Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 4 A&ISTOS 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA
JİJJvUl^l VrlYİJL ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13
Pıof.Dr. Oktay Yenal, var olanpolitikalarla cari açığın büyüyeceğini ve bımun da mali hriz riskini arttıracağını söyledi
Dış krediileaçıkkapatılamaz
Bhğaziçi ve îstanbul
üniversiteleri eski öğretim
üyezi, Dünya Bankası Hindistan
Bün ŞeJJiği görevinden emekli
Prof
. Dr. Oktay Yenal, Türkiye
ekonomisini tehdit edecek
boyuîlara ulaşan dış borçlar ve
iç açık konusunda
değsrlendirmelerde bulundu.
Dış kredi ile iç açıkların
kapatılamayacağını savunan
Yenal, bundan sonra Türkiye 'yi
bekleyen gelişmeler konusunda
öngörülerde bulunurken
önehlehni de sıraladı.
Prof. Dr. OKTAY YEıNAL
Dış açık dış kredinin doğal sonu-
cudur: Yıllarca dış kredi almaya can
attık. şimdi ise büyüyen dış ödeme-
ler açığından endişeleniyoruz. Ama
bu ikı işlemin birbirine bağlı, hatta
aynı şeyin iki yüzü olduğu gözden
kaçı>or. Ihracatınızdan daha çok ıt-
halat yapmayacaksanız yeni dış kre-
diye ne gerek var? Dış kredi alınca
bunu mal ithalatında kullanmaya-
caksamz nerede kullanacaksınız?
Yeni dış kredinin reel olarak ekono-
miye katıhmı ancak dış cari ödeme-
ler açığmm büyümesi ile mümkün-
dür.
İki yıl önce çok kimse IMF'den al-
dığımız büyük krediye sevinip bay-
ram ederken, borç yükü yüksek eko-
nomımizde "İç açığı diş kredikrie
kapatmak tehlikeli bîr yöntemdir,"
dıye yazmış ve yurda yiiklü miktar-
da dış dövız gmşının ya likiditeyi
arttırarak enflasyonu körükleyece-
ğini, ya da dış ödemeler açıgını bü-
yüteceğini anlatmaya çalışmış-
tım.(*)
Nitekim, IMF'den ah nan büyük
borç, önce ekonomideki likidite ar-
tışını arttınp (2001 ve 2002 yılların-
da yüzde 70-80) enflasyonu köriik-
ledi. Sonra da dış açık büyümeye
başladı. Ülkeye gelmeye başlayan sı-
cak paranın da etkisiyle Türk Lirası
değerlendi, ithalat artışı hızlandı, dış
cari ödemeler açığı 2002'de 1.5 milyar do-
lardan 2003'te 6.9 milyar dolara yükseldi.
Hükümet ile IMF tarafuıdan 2004 için yıl-
lık dış ödemeler açığı 11 milyar dolar ola-
rak programlanmışken açık daha ilk altı ay-
da (Ocak- Haziran) 10 milyar dolara ulaş-
mış bulunuyor. Bu yılın ilk altı ayında mal
ithalatına harcadığımız para, ihracat kazan-
cımızdan yüzde 50 (15 milyar dolar) daha
fazla olmuş. Aynı sürede turizmden 4 mil-
yar kadar gelir elde etmişiz. ama buna ya-
AÇIKDÂHÂ BÜYÜR MÜ? BÜYÜRSE NE SAK1NCASI VAR?
\
Bugünkü iktisat siyasalan
değişmezse dış ödemeler cari
açığının yılın ikinci
yansında da büyümeye
devam etmesi
beklenmelidir. Ekonomide
reel faiz oranlan yüzde
10'un üzerinde sürdükçe ve
hele IMF'ye borç
ödemelerimiz ertelenirse,
yurda para girişi döviz
kurunun düşük kalmasını
sağlayarak daha da çok sıcak
para akışını ve ithalatı teşvik
edecektir. Her ne kadar
temmuz ve ağustos
aylarında turizm
gelirlerimizin de hızla
artması beklenebilir
ise de petrol fiyatlanndaki
artışın dış harcamalar açığını
arttırıcı yönde olacağı hesaba
katılmalıdır. Bu gözlemlere
göre 2004 yıh dış ödemeler
açığı herhalde 15 milyar
dolann altında kalmayacak,
iç ekonomideki kızışma
sürerse, 17-18 milyarabile
yükselebilecektir.
Böyle blr gellşmenln
ne sakıncası var?
Çok! Açık büyüdükçe dış
borç da artar. Hele bızde
olduğu gibi açık büyük
oranda kısa süreli dış
kredilerle. hatta sıcak para ile
besleniyor ve gelen ek
kaynaklar yatınmdan çok
tüketim harcamalanna
gidiyorsa, açığın
sürdüriilmesi zorlaşır ve mali
kriz riski artar. En ufak bir
ters gelışmede, ülkemizde
daha önce yaşadığımız gibi
ekonomi, finans bunalımına
girebilir. Dış borcumuz 2002
yıh başında 118 milyar dolar
ve bunun ancak yüzde 13'ü
kısa süreli iken 2004 başında
dış borcumuz 146 milyar
dolara, kısa süreli borcun
oranı ise yüzde 17'ye
yükselmiş bulunuyor. Soniki
yılda kamunun dış borcu
yüzde 23 oranında artmıştır.
DIŞ Ö0EMHIER Milyon Dolar Ocak
Haziran
1999 2000 2001 2002 2003 2004
İhracat FOB 29 31 34 40 51 30
Hizmet Gel. (net)
(Turizm net)
Cari Tansferier
11
(6)
8 10
(6)
Toplam bize ödemeler
ithalat FOB
(İthalat CIF)
43
Faiz Ödemeleri
(-41)
47
-53
(-55)
47
-39
(-42)
-5
3
Toplam bizden ödemeler ; .44 ; .57
-5
(7) (11) (4)
52 63 36
-49 -65 -43
(-52) (-69) I (-45)
-5
-44 -53 : -70 -46
CARİ DENGE -1 -7 -10
Kaynak: Türkiye Cumhurîyeti M&rkez Bankası
Ne yazık ki siyasette bir
bilinçlenme yok. Genel
seçimlerden önce her büyük
siyasal partinin programında söz
verilen yeni harcama ve teşvik
programlanndan ve vergi
indirimlerinden duyduğum endişeyi
yazmış, ancak bu yazıyı basacak gazete
bulamamıştım. O vakitten beri de,
önceki hükümetlerin yaptığı gibi, her
sıkıştığımızda dolaylı vergileri
arttınyor, hâlâ direkt vergi reformu
yapamıyor, büyük faiz gelirlerinden bile
vergi almak istemiyoruz. 9k
kın bir parayı dışa faiz ödemeleri için har-
cadığımızdan altı ayda cari açık 10 milyar
dolara çıkmış.
Yanı dış dünyadan elde ettiğimiz cari ka-
zançtan 10 milyar dolar fazlasmı dış dünya-
ya can harcama olarak ödemişiz.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Dış
dünyadan kazandığırmzdan bu kadar daha
fazla harcamayı nasıl yapabildik? Borçlana-
rak! Bu yılın Ocak - Haziran aylannda 1 mil-
yar dolar doğrudan dış yatınmlardan, 3 mil-
yar yabancılann aldıklan tahvil ve
bono bedellerinden, 3.6 milyar
dolar da sermaye piyasası dışında
sağlanan kredilerden geldi. Geriye
kalan 3.2 milyar dolann nereden
geldiğıni de bilmediğimiz için is-
tatistıkte bu "hata ve noksan"
olarak gösteriliyor.
(* Oktay Yenal, Görünen Köyün
Kılavuzu, Ankara: Iktısat tşletme
ve Finans Yayınlan, 2002.)
l^çığın Finansmanı g
1999 2000 2001 2002
Doğrudan Yatınm
Porrföy Yatınmı
Diğer Kredi \ £
IMFkredisi c V ^ v *
0 - 1 3
3
r.Cv\V
Hata ve Noksan
TOPLAM FİNANSMAN
I DIŞ BORÇ ^ ^
1 Yılın ilk çeyreğı
2
0103
1 -5
12 -3
I
3 10
0 3
-3 -2
10 -3
105 116
1
İ 1
7 I
6 S-6 |
0 |
118 î
lyar
>lar
2003
1
3
3
-0
-4
4
7
133
6 ay
2004
1
3
4
-2
-1
3
10
'Mucize beklenmemeli, kısa vadeli dış borç azaltılmak zorunda'
Türkiye bundan sonra ne yapmah?
Önce hurafelere inanmaktan vaz-
geçmeliyiz. Elbette ki ekonomide si-
yasal istikrar, güven ve psikoloji
önemlidir, ama bunlar aşağı akan su-
yu yokuş yukarı çeviremez. Türkiye
dış borcunu, özellikle kısa süreli bor-
cunu azaltamazsa ne yeni bir IMF
programı ne de Avrupa Bırliğı'nden
tarih alınması ekonomiyi düzlüğe çı-
karabilir.
Ekonomiyi daha sağukh hale getir-
mek için uygulanacak siyasanın ana-
hatian açıktır: Türkiye, içeride kamu
harcamalannı kısmalı, kamu gelirle-
rini arttırmalı. bununla paralel olarak
da dışanya olan borcunu azaltmalı ve
uzun süreü yapüandırmalıdır. Bu ger-
çekleştirilmediği sürece ekonomimiz
uçurumun kenannda gitmekten kurtu-
lamayacaktır.
Ne yönde reform yapılması gerek-
tiğini bilmek için âlim olmaya gerek
yok. Ancak çok güç olan, böyle bir re-
form programının hazırlanması ve uy-
gulanması. Bunun çok usta bir ekono-
mi yönetımi gerektirdıği unutulma-
mah.
Yülann yankş uygulamalan ve ih-
nıalleri ekonomhiçıkmaziariçine sok-
muştur. Türk Lirası'nın değerlenme-
si enflasyon eğilımınin yavaşlaması-
na yardım etmiş, fakat dış açığı büyüt-
müştür; faiz oranlannın daha düşme-
si kamunun iç borç yükünü azaltır, fa-
kat ülkeden sermaye kaçımına neden
olur; sıcak paranın çıkmasını yavaşla-
tıcı önlemler alınmasının da sıcak pa-
ra kaçışına neden olabileceği gibi...
Tüketim kredi ve mal piyasalannda
soğutucu önlemlere gerek var, ama bu
önlemin piyasalarda durgunluk yarat-
ması da olası.
Kambiyo kurunun normalleşmesi
de döviz yükümlülükleri yüksek ban-
ka ve işletmeleri zor duruma düşüre-
bilir. Ekonomımizin bir yandan çok
çarpık yapısını düzeltirken öte yan-
dan da yumuşak iniş yapabilmek için
sözü edilen dengelerin ustaca ayarlan-
ması kolay değildir.
Bu konularda rehberliği MF'den
beklemek hayaldir. Fakat düzeltmele-
re gidilmeden geçirilen her gün, çö-
züm maliyetini daha da arttırmaktadır.
Türkfirmaları, Şanghay'dayapılacakuluslararası tekstiljuarına katılacak
Tekstilciler Çin'i içten vuracak
ANKARA (ANKA) -
Tekstildeki Çin tehdidine
karşın Türk firmalan bu
ülke pazanna girmeyi he-
defliyor. îstanbul Tesktil
ve Konfeksiyon îhracatçı
Bırlikleri'nden (ITKİB) edinilen
bilgiye göre, 26-29 Ekim'de
Çin'in Şanghay kentinde düzen-
lenecek uluslararası tekstil fuan-
na Türk firmalan da katılacak.
Türk firmalarının ÎTKtB' in or-
ganizasyonunda katılacağı fuar-
da, dünyanın en büyük ve en hız-
lı gelişen pazarı olan Çin'e bu ül-
kenin ihtiyacı olan tekstil ve ham-
• Şirketler, 26-29 Ekim'deki
uluslararası füara katılarak 13.1
milyar dolarlık Çin pazanndaki
paylannı arttırmaya çalışacak.
maddeleri sektörü kanahyla gire-
bilmek hedefleniyor. Çin'in 13.1
milyar dolarlık tekstil pazanna
girmeyi amaçlayan Türk firmala-
rına fuarda 300 metrekarelik bir
alan tahsis edilecek ve buralara
15-20 firma alınabilecek. Fuar
için son başvurular ise 20 Ağus-
tos itibanyla tamamlandı.
Yılda bir kez 21bin 580 met-
rekarelik bir alanda kurulan ve
geçen yıl 802 yerel, 11 ülke-
den de 414 yabancı firmanın
katıldığı fuan 46 bin 434 kişi
ziyaret etmişti.
Bu arada fuara katılım be-
deli, KOBlTer için metrekare ba-
şına 140 dolar, büyük ölçekli ve
pazarlamacı firmalar için 350 do-
lar olarak Ödenecek.
Gelecek aylarda yapılması
beklenen tebliğ doğrultusunda
devlet desteği oranlannın tüm
firmalar için değişmesi ve fuar
katılım bedellerine yansıtılması
öngörülüyor.
aç muayene
kuyruğu
Araç muayene istasyonla-
nnın özeDeştirilmesindeiha-
leye çıkılmasında sona doğru
gennirken.firmalariayapılan
ön görüşmelerde ciddi bir ta-
lebin olduğu görüldü. Taüp-
kr arasmda ABD, Almaru
A\iıstur\u, İspan>oL Fransız
veFinlandi>"ahşirketlerin yer
aldtğı 15'e yakın yerii ve ya-
bancı firmanın buhınduğu
belirtiliyor. Araç muayene
işinden 2003'te elde edilen
103 milyon dolaruk gelirin
artmasıbeklenhor. OzeUeşti-
rilmeiçinbuaysonuyadaey-
lül ayı başında ihale>e çıkıl-
ması hedeflenKor. (AA)
tŞÇtNİNEVBENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
Kimlik
Velidedeoğlu Hoca'nın yüzüncü doğum günü
yazılannı toparlamak, hem bu çok özel insanla ya-
şanmış anılan canlandırdı hem de 1980'le, toplum-
sai gidişin, suyun doğal akışının kesilmesinın bizi
hangi noktalara getirdiğini çıplak algılamanın bir
aracı oldu.
1961 Anayasası'nın getirdiği sosyal devlet, de-
mokratik açılımlar, siyasal, sendikal, meslek, de-
mokratik kitle örgütlerinin tırmanışılan sürecinde,
1960-70'li yıllarda yapılan üniversite reformu tar-
tışmalan ile bugünkülerin içeriği arasındaki uçu-
rumu, sığlığı bir köşe yazısına sığdırmak çok zor.
Üniversite gibi üniversite arayışlan ile üniversite-
leri medreseye döndürme çabalan eksenli tartış-
malar arasmda nasıl bir ortak payda bulunabilir ki?
Velidedeoğlu anılan en çok kimlik üzerinde dü-
şünmeyi getiriyor. Sadece Hoca'nın kimliği değil,
onu anlatan, onunla bir şeyleri paylaşmış bilim in-
sanlannın kimlikleri, öncelikleri, günümüzün ge-
çerii kimliklerinden, değerlerinden o kadar ayn bir
değerler dünyasını yansıtıyor ki..
Bir kuşağın aydınlan, hele de bilim insanlan tor-
nadan çıkmış gibi birbirlerine benzerter mi? Yani
genç Cumhuriyetin üniversitelerindeyetişen bilim
insanlannın hepsi idealist, özverili, daha iyi öğren-
ci yetiştirmek, daha çok içeriğinde yarışılan bilim-
sel çalışma üretmek için çırpınan kişiler olacak.
Dünyaya hep topluma yarariı olma penceresin-
den bakacak, sosyal katkı için çırpınacaklar..
Kuşaklar arasındaki kimlik, davranış, dünyaya
bakış, beklenti, değerler uçurumu asla rastlantı-
larla yan yana gelmiş insanların benzer nitelikle-
riyle açıklanamaz. Üstelik Velidedeoğlu kuşağı,
kimlik ve değerleri ile sadece bilim dünyamızda,
üniversitelerimizdeyoktular. Siyasette, mühendis-
likte, eğitimde, hukukta, yargıda, üretenler dünya-
sında.. yaşamın hangi alanına göz atarsanız atın,
özverililer, üretenler, idealistler önde, belirleyici,
yönlendiriciydiler.
Şüphesiz genç Cumhuriyetin devrimci kimliği,
değerleri, yaşamın her alanında öne çıkan kimlik-
lerin oluşumunda betirieyici rol oynuyordu. Tabii
dünya ile iletişimi, etkilesimi, ağırlığını yadsımamak
koşulu ile. örneğimizde başta Velidedoğlu, sonra
da onu anlatan kuşak arkadaşlan üzennde, döne-
min Hrtier Almanyası'ndan kaçmış büyük bilim
insanlannın katkılan yadsınabilir mi?
Günümüzde, bilimsel teknolojik devrim çağı ola-
naklan ile, küreselleşme adı altında şimdilik sade-
ce yeni dünya sömürü düzeni değerierinin yüksel-
mekte olduğu geçiş sürecinde, iç olumsuzluklara
dış olumsuzluklann katkısı çok fazla. ABD, AB ül-
kelerinde bile üniversiteler, bilimsel çalışmanın,
araştırmanın, insanlığa hizmetin odağı olmaktan
çıkmışlar. öncelik dünya tekellerinin çıkarlanna.
Son SSK ilaç skandalı odaklı tartışılan günde-
me bir göz atmak yeterii. Dünya ilaç tekelleri bi-
limsel araştırmayı tümden ticaret, çıkar aracı kıl-
mışlar. Akıl almaz ahlaksızlıklar, rüşvetler, isim hak-
kı, patent adı altında insan sağlığını katletme pa-
hasınayaşanıyor. Nobel çoktan rüşvet konusu ol-
muş. Bilim insanlan satın alınıyor. llaçtan para ka-
zanma uğruna insan yaşamı ile oynanıyor.
Her sabah uyanıp yeni haberieri izlemeye kal-
kıştığımızda, Irak bataklığından, Filistin'den yeni
çatışmalann, katliamların yeni boyutlannı öğreni-
yoruz. Petrol fiyatlan, ölen insan sayısı paralelin-
de sıçrama yapıyor. Bu çarpık düzen karşısında
çaresiz, umutsuz, ufuksuz kalan insanlara akıl yo-
lunda çözüm arayışlan yerine, en ilkelinden dinsel
inaçlardan, mafya dayanışmasına uzanan yöne-
lişler özendiriliyor.
Kelimenin tek anlamı ile yükselen değerierin in-
san kimliği ile, insan haklanmızdaki erozyon, yok-
sullaşma, yoksunlaşmamız arasmda doğrudan
ilişki var. Şüphesiz yükselen değerierin, kirii çıkar
ilişkileri içinde yükselen bıreyleri de var. Ancak ça-
lışan, üreten, hakkını arayan bireyler, çoğunluk he-
le de ülkemizde çok fazta yoksullaşıp çok fazla
yoksunlaşıyor. Uygariık kuşaktan kuşağa geçe-
miyor. Bilgi, deneyim birikimi, kültür aktanlamıyor.
Bilgisayar kullanan ama düşünemeyen, üretme-
yen, bilimden kopan, her tür ilkelliğe, elbette bu
arada ırksal ve dinsel ayınmcılıklara, tarikatlara sı-
ğınmaya kalkışan insanlar çoğalıyor.
Işte bu nedenlerle en çok insanca yaşamak, in-
san haklanmız gerçek çağdaş topluma ulaşabil-
memiz için, Velidedeoğlu kimliğini, benzer kişilik,
kimlik, bilge kişileri yaratan, üreten koşullann sor-
gulaması, arayışı içinegirebilmeliyiz. En çok bu ne-
denle, doğumunun yüzüncü yıldönümünde Veli-
dedeoğlu Hoca'yı. Hocalann Hocasını, tüm kim-
lik özellikleri, insan olma halleri ile tanımaya çalış-
malı, özlemle anmalıyız..
soner@cumhuriyet.com.tr
BAT de sigaraya zam yaptı
ÖTV artışı yabancı
üreticiyi kızdırıyor
Ekonomi Servisi- Ma-
liye Bakanlığı'nın ya-
bancı sigaralarda ÖTV
artışına yol açan düzen-
lemesine British Ameri-
can Tobacco'dan (BAT)
da tepki geldi. Ürünleri-
ne zam yaptıklannı du-
yururken bu politikayı
eleştiren BAT Türkiye
Genel Müdürü PaulHel-
derman, "Yeni
sistem, mevcut
vergilendinne
sistemini teme-
linden değiştirerek
pazardaki üretkikrden
birinidesteklerken, diğer
yandanbeDi markalarda
vergi miktannın önemü
oranda artmasına yol aç-
n" diye konuştu.
Türkiye'de birpaket si-
garadaki toplam vergi
yükünün yüzde 75'in
üzerinde olduğunu belir-
ten Helderman, "Vergi
oranlan artnkçayasaloi-
mav-an tütün tkaretidev-
reye giriyor, sahteTCka-
çak sigaralann miktan
arüjx>r" diye konuştu.
Danıştay'a açılan dava
ile ilgili soruya da "Da-
vanm açıhnası, zamanla-
maüe ilgilipnosedürierde
bir uygunsuzluk olduğu-
nu duşündüğümüz
tçindL Hükü-
meüe her za-
manaçıkdiva-
log içindeyiz"
diye cevap verdi.
Bu arada BAT, ÖTV
artışına bağh olarak Tür-
kiye'deki ana markalann,
Pall Mali ve Viceroy si-
garalannın fiyatlarını
artürdı.
Önceki satış fiyatı 2
milyon lira olan Pall
Mall'in normal, light ve
ultra light fiyatı 2.3 mil-
yon liraya yükseldi.