19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2004 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Uzaklaşma Tiirleri NETUHAF, "Nazenın 4"un yolaçıkışıylahemen hemen ay- nı gunlerde "Uzaklar"\n seyır defterı de 590 sayfalık bır kıtap olarak satışa çıktı Rahmi Koç un teknesı Kana- dalı bır zengının Amerıka'da yaptırdığı 37 5 metre boyunda bıryat Genış kamaraları, salo- nu ve 7 kışılık murettebatı var Kaptanı, ıkı kezAtlantıkgeçmiş İsra.ıllı bır denızcı Osman Aksoy'unkı de Ingı- lız yapısı 8 5 metrelık, aşağı y u - kanSadunBoro'nun "Kısmet"\ kadar bır tekne Eşı Zuhal'le marınada gorup Izmırlı bır ışa- damından satın almışlar, d ü n - ya turu ıçın gereklı donanımını tamamlamışlar Ikı yolculuğun rotalan da fark- lı Koç'un yatı Cebelıtank ve Panama'dan Pasıfık Adalan'na geçtıkten sonra Afrıka'nın g u - neyınden Brezılya ya çıkıp yıne Cebelıtarık FransaveYunanıs- tan uzerınden ıkı yılda Turkı- ye'ye gelmış olacak Aksoylar ıse Atlantık ve Pa- srfik'ten sonra Hınt Okyanusu ve Kızıldenız yoluyla Suveyş'ı g e - çerek Kuzey Kıbrıs'a uğrayıp beş yılda donmuşlerdı Yenı Ze- landa'da doğan bır bebekleny- le "murettebat" sayısını da uçe çıkararak1 Aradakı en buyuk fark Koç'un uç ayda bır Turkı- ye'ye gelmeyı ve yoldakı lıman- lardan gerektıkçe başka kent- lere de uçmayı planlamış olma- sı Nrtekım, geçen gun Pans'tey- dı Oysa, Osman, "Işlenmt bı- rakamıyorum, bellı yerierde do- nup ışım bıtınce yola devam etmeyı duşunuyorum" gıbı bır yaklaşıma şoyle bakıyor kıta- bında "Ufak bır yelkenlıyle çıkıla- cak dunya seyahatını başka ge- zı turlenyle, değışık kulturler, yenı yerler gorerek farklı bır ta- tıl geçırmekle kanştırmamak gerekır Bu bır tutku ve gonul seyahatıdır, amacı durmaksı- zın gıtmek ve denız uzerınde yaşamaktır Içınde bu duygula- n tanımayan bırının sırfgezmek uğnına tekneyle dunya seyaha- tı yapmasına gerekyoktur, her- kes gıbı turıstık bır gezıye çık- ması daha yennde olur" Bu ıkı ornekten sonra şunu sormakta haklı olabılırsınız "Gonlu denıze kaymış ınsanla- rın ılle de vahıklı ya da ışı gucu bırakmış olmaları mı gerekır? ' Sağlıklı bırtoplum duzenının, ınsanlarına hem ımrenebı- leceklen bu tur ozlemlen bır ol- çude gıderme, hem de çalışa- rak topluma katkıda bulunma olanağı sağlaması daha doğru olmaz mı'' Osman Aksoy, yakından ta- nıdığı "uzunyol denızcılen"ru anlatırken, "Azlayetınerek mut- lu olmayı bılen bu ınsanlar da- ha çok tuketmenın sonradan oğrenılen bıralışkanlık olduğu- nu ve daha çok şeye sahıp ol- ma arzusu ıçındekı ınsanlann dünyayı kıriettığını duşunuyor- lar" demekte Pekı, bıraz evlıya gıbı olmak ve dunyaya bakışta her ıkı an- lamda belırlı bır temızlığe erış- mek ıçın ılle uzak denızlere uza- nabılmek mı gerekır? Denızlerı bol bır ulkede ın- sanlara kendı denızlerını sevdı- rerek, onlan denızın çeşıtlı uğ- raşlarına yonlendırerek, kısa- cası denızcı bır ulus yaratarak da, ıçdunyalannı denızın engın- lığınde hıç değılse bır olçude te- mızlemış vatandaşların sayısı arttırılamaz mı'' Bilimi Dışlayan Falcılık! Fen bıhmlen gehşmemışse, olaylann neden-sonuç ılışkısı bılımsel bır yontemle ka\Tanamıyorsa, "kader"e ınanılıyorsa, boyle ortamlarda falcılara. muskacılara, ufurukçulere ve medyumlara gun doğar Av. Mehmet CEINGİZ A ziz Nesinın kuçuk. tatlı bır oykusu vardır O, ek- mek parası uğruna bır gazeteye takma adla fal koşesı yazmaktadır Son- radan "Turk halkının yüzde altmışL." dıye tanımladığı bazı tanıdıklannın bu koşeyı ızledığını \e yazılanlara ınan- dığını da bılmektedır Paraya sıkıştık- ça. bu koşede şuna benzer şeyler yazar "Bir arkadaşuuz bu gunlerde sizden borç istevebiÛr. \nian onu boş çevir- meyin!" Bu yolla ıstedığınden, ıstedığı kadar borç alır Bu konuda hıç zorlanmaz Borçlann gen odenme zamanı gelın- ce, onun da kolayını bulur O zaman da fal koşesıne şuna benzer şeyler yazar "Tanıdıklannıza verdiğiniz borçlann vadesi gelmiş olabilir. \ma sakın o bor- cu geri istemeyin. Borçlular getirse bi- le almayın. Hatta onlara bir miktar da- ha borç verin..." Boyle tatlı bır şaka konusu olarak kalsa falındafalcıhğındapek fazla za- ran olmaz Ama oyle mı9 Bugun, bu- yuk şehırlenmızın merkezlennde hız- la çoğalan "fal salonlan"na rasthyo- ruz "Kahve sizden, fal bizden" turun- den tabelalar asılmaktadır Geçenlerde bır bav an avukat dostumuz, bır "med- yum T 'un bılgısayar sıtesıne gırdığınde, altı aylık randevulannın dolu olduğu- nu gormuş Vergı le\ halannda, faalıvet turunu gosteren "tkaret unvanT olarak "falcıhk" yazılı ışyerlen \ ardır Falcılık, aslı astarı olmayan \e bılı- me taban tabana zıt bır uğraştır Insan- lığın, doğayı tanımadığı. bılımsel du- şunme ahşkanlığını kazanamadığı ılk- çağ ınanışlannın kalıntısıdır 5-6 bın yıl oncesının bılgı değer \e ınançlan- na dayanmaktadır Bu- nun, herhangı bır ger- çeklığe dayanmadığı bı- lınerek bır oyun, bır oya- lanma aracı olarak kul- lanıhnasına denecek bır şey yok Ancak ış bun- dan gelır elde etmeye da- yanınca nıtelığı değışı- yor Fal kıtaplan yazan Sa- finaz Yalçın'a gore fal, "Gerçeklerden kaçmak, rahatlamak ve umutlan- dırmaktan ibaret"tır "FalbakanmdestekMdes- teksiz serbest a&şlandnf "İşin ozu, 'fal' sözcuğu- nun lersinden okunuşun- dan\ânı iaftan ibaret- tir. Falcının yaptığı iş, umut dağıtmak,var olan ha\allere havaller kat- nıak v e bu v olla kesesini doldurmakür." Prof Dr Osman Demircan'a gore, "Bilim insanlanna gore hiçbir gerçek- lik payı olmayan astrolojiden çıkar sağ- larnakaklatmacadan, dolandıncıhktan hatta hırsızhktan başka bir şe\ değfldirT Bır Arapça atasozu de şoyledır "Kül- lu müneecimün kezzap." Yanı, "Bütün falcılar yalancıdır!" Oyleyse bunca ınsan buu yalancı"la- ra nıçın ınanır9 Gelır dağılımının bozulduğu, adalet- sızlığın ve toplumsal bunalımlann art- tığı toplumlarda durustluk, çalışkanlık gıbı mezıyetler gozden duşer Kışılenn kendılenne ve çevTelenne, çalışmanın sonuçlanna guv enlen azalır Bunlarbır ışe yaramayınca, gunumuzun moda de- yımıyle, "prim \apmayinca", pnm ya- pacak başka şeyler bulunur Kumarve obur şans oyunlan yaygınlaşır Herkes bırbınnı kandırmaya çalışır Fenbılım- len de gehşmemışse, olaylann neden- sonuç ılışkısı bılımsel bır yontemle kavranamıyorsa, "kader^e ınanılıyor- sa, boyle ortamlarda falcılara, muska- cılara, ufurukçulere ve medyumlara gun dogar Bunlar umut kapısı halıne gelır Onlar, ınsanlann umut ıhtıyaçla- nnı "para"ya tah\ ıl etmeyı ıyı becenr- ler Çaresız ınsanlan boş sozlerle, ya- lanlarla kandınp somururler Bu ışe, bılgısayar gıbı gehşmış teknık araçla- n bıle alet edebılırler Artık bılınmektedır kı ınsan kımlığı- nın v e kışılığınm temelı, atalardan alı- nan genetık bılgılerle oluşmakta, aıle yapısı, ekonomık koşullar, ıçınde ya- şanılan toplum, bu toplumun değerle- nvb çevre koşullan ıle bıçımlenmek- tedır Hastalıklar, mantar, bakten, \ ı- rus gıbı etkenlerle oluşmaktadır Hıç- bır bılımsel araştırma, doğum tanhı- nın yanı kışının doğduğu tanhte yıl- dızlann uzayda konumlanışının ınsan kışılıgı uzerınde bır etkısı olduğunu gostermemektedır Oyle olsa ıdı, dun- yadakı butun ınsanlann, burç sayısı ka- dar yanı 12 standart karakterde olma- sı gerekırdı kı bunun boyle olmadıgı- nı bılmeyen yoktur Gezegenımızde 6 mılyar ınsan varsa, bu kadar da kışılık vardır Aynı tanhte, aynı saat ve dakı- kada doğanlar arasında bıle, genetık ve çe\re farklılıklanndan oturu buyuk farklılıklar vardır ve bunlann yaşam çızgılen bırbınnden farkhdır Toplumun geleceğı ıle ılgılı ongoru- lerde bulunabılmek ıçın onun geçmı- şını, yapısını. ozellıklennı bıhnek ge- rekır Bunun gıbı, maddenın, doğanın geleceğı ıle ılgılı ongorulerde buluna- bılmek ıçın de doğanın tanınması, onun bağlı olduğu fızık kurallannın bılın- mesı gerekır Bunun dışında, geleceğı bılmenın bır yolu yoktur Bu konuda kımse ozel yeteneklerle donanmamış- tır Falcılık, yararsız olmaktan ote, zarar- h bır uğraştır Çunku beslendığı v e bes- ledığı şans ve yazgı kavramlan, ınsan duşuncesınınprangasıdır Fal ınsanla- nn bılımsel duşunuşunu koreltmekte, gerçekdışı ongoruler ıse ınsanlann emek ve enerjısını yanlış yerlerde kullanma- sına sonuç olarak bunlann zıyan ohna- sına neden ohnaktadır Ancak yazık kı başka alanlarda oldu- ğu gıbı bu alanda da cehalet ve kor ınançlar etkısını gostermekte, çok sa- yıda ınsan, bazılannın olağanustu bır guçle gelecekten haber \ erebıldığını, go- runmeyenı gorebıldığını sanmakta, fal- cılar da halkın bu zayıf yanuıdan ya- rarlanarak onları somurmektedır Dunya nufusunun buyuk bır çoğun- luğu, tek tannlı dınlerden bınne ınan- maktadır Bu dınlenn hepsınde de "ka- der" ınancı vardır Yanı ınsanlann ge- leceğmın tann tarafından belırlendığı- ne ınanılır Fala bakanlar da, fala bak- tıranlar da buyuk bır olasılıkla bu dın- lerden bınne ınanırlar Oyleyse nasıl olur da geleceğın tann tarafından değıl. yıl- dızlar tarafından belırlendığıne ınanır- lar, bu ıkı duşunce arasındakı çelışkı- yı nasıl fark etmezler, anlaşılır şey de- ğıldır Falcılar, beş duyu ıle bıluımeyen şey- len bıldıklennı ıddıa etmektedırler Oy- sa, kendı karşılaştıklan durumlarda bo- caladıklannı bundan şıkâyet ettıklen- nı goruyoruz Kendı akıbetını bılmeyen başkalannın geleceğı konusunda ne soyleyecek de bundan gelır elde ede- cektır 9 "Kendisi himmete muhtaç bir dede/Kakh ki ga>Ta hinunet ede..." Turkıye Cumhunyetı, "Engerçekyol gosterici binmdir" ükesını benımser- ken, 30 11 1925 gun \ e 667 sayılı "Tek- ke ve Zaviy elerle Turbelerin Seddine ve Türbedarüklar ile Birtakım Lnvanla- nn Men \e tlgasuıa Dair Kanun'un 1. meddesi ik fakıhğı yasaklamıştır. Bu maddeye gore, "Türkiye Cumhuriyeti içinde (...) falcıhk, buyücüluk, ufuruk- çülükve gayıptan habervermekve mu- rada ka\ıışturmak maksadıyla nusha- cıbk gıbı unvan ve sıfatlann kullanıl- tnası ile bu unvan ve sıfatlara aithizmet- lerin yerine getirilmesi ve giy si gıyilme- siyasaktır. U) \îıkandaki um^nîan ta- şıyanlar veya bunlara nıahsus hizmet- leri yerine getiren, giysüeri giyen kim- seler üç aydan eksikobnamaküzere ha- pis ve (.-) para cezası ile cezalandmhr." Büındığı gıbı bu kanun, Turkıye Cum- hunyetı Anayasasf nın 714 maddesın- de sayılan Dev nm Kanunlanndadır Bu hukuksal duruma ve bu gerçek- lere karşın bugun ulkemızde falcılığın boylesıne "prim yapması", buyuk şe- hırlenn merkezlennde gıderek çoğa- lan "fal sak>nlan"nın açıhnası, falcılı- ğın olağan bır tıcan faalıyet gıbı değer- lendınhnesı, falcılann kapılannda kuy- ruklar oluşması ve yetkılılenn de bunu seyretmesı anlaşüabüecek bır şey mıdır 1 Bu gunlen de mı gorecektık 1 Kamuda Çalışan Avukatlar... Av. CanANADOL B ugun kamuda gorev yapan avukatlar, ucret konusunda, yülardan ben surup gıden \ e hukumetlerce bır turlu çare bulu- namayan, çare bulunmasına açık- ça çalışılmayan mağdurıyetlerle yaşamlannı surdurmektedırler Avukatlık, aslında bır anstokrat mesleğıdır Tanhte unlenmış bulu- nan Sezar, Çiçero v e Demostan gı- bı avukatlann aldıklan ucretlenn honor (şeref) ucretı sayılması bu nedenledır Ancak gunumuzde avıı- katlık mesleğıne her sınıftan ın- san enşebılmekteyse de temelde durum değışmemektedır Kamuda çalışan avukatlar daha çelebı ruh- ludurlar Ne kı, geçen zaman ıçıne hepı- mızın bıldığı nedenlerle alım guç- len azahnış olduğundan uğradık- lan mağdunyetler daha fazla orta- ya çıkmaya başlamıştır Bugun kamu avukatlan -pek azı mustesna- rahatsızdır Çoğunluğu avukat meslektaşları olan sayın parlamento uyelennın \e huku- metlen teşkıl eden etkılı v e yetkı- lı kışılenn sonınlanna çare bul- mamalanna bır anlam \ erememek- tedırler Avukatlar (tabıı kı kamu avuka- tı dahıl) hâkımler ve savcılar yar- gılamanın ıddıa savunma v e karar surecınde adaletı gerçekleştırmek uzere bırbınnın olmazsa ohnaz ta- mamlavıcı unsuru olarak bırlıkte gorev yapmaktadırlar Her bınnın yaptığı gorev yargılamanın olmaz- sa olmaz koşuludur Nasıl hâkımler ıle sa\ cılann oz- luk haklan arasında bır fark yok- sa kamu kesımınde devlet memu- ru olan kamu avukatlanrun, yargı- nın obur unsurlan ıle ozluk hak- lan bakımından bır farklıhklan- nın olmaması gerekır Oysa mev- zuatta haklı bır neden ohnaması- na karşın, bu ıkı kesımle kamu avukatlan arasında ucret v e ozluk haklan bakımından buyuk bır den- gesızlıkbulunmaktadır Sayın Ada- let Bakanı son alınan hukumet ka- rannı desteklemış, hâkım ve sav - cılann ozluk haklannı daha ıyı du- ruma getırmış, ancak kamu avukat- lanna hıç değınmemıştır Kamu avukatlan hâkım ve savcılarda ya- pılan bu gıbı ıyıleştınnelere ke- suılıkle karşı çıkmamaktadırlar Kamu avukatlannın bellı bır sta- tusu, yetkı ve avukatlık yasasına karşın bağımsızlıklan yoktur Ço- ğu zaman hukukçu olmayan bır ıdare amınne bağlıdırlar Kendıle- nne ıyı ve kotu davranıhnası, bu amınn ınsaf ve merhametıne bağ- lıdır Kendı çabalan ıle kazandık- lan vekâlet ucretı avukatlık yasa- sının 164 maddesı"Vekâlet ücre- tiavukataveriBr" hukmunuamır ohnasına karşın duşuk bır lımıt dahılınde kendılenne yıllık olarak te\ zı edıhnektedır Hal boyle ıken kamu avukatla- nnın aynca vekâlet ucretı aldığı duşunulerek ek odeme ve tazmı- natlan duşuk tutulmuştur Oysa kamu avukatının emeklılık done- mınde v ekâlet ucretı alamayacağı duşunulmemıştır Kamu avukatlannın ozel kanun- lan yoktur Ozluk haklan personel yasası ıçınde obur memurlarla bır- lıkte duzenlenmektedır Kamu avu- katı, yapılacak her hatadan sorum- ludur Yapılan ışe bakıldığında kamu avukah, kamunun menfaatına çok buyuk bır kazanç sağlamaktadır Oysa orneğınbır sıgorta mufettı- şı ayn bır statude çalışıp dev let ta- rafından aynca makam tazmınatı ıle od".ıllendınlmıştır Muhterem ıktıdarlar, kanun kapsamında ça- hştınlıp sıgortası yapılmayan, bu- gun ıçın malıyeye \ e Sosyal Sıgor- talar Kurumu'na yılda 20 4 katnl- yon gelır kaybına sebebıyet veren 5-6 mılyon çalışanı kapsama da- hıl edebılmek ıçın muhterem mu- fettışlen desteklerlerken, kamuya nakıt ıhtılafsız aynı değen kazan- dıran kamu avukatını sevmdırme- ye yanaşmamakta, onurlannı kır- maktadırlar Halbukı bır kamu avukatı yap- tığı ışte, Roma hukukunun ıîkesı ıle ıyı bu" aıle babasının gostere- bıleceğı dıkkat ve ıhtımamı goster- mektedır Kamu avukatlannın adıl bır sta- tuye kavuşturulabümesı ıçın ozel bır yasa çıkanlmasına gereksınım bulunmaktadır Kamu gorevı yapan eczacılar, zıraat muhendıslen, akademık her- hangı bu kanyen olmayan sayıla- n haylı kabarık oğretım gorev lısı statusundekı oğretmenler v e bırçok kamu gorevhsı 1 dereceye gel- dıklennde 3600 ek gosterge aldık- lanndan, emeklı olduklannda go- rev de olduklan zamandakı gelır- lennde bır azalma olmamakta, da- ha fazla emeklı ıkramıyesı almak- ta, aynı derecedekı bır kamu av u- katına gore yuzde 40 oranında faz- la emeklı aylığı almaktadırlar Bu^kalım bır kamu gorev lısını, bugun 25 yıl hızmet sonucu kamu kunımundan emeklı olan sıgorta- lı v e sendücalı, ılkokul mezunu bır odacı 45 mılyar ıkramıye ve 700 mılyon emeklı aylığı ahrken, 30 yıl ve daha çok hızmetı olan bır ka- mu avukatı bu çalışmalannın so- nucunda 1 derecenuı son kade- mesınden 23 mılyar ıkramıye ve 690 mılyon emekh aylığına hak kazanmaktadır Bu keyfıyet kamu avukatlannın ugradığı haksızlığın ınanıhnaz ve saçma bır omeğıdır PENCERE Yoksa AB'ye Girdik mi? Yufka yureklı mıyım, nedır TV'de Tayyip Erdo- ğan'ı ıçerde halvet olduğu Verheugen'le yan ya- na gorunce acıdım, elın Frengı taş gıbı duruyor, de- dığım dedık, oturduğum duduk dercesıne sennkan- lı, bızımkının evınden -Allah gostemnesın- sankı cenaze çıkmış, Başbakanımızın yıkılışı gozlennın ıçıne, bakışlarının gergefıne ışlemış Huzunlendım1 • Tayyip Erdoğan'ın dunyadan habersız oluşu bır yana, Başbakan'ın, çevresınde olan bıtenlerı se- zemedığı de anlaşıiıyor, yoksa yanına Adalet Ba- kanı Cemil Çıçek'le dın-dıyanetten sorumlu Meh- met Aydın'ı alarak zına konusunda elın keferesı- nı 'ıkna' etmeye 'Frengıstan'a gıder mıydı'' Iç ve dış basında şımdı en çok yınelenen soru - Tayyip Erdoğan mademkı gerı adım atıp do- necektı, zına krızını neden çıkardı? Yanıt çok basıt Çunku Kuranıkerım'de zına suçtur Ve oncelıkle kadın cezalandırılır1 Oysa AB hukuku laıktır, ınsan hakları ve kadın- erkek eşıtlığı uzerıne oluşmuştur Başbakan hem ıçınden gelen durtu ıle hem de kendısını ıktıdara taşıyan tarıkat şeyhlenne bağlı- lığı yuzunden son dakıkada hamlesını yapmak zo- runda kaldı, ıç ve dış dengelerı ıyı bılemedığınden zına gınşımını başaracağını sandı Ve ılk elde yıkıldı AKP doğru durust bır partı olsa bu 'hezımet'm hesabını Recep Tayyip e sorardı Ne var kı bızım partılerde boyle bır mekanızma çalışmıyor • Avrupa ıle Turkıye'dekı çok partılı rejımler ara- sında buyuk bır fark var bızde bugun sıcak bır tar- tışma konusu oluşturan 'ırtıca', daha başka deyış- le dın devletı rızıkosu onlarda tarıhtır, guncelde hıçbır kıymetı harbıyesı yoktur Ulkemızde ıse dıncılık bır numaralı sorun1 AB'nın laık hukuk yapısı bızım Cumhunyetımı- zın temelıne ve gelecegıne uygundur, ama, ış bu kadarla kalmıyor kı AB'ye gınmek ısteyen elbette bu "uygaıiık pro- yes/"nın anayasasından başlayarak tum kanunla- nnı benımseyecektır hıç kımse bu kadar doğal bır koşula karşı çıkamaz Ne var kı Avrupalı dostlanmız yalnız hukuksal ko- şullarta yetınmıyorlar, Kıbrıs ya da Patrıkhane ve- ya papaz okulu vb gıbı sıyasal alanlarda da, fırsat bu fırsat deyıp, Turkıye'nın onune ılgınç şartlar ge- tırıyorlar, kım bılır bundan sonra neler ıcat ede- cekler 1 önumuzde ınce uzun bır yol var Bızım medyanın komık şamatasına bakmayın, AB'ye uye olmak yolunda daha kaç yıl yurumek ge- rekıyor'' 10 yıl mO 15 yıl mı 1 ' Yolcu, tarlasını suren koyluye sormuş - Buradan kasabaya kaç saatte gtdılır? Koylu sesını çıkarmamış Yolcu bır kez daha sormuş Koylu yıne yanıt vermemış öfkelenen yolcu boş verıp yurumeye başlayın- ca arkasından seslenmış - Beş saatte gıdılır' Yolcu meraklanmış - Pekı, bunu neden demın soylemedın? Koylu - Yuruyuşunu gormeden soyleyemezdım kı 6. YILDA ve NİCE YILLARDA HEPARAMIZDA HEP BAŞIMIZDASIN EŞİN VE ÇOCUKLARIN ^ r AHMET BİBER (1935-1998) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim insanlannı Ödüllendirme Programı (TÜBAG-GEBİP) Turkıye Bılımler Akademısı (TÜBA) kuruluş amaçları doğrultusunda, ulkemızde tum bılım alan- larındakı araştırmaları, bılımcı kışılığını ve araştır- macılığı ozendırmek ve gençlerı bılım ve araştırma alanına yoneltmek gorevlerı kapsamında, ustun başarılı genç bılım insanlannı odullendırerek des- teklemeyı amaçlayan Ustun Başarılı Genç Bılım Insanlarını Ödüllendirme Programfnın (TUBA-GE- BİP) 2005 yılı uygulamasını başlatmıştır 37 yaşını doldurmamış, Doktora/Sağlık Bılımlerın- de uzmanlık derecesıne sahıp ve Turkıye'de çalı- şan veya Turkıye'de çalışma kararını vemnış genç bılım ınsanlarının ödüllendirme Programı'ndan ya- rarlanmalan ıçın gereklı başvurular kendılerı tarafın- dan yapılabıleceğı gıbı ılgılı unıversıte ve kurumlar ıle TUBA Aslı ve Şeref Uyelerı tarafından aday gos- terılmek suretı ıle yapılabılır 2005 yılı başvurulan en geç 12 Kasım 2004 tari- hinde TUBA Başkanlığı'na ulaştırılmalıdır. Konu ıle ılgılı daha ayrıntılı bılgı Akademı Başkanlı- ğı'ndan veya TUBA web (www tuba gov tr) sayfa- sından temın edılebılır Adres Ataturk Bulvan No 221,06100 Kavakhdere- Ankara Adres 467 67 89 - 426 03 94 Faks 467 32 13 E-maıl tuba tuba gov tr Turkıye GazetecterCem >et n n yayınladıgı gunluk Bizim Gazete Ulkesorunlanna lışkn raporlarıyla araştırmalarıyla koşe yazılanyla tarafsız haberlerıyle sıvıl toplumların gazetes Duzenl okumak ıçın abone olun Tel 0 212 51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle