19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2004 CUMARTESİ 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Y 20 Sinop Y 19 Adana PB 31 Edirne PB 22 Samsun Y 18 Kocaeli Y 17 Trabzon Y 19 Çanakkale PB 21 Giresun Y 18 Izmır B 25 Ankara PB 18 Manisa B 26 Eskışehır PB 16 Aydın B 27 Konya B 19 Denızli B 24 Sıvas PB 16 Zonguldak Y 14 Antalya B 30 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van PB B B B B PB PB 29 31 31 30 30 26 25 Y 18 Yurdun kuzey ve ıç ke- sımlen parçalı çok bulut- lu Marmara'nın doğusu. Karadenız, Iç Anado- lu nun kuzeydoğusu ıle Doğu Anadoiu'nun kuze- yı sağanak ve gok gurul- tulu sağanak yağışlı, dı- ğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sı- caklığı yurdun doğu ke- amlennde bıraz azalacak dığer yerterde ooemlı bır değışıklık olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 18 18 20 22 22 23 26 24 Münih Y 27 Zürih Berlin Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y B Y B B B B PB 23 22 30 24 22 23 28 25 Moskova PB 16 Y 27 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahire B Y B Y B Y B 38 17 34 32 32 8 30 PB 30 Açık Sısıı Ç -\ Bulutfu V Çok bulutlu • Yağmurlu s Sulu kar »Gok gurultülu Oyunun tçeriği • Baştarafı 1. Sayfada kapsamda tuzağa dü- şürüldü; yine iktidarın yönlendirdiği medya- nın marifetiyle yapılan süreklj ve asılsız yayın- lar, kamuoyunu şaşırt- tı; bugün "Yargıtay - MÎT - Çakıcı" tekerle- mesini kullanmakta ıs- rar eden Hükünıet yanlısı gazetelerin ba- şarı kazandıklarını söylemek zorundayız. Yargısız infaz yargı- ya ve en başta Vargıtay Başkanı'na uygulan- mış; ürünlerinin bek- lenrisi içine girilmiştir. Son olarak aynı 0)1111 üniversite kesiminde sahneye konulmak is- teniyor; siyasal iktida- rın baskısı ile çatlayan YÖK, kendi içindeki küçük sorunları büyü- tüp körükieyen bir eğik düzeye girmiş gö- rünüyor. Herkesin bildiği gibi tstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alem- daroğlu medyada en çok saldırıva uğrayan kişi idi. Bunun gerek- çesi de açıktı. Profesör Alemdaroğlu tesettürü üniversitenin kapısın- dan içeri soknıamak- taki kararlılığıyla mürteci kesimin hedef tahtasına dönüştürül- müştü. YÖK'ün gerekçesi hukuk açısmdan hiç de doyurucu olmayan bir kararla Alemda- roğlu'nu görevinden uzaklaştırma girişimi, Türkiye "deki laik-din- ci ikileminde kendisini gösteren Uygarlık' ya da 'Aydınlanma' kav- gasının üniversite içine yansımasından başka bir nitelik taşımıyor. Laiklik açısından şa- ibeli siyasal iktidarın yargıdan sonra yükse- köğretim kesiminde de amaçları bakımından bir başarı kazandığı söylenebilir. • Ordu, Yargı, Üniver- site üzerine gelişmeler böyledir; geriye iktida- rın bir türiü içine sin- diremediği Cumhur- başkanlığı kalıyor. Bereket versin Cum- hurbaşkanlığı kurumu tek kişide sembolleşi- yor; Sayın Ahmet Nec- det Sezer'in laik Cum- huriyet bilincindeki hukuksal istenci, siya- sal gelgitler karşısında bükülecek gibi görün- müyor. Cumhuriyet G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ten mahir. Üstelik cesur da. Komser Verheugen, hükümetin zina konusun- daki olumsuztutumunu Başbakan'laDışişleri Ba- kanı'nın yüzüne söylediği haberi basında yer al- dı. Haber RTE'nin hışmına uğradı. Başbakan'a gö- re Verheugen zinayı görüşmede konu etmedi, zi- na ile ilgili yasal düzenlemenin AB sürecini olum- suz etkilemesinin söz konusu olmadığını söyle- di. Yalan Verheugen'den döndü. Komser, ayrılaca- ğı gün zina konusundaki yanlış tutumu Başba- kan'a da, Dışişleri Bakanı'na da söylediğini yazı- lı basına da, TV'lere de açıkladı. Zengin gazete- cinin evindeki özel akşam yemeğine katılan kimı gazetecilere de yineledi. Durumu saptayan haberi bizim gazete, "Biri doğruyu söylemiyor" başlığıyla duyurdu. Kuzum, yalan söyleyeni aramaya gerek var mı? • • • Üstelik Verheugen iktidar ikilisiyle yaptığı gö- rüşmede dünyanın her yerinde suç sayılan zina- nın ceza hukuku konusu olmaması gerektiğini vurguladı. Anayasa Mahkemesi'nin kaldırdığı bir maddeyi yeniden yasaya getirmenin Avrupa ül- kelerinde, hatta Islami eğilimlere (bizimkilerin amacı öyledir) imtiyaz tanınması" olarak çok yan- lış anlaşılacagının altını çizdi. Oysa, Komserin açıklamaları, AB üyelerinde ve kamuoylarındaki "çok ciddi tepkiler" bizimkini et- kilemıyor. AKP MYK toplantısında AB'den yük- selen tepkileri fazla önemsemediğini öne sürdü. Partisine zina konusunda ısrarcı olacaklarını içe- ren bir açıklama yaptırdı. Ya Dışişleri Bakanımız Gül; medyayı suçladı. Üstelik bazı gazetelerin zi- nayı farklı sunarak Avrupa basınını etkilediğini öne sürmez mi? Yalaka habercilik hemen sahneye girdi: Başba- kan ısrartıymış zinanın TCY'ye girmesine; ama... -tabii haberde AB'den gelen tepkilerden söz edil- meden- hükümet kendiliğinden maddeyi yumu- şatma sürecine girmiş. Zinayı hâkim takdirine bırakacaklarmış. Ağır cezayı hafifletecek, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilmesini önereceklermiş... Zina yapan kadın ve erkeğe evlilik merkezlerinde terapi uy- gulanacakmış... Dış medya hâlâ nereden ve ne için birden or- taya çıktığını anlayamadığı zinanın Kopenhag öl- çütlerinde yer almamasına karşın tarih alma-ver- me sürecini etkileyebileceğini en yetkili ağızlar- dan duyuruyor... ...Belli başlı gazeteleri zamansız ve gereksiz buldukları bu girişim karşısında "Ne yaptın Re- cep" diye bangır bangır bağınyor... ...Bizimki hâlâ parti merkezinde ne söylerse baş sallayan yönetici kadrolara kadın konusun- da "yaptıklarını halka iyi anlatamadıklanndan" dem vuran konuşmalar yapıyor. • • • Bizimkiler müzakere tarihini garantiye almışlar; ne çare Verheugen'e atfen yazılan tarihi askıya al- dırabilecek kimi saptamaların ne ölçüde ayırdın- dalar, bilmek olanaksız. örneğin TC'nin tanıma- dığı AB'nin Kıbrıs Cumhuriyeti üyesi Güney Kıb- ns'la Gümrük Birliği Anlaşması imzalayacaklar mı? Yoksa?.. (Bu iktidardan beklenmez ya) "bu konu çözümlenmezse müzakere sürecine zarar vermesini" göze alacaklar mı? Güneydoğu'da (yine üç er şehit edildi) terör et- kisiz hale getirilmez, oralarda yine özel valilik kur- mak gerekirse... "o zaman AB üyeleri üyelik mü- zakerelerine yol açmayacaklar" diye özetlenecek bir başka koşul. Yeni koşullu liste yok diyor ya Verheugen; oy- sa dört günlük gezinin ardından dört konuda son derece önemli dört dayatmayla Brüksel'e döndü: Işkence-zina-Güneydoğu-Kıbrıs. Pirincin taşını (üstelik kısa zamanda) bu iktidar ayıklayacak. Ayıklayabilecek mi? Katliamdan önce kaçtıİstanbuVdakibombah eylemlerinplanlayıası olan TürkEl Kaidesi'nin lideri HabibAkdaş, saldırüardan birgün önce sahte kinılikleSuriye'yegeçmişti MEHMET FARAÇ Irak'ta direnişin yoğunlaştığı El Ambar bölgesinde iki gün ön- ce ABD bombardımanında öldü- rüldüğü ileri sürülen Habib Ak- daş, Türk El Kaidesi'nin firari li- deri olarak 9 kişiyle birlikte ara- nıyordu. Istanbul'da 15-20Kasım 2003'te dört ayn noktaya düzen- lenen intihar saldınlannın mima- n olan Akdaş, 58 kişinin ölümü, 600"den fazla ınsanında yaralan- masından sorumlu tutuluyordu. 1994 yılı sonrası cihad amacıyla yurtdışına çıkan, siyasi ve askeri eğitimı alan gruplar, özellikle Se- lefilik akidesinin ön plana çık- masıyla yaşanan ıdeolojik deği- şimle birlikte örgütlenme içerisi- ne giriyorlardı. Türk El Kaide- si'nin üyeleri ve bütün hücre ya- pılanması 1997-2001 yıllan ara- sında Afganistan'daki terör HABİB AKDAŞ IRAK'TA ÖLDÜRÜLDÜ Haber Merkezi - Istanbul 'da 15-20 Kasım 2003 tanhinde HSBC Bank, Beyoğlu'ndakı Ingiliz Konsolosluğu ve iki si- nagoga düzenlenen 58 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombah intihar saldınlannın planlayıcı- sı ve sorumlusu olduğu iddia edilen El Kaide üyesi Habib Akdaş'ın Irak'ta öldürüldüğü ileri sürüldü. El Kaide'nınTür- kiye'deki kurucusu olduğu bıl- kamplannda eğitimden geçmiş mılitanlardan oluşuyordu. Bu yapı oluşturulduktan sonra 2000 yılı içinde yapılan görev paylaşımında Mardin'in Kızılte- pe nüfusuna kayıtlı Akdaş, Usa- me bin Laden yönetimindeki El Kaide örgütünün Türkiye emiri dirilen Akdaş'ın Irak El An- bar'da ABD güçleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğü öne sü- rüldü. Ihlas Haber Ajansı Bağ- dat bürosuna ulaştınlan bir ka- sette, Habıb Akdaş olduğu öne sürülen kişının kanlar içindeki ceset görüntüleri yer aldı. Ka- sette Türkçe konuşan bır kışi de Habip Akdaş'ın iki gün önce El Anbar'da öldüğünü anlatarak Akdaş hakkında bılgiler verdi. olarak belirlendi. Savur Lisesi'nı birincilikle bıtirdıği ileri sürülen HabibAkdaş, ilçede oturan 1982 doğumlu kuzeni Cemile Kara- koyun ile 1998 yılında evlendi. Akdaş, eşini de alarak aynı yıl Is- tanbul'a göç ettı. Cemile Akdaş evlendikten sonra kocasının El Ulusal Birlik Konseyi üyeleri, 1Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu'na destek verdi. (VEDAT ARIK) Alemdaroğlu,YÖK karannın yargısız infaz olduğunu belirtti 'Hukukdışı uygulama' tstanbul Haber Servisi - YÖK Genel Kurulu tarafindan Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğ- lu'nun görevden alınması is- temiyle hazırlanan inceleme raporuna, üniversite öğrenci- leri, öğretim üyeleri ve sivil toplum kuruluşlannın protes- tolan sürüyor. IÜ Merkez Kampusu'nda bir araya gelen Ulusal Birlik Konseyi temsilcileri, Alemda- roğlu'na siyasi linç girişimin- de bulunulduğunu belirttiler. Ulusal Sanayici Işadamlan Derneği Başkanı Kemal Öz- den, Alemdaroğlu'na yönelik saldında bulunan irticacı ve bölücü güçlerden sonra YÖK'ün de aynı faaliyetler içi- ne girmesinin, kendilerini şa- şırttığını söyledi. "YÖK'ün isteminin yargısız infaz oldu- ğunu" belirten Özden, "Ka- rarda sergilenen anlayış, özerkliği yahuzca YÖK için varsayan yaklaşımdır" dedı. Grup daha sonra Alemdaroğ- lu'nuziyaretetti. Birkonuşma yapanAlemdaroğlu, "Bugün- kü çağda, AB'ye girme süre- cinde hukuk dışı uygulama yapılmamalı, yapılamaya- caktır" dedi. Karann Cum- hurbaşkanı tarafindan yargısız infaz olarak değerlendirileee- ğini umduğunu, sessizce bek- lediğini söyleyen Alemdaroğ- lu, "Karan sessizce bekleme- nizi istiyonım" dedi. ÎÜ Edebiyat Fakültesi 4. sı- nıf öğrencisi Meral Ergene de bu karann Cumhuriyete, ba- ğımsızhğa ve milli devlete ya- pılan bir saldın olduğunu söy- ledi. Ergene, bir haftadır Va- kit, Zaman gibi gazetelerde bu yönde bir karann altyapısı- nın hazırlandığuıa dikkat çek- ti. ADD Genel Başkanı Ertuğ- rul Kazancı da yaptığı yazılı açıklamada, "Konunun, Cumhurbaşkanımızca en objektif şekilde değerlendi- rileceği kuşkusuzdur" dedi. Erdln: Geç kalındı Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve tstanbul Tabip Odası tarafindan ortaklaşa dü- zenlenen toplantıda ise Alem- daroğlu'nun görevden alınma- sı karannın siyasi olarak yan- sıtıldığı belirtildi. Dernek Baş- kam Prof. Kadir Erdin, "Ko- nunun özü bilimseldir. Gö- revden alnıa kararında hu- kuki açıdan herhangi bir usulsüzlük söz konusu değil- dir. Kararda geç bile kalın- mışttr" görüşüne yer verdi. 1 OZKAYA HAKKINDAKI KARAR • CELEBİ'DEIM USLUYA YANIT: 6 saat boyunca dosya okundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MÎT-Yargı eksenli iddialar nedeniyle Yargı- tay Başkanı Eraslan Özkaya'nın soruştu- ruhnasına ilişkin karar, 1 'e karşı 8 üyenin oyuyla almdı. Soruşturma karanna, 8. Hu- kuk Dairesi üyesi Yusuf Uluç'un karşı çık- tığı öğrenildi. Kurul, Özkaya hakkında so- ruşturma yapmak için 3. Ceza Dairesi Baş- kanı Menmet Birsin Tüzinal'ı görevlen- dirdi. 10 saat süren kurul toplantısında, yaklaşüc 6 saat yalnızca dosya ve telefon görüşmeleri okundu. Dosyadaki telefon gö- rüşmelerinin tamamının 6.5 saat olduğu be- lirtildi. Yargıtay Genel Sekreter Yardnncısı Ercan Yalçınkaya ile MİT'çi Kaşif Kozi- noğlu'nun ifadelerinin eksik olduğunu be- lirleyen kurul, bunlann istenmesine karar verdi. Özkaya hakkında soruşturma açıl- masma karşı çıkan üyenin 8. Hukuk Daire- si üyesi Yusuf Uluç olduğu öğrenildi. i l Gülümseyerek karşılıyoruz tstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Baş- kanı Süleyman Çelebi, Hak-Iş Başkanı Sa- lim Uslu'nun "kendisinin hiçbir işveren örgütünün olduğu ortamda olmayacağı" iddıasıyla ilgili olarak "DİSK'Uler süngü ucunda hapislere gönderilirken ses çıkar- mayanların, bugün demokrasi havarisi ke- silmesini gülümseyerek karşıhyoru/'" dedi. Çelebi, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üye- si Günter Verheugen ile yaptıklan toplantı- nın medyaya yansıyan yorumlanna, düzenle- diği basın toplantısı ile açıklık getirdi. Top- lantıda her kurumun başkanının yaptığı gibi, kendi görüşlerini aktardıklannı ifade eden Çelebi, Türkiye"deki bireysel haklar alanın- daki gelişmelerin, sosyal ve sendikal haklar alanında görülmediğini, konuşmasında anlat- tığını belirtti. Çelebi, örgütlenme, toplu pa- zarlık ve grev hakkına ilişkin kısıtlamalann devam ettiğine değindiğını kaydetti. Kaide'ye olan sempatisini öğren- di. Akdaş eşine cihad edeceğini söylüyor, daha önce Pakistan'da fikıh egitimi aldığım anlatıyordu. Akdaş Istanbul'da tekstil işin- de tutunamayınca üniversite eği- timi için Pakıstan'a gitmeye ka- rar verdi. Eşiyle birlikte 12 Ma- yıs 2001'de Doğubeyazıt Sınır Kapısı'ndan çıktı. Afganistan'da "Ebu Enes" kod adım kullanan Akdaş, 11 Eylül saldınlan olun- ca Istanbul'a döndü. Istanbul'da Türk El Kaidesi'nin hücrelerinı oluşturan Akdaş bir süre sonra eşine 2300 dolar ve 240 mılyon Türk Lirası verdi, vedalaştıktan sonra evden aynldı. Akdaş ve Ba- ki Yiğit birlikte örgüt adına ge- rekli ortamı sağlamak üzere Af- ganistan'a gittiler. Harun tlhan ise eğitim almak üzere yurtdışı- na gidecek militanlann organi- zasyonunu sağlamak üzere Tür- kiye'de kaldı. Adnan Ersöz'ün görevi farklıydı. O da eğitim amaçlı Türkiye'den göndenlecek kişilerin Afganistan'da bulunan örgüt kamplanna ulaştınhnasını sağlamak için Pakistan'a gitti. Çok sayıda militan da zaman zaman Afganıstan'a giderek bu- rada Akdaş aracılığıyla El Ka- ide'ye ait kamplarda eğitim aldı- lar, cihat amacıyla çatışmalara katıldılar. Akdaş ve arkadaşlan Adana'da bulunan Incirlik Hava Üssü ve Mersin Limam'na gelip giden Israil gemilerine eşzaman- lı bombah saldın eylemi için ön- ce Ebu Hafs El Mısri sonra da LadenTe görüştüler. Görüşmenin ardından Akdaş, gerçekleştirile- cek eylemlerle ilgili çalışmalan yapmak için Türkiye'ye geldi. 2002 yılı başından itibaren El Kaide ile bağlantıya giren Ersöz, Ebu Hafs El Mısri'den eylem için gerekli olan 150 bin dolan istedi. Akdaş ve adamlan bu parayı Is- tanbul'da Neva Şalom ve Beth ts- rael sinagoglan, Ingiltere Baş- konsolosluğu ve HSBG Bank Ge- nel Müdürlüğü'ne yönelik ey- lemler için kullandılar. Aylarca plan yaptılar, şirketler kurdular, bomba üretimi için atölyeler oluşturdular, burada mılıtanlan eğittiler, saldınlarda kullanılacak kamyonetleri sağladılar. Hazır- lıklan bıtirdikten sonra Akdaş, kardeşı Sadettin Akdaş ile bir- likte MehmetAli Etiz sahte kim- liğiyle 8 Kasım"da Çilvegözü Sı- nır Kapısı'dan Suriye'ye kaçtı. tki gün sonra geri döndü. 15 Kasım eyleminden bir gün önce Kilis Öncüpınar Kapısı'ndan Suri- ye'ye kaçtı. Azad Ekinci, Bur- han Kuş,Abdülkadir Karakuş, Gürcan Baç, Muhammet To- kaş'ın da aralannda bulunduğu 9 arkadaşı da izlerini kaybettirdi. Ramazan ayı ortasuıda bomba yüklü kamyonlarla gerçekleştiri- len ve 58 kişinin öldüğü, 650'den fazla kişinin yaralandığı 15-20 Kasım 2003'teki eylemden bir- kaç gün sonra Akdaş, Türk gü- venlik birimlerinin Suriye'de bir şeriat okuluna yönelik operasyo- nu üzerine ABD'ye karşı direni- şin başladığı Iraİc'a gitti. Azad Ekinci'nın 14Aralık 2003'te Ku- zey Irak'ın Haldiye kentinde bir karakola yönelik intihar saldınsı eyleminde öldüğünün öne sürül- mesi, Akdaş'ın da hak'ta oldu- ğuna ilişkin ipuçlan veriyordu. Kamyon şoförü Murat Yüce'nin ağustos ayı başında kafasuıdan kurşunlanması olayıyla ilgili gö- rüntüler televizyonlardan yansır- ken Türkçe konuştuğu görülen kişinin Akdaş olduğu iddia edil- mesi El Kaide'nin Türkiye emi- rinin Irak'ta olduğu iddialannı güçlendirmişti. Selefi ideolojisinin esiri olan Akdaş, Afganistan'm Kandahar kentindeki El Kaide kamplannda başladığı terör yolculuğunu I- rak'ta Sünni direnişinin yoğun- laştığı Sunye-Ürdün sınırına ya- kın Irak'ın en karmaşık ve tehli- keli bölgesi olan El Ambar eya- letinde noktaladı. Televızyonlara yansıyan görüntülerde Türkçe konuşan bir kişi, "Katiller ve uçaklarına bü\ük zarar verdi... Yülarca beklediği şehadete ka- vuştu" derken gerçeği DNA tes- ti ortaya çıkaracak. GUNDEM Ml'STAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada sonra denebilecek bir bölümleme yaşıyoruz. Sal- dın sonrasında bütün dünyanın yaklaşımı şuydu: Hepimiz Amerikalıyız! ABD'nin karşı karşıya kaldığı terör eylemi bü- tün dünyada nefretle kınanmıştı. Bush yönetimi saldınnın nedenlerini çözmek, saldırganlan yaka- lamak, terörün kaynaklarını kurutmak için çaba harcamak yerine ilk hedef olarak şunu seçti: Hemen, hemen, hemen karşılık vermek. AB- D'nin büyüklüğünü herkese göstermek! Bu dürtü ile önce Afganistan'a, ardından Irak'a giren ABD, bu topraklardan nasıl çıkacağını ken- disi de bilmiyor. Belki de çıkmamak üzere girdiği için bilmiyor! Bush yönetimi 11 Eylül öncesi daha utangaç di- le getirdiği terörle mücadele rotasını şöyle netleş- tirdi: Dünya ikiye ayrılır; Amerika'dan yana olanlar ve terörden yana olanlar! ABD'nin pire için yorgandan öte ev yakmayı gö- ze alacak kadar ileri giden bu tutumu, hem terö- rü daha da güçlendirdi hem öteki ülkelere de ay- nı cesareti verdi. Ulkelerin 11 Eylül'ü! Artık dünyanın hangi ülkesinde çok büyük bir terör eylemi yaşansa eylemin adı, o ülkenin 11 Ey- lül'ü olarak algılanıyor. 12 Ekim 2002'de Endonezya'da bir diskotek önünde havaya uçurulan bomba yüklü araç, 202 kişinin ölümüne 300 kişinin yaralanmasına neden oldu. Olay, "Endonezya'nın 11 Eylül'ü" olarak ta- rihe geçti. 16 Mayıs 2003'te Fas'ın Casablanca kentinde otel ve lokantalara düzenlenen eşzamanlı saldın- larda 45 kişi öldü, çoğu ağır 100 kişi yaralandı. O- lay, "Fas'ın 11 Eylül'ü" olarak tarihe geçti. 15-20 Kasım 2003'te Istanbul'da iki havra, In- giliz Başkonsolosluğu, HSBC bankaşına intihar saldınlan düzenlendi, 63 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı. Olay, "Türkiye'nin 11 Eylül'ü" ola- rak tarihe geçti. 11 Mart 2004'te Ispanya'nın başkenti Mad- rid'de banliyö trenlerine yönelik saldınlarda 191 ki- şi öldü, 2000 kişi yaralandı. Olay, "Ispanya'nın 11 Eylül'ü" olarak tarihe geçti. Son olarak ağustos sonu ve eylül başında Rus- ya'da iki uçak eşzamanlı olarak düştü, okula bas- kın düzenlendi. 500'e yakın kişi öldü, bir 0 kadar kişi yaralandı. Olay, "Rusya'nın 11 Eylül'ü" olarak tarihe geçti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, olayla- nn sıcaklığıyla çok soğuk bir açıklama yaptı: "Rusya, dünyanın neresinde olursa olsun, terör- le mücadele edecektir." 1991 'de Sovyetler Birliği'nin çökmesinden son- ra Soğuk Savaş dönemi sona ermiş, dünya tek kutuplu bir yapıya doğru gidiyor havası hâkim ol- muştu. ABD'nin densiz tavırları 2000'li yıllara şöy- le bir damganın vurulmasına neden olmuştu: Soğuk barış! Ancak gerek Rusya olayları gerekse Rusya'nın olaylardan sonrakı tutumu pek çok kesimin pay- laştığı şu saptamayı öne çıkardı: 3. Dünya Savaşı başladı! Moskova'dan dün de şu açıklama geldi: "Rusya dışındaki terör kamplannın tümünün ye- rini biliyoruz. Gerekeni yapacağız." ABD'nin örnek olduğu bu terörle mücadele yön- temini Rusya da benimsemiş durumda. 11 Ey- lül'ün 3. yılında terör olaylarının giderek daha or- ganize hale geldığini görüyoruz. Buna karşın Bush yönetiminin tüm büyük saldınları düzenlediğini id- dia ettiği Usame Bin Ladin'den hâlâ haber yok. Bir iddia şu: ABD, Ladin'i yakaladı. Başkanlık seçimleri yak- laşırken açıklanacak. Bush'un lehine puan olarak yazılacak. Bu, terörle mücadele mi mukavele mi? Korkanz gidiş şu: Bütün dünya 11 Eylül! ankcum " cumhuriyet.com.tr Bugün Miraç Kandifi • ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, Müslümanlann bu gece kutlaya- caklan Miraç Kandili nedemyle yayunladığı me- sajda, "Miraç, toplumsal hayarımızda çalışarak ve başararak gelişmenin, ahlak ve hikmetin terbiye ettiği bilgiyle ilerlemenin imkânı olmalıdu-" dedi. CHP Küre komisyonu1 oluşturdu • ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Kas- tamonu'nun Küre ilçesinde meydana gelen kaza ile ilgili incelemelerde bulunmak üzere 4 milletve- kilinin görev yapacağı bir komisyon oluşturdu. Heyetin hazırlayacağı rapor CHP grup yönetimine sunulduktan sonra, konu Meclis'e taşınacak. Organ nakli için koordinasyon • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Organ nakli çalışmalannda, verimliliği arttırmak, adaletli organ ve doku dağıtımıru sağlamak amacıyla, Sağ- lık Bakanlığı'nın öncülüğünde üniversitelerin, Ulu- sal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi kuruldu. Sağlık Bakam Recep Akdağ, organ nakli hizmetlerinin hedeflenen düzeye çıkanknasını amaçladıklannı belirtti. KKTC'de arazi saüşi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yabancı- lann arazi alımlanrun son yıllarda büyük artış göstermesi endişelere neden oldu. KKTC'den sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in açıkladığı verilere göre ya- bancılar, KKTC'den 2001 yılında 63 bin, 2002 yılında 290 bin, 2003 yılında ise 613 bin merre- kare taşmmaz mal aldı. KKTC Bakanlar Kuru- lu'nun hazırladığı yasa tasansına göre ise ya- bancılar bundan sonra taşınmaz mal mülkiyeti- ne sahip olamayacak, bunun yerine taşınmazlan 125 yıllığma kiralayabilecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle