19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
53 dansçıdan oluşan barış ödüllü Beriozka, Türkiye'de okul açmayı planlıyor 1948'de 16 dansçıyla kurulan Beriozka'ya katılabilmek için etkileyici bir ruh, yetenek ve müzik kulağı gerekiyor. Bugüne dek beş kıtada 65 ülkede gösteri yapan grup, Rusya Devlet Başkanı'nın dış gezilerine eşlik ettiği için, 'Putin'in kızları' olarak tanınıyor. Putin'inkızları... HtLALKÖSE Rusyada tam 56 yıl önce 'Bir Huş Ağaa \ar- <h' adlı şarkı eşliğinde 16 kırmızı giysilı kızın etkileyici dansı, Beriozka Dans Topluluğu "nu yarattı. Türk-Rus Kültür DernegTnın davet- lisi olarak Rusya Federasyonu Devlet Başka- nı Yladimir Putinin, planlanan ziyaretı nede- niyle Türkıye'ye gelen grup, Kuzey Oset- ya'dakı katlıam nedeniyle gösterilenni ger- çekleştiremeden geri döndü. Rus kültürünü en iyi anlatan ekip olarak ka- bul edilen ve şimdiye kadar 5 kıtada 65 ülke dolaşan grup. 1948 yılında bir konserde, sah- nede sanki kayarak dans eden 16 genç kızın gösterisiyle oluşur. Rusya'tun sembolü beyaz gövdelı 'huş ağacı' anlamına gelen Benozka adı verilen grup, ellerinde gökyüzünü ve Rus- ya'nın doğal güzelliklerini anlatan mavi ve yeşil eşarplarla dönerek dans eder. RuSYA'NIN SEMBOLÜ Zamanla gelişen ve günümüzde de insan- lar üzerinde bıraktığı etki nedeniyle Putin'in dış gezilerine eşlik eden grup. "Putin'in krz- larT olarak da biliniyor. Dünya Banş Organizasyonu'nda banş ödü- lü alan ve 53 dansçıdan oluşan Beriozka'ya katılabilmek için etkileyici bir ruh, yetenek ve müzik kulağı gerekiyor. Disiplinle saatler sü- ren provalann ardından ise vücut dılinin çok iyi kullanıldığı eşsiz bir gösten ortaya çıkıyor. Çin'de bir okulu bulunan ve Rusya'nın çağ- lar öncesinden günümüze ulaşan efsaneleri- ni, geleneklerini, insanını ve yaşama bakışıra anlatan Beriozka, Türkiye'de de bir okul aç- mayı planlıyor. Topluluğu kuran ve 1978 yı- lına kadar dansın koreografisini yapan Na- dejda Nadiezhdina nın ölümünden sonra, gru- bun sanat yönetmenliğini, Benozka'da 20 yıl dans eden 'başdansçf Mira Koltsova yürütü- yor. Koltsova, "Yerel motiflerle bezeti kırmt- n uzun elbiseB kıziann adeta kayarak yapnk- lan dans, se> irciyi çok etkiledi. Bu dans da bu topluluğunözgünsanat stiti halinegekfi" diyor. PhaseiisSanat Etkmhkleri,Moskova Balalayka Dörtiüsü'nün konseriyle sürüyor_ Ântik tiyatroda Kalinka Şimsek ve yıldırımın gücü ANKARA (AA) - Şimşek çakmasıyla ortaya çıkan elektriksel gücün yaklaşık 200 bin amper olduğu, bu elektriksel gücün bir milisaniyede şimşek kanalını güneş yüzey sıcaklığuıın 3 katı olan yaklaşık 28 bin santigrat dereceye kadar ısıtabildiği belirtıldi. Yıldınm çarpmasından ölme riski, maruz kalan her insan için 28 bin 500'de 1... Dünyada her saniyede yaklaşık 100 yıldınm çarpması meydana geliyor. Şimşek, sık sık sağanak yağışlann dışında da çakıyor.Yıldınm aynı yere birden fazla düşebiliyor. "€{HATİCETUNCER KEMER- Dünyaca ünlü Moskova Balalayka Dörtlüsü, 2. Phaseiis Sanat Etkınliklen kapsamında Phaseiis An- tik Tiyatro'da, halk ezgileri ve klasik müziğin danslarla bütünleştiği bir konser verdi. Vladimir Lochenko, Aksander Gorbachov, Yuri Birzhev, tgor Kooo- valov ve Rus şarkılannın en iyi yo- rumculanndan biri olarak kabul edi- len solist YTadimir Gerc'ten oluşan grup, konsere başlamadan önce izle- yicileri Rusya'da teröristler tarafindan öldürülen çocuklar anısına saygı du- nışuna çağırdı. Konserde Rus halk şarkılannın yanı sıra Brahms, Liszt gibi klasik bestecilerin eserlerini Rus halk çalgılanyla yorumlayan dörtlü, Doktor Jivago fılminin unutuhnaz müziğini de seslendirdi. Moskova Ba- lalayka Dörtlüsü'ne eşlik eden 4 kişı- lık Rus Halk Danslan Topluluğu ba- şanlı figürleriyle büyük alkış aldı. Türkiye'de de çok sevilen Kalinka şarkısında izleyiciler coşarak tempo tuttu. Konserlerini bir buçuk saatte ta- mamlayan usta müzisyenler, ısrarh al- kışlar üzerine yeniden sahneye gele- rek bir şarkı daha seslendirdiler. Kemer Tanıtım Vakfi (KETAV) ön- cülüğünde ve Marh Otelleri'nin ana sponsorluğunda düzenlenen 2. Phase- iis Sanat Etkınliklen, bu akşam Gala- ta Mevlevihanesi Çağdaş Mevlana Âşıklan'nın sunacağı tasavvuf müziği konseri ve sema gösterisiyle sürecek. MESELA DEDIK ERDAL ATABEK Batan Geminin Mallan... n ilirsiniz, ucuz mallan dük- IJ kânlann önündeki tezgâhla- nnda satan Mahmutpaşa esnafi, "batan geminin maflan" diye fi- yatlann düşüklüğünü vurgularlar. Bu kez de Iskendemn Limanı'n- da batan zehirli atık gemisi birkaç yıllık aradan sonra bu limanda fa- ni ömrünü tamamladı. Şimdi ar- kasından ah vah edilecek, sonra o da geçmişin tozlu karanlıklanna kanşacaktır. Sulara kanşan zehir- li auklar çevreyi zehirlemeye yıl- lar boyunca devam edecektir, ama olsun. Bakınız neden olsun? Biz şerbetliyiz... T) iz şerbetliyiz, biliyor musu- JJ nuz? Bu "şerbetM" sözü yılan zehirlerine karşı çıkmıştır. Yılan, akrep, gibi hayvanlann zehirle- rinden etkilenmeyenkişiler vardır, onlara "şerbetli" denir. tşte bizler, yıllar boyu yediğimiz zehirlere, yuttuğumuz mikroplara karşın yı- kıhruyorsak, ayaktaysak işte bu şerbetüük duru- munedeniyledir. Bize \TZ gelir, tı- ns gider. Biz radyasyonubile sorunyapmamış bir toplumuz. Bize işlemez. Elinzebirlerinin tümü gelse bi- zimçehkgöğsü- müzü delemez. Onun için de ze- hirli atıklar ordan ko^uyor, şur- dan sürülüyor, sonunda soluğu bu- rada ahyorlar. Bu gemi de yıllar- dır Iskenderun Limanı'nda demir- lemiş. Demek ki kimse de "Bu •. gemininburadaneişivar T deme- miş. Gemicik de ne yapsın? Bu il- gisizlikten bunabnış, kendini ma- vi sulara bırakarak yaşamını nok- talamış. O da yıllarca önce ne umutlarla denize indirümişti kim büir? Ama zalimler sonunda o ge- miyi zehirle doldurup ortalığa sa- lıverdiler. O da yaşamım böyle noktaladı. Zavallı gemi. Bize ge- lince, biz şerbetliyiz. Bize bir şey- cik olmaz. Biz ne zehirler görmü- şüz. Bizl kıskamyorlar canım... D izi çekemiyorlar, bu açık. Bu D komşulanmız var ya, hepsi bizi kıskanıyor. Nasıl kıskanma- sınlar ki bütün iyi şeyler bizden çı- kjyor. Yunanlılar kıskanıyor, Bul- garlardesenhay- di haydi. Suriye kıskanıyor, Lüb- nan kıskanıyor, tran hiç çekemi- yor. Italya öyle, Fransa öyle. Is- panya desen o da öyle. Kıskanıp da ne yapıyorlar? Iş- te kimisi zehirli atık yüklü gemileri gönderiyor, kimisi el altından biı şeyler yapı- yor, çilemiz bu bizim. Biz iyiyiz, onlar kötü. Ne yapacaksın, dün- ya kötülerin dünyası. Büyü yapı- yorlar, nazar atıyorlar, göz değdi- riyorlar. Sonra da orman yangın- lanyla, sellerle uğraş dur. Mem- leketin bir yanında her daim kö- tü bir şeyler oluyor. Hiçbir şey ol- masa, Çakıcı konusu yeter. Ku- rumlar birbirine giriyor, hoş, bir şey de çıkmaz ya. Biz neler gör- dük neler. Üstüne bir bardak Su- surluk ayranı içeriz, her şey unu- tulur. Bunlar hep "kompilo". Çe- kemeyenlerin "kompilosu". Öyle ayarlıyorlar ki başımız hiç agnsız kahnasın. Biz iyiyiz, onlar kötü. Her şey de bundan çıkıyor. Aca- ba "kaza bela muskası" taksak faydası olur mu? Bir bilene sor- malı. Kaybolmayan sakız Istlyoruz... ağızlannda kaybolan çikJetten yakınıyor, "Kaybolmayan sakız istijoruz" diye yeni bir ağız eğ- lencesinin rekJamım yapıyorlar. "Kaybolmayan sakız" da ıyı bir slogan olmalı. Mılletimız yıllar boyunca denenmiş "ka\-bolma>an sakız" 1 ! bulmuş, çiğniyor. "Ne olacak bu memleketin han'?" de işte bu kaybolmayan sakızdır. Memleketin hali meydanda. Hiç- bir olayın sorumlusu yok. Yazı- lıp çiziliyor, sorulup söyleniyor, ama hıçbu- olaym sorumlusu or- taya çıkmıyor. Olaylann kimisi kem göz, kimisi Allah'ın takdi- ri, kimisi "bunlar hep oluyor" türünden, kimisi "ilahi ceza". Ama sonuçta hiçbirinin sorum- lusu yok. Böylece çiğnenen sa- kızlar da kaybolup gidiyor. 24 saat sonra da ortaya yeni bir sa- kız çıkıyor, onu çiğneyip duru- yoruz. İyi çiğnemeler deyip bu faslı da kapatalım. reklamını görmüşsü- nüzdür. Çiklet çiğneyenler, YAPI KREDİ'NİN 60. YILINA ÖZEL 5 SERGİ. HANEDANDAN BİR RESSAM ABDÜLMECİD EFENDİ Abdülınocid [£fendı Köşkii. Bagl.irbaşı 10 -30Hylül2004 St-ryi 11.00 18.00-Hiatlm AX-YMV\,\ rvjnclf'vn İIL- fjfzılobilir. Handovu icin: Q2\Z '&Z 47 (X) / 503 SIRVEGERÇEK/ SANCAK. ALT1N, SURET ALTININ İKTİDAR1. İKTİDARIN ALTINLARI Yapı Kredi Para Koleksiyonu Altın Sikkeler Sergisi Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi, Galatasaray 10 Eylül 2004 - 26 Şubat 2005 BEN MEHMED SİYAH KALEM / İNSANLAR VE CİNLERİN USTASI Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi. Galatasaray 10 Eylül-20 Ekim 2004 I C KUIIURVFIUnUM IMKANIICI ALMAN YAŞAMI STEFAN MOSES Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu. Galatasaray 10 Eylül 6 Ekim 2004 60ETHEINSTITU AL- YEŞİL GOLGE ESTERGON SANCAGI Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi. Galatasaray 10 Eylül 2004 26 Şubat 2005 YAPI W KREDİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle