24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SSAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2004 ÇARŞAMB/ 14 UJ\ [email protected] Trank Oz'un Ira Levin'in romanından uyarladığı 'Stepford Kadınlan' ülkemizde de gösterimde Cinsiyetler savaşı...ASLISELÇUK Dünyanın bilinen en esJa savaşı, cinsiyetler çekişmesi beyazperde- d e pek çok kez dram, komedi, ka- r a komedi, korku türünde işlendi. David W. Griffîth 1914te "The Battle Of The Sexes"te (Cinsiyet- ler Savaşı) anne, baba, kız ve ogul- dan oluşan bir çekirdek ailenin, se- rûvenci birkadının devreye girişiy- le dağıhvermesini anlattı. George Cukor, 50 yapımı "Adam'sRib''te (Adem'in Kabur- ga Kemiği) ünlü senaristler Ruth Gordon'la Garson Kanin'in öykü- sünde Hollywood'un efsane çifti Katharine Hepburn le Spencer Tracy'yi kadının hukukı haklan konusunda savaştırdı. "Pillow Talk"ta (Yastık Sohbetı / 59) Mic- hael Gordon, Doris Day'le Rock Hudson'ı yatakta yaşananlarla il- gili konuşturdu. 60'lann Hollywo- od'unda cinsiyetler savaşıyla ilgi- li komediler çok popülerdi, bu ko- medilerde o yıllarda moda olan düzgün ve iyi konuşma yetisi, mo- da giysiler ve özenilen seks davra- nışlan sergileniyordu. Nefret, şlddet dolu bir Hlşfcl MehiDeShavdson "TheVVarBet- ween Men And Woman"da (Kadın Erkek Savaşı / 72) New York'lu bir çizerin (Jack Lenunon) iş ve özel yaşamındakı kadınlarla olan ilişkı- lerini aktardı. Oyuncu-yönetmen Danny de Vlto, "The War Of The Roses"da (Güllerin Savaşı / 89) çıl- gın bir aşk sonucu evlenen, geçen yıllann boşanma karan aldırdığı Barbara ve OHver Rose'un saray yavrusu evleri uğruna birbirlerini ortadan kaldırmaya dek götüren şiddet, nefret dolu ilişkilerini başa- nyla anlattı. FeytonReedıse"Down With Love"da (Aşka Veda / 2003) 60'lann Hollywoodyapımlannı se- lamladıgı romantik komedisinde, feminist yazar Barbara Novak'la günün gözde erkek dergisinin ya- zan Catcher Block arasındaki kı- yasıya süren cinsiyetler ıtişmesini irdeledi. Bu güzel örneklere bir- çok ad katmak olası. "Bowfinger" (Çatlak Yönet- men/1999), "In And Out(Vücut Di- li/1997), "Litüe Shop OfHorrors" (Küçük Korku Dükkâıu 1986) film- s'tepford Kadınlan'nın yönetmeni Frank Oz, "Öyküyü 2000'lere taşıdığım için materyalizm, sınırsız tüketim, gösteriş ve imaj merakı gibi günümüz toplumunun önemli çıkmazlannı da koydum. Stepford'u kısaca yeni paranın kasabası olarak da tanımlayabiliriz. Yeni para demekse bilgisayar, elektronik ve intemet sektörlerinden kazanılan para demektir" diyor. lerinin başanlı yönetmeni Frank Oz, son komedisi "Stepford Ka- dınlan"nı Ira Levin'in çok satışlı romanından sinemaya uyarlamış. Oz'un komedi, kara mizah ve ge- rilim rürlenni iç içe geçirdiği bu ça- lışma bir ikinci versiyon deneme- sı. 70'terde femlnlzm egemendi IngilizBryanForbes'ın 1975'te- ki ilk versiyonu bir gerilim-korku fılmi. New York'un aşın stresinden kaçarak Connecticut'a gelen kan- koca burada çok tuhafbiryaşam bi- çimiyle karşılaşırlar: Tüm kadın- lar erkeklerin tutucu fantezilerinin aracı haline gelmişlerdir. Ünlü se- narist Wilham Goldman'ın uyarla- ması, kadın oyunculann (Kathari- ne Ross, Paula Prestiss, Nanette Newman) olağanüstü yorumuyla film dönemin başanlı bir kara ko- medi-korku örneği olmuştur. îlkin- den 29 yıl sonraki Nicole Kidman, GknnOose,BetteMidIer'li "Step- ford Kadınlan"nda Oz, bazı deği- şiklikler yapıp önemli toplumsal dönüşümleri filmine yerleştirmiş. Modern bir Amerikan komedisi- ni hedefleyen yönetmen çalışma- sını şöyle açıkJıyor: "Hem roman, hera de özgün fihnin en belirgin özeüikleri 70'B yıOarda ABD'de ege- men olan fenıinizm olgusuydu. Ben öyküyü 2000'lere taşjdığıın için ma- teryalizm, sınırsız tüketim, göste- riş ve imaj merakı gibi günümüz toplumunun önemli çıkmazlannı da koydum. Stepford'u kısaca ye- niparanın kasabası olarakda tamm- layabinriz. Yeni para demekse bil- gisayar, elektronik ve internet sek- törlerinden kazamlan parademek- tir." Stepford kasabasında olan biten gerçek olamayacak denli kusur- suzdur: Kadınlar olağanüstü ba- kımlı, çok güzel, adamakıllı bece- rikli, şaşırtıcı denli sevecen, pek çok mutludur. Evler titizce bakım- lı, düzenli, pınl pınl, bir dekoras- yon dergisinden fırlamış gibidir. Senanst Paul Rudnick Stepford'u şöyle çiziyor: "Görünüşte burası kusursuz bir Amerikan kasabast- dır. Yüzeysel bakıldığmda da bur- juva düşünün tüm yönlerini eksik- siz banndınr." Popüler kültür üzerine kurulu tlk elden kusursuz olan bu ka- saba san, siyah, kızıl derili insan- lan da banndırmaz, eşcinselleri ise bir süreliğine içıne alır ve bel- li bır süreçten geçince onlan da kendi ideal ölçülenne dönuştürür. Amerikan tarihinin önemli dini ve tanhi günlerini kutlamayı ıse hiç aksatmaz. Kadınlarla erkekler bu sayılı günlerde en güzel gıysile- riyle, en bakımlı hallenyle bir ara- ya toplanırlar, en ince aynntılan- na dek kutlamalann hakkını ek- siksiz verirler. Stepford'da tüketim toplumuna özgü tüm konforlar vardır: Gör- kemli mahalleler, donanımlı evler, ıyi eğitim alan çocuklar, pahalı ara- balar, plazma televizyonlar, robot köpekler, aerobik kulüpleri... Step- ford 'un sakınleri sınırsız bir lüks içinde yaşamaktadırlar, mutlu ola- mamak gibi bır kaygılanysa yok- tur. Günümüz popüler kültürü, özel- lıkle ABD'de çok yaygın olan her şeyin dış görünümü üzerine kuru- lu. Salt görselliğe dönük tek boyu- tuyla medya ve TV de bu dışarlak kültürü körükleyen, çekicı kılan araçlar. Frank Oz toplumsal eleştıri taşı- yan bu zeki, komık ve eğlenceli çalışmasının sonunda yaşamın bu yapaylıktan geçmediğıni, kusurla- rımızla bile daha ıyi ınsanlara dö- nüsebileceğimizi, iletişimın ve bı- reyselliğin önemini, şablonlara kar- şı değişken ve sürprizli olmanın artılannı savunuyor. Eser sahiplerinin haklannı çalan kopyacılar prosedür hafifleyince göstermelik kurumlar kurma yoluna gitti Bandrol içinkorsan yaymevitstanbul Haber Servisi-Korsan ya- yınlan önlemek amacıyla çıkanlan Bandrol Yasası'nın, korsan yayını ön- lemediği, yayınevlerine zaman ve pa- ra kaybından başka bir işe yaramadı- ğı belirtildi. Türkiye Yayıncılar Bir- liği Genel Sekreteri Metin Celâl Zey- nioğlu, "Bandrollebasılankitaplann tamanu, korsan yayıncılar tarafindan da basıhyor. Kültür Bakanhğı'nın önündebfle korsan kitapsaokyor. Dev- letin polis, zabrta ve vergi müfertişle- riyle çok daha etkin bir mücadele yü- rûtmesi gerekiyor'' dedi. "Eservçhaksahipkrininhaklartnın taldpedihnesini sağlamak ve mali hak- laratecavüzü önlemek" amacıyla Ocak 2002 tarihinde çıkanlan Bandrol Ya- SUSTURMA VE KONTROL ALTINA ALMA AMACLI' Türkiye Yayıncılar Birliği Koordinatörü Akın Dirik "Uluslararası Yayıncılar Birfiği'nce 24 Haziran 2004'te düzenlenen Beriin Kongresi'nde bandrol, yayıncılan susturmak ve kontrol altına almak amacıyla başvurulan yöntemlerden biri olarak kabul edildi" dedi. Şu ana kadar bandrol yoluyla sansür uygulama girişiminin olmadığını vurgulayan Dirik, kötü niyetli bir iktidann böylece düşünce özgüriüğüne engel olabileceğine dikkat çekti. sası, işlevinı yenne getıremıyor. Yasa, korsan yayınlan önleyemediği gibi, yayınevlerine de zaman ve para kay- bettiriyor. Türkiye Yayıncılar Birliği Ge- nel Sekreteri Metin Celâl Zeynioğlu, bandrolün, yayınevlerine ayn bir kül- fet getirerek kitap fiyatlannın artma- sına ve dolayh olarakkitap sauşının düş- mesine neden olduğunu söyledi. Band- rolle basılan kitaplann tamamınınkor- sanının basıldığını belirten Zeynioğ- lu, Kültür Bakanlığı'nın önünde bile korsan kitap satıldığını anımsatn. Zey- nioğlu. "Devlet, poKs, zabrta ve vergi müfertişleriyle çok daha etkin bir mü- cadele yürütineH" dedi. Altın Kitaplar Yayınevı'nin editörü Baü Bozkurt, 20 bin lira olan bandro- lün, özelikle çok basılan kitaplar için yayınevlerine ek bir maddi yükümlü- lük getirmesinden yakınarak, bandrol uygulamasının korsanla mücadele et- mek için başlafıldığını, ancak yayı- nevlerinin zaman ve para kaybetme- sine neden olduğunu dile getirdi. Yazar Cezmi Ersöz bandrol uygula- masının hiçbir Avrupa ülkesinde ol- madığını ve bunun Türkiye'nin şeffaf toplum olmadığının göstergesi olduğu- nu dile getirdi. Ersöz. korsanla müca- dele konusunda yazarlann ve yayınev- lerinin ortak bir platformda bulusma- lan önerisinde bulundu. Epsilon Yayı- nevi Genel MüdürYardımcısı ErolŞah- nacı, zaman zaman bandrol sıkınnsı- nın çekildiğini ama bunun kasıtlı olma- dığını, sadeceprosedürden kaynaklan- dığını ifade etti. Şabnacı, şunlan söy- ledi "Yasa ilk çtknğında bandroi ala- bilmek için çokfada evrak istenhordu ve kitabın yayınevine aitolup obnadığı kesin olarak biHnhorduJ yılöncepro- sedür hafrfletildi. \ avınevieri bir form doldurarak benanla bandrol aiabiliyor. Bu durum yaymevlerinnı işlerini ko- laviaşûrmasma karşın korsan >a\ıncı- lann göstermelik bir v^ıne^i açarak bandrol alabflmelerine neden oldu." YARIŞMA, NECATÎ ABACI ANISINA DÜZENLENlYOR IFSAK'IN KURSLARINA BAŞVURULAR SÜRÜYOR Hititlerkonulu yarışma Fotoğrafçehnenin giziKültür Servisi - Anadolu tarihi- ' nin ilk devleri olma özelliğini taşı- j yan Hititler adınaÇorum Belediye- ' si 'Hititler' konulu bir karikatür ya- ! nşması düzenliyor. Geçen günler- f• de yitirdiğimiz ve aym zamanda f yanşmanmdaseçicikurulundayer l alan Necati Abaa'nın adına özel I birödül verilecek. Yanşmanın seçi- I ci kurulu; Canol Kocagöz (karika- ' türist), Bülent Okutan (karikatü- rist), Murat Ö2menek (karikatü- rist), Altan Özesldci (karikatürist), Sehnı Seven (Çorum Belediye Baş- kan Yardımcısı) ve GamzeDepeTden (Eğitim Kültür Müdürü) oluşuyor. j Çizim tekniğinin serbest olduğu ve bütün çizerlere açık olan yanş- maya, katılımcdarın siyah - beyaz veya renkli olarak gönderecekleri yapıtlann A4 (21 x 29.7 cm) boyut- lannda olması gerekiyor. Yanşma karikatürleri Çorum Belediyesi ta- rafindan bir albümde toplanacak ve tüm kahlımcılara gönderilecek. Yanşmacılann yolladıklan karika- türlerin arkasına ad, soyad, sürekli adres, telefon ve varsa e-mail ad- reslerini yazmalan gerekiyor. Ya- nşmaya son basvuru taribi 5 Kasım 2004 olarak belirlendi. Yanşma bi- rincisi 1 milyar TL, ikincisi 500 milyon TL, üçüncüsü 250 milyon TL ile ödüllendirilecek. Aynca ku- rum ve kuruluşlann özel ödülleri de verilecek. Yazışma adresi: Çorum Belediyesi 'Hititler'Karikatür Ya- rışması, Eğitim Kültürve Sosyal Iş- ler Müdürlüğü, 19200 Çorum. (0364 225 0810/116-118) Kültür Servisi - tFSAK'ın 128. dönem te- mel fotoğraf kurslanna başvurular sürüyor. 40'ar kişilik iki ayn grup olmak üzere düzen- lenecek kurslar 31 Ağustos ve 4 Eylül günle- rinde başlıyor. Salı günleri 19.15-21.15, cu- martesi günleri 11.15-13.15 saatleri arasında yapdacak ve 8 hafta sürecek olan derslerde, fotoğraf makinesi, ışık ve kullarumı, filtreler ve yardımcı araçlar, kompozisyon, çekim tek- nikleri, karanlık oda, fotoğrafçılık evrimi ve geleceği başlıklı konular işlenecek. Uygulama İçin gezl düzenlenecek Kurs süresince teorik dersler yanında, uy- gulama için 2 gezi düzenlenecek. Bu geziler- den ilki kent içinde (Sultanabmet ve çevresi), ikincisiyse kent dışında (gidilen yer mevsim ve ışık şartlanna göre değışmektedir) yapıl- maktadır. Uygulama gezilerinde çekilen say- damlargezı sonrası düzenlenecek toplanhlar- da izlenip değerlendirilecek. Bu toplanülara her katılımcının en az 5, en fazla 7 saydam ge- tirmesi gerekiyor. Kurslann sonunda ÎFSAK salonunda katüımcılann fotoğraflanndan olu- şan bir sergi düzenlenecek. Katılımcılarla ortafc proje çahşması Sergide isteyen her katılımcının 2 adet, 18 x 24 boyutlannda basılmış fotoğrafi yer ala- cak. Kahlım sertifıkalan sergi açılışında dü- zenlenen birtörenle dağıhlacak. Aynca, semi- nerier sonrası egitmenler eşliğinde sertifika alan kanlımcılarla ortak bir çalışma yapüacak. Çe- kim ve seçim aşamalanndan sonra ÎFSAK'ta saydam gösterisi yapılacaktır. Bu tasanda yer alacak eğitmenlerin listesi şöyle: tzzet Keri- bar, SeHm Güneş, Ayhan Aydm, Yalçm Savu- ran, Hakan Kızılcıkoğtu, An' îhsan Gökçen, Sami Aksoğan, Altan BaL Özer Kanburoğhı, Nadu- Ede. Ilkan Özdağ, Muhsin Divan. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇt Yaşama Sevinci 24 Temmuz - 2 Ağustos arasındaki on gün bo- yunca, Fransa'nın güneyinde gözlerden uzak, kü- çük bir kasaba olan Lodeve'deydim. Burada bu- lunmamın nedeni, bu kentte yapılan 'Akdeniz'in Ses/en'adlı şiirfestivaline katılmaktı. Akdeniz çev- resindeki ülkelerden yüzden fazla sanatçının ka- tıldığı festivalde on gün boyunca sabah ondan gece yansına dek şiir ve müzik etkinlikleri, bu kü- çücük kentin bütün salonlannda, sokaklarında, parklannda, evlerinin bahçelerinde, dere boyla- nnda, çadırlarda, kilise avlulannda aralıksız sürdü durdu. Festivalin açılışında bir alanda, kapanış ge- cesinde ise derenin ortasına kurulan bir sahnede yapılan ve bütün sanatçılann katıldığı etkinlikler ise gün ağarana dek sürdü. Şiir kitaplan yayımlayan yayınevlerinin katıldığı bir kitap fuan da yine fes- tival boyunca açık kaldı. Gözlerden ırak, küçücük bir kasabanın böylesi dev bir etkinliğe ginşmesinin nedenlerini sorgula- madan edemiyor insan. Kente, sokaklara, yapıla- ra, insanlara bakarak anlamaya çalışıyorsunuz, bu yaşam enerjisinin nedenini. Çağdaş, uygarbırtoplumun bireyleri, içlerinde- ki Akdenizli olmanın getirdiği coşkuyla ürettikleri yaşama sevincini, güzel işlere dönüştürebiliyorlar. XIII. yüzyıldan kalma görkemli katedrali, dara- cık, kıvnmlı sokaklan, taş evleriyle tipik bır ortaçağ kenti Lodeve. Sanayi toplumuna dönüşürken çev- resinde bulunan uranyum madenleri sayesînde canlı bir merkez olmayı sürdürebilmiş. Ancak ma- denlerin tükenmesiyle kent de bütün canlılığını yi- tirmiş. Bu küçük kentin yeniden yaşam bulma süreci, mesleğindeki başanlanyla dikkat çekmiş, ülkenin önde gelen müzecilerinden Marthe Valles-Bled'in Lodeve Müzesi'nin yöneticisı olarak buraya yer- leşmesiyle başlamış. Ortaçağ din adamlanndan Kardinal Fleury'in sa- rayının müze olarak düzenlenip her yıl ülkenin, hatta Avrupa'nın önemli sergilerinden birinin bu- rada açılması kente gelen ziyaretçilerin sayısını arttırmaya başlamış. Bu çılgın kadın, bununla da yetinmeyip Lode- ve'i Avrupa'nın şiir başkentine dönüştürecek bir de şiir şenliği düzenlemeye girişmiş. Bu yıl yedincisi düzenlenen festivale katılan şa- irlerin çokluğuna, etkinlik sayısının inanılmazlığı- na, festivali izlemek için gelenlerin kalabalıklığına bakılırsa, bu yolda başanlı olduğu da söylenebilir. On gün boyunca sokaklannda şair seslerinin ek- silmediği bir kent yaratmak kolay mı? Kente bunca insanın gelmesi, otellerde, lokan- talarda yer bulunamaması gibi sorunlar da yara- tıyor. Şiircanlılığı, kentin ekonomik yaşamını da can- landınyor. Nitekim, 'Le Monde' gazetesi, festivali duyuran haberine İşsızliğe Karşı Şiir' başlığını koymuştu. Gerçekten de festivalin kusursuz işleyişi, ses ve ışık teknisyenlerinden çevirmentere, şoförlerden ah- çılara dek çok sayıda insanın çalışmasıyla ger- çekleşiyor. Yeni iş olanaklan doğuyor. Böyle bir festivali ortaya çıkaran güç yanında, benimsenip paylaşılması, çoğaltılması da kent ın- sanının taşıdığı yaşama sevinciyle açıklanabilir an- cak. Yaşamın canlılığına, verimlilığine birucundan tutunabilmek. Evlerinin bahçesini etkinliklere açan insanlardan görevlilere dek herkeste festivalin can- landırdığı bir yaşama sevincini görmek güzel bir duygu. Böyle bir festival sonrası, şiir sanatının gelece- ği üstüne de umutla doluyor insanın içi. Şiirin bir halkın günlük yaşamına bunca girebilmiş olması, hâlâ köşe başlannda durup gelene geçene şiirle- rini okuyan şairler görmek, ınsanlann aynı anda çok sayıda gerçekleşen etkinliklerin hepsini de heye- canla doldurduklarına tanık olmak, hayatın alıp başını girtiği günümüzde, şiirin tutunacak bir dal olarak sağlamlığını koruduğunu düşündürtüyor. turgayû; fisekci.com Reyhan Coşkunçay'ın yapıtianndan biri Şlmdj sıpa gençlerde ı •Kültür Servisi -Istanbul Menkul Kıymetler Borsası Istanbul Sanat Galensi 'Karma Sanatçılar 14' başlık- lı sergiye 4 Eylül'e dek ev sahipliği yapacak. Sergiye katılan sanatçılar Hatice Baltacı, Arzu Berber, Gü- lüm Coşkun. Reyhan Coşkunçay, Berrin Durgut, Le- vent Haraç, Leyla Karagülle, Aptullah Kılkış, Nur- can Kıvrar, Serap Kızılkaya, Pınar Partanaz, Veli Ya- zıcı. Binnur Sarıcı, Seda Yurdakul. Marmara Üniver- sitesi Prof. Filiz Başaran atölyesini yeni bitirmiş 14 genç yetenek. Sergide yağlıboya ve akrilik çalışma- lardan oluşan 109 yapıt sanatseverlerle buluşacak. Sergi pazar dışında her gün 09.00 -17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. (0 212 298 25 10) Mroşima yıkımıran yıMönümü • Kültür Servisi - Hiroşıma kıyımının yıldönümü olan 6 Ağustos günü saat 19.30'da Çıtlembik Kültü- revi ve Kargaart'ta 'Hiroşima 08.15' adlı film göste- rılecek. Yönetmen Artun Yeres'in geçen yıl çekhgi belgesel, Japonya'nın gündelık hayanna Japon sanat- çıların tablolanndan yola çıkarak ışık tutuyor. Kapadokya'da film yanşması • NEVŞEHİR (AA) - Ürgüp Belediyesi tarafindan bu yıl ilkı düzenlenen Kapadokya Ürgüp Kısa Film Senaryo Yanşması sonuçlandı. Yanşmada, 'Bence Hazırdf adlı senaryosuyla Zeynep Akcannış bınn- ci, 'Sessiz Fotoğraflar'la Gülşah Gülebenzer ikinci, 'Kapadokya ve Şarap' adh senaryosuyla Çığdem Altuntaş üçüncü seçildi. Dereceye girenlere ödülleri sinema sanatçısı Göksel Arsoy tarafından verildi. Törene yönetmenler Halit Refığ, Necip Sa- nca ve Ertem Göreç ıle sinema sanatçılan Men- deres Samancılar ve Nıhal Menzil de katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle