dibi muayene- lerinde vücuttaki bütün hastalıkları pratik olarak an- layabilıyoruz. Bunların içerisinde en önemlileri diya- bet, hipertansiyon gibi sistemik hastalıklar. "BiLGİSAYAR YORGUNLUĞU' - Bilgisayarın göz üzerinde ne gibi olumsuz etkileri bujunuyor? ÖNCEL- Sürekli bilgisayar kullanan kişilerde son yıllarda gözyaşı kuruluğu daha sık görülmekte, çün- kü bilgisayar kullananlar devamlı bilgisayara baktık- lan için gözlerini kırpmayı unuturlar ve devamlı göz- yaşı buharlaştığı için gözde kuruluk, yanma ve bat- ma hissi uyanır. Aynı zamanda göz kaslan devamlı aynı noktaya baktığı için uyum yapan kaslar yorul- makta, kişilerde ağrı, bulanık görme, uyum güçlüğü ve ışık hassasiyeti oluşuyor. Biz buna "bilgisayar yor- gunluğu" diyoruz. Göz kuruluğu için hastalar gözle- rini kırpabilir ya da suni gözyaşı damlaları ile bu so- run çözülebılir. YÖNTEMİ ÇOK GELİŞTİ sozu TEDAVİ - Lazerle yapılan miyop, hipermetrop ve astigmat te- dayisinin herhangi bir yan etkisi var nıı? ÖNCEL- Eskiden bu ameliyatlar elle, elmas bıçak- la korneada çizikler atılarak yapılıyordu, ancak teda- Gece, kontakt lenslerle uyumayın - Kontakt lenslerle ilgili önerileriniz neler? MURAT ÖNCEL- Önemli olan kontakt lensi mutlaka bir göz doktorunun muayenesi sonucu almak. Çünkü her göze kontakt lens uygun olmayabilir. Bakımını çok dikkatli yapmalı, takarken ve çıkartırken eller yıkanmalı. Geceleri yatarken lensler çıkartılmalı, çünkü kornea dokusu damarsız olduğu için beslenmesi havadaki oksijenle olmaktadır. vide numaralar tam olarak tutturulamıyor, geceleri yan- sımalar oluyordu. Şimdi LAS1K. denilen eximer la- ser tedavisi ile -10 miyoplara, +6 numara hipermet- roplara ve +5 numara astigmatlara bu tedavi uygula- narak hastalann gözlüklere olan bağımlılığı yok edi- lebiliyor. Hipermetropu, yani yakını görememeyi ta- mamen tedavi etmek henüz mümkün değil. Tedavi da- kikalar içinde gerçekleştiriliyor. Herhangi bir ağn yok, damlayla göz uyuşturuluyor, lazerin yapıldığı gün, hasta evde dinleniyor, ertesi sabah bilgisayar başın- da çalışabiliyor. Ciddi herhangi bir yan etkisi yok. RETINANIN EN HASSAS BÖLGESİ - Makııla nedir? ÖNCEL- Makula, retinanin en hassas bölgesi olup merkezi görmemizi sağlar. Bu hastalıkta, hastalar hiç- bir zaman kör olmaz fakat merkezi bölgeyi göremez- ler, kitabın etrafını görür fakat ortasında siyah bir le- ke tarif eder yani okuyamaz. Hastalarda başlangıçta herhangi bir belirti olmayabilir, sadece göz muaye- nesinde tespıt edilebilir. - Nedenleri nelerdir? ÖNCEL - Sigara içmeyle çok bağlantılı bir hasta- lıktır. Hayatının son 15 yılında sigara içenlerde iki kat daha fazla görülmekte, yine kadınlarda, yüksek tansıyonda, kolesterol yüksekliğinde, kalıtımla ve güneş ışığına maruz kalanlarda daha sık olarak gö- rülebilmektedir. 2030da daha da artacak Kalbimizle başımız dertte Istanbul Haber Servisi - Türk Kalp Vakfı Başkanı Hayati Babaoğlu, Türkiye'de 2 milyonu aşkın kalp ve damar hastası bulunduğunu, bu rakama da her yıl 250 bin kişinin eklendiğini bildirdi. Babaoğlu yaptığı yazıh açıklamada, Dünya Sağlık Örgülü (WHO) ve Avrupa Kalp Birliği'ninbilimsel çalışmalarına göre, kalp ve damar hastalıklannın insan sağlığının en önemli sorunu olduğunu vurguladı. Insanlann ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklannın ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Babaoğlu, şunları kaydetti: "İnsanlığın yaşadığı tabii afet, savaş, terör, ekonotnik sıkıntılar, sigara ve sağlıksız beslenme, kalp ve damar hastalıklannı arttuıyor. WHO verilerine göre, gelişen teknoloji ve bilimsel çalışmalara rağmen kalp ve damar hastahklarma bağlı ölümler, 2030 yılına kııdar artarak dcvaııı cdecek." Nedeni belli, tedavisi mümkün ancak en tehlikeli 10 hastalık arasında Verem öldürmeyi sürdürüyor Batmanlı çobandan örnek davranış Batman'da ilk organ bağışını Hasankeyf ilçesinde "Çoban Ahmet" olarak tanınan, Ahmet Akdeniz yaptı. Batman Sağlık Müdürlüğü'ne gelerek organ bağışı formunu dolduran Akdeniz, organlarını bağışladı. llde ilk kez organ bağışında bulunan, bunun diğer kişilere de örnek olmasını temenni eden Akdeniz, bağışlanan organlarla birçok insana hayat verilebileceğini söyledi. Batman Sağlık Müdürü Hasan Demir ise Akdeniz'in yaptığı başvurunun organ bağışı konusunda Batman'da ilk olduğunu ,, belirterek bu davranışı nedeniyle Akdeniz'i kutladığım belirtti. (AA) Dünyada her gün 22 bin kişidc tüberküloz geliştiğini vc 9 bin hastanın veremden öldüğünü belirten uzmanlar, Türkiye'de 200 bin civarında verem hastası olduğunu söylüyor. TRABZON (AA) - Karadeniz Teknik Ünıversitesı (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberkiiloz Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Tüberküloz, nedeni belli, tedavisi mümkün, korunulabilir bir hastalık olmasına karşın, dünyada ölümlere neden olan ilk 10 hastalık arasındadır" dedi. Dünyada her gün 22 bin kişide tüberküloz geliştiğini ve 9 bin hastanın veremden öldüğünü ifade eden Özlü, "Bir yılda veremden ölenlerin sayısı 3 miiyonu bulmaktadır. Bu aşağı yukan her 10 saniyede bir kişinin söz konusu lıastalıktan ölmesi anlamına gelmektedir. Tüberküloz, nedeni belli, tedavisi mümkün, korunulabilir bir hastalık olmasına karşm dünyada ölümlere neden olan ilk 10 hastalık arasındadır" diye konuştu. Türkiye'nin, hastalığın orta sıklıkla rastlandığı coğrafyada yer aldığını kaydeden Özlü, Türkiye'de 200 bin civarında verem hastası olduğunu ve her yıl 30-40 bin yeni hastanın ortaya çıktığını ifade etti. Özlü, tüberküloz karşısında tıbbın "aciz" olmadığını dile getirerek hastalığın ölümcül etkilerini en aza indirmek için doktor kontrolünün şart olduğunu vurguladı. PAZAR ORHAN BURSALI Hasan Yazıcı ve Bilim Otoriter, son derece merkeziyetçi ve kişisel bir yönetimin, hukuklaçatışaraksonlanmasının ardından, Istanbul Üniversitesi cuma günü ye- ni rektörünü seçecek. Hasan Yazıcı, 8 aday- dan biri. Cumhuriyet'te yayımlanan söyleşide Yazıcı, önceki yönetimin tam tersi bir anlayışı yürürlü- ğe koyacağını söylüyor: Merkezi ve otoriter de- ğil, daha yerel ve demokratik... Şunu yapa- cağım, bunu yapacağım diye söz vermekten ka- çınıyor, üniversitenin sorunlarını öğreneceğim ve birlikte yapacağız, diyor. Bu pek alışılmış değil; üniversitenin üyeleri- ne böyle bir sorumluluk yüklemek oldukça ye- ni. Hele her şeyi seçilenden ve üstelik seçile- nin kendisi için de en iyisini yapmasını bekle- yen bir toplum ve topluluğun üyeleri olarak... Üniversite, sorumluluğun dağıtılması ve payla- şılmasına düşünsel olarak hazır mı? Hasan Yazıcı, üniversiteye bilimsel kimlik ka- zandırmaya öncelik veriyor. Böyle bir misyon belirlemesi, tanıdığım Hasan Yazıcı'ya uygun. Yoksa, salt genel vaatler ile genel bir rektör olmak istemenin, üniversiteye de kendisine de ne yararı ve katkısı olabilirdi? Hasan Yazıcı, bilimselliği ön plandatutan bir insan. Bu özelliğiyle Türkiye Bilimler Akade- misi kurucu üyesi oldu. Çevresinde ördüğü akademik çalışma ekibi ile birlikte soluk alıp veriyor. • •• Bilim ve bilimsellik: Üniversitenin asli işi.. Ikinci asli işi: Bilimsel bir öğretim ve öğreni- miyine en üst düzeyde sağlamak.. Üçüncüsü, topluma, çevresine ve ülkeye, üst düzey kalitede danışmanlık hizmetleri ver- mek... Bu anlamda, evrensel bir bilimsel otorite mer- kezi olabilmek ve bu özelliği ile toplumda tar- tışılmaz bir yer edinebilmek... Özetle, üniversitenin tek asli işi; bilimselliktir. Diğer her şey, bilim ve bilimsellikten ürer. Ama bilim, özellikle de kaliteli bilim, üniver- sitelerimizde temel eksikliktir. Bu eksiklik, bütün ülkeyi olumsuz etkiliyor. En başta ülke siyasetini. Bilimde evrensel bir otoriterlik eksikliği, • bilim-siyaset ilişkilerini, • siyasetin bilimle ilişkisini, • siyasetin ülke yönetiminde bilim gerçeğini, bilim aracını doğru kavramasını ve bilim politi- kaları geliştirip onları benimsemesini engelli- yor. ••* "Bilimin gelişmesi, öncelikle siyasetin bilime önem vermesiyle gerçekleşebilir" önermesi bence çok yanlış. Bilim zaten "kendisiiçin birkurum" olarak var. Yasaca bu görevi belirlenmiş, kurum olarak özerk, kural ve üyeler olarak yetişkin ve ba- ğımsız... O halde, "bilimsel otoriterliği" için, bütün ko- şullar verili durumda. Şüphesiz daha mükem- meli istenebilirve beklenebilir... Mantıksal çıkarım, üniversitenin bu verili ko- şullarda bilimselliğini kanıtlaması gerektiğidir. Ama nitelik olarak üretimde ve çıktılarda büyük sorunlar var. Burada temel sorun, üniversite üyesinin bi- limselliği isteyip istemediği. Çünkü alışılmış, gevşek, durumu idare eden, insan kişiliğini hiç mi hiç zorlamayan, arka plan- da ise salt mensubu olmanın ve akademisyen- liğin rantının, göreceli bir rahat yaşam için ge- rekli asgarileri belki defazlasıylasağlıyor olma- nın verili koşulları, daha çok bilimselliğe talebi düşürebilir. Oyle mi? Bence hayır, değil.. Çünkü daha çok bilimsel- liğin getirileri çok daha fazla olacaktır. Burada nesnel ve evrensel ölçütlere vurulacak bir bi- limselliğe geçişin yaratacağı zorluklar olabilir. Bu arada, üniversitelerimizde giderek bilimi daha çok yönetimin ve varlığın merkezine oturt- ma sürecinin önemle geliştiğini de görmek ge- rekir. Bu süreçte bugün gelinen nokta, Hasan Ya- zıcı'ya- belki de, başarılı olabilmenin de kapı- larını açıyor. Üst düzey bilim, ülkede politikayı da kaçınıl- maz olarak bilimselleştirmenin yolunu açabilir ve ülkeye her anlamda büyük katkı sağlar. Hasan Yazıcı, Istanbul Üniversitesi için, bu an- lamda önemli bir şans olabilir... obursalifa cumhuriyet.com.tr Gençlere kariyer desteği • GAZİANTEP (AA) - Gazıantep Üniversitesi (GAZÜ) öğretim üyelerince hazırlanan 3 bilimsel araştırma projesi, TÜBlTAK'ın "Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Programı" kapsanıında desteklenmeye değer bulundu. GAZÜ'den TÜBİTAK'a gönderilerek desteklenmesi kabul edilen projeler şöyle: Doç. Dr. Halil Rıdvan Öz'ün "Solunum Seslerinin Analizi ile Hastalık Tanısı ve Elektronik Oskültasyon Cihazı Tasarımı", Yrd. Doç. Dr. Vedat Mehmet Karslı'nın, "Elektromanyetik Yastıklı Prototıp Hızlı Tren Geliştirme Projesi" ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aytekin'in "Imalat Işletmelerinde Tedarikçi Performansının Satın Alma Davranışına Etkisi." İngilizler sigarayı bırakmak istiyor • LONDRA (AA) - Ingıltere'de her 10 sigara tiryakisinden 4'ünün yeni yılda sigarayı bırakmak istedıği bildırildı. 700 kişi arasmda yapılan anketin sonuçlanna göre, Ingiltere'de sigara kullananlann üçte biri geçen yıl da yeni yıla aynı kararla girip yıl içinde en az altı kez sigarayı bırakma girişiminde bulunduğu, ancak bunu başaramadığı açıklandı. Ankete katıianlar, sigarayı bırakmalan halinde tasarruf edecekleri binlerce sterlinle ne yapacakları sorusuna da büyük çoğunlukla "tatıle gitmek için kullanırdım" yanıtını verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle