Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2004 CUMARTESİ
HABERLER
Zehirli madde taşıyan gemiler mali sorumluluk garantisi olmadan giriş yapamayacak
Denizede 'özelmüdahale'AYŞESAYEV
ANKARA - tskenderun'da zehirli atık yüklü
"M/VUHa" adb geminin batmasının yankılan sü-
rerken gözler deniz ve boğazlarda yaşanan tan-
ker facialan ve çe\Teye verdiği zararlara çevril-
di. Türkiye, adeta "baük gemi" çöplüğü haline
gelen denizlerin korunmasına dönük yasal düzen-
leme için "geç" de olsa harekete geçti. Hüküme-
tin TBMM'ye sunduğu tasan ıle denızler ve bo-
ğazlar için koruyucu önlemleri uygulamak, kir-
liliği önlemek ve çıkacak yangınlan söndürmek
için "Acil Müdahale Bmmi" adı altında özel bir
birim kurulması öngörüldü. Ancak hükümet, acil
müdahale için bu alanda faaliyet gösteren "özel
şjrketierden" de hizmet alımının yolunu açıyor.
Hükümet "Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Za-
rarfa Maddelerie fârlenmesinde Acil Dunımlar-
da Müdahale ve Zarartann Tazmini Esaslanna
Dair Yasa TasansTm geçen temmuz ayı sonun-
da Meclis Başkanlığı'na sundu. Çevre Komisyo-
nu gündemindeki düzenlemeyle uluslararası dü-
zenlemelerle üstlenilen yükümlülük, hak ve yet-
kiler, iç hukuka yansıtılarak yasal güvence altı-
na alıruyor. Getirilen düzenlemeler özetle şöyle:
1Tasan, beş yüz groston ve daha büyük pet-
rol ve diğer zararlı maddelen taşıyan ge-
mileri kapsarken savaş gemilen ve yardımcı sa-
vaş gemileri ile herhangi bir devlet tarafından iş-
letilen ve ticari faaliyetler dışında kullamlan ge-
mileri kapsam dışında tutuyor.
201ay sonucunda ortaya çıkan kirlenme ve-
ya kirlenme tehlikesıne müdahale yetkisi
Denkcilik Müsteşarhğı'nda olacak. Ancaİc müs-
teşarlık bu görevi kolluk km-vetlerinin görevlen-
dirme planlamasına yardımcı olmak amacıyla
Sahil Güvenlik Komutanhğı'nın veya ilgili ba-
kanlığın görüşünü alarak diğer kamu kurum ve
kuruluşlan ile bu alanda faaliyet gösteren özel şir-
ketlere de yaptırabilecek.
3Denizler ve boğazlar için acil müdahale
planlan çerçevesinde koruyucu önlemle-
ri uygulamak veya uygulatmak, kirliliği önle-
mek veya önletmek, çıkacak yangınlan söndür-
mek amacıyla Denizcilik Müsteşarhğı tarafın-
dan "acil müdahale birimleri" oluşturulacak.
4Gemiler, Türk iç sulanna veya iç sular dı-
şındaki bir demiryeri veya lıman tesisle-
rine uğramak amacıyla Türk karasulanna girme-
den 48 saat önce müsteşarlık tarafından belirle-
necek acil müdahale bırimine, gemi ve taşıdığı
yükle ilgili bilgileri vermek zorunda.
5Gemi ve kıyı tesislerinin sorumlu tarafla-
n, ortaya çıkan kirlenmenin veya kirlen-
me tehlikesinin neden olduğu her türlü masraftan
ortak sorumlu olacak.
6Petrol veya diğer zararlı maddelen taşıyan
gemiler, Türkiye'nin taraf olduğu ulusla-
rarası sözleşmeleruyannca kendilerinden istenen
mali sorumluluk belgelerinden birine sahip bu-
lunacak. Bunlan ilgili makamlara bildirmek ve
talep edildiğinde göstermekle yükümlü tutulacak.
7Kirliliğe neden olan olayı gören, duyan
herkes, kirlenme veya kirlenme tehlikesini
ilgili makam ve acil müdahale birimlerine bildir-
mekle yükümlü tutulacak.
8Deniz çevresinin petrol ve diğer zararlı
maddelerden kirlenmesinde acil durumlar-
da müdahaleye ihşkin faaliyetleri ve uluslararası
işbirliğine ilişkin esasları içeren ulusal acil
müdahale planı, Çevre Bakanlığı ile müsteşarlık
tarafından hazırlanacak.
ZEHlR GEMÎStNÎN ACENTESl
Mavi Deniz
sabıkalı
çıktı
M/V Ulla adlı geminin acentesi
Mavi Deniz Taşımacılık'ın üç yil ön-
ce Istanbul Boğazı'nda bir geminin
batmasına yol açan Nadya adlı ge-
minin sahibi olduğu ortaya çıktı.
ÖZLEMGÜVEMLİ
Iskenderun Körfezi'nde batan zehir yük-
lü M/V Ulla adlı geminin acentesi Mavi
Deniz Taşımacılık'ın, 2001'de Istanbul Bo-
ğazı'nda Kaptan Cavit adlı geminin bat-
masına yol açan "Nadya" adlı geminin de
sahibi olduğu ortaya çıktı. 3 yıldır Büyük-
dere Limanı'nda demirli bulunan Nadya
gemisinin çekilmesi için Iskenderun'daki
olayın hemen ardından Kıyı Emniyeti ve
Gemi Kurtarma Işletmeleri Genel Müdür-
lüğü'nün limana yazı gönderdiği öğrenildi.
'HuRDA GEMİLERİ VAR'
Denizcilik Müsteşarhğı'nın eski bir yetki-
lisi Mavi Denizcilik'in genellikle ekonomik
ömrünü tamamlamış hurda gemiler kullandı-
ğını belirterek "Batan geminin değeri 50 bin
dolar civanndadır. Geminin ederinin 10 kaü
kadar para karşılığında batma pahasına teh-
kileü aoklar taşıyorlar. Bu geminin armatörü
de büyük ihtimaDe Türk'rür. Bunun gibi pek
çok devietin kara listesinde olan şirketler var.
Genelde hukuk dışı bir yük söz konusu oldu-
ğunda ekonomik değeri düşük, kolay bayrak
çekOebilen bu tür gemiler tercih edün-" dedi.
Gemi Mühendısleri Odası Yönetim Kuru-
lu'ndan yapılan açıklamada da M/V Ulla ge-
misinin 1969 yapımı olduğu ve 2000 yılında
yapılan klas kontrolünden de geçemediğine
dikkat çekilerek "Avrupa limanlanna yaşh
gemi yanaşünnamayı zorunlu kılan İspan-
ya'nın 30 yaşında bir gemiye timanlannda ze-
hirti aük yüklemesine izin vennesi de oldukça
düşündürücüdür" denildı.
VALİ MUAMMER GÜLER:
Her yıl yeni 100
okula ihtiyaç var
tstanbul Haber Servfei - Istanbul Valisi
Muammer Güler, Istanbul'da her yıl yeni
100 okula ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Yeni öğretim yılının başlaması nedeniyle
basın toplantısı yapan Güler, îstanbul'da 2
bin 35 okulda, 76 bin 536 öğretmen ve 2
miryon 126 bin 238 öğrencinin eğitime
başlayacağını belirtti. Her yıl en az 3 bin
dersliğe, başka bir ifadeyle yeni 100 okula
ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Güler, bu
yıl özel idare imkânlan ile eğitime 250 tril-
yon liralık kaynak sağlandığını ifade etti.
Bu kaynağın okullann deprem etüdü çalış-
malanna aynldığını söyleyen Güler, en-
düstri meslek liselerinde imal edilen 80 bin
depreme dayanıkh sıranın da okullara da-
ğıtıldığını söyledi. Istanbul'daki 500 ilköğ-
retim okuluna 15 bin bilgisayar ve projek-
siyon makinesi alımının ihale aşamasmda
olduğunu anlatan Güler, ihalesi yapılan 52
yeni okulun çok kısa süre içinde yapımına,
50 yeni okulun da ihalesine başlanacağını
dile getirdi.
îstanbul'da derslik başına öğrenci sayısı-
nın 100'den 50'ye düştüğünü kaydeden
Güler, hedeflerinin bu sayıyı 40'a indirmek
olduğunu, bu nedenle 15 bin derslik yapıl-
masını amaçladıklannı söyledi.
Bu arada II Milli Eğitim Müdürü Ömer
Bahbey, okul kayıtlanmn 1 hafta süreyle
uzatıldığım söyledi. Kayıt sırasında gömil-
lü bağış bile olsa ücret alınmayacağını an-
latan Bahbey, buna uymayanların da
cezaland«nlacağmı söyledi. ''
Tarihi bina ihmal
sonucu çöktü
Îstanbul'da önlem ahnmadan yapılan >>
knnlar, büyük tehHke yaraüyor. Harbi-
ye'de üç kath tarihi bir bina bitişiğindeki
evin yıkmu sırasında çöktü. Kasımpa-
şa'da ise önceki gece bir binanm istinat
duvan yılakn. îstanbul'da özeffikle ba-
kımsızhk nedeniyle harap duruma getmiş
tarihi binalar. iş makinelerinin cahşması
sırasında bik çökebiByor. Beledryelerse bi-
nalan güçkndirmek yerine önkm alma-
dan iş makinderini de kişilerin kuUanımı-
na vererek faciaya davetiye çıkanyor. Ka-
sımpaşa Kaptanpaşa MahaDesi Porsuk
Sokak'taki 6 kath binanın istinat duvan-
nın büyük bölümü önceki gece aniden
çöktü. Yurttaşlar, duvann çökebUeceği
konusunda uyanda buhınduklanıu, buna
karşın vetkililerin hiçbir önlem almadık-
lannı belirttikr. tki hafta önce de Harbiye
Çimen Sokak'ta, kepçeyie yapılan bina \>
kmu sırasında üç kath tarihi bina çök-
müştü. Alt katlan boş olan binada yaşh
bir çift yaşıyordu. Aynca diğer taraftaki
5 kath apartmanın da zarar görmesi ih-
timahne karşın yıkunın ardından bina
boşatokh. (HtLAL KÖSE)
Zehir yüklü M/V Ulla gemisindeki ilk inceleme 91 saat sonra başlatıldı
Batığa yüzeyden bakış
AKINBODUR
İSKENDERUN - Iskenderun
Körfezi'nde 2 bin 200 ton zehir-
li yükle batan St. Vincent bandı-
ralı M,V Ulla adlı gemide ilk in-
celeme, 91 saat sonra başlatıldı.
Genelkurmay BaşkanlığTnın is-
temı üzerine Izmirden dün sa-
bah Iskenderun'a gelen altı kişi-
lik SAT ekibi, Deniz Üs Komu-
tanlığı Limanı'ndan Sahil Gü-
venlik 89 adlı hücumbotla batık
noktasına gitti. Uzmanlar deniz
• Iskenderun'da 2 bin 200 tonluk zehir yüküyle batan
M/V Ulla'nın deniz ve canlılara etki düzeyinin
bilinmemesi nedeniyle ilk inceleme robot kamera ile
yapıldı. Daha sonra dalış yapılacak.
yüzeyinde inceleme yaptı.
Ulla'nın zehirli yükünün deniz
ve canlılara etki düzeyinin bilin-
memesi nedeniyle ilk inceleme-
yi robot kamera üe yapan SAT eki-
bi. görüntüler üzerinde elde ede-
ceği verilere göre daha sonra da-
hş yaptıracak. Ük incelemede, ze-
hirli yükün durumu ve denize sız-
ma konumu ile geminin yüzey
yapısmda batmaya ilişkin bilgi-
ler de edinilmeye çalışılacak.
SAT ekibinin bölgede yapaca-
ğı incelemeyi takip etmek iste-
yen ve batık noktasına bir balık-
çı trolü ile giden gazeteciler ise
Başbakanhk ve Hatay Valiliği'nın
200 metrelik yasak bölge sının-
na takıldı. Gazeteciler bölgeye
yaklaştınlmadı.
MV Ulla gemisinin batması-
na ilişkin inceleme yapan CHP'li
heyeti, olayda ihmali aşan bir kas-
hn ipuçlannın bulunduğunu açık-
ladı. Heyet başkanı ve Hatay Mil-
let\ekıli Fuat Çay, "Burada cid-
di bir ihmali aşan kastm ipuçlan
var" dedi. Çay. Ankara ve An-
takya'da yapacaklan görüşmeler
sonrasmda hazırlayacaklan rapo-
nı TBMM Genel Kurulu'na taşı-
yacaklannı belirtti.
'Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikalan 2023 Strateji Belgesi' hazırlandı
TÜBÎTAKvizyonubelirlediEBRUTOKTAR
ANK4RA(CumhuriyetBüro-
su)-TÜBlTAK, Türkiye" Cumhu-
riyeti'nin 100. yılında bılım ve
teknoloji politikalannda dünya
standartlanna ulaşabilmesi için
izlemesi gereken stratejiyi belir-
ledi. Kişi başma düşen milli ge-
ürin 2 bin 500 dolar olduğu Tür-
kiye'nin mevcut politikalarla ki-
şi başma düşen geliri 15-20 bin
dolar olan AB ülkelerini yakala-
masınm olanaksız olduğuna işa-
ret eden TÜBlTAK, 2005-10 yü-
lannı kapsayan lasa \adeli bilim-
sel atak için de 5 alan belirledi.
TÜBlTAK, "Ulusal Bifim ve
Teknoloji Politikalan 2023 Stra-
tejiBelgesr hazırladı. Türkıye'nın
bilimsel ve teknolojik gelişmede
*zayıfyönlerini" hsteleyen TÜBl-
TAK, Ar-Ge çalışmalanrun "el-
zem" olduğunu \
r
urguladı. TÜ-
BtTAK; ilaç sanayii, enerji, ge-
netik çahşmalar ve savunma sa-
nayiinde dışa bağımlığın kınlma-
sı gerektiğini belirtti.
TÜBÎTAK. bugüne kadar ız-
lenen bilim ve teknolojıye ilişkin
politika belgelerindeki hedefle-
rin siyasi iktidann sahip çıkma-
ması nedeniyle yaşama geçinl-
mediğini ortaya koydu. ABD, Ja-
ponya, tsveç ve Finlandiya'da Ar-
Ge'ye aynlan pay yüzde 3 iken
Türkiye'de bunun binde 64 oldu-
ğuna dikkat çekilen belgede; bi-
ÖNCELİKLİ ALANLAR
2010 yılına kadar izlenmesi gereken stratejiyi
belirleyen eylem planı da şöyle:
1) Savunma sanayii: Ülkenin bilim ve teknolo-
ji düzeyinin gelişmesinde öncü rol oynayan ulu-
sal savunma, havacılık ve uzay sanayiine sahip ol-
mak. Küresel düzeyde ülke çıkarlanrun korunma-
sını gözeten ve ulusal güvenlik gereksinimlerini
karşüayan sistem ve teknolojileri özgün olarak araş-
tınp üretmek. Savunma sistem ve tedariklerinde,
Avrupa ülkelerinde olduğu gibi serbest rekabet de-
ğil, "miüi güvenMk" ilkesine göre hareket etmek
gerekiyor. Milli olarak nitelenen teknoloji ve
ürünler ile kritik kategorisine sahip teknoloji ve
ürünler Türkiye'de hızlı geliştirilip üretilmelidir.
2) Uzay sanayii: Uydu tasarlayabilmek, uzaya
araç gönderme yeteneği geliştirebilmek, fırlat-
ma ve yer kontrol sistemlerine ilişkin teknoloji-
ye sahip olmak. Yeryüzünde, havada ve uzayda
konuşlu sistemler üzerindeki uzay havasının et-
kilerini ve bu etkilerden korunma yollanm ince-
leyen teknolojilerle bu etkilerle ilgili gözlem, tah-
min ve uyanların yapılmasına ilişkin teknoloji-
lere sahip olmak.
3) Bilim parklan: Çocuklann bilime yönehne-
leri için önce gelişmiş illerde bilim parklan ku-
rulacak. Çocuklar, bu parklarda deney yapabile-
cek, canlandınlmış bilimsel deneyleri izleyecek,
suyun kaldırma kuvvetinden yerçekimine kadar
pek çok konuyu yaşayarak öğrenecek.
4) Biöminsanıyeriştirme: Üniversitelerdeki ön-
lisans, lisans ve lisansüstü eğitim programlan,
ülke gereksinimleri göz önüne alınarak yeniden
duzenlenmeli. Mühendislik fakültelerindeki ma-
kine-teçhizat eksikliklerinin giderilmesi için kay-
nak aynlmalı. 27 bin olan tam zaman eşdeğer
araştırmacı ve mesleki-teknik ara eleman sayısı
2010 yılına kadar 40 bine çıkanlmalı.
5)Üniverske-Sana>iişbirliği: Mühendislik fakül-
telerindeki öğretim elemanlan sanayinin sorun-
lan ile ilgilenmeye teşvik edilmeh. Ûniversitele-
re mühendislik dısiplinlerinde verilen akademik
Ar-Ge teşviklerinin sanayii ile bağlantısı sağlan-
malı. Doçentlik Smav Yönetmeliği başta olmak
üzere üniversitelerin akademik atama ve yükselt-
me ölçütleri, sanayi ile işbirliğine yönelik çalış-
malara göre değiştirilmeli.
limsel bilgi üretiminde de Türki-
ye'nin dünyada binde 9'luk bir
yere sahip olduğu vurgulandı.
Türkıye'nin küresel rekabette
1999-2003 yıllan arasında 18. sı-
radan 25. sıraya düştüğü kayde-
dilen belgede, Türkiye'nin mühen-
dislik bılımlenne, uzay ve hava-
cılık sanayiine, gen mühendisli-
ği ve biyoteknolojiye, enerji tasar-
rufu sağlayıcı teknolojilere ön-
celik vennesi gerektiği anlatıldı.
TÜBlTAK Strateji Belgesi'nde,
Türkiye'nin bilim ve teknoloji
alanındaki zayıf yönleri şöyle sı-
ralandı:
"Hızh nüfus artişı, iç göç, plan-
sız kentleşme, gehr dağıhmında-
ki (kngesizlik,genç nüfusun yeter-
H egitilememesi,istihdam oianak-
lannm varanlamaması, eğhim sis-
teminin araşürma \e varaOcıhgı
tekikleyen bir \apıda olnıamasu
Ar- Ge yannmlannın \etersiztigi,
teknoloji gehşrjrme çahşmalan-
na devlet desteğinin yetersizüği,
sanayi-üniversite ilişkilerinin za-
yıfbğu araşorma sonuçlannın ti-
carfleştirflememesi, dışpazararaş-
Ormalannın yetersizfiğL"
CUMARTESİ
YA7JIAHJ
ATAOL BEHRAMOĞLU
İnsanlığından Utanmak
Bu deyim dilimize ne zaman yerleşmiş, bir baş-
ka dilden alındıysa ne zaman alınmış, bilmiyo-
rum...
Kuşkusuz her dilde bu kavramı karşılayacak
benzer deyimler vardır...
Eski Yunan düşünürlerinin bu düşünüşeyaban-
cı olmamalan gerekir.
Insan dünyasının, tanıyabildiğimiz kadarıyla hay-
van dünyasından pekfarklı olmadığı çağlarda, ia-
sanın insanlığından utanması için bir neden sanı-
yorum ki olamazdı.
(Tanıyabildiğimiz kadanyla diyorum, çünkü hay-
vanlann -özellikle köpeklerin- dünyasında, bazı
durumlarda, benzer durumlardaki insanlarda ola-
bileceğinden daha güçlü utanma görünümleriyle
karşılaşabiliyoruz...)
Aynı şeyi ortaçağlar için de söyleyebiliriz.
O dönemler için, en çok, günah duygusundan,
Tanrı ya da cehennem korkusundan söz edilebi-
lir.
Insanın insanlığından, bir başka deyişle kendi ken-
disinden utanması için, kendisini (insan oluşunu)
bağımsız bir değer olarak algılayıp kabul etmesi
gerekir...
Insanlık tarihine göz attığımızda, bu anlamda
insan olma (insanlaşma) aşamasına ulaşmanın
çok da eskilere gitmediğıni; tersine, pek yeni ol-
duğunu görebiliyoruz...
Insanın, bu gün hiç değilse kimilerimizce algı-
landığı anlamda insan oluşunun tarihi, korkanm ki
birkaç bin yıllık bile değil...
Insanlığın milyonlarca yılla ölçülen genel tarihi-
nin yanında bu yeni tarihi ürküntü verecek ölçüde
küçüktür...
Bu nedenle de insanlığından utanmak, sanıla-
bileceği kadar kolay değil...
• • •
İnsanlığından utanma duygusunun (ve bilincinin)
temel koşulu, insanın en yüce değer olduğunu ka-
bul etmektir.
"YaraM"lann en değerlisi anlamında değil, var
olan en değerti şey anlamında...
Bu düşünceyi daha da ilen götürerek ve genel-
leştirerek, canlı ya da cansız, var olan her şeyin bir
değeri olduğunu kabul etmek gerekir...
Böyle bıranlayışın doğal sonucu, hiçbir şeye kö-
tülük yapmamak gerektiğidir... Insanlık olarak, bu
noktadan henüz uzaktayız ve belki de hep ütop-
ya olarak kalacaktır böyle bir yaşam anlayışı...
Fakat, insan yaşamına kastetmiş bir kötülüğün
kabul edilemezliği tartışma konusu yapılabilir mi?
Insanın insan olmatarihinin ilk basamaklannda-
ki cinayetleri, içimize sindiremesek de ilkellik dö-
neminin vahşetleri olarak açıklamasını yapabiliriz.
Buna karşılık bir önceki yüzyılda yaşanan vah-
şetlerin ve bu yüzyılın başından beri yaşanmakta
olanlann, insanlığımızın en kara, en karanlık olay-
lan sayılması gerekiyor...
Çünkü, bilimde, sanatta, yaratıcılığın akla gele-
bilecek her alanındaki akıl almaz başanlara karşın,
kendi yavrulannı parçalayıp yok eden, en ilkel, en
canavar yaratıklardan farksızız.
Nazi toplama kamplarındakı cinayetlerle Oset-
ya'da işlenenler arasında dolaysız bir kan bağı var.
llkinde katiller, en üst basamaklara ulaşmış bir
uygarlığın temsilcileriydiler.
Ikincidekı cinayetin sorumlulan, bu uygarlaşma-
dan nasiplerini alamamış ılkel yaratıklardır.
Ama aralannda bir fark yok.
ötekiler de bunlar da, çocuklan, bebekleri kat-
lettiler.
Canavarlık, insan oluşumuzun özünde mi?
Sanmıyorum...
öyle olsa, tüm bu vahşeti, acımasızlığı, doğal,
kaçınılmaz sayar, insanlığımızdan utanmazdık...
Oysa, özellikle Osetya'da, o okulun salonunda
işlenen cinayetten sonra, utanıyoruz insanlığımız-
dan...
Tıpkı Nazi toplama kamplannda işlenen cinayet-
ler için duyduğumuz utanç gibi...
• • •
Insanlığından utanmak insanca bir erdemdir.
Hele, bu duygudan yoksun yaşayan ne kadar
çok insan olduğu düşünülürse...
Fakat, sadece utanmak, insan olmak için yeter-
li değil...
Adı, bugün olduğu gibi, ister "emperyalizm", is-
ter "köktendincilik" olsun, acımasızlığa karşı güç-
lü olmamız, örgütlenmemiz gerekiyor.
Çünkü hiçbir ideoloji, hiçbir inanç, hiçbir çıkar,
bir bebeğin yaşama hakkından, bir çocuğun ma-
sumiyetinden daha değerli olamaz...
Sadece tanıklık ise, cinayete ortaklık gibi bir
şeydir...
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)513 85 95
Sorumlu isimler bildirilecek
TCDDbilirldşi
raporuna itiraz edecek
Haber Merkezi - Sakarya'nın Pamukova il-
çesinde meydana gelen ve 39 kişinin yaşamı-
nı yitirdiği hızlandınhnış tren kazasma iliş-
kin Sakarya Savcılığı'nın hazırlattığı bilirkişi
raporunda 8'de 4 oranında kusurlu bulunan
TCDD yönetimi rapora itiraz karan aldı. Sa-
karya Savcılığı'nca haklannda Ankara Cum-
huriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulu-
nulan TCDD yöneticilerinin kendilerini hü-
kümetin yabancı uzmanlara hazırlattığı ve
sadece makinistlerin suçlandığı raporlarla sa-
\aınacağı bildirildi. TCDD yetkililerinın. Sa-
karya Cumhuriyet Savcılığı'nın Türk uzman-
lara hazırlattığı bilirkişi raporuna, "kazaya
ilişkin ölçümlerin hatah olduğu, kazanın oluş
şektinin net olarak ortaya konulamadığı ve
birçok eksikhk bulunduğu" ıddialarıyla itiraz
edeceği öğrenildi. TCDD Genel Müdürlü-
ğü'nün, yargı sürecinde, savcılığın talebi
doğrultusunda, sorumlu olarak istenecek
isimleri de vereceği bildirildi. Kazanın ardın-
dan hükümet tarafından Hollanda, Ispanya,
Güney Kore ve Almanya'dan gelerek incele-
melerde bulunan uzmanlar kazanın hızdan
kaynaklandığını sa\
r
unmuşlardı.