Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2004 PA2AR
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
B
B
A
A
A
A
29
336
3 »
3 2
34-
3 &
ZT
36»
Sinop A 23 Adana A 34
Samsun A 27 Mersin A 31
Trabzon A 24 Diyarbakır A 34
Giresun A 24 Şanlıurfa
Ankara A 31 Mardin
Eskişehir A 32 Siirt
Konya A 31 Hakkâri
Sıvas A 27 Van
Zonguldak A 26- Antalya A 33 Kars
Yurdun kuzeybatı ke-
sımlen parçalı bulutlu,
dığer yerter az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklrğı tum yurtta 2 ıla 4
derece artacak. Ruzgâr
kuzey ve batı, yurdun
guneydoğu kesımlenn-
de g uney ve batı yonler-
den hafrf. ara sıra orta
kuvvette esecek. Denız-
lenmızde ruzgâr, fırtına
beklenmıyor
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
23
20
19
25
18
19
22
19
Berlin PB 21 Moskova Y 18
Budapeşte Y 22 Aşkabat Y 23
Madrid Y 30 Astana PB 29
Viyana
Belgrad
Y 24 Taşkent Y 37
Y 26 Bakû B 21
Sofya
Roma
Y 29 Bişkek Y 34
Y 27 Tiflis Y 19
Atina PB 30 Kahıre A 34
Münıh PB 18 Zürih Y 15 Şam A 36
S.SÎI ç22ü Bulutlu t Çok bulutlu ı Vağmurtu iLjrulîutü
CLNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı l. Saytfada
mamızın gereğini inrieleyen açıklamalara rastlanıyor
ve fakat aynı gazeteci:
"Türkiye'nin üyeliğine yalnız Fransa'da değil, aslına
bakarsanız tüm AB Crikelerinde -mantıklı mantıksız- tür-
lü çeşit direnç mevczut olduğunu" söylüyor.
Bu ırdelemenin hemen altında "kimsenin Türkrye'ye
hayırdemeyemukt&dirolmadığınrek\eyer\cüvn\ege-
liyor.
Ülkemize sık sık çpelen yabancı gazetecinin Türkiye
ile ilgili notlarındaki saptamalar hayli ilginç, hayli eğ-
lenceli. Türkiye'nin "inanılmazbüyûkbirdeğişim gös-
terdiğine" değindikten sonra, diyor ki:
"Caddeter, insanlav, giyim kuşam, yaşam tarzlan ina-
nılmaz bir modernizasyondan geçti."
Büyük kentlerdekci beş yıldızfı otellerden dünyaya
bakarak Türkiye'dekJ değişimi keşfetmek elbette baş-
ka oluyor.
• • •
Bu yabancı gazeteciyle, başkentin bakımlı olduğu-
nu sandığı bulvarlarmdayürüsek... kaldırımlannheryıl
milyarlar, trilyonlar verilerek yeniden onanlmasına kar-
şın her bir parkeye bastığında ayağınm altında göbek
attığını görecek... insanlann sosyal terbiyeden yoksun
davranışlanna... kaldırımlara park edilen özel otomo-
biller sayesinde, yayaların, araçların geliş gidiş yolla-
rında bir elinde cep telefonu, bir elinde direksiyon 70-
80 km. hızla seyrede^ı araçlararasındayürümekyada
karşıdan karşıya geçmek zorunda kaldığına, trafikte-
ki rezalete tanık olacak... çağ atlayan Türkiye'de gi-
yim kuşamın çarşafia, takkelerie, türbanlarla ülkenin
giderek atladığı çağa dönüştüğünü hayretle izleye-
cek... Çankaya gibi kentin itibarlı semtinde Cinnah
Caddesi'ndeki yerartı geçidinden aylardır yayılan si-
dikkokusunun birtüriü giderilemediğini görecek... vs.
vs..
Genişlemeden sorumlu KomserVeıtıeugen'in öv-
gülerini esirgediğı günlerdeki bir sözünü anımsatma-
nın yerıdir. 'Türkiye'nin ûçbüyükkentiBatılılaşmasü-
recinde hızlı adımlar attı, ama ûlkenin geri kalan böl-
geleri, özellikle Doğu..." dedi ve bir soru işareti bırak-
tı kafalarda.
övülmeyi fazla sevıyor, öven demeçleri, raporları
fazla abartıyoruz. Bakın medyaya; AB'den tarih ala-
cağımızı söyleyen demeçlerin yanı sıra tersine olası-
lıktan söz açan tek satıra rastlamak adeta olanaksız.
Tarih almamıza kuşkuyla bakan yerli yabancı göz-
lemciye, yazara ve siyaset adamına olumsuz not ve-
riliyor. Birzamanlartoplumun, bireylerin mutluluğu için
genel kanılann, yargıların aksini savunanlara komünist
damgası vurulurdu; şimdi de AB'ye girmemize karşı
çıkan, tarih almamızı olanaksız görenlere neredeyse
hain gözüyle bakılıyor.
AB'nin "gri karar" vereceğini söyleyen eski Başba-
kan Mesut Yılmaz'a bakalım hangi gözle bakacaklad
• • •
Iki örnek verelim: VVashington'dan gelen azarlarla
uyarılan iktidar, kapı önüne koyacağını söylediği IMF
ile yeni beş ya da üç yıllık bir anlaşmanın yollannı arı-
yor. IMF ile müzakereierin olumlu geçtiği yazılıp söy-
lenirken; örneğın Erdal Sağlam madalyonun öteki yü-
zünü gösterdi. "Iş âlominin herzaman 'işler iyi gidiyor,
aman sesinizi çıkarrnayın, çomak sokmayın'" dediğı-
ni anımsatan IMF'cilerin "şimdi bu havalar değişmiş,
ileriye dönük tedirginler" dediğini yazdı. Tabii bu ger-
çek o köşede kaldı.
Güngör Uras, köşesinde iktısatçı Faruk Türkoğ-
lu'nun bir araştırmasından kimi bölümler aktardı. Yu-
nanistan'ın kişi başı milli geliri 19.500, Polonya'nın
10.800 dolar. Son on yıllık dönemde büyüme oranla-
n Yunanistan'ın yüzde 3.2, Polonya'nın yüzde 4.
Bu ikı ülke bu oranla hızla büyümeye devam eder,
biz ise ortalama yüzde 5 büyüme hızını tutturabilirsek,
Yunanistan'ın kişi başı milli gelir düzeyini 72 yıl, Po-
lonya'nınkini 47 yıl sonra yakalayabileceğiz.
Tabii, gerçeği yüzümüze vuran bu saptamalar da kö-
şede kaldı.
Sergilediğımiz manzara: Başını kuma sokan deve-
kuşuna benzemiyor mu?
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Iklimi ve geceyi kontrol
eden dünyayı da eder
• BaştarafıArka Sayfada
Çevre sempozyumunda pek çok yeni şey öğren-
dim. Bunlardan bir tanesi de şu; ben buzullarm sa-
dece kuzey kutbunda olduklannı küresel ısınma ne-
deniyle oralarda eridiklerini ve bilim adamlannın
sulann taşması olarak belirttikleri kıyametin bize
çok uzak olduğunu düşünürdüm. Meğerse kazın
ayağı böyle değilmiş; denizlerde olduğu kadar ka-
ralarda da dağlann yüksek tepelerinde de buz var-
mış ve bunlarda eriyormuş. Buzullareriyince de tat-
h suyla tuzlu birbirine kanşacak, bu yeryüzündeki
kuraklığın ana sebebi olacakmış. Bu bilgiler bana
son günlerin moda filmi" Yarından Sonra"dan yıl-
larca önce yapılan başka bir kıyamet filmini anım-
sattı. Ünlü Alman yönetmen VVim VVenders'in kı-
yameti konu alan ilk filmini anımsattı. Filmde dün-
ya bir felaketle karşılaşmıştır ve son kalan yedi ki-
şi çok azalan su kaynaklanna ulaşmak için inanıl-
maz bir mücadele verirler. Hiç unutmuyorum bu
filmden sonra annemin bizi şaşırtan bir davranışını
anımsamıştım. Annem dişlerimizi firçalarken suyu
kapatmamızı isterdi, o kısacık anda bile akıp giden
suya kıyamazdı. Öğrendiğim, ama çok azını bura-
ya aktardığım yeni bilgileri düşündükçe anneme hak
veriyorum. Bir damla su bile ziyan olmamalı.
Hâlâ yerim var; yeni bilgilerimin bir kısmını ak-
tarabilirim. Şöyle diyorlar: "Hava şartlarıyla",
"iklim şartları" aynı değildir. "Hava şartlan mev-
sime uymak zorunda değildir." ''Normal hava"
diye bir şey yoktur.
Bu arada iklirn değişikliği dünyanm başına ilk kez
gelmiyormuş. Örneğin 1816'da hiç yaz olmamış.
f üm dünyada 4 iklim var sanılırmış oysa Hindis-
tan'da 2 iklim varmış. Artan sıcaklıktan en çok et-
kilenenler haşereler olacakmış. Bunlann çoğalma-
sı son derece hızlanacağından tanm alanında çok
önemli felaketlergündemdeymiş. Sevgili okurlanm
en iyisi ben daha fazla devam etmeyip son sözümü
söyleyeyim. kulağınıza küpe olsun bir damla suyu
bile boşa harcamayın.
isilo/genturk(a superonline.com
Toplumfiiderekduyarsızlasıyor
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
KÖSE NARLI: BİR AN ÖNCE EYLEM PLANLARI HAZIRLANMALI
Gündemden düşmeyen kapkaç
ve gasp olaylannın yarattığı kor-
ku ve güven eksikliğinin, toplu-
mu "kuşatılmışhk duygusuy-
la" karşı karşıya bıraktığı belir-
tildi. Ekonomist Selim Somçağ,
toplumdaartan şiddet eğilimi ve
yaygınlaşan suçlarla ekonomik
knz arasında yakın ilişki olduğu-
nu vurguladı. Somçağ. "Toplu-
ma sürekli büyüme palavrala-
rı atılıyor. ancak hem istihdam
düşüyor hem de ortalama üc-
retler azabyor"dedı.
Korku ve gûven eksikliği
Psikolog Nazım Serin, yurt-
taşlann artık yolda, otobüste.
parkta, ahşverişte ve yürüyüşte
sürekli çanta, cüzdan gibi eşya-
lanna dikkat ettiğini anımsata-
rak, bazı sokaklardan geçmediğı-
ni ya da yalnız dolaşmadığını
söyledi. Serin, "Sürekli günde-
me gelen kapkaç, gasp gibi
olaylann yarattığı korku ve gü-
ven eksikJiği özel mekânlar
olan evlerde bile davranışları
etkiliv or. ı\e zaman geleceği bi-
linmeyen tehlikeye karşı, sü-
rekli önlem almaya zorluyor"
diye konuştu. Saldınya uğrayan
kişilerin, yaşamlannın genelinde
güvensizlik duygusu hissedebi-
leceklerini ifade eden Serin, sos-
yal ilişkilerin de tehdit altında ol-
duğuna dikkat çekti. Serin, şöy-
le devam etti:
Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Narü, Türkiye'de
özellikJe büyük kentlerde yaşanan ve yalnızca
gazetelerin üçüncü sayfalannda yankı bulan şid-
det olaylannın çok yönlü araştınlması gerekti-
ğine işaret etti.
TopJumun giderek duyarsızlaştığını, tehlikeyi
kanıksadığını da dile getiren Prof. Narlı, özellik-
le Istanbul'da ciddi önJemlerin alınmaması du-
rumunda Brezilya'daki durumla karşılaşılacagı-
na dikkat çekti.
"Brezilya'da varhklı insanlar etrafı duvar-
larla örtülü sitelerde oturuyor. kurşun geçir-
mez arabalar kullanıvor. Şöyle bir soru sora-
biliriz, önlem ahnmazsa Istanbul da mı böy-
le olacak" diyen Narlı, sistemle birlikte beklen-
tileri yükselen insanlann ellerindeki araçlarla is-
teklenni karşılayamadıklannı, bunun da onlan
kuralsızlığa sürükJediğini belirtti.
Çocukların şiddet eğilimlerinin de medya,
mafya filmleri ile arttığını anlatan Narlı, fstan- j
bul 'daki şiddetin yalnızca göç ya da sınıflar ara- j
sındaki farkJarla açıklanamayacağını, şiddetin !
meşruluğunun söz konusu olduğunu, çünkü ai-
le içinde şiddetin var olduğunu ve çocukJann da
bu ortamda büyüdüğünü vurguladı.
Istanbul 'un tüm semtlerinde çeteler hâkimiyet
kurmuş durumda. Özellikle Beyoğlu, Şişli, Ka-
dıköy ve Bakırköy'de sokaklan otoparka çevir- I
diler. Eğlence yerlerinden ve büfelerden haraç [
toplayan çetelerden izin almadan pazarlarda tez-
gâh açılamıyor. Organize Suçlar ve Kaçakçılık
Şube Müdürlüğü ekipleri bu yılın ilk 4 ayında
10'u aşkın çeteye yönelik operasyon düzenledi.
Bu operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alın-
dı, bir kısmı tutuklandı. ,
"Bu tür olayiar ister istemez
insanlan kuşatılmışlık duygu-
suyla karşı karşıya getirmek-
te, yaşam alanını daraltmakta-
dır. Hırsızlık, gasp gibi olayla-
nn toplumda yaygınlaşmasının
yarattığı güvensi/lik. tedirgin-
İik, kaygı gibi duygular kom-
şuluk ilişkileri dabil, insan iliş-
kilerinin pek çok biçimine de
olumsuz yansıyor. İnsan ilişki-
lerindeki zayıflamayı yalnızca
bu olaya bağlayamayız tabii..
ancak, sosyal ilişkilerdeki gü-
ven duygusuna bir tehdit oluş-
turduğu açıktır."
Ekonomist Selim Somçağ,
toplumda artan şiddet eğilimi ve
yaygınlaşan suçlarla ekonomik
knz arasında yakın ilişki olduğu-
nu vurgulayarak "2001 'in 2. ya-
rısından sonra, suç oranında
hızlı bir artış oldu" dedi.
2001 Şubat ayındaki devalüas-
yonun, gelirde hızlı bir düşüşe
neden olduğunu anımsatan Som-
çağ, aynı yılın 2. yansında dola-
nn yükselmesi ve çok sayıda in-
sanın işten çıkanlmasıyla top-
lumda büyük bir bunalım yaşan-
dığını kaydetti. Somçağ, "İşsiz-
lik oranı 2001'den bu yana hiç
düşmedi. Şu andaki işsizlik
oranı, 2000 yılındaki oranın bi-
le üstünde. l zerinden 4 yıl geç-
mesine ve yılda ortalama yüz-
de 1.5 olan nüfiıs artışına kar-
şın hiçbir iyileşme vaşanmadı"
şeklinde konuştu. 2003 yılında
sanayi sektöründeki işçilerin eli-
ne geçen toplam ücrerin, reel ola-
rak 2000 yılının yüzde 23 altın-
da olduğunu vurgulayan Som-
çağ, tanm kesiminde de IMF po-
litikalan, desteklemealımlannın
azalması ve kalkması, getirilen
kotalar nedeniyle kriz yaşandığı-
nı bıldirdi. Somçağ, "2001 de-
valüasyonuyla gelen Idtlesel iş-
ten çıkarmalar sonrasında
kimseye zam yapılmadı. Bu
ekonomik kriz, toplumsal ya-
şamımızda bir kırılma noktası
oldu" görüşüne yer verdi.
LGS
bugün
yapıhyor
Eğitim Senisi - Ortaöğre-
tim Kurumlan Öğrenci
Seçme ve Yerleştirme Sına-
vı (OKÖSYS), bugün yapı-
lacak. Türkiye genelinde
81 il merkezi ile Muğla'nın
Fethiye ilçesinde, yurtdı-
şında ise Riyad, Medine,
Cidde. Trablus, Aşkabat ve
Lefkoşa'da gerçekleştirile-
cek olan sınava, 650 bin
210 öğrenci katılacak. Saat
10.00'da başlayacak ve iki
saat sürecek olan sına\da,
öğrencilere Türkçe, Sosyal
Bilgiler, Fen ve Matematik
alanlanndan oluşan sorular
yöneltilecek. Anadolu lise-
leri ve fen liselerinin de
aralannda bulunduğu bazı
liselere girişte kullanılan
OKÖSYS sonucunda, her
beş öğrenciden yalnızca bi-
ri bu liselerden birine gir-
meye hak kazanacak.
Sınav sonuç belgeleri, tem-
muz ayının son haftasından
itibaren adaylann adresleri-
ne yollanmaya başlanacak.
Sonuçlar, aynca
"www.meb.gov.tr" adlı
internet sitesinde de ilan
edilecek.
Clinton Türkiye için çalışacak
Dış Haberler Servisi - Eski
ABD Başkanı Bill Clinton, AB
konusundaTürkiye için "kulis"
yapacak. Başbakan RecepTay-
yip Erdoğan, ABD'deki temas-
lan kapsamında dün Clinton ve
eski Israil başbakanlanndan Şi-
mon Peres ile görüştü. Chica-
go'da Türklere seslenen Erdo-
ğan, imam hatip düzenlemesinı
savunurken "Devletin laik
kimliğini son hücremize ka-
dar savunuruz" diye konuştu.
Clinton'ın ise görüşmede,
"Bölge banşı için ben çok uğ-
raştım. Benim başkan oldu-
ğum dönemde keşke sizin gibi
bir başbakan olsaydı. O zaman
bölgeye dönük ciddi işler ya-
pabilirdik" dediği öğrenifdi.
Yazdığı kitapla ilgili olarak ya-
kında Avrupa ülkelerini ziyaret
edeceğini Başbakan Erdoğan'a
söyleyen Clinton, "Türkiye'nin
AB üyeliği konusunda kulis fa-
aliyetinde bulunacağım. Bana
göre Türkiye, bu kadar önem-
li ve güçlü bir ülke olmasaydı
bile AB'ye alınmalıdır" dedi.
Erdoğan'la görüşen Peres'in ise
Türkiye'yi "çok ciddi bir bi-
çimde takip ettiklerini" dile
getirdiği bildirildi.
Türklerle görügtü
Chicago Konsolosluğu'nun
düzenlediği sabah kahvaltısın-
da, Chicago'da yaşayan Türkler-
le bir araya gelen Erdoğan. bu-
radaki konuşmasmda imam ha-
tip düzenlemesini savundu. Er-
doğan, "laikliği inançların bir
güvencesi olarak gördükleri-
ni" belirterek şunlan söyledi:
"Ancak Türkiye'de konuyu
öyle bir noktaya getirdiler ki
laikliği din diye takdim etme-
ye çahşanlar oldu. Özal ve De-
mirel de 'Kişi laik olmaz, dev-
let laik olur' demişlerdi. Onlar
dediği zaman kimsenin sesi
çıkmamıştı. Ben dediğim za-
man sesleri çıkıyor. Gerçeği ne
bunun, kişiler laik olmaz, ki-
şiler laikliği savunur. Ama
devlet laik olur. Devlet nite-
kim bizde laiktir. demokratik-
tir ve sosyal bir hukuk devle-
ridir. Ve bunu biz son hücremi-
ze kadar savunuruz. Ve bunun
da mücadelesini sonuna ka-
dar veririz."
• Baştarafı 1. Sayfada
bayrağı almak istiyor. Komutan, "Anneye bir bayrak
verin" diyor. Ama anne dinlemiyor, ille de gösterdiği
masadaki bayrak. Görevliler, "peki" deyip bayrağı
verirken anne şöyle diyor:
"Oğlum, bu bayrağa el sürüp yemin etti. Bayrağı
evimin duvanna asacağım. Şehit olursa, onu bu bay-
rağa saracağım..."
Türkiye, o karanlık 9O'lı yıllarda terörü alt etmişse...
Balkanlar'ın 8'e, Kafkaslar'ın 6'ya, Irak'ın 3'e bölün-
düğü birçemberin ortasında bütünlüğünü koruyabil-
mişse... Her şeye, ama her şeye karşın etnik terörün
etnik savaşa dönüşmesini önleyebilmişse... Bunda
en büyük pay, annelerin...
O annelerin elini öpüp bugüne gelelim...
Cezaevinden çıkan DEP'Iİ milletvekilleri dikkatli tu-
tumlarını sürdürürken iktidar ve muhalefet partileriy-
le de diyalog kuruyorlar. Onların etrafında ve onların
çizgisine dayalı olarak siyaset yapanlar da önümüz-
deki döneme nasıl bakacaklarını kestirmeye çalışı-
yorlar. Genel bir "geçmişe çizgiçekeiim" r\a\ıas\ var...
Çizgi çekilecekse, çizginin "kırmızı" bölümü şu olma-
lı: Teröre hayır!
Eğer, tıpkı 9O'lı yıllarda olduğu gibi terör örgütü ve
onun değişik dallarında, değişik adlarla siyaset ya-
panlar, Kuzey Irak'ta terör eğitimi yapıp Diyarbakır'da
tam demokrasi isteyecekse, bir yere varamayız.
Daha kötüsü başa döneriz...
Samimi olması gerekenler
DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan dün te-
rör örgütüne bir mektup gönderdi, mektubun içeri-
ğini de kamuoyuyla paylaştı. Terör örgütünün Kuzey
Irak'taki sorumlusunun adı Zübeyir Aydar. Aydar
kim? Cezaevinden çıkan DEP'lilerle birlikte Meclis'e
giren milletvekillerinden biri!
Bunu bir kalem anımsatmış olalım, devam edelim...
Gidiş şöyle görünüyor: Türkiye'yi terör örgütü ile di-
yaloğa zorlamak. Eğer diyalog kuaılmazsa, daha kö-
tü olacağı havasını yaymak...
Bakırhan durdukları yeri şöyle tarif etti:
"Terör örgütüne ve devlete eşit mesafedeyiz!"
Aydar da Irak'ta düzenlediği basın toplantısında,
devleti kendileriyle diyalog kurmaya çağırdı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DEP'Iİ millet-
vekillerinin ziyaretinde şu noktanın altını çizdi:
"Silahın ve terörün bir siyaset yöntemi olarak kul-
lanılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz..."
DEP'liler her sağduyulu kişiden bu tümceyi duya-
caklarını unutmadan yola çıkmalı...
Kırmızı çizginin; amacı, hedefi ne olursa olsun her
türlü teröre hayır olduğunu bir kez vurguladıktan son-
ra yeşil çizgiye geçelim...
En kötü barış bile savaştan iyidir... Bu ilkeden ha-
reketle, barışın korunması ve sağlamlaştırılması için
herkesin üzerine düşen görevi yapması gerekiyor.
önce barış içinde bir arada yaşama iradesini göster-
mek, sonra kendi içimizdeki renklerin hakkını vermek!
Ankara'daki gelişmelerin ardından Doğu ve Gü-
neydoğu'dan gelen terör haberleri iç barış açısından
gerçekten kritik bir eşikte olduğumuzu gösteriyor.
Burada samimi davranması gereken bir taraf da-
ha var:
Avrupa Birliği...
9O'lı yıllar boyunca terör örgütünü, onun yan organ-
lannı desteklediler, hatta yol gösterdiler. Şimdi onla-
rın da yukarıda vurguladığımız kırmızı çizgiye dikkat
etmesi gerekiyor.
Hükümete gelince... Hertaraftan esen tatlı rüzgâr-
lara kendisini kaptırmış gidiyor. Bazen kendi rotası-
nın dikine, çoğunlukla dışarıdan verilen yöne, arada
bir Türkiye'nin geleneksel çizgisine basa basa yol alı-
yor... Bu yolun sonunu görmek gerçekten zor. Yönü
karmaşık gemiye hiçbir rüzgârın faydası olmaz...
ankcum'(cumhuriyet.com.tr
Komisyonda tartışma
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Adalet Alt Komisyo-
nu'nda geçen hafta YolsuzlukJa Mü-
cadele Yasa Tasansı'nın görüşmele-
n sırasında AKP milletvekilleri ile
askeri temsilci arasında sert tartış-
malar yaşandığı ortaya çıktı. AKP'li
Alt Komisyon Başkanı Isparta Mil-
letvekili Recep Özel'in sözlerine si-
nirlenen yarbayın toplantıyı terk et-
riği öğrenildi.
Geçen hafta adalet komisyonunda
gündeme gelen YolsuzlukJa Müca-
dele Tasansı, 2 AKP, 1 CHP millet-
vekilinden oluşan alt komisyonda
görüşüldü.
Toplantı sırasında AKP'li Alt Ko-
misyon Başkanı Recep Özel, asken
temsilcinın "üzerine vazife olma-
yan görüşler" beyan ettiğini savu-
narak "Biz sizi bunun için toplan-
tıva çağırmadık" dedi. AKP'li
Özel'in tavnna sinırlenen yarbayın,
"Bunun için çağırmadıysanız bu-
rada bulunmamın anlamı yok" di-
yerek toplantıyı terk ettiği öğrenildi.
"Eskiden saf bir ya-
nım vardı. Insanlann
düşüncelerini sağlam
kanıtlarla değiştirebile-
ceğimi sanırdım. Me-
ğerse onlar, düşünce
sandıklanm, bir inanç-
mış, bir dogmaymış!..
Bu yüzden çoktandır
düşüncemi söylemekle yetiniyo-
rum. Zorunlu tartışmaya girer-
sem, selamı sabahı kesecek bir
dil kullanmıyorum " (Cengiz Gün-
doğdu).
Bir arkadaşla tartışıyorduk.
Derken, başka biri geldi, o da ka-
tıldı konuşmaya... Çok ters, çok
yanlış bir düşünceyi savunuyor-
du. Gerçekdışı bir konuda diren-
dikçe direniyordu. Ben, bak kita-
ba, bak ansiklopedilere, gerçeği
gör, diyordum. Hayır, o büsbütün
ateşleniyor, dediğim dedik kafa-
sında... O kişi gittikten sonra ar-
kadaşım "Boşuna ne uğraşıyor-
sun. Adam aydınlanmak istemi-
yor! Bırak kendi karanhğında bo-
ğulsun" demişti.
"Insancıl" dergisinin son sayı-
sında değerli dost Cengiz Gün-
doğdu'nun, her zaman keyifle
okuduğum "Yıldız Güncesi"nöe
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Tartışma ya da Tartışmama!
Marcus Aurelius'un bir sözünü
okuyunca, bu eski olayı anımsa-
dım... Tam bin sekiz yüz yıl önce
Aurelius bakın ne demiş:
"Anlaşamadığımız konu önemli
değildir. önemli olan o konuyu
sağlıklı tartışıp tartışamadığımız-
dır,"
Konu da önemlidir, ama tartış-
mayı bilmek, karşılıklı saygıyla o
konuyu görüşmek, tartışmak da-
ha önemlidir. Ben böyle anlamsız
tartışmalardan hep kaçınmışım-
dır. İlle de karşındakine doğruyu
öğretmeye kalkmak, boş bir ça-
badır.
Cengiz Gündoğdu diyor ki:
"Bir konuyu sağlıklı tartışıp tar-
tışamamak demek o günlerde (ya-
ni Isa'dan sonra 1200'lerde bile!)
ciddi bir sorunmuş. içimiacıtsa da
şunu söylemem gerekiyor. Otuzyı-
lı geçen yazı hayatımda hiçbir ko-
nuyu sağlıklı tartışama-
dım. Konu, ya saptınldı,
ya kişiselleştirildi."
Montaigne de
1500'lü yıllarda yazdığı
"Denemeler"\nüe "Tar-
tışma ile nereye varılır"
diye sormuş kendine!
"Biri doğuya gider bi-
ri batıya. Kimi konunun altına in-
miş, kimi üstüne çıkmış. Kimisöy-
lenene kulak bile vermez. Kimi
mağrur bir gülümseme ya da bu-
dalaca bir alçakgönüllülükle tar-
tışmadan kaçar. Bazısı yalnız sal-
dırmasını bilir, bazısı yalnız sesinin
ve ciğerierinin gücüne dayanır. Ki-
mi vardır, sıkıştığını görünce düpe-
düz sövüp saymaya başlar. Başka
bir türiüsü de vardır, konuya hiç
bakmadan bir sürü mantık çembe-
riyle, diyalektikoyunlanyla kuşatıp
boğmak için savaşır."
Ne yapmalı, hiç tartışmamalı
mı? Yanlışı düzeltmeye, doğruyu
öğretmeye kalkışmamalı mı?
Platon, "Akılca ve ruhça zayıf
olanlara tartışmayı yasak etmeli"
diyor ve ekliyor: "Doğru dürüst
adım atıp yürümesini bilmeyen bir
insanla gerçeği aramaya çıkmanın
anlamı varmı?"
KENAN IŞIK
IMZA GUNU
19 Haziran, Cumartesi
Saat: 15:30
TOWN CENTER _ _
Tovvn Center'dan
"Babalar Günü" İndirimi!
hnzcı gününde Kenan Işık'uı •
yeni kitabına
o
/o5O indirimle
sahip olabüirsimz.
TOVVN CENTER'DA SÜRPRİZLER HİÇ BİTMİYOR!
1 3-27 Haziran 2004 tarihleri arasında "Babalar Günü" için
düzenlediğimiz PlayStation "Tlıis is Football 2004" Tumuvaş
Slot Car Racing. Mini Golf ile eğlenceye doyacaksınız!
"Alışverişin Merkezi"
İncirli Caddesi, BAKIRKÖY Tel: 0212 466 07 70