18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2BAY1S 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 19 — İşçiler 1 Mayis ı Taksim •t. ve Abide-i Hürriyeiie ~ ayn avn S: kutiaraeakmış... Eyvah. — yine ''Uıksim'' oldular! Bektrorek posta: denizsomecunthuriyet.com.tr www.dentzsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Açlık sınırı 480 milyon lira olmuş... "Aclıöa da zam aeldi!" Tarih3öksel Kaya: c Tarihçilere sormak stiyorum: Acaba, a^vrupa devletleri Dsmanlı I •nparatoriuğu'nun <ûkselme döneminde «endilerinden -imutlannı kesip, Osmanlı ile birieşmek ı«jin bizim AB'ye •alvardığımız gibi ^alvardılar mı?" Odüller Akif Kökçe: "Avrupa Birtiği, Kıbnsta 'evet'e odül verecekmiş. Tek ödül bu süreci değerlendirmeye yetmez. Işte öneriler En kalın senaryo ^—v ödülü: Annan ; Planı. En kandınlan erkek oyuncu ödülü: Günter Verheugen. En ryi ses aranjmanı ödülü: AB'ci Türk rnedyası. En kötü kostüm tasanmı ödülü: Mehmet Ali Talat. En uzun belgesel ödülü: Rauf Denktaş. En kötü film montajı ödülü: Alvaro De Soto. En kötü animasyon ödülü: Evetçileri döven ülkücüler. En kötü uyaıiama senaryo ödülü: Ver kurtulcular." K ıbrıs'tan kurtulmak için Annan Planı'nda "evet"i pompalayan AKP Hükümeti, Rum- lann "hayır" demesi üzerine kazandığı son 50 yılın en büyük "diplomasi zaferi"ni yeni başarılarla taçlandırmaya devam ediyor! Başbakan Recep Tayyip'in Rumlar "hayır" dediği için KKTC'nintanınmasıyolunda başlattığı büyük ta- nrtım atağına Avrupa Birliği Daimi Temsilciler Komi- tesi'nin ardından Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden de destek geldi. Avrupa Birliği Temsilciler Meclisi'nin "Kıbns Cum- huriyeti'nin dış sınınnı kuzeyi kapsayacak şekilde tescil edip Türklerin azınlık statüsüne geçmesi yo- lunda ilk adımı atmasından sonra Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nden de KKTC'li pariamenter- lere yer olmadığı kararı çıktı. Bundan böyle KKTC'li parlamenterler eğer Avru- pa Konseyi'nde dertlerini anlatmak isterlerse önce Ataklar Kıbnslı Rumlara dertlerini anlatacak ve Rumlar uygun görürse Türk parlamenteri kendi heyetleri içine alıp Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne götüre- cek. Bu büyük başannın ilkörneğini, Kıbns'taki "yes be annem"cilerin başbakan ı Mehmet Ali Talat'ın sergilemesi ve bu oturumu Recep Tayyip'in de izle- yip alkışlaması bekleniyor. Bu arada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin KKTC'nin durumunu iyileştirmeye gerek görmeme- si ve Türklerin Rumlann kucağına oturmak için evet demesi beni ilgilendirmez, eski hamama yeni tas ol- maz" demesi tanıtım atağına kalkan Recep Tayyip'in bir başka büyük diplomasi zaferi oldu. Böylece Re- cep Tayyip, KKTC'nin tanınmazlık durumunu tanıt- mayı başardı. öte yandan AKP Hükümeti'nin KKTC'yi tanrtma atağı bütün hızıyla sürüyor. Ankara'dan sızan haber- lere göre KKTC ile Türkiye arasında bir futbol maçı oynanması planlanıyor. Maçın başlamavuruşunuta- bii ki eski efsane futbolculardan Tayyip yapacak. Ko- fi Annan a da maçın hakemi olması için öneri götü- rülecek. Eurovision'dan naklen yayınlanması da planlanan maçta "ver kurtul" taktiği yerine "yen kur- tul" taktiği uygulanacak! Tanıtım atağının bir sonraki aşamasında KKTC'deki tarikat şeyhleri ile Türki- ye'deki tarikat şeyhleri ABD'ye götürülecek ve Ame- rika'daki "hocaefendı" ziyaret edilecek. Amerika ge- zisi sırasında alternatif bir plan oluşturmanın girişim- leri de başlatılacak ve Beyaz Saray'ın arka sokakla- nndan birinde "Kıbns llımlı Islam Türk Cumhuriyeti Sergisi" açılacak. Ancak hepsinin ötesinde Türkiye'nin AB'ye girme- sini veto etmemesi için Kıbnslı Rumlar ne derse ay- nen öyle atak üstüne atak yapılacak! SESSÎZ SEDASIZ (!) Bazen blr çocuk gibi davranabilmek Yazan bilinmeyen bir öyküyü Ayşegül Tokatlı göndermiş ve yanına da "Bazen insanlan hafife almak için 'çocuk gibisin, çocuk gibi davranıyorsun' denir ama bu hikâyeden sonra çocuk gözüyle bakmanın o kadar basit olmadığını anlıyor insan" notu iletmiş: "Küçük kızın babası Ispanya'nın en ağır siyasi cezalannın verildiği bir hapishanede mahkûmdu. Fırsat bulduğu her hafta sonu annesiyle birlikte hapishaneye babasını ziyarete giderdi. Bir gün babası için çizdiği resmi yanında götürdü. Ancak hapishane kurallanna göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkûmlara verilmesi yasaktı. Kâğıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı. Çok üzülmüştü küçük kız. Babası 'Üzülme kızım, yine çizersin, bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu' dedi. Küçük kız bir sonraki ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu kez kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu; 'Hımmm! Ne güzel bir ağaç... Ağacın üzerindeki bu benekler ne? Zeytin mi?' Küçük kız babasına eğildi ve sessizce, 'Hışşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşlann gözleri' dedi." Yüksek Yerilim Hatta Eskiden İMECE usulü iş yapardık. şimdi IMF usulü! erdincutku ' yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Vleyhanelerin Despinası... Geçenlerde yine Despi- ra'daydık... Arkadaşlar arasında han- grnizin "meyhanesi" gel- s, diğerimiz aranır... Zin- cr kurulur kurulmaz da herkese uygun en yakın ge- & Despina'dabuluşulur... Çünkü bizim için bu bu- hşmanın adı, aynı zaman- ca *Despinamız geldi" de- netctir... Herhangi bir mey- rameye ya da ıçkili lokanta- }a gitmek sıradandır... Ama; "Despina'nın za- nanıgdmedimi" diye sor- nak, o kadar çok anlam ta- şırki... Işte böylesi bir zamanın 'gereği" olarak Şişli'nin Kurtuluş semtindeki son curağın arkasında, Açıkyol Sosak'ta "Despi- ta'nın Meyhane- 9*«e" gittiğiniz- ce. duvann bi- rini tümüyle kaplayan "eski" Kız lC«Iesi" rejmi, bu- ramn gç İstanbul mekânT olduğunu kanıtlama- ya yeter bi- le_. Çünkü, şimdiki o "•çariak resto- rasyonlu'" Kız Ku- le>i yerine, o eski, sa- las, ama "kibirü" Kız Ku- len'nin siyah-beyaz fotoğ- rafına bakarak kadeh kal- dırmak. bir bakıma tüm sevdalılann en saf duygula- rı«ı da paylaşmak gibidir... Fotoğrafın "müellifi" ve a^nı zamanda Despina'yı yişatmakta olan Ercan Te- kin'ın diğer îstanbul gö- rtntüleri de öbür duvarlar- dı sizin bu duygulannıza eilikederler... Derken vakit fazla da il;rlemeden "keman, klar- n;t, kanun ve darbuka" dirtlüsünün en içten Ro- nan müzisyenleri ikinci ladehlerdeki ilerlemiş mu- bıbbetlere eşlik etmeye tsşlarlaT... Masalardaki her biri 'ceenle hazırlanmış ve vak- tyle Pangalu ile şimdiki l^ırtuluş'u bezeyen eski sDartmanlann da mutfak- Mnndan meyhanelere yan- syan Rum mezeleri, şarkı- I n n eşliğinde insanı alır, ^avaş yavaş nağmelerle ^rmalayarak "insanlıkâle- •âne" götürür... Madam Despina... Ercan Tekin'in bir lstan- bullu saygısıyla anısını ya- şattığı Madam Despina, 1946 yılında kendi ismi ile anılan ilk meyhanesıni Esentepe'deki Puro-Fay fab- rikasınm yanında açmış. Bir ara Büyükdere'ye ta- şınmış ve 1970'li yıllarda tekrar Gayrettepe'ye dön- müş... 1979'un sonlanndan itibaren de şimdiki Despi- na'nın buluduğu mekânda bu "kültür hizmetini"* sür- dürmüş... Madam Despina'nın öze- nini ve emeklerini gelecek kuşaklara da taşımaya adeta ant içmiş olan Ercan Tekin diyor ki: u Buranın ashnda kültür mirası olarak da koruma altına alm- ması gerekhor... Despina'nın meyhanesi arükkamu- ya da ait ve Istan- bul'un el- de kalan son zen- ginlikle- rinden biri ola- rak, yasal olarak da yaşaübna- Doğrusu gönülden des- teklediğım bu düşünce için koru- ma kurulu nasıl bir de- ğerlendirme yapar; çok me- rakediyorum... Sadece yapılann değil, "insanınyaratnğıtüm insan- cagüzenUderin" geleceğe de aktanlması, çağdaş koruma- cılığuı temel ilkeleri arasuı- da değil mi?... 0 gece ilerleyen saatlerde bunlan da konuştuktan son- ra, bir dosya hazırlayıp ge- rekçeleri de anlatılarak ko- ruma kuruluna sunmaya ka- rar verdik... Eğer kurul, böy- lesi bir zenginliğin de "Is- tanbul'un kültür varhğı'' olarak yok olmaması gerek- tiğini uygun görürse. Despi- na ülkenin belki de ilk; "tes- cilli meyhane mekânr ola- cak... Üstelik, mutfağının meş- hur mezeleri olan Rum pila- kisi, radikası ve Türkiye'nin hiçbir mutfağında lezzetini alamayacağınız cığeriyle birlikte... Hatta fasıl ve saz heyetinin yanı sıra tarihi gramofonuyla çalınan taş plaklannın ezgileriyle... Oekinci <• cumhuriyet.com.tr KİM KtVlE DUM DUMA BEHİÇAK behicak o turk.net ÇÎZGİLÎK KÂMÎL MASARACI *** »1 t kamilmasaraci ! mynetcom v ^ V • 1 J 1 H A R B İ SEMÎH POROY semihporoy " yahoo.com HAYAT EPİK Tİ\ATROSU MLSTAFA BiLGtx COCUK VA<FI RAPORU 6 BtN COCUK SOKAKTA l 1 t 1 1 I t \ l J l I I 1 I t 1 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAH 2Mavıs ınmcnuuntaz-arUian.cotn V0N PAP£N EC£UYLE OLOU.. 1342 yıdndcı, ı/on Papen'e, sinkamda tav göÇsr>e/>/ safcjır-gan, fa el/nafe paftamos/ sonucu PANO DENİZ KAYUKÇUOĞLU f Batı Uygarlığr O fotoğraflan siz de görmüşsünüzdür. Çınlçıplak, üst üste yığılmış, canlı birtepe oluşturmuş insan be- denleri. Arka planda bu canlı tepeyi yere çömelmiş gülerek izleyen sanşın bir kadın, onun arkasında da ayakta duran bir adam. Bu ikisi Amerikalı; tepeyi oluşturan çıplak erkekler ise Iraklı. Diğer bir fotoğ- rafta ise küçücük birteneke kutunun üzerinde kol- lannı iki yana açmış, düşmemek için denge sağla- maya çalışan bir kişi görülüyor. Parmak uclanna elektrik kablolan bağlanmış. 0 da bir Iraklı. Işken- ce görüyor, ölüm korkusu yaşıyor. Amerikalı işken- cecileri ona, "eğer yere basarsa bedenine verilen elektriğin kendisini öldüreceğini" söylemişler. I- rak'taki cezaevlerinin, dolayısıyla cezaevlerindeki işkencelerin sorumlusu bir tuğgeneral, üstelik bir kadın. Adı Janis Karpinski. Emrindeki altı subay, on astsubay ve erie birlikte görevden alınmış. Amerika Biıieşik Devletleri'nde her şey "özel" ya, Irak'taki tutsaklan sorgulayan sorgu timleri de "özel". "CACI Intemational Inc." ve "Titan Corpo- ratin" adlı şirketlerin görevlileri, Iraklılan para kar- şılığı sorguluyorlar ve sorgulamalardan "verimliso- nuç" alabilmek için de işkencenin her türlüsüne başvurmaktan kaçınmıyoıiar. ABD Savunma Ba- kanlığı yetkılileri Irak'taki rezillikler ayyuka çıkınca bunlann sorumlusu olarak söz konusu özel-sivil şir- ketlerin elemanlannı gösteriyorlar. Internetten her gün benzer fotoğraflar düşüyor elektronik posta kutuma. Amenkan ordusu Irak'ta her geçen gün biraz daha batağa gömüldükçe hal- ka uyguladığı baskılann şiddeti de artıyor. Irak'tan gelen işkence fotoğraflanna baktıkça 196O'lı, 70'li yıllann Vietnam görüntüleri canlanıyor gözümde. Amerikalılann Irak'ta verdikleri ölü sayısı nisan ayı sonunda 731 'i bulmuş. ölen her asker biraz da- ha çtldırtıyor Amerikalı subaylan. Felluce kentinde- ki direnişçilerin üzerine günlerdir bomba yağdıran Amerikan uçaklan, aynı direniş başka kentlere de sıçrayıp ölü sayısı birkaç katına yükselince kentle- rin üzerine hiç çekinmeden napalm bombalan da yağdırabilirler, diye düşünüyorum. • • • Bizim kuşağımız "Batt Uygarlığı"r\\n Amerikalı, Portekizli, Belçikalı ruhunu vietnam'da, Laos'ta, Kamboçya'da; Mozambik'te, Angola'da, Kon- go'da; Sri Lanka'da, Endonezya'da; Bolivya'da, Venezüella'da, Grenada'da, Dominik Cumhuriye- ti'nde de tanıdı. Bizden önceki kuşaklar da "Batı Uygarlığı "n\r\ Fransız ruhuyla Cezayir, KongoveVi- etnam'da; Ingiliz ruhuyla Hindistan ve Kenya'da tanışmışlardı. Birkaç ömekle yetinmek istediğimiz- den Ispanyollan, Hollandalılan, Kalyanlan söz ko- nusu etmedik burada. Toplama kamplannda, get- tolarda, gaz odalannda, yollarda can veren 6 mil- yon Yahudi ile birlikte toplam 50 milyon insanın ölü- müne neden olan İkinci Dünya Savaşı ise "Batı Uy- gariığı"nın Alman ruhuydu. Gelişmiş sanayi, ileri teknoloji, bilim, sanat, felsefe, edebiyat, hukukyal- nızca bir yanıydı "Batı Uygarlığı"n\n, öbür yant ise şiddetle, işkenceyle, sömürüyle, ölümle eşanlam- lıydı. "Batı Uygarlığı"n\n sınıriannı teknoloji, bilim, sanat, felsefe değil, bu "uygaıiık" içinde yer alan toplumlann ekonomik çıkarian beliriiyordu. Altın, elmas, petrol söz konusu oldu mu Van Gogh da, Gaugin de, Goethe de, Puccini de bir yana bırakılıyor, bombalann ve askerierin en acıma- sızlanyla yoksul ülkelere saldınlıyor, halklan kıyım- dan geçiriliyor, toprakları yağmalanıyordu. "Batı Uygarlığı" da bu yağmalamanın bir ürünü değil miy- di zaten? Eğer Âsya, Afrika, Latin Amerika toprak- lan yağmalanmamış olsaydı Paris'teki, Londra'da- ki, Madrid'deki o görkemli saraylar nasıl yapılır, ya- pıtlanna hayran olduğumuz o saray ressamlan, o saray heykeltıraşları, o saray müzisyenleri nerede veririerdi ürünlerini? • • • "Batı Uygarlığı "nın güncel Amerikan tasanmını I- rak'ta aylardır ibretle izliyoruz. Bu savaşa karşı çık- tığımızda bizlere, "Bırakın Tann aşkına o emperya- lizm menperyalizm gibi demode kavramlaria dü- şünmeyi, ABD oraya demokrasi ve özgürlük götû- rüyor!" diyenler şimdi canlı insan tepeleri karşısın- da kahkahalar atan o Amerikan askerierine baktık- ça acaba ne düşünüyoriar, çok merak ediyorum. Susuyoriar. Utandıklanndan mı, yoksa utanmazlık- lanndan mı, bilemiyorum. e-posta: dkavukcuoglu» < superonline.com Faks:0212-234 68 73 1 2 3 4 5 B U L 3 1 A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Erkekte sperma bo- şaltıcı kanal- lann ameli- yatla kesil- mesi. 2/ Acı, Czüntü... Adaletle iş gören.3/Göz- kapaklanna sürülen bo- ya... Kimi harflenn üs- tüne konan yan yana iki nokta. 4/ "Seyit Ali —": Fotoğrafçı- mız... Martınm iri birtürü. 5/Balıkav- lamakta ya da yük 5 1 taşımaktakullanılan 6 | büyük kayık. 6/ Or- todokslarda tahta pano üzerine yapıl- 9 mış her türlü dinsel resme verilen ad... Bir soru sözü. II" Gönlüme teselli kendimde buldum/ ~ ile teskin ettim özümü" (Âşık Veysel)... Su taş- kını. 8/ Mercanada... Sıkı dokunmuş bir tür pa- muklu kumaş. 9/ Kannzan iltihabı. YUKARIDAN AŞAĞ1YA: 1/Sevgi bağlıhğı... Bir aracı tutmaya yarayanbö- lüm. 2/îlgi... Tanntanımaz. 3/Altın... Uluslarara- sı bankalaruı genellikle Londra'da saptadıklan kredi faiz ortalamasına verilen ad. 4/llaç... Arap abecesiyle yazılan kûfi yazının bir türii. 5/Doğu- su bağımsız birdevlet, batısı ise Endonezya'ya ait olan bir ada. 6/ Eski Türk boylannda demirci ve zanaatçı ustalanyla esnaf temsilcilerine verilen ad... Birnota. 7/Eski Yunan mimarlığındamüzik ve tiyatro gösterilennin sunulduğuyapı... Mezar. S/Temeli taklide dayanan sözsüz oyun... Kansız- lık. 9/Eski dilde yemin etme... Se^kin. (
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle