Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2004 PAZAR
14 PAZAR KONUGU
Jmpa însan Haldarı Mahkemesi 'nde Türkiye 'yi 1.12 milyon Euro tazminat ödemeye rnahkûm ettiren TitinaLoizidu 'yla konnştuk
S Ö V L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOĞLU
le\la.tavsanoglu@ cumhuriyetcom.tr
'ın R\um tarafmda referandumu izlerken bir gün Titina
^Loizidu 'ylat bir araya geldim. Girne deki müîklerine karşılık
Mazminat istemiyie Türkiye Cumhuriyeti 'ne Avrupa însan
Hakları Mahkemesi 'nde (AÎHM) dava açıp kazanan, ayrıca
da kendisine 1.12 milyon Euro tazminat ö'denen ve Türk
basınında "olay kadın " olarak adlandınlan Titina Loizidu.
Girneli Rum doktor Spiros Kharalambides 'in torunu. Titina,
evlendikten sonra kocasının soyadı olan Loizidu 'yu
benimsemiş. Titina Loizidu 'yla davaya yol açan süreci, dava
sürecini, Kıbrıs 'taki durumu konuştuk. Titina Loizidu, konu
Avrupa Konseyi 'nin gündeminden düşmüş olmasına karşın
günün birinde Girne'yeyerleşip eski büyükbaba e\inde
yaşayacağını düşlüyor. Artık nasıl olacaksa... "Girne 'de
herkes o evi Dr. Spiros 'un evi diye bilirdi" diyor. Bakalım,
zaman daha neler gösterecek....
'Girne'deki malların mülkiyeti debenim'- Aileniz hep Girneli miydi?
LOİZtDU- Ailem beş kuşak Girnelıdır. Büyük-
babam. babaın Gime'nın tanınmış kışıleriydi.
Büyükbabamın ve babamın evleri herkese açık-
tı. Ben Türklerle Rumlannarasında büyüdüm. Ama
1974"te o felaket olup (Makariosa düzenlenen
Nikos Sampson darbesı) ardından da işgal (1974
harekâtı) gelince çok zor zamanlaryaşadık. 1974
öncesi kocamla Girne'ye yerleşmiştik. Kocamın
işi denciliktir. Ben de turist rehberiydım. O dö-
nem Gırne'yle Lefkoşa arasında ulaşım çok zor-
du. Her gün yollarda üç saatınızi, belki de fazla-
sını geçirmek zorundaydınız. BM Gücü karayo-
lunu Girne Bogazı'nda kesmişti.
Baktık, olmuyor. Kocamla Lefkoşa'da bir apart-
man dairesine yerleşmeye karar verdik. Dediğim
gibi, 1974 gelince de zaten Girne'ye geri döne-
medik. Bir gün hep Girne'dekı evıme kavuşma-
nın düşüyle yaşadım.
Girne'nin benim için büyük anlamı var.
- Evet de, neden ille de Girne?
LOtZtDU - Yaşam kalıtesi nedeniyle. Bunu
söylerken maddiyattan söz etmiyorum. Girne'de
insan iletişimınin kalitesını kastediyorum. Kıb-
nslı Türkler ve Rumlar hep birlikte yaşıyorlardı.
Ben bu deneyirni yaşadım. Böyle bir yaşam ku-
rulabiliyor. Ama son 40 yıldır Kıbns'ta iki halk
çok ağır sendromlar yaşamaya başladı. Kıbnslı
Türklerin sendromu, Rumlann kendilerini yutmak
istedikleri korkusundan kaynaklanıyor. Bu kor-
kuyu güçlendirmek için doğrusu Rumlar da epey-
ce şeyler yaptılar. Öte yandan Kıbnslı Rumlann
yaşadıklan sendrom da şu: Rumlar, muazzam
Türkiye'den korkuyorlar. Çok psikolojik bir du-
rum bu. Aynca ufak ufak olaylar bırikince de ın-
sanlann güvensizlik duygulannın güçlenmesine
yol açıyor.
Türkiye korkusu
- İyi de.. Rum toplumundan o yüzden mi o ka-
daryüksek oranda "Hay ır" oyu çıktı?
LOİZİDU - Evet, Rumlar arasında ciddi kor-
ku var. Bir çözüm durumunda yaşanacak geçiş
süresi ve Türkiye'nin garantörlüğü korku yaratı-
yor.
- Özellikle Rum tarafı bir kez AB 'ye girdik-
ten sonra hiçbir şekilde korkuya yer olmadığı-
m belirtivordu. Şimdi durum neden değişti?
LOİZİDU - Bana göre, hele de AB üyeliği baş-
ladıktan sonra artık Kıbns'ta hiçbir garantör güç,
hiçbir anavatan olmamalıdır. Madem ki AB 'ye gi-
riyoruz, Kıbns'ta garantör gücün AB olması ge-
rekmiyor mu°
Ben içtenlikle Kıbns'ın. iki toplumun banş
içinde bir arada yaşamasının bir modeli olacağı-
na inanıyorum. Bir kere ınsanlann yerlerinden,
evlerinden olmalan korkusu aşılsa. iİd toplumun
ortak bir geleceğe sahip olabileceklenne güveni-
yorum.
-Peki, Rum tarafı, özellikle degençkuşak bü-
yük çoğunlukla "Hayır " oyu vererek adanın iki-
ye bölünmek istediğinin mesajını vermedi mi?
LOİZtDU - Genç kuşak bir takım değerlere
önem vermiyor. Ama bölünmüşlük orta yaşlı ku-
şağı hem ruhen, hem de bedenen ikıye böler.
- Bana söyler misiniz. Türkiye 'ye o davayı
açarken nasıl bir duygu içindeydiniz?
LOİZİDU - O tazminat davasını Türidye'ye
karşı öç ahnak amacıyla açmadım. Amacım in-
sani hakkımı ve mülk hakkımı aramaktı. Bunun
da anlamı sadece bir tek yerde yaşamak istiyor
olmamdı.
Kadınlar Evlerine Yürüyor1
-Bildiğim kadanyla sizl989 'da mahkemeye
başvurdunuz. Bu davayı, Türkiye 'nin Kıbns 'a
yaptığı askeri çıkarmadan neden tam 15 yıl
sonra, yani 1989 'da açtınız? Bu davayı açmak
fikri sizde nasıl oluştu?
LOİZİDU - Bir kere ben, 1989 yılına kadar ya-
sal olarak haklanmı arayabileceğimi bılmiyor-
dum. Bu birinci unsur Ikinci olarak da, 1975 yı-
lında Kıbns'ta
u
Kadınlar Evlerine Yürüyor" ad-
lı banşçı bir kadın yürüyüşü düzenlenmişti.
O da şöyle ortaya çıkrnıştı:
Bir grup kadın aramızda konuşuyor ve birlik-
te kahve içip dertleşmekten başka bir şey yapma-
dığımızı tartışıyorduk. Derken, "Burada otura-
cak yerde evierimize doğru yüriiyüşe geçefim"
düşüncesi ortaya çıktı. Bunu yapmaya hakkımız
vardı. Çok iyi örgütlenmiş bir yürüyüşle. bız ka-
dınlann evlerimize dönemediğimizi, adanın ye-
niden birleşmesini, evlerimize banş içinde dön-
mek istediğimizi bütün dünyaya gösterebilırdik.
Böylece yürüyüş başladı. Her birimizın elinde
beyaz bir bayrak vardı.
Bu türden dört yürüyüş yaptık. Dediğim gibi
1975'te başladık. Ikincisini 1980'de, üçüncüsü-
nü 1988'de, dördüncüsünü de 1989'da yaptık.
- 1989'dakinde içinizden bazı kadınlar gö-
zaltına almmamış mıydı?
LOİZtDU - Evet. Ama bundan sadece Türk as-
kerleri sorumlu değildi. Kıbns Türk polisi de biz-
leri gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar içinde ben
de vardım. O zamana kadar mülklerimle ilgili
hakkımı arayan bir dava açabileceğimi bilmıyor-
dum. Öğrenir öğrenmez hemen davayı açtım.
- Bakın, sizin davanın Aralık 'ta sonuçlan-
PORTRE / TİTİNA LOİZİDU
irneli Rum bir ailenin kızL
Ortaöğrenimini Kıbns 'ta 1968'de
tamamladıkîan sonra Ingiltere'yegitti
Orada üniversiteyi bitirdl Kıbns 'a
1974 öncesi geri döner dönmez serbest turist
rehberi olarak çahşmaya başladı. Bu arada
evlendL Aile Girne'yeyerleşti, Bir oğlu, bir
kızı oldu. Hâlâ turist rehberliğiyapıyor.
masmdan birkaç ay ö'nce Kuzey Kıbns 'tan ba-
zı haberleryayüdu Bu haberler, KuzeyKıbns 'm
öndegelen işadamlanndan Ramadan Cemil'in
kızı Işın Ramadan 'la ilgili. Bu haberlere göre
mülklerinizi geri almak istediğiniz kişi olan
Işın Ramadan 'ın, size ateşpüskürdüğü, baba-
sı ve sizin babanızın 1974 harekâtından hemen
sonra Girne 'deki Dome Otel 'de buluşup koçan
(Kıbns Türkçesinde tapu) değiş tokuşu yaptı-
ğını, babanızın Girne'deki tapulanna karşılık
Ramadan Cemil'in Limasol'daki mülklerinin
tapusunu verdiğini söylediği belirtiliyordu. Hat-
ta Işın Ramadan 'm, "Bütün bunları bildiği hal-
de bu davayı açıpparalan alan Titina benimyü-
züme nasıl bakacak? " yollu sö'zler de sarfetti-
ği söylenenler arasında. Bunun doğruluk de-
recesi nedir? Gerçekten babalannız koçan (ta-
pu) değiş tokuşu yaptı mı?
LOİZİDU - Işın Ramadan'ı tabii ki tanıyorum.
Ama babalanmızın koçan (Rumlar da tapuya ko-
çan diyor) değiş tokuşu yapması gibi bir şey ke-
sinlikle olmadı. Bu doğru değil. Bakın, size hi-
kâyenin doğrusunu anlatayım.
Babam Gırne'nin beledıye başkan yardımcısı
bırdoktordu. Harekâtta Girne'den kaçmadı. Son-
radan da Dome Otel'de mahsur kaldı.
Babam ve ikinci kansı harekâttan iki yıl kadar
önce Girne"de bir ev yaptırmıştı. Şu anda Işın
Hanım o evde oturuyor. Babam Girne"yı terk et-
mek zorundaydı. Ya terk edecek ya da tutuklana-
caktı. O sırada Ramadan Cemil'le de buluşmuş
ve "Artık ben Girne'dengidiyorunır demişti. Ra-
madan Cemil de babam gittikten sonra eve bak-
mayı teklif etmişti. Yani ortada öyle koçan değiş
tokuşu filan diye bir şey yok. Zaten ev annemin,
yani babamın ikinci eşinin üzerine olduğuna gö-
re babam onun koçanını nasıl Ramadan Cemil"e
verebilirdi?
- İyi de babanız annenizden gizli olarak ko-
çan değiş tokuşu yapmış olamaz mıydı?
LOİZİDU - Yapamazdı. Babamlar Girne "den
aynlır aynlmaz Ramadan Cemil'in ailesi eve yer-
leşti. Işın'a müteşekkirim. Çünkü evimize an-
nemle babam kadar iyi bakıyor. Sağ olsun.
saygı kanıtlanmıştı
-AmaIşın Ramadan, "Bunca olaydan sonra
acaba Titina benim yüzüme nasıl bakacak" di-
yormuş...
LOİZİDU- Hiç sanmam, böyle söylediğini. Söy-
lentidir. Bir kere Ramadan ailesi annemle baba-
ma karşı son derece saygılı insanlardı. Evimize
çok iyi bakarak da bu saygıyı kanıtlamışlardır, za-
ten.
- Avukatımz Achilleas Demetnades 'ten öğ-
rendiğim kadanyla Girne 'de çok büyük bir ara-
Zİniz varmış...
LOİZİDU - Ben, 1974 öncesi edındığım ara-
ziler için tazminat davası açtım. Evet, benim Gir-
ne'de çok malım ve arazim var. Örneğin. büyü-
düğüm bir başka aıle e\i daha var. Bu ev benim
için iki toplumun ortak yaşamlannın simgesi.
Benim babam da, büyükbabam da Kıbnslı
Türklere bakmışlardır; onlan tedavi etmişlerdir.
Büyükbabam çok iyi Türkçe de konuşurdu.
- Peki, ya babanız?
LOİZİDU - O da Türkçe bilirdi, ama büyük-
babam gibi mükemmel Türkçe konuşamazdı.
Arada bir teklerdi. Ben ise sadece birkaç kelime
biliyorum. Onlan da zaten çok kötü telafruz edi-
yorum. Çünkü ben adanın bölündüğünü yaşayan
kuşaktanım. Şimdilerde Türkçe öğrenmeye ka-
rar verdim. Bir ses alma aygıtı aldım. Sık sık
Türkçe kayıtlar dinliyorum. Ama bu yaşta, üste-
lik Türkçe gibi zor bir dilı öğrenmek bayağı zor
bir iş. Birbirimizin dilini öğrenmek bence çok
önemli. Ancak bu yolla birbirimizin gelenekle-
rini, göreneklerini öğrenip aramızda iletişim ku-
rabilinz.
'Hayır* oyu güvenlik için Amacım Girne
y
yeyerleşmek
- Şimdi sizin tarafta çoğunluk "Hayır",
Türk tarafinda da çoğunluk "Evet" oylan var.
Referandum sonucu Kıbns 'ta yeni bir çö-
züm olasılıklanm nasıl etkiler? Bundan son-
ra mal mülk açısından ne olur? Geçen gün
duydum ki Magosa Mültecileri Derneği üye-
leri "Havır " oyu üzerine bir daha mülkleri-
ne kavuşamama kaygısı içinde Rum Yöne-
timi'nedava açmaya hazırlanıyorlarmış. Siz
de hükümetinize böyle bir dava açma dü-
şüncesinde misiniz?
LOİZİDU - Hükümete açılan davalar konu-
sunda hiçbir fikrim yok. Ben kendimi hâlâ re-
ferandum sonucunun etkilerinden kurtarmaya
çalışıyorum. Referandum sonucunun Kıbns'ta
yeni bir çözüme etkilerine gelince... Kıbnslı
Rumlar "Hayır" oyunu kendi güvenlikleri için
verdiler. Çünkü tehdide maruzkaldıklan duy-
gusu içindeydiler Ama insanlar geçiş dönemi-
nin kısa ve güvenlikli olacağı ve insan hakla-
nna sonuna kadar saygı gösterileceği güven-
cesini alırlarsa insanlann bu kez "Evet* oyu
^ _. _ _____
vereceklerine inanıyorum. Günün binnde Kıb-
ns'ın birleşmesini sabırsızlıkla bekleyen bir
kişiyim.
- Peki, bu birleşmeden ne bekliyorsunuz?
LOİZİDU - Bir kere insanlar bir arada ya-
şamak için karşıhklı olarak korkulan ve çekin-
celerinden annmahdırlar. Günlük yaşantımız-
da da iki toplum olarak karşılıkh birbirimize
saygılı ve anlayışh davTanmalıyız. Yaşam ka-
litesi, derken ben bunu kastediyorum, zaten.
"Hayır" oyunun, aynca da benim durumumun
ve açtığım davanın bir tehdit olarak algılanma-
ması gerekiyor. Benim olayım hem Kıbnslı
Türkler, hem de Kıbnslı Rumlar için bir insan
hakkı örneğidir. Ben bunu böyle algılıyorum.
Biliyorsunuz, Kıbnslı Türklerin Güney Kıb-
ns'ta epeyce mah-mülkü var.
- Bu "Havır " oyuyla o mallar ne olacak?
LOİZİDU - Hiç bilmiyorum. Yakında bir
gelişme olmasını umuyorum. Çünkü bu durum
artık böyle gitmez. îki tarafın da hepımiz için
"Evet" oyu vermesi lazımdı.
- Peki, gelelim yine sizin davaya. Başka
davalar da açtınız mı?
LOİZİDU - Hayır. ama bu dava da bitmedi.
tabii kı. İş şimdi mahkeme karannın hayata ge-
çirilmesi, yani uygulanmasına kaldı. Açık bir
deyışle de malımı kullanma hakkımın uygu-
lanmasına...
-Ama size epeyce birpara ödendL Buyet-
medi mi?
LOİZİDU - Bana ödenen para malımı yıl-
larca kullanma hakkından mahrum kaldığım
için ödenen tazminat. Birçeşit 1990'danbuya-
na tahakkuk eden kira parası. Çünkü Türkiye
mahkemenin hukuksal geçerliğini 1990'da ka-
bul etti. Tazminat tutan o tarihten itıbaren ge-
çerlılik kazandı.
- Peki, o parayla ne yapacaksınız? Ya da
parayı biryerlereyatırdınız mı?
LOİZİDU - Hayır, henüz bir şey yapmadım.
Kafamdaki fikir Girne de bir şey inşa etmek.
înşa etmek, derken şöyle bir şey planlıyorum:
Bu parayı Girne'de insanlan bir araya getıre-
cek bir projeye yahrmak, aynca da geçmiş ve
gelecek arasında köprü olmak istiyorum.
- Yani insani yardımlar için yatırım mı
yapacaksınız?
LOİZİDU - Hayır. öyle değil. Köprü, söz-
cüğünü de mecazi anlamda kullandım. zaten.
Amacım Girne'ye yerleşmek ve halkla kay-
naşmak. O yönde hiçbir sorunum yok. Bakın,
ben Girne'nin geçmişini üzerimde taşıyorum.
Dolayısıyla bugünle yüzleşmeye hazınm.
Amacım, geçmişi unutturup gelecekle birle-
şecek bir oluşum inşa etmek. Aynca büyük-
babamın evini ve aileme ait öbür mülkleri
restore ettireceğim. Bu işi de restoratör ve
korumacı mımar olan kızım Eleni'ye yaptı-
racağım. Büyükbabamın evi ailemin Girne'de-
ki 150 yıllık varhğının, Kıbnslı Türkler ve
Rumlann bir zamanlar bir arada sürdürdük-
leri yaşamlannın simgesi. Çünkü o ev bir dok-
torun herkese açık olan eviydi. Bakışınızdan,
yanlış anlamıyorsam beni çok hayalperest bu-
luyorsunuz, galiba.
'Avrupa için
model
olusturabiliriz
- Yok, hayalperest değil, ama birazfazla
idealist değil misiniz?
LOİZİDU - Haklı olabilirsiniz. ama bu
doğrultuda düşünmemiş olsaydım o davayı
da öylesine ısrarla takip edemezdim.
Bakın, Avrupa olasılığı ve bu davanın
sonuçlanması A%Tupa sisteminin etkisiyle
olmuştur. Bu sıstem 15 yıldır çalışıyor.
Üstelik de insanlann, bireylerin insan
hakkım koruyor. Pek çok düzlemde pek çok
başannın kazanılmasını sağladı.
A\Tupa'nın bir parçası olmak hem Kıbnslı
Türkler, hem de Kıbnslı Rumlann ortak
geleceklerini garanti altına alacaktır. Bu
gelecek, aynı zamanda demokrasinin
sağlamlaşmasını \e insan haklannın yerli
yerine oturtulmasının temellerinı atacaktır.
Başlangıçta da söylediğim gibi Kıbns'ta
yaşayan bu iki halk, yani bizler, gelecekte
iki halkın banş içinde bir arada
yaşamalannın örneğini vererek Avrupa için
bir model olusturabiliriz. Böylece iki
toplum da kendini güven içinde
hissedecektir. Bence bu da temel önemi
olan konudur.
Ben iyimser ve olumlu düşünen bir
insamm. Aynca da şuna inanıyorum:
Referandum sonucu olan bizim tarafta
"Ha>ır" ve Türk tarafinda "Evet" oylanrun
bizim için kesinlıkle tehdit unsurlan
yaratmaması gerekir. Böylece de insanlar
kendilerini daha güven içinde hissederler.
- Yani, Güney'den çıkan "Havır", Rum
halkının güvensizlik duygulanndan mı
kaynaklanıyor?
LOİZİDU - Aynen öyle.
- Girne 'de yapmayı planladıklarınız
dışında bundan sonra yaşamınıza nasıl
biryön vereceksiniz?
LOİZİDU - Ben tunst rehberiyim. Aktif
olarak bu işi yapıyorum. Aynca da kültür
turizmi programlan düzenliyorum. Kıbns
Turizm Örgütü'yle parça başı çalışıyorum.
Aynca Dünya Turist Rehberleri
Federasyonu Başkanı'yla altı yıl birlikte
çahştım. Tunst rehberi yetiştiricisiyim.
Gördüğünüz gibi bayağı hızlı bir çalışma
tempom var. Yani tembellik edip evimde
oturacak halim yok.
'Türkiye slsteme uydu*
- Sizin Türkiye aleyhinde böyle bir dava
açmış olmanız kamuoyunda ciddi bir öfke
yaratmıştu Siz böyle bir karar alırken hiç
pişmanlıkya da üzüntü duymadımz mı?
LOİZİDU - Açtığım dava haberinin Türk
basını ve medyasında büyük ilgi
uyandırdığını duymuştum. Ama haberlerini
okuyamadım. Aynca şunu söyleyeyim:
Mallanmı kullanma hakkından beni kim
mahrum ederse aynı yolu seçer, dava
açanm. Bu ABD ya da başka bir ülke
oknuş: hiç fark ermez. Hiçbir üzüntü ve
pişmanlık da duymuyorum, doğrusu.
Benim hedefim Türkiye değil ki...
Türkiye'yle alıp veremediğim hiçbir şey de
yok. Amacım öç almak da değil, zaten.
Sadece malımı kullanma hakkıma saygı
gösterilmesini istiyorum. Bunun en saygın
ve banşçı davTamşı mahkemeye gitmek ve
yasal yollardan hakkırru aramaktı. Ben de
öyle yaptım, zaten.
- Türkiye size tazminat ödemeyi
reddettiğinde ne hissettiniz?
LOİZİDU - Tazminatın ödenmesinin bir
zaman meselesı olduğunu bıliyordum.
Bunun ödenmemesi diye bir şey söz
konusu olamazdı. Sonunda Türkiye karara
uydu, çünkü insan haklan sıstemi yerli
yerine oturmuştu, artık.
Türkiye'nin. üyesi oknayı amaçladığı AB
sistemıni kabul etmekten başka seçeneği
yoktu . Zaten de zamanı geldiğinde
sistemin karanna uydu. Aym sistem
Türkiye'nin AB üyesi olmasına yardımcı
olacaktır.
- Siz Türkiye 'den korkuyor musunuz?
LOİZİDU - Sizin kastettığıniz anlamda
değil. Ama konuşmamızın başında da
söylediğim gibi anavatanlarımız bızı rahat
bırakırlarsa bu. biz iki Kıbns toplumu için
en ideal çözüm olacaktır.
Hiç kimsenin işlerimize müdahale etmesine
gerek yok. Biz Kıbnslı Türkler ve Rumlar
sorunlanmızı kendi başımıza halletmesini
çok iyi biliriz. Bunu yapacak olgunluktayız.