25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2i AimjSTOS 2004 SALI CUMHURİYET SA1 DÎZt Medeni hukukunyılmaz savunucusu Hocaların hocası ' yaşında (\ ~r ^ocaların Hocası Ord. Prof. ğ—t Dr. Hıfzı Veldet -/. J~ Velidedeoğlu'mtn bugün 100. doğum günü. "Velidedeoğlu Hoca 'yı çok özel kılan, uluslararası ölçekte bilimsel kimliği, öncelikle medeni hukuk, hukuk bılimine kathları.." diye söze girsek, Velidedeoğlu 'nun sadece bilim dünyasındaki önemini vurgulamış oluruz. Velidedeoğlu öncelikle bir aydınlanmacı, Cumhuriyet devrimcisi. Lise yıllarında milli mücadele gencı, Ilk Meclis 'in kâtibi, inançlı Kuvayı Milliyeci, Cumhuriyet devrimlerinin toplumsal yaşamımızda kök salması, geçerlilik kazanmasında bilimsel katkılarıyla yetınmeyecek, toplumsalyasamın her alamnda görevler üstlenecektir. 50 yıllık Cumhuriyetyazarlığı hu görev ve sorumluluk anlayışımn önemli bir ayağını oluşturacaktır. Her Cumhuriyet devrimcisi gibi, dilin de\'hmlerin topluma ulaşmasındaki öneminin bilincinde olarak, hukuk dilinin öz Türkçeleştirilmesinde, halkın anlayacağı güzel Türkçe yazılımı, kullanımında yaşamınm her döneminde öncülük üstlenecektir. Günümüz gençlerinin, Hoca 'nın Söylei''/' sayesinde Cumhuriyet ve devrimler tarihiyle anlamlı buluşmalarımn önemi yadsınabilir mi? Yaytmlanmış çok sayıda bilimsel araştırma, kıtabımn yanında, altmışı aşkın incelemesiyle çağdaş hukuk alamnda, de\'hmlerde kilit işle\de, medeni hukukun, kadın haklannm gelişmesinde öncü. Türkiye 'nin ilk gerçek demokrasi, sosyal de\'let açılımının anahtan 1961 Anayasası hazırlayıcılarımn direği. Gerçek devrimci, aydın olarak, uzun bir ö'mrü katlayarak sadece bilim değil, sosyal yaşamın, sanatın pek çok alamnda soluksuz üretti, savaşım verdi. Sanatçı, şair kimliği özel kalmış sayılsa da önemli toplumsal, sosyal olaylardaki duruşu, kavgası ile öne çıktı. Öncelikle uzun yıllar göre\' yaptığı üniversitede gerçek bir reformcu olarak önemli kavgalarda, dönemeç noktalarında hep ön saflarda yer tuttu... Onu doğumununyüzüncü yıldönümünde sevgi, saygı, özlemle anıyoruz.. 1?61 Anayasası'nı yazan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu çağdaşlık mücadelesini yaşamı boyunca sürdürdü Yiiz yıllık devrimci 7 961 Anayasası'nın sağladığı 'temel hak ve özgirlükler'i ülke yonetiminde kendilerine engeJ gören iktidarlar ve dest;kçileri, bu ana)asayı "lüks" buldıkJannı ya da "Türkiye 'ye bol geJen giys: " olarak gördüklerini söylerlerken yasa/ı kaleme alan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'na da çatmaktan, dahası onu soruınlu tutmaktan kendilerini alamazlar. MERİÇ VHİDEDEOĞLL 7 992 yılında aramızdan aynlan HutaVeldetVetidedeoğhı'nun do- ğum günü olan 24 Ağustos 'larda Cumhuriyet'te yazdığım yazıların te- mel amacı. onunla birlikte 1923 Devn- mi'nın ilk kuşağını oluşturanlan da an- maktır. Bu kuşak, hep dile getırmeye ça- Iıştığım şpbı, Mustafa Kemal ve arka- daşlannın attıklan çağdaşlık tohumla- nnın yeşermesi için toprağa ilk suyu verenlen banndıran bir kuşaktır Veli- dedeoğlu 'nun anılaruun bukuşağın or- tak anılan oldugunu, kimi olaylann ben- zenru onlann da yaşadıklannı düsünüp yola çıkabılin2.23 Nisan 1920'de Mec- lis'in açıldığı ılk günden başlayıp me- mur olaıak çalışan Vehdedeoğlu'nun görevı müsveddeleri temize çekmek- tir; 15'inı sürmektedır; Ankara (Sulta- nisi) Lisesi 'nin onuncu sınıf öğrencisi- dir Okulda, müdürün tutumundan kay- naklanan bir huzursuzluk yaşanmakta- dır; bu gıdiş yeni ders yılında da sürün- ce, Velidedeoğlu durumu birdilekçey- le Meclis'in dilekçe komisyonuna ilet- melerini önerir öğrenci arkadaşlanna. Öneri kabul edilir; dilekçevi Velide- deoğlu yazar, 12 öğrencı imzalar. Ikin- ci dilekçenin Meclis Başkanlığfnca Mılli Eğitim Bakanlığı'na iletılmesiy- le kıyamet kopar; Bakan Dr. Rıza \ur, olayı okul müdürüne sorar; müdür, di- lekçeyi yazanın ve ımzalayanlann "boJ- şeyik" olduğunu bildırir. Bakanın soruları Birkaç gün sonra basta Velidedeoğ- lu olmak üzere 12 öğrenci Milli Eğitim Müdürlüğü'ne götürülür; yanıtlamala- nnı istedikleri sorulan içerenkâğıtlar ön- lerine konur: Bakan Rıza Nur tarafin- dan hazırlanan sorulara gelince: "Sos- vafizm nedjr?"; ".\"ezamandan beri bol- "KimferJevenereferdetop- lanıyorsumız?" vö . Velidedeoğlu bu soruian okuyunca ıl- kin şaşınr, ama birden. baştan sona iz- lediği bir Meclis oturumunu anımsar. Sovyet Rusya Halk Komiserliği 'nden Meclis'e ulaşan bir telgrafin okunup içeriğiyle jlgili konuşmalann yaptldığı bu oturumda özellikle relgraftaki, "Rus Sovytf CumhuriyetimemJeketinizm z»r- la işgalini reddederek ilan eder ki İs- tanbul Müslümanlann elinde kalacak- ür. Türkiye'nin taksinüne ve Tiirk top- raktarmdao bir Ermenistan kuruhna- sına ifişkin olan antiaşma yıralnus ve yokedümiştir" tümcesı okununca Mec- lis'te brr alkış kopmuş, ardından yapı- lan konuşmalarla "bolşevikliğin, sosya- fiznun* 1 ne olduğu araştınlması karar- laştınlmış. dahası bir ara Antakya Mil- [etvekilı HarnduüapSuphi(Tannöver), -*Evetarkadasiar, bu vatanıkurtarmak için gerekirse bolşevik de olacağız, şey- an da olacağtzf" diye bağırmıştır kı. bu sözlen Velidedeoğlu bütun canlılığı ıle inzmsar. Sorulara yanıt bu oturumun onda bı- •aktığı ızlenım doğrulrusunda olur, kı- 50 yıl Cumhuriyet gazetesinde yazariık yapan Hı£a Veldet Velidedeoğlu kişüiğinden hiç ödiin vermedi. saca şöyle yazar: "Hak aramanın ve şi- kâvette buîunmanın bolşeviklik' de- mek olduğunu bilmiyordum." Soruşturma sonunda bu on ıki öğren- cıden altısı okuldan uzaklaştınlır, Veli- dedeoğlu'nun da içlerinde bulundugu öteki altı öğrenci de Konya Lisesi'ne sür- gün edilir. Olay, Izmıt ve Karesi milletvekillerin- ce Meclis'e getırilir; Milli Eğitim Ba- kanı Rıza Nur, konunun genişleyip gün- deme oturmasını önlerse de buyönetim- ce ilk ele alınan ve Meclis'te sözü edi- len ılk "kornünizm vakası" olacaktır. Ama Velidedeoğlu yılmadan direnç- lehakkmı arar. sonunda yine Ankara 'ya döner, öğrenimini de Meclis'teki göre- vinj de sürdürür: KOmünlst suçiaması Ne var ki. henüz 16 yaşındayken ya- kalandığı "komünist olmakla suçlan- ma" Velidedeoğlu'nunpeşinı bırakmaz; üniversitenin bir öğretim üyesi olarak Cumhuriyet gazetesinde halkı bılinç- lendirme yolunda ve emekten yana ya- zılar yazması, daha sonra 1961 Anaya- sası'nı yüreklilikle savunması ilkin De- mokrat Parti iktidan ve taraftarlannca. 1965'ten sonra Adalet Partisı iktidan \ e uydulannca -orneğin Tercüman ya- zarlannca- hep "komünist" olarak de- ğerlendinlıp "suçlu" görülmesine neden olur. Ama bu konuda en renkli "suçbma" 1971 askeri müdahalesininin bır orge- neralınden gelir 12 Mart'ın Istanbul Sı- kıyönetım Komutanı Orgeneral Faik Tiirün. Hürnyet gazetesinde yayımla- nan bır röportajında, müdahalede tüm komünjstlen topladıklarmı, ama "ah- Yenilereyolgösterecek Prof. Dr. SERVER1ANİLLİ ~T~ TTniversite öğrenciliğim 1950'li yıllann başlann- i I dadır. Istanbul Üniversitesi'ninaltınçağıidi; Is- V»/ tanbul Hukuk Fakültesi de avn bir görkemlilik içindeydi. Bu olağanüsfu duruma yol açan nedenlen de söylemeli: Istanbul Oniversitesi 1933'te yeniden kurul- muştu ve 1946'da da özerkliğini kazanmıştı. Tarihin bir cilvesi, Almanya'da faşistrejim, üniversitelerdeki dünya- ca ünlü profesörleri, Yahudi olduklanndan ülkeden kov- muşlardı; ama Türkiye de, bilimin hakkını vermiş. kuca- ğını açmıştı. Her fakül- tede, bu evrensel şöhret- lerden birkaçı mutlaka bulunuyordu ve Alman ve Türk. hepsi birlikte. ünfversiteye uluslarara- sı bir düzey kazandır- mışlardı. Istanbul Hu- kuk Fakültesi 'nde de bir"Pleiad".AlmanA. R Schwarzve Frte.\e- umark ın yanı sıra Sıddık Sami Onar, Ragıp Sanca, Ta- hirTaner,AJBFuatBaşgil,HÜ5<?vin.\ailKubaJı,FeritHak- kı Sayinen; daha gençlerden bir Tank Zafer Tunaya, bir LütfıDuran_ Ve aralannda, Hıfa Veldet Vendedeogiu. Hıfeı Veldet Hoca, Alman medeni hukuk külfüründen geldiği için, başka bir donarumdaydı. Kürsüde de ayn bir üslup ve birikim şöleni. Dolup tasardı dersleri... Bir şe- yin de bıünci içindeydi: Türkiye"de, 1926'da Medeni Ya- • İlk TBMM'de, gencecik bir kâtip olarak Devrim sürecine gelip ginnişti. O heyecan kaybolmadı, derinleşti; Devrim geliştikçe o da gelişti. Ve bir gün 'karşıdevrim'le yüz yüze kaldığında, kalemi daha keskinleşti ve gerici saldınnın önüne susturucu bir kültür birikimiyle çıktı. sa kabul edildiğinde, bir de\Tİm oknuştu. Her Avrupa ül- kesi için de medeni yasa önemli idi. Ancak bizde, onu aşan bir anlam vardı olanbitende: Şeriat, yani dinsel hukuk atı- lıyor ve çağdaş bir "medeni" ilişkiler dünyasına giriyor- duk; temelinde de, özellikle "kadm-erkek esftflğT vardı. Özetle, bir "Aydmlanma DevrimT geçirmiştik. Islam dünyasında da. bu bir " 1 ^ ^ ve öyle kaldı. Ne var ki. bu devrim, yalnız medeni hukukta değil, bü- riin bir toplumda ve devlette söz konusu idi: Alfabesin- den kılık-kıyaferine kadar... Hıfa Veldet Hoca. iştebu "bö- tünM ün bilincinde olarak kürsüdeydi, yazılannda ve ki- taplanndaydı. Yani bılgin ve de\Tİmci olarak vardı! Ta ilk TBMM'de, gencecik bir kâtip olarak, Devrim sü- recine gelip girmişti. O heyecan kaybolmadı, de- rinleşti; Devrim geliştik- çe 0 da gelişti. Ve bir gün "karşıdevriaı''le yiiz yü- zekaldığında. kaJemi da- ha keskinJeşri ve gerici saldınrun önüne sustu- rucu bir kültür birikimiyle çıktı. Yine bilgin ve devrimci olarak! Içinde bulunduğumuz yılın bir özelliği, onun do- ğuşunun 100. yılı olması. Böylesine geniş bir zamansal açıdan baktığımızda, 0, gözümüzde daha bü>1iyor; arka- sında bıraktığı fikri miras daha anlam kazanıyor. Bizlere örnek olduğu gibi, bundan sonra gelenlere de yol göste- recek. Mücadele, belli ki gitgide şiddetlenecek, Hıfzı Vel- det Hoca, bu süreçte de yerini alacak ve söyleyecekleri- ni söyleyecek. Bir kez daha, bilgin ve devrimci olarak!.. tapotun başı'1 run, Velidedeoğlu 'nun dı- şanda kaldığuıı üzülerek belirrir. 1961 .Anayasasrnın sağladığı "temel hak ve özgürtükJer"i ülke yönetiminde kendilerine engel gören iktidarlar ve destekçileri, bu anayasayı "Jüks" bulduk- Iannı ya da "Türkiye'ye bol gelen giy- si" olarak gördüklerini söylerlerken, ya- sayı kaleme alan Velidedeoğlu'na da çatmaktan, dahası onu sorumlu tutmak- tan kendilenru alamazlar. Yüriirlükte kalsaydı, Türkiye'nin "Ko- penhag Kriterteri" ile bu denli sıkıştı- nlmasını önieyecek bir içeriktekı 1961 Anayasasrnailkdarbe 12Mart 1971 as- keri müdahalesıyle gelır. Vehdedeoğ- lu'nun belırttıği gibi "faşjst" bir nıteli- ğe bürünen bu müdahalenın 20 Eylül 1971 'de anayasada yaptığı değişikliğe, geriye dönüşe ülkenin bürün aydınlık güçlen karşı çıkacaktı. Anunsanacağı gibi, 1961 Anayasası 12 Eylül 1980 askeri müdahalesıyle tümden ortadan kalkacak, yerine 1981 Anayasası geçecekti; ama bu dönemde Velidedeoğlu'nu en üzen olay "23 Ni- san l hısaJ Egemenük BajTamı'' ile il- gilıdır 25 Nisan yazısı 1980 müdahalesini yapan beş orge- neralın oluşturduğu Müli Güvenhk Kon- seyi, Atatürk diye diye Atatürk'ten ka- lan birçok kurum, kuruluş ve ilkeleri birerbirer yok ederken Ulusal Egemen- lık Bayranu'nı da bu kervana katarlar 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramj'ru gözlerine kestirirler ve bu kutlamayı "bajTam" olmaktan çıkanrlar Haber basında çıkınca Velidedeoğlu donarkalır, 61 yıl önce Meclis'te 0 gü- nün bayram olması için yapılan oturu- mu bütün canlıüğı ile yaşar. Meclis'in açılışının birinci yıhnda ya- ni 23 Nisan 1921 günü toplant açılıraçıl- maz iki mılletvekilinin bu konuda sun- duklan önerinin yaratrığı sevınci ve bu- nu gölgelemeye çalışan Hoca Vehbi EfeDdJ'}! anımsar. Konya milletveküi Vehbi Hoca, 23 Ni- san gününün bayram olmasına karşı- dır: ona göre bu gibi bayram kutlama- lanyla "ulusun manevigücünü kın'vet- lendinnek.destekleınek^geçıcıdir; eğer ulusun "manevi gücünün artönhnas] jsteniyorsa" yapılması gerekentf ulu$uo jtikadmın daha yukarrv'a cekümesidir" gerisi boştur Vehbi Hoca ve AB Şükrii dışındaki milletvekillerinuı oylanyla 23 Nisan günü ba\Tam olarak kabul edilir. Demekki bu tarihi günden 61 yıl son- ra 1982 "de beş orgeneral. 23 Nisan gü- nünün bayram olmasını engellemek is- teyen Hoca Efendi'yi adeta geride bı- rakıp, konulmuş bayramı ortadan kal- dınyorlardı.. Velıdedeoğiu 18 Nisan 1982 günkü Cumhuriyet'te bu karan ağu biçimde eleştiren bir yazı ya>imlar; yazırun so- nunu buderin hatayı ileride: "Bugün 23 .Nisan'1 anacakükokui çocuklan düzel- tir" tümcesiyle bitirir. Yazı etkisini gösterin ertesi >ıl 1983 'te 23 Nisan yine ulusal bayram olarak kut- lanacaktır Eroğan'ın tavn Anılan noktalarken. günümüz AKP iktidanndan devrimin bu ilk kuşağıru ya- şatma ve gençlere tanırma gibi bir bek- lentimiz olamaz; AKP'nin üderi Başba- kan RecepTa>yq)Erdoğan, bu öncü kn- şak hakbndaki görüşünü Istanbul Bü- jTikşehir Belediye Başkaru olunca ka- muoyuna duvurmuştu. Belediye Başkaru olur olmaz, daha mazbatasını bile ahnadan yaptığı ilk ic- raat. Velidedeoğlu "nun admı taşıyan caddenin Ievhasını indirmek olmuştu... Kuşkusuz AKP'nin veliderinin, 1923 Devrimı 'ni, devrimin getirdıklerinı ve onu izleyen bu kuşağı küçültüp yok say- maya gücü yetmez. Şimdi onlar 100 yaşmdalar... SÜRECEK AYDINLANMA ÖNCÜSÜ Nitelikliinsan yetiştirmeye adananyaşam • Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Hoca, üniversite öğrenimi görenlerin zengin bir genel kültüre sahip olmalan üzerinde dururdu. Resimden müziğe mitolojiden şiire, edebiyata, sinemadan tiyatroya ve özellikle tarihe ilgi duymamızı bıkmadan usanmadan hatırlatırdı. Prof.Dr. ERDOĞAN TEZtÇ* ~J~ T~oca ıle ilk kez 1947 yılında / / Galatasaray Lisesi Fransızca Hazırlık JL A. Sınıfı'nda (0 tarihlerde Yetiştinci Sırufı denirdi) okurken karşılaşmjştım. Beyaz saçh, güleç yüzlü biri "Evladun Muammer'i tamyorsanız bana bulabüır misüıiz?" dedığinde, gözlenm elındekı yıyecek paketlenne takılmıştı. Yatılı öğrenciler, ziyarete gelen velileri dikkatle izlerlerdi. Zira, o yıyecek paketlerinın içindekileri bir süre sonra ortaklaşa tüketiverirdik. Liseden mezun olduğumuz 1955 yılında Muammer Veldet VeH'dedeoghı tıp, ben de hukuk fakültesine girmiştık. Muammer'in beyaz saçlı, güleç yüzlü babasını bu kez îstanbul Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'ndeki görkemli I. Amfisi'nde Medeni Hukuk dersinde gördüm. Derse başlaması ile koca amfideki uğulru kesilmiş, bütün dıkkatleri Hoca kendınde toplamıştı. Görünüşü ve hitabeti ile hemen saygı çemberini oluşturuvenrüşri. Sınıfta kahnazsak, dört yıl boyunca Hıfca Veldet Hoca'nın Medeni Hukuk kürsüsü ile öğrenime devam edecektik. Bizleri Hukuk Fakültesi'ne ısmdıran, kendi söyleyişı ıle ilk yıl nışanlandıran, sonra da evlendirmesini başaran kürsünün başındaydı Hoca. Istanbul Hukuk Fakültesi'nin "1959 Mezunlan" olarak, her yıl bir araya gelinebıliyorsa, Hıfzı Veldet Hoca'run uyumlu kürsüsünün bunda önemli payı var. Öğrencilığimizin daha ilk derslerinde, Hoca'dan belleğımızde yer eden " İ niversitelerin meslek okulu oünadıklan, arasOnna kurumlann olduklanm hiç unutmadık. Ellı yıl sonra, bu hususun ülkemizde eğitim-oğretün tartışmalannm, hâlâ odak noktasuıı oluşturması hayli düşündürücüdür. Hıfzı Veldet Hoca, lise öğrenimınin üniversite tahsili yapmak isteyenler için zorunlu bir aşama olduğunu, oysa bir mesleğı hedefleyenlerin hiç vakit yitirmeden "meslek okuJUannT tercih etmelerini sık sık dile getirirdi. Uygarlık tarlhl ders) Medeni Hukuk dersleri bizler için bir tür uygarlık tarihi özelliğini de taşıyordu. Bu dersin teknik konulan hep toplumsal olaylarla bütünleştirilerek anlatılırdı, tartışılırdı. Hukuk Fakültesi'ni birirdıkten sonra, hukukçu kimliğimizle yöneleceğimiz uğraş alaru ne olursa olsun, eski söyleyişle; "kâmil insan" olabilmenin erdemini hep vurgulardı değerli Hocamız. Ülkemizde bu nitelikteki insan sayısının çok stnırlı olduğunu, gelecekte karşılaşılacak sorunlarm aşılabilmesüıin sihirli anahtan olarak bu sayılann çoğahnası olduğunu söylerdi. Hoca'mn ifadesiyle, "Hangi tophım olursa olsun karşılaşüan sorunlara ancak büviik beyinler ve ufku geniş olanJar cevap bulabilirfer". Bunun için de üniversite mezunlanrun seçecekleri uğraş alanınm iribarh olmasından çok, seçilen alanda yeteneklerini ortaya koyabihnelerinin önemli olduğuna işaret ederken, genç Cumhunyetimizin aydmlanma hamlesinın Türkiye 'yi geleceğe taşıyabılecegine yürekten inanan büyük Hoca'ydı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu. Anısı önünde saygı ve sevgiyle eğıliyorum. *YÖK Başkaru
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle