24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2004 ÇARŞAMBA HABERLER Yüksek Askeri Şûra'nın ikinci gününde Türkiye'nin iç ve bölgesel sorunlan gözden geçirildi Erdoğan'a 'tehdit' brifîngiANKARA(CumhuriyetBüro- su)-Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) atama ve terfılerin ağırlık- lı olarak ele alındığı Yüksek As- keri Şûra'nın (YAŞ) ikinci gün ça- Iışmalan da tamamlandı. Çalış- malann ilk gününde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Milli Askeri Strateji Konsepti (MASK) ve tehdit algılamalanyla ilgili brifıng verildi. tkinci günde tüm- general ve tuğge- nerallerin durumu da ele alındı. YAŞ'ın açılı- şında Genellcur- may Harekât Başkanlığı'nca hazırlananbri- fing verildi. • Genelkurmay Harekât Başkanlığı'nca hazırlanan brifingde Türkiye'nin güvenliğine bölgesel tehdit oluşturan gelişmeler ve özellikle Irak'ın değerlendirildiği öğrenildi. Iç tehditlerde ise özellikle son aylarda eylemlilik içine giren bölücü terör örgütü PKK/Kongra-Gel ve radikal dinci terör örgütlerine değinildi. Brifingde Türkiye'nin çevre- sindeki bölgesel sorunlar ve bun- lara karşı alınacak önlemler göz- den geçirildi. MASK kapsamın- da Türkiye'nin güvenliğine böl- gesel tehdit oluşturan gelişmeler ve özellikle Irak'ın değerlendi- rildiği öğrenildi. Irak'taki yeni yönetimin uygulamalan ve yapı- lacak seçimlerin yönetim şekline nasıl yansıyabileceği konusun- daki olasılıİdar ele alındı. Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması ve Geçici Yönetim Yasası'nda bu özelliği zedeleyebilecek düzenle- melere dikkat çekildi. Kerkük'ün sadece bir grubun eline geçmesi durumunda Tür- kiye'nin güvenliğine yönelik et- kilerine de vurgu yapıldı. MASK kapsamında dış ve böl- gesel tehdit algılamalannın yanı sıra iç tehdit algılamalan konu- sunda da sunum yapıldı. Brifing- de özellikle son aylarda eylemli- lik içine giren bölücü terör örgü- tü PKK/Kongra-Gel ve radikal dinci terör örgütlerine de deği- nildi. Brifingte aynca önümüzdeki dönemde TSK'nin bölgesindeki caydıncılık özelliğini koruması amacıyla edinmesi gereken teç- hizat, silah sistemleri ve moder- nizasyon projeleri hakkında da bilgi verildi. Şûranın ikinci günü çalışma- lan sabah saatlerinde Genelkur- may Karargâhı'nda başladı. Jan- darrna Genel Komutanı Orgene- ral ŞenerEruygur şûra üyelerine öğle yemeği verdi. Yemeğin ar- dından çalışmalann öğleden son- raki bölümüne geçildi. İkinci günü orta kademe gene- ral rütbesinde bulunanlann du- rumlan ele alındı. Tümgeneral- likten korgeneralliğe ve tuğge- nerallikten tümgeneralliğe yükse- leceklerin durumu, değerlendi- rildi. YAŞ toplantısındaki çahş- ma esasına göre şûraya giren ko- mutanlar hakkında hazırlanan dosyalar teker teker ele ahnıyor. Dosyası görüşülen kişı hakkında toplantıya katılan herkes ayn ay- n görüşlerini dile getiriyor. Da- ha sonra generaller için oylama yapılıyor. Yüksek oy alanlar bir üst rütbeye terfi ediyor. En yük- sek oy alan iki general arasında- ki oylarda eşitlik olması duru- munda, sadece ikısi için eşitlik bo- zuluncaya kadar oylama sürüyor. YAŞ çahşmalannı bugün ta- mamlayacak. Alınan kararlarya- nn Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'in onayının ardından kamuoyuna açıklanacak. Tren kazası MeclisHe gensoru günü ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM, Pa- mukova'daki tren kazası nedeniyle Ulaştırma Ba- kanı BtoaB Yıkürnn hak- kında CHP'nin verdiği gensoru önergesinin ön göriişmesi için bugün ola- ğanüstü toplanıyor. CHP'nin başvurusu üzerine TBMM Genel Ku- rulu bugün saat I5.00'te olağanüstü toplanıyor. Ge- nel kurulun çahşmaya baş- layabilmesi için en az 184 milletvekilinin toplantıya katılması gerekiyor. AKP yönetimi, genel kurulun açılmasını sağlayacakla- nnı, öngörüşmenin yapıl- masından yana olduklan- m açıklamışü. Ancak AKP grup yönetimi, ön görüş- menin ardından gensoru- mın reddedilmesi için ha- rekete geçti. Anayasanın 99. madde- sine göre gensorunun ön görüşmesinde önerge sa- hiplerinden biri, parti gruplan adına birermıllet- vekili ve bakan konuşa- biliyor. Daha sonra genso- runun gündeme alınıp alınmayacağı oylanıyor. Gensorunun gündeme alınması durumunda 7 gün içinde yeni bir görüşme yapılarak bakan hakkın- daki güvensizlik önerge- si oylanıyor. AKP yöneti- mi, bugün gensoruyu gün- deme aldırmayarak ola- ğanüstü toplantıyı tek gün- le sınırh tutmayı ve Mec- lis'i yeniden yaz tatiline sokmayı hedefliyor. CHP Grup Başkanve- kili AB Topuz, görüşme- de CHP grubu ve önerge sahibi olarak Genel Baş- kan DenizBaykaTın konu- şacağını bildirdi. Yıldı- nm'ı bir kez daha istifa- ya çağıran Topuz, istifa etmezse ya da gensoruy- la düşürülmezse diğer de- netim yollarına başvura- caklannı bildirdi. 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN IRAKTA TURK REHİNEYE İLK İNFAZIN ACI GÖRÜNTÜLERİ YAYINLANDI DSP lideri Sezer, sistemle ilgili kaygının üst noktaya ulaştığını söyledi 4 AKP çılgmca kadrolaşıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, hükümetin kamu yönetimi konusunda "çdgmca" kadrolaşmaya giderek, kamunun _ _ _ ^ ^ _ hafizasının yiririlmesine neden olduğunu söyledi. Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay ve Yönetim Kurulu üyeleri, DSP Genel Başkanlığı'na seçilmesi nedeniyle dün Sezer'i partisinin genel merkezinde ziyaret etti. Akay, iktidann kamu görevlisiyle "hoyratça" oynadığını ifade etti. Kamu çalışanlanna verilen zam oranuıı da eleştiren Akay, hükümete karşı eylül ayından itibaren tepkilerini esirgemeyeceklerini bildirdi. Türkiye'nin zor bir süreçten • Sezer, "Ne görüyoruz; kamu çalışanlan ile oynamak, kadrolaşmak, kafasının arkasuıdaki sistemi kurmak için devleti sanp sarmalamak... Hükümet böyle bir yanlış gidişin peşinde" dedi. geçtiğini belirten Sezer, hükümetin kamu yönetimi konusunda "çügmca" kadrolaşmaya giderek, kamunun hafizasının _ ^ _ ^ — _ yitirilmesine neden olduğunu, kamu çahşanlannı ve kamu düzenini olumsuz etkiledigini söyledi. Kadrolaşma sonucu devlet işlerinin durma noktasına geldiğini, sistemle ilgili kaygılann üst noktaya ulaştığını anlatan Sezer, "Ne görüyonız; kamu çahşanlan ile oynamak, kadrolaşmak, kafasının arkasuıdaki sistemi kurmak için devleti sanp sarmalamak... Hükümet böyle bir yanhş gidişin peşinde" dedi.Sezer, kamu çahşanlannı hor görerek, çağdaş yapılanmanın sağlanamayacağını vurguladı. Sezer, BASK Genel BaşkanıAkay'lagörüştü. (AA) 15 Eylül Vekiller TCYiçin toplanacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM Adalet Alt Komisyonu, Türk Ceza Yasa Tasarı- sı'yla ilgili raporunu ha- zırlayarak TBMM Baş- kanlığı'na sundu. AKP grubu, tasannın görüş- melerini AB'nin Türki- ye Ilerleme Raporu'nun açıklanmasından önce ta- mamlamak için 15 Ey- lül'te Meclis'i TCY de- ğişikliğini görüşmek üze- re olağanüstü toplantıya çağıracak. TBMM Adalet Komis- yonu Başkanı Köksal Toptan'ın önceki gün ya- zımının tamamlandığım açıkladığı tasarı, dün Meclis Başkanlığı'na su- nuldu. CHP'li Orhan Erasbn Ue AKP'li Hasan Kara'nın muhalefet şer- hi koyduğu komisyon ra- porunda getirilen düzen- lemeler şöyle özetlendi: - Bireyin sahip olduğu hukuki değerlerle, hak ve özgürlüklerinin gü- vence altına alınması, ta- san metninde ceza ka- nununun amacı olarak beliruldi. Bireyin bir hu- kuk toplumunda yaşama hakkmın gereği olarak, kamu düzeni ve güven- liğinin korunması ile suç işlenmesinin önlenmesi, ceza yasasının temel amacı sayıldı. - Cürüm-kabahat ayn- mı ortadan kaldınldı. Ta- sanda yer alan bazı ka- bahatler, suç olarak me- tinde korundu. Ceza so- rumlulugunun şahsiliği kuralı bağlamında, özel hukuk tüzel kişileri hak- kında ceza yaptınmının uygulanamayacağı, bu- na karşılık, güvenlik ted- biri niteliğinde yaptınm- lara da hükmedilebilece- ği kabul edildi. - Komisyon çalışma- larında, suça teşebbüs açısından, "tam teşeb- bös-esik teşebbüs" ayn- mı kaldınldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] MHP Genel Başkanı Devlet Bah- çeli'nin 313 çjenerali "tarihi göreve" çağırması, sizde nasıl bir duygu ya- rattı? Ben kendi duygulanmı anla- tabilirim: Hiç şaşırmadım. MHP'nin askeri darbelerie ortak noktalara sa- hip olduğunu kendi yaşadığtm de- neylerte biliyorum. örneğin 12 Mart 1971 darbesinde, bugün MHP'desi- yaset yapan, yüksek mevkilere ge- len birçok ülkücü militan, askeri mahkemelerde tanık olarak dinlen- mişlerdi. Askeri mahkemeler onla- nn tanıklığına dayanarak bizleri mah- kûm etmişlerdi. Askeri cezaevlerinin devrimcilere en düşman subaylan MHP'ye yatkındılar. Daha sonra bir kısmı MHP'ye katıldılar. 12 Mart'ın en acımasız "ülkücü"' görünümlü subaylannın birçoğu daha sonra ter- fi ettiler. Bu köşede çok örneklerini yayım- ladım. ömeğin Teğmen Doktor Nec- det Güçlü'nün 1970 yılında Hacet- tepe Üniversitesi önünde Ülkü Ocak- lan Derneği Genel Başkanı tarafın- Devlet Bahçeli'nin Çağnsı dan öldürülmesinde kullanılan sila- hın bir teğmene ait olduğu mahke- me karanyla tescil edilmişti. Birteğ- menin silahı Ülkü Ocakları Genel Başkanı'nda ne anyordu? Sonra bu teğmene ne oldu dersiniz? Sürekli ter- fi etti. Sevgili Uğur Mumcu bu su- bayın ismini ve cinayette kullanılan silahının numarasını köşesinde de- falarca yazdığı halde aldıran olma- dı. Terfi devam etti. Cinayetten hü- kümlü Ülkü Ocaklan Genel Başka- nı da TBMM'ye kulak burun boğaz uzmanı olarak atandı. Şimdi hâlâ bu göreve devam ediyor mu, bilmiyo- rum. Darbeciler MHP'lileri, MHP'liler darbecileri sevdiler. 12 Eylül askeri darbesinde durum biraz farklıydı. Çünkü 12 Eylülcüler "ülkücüler"\n görevlerini tamamladığını düşünü- yorlardı. 12 Eylül öncesi yaratılan şiddet ortamının birtarafı olan ülkü- cüler, aynı zamanda darbeyi kışkır- tan çok kritik cinayetlerde de kulla- nılmışlardı. "Görev tamam"dı. Nite- kim 12 EylüTde birlikte kaldığımız bazı MHPyöneticileri "kullanıldıkla- n" inancındaydılar. Alparslan Tür- keş ise "fikirlerinin iktidarda, kendi- lerinin hapiste " olduğunu söylüyor- du. Bence Türkeş'in söyledikleri doğ- ruydu. 12 Eylül döneminde ülkücü- lerin istediği "otoriter/milliyetçi" sis- tem kurulmuştu. Farklılıklan bastıran, düşünceyi ezen, demokrasiyi rafa kaldıran bir anayasa yapılmıştı. Her ne kadar darbeciler MHP'lileri içeri atsalar da onlann istediklerini yeri- ne getirmişlerdi. • • • Bahçeli'nin mektubu, ülkücü ke- simdeki çöküntüyü göstermesi ba- kımından dikkate değer. Bir önceki seçimde oy yüzdesini 18'lerin üze- rine çıkaran MHP, şimdi seçim dışı biretkeni iktidarmücadelesinde gö- reve çağırarak bir çaresizliği de ifa- de etmiş oluyor. MHP, halka olan güvenini yitirmese böyle biryola baş- vurur mu? Bahçeli belli ki büyük bir moralsizlik ve umutsuzluk içine gir- miş. llginç. Türk milliyetçiliğinin pa- tentini AKP'ye mi kaptırdığını düşü- nüyor, yoksa milliyetçiliğin artık hal- kın gözünde eski itibannın kalmadı- ğını mı hesaplıyor? • • • Devlet Bahçeli'nin mektubunu, bir başka açıdan umutlu bir gelişme olarak da değeriendirebiliriz. Ülkü- cülük artık zamanını dolduruyor, on- lara olan ihtiyaç ortadan kalkıyor ve ülkücülük önemini yitiriyor. Birdönemin önemli işlevsel birsi- yasi gücü olan ülkücülerin ciddi bir çöküş içinde olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu mektup bunun bir kanıtı olamaz mı? Bahçeli'nin mektubunun önemli bir hedefini de Avrupa Birliği oluş- turuyor. Bahçeli AB'nin Türkiye'yi bölmek istediğini söylüyor. Asker- lerin bu konuda uyanık olmasını is- tiyor. Bahçeli'nin bu konudaki söz- leri şöyle: "AB'nin himayesi ve ve- sayeti altında Türkiye'de yeni tah- rik ve nifak tohumlannın atılmasın- da yeni birzemin kazanılmıştr. AB 'ye herbakımdan teslim olan AKPikti- dan ne acıdır ki Türkiye 'yi AB 'ye ta- şımakta bölücü heveslere umut bağ- lamış, bundan medet umarhale gel- miştir. AKP iktidanna hâkim olan bu anlayış, önümüzdeki dönemde Tür- kiye 'yi çokzorgünlerin beklediğinin habercisidir." Bahçeli'nin generallere yaptığı bu çağn, "halk", "millet" gibi sözcük- lerin ülkücüler açısından ne kadar boş sözcükler olduğunu da gözler önü- ne seriyor. Bu tür çıkışlara gösterilecek de- mokratiktepkinin boyutu, Türkiye'nin olgunluk derecesini de gösterecek... GLOBALPOLITIKÜLTÜR ERGIN Y1LDıZOĞLU Cenevre'deRüya Tıcareti Cenevre'de pazar günü sabaha karşı yapılan bir anlaşmayla Dünya Ticaret Örgütü'nün, Canc- ün'da, yoksul ülkelerinin muhalefetiyle tıkanan Do- ha Raundu görüşmeleri yeniden başladı. Çünkü, zengin ülkeler 350 milyar dolara ulaşan tarım des- teklerini kaldırmayı nihayet kabul etmişlerdi. Böy- lece dünyaticareti serbestleşmeye devam edecek, yoksul ülkeler, zengin ülke pazarianna daha kolay ihracat yaparak zenginleşecekler. Yoksul ülkeler de ekonomilerini tümüyle serbestleştirecek, yabancı sermaye çekerek kalkınacaklar. Bir içerik sorunu Belli ki bu "serbestleşme iyidir" rüyasının sa- tıcısı çok. Pazartesi sabahı ABD'den, Yeni Zelan- da'ya kadar medyaya şöyle bir bakınca gördüm ki, büyük iş çevrelerinin sözcüleri memnun, tanm- la, hayvancılıkla, ormancılıkla, madencilikle ilgili meslek odalannın, kooperatifierin, çevre koruma örgütlerinin temsilcileri endişeli hatta kızgın. Bence kızanlar haklı. Birincisi yapılan anlaşma- nın içeriği yok! Daha sonra anlaşmaya varabilmek için yapılacak pazariıklann çerçevesi üzerinde an- laşmaya vanlmış, o kadar. Zengin ülkeler tanmaver- dikleri destekleri kaldıracaklar, ama, bunlardan as- lında kimin yararianacağı tartışması bir yana, han- gi programa göre, ne oranda belli değil. Ikincisi, büyük bir zafer havasıyla kaldınlacağı ilan edilen tanm desteklerinin bir kısmı, örneğin ABD'dekiler Dünya Ticaret örgütü tarafından yasadışı ilan edil- mişti, Avrupa Birliği, bu destekleri artık ödeyemez duruma geldiği için kaldırmak istiyor, buna uygun bir formül anyordu. Kısacası, zaten olacak olan- lar, yoksul ülkelerden taviz kopartmak için kulla- nıldı. Üçüncüsü, diyelim ki bu çerçeve anlaşma- sının bir içeriği var. Peki ama nasıl uygulanacak? ABD'de bir başkanlık seçimi yaşanıyor. Büyük bir olasılıkla kazanan yine çok az farkla kazanacak. Böyte bir ortamda hiçbir yönetim tarım üreticisi- nin oylanndan vazgeçemez. Diğer bir deyişle en azından 6 ay ABD'de bir hareket olmaz, sonra da olması zor. Avrupa'da yeni gelen ülkelerin yanı sı- ra, Fransa, Italya, Ispanya gibi ülkelerde de büyük bir köylü seçmen nüfus var. Aynca Avrupa Birliği yeni bir Ticaret Görevlisi atıyor, bunun "yeni ge- lenlerle" ilgili bir uyum süresi söz konusu. Dördün- cüsü, "anlaşmada" her ülkenin önemli saydığı ürü- nü korumaya devam etmesine olanak sağlayan ifa- deler var. Dolayısıyla örneğin belki Japonya bun- dan faydalanarak pirinç ithalatına koyduğu yüzde 500 vergiyi kaldınmayabilir ama, gırtlağına kadar borçlu, IMF'nin kucağına oturmuş bir ülkenin hü- kümeti böyle bir karariılık gösterebilir mi? Ya tutarsa... Bu anlaşma yoksul ülkelerin kalkınmasına, aca- ba nasıl katkıda bulunacak? Destekler kalkınca dünya piyasalannda tanm ürünlerinin fiyatlan art- mayacak mı? Söz konusu ürünlerde en yoksul 45 ülke net ithalatçı değil mi? Neden, destekli ürü- ne ek ithalat vergisi konarak yerel üretici korunmu- yor ve ek kaynak yaratılmıyor -bu DTÖ kurallanna da uygun- ? Yoksul ülkelerin üreticileri, zengin ül- kelerin yüksek verimli üreticileriyle rekabet edebi- lecek mi? Aynca zengin ülkeler piyasalannı, uyul- ması çok pahalı sağlık, temizlik, güvenlik standart- lan gibi, dolaylı yöntemlerle de korumuyoriar mı? Dünya tanm ürünleri piyasalannda, Cargill, Mon- santo vb... ÇUŞ'leregemen değil mi? Kâriann bü- yük bir kısmı köylüden önce bunlann elinde kal- mayacak mı? Kısacası desteklerin kaldınlmasın- dan, eğer kaldınlırsa sanınm yine en çok zengin ülkeler faydalanacak. Peki zengin ülkelerin bu "fedakârlığına" karşılık yoksullar ne verecek. Birincisi, sanayilerini sonu- na kadar serbestleştirecek, korumalan kaldıracak- lar. Ikincisi, su gibi doğa kaynaklan, balıkçılık, kıy- metli taşlar, madenler gibi tanm dışı (NAMA) alan- lan serbestleştirecekler. Böylece hem gittikçe da- ha kıt bir "meta" haline gelen suyun özelleştirile- rek, yerel kıtlık pahasına, talebin güçlü olduğu zen- gin piyasalara taşınma süreci, hem de yoksul ül- kelerde sanayiinin ve tanmın erozyonu, işsizlik ar- tışı hızlanmayacak mı? ÇUŞ'lerin etkinliği daha di. artmayacak mı? Nasıl oldu da böyle bir anlaşma yapılabildi? Bre- zilya'yla Hindistan -iki yükselen bölgesel güç- yok- sul ülkelerden Cancün'da aldıklan temsil "yetkisiy- le", Çin'in desteğiyle ABD, Avrupa ve Avustralya ile masaya oturdular, temsil ettikleri ülkeleri sattı- lar. Sermayenin güneşinin altında yeni birşey yok, temsil hakkını kazanın ilk işi bunu satışa çıkarmak oluyor. Gaspçıydı, militan oldu tstanbul Haber Servisi - Geçen cuma günü Istan- bul Adliyesi'ni ülkücü mafya lideri Alaattin Çakı- cı'nın serbest bırakılması için basarak iki memuru rehin alan Erol Ava ile Ülkede Gündem gazetesi çalışanı Yaşar Başıbü\ük PKK/'Kongra-Gel üyesi olmak suçundan tutuklandı. Avcı emniyetteki sor- gusunda eylemi, ömür boyu hapis cezasını îmralı Cezaevi'nde çeken terör örgütü lideri AbduDah Ocalan için yaptığını, ancak çok ceza almaktan korktugu için Çakıcı'nın adını verdiğini söyledi. Avcı emniyette verdiği ifadede, örgütle nasıl tanış- hğını da aynntılanyla anlath. Kanştığı bir gasp eyleminden ceza alan Avcı, Elazığ Cezaevi'nden firar ederek Istanbul'a geldi ve Başıbüyük'le ta- nıştı. Başıbüyük'ün gazete dağıtma önerisini ka- bul eden Avcı'ya bir süre sonra "kırsala gönderile- ceğj" söylendi. Bunu reddetmesi üzerine de Av- cı'ya "Eylem yap" denildi. Avcı poliste verdiği ifadede Başıbüyük'ün "Adüyede eylem yapacak- sın. Sana cezaevinde biz bakanz" dediğini söyledi. Sahtekimlikli şikâyetçi Istanbul Haber Servisi - Silah kaçakçısı Hasan Heybetli ve 7 kişinin "çete kunnak" ve "gaspa te- şebbüs etmek" suçlanndan yargılanmasına tstan- bul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Hey- betli. hakkındaki suçlamalan reddederek "Benim böyle şerefsizce bir suça adınun kanşmasından utanç duyuyorum." dedi. Kimlik bılgılennın okunduğu sırada şikâyetçi Erdal AJnntaş'ın kimli- ğinin sahte olduğu anlaşıldı. Mahkeme Başkanı, AJtıntaş'ın gerçek adının Veysel Seven olduğunu tutanağa geçirdi. Seven, şikâyetini geri aldı. Mah- keme heyeti, şarkıcı Kader Cetinkaya'nın da ara- lannda bulunduğu 4 sanığı tahliye etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle