Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Yüksek Askeri Şûra'nın ikinci gününde Türkiye'nin iç ve bölgesel sorunlan gözden geçirildi
Erdoğan'a 'tehdit' brifîngiANKARA(CumhuriyetBüro-
su)-Türk Silahlı Kuvvetleri'nde
(TSK) atama ve terfılerin ağırlık-
lı olarak ele alındığı Yüksek As-
keri Şûra'nın (YAŞ) ikinci gün ça-
Iışmalan da tamamlandı. Çalış-
malann ilk gününde Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'a Milli
Askeri Strateji Konsepti (MASK)
ve tehdit algılamalanyla ilgili
brifıng verildi.
tkinci günde tüm-
general ve tuğge-
nerallerin durumu
da ele alındı.
YAŞ'ın açılı-
şında Genellcur-
may Harekât
Başkanlığı'nca
hazırlananbri-
fing verildi.
• Genelkurmay Harekât Başkanlığı'nca hazırlanan brifingde Türkiye'nin güvenliğine
bölgesel tehdit oluşturan gelişmeler ve özellikle Irak'ın değerlendirildiği öğrenildi. Iç
tehditlerde ise özellikle son aylarda eylemlilik içine giren bölücü terör örgütü
PKK/Kongra-Gel ve radikal dinci terör örgütlerine değinildi.
Brifingde Türkiye'nin çevre-
sindeki bölgesel sorunlar ve bun-
lara karşı alınacak önlemler göz-
den geçirildi. MASK kapsamın-
da Türkiye'nin güvenliğine böl-
gesel tehdit oluşturan gelişmeler
ve özellikle Irak'ın değerlendi-
rildiği öğrenildi. Irak'taki yeni
yönetimin uygulamalan ve yapı-
lacak seçimlerin yönetim şekline
nasıl yansıyabileceği konusun-
daki olasılıİdar ele alındı. Irak'ın
toprak bütünlüğünün korunması
ve Geçici Yönetim Yasası'nda bu
özelliği zedeleyebilecek düzenle-
melere dikkat çekildi.
Kerkük'ün sadece bir grubun
eline geçmesi durumunda Tür-
kiye'nin güvenliğine yönelik et-
kilerine de vurgu yapıldı.
MASK kapsamında dış ve böl-
gesel tehdit algılamalannın yanı
sıra iç tehdit algılamalan konu-
sunda da sunum yapıldı. Brifing-
de özellikle son aylarda eylemli-
lik içine giren bölücü terör örgü-
tü PKK/Kongra-Gel ve radikal
dinci terör örgütlerine de deği-
nildi.
Brifingte aynca önümüzdeki
dönemde TSK'nin bölgesindeki
caydıncılık özelliğini koruması
amacıyla edinmesi gereken teç-
hizat, silah sistemleri ve moder-
nizasyon projeleri hakkında da
bilgi verildi.
Şûranın ikinci günü çalışma-
lan sabah saatlerinde Genelkur-
may Karargâhı'nda başladı. Jan-
darrna Genel Komutanı Orgene-
ral ŞenerEruygur şûra üyelerine
öğle yemeği verdi. Yemeğin ar-
dından çalışmalann öğleden son-
raki bölümüne geçildi.
İkinci günü orta kademe gene-
ral rütbesinde bulunanlann du-
rumlan ele alındı. Tümgeneral-
likten korgeneralliğe ve tuğge-
nerallikten tümgeneralliğe yükse-
leceklerin durumu, değerlendi-
rildi. YAŞ toplantısındaki çahş-
ma esasına göre şûraya giren ko-
mutanlar hakkında hazırlanan
dosyalar teker teker ele ahnıyor.
Dosyası görüşülen kişı hakkında
toplantıya katılan herkes ayn ay-
n görüşlerini dile getiriyor. Da-
ha sonra generaller için oylama
yapılıyor. Yüksek oy alanlar bir
üst rütbeye terfi ediyor. En yük-
sek oy alan iki general arasında-
ki oylarda eşitlik olması duru-
munda, sadece ikısi için eşitlik bo-
zuluncaya kadar oylama sürüyor.
YAŞ çahşmalannı bugün ta-
mamlayacak. Alınan kararlarya-
nn Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer'in onayının ardından
kamuoyuna açıklanacak.
Tren kazası
MeclisHe
gensoru
günü
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM, Pa-
mukova'daki tren kazası
nedeniyle Ulaştırma Ba-
kanı BtoaB Yıkürnn hak-
kında CHP'nin verdiği
gensoru önergesinin ön
göriişmesi için bugün ola-
ğanüstü toplanıyor.
CHP'nin başvurusu
üzerine TBMM Genel Ku-
rulu bugün saat I5.00'te
olağanüstü toplanıyor. Ge-
nel kurulun çahşmaya baş-
layabilmesi için en az 184
milletvekilinin toplantıya
katılması gerekiyor. AKP
yönetimi, genel kurulun
açılmasını sağlayacakla-
nnı, öngörüşmenin yapıl-
masından yana olduklan-
m açıklamışü. Ancak AKP
grup yönetimi, ön görüş-
menin ardından gensoru-
mın reddedilmesi için ha-
rekete geçti.
Anayasanın 99. madde-
sine göre gensorunun ön
görüşmesinde önerge sa-
hiplerinden biri, parti
gruplan adına birermıllet-
vekili ve bakan konuşa-
biliyor. Daha sonra genso-
runun gündeme alınıp
alınmayacağı oylanıyor.
Gensorunun gündeme
alınması durumunda 7 gün
içinde yeni bir görüşme
yapılarak bakan hakkın-
daki güvensizlik önerge-
si oylanıyor. AKP yöneti-
mi, bugün gensoruyu gün-
deme aldırmayarak ola-
ğanüstü toplantıyı tek gün-
le sınırh tutmayı ve Mec-
lis'i yeniden yaz tatiline
sokmayı hedefliyor.
CHP Grup Başkanve-
kili AB Topuz, görüşme-
de CHP grubu ve önerge
sahibi olarak Genel Baş-
kan DenizBaykaTın konu-
şacağını bildirdi. Yıldı-
nm'ı bir kez daha istifa-
ya çağıran Topuz, istifa
etmezse ya da gensoruy-
la düşürülmezse diğer de-
netim yollarına başvura-
caklannı bildirdi.
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
IRAKTA TURK
REHİNEYE İLK
İNFAZIN ACI
GÖRÜNTÜLERİ
YAYINLANDI
DSP lideri Sezer, sistemle ilgili kaygının üst noktaya ulaştığını söyledi
4
AKP çılgmca kadrolaşıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer,
hükümetin kamu yönetimi
konusunda "çdgmca" kadrolaşmaya
giderek, kamunun _ _ _ ^ ^ _
hafizasının yiririlmesine
neden olduğunu söyledi.
Bağımsız Kamu
Görevlileri Sendikaları
Konfederasyonu
(BASK) Genel Başkanı
Resul Akay ve Yönetim
Kurulu üyeleri, DSP
Genel Başkanlığı'na
seçilmesi nedeniyle dün
Sezer'i partisinin genel
merkezinde ziyaret etti.
Akay, iktidann kamu
görevlisiyle "hoyratça"
oynadığını ifade etti.
Kamu çalışanlanna
verilen zam oranuıı da eleştiren
Akay, hükümete karşı eylül
ayından itibaren tepkilerini
esirgemeyeceklerini bildirdi.
Türkiye'nin zor bir süreçten
• Sezer, "Ne
görüyoruz; kamu
çalışanlan ile
oynamak,
kadrolaşmak,
kafasının
arkasuıdaki
sistemi kurmak
için devleti sanp
sarmalamak...
Hükümet böyle
bir yanlış gidişin
peşinde" dedi.
geçtiğini belirten Sezer,
hükümetin kamu yönetimi
konusunda "çügmca" kadrolaşmaya
giderek, kamunun hafizasının
_ ^ _ ^ — _ yitirilmesine neden
olduğunu, kamu
çahşanlannı ve kamu
düzenini olumsuz
etkiledigini söyledi.
Kadrolaşma sonucu
devlet işlerinin durma
noktasına geldiğini,
sistemle ilgili
kaygılann üst noktaya
ulaştığını anlatan
Sezer, "Ne görüyonız;
kamu çahşanlan ile
oynamak, kadrolaşmak,
kafasının arkasuıdaki
sistemi kurmak için
devleti
sanp sarmalamak... Hükümet böyle
bir yanhş gidişin peşinde"
dedi.Sezer, kamu çahşanlannı hor
görerek, çağdaş yapılanmanın
sağlanamayacağını vurguladı. Sezer, BASK Genel BaşkanıAkay'lagörüştü. (AA)
15 Eylül
Vekiller
TCYiçin
toplanacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM
Adalet Alt Komisyonu,
Türk Ceza Yasa Tasarı-
sı'yla ilgili raporunu ha-
zırlayarak TBMM Baş-
kanlığı'na sundu. AKP
grubu, tasannın görüş-
melerini AB'nin Türki-
ye Ilerleme Raporu'nun
açıklanmasından önce ta-
mamlamak için 15 Ey-
lül'te Meclis'i TCY de-
ğişikliğini görüşmek üze-
re olağanüstü toplantıya
çağıracak.
TBMM Adalet Komis-
yonu Başkanı Köksal
Toptan'ın önceki gün ya-
zımının tamamlandığım
açıkladığı tasarı, dün
Meclis Başkanlığı'na su-
nuldu. CHP'li Orhan
Erasbn Ue AKP'li Hasan
Kara'nın muhalefet şer-
hi koyduğu komisyon ra-
porunda getirilen düzen-
lemeler şöyle özetlendi:
- Bireyin sahip olduğu
hukuki değerlerle, hak
ve özgürlüklerinin gü-
vence altına alınması, ta-
san metninde ceza ka-
nununun amacı olarak
beliruldi. Bireyin bir hu-
kuk toplumunda yaşama
hakkmın gereği olarak,
kamu düzeni ve güven-
liğinin korunması ile suç
işlenmesinin önlenmesi,
ceza yasasının temel
amacı sayıldı.
- Cürüm-kabahat ayn-
mı ortadan kaldınldı. Ta-
sanda yer alan bazı ka-
bahatler, suç olarak me-
tinde korundu. Ceza so-
rumlulugunun şahsiliği
kuralı bağlamında, özel
hukuk tüzel kişileri hak-
kında ceza yaptınmının
uygulanamayacağı, bu-
na karşılık, güvenlik ted-
biri niteliğinde yaptınm-
lara da hükmedilebilece-
ği kabul edildi.
- Komisyon çalışma-
larında, suça teşebbüs
açısından, "tam teşeb-
bös-esik teşebbüs" ayn-
mı kaldınldı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
MHP Genel Başkanı Devlet Bah-
çeli'nin 313 çjenerali "tarihi göreve"
çağırması, sizde nasıl bir duygu ya-
rattı? Ben kendi duygulanmı anla-
tabilirim: Hiç şaşırmadım. MHP'nin
askeri darbelerie ortak noktalara sa-
hip olduğunu kendi yaşadığtm de-
neylerte biliyorum. örneğin 12 Mart
1971 darbesinde, bugün MHP'desi-
yaset yapan, yüksek mevkilere ge-
len birçok ülkücü militan, askeri
mahkemelerde tanık olarak dinlen-
mişlerdi. Askeri mahkemeler onla-
nn tanıklığına dayanarak bizleri mah-
kûm etmişlerdi. Askeri cezaevlerinin
devrimcilere en düşman subaylan
MHP'ye yatkındılar. Daha sonra bir
kısmı MHP'ye katıldılar. 12 Mart'ın
en acımasız "ülkücü"' görünümlü
subaylannın birçoğu daha sonra ter-
fi ettiler.
Bu köşede çok örneklerini yayım-
ladım. ömeğin Teğmen Doktor Nec-
det Güçlü'nün 1970 yılında Hacet-
tepe Üniversitesi önünde Ülkü Ocak-
lan Derneği Genel Başkanı tarafın-
Devlet Bahçeli'nin Çağnsı
dan öldürülmesinde kullanılan sila-
hın bir teğmene ait olduğu mahke-
me karanyla tescil edilmişti. Birteğ-
menin silahı Ülkü Ocakları Genel
Başkanı'nda ne anyordu? Sonra bu
teğmene ne oldu dersiniz? Sürekli ter-
fi etti. Sevgili Uğur Mumcu bu su-
bayın ismini ve cinayette kullanılan
silahının numarasını köşesinde de-
falarca yazdığı halde aldıran olma-
dı. Terfi devam etti. Cinayetten hü-
kümlü Ülkü Ocaklan Genel Başka-
nı da TBMM'ye kulak burun boğaz
uzmanı olarak atandı. Şimdi hâlâ bu
göreve devam ediyor mu, bilmiyo-
rum.
Darbeciler MHP'lileri, MHP'liler
darbecileri sevdiler. 12 Eylül askeri
darbesinde durum biraz farklıydı.
Çünkü 12 Eylülcüler "ülkücüler"\n
görevlerini tamamladığını düşünü-
yorlardı. 12 Eylül öncesi yaratılan
şiddet ortamının birtarafı olan ülkü-
cüler, aynı zamanda darbeyi kışkır-
tan çok kritik cinayetlerde de kulla-
nılmışlardı. "Görev tamam"dı. Nite-
kim 12 EylüTde birlikte kaldığımız
bazı MHPyöneticileri "kullanıldıkla-
n" inancındaydılar. Alparslan Tür-
keş ise "fikirlerinin iktidarda, kendi-
lerinin hapiste " olduğunu söylüyor-
du. Bence Türkeş'in söyledikleri doğ-
ruydu. 12 Eylül döneminde ülkücü-
lerin istediği "otoriter/milliyetçi" sis-
tem kurulmuştu. Farklılıklan bastıran,
düşünceyi ezen, demokrasiyi rafa
kaldıran bir anayasa yapılmıştı. Her
ne kadar darbeciler MHP'lileri içeri
atsalar da onlann istediklerini yeri-
ne getirmişlerdi.
• • •
Bahçeli'nin mektubu, ülkücü ke-
simdeki çöküntüyü göstermesi ba-
kımından dikkate değer. Bir önceki
seçimde oy yüzdesini 18'lerin üze-
rine çıkaran MHP, şimdi seçim dışı
biretkeni iktidarmücadelesinde gö-
reve çağırarak bir çaresizliği de ifa-
de etmiş oluyor. MHP, halka olan
güvenini yitirmese böyle biryola baş-
vurur mu? Bahçeli belli ki büyük bir
moralsizlik ve umutsuzluk içine gir-
miş. llginç. Türk milliyetçiliğinin pa-
tentini AKP'ye mi kaptırdığını düşü-
nüyor, yoksa milliyetçiliğin artık hal-
kın gözünde eski itibannın kalmadı-
ğını mı hesaplıyor?
• • •
Devlet Bahçeli'nin mektubunu, bir
başka açıdan umutlu bir gelişme
olarak da değeriendirebiliriz. Ülkü-
cülük artık zamanını dolduruyor, on-
lara olan ihtiyaç ortadan kalkıyor ve
ülkücülük önemini yitiriyor.
Birdönemin önemli işlevsel birsi-
yasi gücü olan ülkücülerin ciddi bir
çöküş içinde olduğunu söyleyebilir
miyiz? Bu mektup bunun bir kanıtı
olamaz mı?
Bahçeli'nin mektubunun önemli
bir hedefini de Avrupa Birliği oluş-
turuyor. Bahçeli AB'nin Türkiye'yi
bölmek istediğini söylüyor. Asker-
lerin bu konuda uyanık olmasını is-
tiyor. Bahçeli'nin bu konudaki söz-
leri şöyle: "AB'nin himayesi ve ve-
sayeti altında Türkiye'de yeni tah-
rik ve nifak tohumlannın atılmasın-
da yeni birzemin kazanılmıştr. AB 'ye
herbakımdan teslim olan AKPikti-
dan ne acıdır ki Türkiye 'yi AB 'ye ta-
şımakta bölücü heveslere umut bağ-
lamış, bundan medet umarhale gel-
miştir. AKP iktidanna hâkim olan bu
anlayış, önümüzdeki dönemde Tür-
kiye 'yi çokzorgünlerin beklediğinin
habercisidir."
Bahçeli'nin generallere yaptığı bu
çağn, "halk", "millet" gibi sözcük-
lerin ülkücüler açısından ne kadar boş
sözcükler olduğunu da gözler önü-
ne seriyor.
Bu tür çıkışlara gösterilecek de-
mokratiktepkinin boyutu, Türkiye'nin
olgunluk derecesini de gösterecek...
GLOBALPOLITIKÜLTÜR
ERGIN Y1LDıZOĞLU
Cenevre'deRüya Tıcareti
Cenevre'de pazar günü sabaha karşı yapılan bir
anlaşmayla Dünya Ticaret Örgütü'nün, Canc-
ün'da, yoksul ülkelerinin muhalefetiyle tıkanan Do-
ha Raundu görüşmeleri yeniden başladı. Çünkü,
zengin ülkeler 350 milyar dolara ulaşan tarım des-
teklerini kaldırmayı nihayet kabul etmişlerdi. Böy-
lece dünyaticareti serbestleşmeye devam edecek,
yoksul ülkeler, zengin ülke pazarianna daha kolay
ihracat yaparak zenginleşecekler. Yoksul ülkeler de
ekonomilerini tümüyle serbestleştirecek, yabancı
sermaye çekerek kalkınacaklar.
Bir içerik sorunu
Belli ki bu "serbestleşme iyidir" rüyasının sa-
tıcısı çok. Pazartesi sabahı ABD'den, Yeni Zelan-
da'ya kadar medyaya şöyle bir bakınca gördüm
ki, büyük iş çevrelerinin sözcüleri memnun, tanm-
la, hayvancılıkla, ormancılıkla, madencilikle ilgili
meslek odalannın, kooperatifierin, çevre koruma
örgütlerinin temsilcileri endişeli hatta kızgın.
Bence kızanlar haklı. Birincisi yapılan anlaşma-
nın içeriği yok! Daha sonra anlaşmaya varabilmek
için yapılacak pazariıklann çerçevesi üzerinde an-
laşmaya vanlmış, o kadar. Zengin ülkeler tanmaver-
dikleri destekleri kaldıracaklar, ama, bunlardan as-
lında kimin yararianacağı tartışması bir yana, han-
gi programa göre, ne oranda belli değil. Ikincisi,
büyük bir zafer havasıyla kaldınlacağı ilan edilen
tanm desteklerinin bir kısmı, örneğin ABD'dekiler
Dünya Ticaret örgütü tarafından yasadışı ilan edil-
mişti, Avrupa Birliği, bu destekleri artık ödeyemez
duruma geldiği için kaldırmak istiyor, buna uygun
bir formül anyordu. Kısacası, zaten olacak olan-
lar, yoksul ülkelerden taviz kopartmak için kulla-
nıldı. Üçüncüsü, diyelim ki bu çerçeve anlaşma-
sının bir içeriği var. Peki ama nasıl uygulanacak?
ABD'de bir başkanlık seçimi yaşanıyor. Büyük bir
olasılıkla kazanan yine çok az farkla kazanacak.
Böyte bir ortamda hiçbir yönetim tarım üreticisi-
nin oylanndan vazgeçemez. Diğer bir deyişle en
azından 6 ay ABD'de bir hareket olmaz, sonra da
olması zor. Avrupa'da yeni gelen ülkelerin yanı sı-
ra, Fransa, Italya, Ispanya gibi ülkelerde de büyük
bir köylü seçmen nüfus var. Aynca Avrupa Birliği
yeni bir Ticaret Görevlisi atıyor, bunun "yeni ge-
lenlerle" ilgili bir uyum süresi söz konusu. Dördün-
cüsü, "anlaşmada" her ülkenin önemli saydığı ürü-
nü korumaya devam etmesine olanak sağlayan ifa-
deler var. Dolayısıyla örneğin belki Japonya bun-
dan faydalanarak pirinç ithalatına koyduğu yüzde
500 vergiyi kaldınmayabilir ama, gırtlağına kadar
borçlu, IMF'nin kucağına oturmuş bir ülkenin hü-
kümeti böyle bir karariılık gösterebilir mi?
Ya tutarsa...
Bu anlaşma yoksul ülkelerin kalkınmasına, aca-
ba nasıl katkıda bulunacak? Destekler kalkınca
dünya piyasalannda tanm ürünlerinin fiyatlan art-
mayacak mı? Söz konusu ürünlerde en yoksul 45
ülke net ithalatçı değil mi? Neden, destekli ürü-
ne ek ithalat vergisi konarak yerel üretici korunmu-
yor ve ek kaynak yaratılmıyor -bu DTÖ kurallanna
da uygun- ? Yoksul ülkelerin üreticileri, zengin ül-
kelerin yüksek verimli üreticileriyle rekabet edebi-
lecek mi? Aynca zengin ülkeler piyasalannı, uyul-
ması çok pahalı sağlık, temizlik, güvenlik standart-
lan gibi, dolaylı yöntemlerle de korumuyoriar mı?
Dünya tanm ürünleri piyasalannda, Cargill, Mon-
santo vb... ÇUŞ'leregemen değil mi? Kâriann bü-
yük bir kısmı köylüden önce bunlann elinde kal-
mayacak mı? Kısacası desteklerin kaldınlmasın-
dan, eğer kaldınlırsa sanınm yine en çok zengin
ülkeler faydalanacak.
Peki zengin ülkelerin bu "fedakârlığına" karşılık
yoksullar ne verecek. Birincisi, sanayilerini sonu-
na kadar serbestleştirecek, korumalan kaldıracak-
lar. Ikincisi, su gibi doğa kaynaklan, balıkçılık, kıy-
metli taşlar, madenler gibi tanm dışı (NAMA) alan-
lan serbestleştirecekler. Böylece hem gittikçe da-
ha kıt bir "meta" haline gelen suyun özelleştirile-
rek, yerel kıtlık pahasına, talebin güçlü olduğu zen-
gin piyasalara taşınma süreci, hem de yoksul ül-
kelerde sanayiinin ve tanmın erozyonu, işsizlik ar-
tışı hızlanmayacak mı? ÇUŞ'lerin etkinliği daha di.
artmayacak mı?
Nasıl oldu da böyle bir anlaşma yapılabildi? Bre-
zilya'yla Hindistan -iki yükselen bölgesel güç- yok-
sul ülkelerden Cancün'da aldıklan temsil "yetkisiy-
le", Çin'in desteğiyle ABD, Avrupa ve Avustralya
ile masaya oturdular, temsil ettikleri ülkeleri sattı-
lar. Sermayenin güneşinin altında yeni birşey yok,
temsil hakkını kazanın ilk işi bunu satışa çıkarmak
oluyor.
Gaspçıydı, militan oldu
tstanbul Haber Servisi - Geçen cuma günü Istan-
bul Adliyesi'ni ülkücü mafya lideri Alaattin Çakı-
cı'nın serbest bırakılması için basarak iki memuru
rehin alan Erol Ava ile Ülkede Gündem gazetesi
çalışanı Yaşar Başıbü\ük PKK/'Kongra-Gel üyesi
olmak suçundan tutuklandı. Avcı emniyetteki sor-
gusunda eylemi, ömür boyu hapis cezasını îmralı
Cezaevi'nde çeken terör örgütü lideri AbduDah
Ocalan için yaptığını, ancak çok ceza almaktan
korktugu için Çakıcı'nın adını verdiğini söyledi.
Avcı emniyette verdiği ifadede, örgütle nasıl tanış-
hğını da aynntılanyla anlath. Kanştığı bir gasp
eyleminden ceza alan Avcı, Elazığ Cezaevi'nden
firar ederek Istanbul'a geldi ve Başıbüyük'le ta-
nıştı. Başıbüyük'ün gazete dağıtma önerisini ka-
bul eden Avcı'ya bir süre sonra "kırsala gönderile-
ceğj" söylendi. Bunu reddetmesi üzerine de Av-
cı'ya "Eylem yap" denildi. Avcı poliste verdiği
ifadede Başıbüyük'ün "Adüyede eylem yapacak-
sın. Sana cezaevinde biz bakanz" dediğini söyledi.
Sahtekimlikli şikâyetçi
Istanbul Haber Servisi - Silah kaçakçısı Hasan
Heybetli ve 7 kişinin "çete kunnak" ve "gaspa te-
şebbüs etmek" suçlanndan yargılanmasına tstan-
bul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Hey-
betli. hakkındaki suçlamalan reddederek "Benim
böyle şerefsizce bir suça adınun kanşmasından
utanç duyuyorum." dedi. Kimlik bılgılennın
okunduğu sırada şikâyetçi Erdal AJnntaş'ın kimli-
ğinin sahte olduğu anlaşıldı. Mahkeme Başkanı,
AJtıntaş'ın gerçek adının Veysel Seven olduğunu
tutanağa geçirdi. Seven, şikâyetini geri aldı. Mah-
keme heyeti, şarkıcı Kader Cetinkaya'nın da ara-
lannda bulunduğu 4 sanığı tahliye etti.