23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2004 ÇARŞAMBA 14 JvLJJ-jJ. LJ1İ. kurtur@cumhuriyet.com.tr Sonsuz arkadaşlık sözüBedri Baykam 'ın, Alpîekin Gündüz} ün babası Suphi Baykam 'ınyaşamını anlatan( En Sevdiği Güneşti' adlı Jdtabıyla eşzamanh açılan aynı adlı sergisi 25 Haziran 'a dek Ortaköy Kültür Merkezi 'nde GAMZE AKDEMtR "Onu o sahiltde, kimler bul- du, ükkim gördü, adamm adı neydi, bümıyorum ama aca- ba yüzükoyun mu düşmüştü yere? Suphi ölürken neler hısset- tin? Canın acıdı rnı? Kaç dakikada öldün? Ama sen ölmezsin ki Bilerek mi güneye gittin En büyükparron sensin Son anda beni, annemı, Hül- ya yı, aileyı, Cem 'ı, Sibel 7 düşündün mü? Seni ne kadar özlediğimi bilixor musun, §imd\ bizi du- yuyor musun ? Neredesın, riiyama girsene Suphi 7 " Böyle sesleniyor Bedri Bay- kam, 42 yaşında aktıf sıyase- ti arzusuyla noktaladığında ar- dında zor inanılır eylemler bı- rakmış, CHP Gençlik ve Ka- dın Kollan'nı krurmuş, 31 ya- şından başlayarak dört dönem milletvekilligi yapmış, 27 Ma- yıs Devrimfne giden yolda fltilı ateşleyenlerden biri olan, 'OrtanmSohı', "TopnıkRefor- mu' gıbı yeni kavramlan yur- da yaymış devrimci babası Suphi Baykam"a Babasına verdlfll söz... Bedn Baykam'ın, solun en güçlü, aydın isımlerinden ba- bası Dr. Suphi Baykam'ın fir- tınalı yaşamını anlatan, Alp- tekin Gündüz'ün, 'En Sevdi- ği Güneşti' adlı, Piramid Ya- yıncılık'tan çıkan kitabıyla eş- zamanlı açılan aynı adlı sergi- si 25 Haziran'a dek Ortaköy Kültür Merkezi'nde sanatse- verlerle buluşuyor. Babasını toprağa verirken ona bır söz vermiştır Baykam. Adını Suphi koyacağı bır to- run ve yaşarken tüm ısrarlan- na karşın bitıremediği biyog- rafik anı kitabını çıkarmak. ' abasını toprağa verirken ona bir söz vermiştir Baykam. Adını Suphi koyacağı bir torun ve yaşarken tüm ısrarlanna karşın bitiremediği biyografîk anı kitabını çıkarmak. Dolayısıyla kişisel, siyasi ve sanat yaşamımn en önemli anlanna, yapıtaşlanna işaret eden bu iki çalışma bir sözün yerine getirilmesi, bir misyonun devamrna konulan inanç ve yüreğin somut bir anlatımı oluyor. Dolayısıyla kışısel, siyasal, sanat yaşamının en önemli an- lanna, yapıtaşlanna işaret eden bu iki çalışma bır sözün yeri- ne getirilmesi, bır misyonun devamına konulan inanç ve yüreğin somut bir anlatımı oluyor. Dedıği gibi, Suphi Baykam ıçin yaşam hep hesaplı risktır çünkü. Çünkü o kimsenin ce- saret edemeyeceği, dev hedef- leri önüne koymuş. sonra da kimsenin tehdidı veya olayın imkânsızlığını anlatmasına ku- lak asmaksızın yola çıkıp yü- rümüştür. Atatürk'ün Gençliğe Hita- be'sıni aklından hiç çıkarma- mıştır, ama kendi kitabını ya- zarken de işlerin yavaş gıttiği- nin farkındadır. Yazdığı ön- söz taslağında da hesaplı ris- kini şöyle açıklar: "Itirafettne- Kyim ki benim için hayat her zanıan hesaplı bir risktir ve eğer kader bana kötü bir şa- ka yaparak erkenden alıp gö- türse büe oğlum Bedri Bay- kam'uı bu çahşmayı tamam- layacağına oian güvenim de beni sürekli rahadarmışOr." Babava duvulan özlem Sergıde yer alan resımleri, 1996'da babasının ölümünü ızleyen kısa süreçte yapmış, "Acımı dindirmenin tek yo- luydu. 97'de 68'o Ydlar ser- gimde görülen -' Lunapark' ve 'Seçım Kampanyası' adhiki- sidışında-onlannhepsiilkde- fa burada sergilenjyorlar. 7 yıl- dır sessizce bu kitapla buluş- mayı beklediler" diyen Bedri Baykam. Sergıdekı her bir ça- lışma insan, siyasetçi, baba, eş Suphi Baykam'ın en önem- li kımı anlanna gen dönüşler nıtelığınde. 'Ömür Üzerinden Sonsuz Arkadaşhk Kontran' adlı ça- lışmada babayla oğul denizde yüzmekteler mesela. Bir si- mıt çocukluğu nitelemekte, baba-oğlun yüzünde gülen ve güvenli bır anlatım, renklerin vurgusu babaya duyulan özlem ve onunla duyulan gururu ni- telercesine onca aydınlık. 'Lunapark' adlı, üzerine 'An- kara Gençlik Parkı-1962' diye not düşülmüş çalışmada "Ba- bam ne kadardohı olursaoteun çoculdannı hiçbirzaman ihmal etmedL Vurt gezüerinden gece 11.00'de yorgun argın döner, ama ısrar ermenıe gerek kal- madan Ankara'daki Gençlik Parkı'ndaki iunaparka götü- rûrdû" diyen Bedri Baykam'ın, yıldızh gecede duyumsanan ço- cuk yürekteki panayır coşku- sunu resmediyor tüm olağanlı- ğıyla mesela. Üzerinde, '1965tebirseçim gezisJ-Dr. Suphi Baykam' ya- zan 'Seçim Kampanyası' adlı çalışma ise Baykam'ın çocuk- luğunda babasının yanında na- dıren katıldığı mitingler, seçım kampanyalann birinden belle- ğınde kalan bir resım. Babasını yeşil Chevrolet'sin- de, yanında bir gazeteci, arka- da Bülent Ecevit'le resmeden Baykam, bu gezilerden birin- de 1965 'te Kastamonu 'da ba- basının konuşmasından sonra kent meydanını futbol seyır- cısının coşkulu arenasına çe- vıren halkın az daha kendisi- ni o furyada neredeyse ezece- ğıni anlatıyordu. Uyarıları lyl dlnlense... "Suphi Baykam 1960'lann ortasmda sağ sol gergnuiğini si- yasi çıkarlar doğnıltusunda ürmandırmanın ülkeyi ne gi- bi feiakeüere taşryacağını ön- ceden görebflmişti. tkazlan Ki dinlense belki de 70'H >iDann terörolaylanve 12 Eyiülyaşan- mavabUirdr diyen Baykam, bunu 1 Temmuz 1965 tarihli gazetemizın bırinci sayfasıru tuvale taşıdığı çalışmasında ölümsüzleştınyor. 'Baykam, Demirel'i Gürsel veÜrgüpKi'yetelgrafla şikâyet etti' üstbaşlığıyla verilen sür- manşette şöyle yazıyor: 'Tür- krye iç harbe sürüklenecek'. Bir çalışmasında da Suphi Baykam'ı, gençlik yıllanndan beri sağ kolu olduğu ve Bed- ri Baykam'ın "büyük siyasi kavgalannı günlük olarak bir arada göfürüp ülkeyi demok- rasrve, özgürlüğe ve huzura ta- şıma çabalannın ötesinde on- tar içinde dedeteri kadaryakm ounayı büen, sıcakkanh, alçak- gönüllü, esprih' bir büyük in- san" olarak nıteledığı İnö- nii'yle bırlikte görüyoruz. 21 Haziran. yılm en sevdi- ği günüdür Bedri Baykam' ın. En uzun gün, babasının âşık olduğu güneşin en uzun süre tepede kaldığı gündür. En sev- diği gün de "cuma"dır, en sev- dığı yerler ıssız deniz kıyıla- ndır, günün tercih ettiği saatı sabahtır. Ve babası 21 Haziran Cuma, sabah 08.30'da Sılıf- ke'nin ıssız birplajında. deniz kıyısında yürüyüş yaparken yaşamını yitırir. Ve "Günün Uzun Yüriiyüşü Biterken" ad- lı çalışmada da bu duygu tu- vale taşınır... Açılış konserini Lorin Maazel'in yönetimindeki Arturo Toscanini Filarmoni Orkestrası gerçekleştirecek Izmirfestivale hazırlanıyor• Bugün başlayan 18. Uluslararası îzmir Festivali'nin ilk konseri, kalp krizine yenik düşen îzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina anısma düzenlenecek. HİCR.4N ÖZDAMAR İZMİR-lzmiıKültür Sanat ve Eği- tun Vakffnın (tKSE\ r ) düzenlediğı '18. Uluslararası ÎzmirFestivaM', bugün , Efes Antık Tıyatro'da başlıyor. Fes- tivalin ilk konseri kalp kriziyle ölüme yenik düşen îzmir Büyükşehir Bele- diye Başkanı .\hmet Piriştina anısına adandı. ŞefLorinMaazel yönetimin- deki Arturo Toscanini Filarmoni Or- kestrası" nın konseriyle başlayacak festival, 15 Temmuz'da son bulacak. ÖCSEV Yönetim Kurulu Başkanı Fi- Bz Sarper, Piriştina'nın ölümüyle tz- mır sanat yaşamının yetim kaldıgını belirterek anısına düzenlenen konse- re tzmırlılen beklediklerini söyledi. Birçok ünlü konuğa ev sahiphğı ya- pacak festıvalın etldnlikleri, Efes An- Lorin Maazel yönetimindeki Arturo Toscanini Filarmoni Orkestrası yarm Ahmet Piriştina adına konser verecek. tik Tiyatrosu, Çeşme Kalesi, EÜ Kam- pus Kültür Merkezi ve Kültürpark Açıkhav^a Tiyatrosu, Celsus Kütüpha- nesi ve Bostanlı Meydanı'nda ger- çekleştirilecek. Festivalde bıletleri- nin 50, 40, 30 ve 20 milyon liradan satışa sunulduğu, VIP koltuklarınuı da 100 milyon liradan satılacağı belirtildi. Efes ve Çeşme'dekı göstenler için özel otobüs seferlerının düzenlene- ceğı bildinlırken geleneksel olarak yapılan meydan konserlennin bu yıl da süreceği açıklandı. Eczacıbaşı Top- Iuluğu'nun katkılanyla düzenlenen festivalın Lonn Maazel yönetimin- deki Arturo Toscanini Filarmoni Or- kestrası'nın açılış konsennın ardın- dan 25 Haziran'da tzmir Devlet Kla- sik Türk Müziği Korosu ve tstanbul Galata Mevlevihanesi Müzik ve Se- ma Toplulugu 'SemaveAteş4 Aşk' ad- lı gösteriyi Efes Antik Tiyatro'da su- nacak. Etkinlık kapsamında 29 Haziran'da Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda 'Talent Danza'dan 'Tango Hamenko' gösterisi gerçekleştirilecek. Ulusla- rarası Izmır Festıvali'nin geleneksel Türk-Yunan Sanat Buluşması 30 Ha- zıran'da Efes Antık Tıyatrosu'nda ya- pılacak. Diachrono Tiyatro Topluhı- ğu, Racine'ın 'Phaedra' adlı traged- yasını oynayacak. Festivale, 1 Tem- muz'da Celsus Kürüphanesı 'nde Ber- lin Oda Orkestrası konuk olurken 3 Temmuz'da Çeşme Kalesi'nde şef Cem Mansur yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası panflüt sanatçısı Ma- rian Gerass'a eşlık edecek. Blrçok ünlü Islm bulunuyor 5 Temmuz'da Çeşme Kalesi'nde Cesaria Evora 'Aşkm Sesi' albümün- den seçilmiş şarkılannı söyleyecek. 'Balenin Sihirii Bacaklan' olarak ta- nınan SyKieGufllem 7 Temmuz'da EÜ Kampus Kültür Merkezi'nde izle- yenlenyle bir araya gelecek. Festi- valde gerçekleştirilecek meydan kon- serlerinde şef Heiner Buhhnann yö- netimindeki Bremen Gençlik Senfo- ni Orkestrası, 14 Temmuz'da Gün- doğdu Alanı'nda, 15 Temmuz'da da Bostanlı'da halka açık konser verecek. RICHTER'IN YÖNETTtĞl FÎLM BUGÜN VE YARIN SAAT 19.30'DA GOETHE ENSTtTÜSÜ'NDE Özgürlük için kazılan tünel Johannes VV. Betz'in senoryalaştırdığı 'Tünel', Bcrlin Duvan'nın yapıldığı yıDarda geçiyor. Kültür Servisi - Istanbul Geothe Enstitüsü ve Belge Film işbirliğıyle bugün ve yann saat 19.30'da 'Tünel' filmının gösterimi yapılacak. Johannes \V. Betz'ın gerçek olaylardan yola çıkarak senoryalaştırdığı. Roİand Suso Rkhter'in yönettiği filmde Felix Eirner, Heino Ferch, Sebastian Koch, Nicolette Krebitz'm yanı sıra Alman kökenlı Türk oyuncu Mehmet Kurtuluş da rol alıyor. Tek amacı. Doğu Almanya'da yaşayan Almanlann özgür Batı'ya kaçmasını engellemek olan Berlın Duvan'nın yapunuıın başladığı yıllarda geçiyor firnı. Şu sporlan şampiyonu Harry Melchior, konumundan ötürü kolayca diğer tarafa kaçabilecek durumdadır ama sevgıh kız kardeşi Lotte'yı ardında bırakmayı içine sındiremez. Bu duruma dayanamayan Melchior sahte belgelerle sının geçer ve geride bıraktığı kız kardeşi Lotte'yi kurtaracağına yemin eder. Harry Melchior, mühendıs arkadaşı Mattıs'le birlikte bir plan yapar; Lotte'yi kurtarmak ıçın duvann altuıdan bır tünel kazacaklardır. Mattis de bırlikte kaçarken yakalanıp Doğu'da kalan sevgihsi Carola'yı bulmayı hayal etmektedir. Onlara annesini kurtarmak ısteyen Fred ile tek amacı özgürlüğe hizmet etmek olan ıdealist Vic de katılınca harekete geçerler... Gerçek bir öyküden yola çıkan Tünel, soğuk savaş sürecınde insanlık dışı bir biçimde ikiye bölünen bir halkın dramını arka planına yerleştıren bir yapıt. Film, 2001 yılında Montreal'de 'Peoples Choive' ödülünü kazanmıştı. 2000 Alman yapımı olan film Istanbul Geothe Enstitüsü'nde Almanca, Türkçe altyazıh olarak göstenlecek. (0 212 249 20 09) DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Düşünce Romanı Edebiyatımızda sıkça başvurulan bir yön- temdır, yazann düşüncelerini roman yoluyla okurlara iletmesi. Kemal Tahir, Attilâ llhan, Fa- kir Baykurt gibı pek çok ünlü yazanmızın ro- manlarında, tarihsel, toplumsal düşüncelerini anlatmak kaygısının öne çıktığı görülür. Kaan Arslanoğlu'nun yeni romanı 'Yoldaki Işaret- ler' de (Adam Yayınlan) böylesi bir yapıt. Ya- zann, ınsan ve toplum üzerine kimi tezlerini açıklamak için yazılmış. Ne anlatıyor Yoldaki Işaretler? önceki romanlarında 1980 öncesi ve sonra- sı "devrımciler"\r\\ anlatan Kaan Arslanoğlu, bu kitabında siyasal eylem içindeki aydın insan- lardan çıkıp, insanı doğadaki herhangi bircan- lı varlık olarak kavramayı, tanımayı amaçlıyor. Insan varlığı üzenne düşünceler üreterek, bun- ları tartışmayı deniyor. Bunun için fantastık sayılabilecek bir anlatım yöntemıne başvuruyor: Roman kahramanı in- sanlık tarihinin çok farklı dönemlerinde dolaşı- yor. Roman boyunca insanlığın en ilkel dönem- lerinden yakm çağlara dek toplum ve insan ya- şamlanndan sahneler aktarılırken insan varlığı ve doğası hep benzer davranış biçimleri gös- teriyor. Yanı sıra günümüzü anlatan bölümler- le de ınsanın tarihsel çemberi bütünleniyor. Romanın başkahramanı Necmi, "Çoktan- dır korkutucu bır aşamaya varmıştı. Bunlar benden değil, duygusuna kapılıyordu. Onlar farklı. Tümüyle değişık. Bütün bir toplum, en azından büyük çoğunluğu... Insan değiller" (s. 22) diye düşünmeye başlıyor. Insanın ilkel yanlarını içinde yaşatmasıyla, günümüz uygariığının çelişmesı de kahrama- nın bır başka sorunu: "İlk alt beyin katmanla- nyla başkalarının hayatını tehlikeye atarakara- ba kullananlara karşılık ne yapacaktı Adem ev- ladı trafıkte? Kapkaççıya, gaspçıya karşı tek ba- şına ne yapacaktı? Her gün sokakta lafatılan, taciz edılen kız ne yapacaktı?" (s. 39) Romanın "Küresel Dırenış" başlığını taşıyan 7. bölümünde, güncel direniş hareketleri anla- tılırken de yine, "en fazla dırenenlerde bıle top- lumu değiştırme, ınsanlan değiştirme gayret- lerinin nasıl türümüzün etten duvanna çarptı- ğını" görüyoruz. "Toplum değil, toplumu de- ğiştırmeye çalışanlar değışiyordu çabucak." (s. 124) Direnişçilerie küresel egemenlerin aynı otel- lerde kalması, "uluslararası kapitalizme karşı di- renen insanlann birçoğunun uluslararası tekel- lerin sigaralannı tüttürmesı" gıbi çelişkiler ro- man kahramanını sert saptamalara götürür. "Kapıtalizmı de tanımıştım sonunda, ger- çekten ığrenç bırsıstemdi; hem iğrenç ve hem mantık dışı. Ama ne denli ığrenç ve mantıksız görünse de insanlarda baskın durumda bulu- nan ığrenç güdülere, ınsanın doğasında, bu do- ğanın tam özünde yerteşık duran mantıksızlık ve adaletsızlık karakterine cuk oturuyordu. O denlı tutulmasının, seçeneksız kalmasının sır- n burada olsa gerektı." (s. 103) Romanın üç ayn bölümünde -bir kebapçıda içki içen ünlü yazarlar, bir yayınevi editörüyle görüşmeye çalışan yazar ve büyük bir medya imparatorluğunun merkezinde tanık olduğu- muz iki toplantı- günümüz aydınlan çok sert bi- çimde eleştıriliyor. Aydınlann halkla bağlannın kopukluğu, düzen insanları oluşlan da yazan umutsuzluğa götüren bir başka etken. Bütün bunlara karşın ınsandan ve hayattan umut kes- mış değil yazar. İnsanı ve toplumu değiştirmek için önce onu bütün gerçekliğiyle tanıma yan- lısı. "Günlükyaşam denılen şeyle hergün ufak ufak öldürülen ruhlar"a, "yaşamın ne kadar sürdüğü değil, ne kadaranlamlı sürdüğü önem- li" demeye çalışıyor. Bunun için de bilgıyı önenyor. Gerçeğe yak- laşmak, kendini geliştirmek, yaşamı anlamak için gerekli bilgelik yolu. Yoldaki Işaretler, insan varlığı ve doğası üze- rine tartışılmamış, konuşulmamış yeni tezler getirmesiyle önem taşıyan bir yapıt. Böyle ol- duğu için deyadırgatabilirokurian. Amadüşün- mek de alışılmış yargılann sarsılması, sorgulan- masıyla başlamaz mı? turgayc» fisekci.com K Ü L T Ü R * Ç İ Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle