20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•_ QLİMPlYAT Cumhurf SPO ATİNA'PA COVENIİK TELASI Göz/erime iyibak |k \ Vetkıliler, Atina Uluslararası Y Havaalanı'ndaki bazı önemli f görevlılerin gözlerının güvenlik amacıyla elektronık cihazlarla taranacağını açıkladı. Sistemin, 13-29 Ağustos tanhleri arasında yapılacak Atina Olımpiyatları Öncesi aktif hale geleceği bildirildi. Gözün iris tabakasının özel nitelikleri, havaalanına girişte kullanılacak bır karta kaydedilecek. Bır tarayıcı, kart taşıyıcısının gözlenyle karttaki verilerı karşılaştıracak. Bır yetkilı, sıstemin, havalimanının güvenli çalışması ve yolcularla çalışanlann korunması için yaşamsal önemi olduğunu vurguladı. Yeni uygulamanın çalışanlann kişisel bilgilerınin gizlıliğıne zarar vermediği de bıldirildi. TERORİSTE CEÇİT YOK j f Karakolzepliı gökyüzünde ' az oyunlannda güvenlik amacıyla kullanılacak yüks< teknoloji ürünü bir zeplin, Atina üzerinde test uçuşlanna başladı. 6 metre uzunluğundaki balon, yüksek çözünürlükte görüntüler veren kameralarla donatıldı. Araç, olimpiyatlar sırasında, günde 16 saatg boyunca 1200-3400 metre yükseklik arasında dolaşarak devriye gezecek. Zeplinin ekipmanlan arasında anti- kimyasal dedektörieri de bulunuyor. Bir isviçre firması olan Skyship'ten kıraianan balon, Isviçre'nin Luceme kentinden havalandı ve uzun bir yolculuğun ardından Aftna'ya 11 Temmuz'da ulaştı. Güvenlik zeplinleri, 1992'dekı Barcelona CHimpiyatlan ve 1996'da yapılan Atlanta Olimpiyatlan'nda da kullanılmıştı. Sporun ve olimpiyatın felsefesinde yatan bu gerçek belki de içinizdeki şampiyonu ortaya çıkarıyor Kazanamasan da çalışacaksın tatta seksen beş bin kişi vardı. llk defa o zaman anlıyonjuk bu aca- yıp çatılı stattakı akustik hesaplan- nın da ustaca yapıldığını. Uğultu bir gök gürül- tüsü şiddetindeydi: WOL-FER- MANN... Ve pistin üzennde orta boylu, tıknaz ve sakallı bir adam,Alman seyircisını,AJmanhalkını, belkı bı- raz daAlman tarihini selamlıyordu: VVOL-FER- MANN... Dünya rekortmeni -uzmanlann dediğine göre- atietizm tarihinin gelmiş geçmiş en bü- yükdritçtsi Lusis'i geçenvealtın madalyayı alan Batı Almanyalı genç adam ulusunu zaferle sar- hoş etmişti. Hızla koşarsın atş çizgisine doğru, ant- renörünün gösterdiği şekilde kaldınrsın ciritini vefıriatırsın... Iki santım ılen duştü mü attığın cı- rrt... Işte zafer... Işte sarhoşluk... Işte tribüne salladığın ellerden tarihe selam... Oysa Klaus VVolfermann, bu 26 yaşında- kı beden eğitimı öğretmenı, bır küçük rastlan- tidan ibaretmış gıbı gorünen ıki santimlik zafe- rinı ve90.43 metrelikatışını nelere borçluydu bi- liyormusunuz? Kendısıne branş olarak cirit at- mayı seçtiği 1963 yılından beri her hafta yaptı- ğı en az 600 aöşa ve iki üç yıldır haftada 60 ton halterkaldırmasına... Şimdı lütfen bir küçuk he- sap yapınız. Haftanın altı günü çalışıp her ça- lışma gününde 100 atış yapmak ıçın günde kaç saatçalışmış buadam. Günde on ton halterkal- dıımak için günlük ha/ter çalışması kaç saat sürmüş bu adamın. İyi ama bu adam okuldaki ders saatleri dışındaattetizm için yaptığı bu ça- Olimpiyatlarda Türk Atıcılığı Eldeki kayrtlara göre ülkemiz atıcılannın katıldığı ilk büyük organizasyon 1959 Bey- rut Akdeniz Oyunlan. Trap dalında altı atıcı yanşmış. Hiçbirinin derecetutturamadığı ka- yıtlarda yer alıyor. Atıcılığın ilk olimpiyat de- nemesı ıse 1968 Meksika'da. Ekip birtüfek- çi, bır tabancacı ve bir trap atıcısından oluş- muş. En kalabalık atıcılık ekibi 1972 Münih Olimpiyatlan'na katıldı. Ekıp şefi olan federas- yon başkanı da bırskeetyanşmacısı idi. Onun- la beraber kafile ikı skeetçi, bir trapçı ve bir tü- fekçiden oluşuyordu. 1976 Montreal Olimpiyat- lan'na bır skeetçi, bır tabancacı ve bır tüfekçi- den ibaret atıcılıkkafilesı idarecısız katıldı. 1980 Moskova Olımpıyatlan'nı ulkemiz de boykot ettı. Ancak, katılsaydık büyük bir olasılıkla atı- alığı tek bir skeet atıcısı temsil edecekti. 1984 Los Angeles Olimpiyatlan'nda atı- cılığımızı bır trapçı, bır skeetçi sporcu ve fede- rasyon başkanı da ıdareciolaraktemsil etti. 1988 Seul Olımp/yatlan'nda da benzer bir kadro var. Bu olimpiyatta kayda değer değişiklik ilk defa havalı silahlar tüfek dalından bir sporcuya yer venlmesi ve bu atıcının bayan olmasıdır. Takip eden 1992 Barselona, 1996 Atlanta ve 2000 Sydney Olimpiyatlan'na da Türkiyesadece bir trapçı ıle katılmış; ancak son olımpiyatlara as- keri atışlardaki dünya şampiyonluğu nedenı ıle bır bayan tabancacı son anda eklenmiştir. Yıllar ıçerısinde olımpiyatlara katılan atı- cı sayısında banz birazalmanın mevcudiyetı der- hal göze çarpmaktadır. Bu da atıcılığın yıllariçe- risinde ilen değil geri gittiğinin güçlü bir gös- tergesıdır. Olımpiyatlara katılmak için kota sis- teminin getinldığı 1992'den 2000'e sadece bır tek trap dalında ve de sadece bir kez atıcılan- m\z kota kazanarak olımpiyatlara katılmaya hak kazanmışlardır. Bunun dışında oiimpıyat- lara katılan atıcılaruluslararası atıcılıkfederas- yonundanricaminnet, yalvaryakarile iane gi- bi alman tahsısler ıleyetınmekzorunda kalmış- lardır. Bu da atıcılık sporunun yetkililerce ma- lum amaçlardoğrultusunda abartılarak göste- rilmeye çalışıldığı gıbi iyi yolda olmadığının baş- ka bir güçlü göstergesıdir. Ote yandan Olımpiyatlara katılan atıcı sporcularında çoğunluğu trapcılardan oluş- maktadır. Son olimpiyatlara da nerede ise ta- mamen trap atıcılan katılarakTurkıye'mizi tem- sil etme mutlufuğuna erişmişlerdir. 28 TEMMUZ 2004 GaiHDevers tari>^â 00 metre engelli §S# yanşlannın m uzuntımaklı kraliçesi Gail Oevers, 5. kez olimpiyat vizesi alarak Atina 2004'e katlmaya hak kazandı. Sacramento'da dûzenlenen ABD Olimpiyat Seçmeleri'ndeki 100 metre engelli yanşında 12.547 saniye ile birinci olan sporcuyu, 0.002 saniye farkla takip eden Joanna Hayes ikinci oldu. Willye White ve Carl Lewis'den sonra 5. kez olimpiyata katılacak olan Devers böylece ABD tarihine geçti. 1966yılında doğan ABD'li atlet Devers'ın, 100 metre, 100 metre engelli ve 4x100 metre yanşlannda önemli başanlan bulunuyor. 100 metreyi 10.82 saniyede koşan Devers'in 100 metre engeiiideki kişisel rekoru 12.33 saniye. 100metrede1992ve 1996 olimpiyatlannda madalyalar kazanan Devers, 1993yîlında 100 metre ve 100 metre engellide dünya çapında başanlar elde ettı. Devers 100 metre engellide, 1999,2000 ve 2001 yıllannda altın madalyalar kazandı. SACRAMENTO Başanlı olduğu kadar uzun tırnaklanyla da attetizmin ilginç ismi olarak dikkatleri Ozerfne çeken Gail Devers, şimdi de Atina Olimpiyat Oyunlan'nda adından söz ettirecek. lışmalardan başka hiçbir şey bilmez mi? ...Ve gelmış geçmiş en büyük ciritçi Sov- yet atleti Lusis'e sordular "S>en haftada kaç' atış yaparsın?" "350-400 dvannda" dedi, demek kı VVol- fermann şampiyonluğu hak etmiş. 1500 metrede favori olduğu halde yanşı Finlandiyalı rakibine kaptınp gümüş madalya- da kalan, sonra da hiç umulmadığı halde 3000 engelli yanşında olimpiyat rekorunu kırarak al- tin madalyayı boynunatakan Kenyalı Keynoise, basıntoplantısında "Nasılçalışırsun?''diyeso- ranlara, şoyle cevap venyordu "Eski büyük şampiyon Zatopekgündekırk defa 400 met* re koşarak hazırianırmış, öyle duydum. Ben hergün ondan daha fazla 400metrekoşanm." Işte zafer ve ona giden yol Her zafer, bir amaca kendini vermişliğin eseridir. Şampiyonluk uzun sürmüş birsabır, bir her şeyden vazgeçiş, kendini bir amaca ada- maktır. Ömrü boyunca çarniaraftnda birhamak- ta uyumuş olanlann kazandığı ve yüzde yüz rastiantı olan başanlara inanmayınız. Zaferegi- den yol tektir: Zafere kendini adamak. Ama olimpiyatta sadece 180 kişi aftın madalya alı», Oysa yıllannı bualtın madalyanın hayali ile "Öze/~ hayatın/yaşamadangeçirmiş"binterce genç kızî vedelikanlı vardır. Işte öylesıne çalışacak ve aıv cak belki o kürsüye çıkacaksın. Varanısın? '• Şimdı hâlâ sormakta ısrar ediyor musu- nuz "Neden başanlı olamadık?" Başanlı olamazdık. Çünkü: Toplumumu-' za, devletimize, teşkilatımıza, kulüplerimize ve hepimizeyükletilebilek ve herzaman tekrar et- tiğimiz nıce kusurlanmızın yanı sıra aşağıdakil küçük hikâyenin de kahramanlanyızdır da on'_ dan. Kendı sikJetindeki rakıbinı havaya kaldınp" şu ya da bu oyunu neden uygulamadığını so-" ran antrenöre, adını açıkiamak istemediğimiz? çünka aslında hepsıni temsil ettiğine inandığı- - mız, Türk pehlivanının verdiği cevap şudur: "Benim kolumda ogüç olsa dururmuydum?\ Oysa aynı pehlivan, kol ve üst taraf adaleleri-' nin zayıf olduğunu gören ve kendisini halter çalışmaya davet eden antrenörüne bu konuş- madan sadece iki ayönce şöyle demiştir: "Ben hamal değil pehlivanım..." Sen hiçbirşeydeğilsin tosunum..; •* Biz Türk milleti bir hayal peşindeyiz. Köy çayınndan getirttiğimiz, kendilerini köy çayın metotfanyla eğittiğimiz bu çocuklann modern arenalarda başan kazanacağını düşünmek, ha- yal kurmaktan başka nedir ki... Ve nedir, her biri en geç 13-15 yaşlann- da iken yetkili antrenöreline geçıp kendi branş- lanndadereceleryapmayabaşlamışdünyaço- cuklann/n arasına, spora asker ocağında baş- lamış kişileri gönderip onlardan başan bekle- mek... Olimpiyat birçok devlet için propaganda alanıdır. Birçokülkenin çocuklan herşeyden ön- ce propaganda için hazırlanıp olimpiyata gön- derilir, bu doğrudur. Aslında bütün dünyanır, gözlerini diktiği bir yerde adını ön planda ge- çirtmek propaganda için bulunmaz bir fırsatfir da Ama Türkiye'nin sporda ilk amacı herhal- de bu olmamalıdır. Türkiyeherşeyden önce bir sporcu kuşak yetiştirmeye Tiecburdur. (*) (*)21 Eylül 1972'de MünihOfmpryatlan sırasında yazılmış ve Milliyey Gazetesi'nde yayımlanmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle