17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 QLİMPİYAT Cumhurfy» SPOE Olimpiyata yeni sponsor General Electric ve 2006 Turin Kış Oyunları Organizasyon Komitesı arasında, Turin'de düzenlenen törenle sponsorluk anlaşrnası imzalandı. 1 milyon dolarlık adam 19 yaşındaki dünya rekortmeni ABD'lı yüzücü Michael Phelps'in Atina Oyunları'nda 7 altın madalya kazanması halinde sponsoru Speedo tarafından 1 milyon dolar primle ödüllendirileceği bildirildi. Kaplumbağalar kaybetti Yunan çevreciler, 2004 Yaz Oyunları'na kaynak sağlamak amacıyla yapılan kesintilerin, nesli tükenmekte olan kaplumbağaların yuva yaptığı plajları turistlerin insafına bıraktığını açıkladı. Futbolla cevap Yunanistan'ın eskı dışişleri bakanı Yorgo Papandreu, 12. AvnjpaFutbol Şampiyonası'nda gösterdikleri tarihi başarının gazetelerde yer alan 'Yunanistan'ın olimpiyat düzenleyemeyeceği' iddialarına verilmiş çok güzel bir yanıt olduğunu savundu. Güvenlik zaafı Yunan gizli servisi, olimpiyatlarda kullanılacak güvenlik araçlarının tamamlanmasındaki gecikme nedeniyle, ilgili sistemlerin tümüyle kontrol edilemeyeceğini, bunun da oyunlar sırasındaki olası bir saldırıya karşılık verme imkânınr zaytflattığını açıkladı. Naim Süleymanoğlu'nun olimpiyatlara katılabilmesi için yetiştirme parası ödendi Seul'e giden çapraşıkyo Naim 1988'inEylül ayında Seul'da yapılacak Olimpiyat Oyunları'na katılamazdı. Çünkü olimpik kurallara göre vatandaşlık değiştiren bir sporcu üç yıl geçmeden yeni ülkesi adına olimpiyata da katılamazdı. Bunun tek istisnası vardı: Eski ve yeni ülkelerin yetkilileri anlaşmalı ve eski ülke izin vermeliydi. O günlerde Türkiye ile Bulgaristan afasındaki ilişkiler Jivkov'un ırkçı politikası yüzünden hiç de dostane değildi. Sonunda "yetiştinme masrafı" olarak bir milyon dolar istediler. İşte Naim, 20 Eylül 1988 günü Seul'de ilk olimpiyat madalyasına böyle ulaştı. ATVMA * *2004'edoğm ÎA** Kahraman Bap; aim Süleymanoğlu'nun ay- yıldızlı forma ıle kırdığı vetes- cil edilen ilk dünya rekorlan 24-30 Nısan 1988'de Ingiltere'nin Cardiff kentinde yaşandı: Gene üç altın ve ilk üç Istiklâl marşı. Ama Naim 1988'in Eylül ayında Se- ul'de yapılacak Olimpiyat Oyunlan'na ka- tılamazdı. Çünkü olimpik kurallara göre vatandaşlık değiştiren bir sporcu üç yıl geçmeden yeni ülkesi adına olimpiyata da katılamazdı. Bunun tek istisnası vardı: Es- ki ve yeni ülkelerin yetkilileri anlaşmalı ve eski ülke izin vermeliydi. O günlerde Tür- kiye ile Bulgaristan arasındaki ilişkilerJiv- kov'un ırkçı politikası yüzünden hiç de dostane değildi. Ister istemez sportif dü- zeyi çoktan aşmış, iki ülke arasında dip- lomatik temaslar başlamıştı. Bulgarlar yu- muşamıyoriardı. Sonunda "yetiştirme mas- rafı" olarak bir milyon dolar istediler. İşte Naim, 20 Eylül 1988 günü Seul'da ilk olim- piyat madaiyasına böyle ulaştı. Ve Naim ora- da podyuma çıkarken ailesinin başına bir- şeyler gelıp gelmediğinı, çok dolaylı söy- lentiler dışında, henüz bılmiyordu. Seul'de Naim'in kazandığı altın ma- dalya Türkiye'nın yirmi yıldır hasret kaldı- ğı birşeydi. Ona müsabakadan sonrakı ba- sın toplantısında soruyorlardı: "Neden Bulgaristan'dan kaçtın?" Tüm dünyanın artık lyıce bildiği olaylan, za- rifbırdiplomat ustalığı içinde saldırma yap- madan açıklıyordu. Soruyorlardı: "Türki- ye'de yaşam ve çalışma şartlann nasıl?" Gülüyordu: "Anavatanımda da şampiyon- luk verekorşartlan olduğunukanıtlamadım mı?" Soruyorlardı: "Seni Bulgarlaryetiş- tirdı. Ne dersın?" Göğsünü geriyor başı- nıdıkleştinyordu: "Bulgaristan'dabeniye- tıştiren antrenörlerimi ve bana yardım edenlerin hıçbinni unutmadım. Hiçbirza- man da unutmam!" Ertesi gün olimpiyat basın merke- zinde genel istek üzerineyapılan büyük ba- sın toplantısında bir kez daha dünya med- yasının karşısına çıkıyor ve değme diplo- matta rastlanmıyacak birzekâ ve ıfade gü- cüyle hiçbir şeyi abartmadan açıklamalar yapıyordu. Bu basın toplantısında bulu- nan ve efsane atlet Zatopek'ın, yedi altın madalyalı yüzücü Mark Sprtz'in basın top- lantılannda bulunmuş bir kıdemlı gazete- ci şöyle konuşuyordu: "Şu medya kalaba- lığına da bakın... Hiçbirolimpiyatta hiçbir şampiyona bundan daha fazla ilgigöste- rilmemiştir." AP ajansı Naim'in Seul'dan Anka- ra'ya gelişini, dünyaya yayınladığı bülten- de şöyle anlatıyordu: Bir milyondan faz- la insan ona yaklaşmak, adını haykırmak için çırpınıyordu." 2. Olimpiyat: 1992 Barselona 3. Olimpiyat: 1996 Atlanta dünya rekorlannı kırmadı. Rekorlan kırma- dı ama bu olimpiyatta ona rakip olacak kim- se de yoktu. Koparmada 142.5, silkmede 177.5, toplamda 320 kilo ıle gene altın ma- dalyasını aldı. Evet, zaferterve rekorlar devam ede- cekti. Ama halter yaşamının ilk yenilgisini de o yıl nisan ayında Macaristan'da yapı- lan dünya şampıyonasında yaşadı. Kısa bir süre önce belinde hafif bir sakathk yaşa- mış, fazla önemsememişti. O şampiyona- da koparmada altın madalyayı aldıktan sonra, belindeki ağrıyı hissetti, fakat yapa- cak şey yoktu. Silkmede lyıce zorlandı ve gümüş madalya ile yetındi. Toplamda da gene gümüşte kaldı. Yıllardan beri ilk kez bu şampıyonada altnlan toplayamamış, gü- müşte kalmıştı. O sakatlık fazla uzun sürmedi ve son- raki dört yılda dünya ve Avrupa şampi- yonlukları devam etti. •o .*z~*. â a -y ıh \e 'JŞ- v -^ Meşalenin Istanbul turu cep Herkülü'nün elinde sona erdi. Zaferler, madalyalar ve rekorlar de- vam edecekti. 1992'de Barselona'da ye- niden olimpik podyuma çıktı. Hayır bu kez Yıllar geçtikçe kilosu da artıyordu Naim'in. Birzamanlar52 kiloda yanşarak rekorlar kırmış. madalyalar toplamış olan şampiyon, şimdi 64 kiloya çıkmıştı ve bu kiloda kalmak için zorlanıyordu. 1996'da 70 kiloya çıkmak ve öyle yanşmak istedi fakat antrenörleri kabul et- medi. Atlanta'ya 64 kilo olarak gitti. Artık karşısında Bulgar rakipler yok- tu. Ne 1988'in Topurov'u, ne de 1992'nin Pesharov'u vardı. Şimdi genç bir Yunan- lı çıkmıştı: Leonidis. Leonidis de kendi ül- kesinde Naim gibi bir "ulusalkahraman"6\. Leonidis, Naim'in bu olimpiyattan sonra hal- teri bırakacağı yolunda duyumlaralmıştı ve giderayak onu yenmeyi kafasına koymuş- tu. Biri yenmeye, öteki yenilmemeye en- dekslenmiş iki adam... Naim koparmada önce 147.5 kaldırdı, sonra 150 kilo yapa- rak yeni bir dünya rekoru kırdı, Leonidis ge- ride kalmıştı. Silkmede her ikisi de 185 ki- loyu kaldırdıktan sonra Leonidis 187.5 ki- lo ile dünya rekorunu elde ediverdi. fki da- kika sonra Naim podyuma çıkıyor ve iki da- kikalık dünya rekorunu egale ediyordu. Le- onidis'in bir şansı vardı: 190 kilo... Ama bu olacak şey değildi o gün için, olmadı da... Böylece Naim toplamdaki 337.5 kiloluk derecesiyle üçüncü olimpiyat altınını aldı. Müsabakadan sonraki basın toplan- tısında Naim artık usta konuşmacılara ya- kışır açıklamalar yaptı. O gün sorulara en akılcı cevaplarî verdikten sonra sözterini şöy- le bitirdi: "Evet, devam edeceğim. Ama 2000 oyunlanna kadar sürer mi bilmiyo- rum. -Fakatumanm ki2004'te Istanbul'da Türkulusal takımının antrenörü olarakkar- şınıza çıkanm." 1996'da Naim 29 yaşındaydı. Üst üste üç olimpiyatta üç altın madalya almış ve halter sporunun tarihinde böyle bir ba- şanyı gösteren ilk sporcu olmuştu.Atlan- ta'dan dönüşte Naim kararsızdı. Kendi kendine "Artıkyeter, işitadında bırak"de- meye başlamıştı. Öte yandan Sidney'de şansını bir kez daha denemek düşünce- sini aklından çıkanp atamıyordu. 12-13 yaşlannda başlayıp yaşamı boyunca kah- redici bir tempo ile çalışarak dayanılmaz bir disiplin cehennemine kendisinı hap- setmiş bir adamdı. Üstelik 2000 yılında 33 yaşında olacaktı. Bu ruh hali içinde çalışmalannın tem- posunu düşürdü. Büsbütün bırakmış olma- sa bile, antrenmanlannı biraz alışkanlık ve biraz zevk için yapıyordu. Olimpiyat yılı olan 2000 yılının ba- şında Uluslararası Halter Federasyonu Na- im'i "Yüzyılın haltercisi" seçtı, Arkasından 26 Haziran 2000 günü Uluslararası Spor Yazarlan Birliği "Dünyada Yüzyılın Spor- cusu" seçiminin sonucunu ilan etti. 25 sporcu içinde kiımi sporlardan birkaç isim yer almışken halterden bir tek isim vardı: Naim Süleymanoğlu. Şimdi artık sporda yirminci yüzyılın. efsane adamlan arasında bir Türk halter-.* cisinin adı vardı. Bu iki seçim Naim'in yüreğindekıpır- ' danmalar yarattı. Neden olmasın? Türki- • ye'de pek çok güvenilir adam da bir süre- denberi ona baskı yapıyorlardı: "Dördün- cü madalyanı da al!" Üstelik bu etkili Türk- . lerin arasına bir de olimpiyat dünyasının en önemli adamı kanştı: Juan Antonio Sa- • maranch. Sonunda Naim başta Samaranch ol- mak üzere hatırı kınlmayacak bırçok kişi- • ye söz verdi: Dördüncü altın Madalya. Naim düşünüyordu: lyi ama henüz 17 yaşında bir dünya rekortmeni iken Naum ' Shalamanov adıyla olsa bile, 1984'te Los Angeles'a gidebilse bugün zaten dört al- tın madalya sahibi olmayacak mıydı? Sov- , yetlerin peşınden Bulgarlar da olımpıyatı boykotetmeselerdi... Naım'ı Sidney için ha- zırlanmaya zorlayan nedenlerden bin bel- , ki de buydu: Şükür olsun ki Naum adıyla kazanacağı madalyadan yoksun kalmıştı. Öyleyse Naim'in dördüncü altını neden ol- masın? Çevresı ve halter dünyası onun Sid- ney'de başarılı olalcağına inanıyordu. Sidney'e gıtmeden önce Avrupa Şampiyonası'nda kendini denemeye ka- - rarverdi. Amacı şampiyonluk değil Sidney için karar verebilmekti. Başaramadı. Ama' olimpiyata gidebilirim karannı verdi. 4. Olimpiyat ve Son : Gitti ve çıktı podyuma. Koparmada 140 kilo ile başladı. Daha hafıf bir ağırlık- la başlayabilirdi ama hem kendısı hem de. yakınlan 140 kilonun kendisine güven ge- tireceğini düşünüyorlardı. Başaramadı. 140 kıloyu kaldırmadı. Yıkıldı. 20 yıla yaklaşmış halter serüvenınde*-j ilk kez sıfır çekiyordu. Onun, bann üzeri-^. ne çöküşünü gören binlerce seyirci, o an ** en fazla ihtiyacı olan şeyı, moralı verebil- *c mek için çılgınlar gibi alkışlıyor, bağınyor- du. Bu, haltenn en büyük şampiyonuna veda ederken gösterılen büyük saygıydı. Neydi bu dev şampiyonun veda tö- renindeki giz? Yenilmezlik onun karakteri olmuştu. Bunu kendisi de dünyada biliyordu. Bu dördüncü olimpiyat denemesi onun için ye- nilmezfikten de öte bir erişılmezlik dene- mesiydi. Yenilmezlik artık onun için birso- run olmaktan çıkmıştı: Üç olimpiyat şam- piyonluğu, hiç kimsenin arşıvleri karıştır- madan sayısını söyleyemeyeceği dünya rekorlarıyla yenilmezlıği kanıksanmıştı. Erişilmezlik denemesi için haksız mıy- dı? Başkalan için her bıri görkemlı başa- nlar sayılacak olaylar onun geçmişinde çakıl taşlan gibiydi. Olimpiyatlar tarıhındeki kahraman- ların en büyüklerinden birı olan ve yaptığı sporda, o sporun en yetkili kişileri tarafın- dan "Böylesi yüzyılda bir çıkar" dıye ta- nımlanan 1.51 metre boyundaki efsaneleş- miş bir devin zaferlerle dolu yaşam öy- küsüdürbu... Grev yaşamı durdurdu % Xunanistan'daki otel çalışanlan &Y Q e Q en n a ^ a yaptıkları grevle ve * olimpiyatları baltalama tehdidiyle Avrupa Şampiyonluğu'nun sarhoşluğunu yaşayan Yunan halkını daldığı derin uykudan uyandırdı. Maaşlarının görüşülmesi talebiyle 24 saat iş bırakma eylemi yapan yaklaşık 7 bin otel çalışanı, ülkede kaos ortamı yaratırken Otei Çalışanları Birliği'nden Christos Katsotis, oyunların otel emekçileri olmadan gerçekleştirilmesi halinde sorumlunun hükümet ve otel sahipleri olacağını belirtti. Grevciler, yaz oyunları süresince birçok kamu görevlisi gibi kendilerine de prim ödenmesini istediler. Hükümet, aralarında polislerin ve itfaiyecilerın de bulunduğu onbinlerce güvenlik personeline bu çerçevede 3 bin 145 dolar ek ödeme yapılacağını duyurmuştu. Sekiz haftalık maaşa eşit olan bu prim, memurlan organizasyonun düzenleneceği ağustos ayında çalışma konusunda motive etmişti. Normal zamanlarda ağustos, Yunanlıların boğucu sıcaklardan kaçarak tatile çıktığı bir zaman dilimi... Oyunlara haftalar kala yapılan bu eylem, işçilerin; işverenler ve hükümetle sinir savaşına girmesine neden oldu. Başkent Atina'da sürücü, vatman ve makinistler, geçen perşembe günü 'olimpik prim' istemlerine destek vermek için toplu taşıma araçlannı 6 saat boyunca çalıştırmadı. Eylem süresince Atina'da hayat durdu. Doktorlar, hemşireler, ambulans sürücüleri, ilk yardım ekipleri, taksi şoförleri ve arkeolojik alanlarda çahşan\ar da olimpiyatlar öncesi ve sırasında grev yapma tehdidinde bulundu. iki hafta önce de Atina Uluslararası Havaalanı'nda hava trafik görevlilerinin prim için yaptıkları 4 saatlik iş bırakma eylemi yüzünden 200 uçuş zamanında yapılamamıştı. Otel çalışanlannın geçen ay yaptıkları grev ise eylemcilerin Atina Otel Sahipleri Birliği'nin yakınında polisle şiddetli biçimde çatışmasıyla sonuçlanmıştı. Mart ayında işbaşına gelen hükümete göre primler, 'Olimpik Bütçe'nın hazırlanmasını geciktirdi. Hükümet, ekstra ödemelerin planlanan bütçeyi 5 milyar 550 milyon dolardan, 8 milyar 695 milyon dolara yükselttiğini açıkladı. 14TEMMUZ2004- SAYI35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle