Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2004 PAZA
12 PAZAR KONUĞU
Rusya Federasyonu 'nun Ankara Büyükelçisi Stegniy ile BOP,NATO veBM'yi konuştuk
S Ö Y L E Ş I : LEYLA TAVŞANOĞLU
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
Önümüzdeki giinler îstanbul'dayaşam, diplomasi trafiği açısından
çok hareketli olacağa benzer. Önce îslam Konferansı Dışişleri
Bakanlan toplantısı, ardından NATOzirvesinde ABD 'nin Büyük
Ortadoğu Pmjesi (BOP) gündemin baş köşesine oturacakgibi. Bu
arada NATO zirvesiyle biriikte özellikle BOP 'un Rusya yıfena halde
rahaîsız etîiği haberleri güç kazanıyor. Rusya Federasyonu Devleî
Başkanı Vladimir Putin 'in de NATOzirvesinde hazır
bulunmayacağım bildirmesi kuşkulan iyice arttırıyor. Bu bağîamda
Rusya Federasyonu 'nun Ankara Büyükelçisi Petr Vladimiroviç
Stegniy 'le bir araya geldik. Çok ciddi bir soğuk algınhğına
yakalanmış olan, aynı zamanda da sıhperhizde olan Büyükelçi
Stegniy, konuşmamız sırasında sık sık aksmyordu. Buna karşın uzun
bir söyleşi oldu. Özetlemem gerekirse Büyükelçi Stegniy 'nin verdiği
mesaj, BOP hayata geçecekse bunun mutlaka bütün tarafların
çıkanna olacağı ve kabul edebileceği birproje olması gerektiğiydi.
Rusya Büyükelçisi ayrıca dünya güvenlik sisteminden BM'nin
sorumlu olmasının öneminin altını kalın hatlarla çiziyor ve tek
kutuplu bir dünyanın "topal bir insana benzediğini" söylüyordu.
G-8 'lerzirvesinin gerçekleşmesi, hemen ardından da Rusya
Federasyonu 'nun dün (12 Haziran) UlusalBayramı 'nı kutladığım
düşünürsek, bu söyleşinin zamanlaması çokdoğru diye düşünüyorum.
'NATOdeğil,BMgüçlenmeli'-Sizözeffik/e Soğuk Savaşsonrası veAvrasyakon-
septi çerçevesinde Türkiye-Rusya ilişkilerini nasıl
değerlendiriyarsunuz?
STEGNİY - Bana epeyce tehJikeli bir soru sordu-
nuz. Benim iki meslegım var. Hem tarihçivim hem
de diplomatım. Bu konuda saatlerce konuşabılırim.
Ama bu kısa süre içinde sorunuzu yarutlamaya çalı-
şacağım. Bana göre 199O'lı yıllarda Türk-Rus ıhşki-
lerinın geliştirilmesi için çok anlamh ve yeni fırsat-
lar yaratılmıştır. Bana göre iki ülke de bufirsatlanen
iyı biçimde kulJandılar. ] 991 tien bu yana iki ülke de
başka ülkeler içın onlarca yıl isteyebilecek bir süre-
ci sadece 10 yıl içinde aldı.
- Bu son 10 yıl negibi sonuçlar verdi?
- ÖncelikJe şunu söyleyeyim
Eskidenjeopolitik anlamda iki rakip gibi görülen
ülkelenmiz arasında geniş bir işbırliğı ılışkisi doğdu.
Son zamanlarda hem ticari ve ekonomik ilişkilerde,
hem de yüksek siyasi diyalogda ilerleme sağladık. Hem
bölgesel hem uİuslararası arenada gelişen olaylan
tartışabiliyoruz. Yine vurguluyorum. Bizikirakipten
Ucı ortağa döndük. Türkiye ve Rusya olarak tanhte
ve coğrafvada özel biralanı doldurmaya başladık. Tür-
Idye ve Rusya dışişleri bakanlannın Kasım 2001 'de
New York'ta imzaladıklan A\Tasya Eylem Planı'na
göre iki ülke büyük bir ortaklığa doğru giden bir yol
izlemeye başladılar. Bunun sonucunun eşsizlığını
şöyle belirtebüiriz:
Hatırlayacaksınız, 1992'de iki ülke de aralannda-
ki ilk diplomatik bağlann 500. yıldönümlerini kutla-
dılar. Rusya'nın tarihte ilk diplomatik ilişki kurduğu
ülkelerden birisi Osmanlı Imparatorluğu'dur. Ondan
sonra da biriikte yaşadığınuz ve iyi komşuluk ilişki-
lerini götürdüğürnüz ülke tabii ki Türkiye oluyor. Son
yıllarda ikili ilişkilerde başardığımız atılımı daha iyi
anlayabılmek ıçin tarihe bakmak gerekiyor. Aynca şu-
nu da belirtmek istiyorum ki ıkili ilişkilenmizde özel
birçizgioluştu.
Bavui tlcaretl
- Nedir bu özel çizgi?
- Ben burada ticari ve ekonomik ilişkilerimızden
söz etmek istiyorum. Bunlar ikilı ılişkilenmizın yö-
nünü ve geleceğinı belırliyor. Yanı bu bızim ikilı ılış-
ldlenmızın sürekMğini sağlıyor. Burada sıze bir ör-
nek vermek istiyorum. Geçen yıl itıbarıyla ıkı ülke
arasındakı ticaret hacmi 6.8 mılyar dolara ulaştı.
- Türkiye 'ninki ne kadar, Rusya 'nınki nekadar?
- Düz baktığımız zaman ticaret hacmı Rusya lehı-
ne gözüküyor. Biz ikili ticarette sağlıklı bır yapı tut-
turmaya çahşıyonız. Rusya 'nin Türkiye'ye başlıca ih-
racat ürünleri enerji. yanı doğalgazdır. Ama buna
karşıhk başka gelişmeler de var. 1990'ü yıllarda Tür-
kıye'yle Rusya arasında serbest ticaret başlamıştı. O
zamandan ben süregelen bavul ticaretini hesaba ka-
tarsak btzim ikili ticaretin boyutu en az 10 milyar do-
lara kadar çıkıyor Bu 10 milyann 3.5 miJyar dolan
Türkiye'de kahyor. Çünkü Rusya 'dan küçük işletme-
ciler Türkiye'de bu mailan alıp doğrudan Rusya"ya
sevk ediyorlar. AJdıklan mal karşıhğında parayı pe-
şin ödedîklen ıçin depara Türkiye'de kaJıyor. Bakın,
bu sonuçta kayıt dışı bir ticaret. Kayıt dışı tıcaret de
bildığiniz gibi şeffaf değildir. Bu nedenle de bu du-
rumun düzeltilmesi yoluna gidildı. Şundi Mosko-
va'da yeni bir toptancı merkezi faaliyete geçti. Böy-
lece bavul ticaretinin toptancı merkezinin faalıyete geç-
mesiyle daha düzenli birbiçime sokulabileceğini dü-
şünüyoruz. Bir de Rusya'da son 10 yıl içinde türeyen
ve kayıt dışı ekonomiden beslenen büyük parababa-
lan var. Bir elleri yağda bir elleri balda yaşarlarken
bunlar sanki Rusya devletine hıçbir sorumluluklan
yokmuşgibi davranıyorlar kı Rusya'nin geleceği bun-
larla olamaz.
- Bir de Türk müteahhitlerinin Rusya 'dayaptık-
ları işler var...
- Türk müteahhitler Rusya'da bir baştan öbürüne
kadar iş yapıyorlar. Çok geniş çaplı çalışmalan var.
Türk müteahhitlerin şimdıye kadar Rusya'da yaptığı
işın hacmi 13 milyar dolan aşn.
Ankara'yı ziyaret eden Moskova Beledıye Başka-
nı Sayın Rişkov, basında da yer alan haberlere göre
kendi kendine, "Türkler iş için neden bu kadar fazla
Rusya'ya gküyor" diye sormuş. Çünkü Türk müte-
ahhitler 1990'h yıllarda Rusya'daki işleri için yatır-
dıklan paralan katlayarak geri aldılar. Aynca geçen
yıl Türkiye'ye gelen Rus tunst sayısı da 1 miryon 200
bin. Böylece Rusya. Almanya'dan sonra Türkıye'ye
ençok tunst gönderen ikincı ülke konumunda. Bu ko-
numumuzu da korumaya kararhyız.
- Türkiye'yle Rusya arasındakı işbirliği ve daya-
nışmanın başka bir boyutu daha olduğunu biliyo-
ruz. Bildiğim kadanyla iki ülke arasında bir savun-
ma işbirliği anlaşması imzalanmıştu Bunun işler-
liği ne aşamada?
• Evet, o da var. Ama önce ticari ve ekonomik ış-
birliğını etraflı anlatmak istiyorum. Örneğin taşıma-
cılık alanında da işbırliğimiz var. Öd ülkeyi de tatmin
edıcı boyutlarda. Burada şunu da eklememde yarar
var. Bütün bu unsurlan hesaba kattığımızda ticaret her
iki ülkeyi de tatmin eden boyutlardadır. fki ülkeyi de
tatmin eden bır sürece girmemiş olsaydık ikili ilişki-
ler bu kadar hızh gelişemezdi.
500 yıllık ilişkilerimizde yeni bir boyut da var. O
da insan unsuru. îkı ülkeden birbirlerine gitmek ve
karşı tarafın insanlannı tanımak, dostluk kurmak is-
teyenlerin sayısı gittikçe artıyor. Bu da karşılıklı gü-
venin bir göstergesidir. Belki tarihte ilk kez iki ülke-
de de bürokrasi ilişkilere müdahale etmiyor. Bu da
PETR VLADMROMÇ STEGNİY
Yükseköğrenimini 1968'deMoskova Devlet Uluslararası tlişkiler
Enstitüsii 'nde tamamladı. Aynı yıl SSCB Dışişleri Bakanlığı 'na katıldu
Merkezde veyurtdışı misyonlarda çeşitligörevler üstlendL 1968-71 arası
SSCBHartum Büyükelçiliği, 1973-95 Aden Büyükelçiliği, 1975-80 Kahire
Büyükelçiliği, 1986-90 Trablus Büyükelçiliği'nde görevyaptu 1992-98 arası
Rusya Federasyonu 'nun Kuveyt Büyükelçisi oldu. 1998 de Dışişleri
Bakanlığı Tarih veArşiv Genel Müdürlüğü görevini yürüttü. Mart2003'ten
beri de Rusya Federasyonu 'nun Ankara BüyükelçisL
ınsanlar arasında karşılıklı güveni arttınyor. Size bir
ömek daha vereyım. Birkaç hafta önce Moskova'da
Türk Kültür Festivalı yapıldı. Bunun açılışı Kremlın
Sarayı'nda yapıldı. Bu da Türkiye'ye verilen önemin
birgöstergesi. Başka ülkelere a\ıu şey >'apılmıyor. Ma-
yısta Dışişlen Bakanınız Abdullah Gül bu y\\ içinde
ikincı kez Moskova'yı ziyaret ettı. A\nca bızım ye-
ni Dışişlen Bakanımız Sa\ın Lavrov da fslam Dışiş-
leri Bakanlan Konferansı için îstanbul'a gelecek.
Putln gelecek
- Bir de neredeyse haftadd bir Ankara ve Mos-
kova 'da karşılıklı istişare toplantılanyapılıyor...
-Evet. Her kurumdan yetkilıler bu toplantılara ka-
tılıyor. Bu da ilişkilerimizin ne derece dinamik geliş-
tiğinin başka bir göstergesi.
- Cumhurbaşkanmız Vladimir Putin de Türki-
ye'ye resmi bir ziyaretyapacakh...
- Sayın Putin Türkiye'den gelen davete prensipte
sıcak bakıyor. Geçen şubat ayında Abdullah GüJ'le
görüşürken davetı aldığını ve Türkiye'ye geleceğini
bizzat teyıt ettı. Bır de şuna dikkat çekmek istiyorum.
Sa>in Gül'ün. Sa>in Putın'le görüşmesı 30 dakika ola-
rak planlanmıştı. Ama o görüşme gerçekte bir saat
10 dakika sürdü. Ben 36 yıldır Dışişleri BakanJı-
ğı'nda çahşıyorum. Diplomasıde diyaloğun kalitesi-
nin en >iiksek göstergesi şudur: Karşılıklı diyalog
başla>ınca iki taraf önceden hazırlanan notlan bır ta-
rafa bmıkır. Bundan sonra konuşma irticalen gelişır.
Sayın Putin'le Sa>ın Gül arasındakı görüşme de böy-
le gelişti. Çok açık ve net bir görüşme oldu. Karşı-
lıklı olarak hiçbır konu kapalı kalmadı. Bu da ilişki-
lerimizin kalitesını gösterir.
Sağlam temeller olu$tu
- Diplomaside bir anlayış vardır. Çok açık ve net
görüşme dendiği zaman bu kapalı kapılar ardında
kâğıtlann havaya uçtuğu veortalığın birbirinegir-
diği anlamına gelir. Yoksa Putin-Gülgörüşmesin-
de de böyle mi oldu?
- Zaman zaman bu olabilir. Ama iki ülke arasında
böylesıne sağlam temelleroluşturulmuşken böyle bir
olay olmaz. Ben bunu bile yapamam. Çünkü burada
sürpriz olmaz. Tanhte ilk kez ilişkilerimizde çok do-
ğal bir yapı oluşmaya başladı. Moskova'da Türki-
ye'nin hem iç hem de dış polıtikası takdirle izleni-
yor. A>nca şunu belirtmeliyım ki Türkiye'yle ortak-
lığımız sadece Avrasya bölgesiyle sınırlı değil. Böl-
gesel ve uluslararası ortakhklanmız da var.
- örneğin NATO bünyesindeki ortaklıkgibi mi?
- NATO bünyesindeki ortaklık da bu kapsama gi-
rebilir. Yeni dünyada yeni bır güvenlik sistemi kurul-
maktadır. Hem Avrupa'da hem de Ortadoğu'da yeni-
den düzenlenecek olan güvenlik dengelennin nasd ola-
cağı konusunda Rusya 'yla Türkiye'nin yaklaşımla-
n birbirine çok benziyor.
- Nasıl?
- Yeni güvenlik dengelenninnasıl olacağı konusun-
da kişisel görüşümü soruyorsanız söyleyejim:
Bir kere, bu dengeler çok kutuplu bir dünya için-
de kurulacaktır. Bu noktadaki yaldaşunlanmız hem
Türkiye'yle hem de AB'yle çok benzeşiyor. Şu an-
daki güvenlik örgütlenmesinin daha sonra her ülke
ıçin aynı derecede güvenlik sağlayan bir sisteme dö-
nüşmesinden yanayız.
- Neden bunu istiyorsunuz?
- Bizim esas amacımız daha sonra insanlığın sade-
ce terorizmle değil. yeni orta\a çıkacak öbür tehlike-
lerle de mücadele edebileceği birsıstemin ortayaçık-
masıdır.
- Bu sizce nasıl bir sistem olmalıdır?
- Son zamanlarda ortaya çıkan süreç yeni sistemin
nasıl kurulacağını ana hatlanyla bize göstermeye baş-
ladı. Örnek vermek gerekirse...
A\Tupa'da bir ekonomik bütünleşme süreci devam
ediyor. Biz Rusya olarak bu süreci gayet doğal kar-
şılıyoruz. Türkiye'nin de Avrupa'ya yönelik bütün-
leşme çabalannı gayet iyı anlıyoruz. Türkiye'nin bu
gayretlerini hem egemenlik çerçevesinde hem de do-
ğal istekleri çerçevesinde değerlendiriyoruz. Rusya
Federasyonu olarak biz hem AB'yle hem de NA-
TO'yla ilişkıleri sürdürürken bu ortaklanmızı tatmin
edecek boyutlarda tutmaya, bir yandan da ulusal gü-
venliğımizi ve ekonomikçıkarlanmızı da gözetme ça-
lışması içındeyiz. Biz AB'yle diyaloğumuzda çok
çenn müzakerelerden geçtik. Dolayısıyla da herhan-
gı birkayba uğramadan bu müzakereleri başanlı bi-
çımde sonuçlandırdık. Bu yılın aralık ayında Türki-
ye'yeAB'den tarih verilmesi konusunda içtenlikle ba-
şan diliyoruz. Biz, Rusya olarak AB 'yle ilişkileri-
mizde ciddi deneyimlerkazandık. Bundan sonra Tür-
kiye'yle ilişkilerimizde bu deneyimlerden yararlan-
mak istıyoruz.
- Ya NATO'nungenişlemesiyle ilgili ne düşünü-
yorsunuz?
- Bildiğinız gibi Rusya'nin tutumu ga\'et açıknr. Biz
NATO'nun genışlemesini bir hata olarak görüyoruz.
Türkiye'yle flklr blrllfll
- Peki ama, Rusya 'nin da NA TO 'yla özelbiriliş-
ki anlaşması var. Öyle değil mi?
- Evet. Bundan daha sonra söz edeceğim. Bugün
NATO'dakı durumu dram haline dönüştürmek de is-
temiyoruz. Çünkü Rusya'nin NATO'yla ilişkilerin-
de yeni bir mekanizma oluştu. Bu da Rusya-NATO
Konseyı biçiminde ortaya çıktı.
Biz Rusyaolarakglobalgüvenülc sistemınde BM'nin
rolünü korumaktan yanayız. Bu konuda da Türki-
ye'yle aynı fikırdeyız.
- Bu son söylediğinizlebağlantıh birsorusormak
istiyorum. Irak savaşı öncesiABDyönetiminin bir
görüşü vardu Bu, BM'nin SoğukSavaş döneminin
ürünü bir örgüt olduğu ve artık devrini doldurdu-
ğu biçimindeydi. Ama bugörüş bugünlerdepek di-
legetirilmiyor. Ogörüş konusunda ne düşünüyor-
sunuz?
- Hatırladığım kadanyla ABDyönetimi bunu açık-
ça dile getirmiyordu. Sorunuzun cevabına gelince..
ABD'nin Irak'taki gelişmelerle ilgili olarak BM'nin
daha aktifbırrol almasını istediği gibi bir izlenim var.
Özellikle de Irak'ın yenıden yapılanması konusunda
BM'nin daha faal bir rol oynamasını istediğıni sanı-
yorum. Bununla ilgili olarak Brahimi'nın misyonu
olabilir. Bır de Rusya Federasyonu'nun ortaya attığı
bir fikir var.
- Nedir o fikir?
- Konuyla ilgili uluslararası bir konferans düzen-
lenmesı. Bu konferansın amacı Irak'la ilgili bütün ko-
nulann uluslararası boyutta ele alınmasıdır. Tabiı kı
artık Soğuk Savaş dönemı çok eskilerde kaldı. Artık
ortaya çıkan yeni gerçekler var. Bu gerçekler çerçe-
vesuıde BM'nin rolü de değişebilir, diye düşünüyo-
ruz.
- BM'nin rolü sizce nasıl değişebilir?
- BM'nin artık global arenada güvenliğin sağlan-
masında çok etkili bir araç olmalıdır, diye düşünüyo-
ruz. Bu konuda ABD dahil olmak üzere global are-
nadaki aktörlerin görüşleri de aynı. BM, gerçekten eşi
olmayan bir kurumdur. Bu örgütte her ülkenin tem-
silcisi bir arada bulunmaktadır. Sadece BM'nin ara-
cılığıyla diplomatik ilişkilerde demokratikleşme sü-
reci başlatılabilir. Bu süreç içinde hem egemenlik
ilkesi korunabilir, hem karşıhkh olarak bırbırinin
haklanna saygı gösterüebilir, hem de birbirinin
içişlenne kanşmama ilkesine sıkı sıkıya bağlı ı
kalınabilir.
- Yani, bu söylediklerinizidaha açarsak, ulus-
lararası bir antlaşmaya tarafolan ülkeler aynı
zamanda birbirlerinin egemenlikhaklanna say-
gı göstermelidirler vedemokratik bir biçimde dün-
ya sorunlannı ve kendi ikili sorunlannı tartışabil-
melidirler. Öylemi?
~ Evet. Burada iki noktayı yinelemek istiyorum. Bir
kere her bir katılımcı eşit derecede haklara sahip ol-
malıdır. Bu foruma katılacak küçük ya da büyük. çok
etkıli. az etkili ülkelerin görüşleri çok önem kazana-
caknr. Herkesin görüşlerini açıklayacağı ve uluslara-
rası arenada olanlan eşit derecede etkileyebileceği tek
ve eşsiz bir forum olacaktır. BM, dünyada olupbiten
olaylan etkileme durumunda olan tek ve eşsız bir fo-
rumdur. İkinci olarak da yıllardır üzerinde durulan
uluslararası hukuk bırikimidir. Devletlerarası sorun-
lann çözümünde yardımcı olan bir temel var. Sorun-
lann sadece siyasi reçetelerle çözülebileceği bırçok
çözüm seçenekleri sunuhnaktadır. Bunlardan yarar-
lanılması gerçekten i>i olur, diye düşünüyorum.
- Rusya'nin tstanbul'da yapılacak NATO zirvesine sıcak bakmadığı
haberleri var. Acaba bu zirve Cumhurbaşkanmız Putin 'in Türkiye zi-
yaretini nasıl etkiler?
- Ben bu iki olay arasında doğrudan bir bağ kurmaktan yana değilim. Vla-
dimir Putin, Rusya'yla Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin başanlı bir biçim-
de gelişmesi için Türkiye'yi ziyaret etmesi davetini kabul etmiştir. Istan-
bul'da yapılacak NATO zirvesinin birçok anlamda çok önemli bir olay ola-
cağından hiç kuşkumuz yok. NATO zirvesinde ahnacak kararlar hem Rus-
ya hem de öbür ülkeler için çok önem taşıyacak. Bunun altını çizmek için
de şöyle bir ömek vermek istiyorum: Dışişleri Bakanımız Sayın Lavrov, ni-
san ayında düzenlenen NATO-Rusya Konseyi toplantısma bizzat katıldı. Bi-
zim NATO'yla olan ilişkilerimizde etkili bir sonuca varmamız gerekiyor.
Rusya Federasyonu olarak biz NATO'yla ilişkilerimizi hem NATO-Rusya
Federasyonu Konseyi çerçevesinde hem de Banş İçin Ortaklık Programı için-
de devam ettirmeye kararlıyız. Ben gerçekten NATO zirvesiyle Sayın Pu-
tin'in Türkiye'yi ziyareti arasında bağ kurmak istemiyorum. Çünkü ikisi-
nin birbiriyle ilgisi yok. Bu ikisi ayrı düzeylerde seyreden olaylardır.
- Siz Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) içinde Rusya ve Türkiye 'nin ko-
numunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Şu anda BOP daha ilk aşamasında. Amerikalılann genel hatlanyla sun-
duklan projede coğrafı smırlar bile çizilmiş değil. Prensip olarak bu Ame-
rikan girişimini ilginç buluyoruz. Ama bu projede yer alan bazı noktala-
nn açığa kavuşturulması gerekiyor. Rusya'nın tutumunun Türkiye'nin-
kiyle aynı olduğunu biliyorum. Bakın, bir kere reform girişimlerinin ilgi-
li ülkelerin kendi bünyelerinin içinden gelmesi gerekiyor. Dışardan daya-
tılan reform reçetelerini verimli bulmuyoruz. Aynca şunu belirteyim ki böl-
ge ülkelerinin desteklediği girişimleri biz de destekleyeceğiz. Bizim böl-
geye yaklaşımlanmız, demin de söylediğim gibi, Türkiye'ninkiyle çok
benzeşiyor. Aslında Amerikalılardan gelen bir anlayış var. O da şunu gös-
termektedir: Israil-Filistin sorunu çözülmeden ve Irak'taki olaylar halle-
dilmeden böyle büyük bir projeyi hayata geçirmek çok zor olacaktır Za-
ten Istanbul bu ay dünyanın merkezine dönüşüyor. Bir kere 14-16 Hazi-
ran'da Istanbul'da Îslam Dışişleri Bakanlan Konferansı var. Ondan sonra
da NATO zirvesi.
'Dünya
diyalektikle
düzenlenir'
- BOP 'un ortaya çıkmasında AB 'nin ro-
lü ne olabilir?
- Bütün tarafların ve AB'nin de çıkarlan-
na uygun düşerek şekillenecek birprojeyi hep
biriikte ortaya çıkarabiliriz, diye düşünüyo-
rum. Bu konuya bu şekilde olumlu bakıyo-
rum. Aynca BOP'un yeni bir şey olmadığı-
nı da belirtmek istiyorum.
1991 yılmda ortaya çıkan, çok taraflı siya-
si ve ekonomik ilişkıleri düzenleyen bir Mad-
rid Banş Süreci vardı. BOP, Amerikalılann
yenıden ele alıp düzenledikleri bir projedir. j
Şımdiki haliyle en azmdan Madrid Banş Sü-
reci'ne benzemeye başlıyor, diye düşünüyo-
rum.
Amenkalılar bu projeyi ortaya atarlarken I
polıtik biçimde ortak bir çalışma çerçeve- |
sinde konuya yaklaşıyorlar. Bunun da olum-
lu bir gelişme olduğunu düşünüyoruz.
- Bu konuşmamızda projelerin ortak ol-
ması ve katılımcıhktan, dünyanın da artık
tek kutupluluktan çıkması gereğinden söz
ettik. Bu noktada Şanghay Grııbu 'nun üze-
rine düşen rolü nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
- Şanghay Örgürü'nün rolü son zamanlar-
da giderek artmaktadır. Gerçekten çok önem-
li bölgesel bir örgüttür.
Biz Rusya Federasyonu olarak 21. yüzyı-
lın çok kutuplu bir dünyayı göreceğini dü-
şünüyoruz. Uluslararası ilişkiler uluslarara-
sı hukuka göre düzenlenmektedir. Çok ku-
tuplu dünya bazı koşullar altında iki kutup-
lu bır dünyaya dönüşebilir. Burada demek is-
tediğim tek bir kurup altında birçok ülke bir-
leşebilır.
Aristo, "Dünya diyalektikle düzenlenir"
anlayışına sahiptir. Tek kutuplu dünya iste-
nilen bır şey
değildir.
Tek ku-
tuplu
dünya
topal bir j
insana
benzer.
BOP'un coğrafı sınırı çözülmüş değil