Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
»AfoJSTOS 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DIZI
ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK
DiMsı
•:ABİAÎLI
İ STAN3ÜL
3PSNDÎSİ
A3DÜLCAÎİBAZ1
IN
HA.3ÎK3JUDS
MACSRALAHI
KISIM
TEKMÎLİ
BÎRDEN
ÜKJ-Ut OJMANLITOKAN, KZAV IN
Kurumda şimdiye kadar yaşanmamış bir değişim gerçekleşti, atamalarda liyakat kriter olmaktan çıkartıldı
AKPden uzmanhğa tarpanTürk adalet sisteminde fevkala-
de önemli bir yeri olan Adli Tıp
Kurumu'ndabugünlerde çok önem-
li gelişmeler yaşanıyor.
Adli tıp bir hekimlik hizmeti ol-
masına rağmen ATK, Sağlık Ba-
kanlığı'na değil, doğrudan Adalet
Bakanlığı'na bağh. ATK Başkanı,
başkan yardımcılan ve ihtisas ku-
rulu üyeleri Adalet Bakanı'nın tek-
lifi üzerine üçlü kararnameyle ata-
nıyorlar. Diğer çahşanlann atama-
lanysa bakanveya ATK Başkanı ta-
rafından yapıhyor. Kurutn çalışan-
lannın tayinlerinden özlük hakla-
nna kadar çalışma koşullan tama-
men bakanlık tarafindan belirleni-
yor.
profesör yerlne doktor
basltan
AKP hükümeti kurulduğunda
ATK Başkanlığı'nı Marmara Üni-
versitesi Adli Tıp Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. OğuzPölat yürüt-
mekteydi. Prof. Polat'ın yönetim
dönemi adli tıbbın bilimsel niteli-
ğinin yükseltilmesi ve kurvımun dı-
şarıya açılma çabalanyla dikkat
çekmekteydi. AKP'nin ilk icraatı
ATK Başkanı'nı değiştirmek oldu.
Prof. Polat, görevinden istifa et-
mek zorunda kaldı. Yerine adli tıp
uzmanı Dr. Keramettin Kurt atan-
dı. Bu atamanın öncelikle dikkati
çeken yönü Kurt'un herhangi bir
akademik özelliğinin olmamasıy-
dı. ATK aynı zamanda Türkiye'de-
ki en büyük adli tıp eğitim kurumu
olduğu için, yasal bir zorunluluk
olmamakla birlikte, şimdiye kadar
bütün ATK başkanlannın profesör
veya doçent unvanına sahip akade-
nisyenler arasından atanması yer-
leşmiş bir teamüldü. AKP hükü-
meti döneminde bu teamüle bile
tahammül edilemedi.
Kurum başkanının yanlış
raporları
ATK'nin yeni başkanınm bir di-
ğer özelliği, Türkiye'de adli tıp uz-
manlık eğitiminin iki yıl olmasına
rağmen asistanlığı-
nı bir yılda bitirmiş
olmasıydı. Geçmiş-
teki uygulamadan
yararlanarak uz-
manlık egitimini kı-
sa dönemde bitiren
birkaç adli tıp uz-
manından birisiydi
Dr. Keramettin
Kurt.
Böylece, ortaya
Türkiye'deki başka
hiçbir uzmanlık egi-
timinde olmayanbir
durum çıktı. AKP
hükümeti tarafindan
göreve getirilen ve
hiçbir eğitimcivas-
fi olmayan Dr. Ke-
ramettin Kurt, Tür-
kiye'nin en büyük
adli tıp eğitim mer-
kezinde asistan egi-
ticiliği görevi yap-
mayabaşladı. Uste-
lik geçmiş yıllarda
kesici delici alet ya-
ralanması mağduru
ûç kişiye verdiği yanlış raporlar
herkesin malumuydu.
Mağdurlardan biri karnmdan ya-
ralanmış ve bağırsak ameliyatı ge-
;irmişti. tkincı mağdurun önkol si-
airleri kesilmiş ve ameliyatla ona-
nlmıştı. Üçüncü mağdur da kar-
nındanyaralanmıştı. Adli tıp uygu-
lamasına göre her üç yaralanma da
Adli tıpta
neler 6
• Adaletle ilgili diğer kurumlar gibi Adli Tıp
Kurumu'nun da her türlü siyasi etkiden uzak olması
gerekiyor. Aksi takdirde verdiği kararlann
kamuoyunun vicdanında tartışmalara yol açması
kaçınılmaz olur çünkü. AKP hükümetiyse tamamen
kendi güdümünde bir Adli Tıp Kurumu yaratma
çabasında. Kurum başkanı ve ihtisas daire
başkanlannın büyük çoğunluğunu teamüllere aykın
yöntemlerle değiştiren hükümet, kendi prgramında
söz verdiği 'özerkliği' unurmuşa benziyor.
AKP'nin atadığı yeni yönetim adlitipuzman ve asistanlannm üyesi olduğu AdliTıp UzmanlanDerneği'ni de karşBma
akh. Derneğin eleşfirel bakışına tepki gösteren yeniydnetimin ilk işi kurum çahşanlannı istifaya zoriamak oWa
AKP hükümeti tarafindan
ATK Başkanhğı görevme
getirflen ve hiçbir eğjtimd
vasfi olmayan
Dr. Keramettin Kurt,
Türkiye'nin en büyûk adli
üp eğitim merkezinde
asistan eğiticfliği görevi
_ yapmava başladı
Üstetik geçmiş \iBarda
kesfcidelici'alet
yaralanması mağduru üç
kişiye verdiği yanhş
raporlân herkes butyordu.
mağdurlann hayatıru tehhkeye ma-
ruz kılıyordu. Müessir fiil sonucu
oluşan yaralanmada mağdurda ha-
yati tehlike oluşup oluşmadığı Türk
Ceza Kanunu'nun 456. maddesi
açısından fevkalade önemliydi. Vü-
cut boşluklanndan yaralanmalann
hayati tehlike oluşturduğunu, de-
ğil adli tıp uzmanlan çoğu tıp fa-
kültesi öğrencisi bile bilirdi. Fakat
her nasılsa, Dr. Ke-
ramettin Kurt'un im-
zasını taşıyan rapor-
da üç mağdurun da
hayati tehlikesi ol-
madığı kanaatine va-
nlmıştı. Kurum baş-
kanından sonra sıra
başkan yardımcıla-
nnın değiştirilmesi-
ne geldi. Peşinden
üniversiteden ikinci
görevli olarak gelen
akademisyenlerin
yaprak dökümü ya-
şandı. Bu arada ku-
rumda görevli bir-
çok adli tıp uzmanı-
nın yerlerinin değiş-
tirilmesi de gerçek-
leştirildi.
Slyasl terclh
dönemi
AKP iktidan gö-
reve geldikten kısa
bir süre sonra, ATK
Kanunu'nda değjşik-
lik yapan 4810 sayılı kanun
TBMM'de kabul edildi. Yapılan en
önemli değişiklik ATK ihtisas ku-
rullannın sayısınm altıya, ihtisas
kurulu üyelerinin sayısının ise 62'ye
çıkanlması oldu.
Halen ihtisas kurullannda görev
yapan 47 üyenin 20'sı son bir yıl
içinde AKP hükümeti tarafindan
atandı. ATK'nin en fonksiyonel bi-
rimleri olan ihtisas kurullannın ya-
pısı, böylece, önemli ölçüde değiş-
ti. Daha önceki hiçbir hükümet dö-
neminde yaşanmamış bir değişim
gerçekleşti.
Verdikleri her kararla insanlann
hayatını ve kaderini derinden etki-
leyen kurul üyelerinin kendilerini
mesleki olarak kanıtlamış, yetkin ve
başanh hekimlerden seçümesi bek-
lenir, doğal olarak. AKP'nin yap-
tığı atamalara bakıldığındaysa kla-
sik "idari tasarruP gerekçesinin
dışında ne gibi nesnel kriterlerin
uygulandığı, atananlarda ne gibi
özelliklerin arandığı bilınmiyor.
Bu durum yapılan atamalardaki
belirleyici kriterin liyakate göre de-
ğil, siyasi tercihlere göre olduğu
kuşkusunu doğuruyor.
Geçmiş yıllardaki kurul üyelik-
lerine kıdemli adli tıp uzmanlannın
atanması teamülüne de uyulmadı.
İlk kez, iki yıllık bir adli tıp uzma-
nı AKP hükümetitarafindan ihtisas
kurulu üyeliğine atandı.
ATUD üvelerlne baskı
AKP hükümeti tarafindan ata-
nan ATK yönetiminin faaliyetleri
bununla sınırlı da değildi. AKP ık-
tidara gelirken sivil toplum örgüt-
leriyle işbirliği içinde çalışacağının
da sözünü vermişti. Adli tıp uz-
man ve asistanlarının üyesi oldu-
ğu Adli Tıp Uzmanlan Derneği
(ATUD) de adli tıp alanına ilişkin
görüşlerini ATK Başkanhğı'na,
Adalet Bakanı'na, Cumhurbaşkan-
lığı'na iletmişti.
Ancak ATK'de yapılan değişik-
likler ve hazırlanacak uygulama
yönetmeliğiyle ilgili görüşleri hiç-
bir şekılde dikkate ahnmamıştı.
ATK Başkanhğı ATUD ile diyalog
ve işbirliğinin yerine eleştırel yak-
laşımı nedeniyle ATK'de çalışan
ATUD yöneticilerine karşı olum-
suz tavır ahnayı tercih etmişti.
ATUD Yönetim Kurulu Sekrete-
ri'nin görev yeri değiştihlmiş,
ATUD Udnci Başkanı'nm yıllardır
yürüttüğü görevineyse hiçbir gerek-
çe gösterilmeden son verilmişti.
ATK'de yaşanan bu gelişmeler
geçen günlerde Istanbul Tabip
Odası, Istanbul Barosu ve Adli Tıp
Uzmanlan Demeği
tarafından yapılan
ortak bir basm açık-
lamasıyla kamuoyu-
na yansıtıldı.
Basm açıklama-
sında AKP hüküme-
tınin icraatlarının
ATK'nin objektifli-
ği ve güvenilirliğini
hızla yok etmekte ve
adli tıp alanına bü-
yük zararlar vermek-
te olduğu belirtili-
yor ve "AKP hükü-
metini AdM Tıp Ku-
nımu'ndaki parti-
zanca uygulamala-
ra derhalson verme-
ye ve bilimsel, çağ-
daş ve özerk bir ça-
hşmadüzeninisağla-
maya çağınyoruz"
deniliyordu.
Basın açıklaması-
nın hemen ardından
Adli Tıp Uzmanlan
Demeği'nden toplu
istifalar başladı.
tlginç olansa bu istifalarla ATK
yönetiminin arasındaki ilişkiydi.
Türkiye'de yaklaşık 35 bin uzman
hekim vardır ve onlarca uzmanlık
derneğine üyedirler. Bu üyeliğin
yaptıklan kamu görevleriyle hiç-
bir bağlantısı yoktur. Zaten, şimdi-
ye kadar, herhangi bir kamu kuru-
Adh Tıp Profesörü Dr.
Sermet Koç, Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Adli Tıp
AnabiHm Dah Başka-
nı'ydL ATK'de de ikinci
görevli olarak çahşıyordu.
Kurum yönetimi, hiçbir
resmi tebligat yapmadan
Koç'un önce kendi
kürsüsünün bu lunduğu
binadakı ATK bölümüne
geçişini engelledi ardmdan
da ikincigörev maaşmı
kesti.
mu yöneticisinin kendi kurumun-
da çalışan bir hekimin uzmanlık
derneğine üye olması veya üye ol-
duğu uzmanlık derneğinden aynl-
masıyla ılgilendiği görühnemıştı.
Pr. Kurt Istlfa örgütlüyor
Adli tıpta bir ilk daha gerçekleş-
ti. Adli TıpUzmanlan Derneği'nden
istifa edenlerin listesi bizzat ATK
Başkanı Dr. Keramettin Kurt tara-
ftndan oluşturuldu ve ilan edildi. Bir
meslek örgütünün olağan bir faali-
yetıne bile tahammül gösterilmi-
yordu ATK'de.
Basın açıklamasından sonra Ad-
li Tıp Profesörü Dr. SermetKoç'un
başına gelenler daha da garipti. Prof.
Koç, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ad-
li Tıp Anabilim Dah Başkanf ydı.
Aynı zamanda Istanbul Tabip Oda-
sı Onur Kuruluüyesiydi. ATK'de de
ıkinci görevli olarak çahşıyordu.
Uzun yıllar Morg İhtisas Daıresı
Başkanhğı yapmış, ATK kadrola-
n işbaşına geldiğinde Daire Başkan-
hğı görevinden istifa etmişti.
ATK'dekı göreviyse devam ediyor-
du.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli
Tıp Kürsüsü ATK ıle aynı binaday-
dı. Aradaki kapıdan elektronik kart-
la geçiliyordu. Prof. Koç önce, kar-
tının geçişe kapatıldığım öğrendi.
Kürsüsünün devammdaki koridora
geçemiyordu artık.
ATK Başkanlığı Prof. Koç'un yıl-
lardır görev yaptığı kuruma girme-
sini sakıncah bulmuştu. Sonra da
ikinci görev maaşı kesiliverdi Prof.
Koç'un. Üstelik her iki işlem için
de bir gerekçe gösterilmediği gibi
hiçbir resmi tebligat da yapılma-
mıştı kendisine. AKP'nin atadığı
ATKyönetimi zorunlubir prosedü-
re bile gerek duymayacak kadar
pervasızdı.
özerkllk' ml. takıvve' ml?
Adaletle ilgili diğer kurumlar gi-
bi Adli Tıp Kurumu'nun daher tür-
lü siyasi etkiden uzak olması gere-
kiyor. Aksi takdirde verdiği karar-
lann kamuoyunun
vicdanında tartış-
malara yol açması
kaçınılmaz olur
çünkü. AKP hükü-
metiyse tamamen
kendi güdümünde
bir Adli Tıp Kuru-
mu yaratıyor. Ada-
let işlerinin doğası
gereği yansız ve ta-
rafsız olması gere-
kenkurumubu doğ-
rultuda yeniden ya-
pılandınyor. Peki
AKP, hükümet ol-
madan önce ne söz
vermişti dersiniz?
Bu sorunun cevabı-
nı bulmak için
AKP'nin "Kalkm-
ma ve Demokratik-
leşmeProgramı''nın
seksen üçüncü say-
fasına bakmak gere-
kıyor; "Adli Tıp
Kurumu'nun özerk
ve bilimsel çahşma-
sısaglanacaknr''ya-
zıyor orada. Programın baskı tari-
hi 11 Şubat 2002. Aradan topu topu
iki yıl geçmiş. "Hafiza-i be^er nis-
yan ile maluldür" demek için bile
çok kısa bir zaman. AKP ve "takry-
ye" tartışmalannı bir de bu gözle
okumakta fayda var, galiba.
BÎTTİ
DUZYAZI
ORHAN BİRGtT
Bugünkü Gensoru
Seremonisi!
12 Eylül öncesi dönemin Türkiye Büyük Millet
Meclisi, 450 milletvekilınclen oluşuyordu. Üstelik iki-
den fazla partinın grupları ile yer aldığı o Meclis'te,
dönemin başbakanı Demirel'in, iktidanna yönelik
gensoru önergelen karşısında meydan okuyan "Bu-
lun 226'yı" açıklaması, o dönemin unutulmazlan
arasındadır.
Hızlandınlmış Tren faciasının aramızdan aldığı 38
vatandaşırnızın hesabını sormak için bugün CHP nin,
Uiaştırma Bakanı Binali Yıldınm hakkında verdiği
gensorunun akıbetinin, benzer bir meydan okuyuş-
Ea noktalanması kımseyı şaşırtmayacak. Dahabir gün
öncesınden AKP sözcüleri, gensoru açılmasını sağ-
layacak 276 oy karşısında, ancak 181 'lik bir güce
kavuşabilecek CHP+DYP oylarının olsa olsa bir
eleştiri seremonisi ile sınırlı bir birleşim düşlüyorlar.
"Soruşturmanın seiameti" gibi bir gerekçe ile de
olsa Uiaştırma Bakanı'nın koltuğunda oturmasının
yaratacağı sakınca, tek parti iktidarının yönetimini
zerre kadar ilgilendirmiyor! Pamukova faciasının
teknik soruşturmasını yapan yerli ya da yabancı bi-
lirkişi ekiplerinin ulaştığı sonuçlar üstündeki giz per-
desi, kazanın oluşundan bunca zaman geçtiği hal-
de açığa çıkmış değil. O 38 ölümün ardından Alman
basını, elbette ölenlerden bir çiftin annelerinin baş-
bakanımıza yönelik ağır eleştirilerinı yayımlıyor. Bi-
zim kamuoyumuz ıse neredeyse, olayı unutmanın
adeta arifesinde!
Bugünkü gensoru görüşmelerinde iktidar partisı-
nin izleyeceği politika iki aşama geçirdi. Gensoru-
nun sahibi CHP'nin ve onunla birlikte hareket ede-
ceğını açıklayan DYP'nin sayısal gücünün TBMM
birteşıminı açmaya yetmeyeceği gerçeği karşısın-
da, Başbakan önce kışısel görüşünün, AKPTı mıl-
letvekılierinın de oturumda hazır bulunma yönünde
olduğunu söyledi. Ertesi gün, bu düşünce partinin
resmi tutumu olarak yinelenince, gazetelerde gen-
soru görüşmelerinde iktidar partisinın de CHP'ye des-
tek olacağı yorumuna yer veren haberler bile oku-
duk!.. Oysa çoğunluğunun yetmediğı aritmetik bir
gerçek olan muhalefet milletvekilleri, boş iktidar sı-
ralarına Meclis televizyonunun kameralan önünde
"kaçün/z"eleştirisini kolaylıklayönertebilirterdi. Gen-
sorunun gündeme alınıp alınmamasını tartışacak
görüşmeler için çoğunluğun sağlanmasına katkı ya-
parak iktidar bu görünümü önledi.
Fakat daha sonra!
öylece bugün önerge sahibi milletvekilleri adına
yapılacak konuşmadan sonra CHP ve AKP grupla-
nnın sözcüleri kürsüye gelecek, onlan hükümet adı-
na bir bakanın konuşması izleyecek ve AKP Genel
Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli'nin dün yaptığı
açıklamaya göre çoğunluğun oylan ıle gensorunun
gündeme alınması reddedilecek. Gedıkli bu görü-
şünü açıklarken, bir de ilginç benzetme yapıyor ve
11 Eylül'de ıkız kulelere saldırı sonunda binlerce ki-
şinin öldüğünü, olaydan önce yetkılilerın uyarıldığı
habederinin de çıktığını söylüyor. "Ne ABO'den,
ne dünya kamuoyundan kimse bir bakanın, ne
de istihbarat görevlilerinin istifasını istemedi" dı-
yor... AKP Genel Başkan Yardımcısı, Hızlandınlmış
Tren olayını, var olan altyapıya monte eden zihniyet
ile ikiz kule saldırısı arasında nasıl bir bağlantı ku-
ruyor? Mantığını anlamak gerçekten güç. Dahası,
o trene ilk sefer emrıni veren kırmızı sapkalı hare-
ket memurunun şovunu görmezden bu kadar ko-
lay mı geliyor?
Iktidarian, Hızlandınlmış Tren olayına öylesine sa-
nlmıştı ki, Devlet Demiryoları Genel Müdürü Süley-
man Karaman, milletvekitlerinin tümüne birer mek-
tup göndererek, kendilerini VİP yolcuları olarak gör-
mek ıstedıklenni söylemişti. Maazallah, facia günü
AKP milletvekillerinden üç, beş yada daha fazla ki-
şı o trende bulunsaydı? Yıne maazallah, ölenler ara-
sına bu VİP yolculanmızın adlan da karışsaydı?
AKP sözcüleri, yine "Herşey Allah'tan" mı diye-
ceklerdi?
Bir devlet demiryollan genel müdürü düşünün.
Her hafta sonundaAnkara'dan Istanbul'aevine dö-
nüyor. Hafta başlarında da işbaşı yapmak için An-
kara yolculuğu yapıyor.
Ama bu gidiş gelişlerde demiryollannı değil, ken-
di basın sözcüsünün, geçen hafta Hürriyet gazete-
sine yaptığı açıklamada söylediğine göre uçak se-
yahatini tercih ediyor.
Demek ki Süleyman Karaman bile, ne yazık ki
trenlere güvenmiyor!
Zaran yok. AKP iktidarı, Istanbul Büyükşehir Be-
lediyesi ekibinden Ankara'ya gelen genel müdüre
güvenıyor ya.
Tıpkı halkımızın, çok güvendiği için ülkenin canı-
nı da malını da tek başına teslim ettiği AKP iktidarı
gibi. Nur içinde yatsın, rahmetli Sakıp Sabancı,
"Bıktık şu koalisyonlardan. Tekparti olsun da ister-
se komünist iktidan olsun" demişti. Al sana tek par-
ti iktidan. Raydan çıksa bile o hükümeti sorguya çek-
mek için 276 oyu bulmak hangı babayiğidin harcı?
AKP milletvekilleri, bu yaz sıcağında istemeyerek
kısa bir başkent yolculuğu yapacak, serinletilmiş
genel kurul salonunda hasret giderip tam bir vicdan
rahatlığı ile evlerine, tatil yörelerine dönecekler.
38 kişi mi öldü? Allah böyle takdir etmiş. Değil
mi sayın milletvekilleri?
Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtıa e-koiay.net
fiT Cumhuriyel
kT
1
^ k ı Jj^JMJLLJL
f
IRAK BATAKLIĞINDA
TÜRK-AMERİKAN
İLİŞKİLERİ
Mustafa Balbay
Tıirk-Amerikon ilişkılerini
derinlemesine ınceleyen, uzun
yıBonn inış çıkışkifinı
kitaplaşhran pek çok
tarihçimiz, aroştıtmacımiz,
yazanmız var. Ben iki
ülke ılışkilennı uzun
zaman dılımınde ırdelemek
yerine sadece Irak olayı
çerçevesınde ve bir
yıllık zaman dıliminde
yaşananları konu ettim
Ç«İ PızarUnu A^. Tiriucagı C*d. >o:3»/41
34334 CainMls-bttlllMİ
Td:(«112) 514 01 »4 Fıks:(02U) $14 01 95