27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-13 HAZİRAN 20O4 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Talat'tan Aıınan'a: "Rundan ımyann!" Merak etmeyin. onltır hep nıyanık! Öğrencilere Istanbul'daki £\ üniversite öğrencilerine destek olmak istiyor musunuz? Marmara Üniversitesi Sağlık Kültür Daire Başkanlığı'nın kurduğu "Öğrenci Butjği"ne kullanmadığınız giysilerinizi, ayakkabılannızı bağışlayabilirsiniz. 0.216. 338 38 69 veya 336 42 11 numaralı telefonu anyorsunuz; bir öğrenci evinize gelip giysileri alıyor; giysiler yıkanıyor, ütüleniyor ya da kuru temizlemeye gönderiliyor. Sonra bilgisayar ortamında kaydı yapılıyor ve üzerierine etiket yapıştınlarak 500 bin lira ile 5 milyon lira arasında bir fiyatta butikte öğrencilere satılıyor. Elde edilen para, giysilerin temizlenmesinde kullanılıyor. Befctroıft posta: derezsomecumtujriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Tayyip'e ABD'de kırmızj halı sermemişler... "Bari seccade serselerdi!" ıp Kurumu, SSK'de ilaç kuyruğunu ortadan kaldıracakbirprojegeiiştirmiş...Projeyi,Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer anlatıyor: "Bilindiği gibi SSK ilacı çok ucu- za mal ediyor. Toplu ilaç alımı yapıp aracısız olarak sigortalısına dağıtabilecek güce de sahip. Halen planlanan uygulamada 'SSK'liler istedikleri her yerde muayene olsunlar' ve bunun doğal sonu- cu olarak da ilaçlannı istedikleri eczaneden alsınlar' deniliyor. Böyle bir uygulama en fazla bir ay, bileme- diniz üç ay sürebilir ve SSK batar. Hem de öyle bir batar ki 'bankacılık krizi'nden daha büyük bir kriz ile karşı karşıya kalınz. Tekrar IMF'ye senetler imzalarız. SSK'de kuyruk çilesinin nedenlerini sıralarsak: SSKTürkiye'deki toplam eczacı sayısının yüzde4 ile toplumun yüzde 50'sine hizmet sunmakta, daha doğ- rusu sunamamaktadır. Bu yetersizliğin kaçınılmaz sonucu SSK'lilerin kuyruk çilesidir. Ivedilikle SSK'de- ki eczacı açığı kapatılmalıdır. SSK'nin birinci basa- İlaç kuyruğumak hizmet örgütlenmesi yetersizdir. Birinci basamak hizmet sunması gereken SSK dispanserierinin özel- likle büyük kentlerde olmak üzere tüm Türkiye'de yaygınlaştırılması, etkili hizmet sunması için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Kaynak sıkıntısı nedeniyle ilaç alım ihalelerindeki tıkanıklıklar ve he- kimlerin ilaç yazmasını kısıtlayan ve rasyonel olma- yan kimi düzenlemeler tasarruf sağlayamadığı gibi sorunu daha da derinleştirmektedir. Bu yapay tıka- nıklığın aşılması için kaynak sıkıntısı sorunu ivedilik- le giderilmeli ve akılcı olamayan bürokratik engeller ortadan kaldınlmalıdır. Akılcı ilaç kullanımının sağ- lanması için hekimlerin mezuniyet öncesi ve sonra- sı eğitimleri etkin biçimde örgütlenmelidir. İlaç en- düstrisiyle hekimler arasındaki ilişkilerin bilimsel ve etik ilkelere uygunluğunu sağlayacak somut adımlar atılmalıdır. SSK'yi batırmadan, SSK'lilere hekim seçme öz- gürlüğü tanınmak isteniyorsa bu işin basit bir çözü- mü vardır ama kimse bundan söz etmemektedir. Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, SSK, Hazine ve DPT yetkilileri, İlaç Endüstrisi Işverenleri Sendikası, Türk Eczacılan Biriiği, Türk Tabipleri Birliği, işçi sen- dikalan gibi kurum, kuruluşlarönerilerini dilegetirme- mektedir. Kısa vadeli bir çözüm önerisi olarak; SSK, büyük şe- hirlerin merkezi yerlerınde haftanın her günü 24 saat açık ve en az 20 eczacı istihdam eden büyük eczane- ler açmalıdır. Buralarda SSK'lilere ucuza aldığı ilaçları aracısız dağıtabilır. Ayrıca SSK, isteyen her eczane ile anlaşır, kendı ilaçlannı 'zimmetli' olarak bu eczanelere verir, bu eczacılar ücret almadan SSK'lilere ilaçlannı da- ğıtır, bu hizmetlerınin karşılığı olarak eczacılara SSK 'prim' öder. Ne kuyruk kalır ne tartışma." Uçak Akif Kökçe: "Irak'ta sivil halkın ^ üzerine savaş uçaklanyla bomba yağdıran ABD Başkanı Bush, toplantrya geleceği Istanbul'da oyuncak uçak satışına bile izin vermiyor." SESSİZ SEDASIZ (!) 1 liralık borca 10 gün hapis cezası 18 Kasım 2003'te şöyle yazmışız: "Sabrt Gölbeyoğlu, Vakıflar Banka- sı'ndan kredi almış. Kredi borcunu ödemiş. ödemelerini yaparken, 1 (bir) liralık bir tutar hesabında borç olarak kalmış. Vakıflar Bankası da, 1999 yılın- daki 1 liralık alacağı için icratakibi baş- latmış. Faizi, faizin vergisi, icra harcı, masrafları ve vekâlet ücretiyle 1 lira ol- muş size 34 milyon 849 bin 356 lira. Komikten de öte bir durum. Ama böy- lesi bir komedide son perdeyi indir- mek vatandaşa düşüyor. İcra Daire- si'nin veznesine 35 milyon lirayı yatı- racaksın ve para üstü olan 150 bin 644 lirayı kuruşu kuruşuna isteyeceksin." Bundan sonrasına gelince... Gölbeyoğlu, tedavülde olmayan 1 (bir) liranın, üç yıl içinde 24 milyon 800 bin 5 lira faiz bindirilerek 34 küsur mil- yon lirayayükseltilmesinetepkigöste- rip istenen parayı ödememiş. Vakıflar Bankası'nın avukatları alacak- lannın peşini bırakmamış ve Is- tanbul 2. İcra Ceza Hâkimliği de Gülbeyoğlu hakkında 10 gün hapis cezası vermiş. Ne var ki, Yargıtay karanna göre asgari ücret- ten düşük icra davalannda hapis ce- zası uygulanmıyor. Fakat mahkemeden anaparası 1 (bir) lira olan borca 10 gün hapis ceza- sı çıkıyoıi 1 (bir) liralık kredi borcunun kayna- ğına gelince. Gülbeyoğlu, çocuğunun okul taksitleri için Vakıflar Bankası Fa- tih Şubesi'nden otomatik ödeme işle- mi yapmış. Bütün olay bankanın oku- la gönderdiği parada 1 (lira) fazlalık ol- ması ve 1 (bır) liranın "kredi" olarak de- ğerlendirilmesi. Kredi 1 trilyon liraolsa Vakıflar Bankası bu kadar peşine dü- şer miydi acaba! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 'Aykın' içtenlikler... -Sigara içtiğiniz için teşek- kür ederim_." Yazıyı okuduğumda, siga- ramızı da içmıştık, kahvemizi de.. Bekledim, teşekkür etsin di- ye Etmedi... Çok se\diği işini öylesıne kendınden geçerek anlatıyor- du kı "Bu coşkulu paylaşımıy- lazaten teşekkür ediyor..." dı- yedüşündüm... Sadece bızimle beraber ol- duğu ıçın değil, belkı sigara içtığımiz için de ne kadar ra- hat. mutlu ve dostçaydı... Bursa Kültür Sanat ve Tu- rüm Vakfi'nın, kendini Bur- sanın kültür ve sanat yaşamı- naadamış Genel Sekreteri Ba- nu Demirağ'ın odasınday- dık... Bu yıl 43'üncüsü yapılan "Uuslararası Bursa Festiva- li'nın son ha- zıılıklan ne- deniyle doru- ğa çıkan yo- ğunluğunu bılsek de bır "merhaba'" demek için uğradık, ya- run saate "bin mtrhabalık" muhabbeti sığdırdık. işini o kadar basanlı ve bir o kadar da he- yecanla yapıyor ki, 28 Mart 2f')4 yerel seçımlerinde deği- >ea belediye yönetimi de Ba- nıDemirağ'la çalışmayı sür- dirüyor. Hatta, yerel basında- b talihsiz bir yazıdan ötürü vceğine taş basıp istifa etme- sn bile "sensiz olmaz" diye- reıdurduruyorlar... 3öylesi bir çalışma aşkını •agara keyfıyie" birlikte sür- dcren Banu Demirağ için, zi- yretçılerin de en değerlisi -(tamanı dokunuyor mu" di- ye •jormadan çakmağına san- îahldiği kişiler değil midir? 3u nedenle sigara içenlere •Eşekkür" etmesi de sadece <cdi keyfine yoldaş bulma- 5tdan ötürü değil... Festival larlıklannın "eksiksiz" ya- jjnasına büyük katkısı olan •'sçara özgüriüğünü" kısıtla- rcidıklan için. Verimliliğini ve ;alışkanlığını "engelleme- dUeri" için... Biliyorum, bunlan okuyan İ03i "sigarasız yaşam" düş- knleri, Banu Demirağ'ın Misındaki yazıya belki de "fl- laik" falan diyecekler. Ama x. nice sigara yasakJı yerler bjyorum ki. bir kişinin yapa- bıeceği işi on kişi üstlenmiş- lc kafalannda hep ve her an "iğlıklı kalmak" saplantısı aoığu için de çuvallayıp du- ruyorlar... Benzeriçtenlikteki "aylan" sözlerden birini de Ordu'da okumuştum. Daha sonra dost olduğumuz EnisAyar'ın kıyı- daki "AyışığT lokantasında... tnsanlık dersi... Volkswagen'in kaplumbağa tipine düşkün olanlan her yaz bır araya getirip Ordu'nun en yüksek yaylalanna çıkartarak sislerin arasındaki "Vosvos Şenh1deri"ne de önderlik eden Enıs. lokantasının girişine yazmıştı; "Aile Yerimiz Yoktur.^" Içeri girdiğimizde ise hem zaten yer yok gibiydi hem de masalann çoğunda aile denin- ce akla gelen kadınlı erkekli gruplar ya da çiftler vardı... Ayışığı'nın tanıtım broşürü- ne de aynı sözü yazan, hatta kartvizıtinde bile "logo" gı- bı kullanan E- nis'e hem sa- rılmış. hem sormuştum; u - Bu büyük uygarnk dersi- nin sonuçlaruıı yazmayacak rrusın?" "*- İlk önce yeri olan lokantalann müşteri- İeri de A\ışığı'na geuneje baş- layınca. onlar bunu yazmasa- lar bile kendi yazılannı kaldır- 'Tûrkçe' bflrvor musunuz? Banu Demirağ'ı iş yoğun- luğuyla baş başa bırakıp veda- laşmadan önce, hem kahveye teşekkür ettik hem de arkada- şımla birlikte sigara içmemi- ze "teşekkürünü'' kabul etti- ğimizi söyledik. Ayışığı lokantasımn benzer "içtenliğini'' de anımsatınca. böylesi "aykmhklann" yaşa- mın en anlamlı dennlikleriy- le ne denli "uyumlu'* olduğu- nu konuştuk. Çalışkan Genel Sekreter "Bir de" dedi, "eleman ara- ma ilanlanmızda. iyi derecede tngüizce bilmesinden önce, iyi derecede Türkçe bilmek, ko- nuşmakve hatasızyazmak ko- şulunu getirmiştik.." Türkiye'nin ve hepimizin Banu'lara, Enis'lere ne kadar da çok ihtiyacımız var... En kısa sürede Ordu'ya gi- dip Ayışığı'ndaki aileler ara- sında bir "bekâr masası" ku- racağım ve "beyaz şarabımı" >r udumlayıp sigaramm duma- nını da Karadeniz'den Bur- sa'ya doğru üfleyeceğün... oekinci " cumhuriyetcom.tr KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakuı turk.net ÇÎZGtLÎK KÂMİL MİSAKİCI kamilmasaraci" mynet.com HARBl SEMİHPOROY semihporoy(â yahoo.com "Y/4MKİ, 40 HOM5"IA J HAevemiKy Pİ HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BILGM AVRUPA FUTBOL ŞAMPtYONASI muzakere tarihı olabılır de olmayabılır de TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 13 Haziran wutc.munUas-arikan.com josepf> L-Mank/ens/ez 'm KLEOPATRA F/LMİNİN DÛS K/RIKUĞI. 1963'TE BUĞÛM, "Kt^OP/tT&i"F'LAS/AJtM : 3U A/£D£A/l£ Af£U/YOe*: l rX& 8f'MLEGC£ M£/Ç/)KU 7OP- FİLM/ 6Ö/SM£Y£ G£L£H ÜMLÜ CoştajyzA FİCMİAJ OÜZEY£ OLUŞU, l/£ DE &4f ba-çan/ı rolündekı Rex ftarrison 'cfu A7), KÖTÛ yÖ PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Gazetecilik mi, Medyalamacılıkmı?(1) Milliyet okurlan 6 Haziran 2004 günü gazete- lerinin 36. sayfasındayayımlanan Cüneyt Kara- kaya imzalı ve "Zenden'i Veto Etti!" başlıklı bir haberden, "Fenerbahçe'nin transfergündemin- de bulunan Hollandalı futbolcuZenden'in, tek- nik direktör Daum'un engeline takıldığı"n\ öğ- rendiler. Habere göre başkan Aziz Yıldırım bu oyuncuyla üç yıllık bir anlaşmaya varmış, fakat teknik direktör Daum'un, "Elimizde daha iyi al- ternatiflervar. Şimdilikbu transferiaskıyaalalım" demesi üzerine Zenden'den bir süre beklemesi istenmişti. Vatan okurlan ise aynı gün, gazetelerinin 29. sayfasında Ferudun Niğdelioğlu imzası ve "Zenden İçin Kiralık Formülü" başlığı altındaya- yımlanan haberden, "Alman teknik adamın (ya- ni Daum'un - D.K.) en çok istediği isimlehn ba- şında bulunan Chelsea'n/n Hollandalı futbol- cusu Zenden için yeni bir formül arandığı"nı, "28 yaşındaki orta saha oyuncusunun maliyeti- nin çok yüksek rakamlara ulaşması nedeniyle San-Lacivertliler(-in) Ingiliz kulübüne kiralama talebiyle başvurmayı planladıklannı" öğreniyor- lardı. Yalnızca Milliyet ya da yalnızca Vatan okuyan spor meraklılan için bir "sorun" yoktu. Söz ko- nusu haberierden Milliyet okurlan, Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum'un Zenden'in transferine gönlü olmadığı; Vatan okurlan ise Zenden'in Da- um'un gönlünde yatan bir aslan olduğu sonucu- nu çıkarmışlardı. Fakat aynı okurlar, adı geçen i- ki gazeteyi de okuyorlarsa nasıl bir sonuca va- racaklardı bu haberierden? • • • Aynı gün Vatan'ın 27. sayfasında ulusal atleti- miz Süreyya Ayhan ile ilgili olarak "Elele Kürsü- ye" başlıklı bir "özel röportaj" yayımlanmıştı. Tayfun Bayındır'ın yaptığı bu yarım sayfalık rö- portajda Süreyya Ayhan, geçenlerde Mosko- va'da sezonun en iyi derecesini yapan Elvan Abeylegesse ile Atina Olimpiyatlan'nda final koşmayı "çok istediğini" açıklıyor, "olimpiyatlar- da iki Türk atletin kürsüde yer aldığı düşüncesi- nin müthiş birşey olduğunu" söylüyordu. "Ele- le Kürsüye" manşetinin üzerinde "Süreyya Ay- han, Atina'da Elvan'la dubleyapmayı düşlüyor", altında da "Elvan 'ın Moskova daki derecesi çok iyi. Ruslargibi birlikte koşup madalya kazanma- yı çok isterim. Bu müthiş olur. Ortak taktik için ise söz hocamın" cümleleri yer alıyordu. Vatan gazetesinde bu röportajı okuyanlann içleri ısını- yor, düşlerini Atina Olimpiyatlan'nda şeref kürsü- süne çıkmış bu iki atletimiz süslüyordu. Ne var ki aynı gün Milliyet'in 34. sayfasında Sü- reyya Ayhan'la ilgili, "Yardım Istemez" başlığıy- la şu haberyayımlanıyordu: "Atina 2004'e Kay- seri'de hazııianan Süreyya Ayhan Kop, Elvan Abeylegesse ile stratejik bir yardımlaşma içine girmeyeceğini belirtti. Süreyya, 'Elvan'ın 1500 metrede koşup koşmaması beni ilgilendirmiyor. Ben programımı kendime göre ayartıyorum, yar- dıma ihtiyacım yok' dedi." Vatan'dakinin tersine okuyanların içini üşüten birhaberdi bu. Peki, hangisi doğruydu bu haber- lerin? • • • Eğer her gün birden fazla gazete okuyorsanız "Daum, Zenden'i istiyormu?", "Süreyya Ayhan, Elvan Abeylegesse ile koşmak istiyor mu?" gi- bi en basit sorulann bile karşılıklannı alamıyor- dunuz. Hele iki değil de üç, beş gazete okuyor- sanız aklınız tümden karışıyordu. Aynı konuda birbiriyle çelişen onca haber karşısında ne yapa- cağınızı bilemiyordunuz. "Kafakanştıncılık" yal- nızca spor sayfalanndaki haberlerle sınırlı değil- di. Okurlar gazetelerinöbürsayfalanndada ben- zer çelişkili, uydurma haberlerle karşılaşıyordu. Türkiye'de her şey gibi gazeteciliğin de çivisi çıkmıştı. Gazeteler sayfa doldurmak için yalan haberler üretiyorlar, doğruymuş gibi okurlannın önüne sürüyorlardı. Dürüst habercilikten, "ga- zetecilik" gibi gazetecilikten medyalamacılığa doğru hızla yol alıyordu basınımız. e-posta: dkavukcuogluc« superontine.com Faks:0212-234 68 73 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ înanmış, aklı yatmış... 1 " — gelicek 2 cümle eksik- ler biter" (Yunus Em- re). 2/ Huni biçiminde çukur yer... Akciğerleri dinlerken he- kiminduydu- 9 ğu patolojik ses. 3/ Süs için ya- pıhnış giysi kıvn- mı... Bazı ülkelerde damıtık içkilere ve- rilen ad. 4/ Eski Mı- sır'dagüneştannsı... Gaziantep'in bir il- 6 çesi. 5/ Eski Türk- 7 lerde deniz tanrıça- 8 sı. 6/ Portekiz'de 9 kutsal bir yer... Bağışlama. II Japonya'da bir kent... Yankı. 8/Hava basıncı birimi... " — Mah- fiız": Nobel Ödülü'nü de kazanmış Mısırlı yazar. 9/Asya'da bir ırmak... Uygur Türkleri tarafAndan XI. yüzyılda dokunan çok üıce kalite ipek duvar halılanna verilen ad. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Dışkı görmekten aşın korkma. 2/ "Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye—" (A.M. Dıranas)... Başhca, temel niteliğinde olan. 3/Oylumlu... Bil- gisayarda oynanan bir tür oyvın. 4/Lütesyum ele- mentinin simgesi... Değerli bir süs taşı. 5/Bir ili- miz. oVGüzel, hoş, latif... tlave. 7/Tekerlekli ka- ra taşıtı... " — Ayhan": Şairimiz. 8/Latife... Me- tin Toker tarafından yayımlanmış haftalık haber dergisi. 9/Yatağa girme korkusu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle