Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2004 ÇARŞAH
14 JVLJJ-/J. L J i t kultur@cumhuriyet.com.tr
Fransız sinema ve tiyatro oyımcusu, şarkıcı Serge Reggiani geçen hafta yaşammı yitirdi
Güzelgünlerin simgesiydiASLISELÇUK
Kuşağından Yves IMontand, lino Ventura gi-
bı Italyan kokenlı s-anatçı Serge Reggiani 22
Teırmuz Perşembe gecesi 82 yaşında öldü.
Şarkıcı, besteci. tiyatro ve sinema oyuncusu,
ressam Reggiani. arkLasında acı, sevecenlik, mi-
zah üçgeninden oluşan değerli yapıtlar bırak-
tı. 0 bıkmaz bır savaşçıydı, doğduğu ülkeyi
ve dilini hiç unutmadı, düzene karşı koydu, si-
yasal çatışmalannı sıirdürdü, ırkçıhğı eleştir-
di, insan haklannı savundu. 1950-60'Jarın
Fransası'nın güzel günlerinin simgesi oldu,
Fransız şarkılannın e n etkilı seslerindendi.
2 Mayıs 1922'de Heggio Emilıa"da doğan
Serge'ın babası gözxi pek. antifaşist bir ber-
berdi. Reggiani ailesı 1930"da Fransa'ya ka-
çıp Normandiya bölgesıne sığındı. 1931 'de
Paris'egeçtikJennde .zorgünleryaşadılar. Ser-
ge 'in babası neden sonra ış buJup berberlik yap-
tı. 1932"de 10 yaşındaJd Serge, Fransızca öğ-
rendi, sınıf bırincisi oldu. Annesi evde opera
parçalan söylese de lciiçük Serge ne babası gı-
bi berberlığe ne de annesi gibı operaya ügi duy-
du.
ilk tutfcusu tiyatroydu
Onun yüreğindekı asianlar spor ve tiyatroy-
du. 1937'de Sinema Sanatları Konservaruva-
n'nın ilanını görüp sınava gırdi, yıl sonunda
buradan komedi ödüliinü kazanıp diploması-
m aldı. Tiyatroda figüranlık yapmaya başla-
dı, böylece eve birkaç frank getirdi. Tiyatro
ve sinemadaki birkaç ufak rolün ardından
1939da Ulusal DramatikSanatlar Konserva-
tuvan'nayazıldı. 1942 "de orada da komedi ve
trajedı ödülleriyle değerlendirilerek okulunu
bitirdi.
Savaş yıllarında Jean Cocteau, Reggiani 'yi
"Korkunç Anababalar" oyununda oynattı.
Britannicus'taJeanMaraisiJe karşı karşıyay-
dı. 1942'de 9 gösterimin ardından "Korkunç
AnababaJar" Fransız milislenn komploiany-
layasaklandı. Serge ve sanatçı arkadaşlan yi-
ne de faşist Almanlara karşı direndiler. Dra-
matik jönprömiye rollerinde çok beğenilen
Serge, 1943 te ilk önerrüi filmi "Kayıp Çocuk-
lar KavşağTnda oynadı. Bu yapımdan sonra
Almanya'daki zorurüu hizmetten ve Italyan
ordusundaki görevinden kaçtı. Fransa özgür-
lüğüne kavuşunca Edith Piaf, Simone Signo-
retile karşılüdı rollerde göründü. MarcelCar-
ne'nın "Gecenin KapıIarT (1946), Marcel
Ophub'un "La Ronde" (Aşk Zıncin 1950), Jac-
r
CUMDER:
'Kültür
Bakanı'nı
kuıiyoruz'
ADANA (Cumburiyet Biirosu) - Çukurova
Müzik Dostlan Dernegi (ÇUMDER)
tarafından yayımlanan açıklamada,
Turizm ve Kültür Bakanı Erkan
Mumcunun geçen pazar günü CNN Tûrk
kanahndakı söyleşi sırasmda "kervan
yfirüyor" sÖzcükJeriyle ifade ettiği,
ülkenın aydınlanmacı küjtür sanat
çevrelerini tahkir edici yaklaşımı
talihsizlik olarak nitelendirilerek kınandı.
ÇUMDER, aynca ülkemizde kültür ve
sanat dünyasının geleceğini belirleyecek
gelişmelerin yaşandığı bu süreçte
"Aydınlanma ^ ^ a " ^ gönül veren
kişi ve kuruluşlan güçbirliğine çağırdı.
ÇUMDER tarafından yapılan
açıklamada, AB"ye uyumu gerekçe
gösteren siyasi otoritenin seçmene göz
kırpıcı tutumunun sürekli sancılanmalara
yol açnğı, belediye başkanı ve bakan
düzeyindeki yetkililerin sergilediği
tutumlann devlet adamüğı tutarlıhğı ve
devlette hizmetin bütünlüğü
kavTamlanyla uzaktan yakından ilgisinin
olmadığı belirtilerek "Hukümetin külrür-
sanat ve senfoni orkestralanna vaklaşımı
düşündürücüdür" denildi.
Daîıa önce, Çukurova Devlet Senfoni
Orkestrası'nın kapatılma girişimine karşı
eylemiyle de tanınan ÇUMDER, Adana
Anakent Belediye Başkanı Aytaç
Durak'ın "Senfoni orkesfrasının
Adana'da kalmasmı sağiadık. Mersin
Devlet Opera ve Balesfni deAdana"va
getiriyoruz" yaklaşımırn "en azından dar
bölgecilik fanatizmiyle kişisel siyasi ikbal
için popübzm yapmak" dıye niteiendıren
açıklaraasında "Mersin Opera ve
BatesTnuı Mersinülerin olduğu ve sonsuza
dek öyle kalacağı" belirtıldı. Adanalılann
da opera ve baleye layık olduğu,
AdanalıJar için elbette bir opera ve bale
kurulması gerektiğine işaret edilen
ÇUMDER açıklamasında, siyasi iktidann
kültür ve sanat dünyamızda bir daha
dönüşü olmayacak gırişim ve
yaptınnılarda bulunmamaya dikkat
etmesi istenerek şöyle denildi:
"Aydınlanma Devrimi'ne gönül veren kişi
ve kuruluşlan, ulusal bütünlüğümiiz ve
çıkarlannuz doğrulrusunda güçbüüği
yapmayadavetediyoruz.''
J
fergio Reggiani, meslektaşı Michel Piccoli [ve göre, ' 'yüzyılımmn ve
gelecekyüzyılların sanatçısıydı. Gerçekten büyük bir dosttu. Sinemada,
tiyatroda, şarhda, resimde de büyüktü..!'
ques Becker'in "La Casque D'Or"unda (Al-
tın Başlık/1 952) oynadı. 1948 "de Fransa yurt-
taşı oldu, 1949da AJbert Camus'nün "Les
Justes"ünde Kataiev'di. 1959'da Jean-Paul
Sartre'ın "Altona Mahkûmlan"ndaysa Nazi
subayıydı. Bu, olağanüstü fiziksel yoğunluk
gerektiren bir roldü. Fransa Cezayir'le savaş-
taydı, oyunun teması toplu katliamlar ve işken-
ce karşısında bireyın sorumluluğuydu.
60'larda Reggiani yine çok önemli 2 film-
deydi: Luchino Visconti'nin "Leopar"! (1963)
ve Jean-Pierre.MeKille'ın
u
LeDoulos"u(1962).
1963'te Y. Montand-S. Signoret çiftinin yarun-
da sanat yönetmeni Jacques Canetti ile tanış-
tı. Canetti ona şarkı söylemesini önerdi. Bo-
ris Vian'ın şiirlerini duyarlılıkJa yorumlaya-
rak büyük başan kazanan Reggiani. 43 yaşın-
da şarkıcıhğa başladı.
Solcu bir sanatçıydı, Mayıs '68 gösterile-
rinin ön saflanndaydı. Gösterilerboyunca öğ-
renciler onun varlığından güç almışlar, tıp fa-
kültesinde şarkı söylemesini istemişlerdi. Şar-
kılannda korkulannı, zayıflıklannı dile getir-
di. O en sıradan, yaluı cümleleri bile biraz
alayla, kederle, hüzünle yorumluyordu. Frank
Sinatra'ya da verilen Edison Ödülü'nü aldı.
1971 "de en güzel, en otobiyografik albümle-
rini
u
50'smde"yi, *ttaJv
ı
an*ı yayımladı. 1973'te
şair Jacques Prevert'in dizelerinden iki etkili
çalışma gerçekleştirdi.
Sanatçı bir alle
1974-75'te kendisi gibi şarkıcı olan oğlu
Stephan'la sahneye çıktı. Fransız Komünist
Partisi "nin yıllık toplantısında da oğluylay-
dı. Şarkıcılığı, Reggiani'nin sinemadaki ço-
ğunluk yer aldığı kötü adam görüntüsünü
sildi. yönetmenler onu bu kez yeni yüzüyle
keşfetmeye başladılar. Oğlu Stephan'la ay-
nı sahnede yer alan şarkıcı, kızı Carine'le de
görününce basuıın eleştinleriylekarşılaştı. Ba-
sın, Reggiani'nın, çocuklannın kanyerleri-
ni desteklemesıyle insanlan sıktığınm altuıı
çızdi.
1974'te unutulmaz bir rolle sinemaya dön-
dü. Claude Sautrt'nin "Vlncent, françois,
Paul Et Les Autresr>
unda (Sen. Ben ve Dı-
ğerleri) oynadı. 1978'de altından kalkılması
zor bir albüm çıkardı: Devrimci Robespier-
re'ın uzun politık nutuklannı okudu.
80 yılı Serge Reggiani ve ailesi için çok tra-
jtk bir yıl oldu: 33 yaşuıdakj oğlu Stephan
inrihar erti. Bu dramatik olayın etkisuıden çı-
kamayan sanatçı alkolik oldu. Bir süre son-
ra kendini işine vererek alkolle savaşmaya baş-
ladı. Mayıs '81'de Reggiani, François Mit-
terrand'ın seçım kampanyasındaydı.
Yaşamı savaşmakla geçtl
1982 'de sahnelere yenıden döndü, ama iç-
kı onu çok yıpratmıştı. 1989 'da ilk resim ser-
gısıni açtı, 1985 'te "ŞövaJye" unvanıyla onur-
landtnldı. 199rdesağlıksorunlanndanötu-
rü içkiyı kesınlikJe bırakan sanatçı, normal
yaşamuıa dönmeyi başardı. 82 yaşuıa dek ça-
lışmayı sürdüren Reggiani'nin son 15 yılki
büyük tutkusu resım olmuşfu.
2003'te Jacques Chiracona ulusal liyakat
nişanı verdi. "Manon"(EG.Clouzot 1949),
"Verona Âşıklan" (A. Cajatte 1949),
u
Ma-
rie Octobre" (J. Duvhier/1959) gibı Önemli
Fransız yapımlarının yanı sıra "BejazKadı-
naDokunma"(M.Ferreri 1974).
tt
feras''(E.
Scola'1980),
a
Ana"(T.Angek)pouJoS' 1986),
"BirKatiIKiraladjm''(A.Kaujrismaki 1990)
gibi yabancı projelerde de yer aldı. 1991 'de
yönetmen oğlu Simon. ilk filmı "Soulien de
Famflle"de (Aile Dayanışması) babasını oy-
nattı. Baba Serge çocukJanna da kendi du-
yarlılığmı ve yeteneğini geçirebilmişri. kız-
lan Canne besteci, CeHamüzisyen, Mariada
kurgucu oldular. Reggiani için meslektaşı
Michel Piccofi'yse şunlan söyledı: "V'üzyılı-
mızm \egelecek vıizvTİlann sanatçısndı. Ger-
çekten büyük bir dosttu. Sinemada^ tr>
<
atro-
da, şarkıda, resimde de büyüktü..."
Tiyatro ve sinemamızın usta oyuncularından birini daha yitirdik
Kamuran Usluer'den veda
• Kamuran Usluer uzun yıllar
boyunca Istanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nda
pek çok oyunda önemli roller
üstlenmiş, sinema ve televizyon
fılmlerinde rol almış, kendine özgü
ses ve yorumuyla pek çok sinema
filminde seslendirme yapmıştı
Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir Bele-
diyesi Şehir Tiyatrolan'ndan 2002 yılında yaş
haddinden emekli olan. Türk tiyatrosunun ve
sinemasmın usta o\oıncusu, 1937 doğumlu
Kamuran Usluer, uzun süredir beyın kanse-
n nedeni\le tedavi gördüğu Acıbadem Has-
tanesi'nde yaşammı yitirdi. Kamuran Usluer
uzun yıllar boyunca Istanbul Büyükşehir Be-
lediyesi Şehir Tiyatrolan'nda pek çok oyun-
da önemli roller üstlenmiş, sinema ve televiz-
yon filmlerinde rol almış, kendine özgü ses
ve yorumuyla pek çok sinema filminde ses-
lendirme yapmıştı.
Usluer'in rol aldığı oyunlardan bazılan şun-
lar: 'BüyükÇmar'(1960). 'BirKavukDevriJ-
di', 'tkiEfendininUşağı'(1961), 'Göç', 'Pay-
dos', 'Macbeth' (1962), 'AvhıyaBakan Pence-
re', 'YanhşhklarKome(hası'(]963),'ls>ancı-
lar', 'Bir Yaz Gecesi Rüyası', 'Romeo Jülyet',
Ispinozlar, Tartuffe', 'İçerdekfler' (1964), 'Elim-
deki Hayaf, 'Hamlet', Coriolanus' (1965)...
Sanatçı, Istanbul Şehir Tiyatrolan'nda geçen
dönemde de 'Önce İnsan' ve 'Merakj' adlı
oyunlarda rol almışh.
'TarkanAftmMadalyon', 'Gökçeçiçek', 'Ya-
rah Knrt', 'Alm Yazısı', '\urun Kahpeye', 'Dü-
ğün', 'Geün', 'Ben Doğarken Ömıüşüm', 'Pat-
ron', 'Zavaflılar', 'Enavi', 'Esir Hayaf, 'Endi-
şe', 'Gençlik Köprüsü', 'Kanai', 'EmekB Baş-
kan', 'KınkBir AşkHikâyesi', 'Nasılİsyan Et-
mem', 'En Büyük Şaban' 'Çıplak Vatandaş",
'Ses', 'Gelmeyin Csrüme', 'Kıskaç', 'Aşkm Ük
Yansı', 'Hiçbir Gece', 'Raziye', 'Süper Baba',
'Sıcak Saatler', 'Salkım Hanımın Taneleri',
'Gülbeyaz', 'Karşıiaşma' ise oynadığı pek çok
filmden bazılan. Usluer '5. Adana Alûn Koza
ürk
tiyatrosunun ve
sinemasuun usta
CATincusu, 1937
doğumlu
Kamuran
Usluer, uzun
süredir beyin
kanseri
nedenrvk tedavi
gördüğü
Acıbadem
Hastanesi'nde
yaşamuu jittrdL
Kamuran
Usluer'in rol
aldıgı 'Merald'
adü oyundan bir
sahne.
Film Şenhgi'nde (l973) 'Gelin'ile 'En İyi Yar-
dımcıErkekOyuncu'\e '12.AnkaraFiünFes-
tivaü'nde (2000) 'Salkım Hanımın Taneleri'
Ue'EntyiErkekOyuncu' ödüllerini kazanmış-
tı. Usluer'in cenazesi bugün Teşvikiye Ça-
mii 'nde kılınacak öğle namazının arduıdan Ka-
racaahmet Mezarhğı'nda toprağa verilecek.
Sanatçı için. yakınlannın isteği doğrultusunda,
başka herhangi bir tören düzenlenmeyecek.
Yann toprağa verJlecek
Aral'ın cenazesi îstanbul'da!
Radiohead şarkılarım yorumluyor
0 'Rilley'den yeni albüm
Istanbul Haber Servisi - Ta-
tilini geçirdıği Bodrum'da ya-
şamını yitiren usta karikatürist
Oğuz Aral'ın cenazesi dün
THY'nin tarifeli uçağıyla Bod-
rum'dan Istanbul'a getirildi.
Aral'ın cenazesi, Atatürk Ha-
valimanı apronu A kapısında,
sanatçı Hasan Kaçan ve Hür-
riyet gazetesi yöneticileri ta-
rafından alınarak Zincırlikuyu
Mezarlığı gasilhanesine götü-
rüldü.
Aral'ın cenazesi, yann Le-
vent Çamisi'nde öğle vakti kı-
lınacak cenaze namazının ardın-
dan, vasiyeti gereği Zincirliku-
yu Mezarhğı'nda, kardeşi ka-
rikatürist Tekin Aral'uı yanuı-
da toprağa \erilecek.
Bir mesaj yayımlayan Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer, Aral'uı, yapıtlan, sanatı ve
sayguı kişiliği ile karikatürist-
ler için örnek olmayı sürdüre-
ceğini belirtti.
Kültür Servisi -11. Istanbul
Caz Festivali'nde Radiohead
parçalannı yorumlayan piya-
nist ChristopherO'Riflej yeni
albümü "True Love VVaits",
Sony Music tarafından piyasa-
ya sürüldü. O'Riley, kariyerine
klasik müzik çalarak başlamış
usta birpiyanist. Ünlü rock gru-
bu Radiohead'e duyduğu hay-
ranhkla zamanınuı büyük bir
1
kısmüiı Radiohead'in müziği-
. ni solo piyanoya uyarlamaya
veren sanatçı, yeni albümü }
T r u e Love Waits"de bu isteği- '
ni hayata geçiriyor. "Karma :
Pblice"ten "Fake Plastic Ire-
es"e kadar birçok Radiohead
parçasının özünü koruyarak
kendi yorumuyla renklendiren
O'Riley, son yıllann en ilginç
klasik müzik-rock füzyonlann-
dan birini yaratıyor. O'Ri-
ley'nin albümü, klasik müzik-
severler kadar rock dınleyenler
için de ilginç bir çalışma.
DEFTVE GÖLGESİ
TURGAY FtŞEKÇÎ
Ralya'da Alacakaranfı
D. H. Lavvrence, ülkemiz okurlannın yakınd
tandığı bir ramancı. özellikle de Akşit Göktürk'
dilimize çevirdiği Lady Chatterley'in Sevgilisi (V
pı Kredi Yayınlan) ile Bilge Karasu'nun 1963 Tü
Dil Kurumu Çeviri ödülü'nü kazanan ölen Adan
(Adam Yayınlan), Türkçeleriyle de okuyanlann unı
tamayacaklan ürfinler olmuştu.
Yaşadığı dönemde cesur düşünceleri nedeni^
le hakkında pek çok dava açılan, yapıtlan yasaf
lanan Lavvrence, günümüzde çağdaş dünya ede
biyatının en özgün kişiliklennden biri kabul edilı
yor.
Gördüğü baskılar nedeniyle sık sık ülkesini terl
eden Lavvrence, kısa yaşamında Avustralya'dar
Meksika'ya, pek çok yer dolaştı. Ama en çok kal
dığı ve sevdiği yer (talya oldu.
Sanayi toplumunun hem doğayj, hem de insa-
na özgü özellikleri yok ettiğini düşünen Lawren-
ce, o yıllarda henüz sanayileşmemiş Italya'da do-
ğanın güzelliklerini ve insan sıcaklığını bulmuştu.
Italya'ya ilk kez 1912 Mayısı'nda yeni tanıştığı
sevgilisi Frieda ile gıtti. Bu yolculuğun önemli bır
yanı da büyük böfümünün Almanya'dan başlayıp
Alp Dağlan üzennden Italya'ya dek yürüyerek ger-
çekfeştirilmiş olmasıdır.
Gerek bu yürüyüşlerin, gerekse Italya'da Garda
Gölü kıyısındaki köylerde geçirdiğı aylann izlenım-
lerini, ilk basımı 1916'da yapılan Italya'da Alaca-
karanlık adlı gezi kitabında anlattı.
Italya'da Alacakaranlık (Çeviren Eda Dedebaş,
Adam Yayınlan) yayımlan/şından tam 88 yıl sonra
dilimize kazandınldı.
Günümüzde çok yaygın olarak okunan gezi ki-
taplarına benzemeyen bır yapıt elimizdeki. önce-
likie bir edebiyat ürünü. Gezip görmenin anlatılma-
sı salt bir amaç değil. Yaşadığı çağla hesaplaşma
içindeki bir yazann insana, topluma, doğaya ba-
kışı.
Kitabın başındaki geniş önsözle dolaşılan yer-
lerin o yıllardakı haritası okur için kitaba iyi bir baş-
langıç oluşturuyor. Ancak ilk yazı olan "Dağlarda-
kiÇarmıh", yazann Hıristiyanlık-insan ilişkisi üze-
rine girdiği tartışmalar nedeniyle bizim okurlanmı-
ztn ilgi duyacaklan bir yazı değil. Benzertartışma-
lara "LJmon Bahçeleri" ve "Tiyatro" yazılannda da
rastlanıyor. ama bu yazıların asıl sorunsallan da-
ha başka.
Alpleri aşarak Italya'ya inen Lavvrence ile Frieda,
Garda Gölü'nün batı kıyılarındaki köylerden birin-
de yaşamaya başlarlar. Bu yöre o yıllarda henüz
yollan bile olmadığından son derece ıçine kapalı
biryerdir. Burada tanıdığı insanlann kimi gelenek-
sel tanm toplumunun tükenmekte olan temsilci-
leri, kimi kilise binasında tiyatro oyunu sergileyen
oyuncular, kimi ekmeğini kazanabilmek için Ame-
rika'nın yolunu tutmuş, umutla umutsuzluğun, ay-
dınlıkla karanlığın çarpıştığı kişiliklerdır.
Lavvrence, bütün bu insanlara bakarken hep dü-
şünce dünyasının iki temel kavramını öne çıkanr:
Sanayileşme ve cinsellik. Sanayileşme sürecin-
deki dünya nereye gitmektedir ve sanayi toplumu
insanın bedenine olan bakışını nasıl etkilemekte-
dir.
Kitabın yazıldığı 1912-13 yılları, gelişen Avrupa
kapita/izminin dünyanın ilk büyük paylaşım sava-
şına da hazırlandığı yıllardır. Ucra bir Italyan kö-
yünde bile yaklaşan savaşın ayak sesleri duyula-
bilmektedir. Isviçre'deki yürüyüşlerin anlatıldığı
son iki yazıda dünyanın hali daha da net ortaya
çıkmaktadır. Hayat karşısında yorgun ınsanlar ço-
ğunluktadır.
Insanlığın durumu yazarı umutsuz kılsa da, Ital-
ya'nın renkli insan ve doğası havay/ hemen değiş-
tirivermektedir. Doğa-ınsan-kültür ilişkilerı keskin
saptamalar; yoğun düşüncelerle aktanlırken, çarpı-
cı gözlemlerle alevlenen eğlenceli ve ironık yakia-
şım da elden bırakılmaz. Çünkü orası "şen Italya "dır.
Yaklaşık yüz yıl önce yazılmış Italya'da Alaca-
karanlık'm bugünün insanının sorunlanndan söz et-
tiği söylenebilir mi?
İnsan aynı insan, içinde yaşadığımız düzen de
aynı düzen olduğuna göre ne değişmış olabilır?
Şimdi o köylere güzel yollaryapılmış olsa da, köy-
lüler muz bahçelerinden değil, gezgınlerden sağ-
ladıklan gelirlerle yaşasalar da, teknolojik gelişme-
ler herkesin evine, cebine girmiş olsa da, insan ay-
nı insan, düzen aynı düzen olunca temel sorunlar
değişir mi?
turgaycg fisekci.com
•ÇORUjVI (AA) - Çorum'un Boğazkale ilçesinde,
Hattuşa Örenyeri Aşağı Şehir Bölgesı'nde iki
Hirit surunun ortaya çıkanlmasına yönehk (
çahşmalar gelecek yıl tamamlanacak. Alman
Arkeoloji Enstitüsü adına kazı çahsmalannı
yürüten arkeolog Jürgen Seeher yaptığı
açıklamada, deneyse] arkeoloji yapmak amacıyla
başlattıklan 'Hitit Surlannı Ayaga Kaldırma
Projesi' sayesinde Çorum turizminin
canlanacağını behrtti. Kerpiç tuğlalan 60 işçi ve
15 öğrenciyle ürettiklerini belirten Seeher, 'Geçen
yıl 14 bin kerpiç tuğla ürettik, bu yıJ da 30 bin
kerpiç tuğla üretmeyi hedefliyoruz. Surlar, 70
metre uzunluğunda bir alana yaklaşık 10 metre
yüksekliğinde inşa edilecek' dedi.
BUCÜN
• TARİHİGALATAKÖPRÜSÜnde, Balat'ta
saat 21.00'de Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti
Lefkoşa De\iet TTj'atrosu 'ndan 'Joko'mın
Doğum günü'. (0 212 514 75 20)
• AKBAıNK KÜLTÜR SAISAT
MERKEZt'nde saat 18. 00'de lazerdiskten
Holst'un 'Gezegenkr Süiti'nin seslendirildiği
konser. (0 212 252 35 00)
ADALAR FESTIVALİ
• BÜYÜKADAKÜLTÜREVİ'nde 19.00'da
Hıfia Topuz'un katılacağı. Haldun Ergüvenç'in
şiir okuyacağı 'Melih Cevdet Anday'a sa>gı'
izlencesi, 20.00'de Sald Çimen ve Eda Yeker'in
sunacağı 'müzik ve dans' gösterisi.
(0 212 245 79 84)
• BÜYÜKADA SU SPORLARI
KULÜBÜ'nde 22.00 de 'Paralel Vblculuklar'
adlı filmin gösterimi.