25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEKIMUZ 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Her 12 dakikadabir bebek, 12 saattebir anne, önlenebilirnedenlerdendolayıyaşamıruyitiriyor 4.5 milyoniçinölüyorlar Hamilelik süresince her kadın en az beş kez doktora gitmeli. Türkiye'de üç hamile kadından yalnızca biri doğum öncesi bakım hizmeti alıyor. Anne ve bebek ölümünü önlemenin maliyeti ise bir hamilelik boyunca yalnızca üç dolar. ERDOĞAN ERİŞE> ORDU -Türkiye"de üç hamile kadın- dan sadece 1" inin doğum öncesi bakım hizmeti aldığı belirlendi. Beş gebeden biri sağlık personeli yardımı almadan doğum yaparken, her 12 dakikada bir bebek. 12 saatte bir anne, önlenebilir nedenlerden dolayı yaşamını yitiriyor. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Ana Ço- cuk Saelığı Bölümü uzmanlanndan Dr. Ensar Ozkmkh rakamlann ortaya koyduğu gerçeğinbir Türkiye ayıbı ol- duğunu ifade ederek "Ülkemizin bir in- samnölümündendoğanekononıikkay- bı 100 bin dolardır. Bu öüimü önleme- nin malheti sadece 3 dolardır" dedi. RiSKLİ GEBELİK YÜZDE 40 BM Nüfus Fonu Savunuculuk Alt Programı'nda görev yapan Özkızıklı. Türkiye"deriskligebelik oranının yüz- de 40 olduğunu belırttı. Özkızıklı. gebelerin yüzde 32 sinin doğum öncesi hiç bakım almadığı- nı, beş gebeden binnin de sağlık per- soneli olmadan doğum yaptığına dık- kat çekti. Eğitimsiz gruptaki iki kadından bi- rinin kendi kendine doğum yaptığını belirten Dr. Ensar Özkızıklı, ölümle- rin nedenlerini şöyle sıraladı: "Anne ölümkrinin temetinde aik- nin ve toplıunun sosyo-ekonomik dü- zeyi kadüun toplumsal statüsü, doğur- ganhk davramşlan, beslenme yetersiz- liği, sağlık hizmerJerinin eksiktiği, nite- Kği ve kullanımı gibi nedenler yer al- maktadır. Bizimgibigeüşmekteolan iil- kelerde kanama, enfeksiyon, gebelik toksemisi, düşük ve engellennûş do- ğum, anne ölüm nedenlerinin başında gelen en sık nedenlerdir." Türkiye dekı anne ölümlerinin yüz- de 81 'inin engellenebilir olduğunu ifa- de eden Özkızıklı. ölen beş anneden birinin ikamet ettiği yerin hastaneye en fazla 5 kilometre uzaklıkta oldu- ğunu söyledi. Özkızıklı, şöyle devam etti: " Yüzde 18'inde ise temel sağlık hiz- metlerinin ülke gerçelderine göre dü- zenlenmesi ile kolayca önlenebilecek hizmeteksikügisözkonusudur.Yani ül- kemizde anne ölüm nedenlerinin iıep- sierkentanıvetedaviileönlenebilir ne- denlerdir. Ciddi medikal gereksinim- lerolmadanyapılaeakişlervardır.Ozel- likle hamilelik sürecinde gebe kadın en az 5 kez doktora gözükmelidir." Çocuklannı tedavi ettirmek için gidcnlerin yanı sıra, çocuğu ile birlikte hastaneye ghrnek zorunda olan yurttaşlar, "saatlerce hastanede beklemelerin" ne zaman biteceğini soruyorlar. Vaat çok, kuyruldar ıızıuı Yıllarcaprim ödeyen hastalar muayene olabilmek için saatlerce sıra bekliyor. Şanslı olup muayene olanlar da hastane eczanesinde ilaç bulunmadığı içinpara ödeyip dışarıdan almak zorunda kalıyor H astalar, SSK hastanelerinden telefonla randevu alamryor, ilaç için saatlerce kuyrukta bekliyor, SSK'nin eczanesinde ilaç bulunmadığı için "ekmek parasını" ilaca veriyor, devlet hastanelerine gittik- lerinde radyoloji tetkikleri için günler- aylar sonrasına verilen randevu sıkıntıları yaşıyorlar. ŞLILEKÖKTÜRK S:v asi iktıdann bütün iyileştırme vaaüenne karşın hastanelerde mu- ayane olmak için günlennı harca- \ an yurttaşlar, "Bizi yönetenler, bi- ze yalan söylemekten vazgeçip bu kuynıklan ve hatimizigörsünler. Bu de\1ete 30 yıl \ergi ödedim. Karşıh- ğı busıralar mı" dedıler. Sosyal gü- \ erte ıçın yıllarca prim ödeyen yurt- ışhr, sağlık hizmeti alabılmek için •^ağık ocaklarında dahı yenıden üc- ret xiüyorlar. 'EKMEK PARASI ÎLACA 1 1 Temmuz'da Türkiye genelinde uvoılanmaya başlanan "Sağhk Te- sisfcrinin Ortak Kullanımı Protoko- W SSKTıhastalannde\lethasta- nefennden yararlanmasını öngörü- yoıdu. Ancak hastalar. SSK hasta- aebnnden telefonla rande\n alama- vnzn. ilaç için saatlerce kuyrukta bedemek, SSK"nin eczanesinde Ja bulunmadığı için "ekmek pa- rasnı ilaca vermek", devlet hasta- leerine gıttiklennde radyoloji tet- sillen için günler-aylar sonrasına raıdeMJ alabilmek gibi sıkıntılar yaıyorlar. "ocuklannı tedavi ettirmek için giîenlerin yanı su-a, çocuğu ile t>üıkte hastaneye girmek zorun- JiDİan yurttaşlar. "saatlerce has- taıede beklemelerin" ne zaman Sieceğinı soruvorlar. »AATLERCE BEKLEYIŞ... İSK Okmeydanı Eğıtım Hasta- m.«ı"nde karşılaştığımız 72 yaşın- iaı Nizamettin Öztürk ve eşi Naz- tmv. 08.00'de ilaç almak için has- :aeyegeldiklenni anlanyorlar. "50 yük. arkadaşının" ilacını almak «p bu kadar saat beklemelenne cşın gerekli olan bir ilacı alama- jUannı belirten Nazmiye Öztürk, "Doktora raporunu gösterdik o da Oacınıyazdı. Ancak eczanedebu ilaç yoktu. Almakiçin Eyüp'e gitmemiz gerekiyormuş. Biz oraya nasü gide- ceğiz. Şimdi özel eczaneye gidip ek- mekparamızı ilaca vereceğiz'' diyor. 55 yaşındaki Abuzer Kıhç da ilaç sırası bekleyenlerden... Kıhç, has- tane sayısının yetersizliğinden şikâ- yetediyor: "Hastane savısıyeterMo)- sa ne bu kadar yoğun olur. ne ilaç ne de başka şeyler için sıkmüçeküir. Bi- h yönetenler. bîze yalan söylemek- ten vazgeçip bu kuyruklan ve haü- mizi görsünler. Deviete 30 yd vergi ödedim. Karşüığı bu sıralar mı?" 'İSPARTA'YAGİDECEĞİM' Isparta'da üniversite öğrencisi olan Gülşen Yüdınm ise annesini muayene ettirmek için gelmiş has- taneye Annesinin ışe gitmesi gerek- tiği için ilaç sırasına kendisi girmış. İlacın birinı. eczanede olmadığı ıçın alamadığını ifade eden Yıldınm, "Eczanesinde olmayan ilacı doktor yanyor. Biz de ilacı nereden bulaca- ğızdiye kara kara düşünüyoruz, Bu işe bir çözüm buhınması lazım. Ya doktor eczanesinde olmayan ilacı yazmasın ya da serbest eczaneye gi- dip yan fı\aona da olsa ilacı alabi- lelim" diye konuşuyor. Küçük şe- ucretli muayene Merter Keresteciler Sağ- lık Ocağı"na giden. is- mini vermek istemeyen bir emekli yurttaş ise yıllarca SSK için maaşından prim kesilmesi- ne karşın, yeniden 750 bin lıra ücret ödedtğırü anlatıyor: "Mu- ayene olabilmek için 750 bin lira ödedim. İlacınıı almak için \ akıf Gureba Eğitinı Hastanesi'ne git- tim. Benden yeniden 750 bin lira ücret aldüar. îseden yeniden ahyorsunuz' diye sorduğumda, 'Nlakbuzunuzu getirmemışsi- niz. Bazı sağlık ocaklan muaye- ne ücreti almıyor. Makbuz sizin için kanıt oluyor. Makbuzu ge- tirmediğiniz için muayene ücre- ti ahyoruz, getirseydiniz almaz- dık' dedüer" hirlerde daha kolay sağlık hizmeti alabildiklerini anlatan Yıldırım, şöy- le devam edıyor: "Göz probiemim olduğu halde sı- ralarda beklememek için burada doktora gitmedim. Bu işkence çeki- lecek şey değiL Isparta'y a gittigim- de muayene olacağun." Rabia Işui ise telefonla randevu alamadığını belirterek "Sabah 07JO'dan 10.30-12.00'ye kadar uğ- rasjyoruz. Ama birkaç günde ran- devu alamadığınuz oluyor. Sonun- da randevu aldım muayene oldum. Göğsümde ve boynumda kitle var. LTtrason çektirmem gerekiyor, 23 ay sonray^ gün verdikr. Özele sevk etmiyorlar, paran varsa dışanda özelde en kısa sürede çektirirsin, kanserse erken teşhisedÛir" şeklin- de konuşuyor. 5 AY SONRAYA RANDEVU Şişli Etfal Eğitim \ e Araştırma Hastanesi'ne muayene olmak içih giden Feride Topuz da 4.5 yaşında olmasına karşın konuşamayan kızı Didem'in kan tahlillerini yaptırmak istediğini dıle getiriyor. Sosyal güvenceleri olmadığı için kendilerine ablasınm yardımcı ol- duğunu anlatan Topuz, "Kızun 4 ay dır Çapa'da teda\i görüyor ama kan tahlilkrini daha ucuz olduğu için buraday^apünyoruz. Çapa'da- ki (lstanbul Tıp Fakültesi) Çocuk GeBşimi Bölümü'nden 17 Aralık 2004'e muayene tarihi verdiler. Nö- roloji bir test istedi. 23 Ekim'e gün verdiler. Bugüne kadar çok fazla para harcadım. bu işin sonu nere- ye varacak bihniyorum'1 diye an- latıyor yaşadıklannı. Yazarkasa ideolojisi Istanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy. AJCP iktidarmın "Sağhkta Dönüşüm Programı'' ile "ya- zarkasa ideolojisPni hızla uygulamaya koyduğunu belırterek "Sağhk ocaklanna yazarkasa koydular. Birinci basamak sağ- hk hizmetlerinden dahi para ahnıyor. Ka- mu sağhk kurumlannuı özeUeştirUmesi durumunda ise Cumhuriyetin ilk kurul- duğu yıUarda çözdüğümüz toplumsal sağ- hk sorunlan ile yeniden mücadele etmeye başlayabüiriz. FUipinler'e benzeme tehb- kesi ile karşı karşıyayız" diye konuştu. Kamu hastanelennın il özel ıdarelerine devredıleceğine işaret eden Gencay Gür- soy. "tstenirse belediye tarafindan işletile- cek, istenirse aray a taşeron şirketler konu- larak işlerilecek ya da istenirse büsbütün özeUeştirilebilecek" dedi. Özelleştırmenın somut örneklennin or- taya çıktığmı vurgulayan Gürsoy, şöyle devam etti: "îzmir Göğüs Hastanklan Hastanesi'nde tüberküloz senisi kapanh- yor. İstanbul'da birkaç büyük tüberküloz tedavisi yapan hastaneden olan Yedikuk Göğüs Hastahklan Hastanesi'nde yatak sayısı azalühyor. Tüberküloz Türkiye'de ortadan kalktı mı? Aksine artıy or. Kapa- tdmasuun nedeni, tüberküloz servisinin yeteri kadar para kazandırmaması. Ak- sine bu hastanelerin göz, estetik cerrahi gibi, kazancı olan, çabuk para kazanan alanlan genştiriByor. Sağhk ocaklanna yazarkasa koy dukları için aşüama oran- lan her geçen gün düşüyorT İlaçta indirim anlaşmazlığı SSK'lilerin yıllardır süren serbest ec- zaneden ilaç alamaması sıkıntısı SSK ile ilaç sektörü temsilcilerinın iskonto raka- mı üzerinde anlaşamaması üzerine bir süre daha sürecek. SSK ilaçta yüzde 15 iskonto isterken, Araştırmacı ilaç Fırmalan Derneği (AİFD), iskonto yapılmaması konusunda kararh da\Tanıyor. Imzalanacak protokolün bir bölümü ka- bul edildi. Buna göre rapor ile yazılan ilaç- lar, katkı payından muaf ilaçlar, engellilenn ilaçlan ile işyeri hekimının yazdığı ilaçlar SSK eczanelennden, bunlann dışında kalan ilaçlar ise serbest eczanelerden temin edile- bilecek. Yani zaten hareket sıkıntısı çeken engelliler yine SSK hastanelerinde kuyruğa girerek ilaç almak zorunda kalacak. Ayakta tedavi sonucu yazılan ilaçlar ise SSK'lilerce serbest eczanelerden alınabılecek. Temmuz ayı içinde imzalanırsa protokolün eylül ayında yürürlüğe girmesi beklenıyor. GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP İlericilih Bu mu? Bizim bir huyumuz var; bir konuyu ne kadar çok tartışırsak, bir zaman geliyor o işin cılkını çıkanyo- ruz. Omeğin türbanı da kamusal alanı datartışatar- tışa bunlann cılkını çıkardık. Iş tam bir karmaşaya döndü. Türban siyasal simge mi, yoksa bir özgür- lük sorunu mu; estetik mi, değil mi; çağdaşlık mı, yoksa bir geriye gidiş mi.. her kafadan bir ses çı- kıyor... Kamusal alan kavramı da öyle. Şimdi nedir bu kamusal alan? Bunu tarif etmekle uğraşıyoruz; uğ- raşıyoruz da.. sonunda bu kavramı da arapsaçına döndürüverdik. Sokak mı, cadde mi, park mı, mey- dan mı, üniversite mi, Cumhurbaşkanı'nın bulun- duğu mahaller mı, coğrafi mi, işlevsel mi, özgür- lüklerin ortamı mı, halkın mı yoksa devletin mi? Tür- ban da, kamusal alan da sık sık önümüze getirilen ara mönüler. Bir de İHL'ler var tabiı. Artık hepimiz bu ara mönülerden bıktık, Esas mönü sunulama- yınca temcit pilavı gibi, bakıyoruz hep bunlar önü- müzde. En son da Sayın Başbakanımız durduk yerde bu mönüleri tekrar hazırladı ve servisini de Sayın Derviş'e bıraktı. Bıraktı ama.. ne servis ol- du ya!.. Derviş her şeyi bir anda kırdı döktü. Masa cılk içinde kaldı. Bence iyi de oldu. • • • Sayın Derviş önce Sayın Başbakanımızı övmek- le işe başlıyor. Elbette Başbakanımızın övülecek bir- çok niteliği var.. ama Sayın Derviş, onu kamusal alan ile ilgili söylemlerinden dolayı göklere çıkan- yor; "Bunu Islami kesimde söyleyen ilk lider Er- doğan" dedikten sonra "Siyasi Islam böyle bir söylem ıçermez" iddiasında bulunuyor. Mini etek- liyle türbanlının birbirine hoşgörü ile bakmasından söz ediyor. Sonra Bayan Karamanlis ın Bayan Er- doğan ile yan yana görüntüsünün hoşluğundan bah- sediyor ve "keşke CHP bir türbanlı belediye baş- kanı seçebilseydi.. türban tartışması biterdi" diyor. Tabii bu kadarla da kalmıyor, modernlık ve şıklık bakımından türbanı tercıh ettığini belirtiyor. Ko- nuşmanın tanıklanndan bir hanımın itirazı üzerine de "Siz tutucusunuz, ben ilericiyim" diye bitirive- riyor konuşmasını. Tabii bir de ertesi gün Sayın Derviş'in bu sözlerini, haberi yazan Vatan'dan Bar- las Yurtsever'i ve Milliyet'ten de Serpil Yılmaz'ı, nazik olmayan bir üslup ile yalanlıyor ama.. ne ya- zık ki inandırıcı olamıyor. Konuşmayı dinleyen dört tanık varken ve hepsı de yazılan haberi doğrular- ken gazeteciler de aynı üslupla kendisinı yanıtlıyor- lar. Hem Vatan'dan Barlas Yurtsever hem de Ser- pil Yılmaz basınımızın en güvenılir ve saygın yazar- lan üstelik. • • • Sayın Derviş olayı bence iyi oldu. Türbanın da kamusal alanın da tartışmasını öylesine cıvıklaş- tırdı ki.. artık oturup bunlan ciddi ciddi tartışmanın anlamını da yok etti. Bu iddiaların sahıplerine de kötü bir sürpriz yaptı. Bu arada Sayın Derviş'in mi- ni etekliyle türbanlının birbirine hoşgörü ile bakma- sı ile ilgili sözleri tabii ki doğru. Zaten sokakta, cad- dede, parkta herkes birbirine hoşgörü ile bakıyor. Kimse diğerine aldırmıyor. Ama kendisinin de 'si- yasi simge' olarak kabul ettiği türbanı, şıklıkta ve modernlikte tercih ederim demesi ne anlama ge- liyor? Siyasi simge haline gelmiş bir giyım biçimi- nin üniversitelerde, devlete ait özel alanlarda laik- lik ile ne derece bağdaşabileceğini ise açıklamıyor... Kaldı ki artık aralığı dört gözle bekledigımiz bir sı- rada, AlHM'nın net kararı da ortada iken Sayın Derviş'in bu sözlerinin amacı ve anlamı ne? Kaldı ki CHP'den türbanlı bir belediye başkanı çıkması özlemi de var... Ama ne yazık ki asla gerçekleşmez. Çünkü CHP, çağdaşlığın ve Atatürk Devrimleri'nın partisidir. Demokrasilerde çağdaşlık bilgi, katılım ve yasalara saygı ile ölçülür ama.. giyim de çağ- daş uygariığın bir simgesidir. Kaldı ki daha Kopen- hag Kriterleri'nin de 'e/rfba'sındayız henüz. Son- ra Türkiye Cumhuriyeti bir Islam cumhuriyeti olma- yıp Atatürk'ün 'Laik Cumhuriyeti'dir. Sayın Derviş şıklıkta ve modernlikte türbanı tercih ettiğine göre bir süre sonra yengemızi de türbanlı görürsek sa- nınm şaşırmayacağız. • • • Şimdi Sayın Baykal'ı yerden yere vuruyoruz ya.. birkonudahakkını hepimiz teslim etmeliyiz: Ye- rel seçimlerden sonra seçim sonuçlan, CHP'de Sayın Baykal'a karşı bir karşıcalık hareketı yarat- mıştı. Yenne düşünülen genel başkan adaylannın en önemlisi de Sayın Derviş idi. Sayın Baykal'ın yap- tığı son kurultayda olan bitenleri asla benimsemi- yoruzama.. düşünebiliyor musunuz, ya başanlı ol- salardı muhalefet edenler, CHP kimlerin eline ge- çecekti? Unutmayalım, bu muhalefetin önderlerin- den ikı milletvekili CHP'yı yeterince "Kemalist" bulmadıkları gerekçesiyle daha üç gün önce, ön- ce CHP'den istifa etmişler bir gün sonra da AKP'ye geçmişlerdi. Baykal belki de CHP üzerine oynanan biroyunu bozdu. Baykal'ı eleştirelim. Eleştirilecek yığınla yönü bulunabilir elbette. Ama o, laik cum- huriyeti ve çağdaşlığı savunan, ulusal çıkarlarda CHP'yi kurulduğu gündeki çizgisinde tutan ve tut- mayı başaran bir lıderdir. Elbet günü geldiğınde ve başanlı olmadığında, CHP örgütü onu da değişti- rir.. ama yerine, kesinlikle laik, çağdaş ve aydın bir liden getirir. Çünkü CHP, örgütü ile üyelenyle ve yan- daşlanyla 81 yıldan bu yana laikliği, devrimleri ve çağdaşlığı içine sindire sindire, imbikten geçirerek bugünlere gelmiş, cumhuriyet'in ve rejimin güven- cesi bir ana partimizdir. Ne dersiniz.. Sayın Derviş dediği gibi "ilerici" mi?.. scakiralp < mynet.com KARTAL 2. ASLİYE HUKUK HÂJOMLİĞİ'NDEN 2003 105 Esas Davacı Mustafa Çolak \ekili tarafindan davalılar Hık- met Rüştü Altaner. Gülümser Altaner. Yusuf Erdem. Fatma Erdem ve 20 kışi aleyhine açılan tahlıye davasının yapılan duruşmasında' Davacı vekıh. davahlann mal sahibi veya kıracı ola- rak oturduklan bağımsız bölümlerde tadilat ışlemlennin ne kadar sürede yapılacağımn tespıt ettınlmesi ve geçicı olarak tahliyelerine karar verilmesıni talep ve dava et- miştir. Davalılar Hikmet Rüştü Altaner ile Gülümser Al- taner'in (Emek Sok. Fulya Apt. D: 2 No: 33. K. Yah/Ist) adresınden dığer davalılar Yusuf Erdem ile Fatma Er- dem'in (Emek Sok. Fulya Apt D. 15 No 33 K Yalı tst) adresinde bulunamadığından zabıta tahkıkatı yapılmış tebligata yarar açık adresleri bulunamamıştır. Yukanda adlan ve adreslen yazılı davalılar Hikmet Rüşrü Altaner, Gülümser Altaner. Yusuf Erdem ve Fat- ma Erdem'in duruşmamız olan 24.11.2004 günü saat 09.30"da duruşmada hazır bulunmalan. bulunmadıklan takdirde usulün 213 ve 377. maddeleri gereğince gıyap- lannda yargılama yapılarak hüküm venleceğı dava di- lekçesı yerine geçerli olmak üzere teblığ olunur. 15.7.2004 Basın: 33053
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle