22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2004 ÇARŞAMI HABERLER Fethullah Gülen'in onursal başkanlığını yaptığı vakıf, hükümetten kaynak bekliyor BOP'tansonraAB lobisiAYKIT KÜÇÜKKAYA 1999'da devleti ele geçirme plan- lan televizyonlarda yayımlandıktan sonra ABD'den dönmeyen Fethul- lah Gülen'in onursai başkanlığını yaptığı "Gazetecilerve Yazarlar Vak- h" Abant toplantısını "Washing- ton"dan sonra "Brükserde yapraa- ya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSe- zer ve Genelkurmay Başkanlığı bas- ta olmak üzere sivil toplum örgütle- rinin karşı çıktığı Büyük Ortadoğu Projesi 'nin (BOP) tartışıldığı bir dö- nemde Abant toplantılanru ABD'ye tasıyan Fethullahçı vakfın, A\Tupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye müza- kere tarihini karara bağlayacağı ara- lık ayında Brüksel 'de toplantı düzen- izmir'in yeni başkanı • Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Abant'ta yaptığı toplantılann sonuncusunu Büyük Ortadoğu Projesi'nin tartışıldığı günlerde ABD'de yapmıştı. Vakfın şimde de kendi kendisini AB lobisi için görevlendirerek yeni toplantıyı Brükserde yapmayı planladığı ortaya çıktı. Vakıf, hükümetten finansal destek için Kültür Bakanlığı'na da başvuru yaptı. lemesi dikkat çekiyor. Brüksel'deki Abant toplantısına, AB 'den ve hükü- metten çok sayıda ismin katılması bekleniyor. 1994 yılında kurulan ve Fethullah Gülen'in kuruculan arasında yer al- dığı "Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi" 6 yıldan bu yana Abant Platformu adı altındatoplantılardüzenliyor. Toplan- tılann kurucu başkanlığını ise AKP hükümetinin Devlet Bakanı Meh- met Aydın yürütüyor. Vakıf toplan- tılann yedıncisini Johns Hopkins Üniversitesı 1leri Uluslararası Erüt- ler Okulu (SAIS) ile işbirhği yapa- rak 19-20 Nisan'da VVashington'da düzenledi. "lslanı,LaiklikveDenıok- rasi: Türk Deneyimi" başlığınj taşı- yan toplantının açılış konuşmasını da Devlet Bakanı Aydın yaptı. Ay- dın, Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri- ne model olup olamayacağı yönün- deki bir soruya karşılık, Türkiye 'nin "eşsiz bir örnek" olduğunu söyledi. SAIS dekanı Francis Fukuyama da toplantıda, Türkiye deneyiminın Or- tadoğu için "emsalsizbirörnek" teş- kil edeceğini \ıırguladı. Hazineden sorumlu Devlet Bakanı Aü Babacan ve AKP Istanbul Mılletveküi Burhan Kuzu'nun konuştuğu toplantıya CHP Istanbul Milletvekili KemalEterviş'in de katılması çok sayıda CHP "linin tep- kisini çekmişti. 'Kaynağumz sponsoriar' Vakfin, ABD'den Ortaasya ülkele- rine kadar faaliyetlerini nasıl finan- se ettiği tartışıhrken kültürel faaliyet- leri için hükümete başvurduğu ve Kültür Bakanhğı'ndan yanıt bekle- digi de ortaya çıkh. VVashington'da hükümetin açık desteğini alan vak- fın 10 yıllık sürecini kamuoyunda Fethullah Gülen'e ait olduğu bilinen gazeteye açıklayan valafbaşkanı Ha- run Tokak, "Bizim asü destekçileri- miz sponsorianmızdır" dedi. To- kak'ın açıklamasının bu bölümü kı- sacaşöyle: "Bizvapüğunızherfaali- yet için bir sponsor buluyoruz. Hat- ta bu sponsorlaruı yanında zanıan zaman resmi kurumlann katkı sağ- latfağı da oluyor. Mesela Sayın Istemi- han Talay'ın kültür bakarüıgı döne- nıinde kültürel faaliyeüerimize Kül- tür Bakanhğı'ndan da destek aldık. Şündiki bakanhğa da başvuru yap- bk,* ama henüzcevap alamadık. Ken- dilerinden cevap bekliyoruz. Bir de vakfımıan gelirleri var. Giderlerin birkısınıda buradan karşrianabiivoı? Kocaoğlu umut verdi • Göreve başladığı gün Ahmet Piriştina'nın projelerini sürdürme sözü veren îzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sivil toplum örgütlerinden de destek aldı. YUSUFÖZKAN tZMtR - Ahmet Pirişti- na'nın yaşamını yitirme- sinüı ardından Izmır Bü- yükşehir Belediye Baş- kanlığı'na Bornova Bele- diye Başkanı AzizKocaoğ- hı'nun seçilmesi, kenttekı çeşıtli kesımlerde umut yarattı. Kocaoğlu'nun, Pi- riştina'nın projelerine sa- hip çıkacağını, yargı karar- larına saygılı olacağını açıklaması da sevinçle kar- şılandı. TMMOBÎzmirîlKoor- dinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü ve Elektrik Mü- hendislen Odası (EMO) Izmir Şube Başkanı Mu- saÇeçen, Kocaoğlu'nu ya- kından tanımamalarına karşın özellikle Pirişti- na'nın kaybının ardından yaşanan seçim sürecinde- ki duruşuyla olumlu izle- nimler edindiklerini söy- ledi. Kocaoğlu'nun, "Aday ohınacak süreç değiL Bu birgörevfendirmedir'' söz- leriyle sağlıklı bir yerde durduğunu vurgulayan Çe- çen, şunlan dedi: "Bizvenibaşkandanka- mu yaranna olan beklen- tilerimizi ve desteğinıizi, meskk odalannın tenısil- cileri olarak önümüzdeki günlerdeyapacağımıztop- lanüda açıklayacağız. An- cak ben şu ana kadarki perspektifiyle son derece rvi bulduğumuzu açıkça söylej'ebünTm." Türk-iş 3. Bölge Temsil- cisi Mustafa Kundakçı da. Kocaoğlu'nun yaptığı açıklamalan olumlu bul- duğunu belirtti. Izmirli yurttaşlar olarak Kocaoğ- lu'ndan, Piriştina'nın baş- lattığı ve kentin aydınlüc yüzünü yansıtan projeleri sürdürmesini bekledikle- rini ifade eden Kundakçı, şunlan söyledi: "Bu ko- nudald beyanaüarryla sa- yın Kocaoğlu güven veri- yor. Sayuı başkanın bizhn açmnzdan diğer birönenıi deişveren konumunda bu- lunmasL Bu konuyu da önümüzdeki günlerde de- ğerlendirme şansımız ola- cak. Umuyoruz kl sayın Piriştina gflbiörgütiühığün önünün açıhnasına katfcı koyar." Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı SaühEsen, Kocaoğlu'nun geçmişte hiçbir şaibeye bulaşma- mış olması nedeniyle doğ- ru birtercih olduğunu vur- guladı. IzmirTicaret Oda- sı Başkanı Ekrem Demir- taş da, Kocaoğlu'nun se- çim kulislerine girmeme- siyle doğru bir tavir izle- diğini söyledi. Kocaoğ- lu'nun Piriştina'nın eki- bınden olduğunu arumsa- tan Demirtaş, "Şimdi on- danprojekrisürdünnesini bektiyoruz" dedi 1ĞNEIİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN TÜRıGYEDEKI ADAMLARıMıZıN EMEKULıK „ YAŞLÂRıNıN YUKSELTILMESTNDEN YANAYE. 75 OLAN EMEKÜLIK YAŞINI, PERfORMANSA GORE100 E KADAR . ÇIKARTABILIRIZ. Bornova Belediye BaşkanJığı'ndan Izmir Büyükşehir'in yönetimine ^1i belediye başkanıSERDARKIZ1K Aziz Kocaoğlu İZMİR - Istanbul, Ankara ve Izmir'den arkadaşlanmız, dostla- nmız soruyor: "Izmir'inyeni baş- kanıAziz Kocaoğlu khn,nasıl bir insan, Ahmet Piriştina'mn boşhı- ğunu doldurur mu?." Seçim, CHP açısından son de- recede önemliydi. Ağır bir rant baskısı altında yaşayan; Ahmet Pirişnna, uzmanlan ve dar bir gru- bun göğüs germesiyle direnen bir kent için daha da önemliydi bel- ki. Ilk planda yansıyan, CHP açı- sından son dönemlerde yapılan en olumlu işlerden biri; Izmir açı- sından bakarsak, meclis üyeleri arasından en uygun seçim. Kocaoğlu'nun gruptan çıkma- sını büyük ölçüde parti içindeki çe- kişmeler ve taraflar değil, kendi kimliği ve kişiliği belirledi. Ada- yım diye ortaya çıkmadı. Pazar- lıklarda yer almadı. Diğer adaylann olumlu olum- suz yönleri ve eksiklikJeri tartışı- lırken gözler kendisıne çevrildi. Bornova Belediye Başkanlı- ğı'ndan Büyükşehir Belediye Baş- kanlığı'na uzanan süreçte güvenlir- liği ve kimseye diyet borcu olma- ması, temel bir unsur olarak be- lırdi. Aileden köklü bir CHP'li Ko- caoğlu. Izmir'de tktisadi Bilimler Akademisi'nde okurken verdiği sol mücadeleyi, daha sonraki yıl- larda sosyal demokrat bir çizgide, tutarlı kalarak sürdürdü. 68'liler Vakii üyesi olarak so- rumluluklanna özen gösterdi. Bu yanıyla "ilketi ve düriist" bir sos- yal demokrat belediyeciliği sürdür- mesi bekleniyor. Aynı zamanda başanlı bir işa- damı portresi duruyor karşımızda. İzmir'in vergi sıralamasında ön- lerde yer alıyor. Kira gelirlerinde ödediği vergiyle 3. sırada. Ünı- versite yıllannın ardından atıldı- ğı iş yaşamında, beyaz eşya tica- retiyle başanlı bir isim olarak öne çıkıyor. Doktoreşi ve iki genç oğ- luyla olumlu bir aile görünümü yansıüyor. Okul arkadaşı CHP Iz- mir tl Başkanı Alaattin Y üksel. "İzmir, Piriştina gibi geçmişi te- miz, onurlu, düriist bir belediye başkanı kazandı"" dıyor. Yakın arkadaşlan, kendısinın tek adam değil, ortak bir anlayış- la yönetim biçimini, yaşamının her döneminde sürdürdüğüne dik- kat çekiyorlar. Bu yaklaşım da, Izmir için yaşamsal önem taşıyor. Sakin, dinleyen, ölçülü, akılcı tu- tumlanna dikkat çekiliyor. Izmir, Piriştina'yla uğradığı kaybın ardın- dan Kocaoğlu'ndan umut bekliyor. Başkan seçilmesınin ardından yap- tığı konuşmada sergilediği tutum, ortak bir anlayışla kenti yönetece- ğini söylemesi, öneri ve eleştiri- lere açık olduğunu vurgulaması kendisinden beklentileri arttın- yor. Ama belki de en önemlisi, hukuka bağhlığmı gösteren şu söz- len olmalı: "Yasalohnav'antalep- leri asla yerine getirmejeceğim.'* Başanlar Kocaoğlu... Sezer: Amasya Genelgesi başkaldırı bildirisidir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Amasya Genelgesi'nin yayımlanmasının 85. yıldönümü kutlanıyor. Cumhurbaşkanı Aİunet Necdet Sezer, yıldönümü nedeniyle yayimladığı mesajında, "Amasva Genelgesi, Türk ulusunun yurdunu korumak ve özgür yaşamak konusundaki kararhhğuu gösteren başkaldın bildirisidir" dedi. Sezer, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden ödün venlmeksizin yaşatıhnasının, temel sorumluluk olduğunu dile getırdi. Amasya Genelgesi'nin, Kurtuluş Savaşı'nın başladığını ılan ettiğini, Türk ulusunun yurdunu korumak ve özgür yaşamak konusundaki kararlılığını gösteren "başkaldınbüdirisi" olduğunu belirten Sezer, "Amasya Genelgesi ile bağımsızhk savasuun gerekçesi, amaçlan ve yöntemi de beürlenmiştir" dedi. Amasya'da belırlenen "tam bağmısıznk" ve "ulusal egemenük" ilkelerinin Türkiye Cumhuriyeti'nin dayandığı temel iikeler arasında yer almasının genelgenın önemini ortaya koyduğunu vurgulayan Sezer, "Bu yönüyle genelge, Türkiye Cumhurryeti'nin Uk kuruluş belgesidir" dedi. Sezer, mesajında şu görüşleri dile getirdi: "Bugünümüzü Yüce Atatürkvedava arkadaşianna, kendisini ülkesine adavan rüm karhamanlanmıza borçlu olduğumuzun bilinchie geüşme çabalanmızı sürdürmelt laik, demokratik çağdaş cumhurivednıizi temel niteliklerinden ödün vermeden yaşatmanın en önemii sorumluluğumuz olduğunu unutmamahyız." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Kuzey Irak'ta Kürtpeşmefgelerin Is- rail ajanlan tarafından eğitildiği haber- lerinin ortaya çıkmasıylaTürkiye'de ye- ni bir tartışmanın da kapısı açıldı. Mil- liyet gazetesinin dün manşetine taşınan haberierden de anlaşılacağı gibi bu ge- lişmeler iç siyasetimizi ciddi şekilde meşgul edecek. Bu haberler yeni mi, yoksa birden gündeme oze\ olarak mı sürüldüler? AKP hükümetinin Kuzey Irak'ta fe- dere bir Kürt devletine razı olmaya ni- yetlenmesi mi, acaba bu haberieıin bir- biri ardına patlamasına neden oldu? Aynca yalnızca AKP hükümeti mi böy- le bir duaımu kabullenmeye hazırlanı- yor, yoksa bu konuda da bir devlet si- yaseti var mı? Bugüne kadarki uygu- lamadan gördük ki, AKP hükümeti, Kürt sorunu gibi nazik bir konuda Si- lahlı Kuvvetler'in görüşünü almadan bir şey yapmıyor. Geçen gün, Abdul- lah Gül, eski DEP milletvekilleriyle gö- rüşmesini anlatırken, bunun "bir dev- let politikasl" olduğunu söyleyerek as- İsrail, Kürtler ve Türkiye kerierin de onayını aldığını ifade ediyor- du. • • • Israil'in başından beri Kuzey Irak'ta- ki Kürtlerie yakından ilgilendiğini biliyo- ruz. Bu köşede bu konuyu açıkfayan üst üste birkaç yazı yazdım. 0 konudafd gö- rüşleri yeniden tekrar etmek istiyorum: Israil'i yönetenler, Arap düşmanlarla sanlı bir çevrede yaşadıklarını düşü- nüyorlar. Kürtler ise, bu yöredeki Arap olmayan halklardan. Üstelik, çok uzun yıllardan beri dört ülkeye dağılmış nü- fuslan nedeniyle, milli kimliklerini koru- mak, dillerini ve kültürlerini yaşatmak konusunda duyarlı davranıyorlar. İsrail, bölgenin bu gerçeğini bildiği için başından beri Kürtlerin bölgede ba- ğımsız bir güç olarak variığını koruma- sını ve geliştirmesini destekliyor. Zaten Kuzey Irak'taki Kürtler, 1991 Körfez sa- vaşından bu yana özerk bir yönetime sahipler. Meclisleri, bükümetleri, ba- ğımsız askeri güçleri, mali sistemleri ve okullanyla bir devlet statüsü içinde- ler. BuözerklikleriniABD'nin desteğiy- le sürdürdüler. Bu durumu Türkiye Cum- huriyeti hükümetleri de büyük ölçüde kabullenmişlerdi. Irak'ın ABD tarafından işgaline kadar, Kürtlerin bu özerk statüsü variığını sür- dürdü. Saddam'ın devrilmesiyle bir- likte yeni bir durum ortaya çıktı. Bu ye- ni durumda Kürtler, ABD'nin örgütlü müttefıki olarak hareket ettiler. ABD'nin işgal döneminde en sorunsuz olduğu topraklar Kürtlerin yaşadığı topraklar- dı. Bu dönemde, Türkiye'nin Kuzey Irak'la ilişkileri inişli çıkışlı biryol izledi. önce, eskisi gibi Kuzey Irak'a askeri operasyon yapma olanağı ortadan kalk- tı, çünkü orası ABD işgal bölgesiydi. Bu konuda kafaya çuval geçirme gibi dra- matik gerilimler de yaşandı. Sonuç ola- rak Türkiye'nin o dönemde olduğunu öne sürdüğü "kırmızı çizgiler" aşıldı. Yeni statüler ortaya çıktı. ••• Şu bir gerçek: ABD, Irak'ta Kürtler- den vazgeçemez. Çünkü, Kürtler örgüt- lü silahlı güçlere sahipler ve ABD ile bir çelişki içinde değiller. Bir başka önem- li nokta ise Kürtier din devleti istemi- yorlar, laik bir Irak için de önemii sigor- talardan birisi olarak görütüyoriar. Kürt- ler, Israil'ledeiyiilişkileriçindelerve İs- rail etrafındaki Arap kuşatmasına kar- şı bir denge unsuru haline gelebilirier. Bütün bu olgulan üst üste koyduğumuz zaman ABD'nin Kürtlerin Irak içinde güçlü olmasını isteyeceği birgerçek. Bu- nu sanıyorum sivil olsun asker olsun Türk yöneticilerine de anlatıyorlar. Şimdi, Irak'ın geleceğiyle ilgili karar- ların alınacağı aşamadayız. Türkiye'yi yöneten sivil ve asker güçlerin Kuzey Irak'ın federal yapısına ilişkin siyaset açıklamalan dönemine gelindi. Görü- nen o ki, Türkiye zaten var olan fede- ral yapıya itiraz etmeyecek. Türkiye'ye yönelik güvenlik garantileri verilmesini isteyecek. Abdullah Gül'ün açıklama- lanna bu eğilimler yansıyor. ••• O zaman sorun ne: Anlaşılan o ki Türkiye'deki bazı güçler, bu "tanıma" siyasetinden memnun değiller. Sivil ve asker güçler arasında bu noktada iti- raz edenler bulunduğu anlaşılıyor. PKK'nin de aynı dönemde eylemleri başlatması, bu kargaşa içinde kendi- sine bazı destekler bulabileceği dü- şüncesinden mi kaynaklanıyor? Irak'ın yeniden şekillenmesi, çok bü- yük bölgesel tartışma ve hesaplan da beraberinde getiriyor. Herkes bugün- lerde kendi tarafından sürece müdaha- le etmek istiyor. Manşetlere yükselen haberleri de bu hesaplaşmanın birpar- çası olarak görmek mümkün. GLOBALpOLtTtKÜLTÜ ERGİN YILDIZOGLU Savaştan Şikâyetçi Olanlar da Var... Irak savaşının olumsuz etkileri ABD şirketN rinde de endişe yaratmaya başladı. ABD ekonc misinin içinde bulunduğu "nazik" konjonktüre c bakarak yine kritik bir döneme girmekte oldı ğumuzu söyleyebiliriz. Bilgisayardan kumarhaneye ABD şirketlerinin yıllık, dört aylık mali raporla nna bakınca, farklı alanlarda faaliyet gösteren ço sayıda şirketin 2003 yılında karşılaştıkları sıkın tılardan Irak savaşını sorumlu tuttuğu, 2004 yı lında da bu olumsuzlukların devam etmesini bek lediği anlaşılıyor (USA Today, 15/06). örneğin inşaat şirketi Cavalier Homes'a gö re, ordunun, kereste piyasasına getirdiği ek ta lep, fiyatları, dolayısıyla maliyetleri arttırmış. Bil gisayar şirketi Hevvlett Packard, savaşın ya rattığı genel istıkrasızlık ve belirsizlik ortamındar şikâyetçi. Moneygram International, (seyahat eğlencesektörü) artan terorizminriskininetkisiy- le dünyada seyahat etme eğiliminin zayıfladığı- nı, bu yüzden, hava ulaşımı, otelcilik gibi alan- larda talebin düştüğünü söylüyor. Reklamcılık ve medya sektöründe de savaş haberleri reklam kuşaklannı sıkıştırmaya başlayınca, birçok şirke- tin reklam gelirleri ciddi boyutlarda gerilemiş. Tabii tüm bunlara, savaşın petrol fiyatları üzerin- deki etkisini de eklemek gerekiyor. USA Today yazanna göre, fon yönetimi şirket- lerinin eleştirileri özellikle sert. VVayne Hummer Income Fund'un portföy yönetimi müdürü J. Gal- van'a göre, "Irak savaşı şirketler açısından bir kâbus ortamı yarattı". Vintage Mutual Funds raporunun sonuç bölümünde, savaşın getirdiği yükü "Amerikan halkının kaldırmaya niyetli olup olmadığı henüz belli değil" deniyor. Boston Balanced Fund'un müdürü Domenic Cola- socca, Irak'ın işgaliyle ilgili olarak "üzüntü ve- rici" deyimini kullandıktan sonra işgalin "riskle- ri arttıncı etki yaptığını" vurgulamış. Colasoc- ca'ya göre "Bush yönetimi, gittikçe artan dire- niş yüzûnden, ılımlı seçmenin de desteğini kay- betme tehlikesiyle karşı karşıya", H&Q Life Sci- ences Investors şirketi "Irak'tan çıkışa ilişkin bir stratejinin olmamasından" şikâyetçi. Olumsuzluklara yenileri eklenecek önümüzdeki dönemde, dünyada ve ABD'de şirketleri bekleyen başka yeni olumsuzluklar da var. Bunlardan biri Çin'den geliyor. Çin'de eko- nomik büyümenin yavaşlamasıyla, dünyada te- mel mallar piyasalannda talep gerilemeye, fiyat- laryumuşamaya başladı. Çin'deki ekonomik ya- vaşlama temel mallar piyasalarında bir kapasi- te fazlası sorunu, Japonya başta olmak üzere As- ya ülkelerinin sanayi sektörünün ihracat piyasa- lannda birdaralma anlamına geliyor. Diğer taraf- tan bu yavaşlama petrol fiyatları üzerindeki ba sıncı azaltmayacak. Çünkü son yıllarda Çin'den gelen ek petrol talebinin arkasında, kırsal alan- larda, küçük çaplı jeneratörlerin kullanımında görülen patlama yatıyor. Bu, gerileyecek bir ta- lep değil. Ikinci önemii olumsuzluk faiz oranlanyla ilgili. Dört yıl önce borsa köpükleri patlarken oluşan küresel çapta deflasyon tehlikesini, muazzam bir mali, parasal genişlemeyle engelleme ope- rasyonunun sonuna geldik. Avustralya, ingilte- re ve Isveç merkez bankaları faizleri yükselttiler, bunlara önümüzdeki dönemde yenileri ve en önemlisi Amerikan Federal Reserve de katılacak. Morgan Stanley'den Stephen Roach'ın işaret ettiği gibi (Global Economic Forum 10/06) dün- ya ekonomisinin artık biri büyük (ABD) diğeri da- ha küçük (Çin) iki motoru var. Bunlardan küçük olanı yavaşlamaya başladı. Büyük olanının du- rumuysa çok daha ilginç. Çünkü yine Roach'ın bir başka yazısında (18/06) belirttiği gibi, ABD'de köpük sonrası deflasyonu engelleme operasyc- nu, tüketici ve şirket borçlarının devasa boyut- lara ulaşmasına, bankaların, birçok yatırım şir- ketinin kısa dönemli düşük faizle borçlanıp da- ha yüksek faizle uzun dönemli plasmana yönel- mesine (carry-trade), böylece faiz artışına karşı çok kırılgan bir yapının oluşmasına neden oldu Bu arada savaş harcamalarının etkisiyle federaf hükümetin borçlan ve bütçe açığı büyümeye de- vam ederek dolan, dolayısıyla küresel mali piya- salan tehdit edecek bir noktaya ulaştı. Böylece, pazartesi yazımda aktardığım gibi, 400 milyardolarlık birfonu yöneten PIMCO'nun baş yatınm yetkilisi Bill Gross'un deyişiyle son 20- 30 yılın en tehlikeli konjonktürü oluştu; Prof. Ro- goff'un vurguladığı "aşın olaylar" olasılığı gün- deme geldi (17/06). Bu sırada, silah üreticileri, güvenlik hizmeti sunan şirketlerin keyifleri yerin- de... Ama bu da bir başka yazının konusu... Tokat - Mardin PKK ve DHKP-C'ye operasyon: 1 ölü Yurt Haberleri Servi- si- Tokat'ın Erbaa ılçe- sinde düzenlenen ope- rasyonda 1 DHKP-C üyesi öldürüldü. Tokat ve ilçelerine bağ- lı bölgelerde operasyon- lannı genişleten güven- lik güçleri, Erbaa'ya bağ- lı Benli Yaylası yakınla- nnda terör örgütü üyesi bir grupla karşılastı. Gü- venlik güçlerinin teslim ol çağnsına ateşle karşı- lık veren militanlarla çı- kan çatışmada, 1 terörist öldürüldü. Öldürülen mi- litamn DHKP-C üyesi, Sıvas nüfusuna kayıtlı "Mehmet' 1 kodadlıHa- san HüsCTİn Boyraz oldu- ğunu belirten yetldlüer, kaçan örgüt üyelerinin yakalanması için bölge- deki operasyonlann sür- dürüldüğünü söylediler. Mardin'in Kızıltepe il- çesinde ihbar üzerine Atatürk Mahallesi'nde bir eve düzenlenen ope- rasyonda, kırsal alandan gelerek güvenlik güçle- rine yönelik silahlı ve bombalı eylem hazırhğî içinde olduğu ileri sürü- len Serroabun kod adh OJC, 2 Rus yapımı sa- vunma tipi parça ve ba- suıç etkili el bombası, 1 Kalaşnikofmarka sılah ile örgütsel doküman ile birlikte yakalandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle