Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Bakanlar Kurulu, yerel yönetimleri su, atık su ve katı atıkprojelerinin yürütüldüğü birliklere zorla katacak
Belediyelere özgürlükyok
Hükümetin hazırladığı Yerel
Yönetim Birlikleri
Tasansı'na göre birliklere zorla
katılacak olan belediyeler
ödemelerini yapmazlarsa
Bakanlar Kurulu, genel
bütçeden aldıklan vergi payını
bu birliklere aktaracak.
Uzmanlar 'çokuluslu şirketlerin
işine yarayacak' tasanyı
'antidemokratik, anayasaya
aykın' olarak değerlendiriyorlar.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
AKP hükümeti, yerel yönetimler için
"daha fazla özgürlük" sloganından
vazgeçiyor. Hükümetin Meclis'e yol-
ladığı yasa tasansına göre oluşturula-
cak yerel yönetim birliklerinin su, atık
su, katı atık ve benzeri projelere Ba-
kanlar Kurulu karanyla "zorla kaül-
nuüan" sağlanacak.
Yerel yönetımlerin bu projelerden
çıkmalan da Bakanlar Kurulu karan-
na bağlanırken bu birliklere ödeme
yapmayan yerel yönetimlerin, bütçe-
den aldıklan vergi paylan da kesile-
cek. Uzmanlar, AKP hukümetinin, Ye-
rel Yönetimler Yasasf yla belediyele-
re taahhüt ettiği "özgürlükleri", Ma-
halli Yönetim Birlikleri düzenlemesiy-
le geri almış olacağına dikkat çektiler.
İ l l e r B a n k a s ı ' n ı n s e r m a y e s i a r t t ı r ı l ı y o r
Altyapıprojeleri üretilecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
hükümeti, Iller Bankası'nın sermayesini 900
trilyon liradan 15 katrilyon liraya
çıkanlmasına olanak tanıyacak yasa
tasansuıı Meclis'e gönderdi. Tasannın
hükümetin uzun süredir üstünde çalıştığı lller
Bankası'nın yeniden yapılandınlmasının bir parçası
olduğu belirtiliyor. Belediyelerin KİT'lerle olan
alacak-vereceklerinin mahsuplaşmasına da imkân
tanımak üzere bir çalışma yürüten hükümet, yerel
seçimlerden sonra arttırdığı îller Bankası
sermayesiyle, çoğunluğu kendine ait olan
belediyelerin altyapılanna yönelik projeler
üretecek. Tasanyla ilk etapta lller Bankası'nın
sermayesi 2.1 katrilyon lira arthnlarak 3
katrilyon liraya çıkanlacak. Tasan Bakanlar
Kurulu'na sermayeyi bu miktann 5 katına
kadar çıkarma yetkisi de veriyor. Tasannın genel
gerekçesinde ise bankanın 31 Mart 2004 itibanyla
ödenmiş olan 838.5 trilyon liralık sermayesinin
geriye kalan kısmının "2004 Mayıs ayı içinde tahsil
edileceği tahmin edümektedir" ibaresi de yer alıyor.
Meclis'e önceki gün gönderilen
"Mahalli tdare Birlikleri Yasa Tasan-
a" birden fazla yerel yönetimin, yü-
rütmekle görevli olduklan bazı hizmet-
leri yaptırmak üzere yerel yönetim
birlikleri oluşturmalarını düzenlıyor.
Tasanyla önceden ayn ayn Belediye-
ler Yasası, ll Özel Idareleri Yasası ve
Köy Yasası'nda düzenlenen birlikJer
tek bir yasa altında toplanacak.
Pemokratlk esaslara sığmaz
Doğu Akdeniz Üniversitesi öğre-
tım üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş ben-
EĞİTİMCİLERDEN KATSAYITEPKİSİ:
Genel lise
mezunları
mağdur edilir
FIRAT KOZOK
ANKARA - Hüküme-
tin, YÖK Yasa Tasansı'nı
imam hatip liselilerin
önündeki katsayı engelini
kaldıracak şekilde hazır-
laması ve haziran ayında
yapılacak ÖSS'ye yetiş-
tirme planı eğitim çevre-
lerinin büyük tepkisiyle
karşılaştı. Eğı-
tim-Sen Genel
Başkanı Alaad-
din Dinçer.
"Bu, imam ha-
tip Bselerini ye-
niden cazip ha-
le getirmenin
adnmdn*" der-
ken Anadolu
Üniversitesi
Rektörü Prof.
Engin Ataç,
üniversiteye gi-
rişte meslek li-
selerinin zaten
ciddi avantajla-
nnın olduğunu
söyledi. Ataç,
J^ğitün-Sen
M^ Başkanı
Dinçer,
"Hükümetin
amacı imam
hatipleriyine
cazip hale
getirmek" dedi
farklı katsayı uygulaması-
nı kaldıran hükümleri ek-
leyen hükümet, eğitim ca-
miasından yükselen tepkı-
leri de görmezden geliyor.
Milli Eğitim Bakanı Hü-
seynÇdfc. clün TBMM'de
yaptığı açıklamada, yeni
düzenlemelerin ÖSS'ye
yetişmemesi için bir neden
olmadığını söylerken
imam hatipleri
"70 müyon in-
san 70 bin
imam hatipli-
denniyekorka-
cak" diye sa-
vundu.
Eğitim-Sen
Başkanı DinçeT
isegerçekama-
cın demokra-
tikleşme olma-
dığını söyledi.
Hükümetin
imamhatiplere
uygulanan söz-
dehaksızlığıgi-
derme adına
birçok haksız-
"Mesleklisesindekiöğren-
cfleresağJanınışoJanavan-
tajlann yanınabir de böy-
le bir avantaj sağlanırsa
genel bselerde okuyan öğ-
rencflerin üniversiteye gi-
rişi daha zoriaşır" dedi.
Hükümet tepklleri
pörmezden gellyor
Hükümet, imam hatip
mezunlannın istedikleri
üniversiteye girebilmele-
ri için YÖK Yasası'nı ha-
ziran ayına kadar çıkar-
mayı planlıyor. Taslağa
lık yapacağını belirten
Dinçer. "Düz liselerden
mezun olanlann yükse-
köğretimegirişjyüzde5tir.
Ama imam hariplerle ilgi-
Btarüşmalar birtürlü gün-
demden düşürülmüyor"
diye konuştu.
Ankara Üniversitesi
Rektörü Prof. NusretAras,
düzenlemenin dünyada
uygulanan bir sistem ol-
madığını belirterek çağ-
daş bir yasada bu gibi dü-
zenlemelerin yeri olmadı-
ğmı kaydetti.
zer hükümlenn ANAP döneminde de
getinlmek istendiğini hatırlatarak şun-
lan söyledi: "Hiçbir yerel yönetimi
bir biıîiğe üye ounak için zorlamak
demokratik esaslara sığmaz. Bir bir-
Bğin ödentisini ödemedi diye kesinti
yapılması da antidemokratik. Bunu
Anayasa Mahkemesi de bozabiHr. Ya-
saıun gerekçesinde aufta bulunulan
Avrupa Yerel Yönetimler ÖzerkBk
Şartı'nda da zorunhı birlik yoktur,
özendirümesi vanhr."
Ankara Üniv ersitesı Siyasal Bılgi-
ler Fakükesinden Prof. Dr. Birgül Ay-
man Güler de söz konusu düzenle-
melerin "çokuluslu şirkederin işleri-
nin önünü açmak için yapıldığuu"
söyledi.
Şirketlerln önü açılıyor
Güler çokuluslu şirketlerin çöp su
ve kanalizasyon alannıda yapmak, is-
tedikleri işleri tek tek yerel yönetim-
leri ikna ederek yapmalannuı zor ol-
duğunu belirterek "Trabzon Dan-
ca'dan Rize Gündoğdu'ya kadar kryı
betedheterini içeren Trabzon Rize Aük
BertarafRzibüite Projesf nde Trabzon
Rize tBeri Kaö Ank BnUği (TRABRİ-
KAT). bir köyü ikna edememişti. Dün-
ya Bankasıda dahil her türlü finans-
man hazırken, o köy yüzünden iş yü-
rümemiştT diye konuştu.
Tasanyla yapılacak yerel yönetim
birliklerine yönelik düzenlemeler şöy-
le olacak:
• Birlikler Bakanlar Kurulu'nun
izni ile kurulacak ve tüzelkişilik ka-
zanacak. Kuruhnuş bir birliğe üyelik,
üye olmak isteyen yerel yönetim mec-
lisinin karan ve birlik meclisınin ka-
bulü üzerine olacak. Önceden bırlik-
lere katılım, yerel yönetim meclisle-
rinin oybirliğiyle oluyordu. Şimdi ka-
rann oybirliğiyle çıkması şartı aran-
mıyor.
• Birlik meclısı borçlanmaya, ta-
şuımaz mal alımına, taşımına ve ta-
kasına, 10 milyar liraya kadar birlik
alacaklannın "sulhen halKne", birlik
yatınmlanmn yap-işlet ve yap-işlet-
devTet modeli ile yapıhnasına karar
verecek.
• ll özel idaresı bütçe gelirlerinin
yüzde 10'una kadar olan kısmı köy
birliklerinin sunacağı yatuım planı,
yıllık çalışma programı ve uygulama
projelenne göre köy birliklerine ak-
tanlacak. Bu oran sadece Istanbul
ıçın buıde 5 olarak uygulanacak. Böy-
lece Istanbul'un köylerine bir deza-
vantaj yaratılıyor.
Baykal, grup toplantısmda muhalifleri, "Kinı ne söyleyecekse yüzüme söylesin" diyerek uyardı. (AA)
'Tanınma talebi unutulmasın' diyen BaykaVdan Erdoğan
f
a çağrı:
KKTCiçindünyayıdolaşalımANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal, "Türkiye'nin
eziklik duygusuna ka-
pümadan, KKTC'nin
tanmmasıtalebininar-
kasında sapasağlam
durması gerektiğini"
söyledi. Baykal, Baş-
bakan Recep Tayyip
Erdoğan a da, "Çıkı-
nız ülke ülke dolaşıp
KKTC'nin tanınma-
sını talep ediniz. Ben,
DEDİKODUYLA MUHALEFET OLMAZ*
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP lideri Deniz
Baykal, grubun basma kapalı böİümünde yaptığı ko-
nuşmada, parti içi muhalefeti "Sevryeü muhakfet ya-
pm* diye uyardı. Baykal, Hürriyet gazetesinde Fatih
Altayh'nın köşesinde yer alan ve CHP'li bir milletve-
kilinin söyledığı belirtilen "Baykal iktidar ounak iste-
miyor. Yüzünde tek bir kınşık bile yok. Erdoğan'a ba-
km, bir yd içinde yüzünde kınşıkhklar ohıştu* içerikli
sözlere tepki gösterdi. Edinilen bilgiye göre Baykal
şöyle konuştu: "Kınşık, buruşuk dherek, dedikodu
ile muhakfet yapıhnaz. CHP miDetvekiniği ciddi iştir.
Kim ne söyİemek istiyorsa yüzüme söylesin.''
yanınızda dünyayı kö-
şebucakdoiaşmaya hazmm. Tanmmatalebinin unu-
tuhnasmdan kajgılıyım" dedi.
Deniz Baykal, grup toplantısmda yaptığı konuş-
mada Annan Planı'nın yürürlüğe konamaması üze-
rine ortaya çıkan firsatm i>a değerlendirilmesini is-
tedi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "1974'teki
tabkmı uhıslararasımeşnmetekavuşturmakiçin ta-
lepte buhınubnah. Doğrudan tanınma istenmeBdir.
Baü'ya gidikcekse Ba-
ö'ya, .\zerbaycan'a gi-
diİecekse .\zerbay-
can' a. nereye gkühnesi
gerekhvrsagidelim. Bu
ortamı değerlendire-
lim. Kaygun; tanıma-
nın unurulnıası. pata-
tes, narenciyedeanıbar-
go kalksm gibi noktala-
ra gelinmesi"
Hükümetin sonucu
"başan sağladık" gi-
bi sunmaması gerek-
tiğıni de vurgulayan
CHP Genel Başkanı
Baykal, "ÖnceLozan'atakmışüBaşbakan, sonra,
son 50 yüın en büyük diplomatik başansı, demeye
başladı. 1 Mart tezkeresinin çıkmamasmda hükü-
met ne kadar başanlıysa, 7 Ekim'de ne kadar ba-
şanhysa, bu sonucun ahnmasmda da o kadar ba-
şanh" dedi. Baykal. "dışpolitikadakazalaryapan
hükümetin bu kazalan tekrarlayarak arük sakar
bir hükümete dönüştüğünü" sözlerine ekledi.
YÖK RAPORU:
imam
hatibe
talep arttı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yükseköğretim
Kurulu (YÖK), üniversi-
teye girişte genel lise ve
meslek lisesi mezunlan-
na farklı katsayı uygulan-
masının yalnızca imam
hatip liselerindeki öğren-
ci sayısmda azalmaya yol
açtığını bildirdi. Kurul,
son dönemde katsayılann
değiştirileceği yönündeki
söylemler üzerine imam
hatiplere olan talebin
tekrar arttığına dikkat
çekti. YÖK tarafindan,
üniversiteye giriş suıa-
vında genel liseler ile
meslek liselerine farklı
katsayı uygulanmasına
ilişkin hazırlanan rapor-
da, "farkh katsayı uygu-
lamasuun genel olarak
meslek liselerini etldle-
mediği. imam hatip lise-
lerindeki öğrenci savısın-
da ise gerikmeye neden
olduğu" kaydedildı.
Yüzde 55 arttı
Katsayılann tekrar de-
ğiştirileceği söylemleri-
nin yayıbnası karşısında,
imam hatip liselerine ge-
len öğrenci sayısında
son dönemde yeniden
artış olmaya başladığı
belirtilen raporda.
"2003-2004 eghım-öğre-
tim >ıhnda, imam hatip
liselerindeki toplam öğ-
renci sayısı yüzde 35'Bk
artışla 64 bin 534'ten
97 bin 489'a ulaşmışür.
Diğer meslek Hselerinde
ise bu oranda arbşlar ol-
manuşür" denildi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Istanbul'un Pendik ilçesi sınırlan
içindeki Güzelyalı'da yapılması plan-
lanan Ro-Ro limanı üzerine bu köşe-
de yazılar yazıp soaılar sorduk. Bu-
radayapılması düşünülen limana çev-
re halkının gösterdiğı tepkileri aktar-
dık. Arkadaşımız Aykut Küçükkaya,
burada yasalara uygun olmayan ge-
lişmeleri anlatan çeşitli haberieryap-
t. Kimseden ses çıkmadı. Yalnızca yö-
re halkı tepkilerini dile getiriyordu.
Ro-Ro'culann ise sesi çıkmıyordu.
Geçenlerde "UND Ro-Ro üyesi
yaşlı birdenizci" imzalı bir mektup al-
dım. Adını vermeyen bu yaşlı deniz-
ci, kendi anlattığınagöre düne kadar
burada liman yapımını gerçekleştir-
meye çalışanların içindeydi. Hatta
benim yazılarımı okuyup bana öfke-
lendiklerini ve benim hakkımda "da-
ha ileri" şeyler düşündüklerini de yaz-
mış.
Bu mektuptan bazı bölümleri ak-
tarmadan önce arkadaşımız Aykut
Küçükkaya ile konuşup Güzelyalı'da-
ki son durumu ve gelişmeleri öğren-
Pendik Ro-Ro Limanmdan
dim. Işte Aykut'un anlattıkları: "Gü-
zelyalı 'da çok büyük bir şirket (UND
Ro-Ro AŞ) denizi dolduruyor, bazı
mahalle sakinleri ise buna karşı çıkı-
yoriardı... Bu konudayaklaşık3-4 ay
boyunca resmi belgelere ulaşmaya
çalıştım... Ve en sonunda 4-5 belge-
ye ulasınca konuyia ilgili ilk habehyap-
tım... Gazetem, habere 22 Aralık
2003 tarihinde 'Denizi bile kiraladı-
lar' başlığıyla birinci sayfadan geniş
şekilde yer verdi. Haberimin özü kı-
saca şuydu:
Bu bölgede deniz parselizasyon
işlemi yapılmamış, bakanlıkça onay-
lanan dolgu planı olmadan doldurul-
muş. Başbakanlık'a bağlı Denizcilik
Müsteşaıiığı'nın konuyla ilgili belge-
sinde aynen; 'Resmi kayıtlarda gö-
zükmeyen dolgu alan' ifadesiyeralı-
yordu. Ancak daha da ilginci devle-
tin resmi kayıtlannda gözükmeyen
bu alanın Maliye Bakanlığı tarafindan
Hazine arazisi olarak gösterilerek
anonim bir şirkete 10 yıllığına kira-
lanmasıydı. Daha sonra ise hükü-
metin bu şekilde yapılacak kaçak
dolgulara yasal kılıf hazıhamak için
yasa tasansı hazırladığını ve tasan-
nın TBMM'ye gönderildiğini yazdım."
Aykut Küçükkaya bunları yazmış-
tı da ne olmuştu: "Konuyla ilgili ne
Başbakanlık, ne Maliye Bakanlığı, ne
Valilik, ne de Büyükşehir Belediye
Başkanlığı olumlu-olumsuz biraçık-
lama yaptı. Şaşırdım. Herkes sus-
pus olmuştu. Şirketin en yetkili ismi
beni bizzat aradı. Olayı Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan 'ın da bildi-
ğini ve desteklediğini söyledi. Ben de
bunu gazetemde yazdım. Sanki is-
tanbul'un orta yehnde böyle birolay
hiç yaşanmamış gibiydi. Bu konuy-
la ilgili en yetkili kurumlann raporia-
n yok sayıldı. Beni bu konuda tek
sevindiren olay gazetemin bu ha-
berieri duyahıkla değerlendirmesiy-
di."
Tıpkı Aykut'un haberlerine olduğu
gibi benim yazılanma da bircevap ve-
ren çıkmamıştı. Aykut'u şirketin en yet-
kilisi aramıştı, beni en küçük bir yet-
kili bile aramamıştı. Peki bu arada
neler olmuştu? Işte yaşlı denizcinin
anlattıklannın kısa özeti: "Sayın Oral
Çalışlar, önceleri sizin Güzelyalı'da-
ki Ro-Ro limanı ile ilgili yazılannız çı-
kınca toplanır ve size çok kızardık.
Hatta daha ileri bile giderdik. Fakat
son yaptığımız toplantıdan sonra da-
yanamadım ve toplantı tutanağını si-
ze göndermeye karar verdim.
Toplantı tutanağı daha sonra Saf-
fet Bey tarafindan alınarak ortadan
kaldınldı. Ben Saffet Ulusoy ile bel-
ki de 20 yıla yakındır çok samimiyim.
Son Ro-Ro limanı inşaatında da be-
raber çalıştık. Ama son yaptığımız
genel kurulda çok kötü işler olduğu-
nu fark ettim. liman inşaatının hiç-
bir şekilde resmi olmadığını anla-
dım." 'Yaşlı denizci' imzalı mektup-
ta Ali Mirrrt Gürtuna'ya ilişkin iddi-
alar da yer alıyor: "Gürtuna, buraya
liman yapılsın diye değişiklikler yap-
tı. Fakat yapılan değişikliğe uyulma-
dığı için onu mahkemeye verdiler.
Konu mahkemede. Mimariar Odası
plan değişikliğine itiraz etti. Ne ÇED
raporiarı ne de inşaat ruhsatlan var."
'Yaşlı denizci' uzun uzun toplantı
tutanaâını da aktarmış. Burada yer kal-
madı. îiginç olduğu için benimle ilgi-
li birkaç cümleyi aktarmakla yetine-
ceğim: "...bir de Cumhuriyet gaze-
tesinde eski tüfek bir solcu var. In-
celemeden yazı yazıyor. Inceledikten
sonra yazsa fazla yalan olmayacak,
ama herhafta basında yeniyenıaçık-
lama yapacak..."
Güzelyalı'da olan bitenler hâlâ ay-
dınlanmış değil. Saffet Ulusoy, Ali
Müfit Gürtuna ve Başbakan Tayyip Er-
doğan'ın bir şeyler söylemesi gerek-
miyor mu?
G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R
ERGİN YILDIZOĞLU
İmparatopluk Sanatı-ll
Pazartesi yazımda, Sun Tzu'nun Savaş Sana-
tı'nı anımsayarak, bir imparatorluk projesinin ba-
şarılı olabilmesi için zaaflarını, yalan ve saptırma
yöntemleriyle gizlemeyi başarması gerektiğini,
Bush yönetiminin ise giderek bunu başarmakta zor-
landığını yazmıştım. Pazartesi ekonomik gelişme-
lere değinmiştim, şimdi siyasi ve askeri konulara
değineceğim.
'Hegemonyacının büyük zaferi'
Irak'ta hızlı, kesin bir askeri zafer, rejim değişik-
liği, ABD'nin iradesinin "önünde durulamayacağı-
nı" kanıtlayacaktı. Amaolmadı. Irak'ta direniş bas-
tınlamıyor, "yen/den/nşa"süreci ilerleyemiyor. Kit-
le imha silahlan fiyaskosundan sonra öne çıkan "de-
mokratikleştiırne" söylemi de geçen hafta iflas et-
ti. ABD, Irak'ta bir "demokratik sıV//" yönetim ku-
rulduktan sonra bile ülkeyi terk etmeyeceğini açık-
lamıştı, şimdi bu "sivilyönetimin" egemenliğini de
sınırlayacağını ıtiraf etti. Ikincisi, ABD sömürge va-
lisi Bremer, eski Baas rejiminın üst düzey kadro-
larını yeniden yönetime getireceğini açıkladı. Bush
tarafindan sivil yönetime geçişi koordine etsin di-
ye Irak'a gönderilen BM temsilcisi Brahimi'nin at-
tığı adımlarsa, başta Celabi olmak üzere, impara-
torluk projesinin mimartan "neo-con"ların adam-
lannı tasfiye etmeye başladı. Irak projesini, Bush
yönetimi yüzüne gözüne bulaştırdı.
Bu sırada Çin ekonomik ve siyasi bir güç olarak
yükselmeye devam ediyor. Avrupa Birliği dış po-
litikası sık sık ABD'ninkiyle çelişiyor. Rusya'da as-
keri ve siyasi bir restorasyon ilerliyor, bu arada
dünya halkları arasında, özellikle enerji kaynakla-
rının yüzde 70'ine sahip büyük Ortadoğu bölge-
sinde ABD düşmanlığı güçleniyor. Ama hâkim gö-
rüşe göre bunların pek bir anlamı yok. Çünkü as-
keri bütçesi, kendisinden sonra gelen sekiz büyük
ülkenın toplam savunma harcamalanndan daha bü-
yük olan ABD ile kimse boy ölçüşemez!
Judo gibi bir şey
The Asia Times'ta yayımlanan bir araştırma (Jo-
seph Stroupe, 31/03/04) bu "hâkim görüşün"
gerçeği giderek daha az yansıtmakta olduğunu
düşündürüyor. Araştırmaya göre, Rusya ve Çin gi-
bi büyük güçler, askeri stratejilerinı, şımdilik ABD
ile bir parite oluşturmak üzerine değil, adeta bir ju-
do güreşçisi gibi onun zaaflannı istismar etmek üze-
rine kuruyorlar. Rusya ve Çın'in ağırlık verdiği ye-
ni silah sistemlen, internet üzerinden savaş (Cyber
War) çalışmalan, eneıji alanında oluşmaya başla-
yan ittifaklar hep bunu gösteriyor. Çin kendi ge-
reksinimlerini güvenlik altına almak, Rusya da,
ABD'nin gittikçe artan enerji bağımlılığını daha iyi
kullanabilmek için Ortadoğu'daki enerji üreticisi
ülkelerie karmaşık ilişkilere giriyor, anlaşmalar im-
zalıyoriar. Bu karmaşık ilişkiler ve anlaşmalar gi-
derek ABD'yi kuşatan bir petrol-gaz tekeli oluştur-
maya başlıyor. Araştırma, Çin ve Rusya'nın Suudi
Arabistan'la petrol ve gaz alanında yaptığı yeni
stratejik anlaşmalara özellikle dikkat çekiyor. Araş-
tırmaya göre, dolara olan güven zayıflamaya de-
vam ederse petrol ve gazda Euro'ya veya bir se-
pete geçme olasılığı yeniden gündeme gelebilir.
Araştırma, dolar düşmeye başladıktan sonra
OPEC'in petrol fiyatlannı gayri resmi olarak bir dö-
viz sepetine bağladığını da ileri sürüyor.
Çin ve dünyanın en parlak bilgisayar korsanla-
nnı yetiştiren Rusya daABD ekonomisinin, mali sis-
teminin ve savunmasının yumuşak karnının "bili-
şim ağları" olduğunu biliyor, bu alandan saldın
yöntemleri üzerinde çalışıyorlar. Her iki ülkenin de
ABD'nin askeri platformuyla rekabet edemeye-
ceklerini bilerek, bunu dengelemek yerine etkisiz-
leştirecek silah sistemleri geliştirdiği görülüyor.
özettik Rusya'nın geliştirdiği süper-sessiz dizel-
elektrik denizaltılan, NATO'nun dünyanın en teh-
likeli silahı olarak nitelediği hiper-sonik, kıtalarara-
sı, yolda yön değiştirebilen, gerektiğinde nükleer
kapasiteli gemilere, tanklara ve uçaklarayönelik fü-
zeleri (aynca AFP, AP, 18-20/02/04) sesin suyun al-
tındaki hızından daha hızlı gıdebilen nükleer kapa-
siteli torpidoları, ABD'nin askeri gücünü dengele-
meyi değil Rusya'ya yönelik bir saldırıyı caydır-
mayı amaçlıyor. Asia Times'taki araştırma Çin'in
de bu sistemlerden satın aldığını ileri sürüyor.
özetle ABD'nin egemenliğinin kaynağı ekono-
mik gücünün temeli görünenden çok daha zayıf,
askeri üstünlüğü önemli zaaflartaşıyor ve rakiple-
ri bu zaaflan istismar edecek yöntemler geliştiri-
yorlar, nihayet ABD siyasi olarak yalnızlaşıyor, dün-
ya halkları arasında Âmerikakarşıtı duygular gide-
rek güçleniyor. Imparatorun yenilmezliğine güve-
nip ganimetten biz de pay alalım kafasıyla "müş-
teri ülke" konumunu benimsemek orta dönemde
çok riskli olabilir.
Cülcegün: Citmek işin en kolayı
SHP'de üç
istifa daha
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - SHPde
Genel Sekreter Fikri
Sağlar'ın aynlmasının
ardmdan yeni istifalar
geldi. Genel Sekreter
Yardımcısı Eyüp Ünal
ve PM üyelen Halfl Pay-
daş ile Öktay Pirfan de
yönetimi "bireyci dav-
ranmakla" suçlayarak
partiden aynldı.
Istifacılar yaptıklan
açıklamada şöyle dedi-
ler: "Büyük umutlarla
kurduğumuzSHFdeku-
rumsaDaşma \erine bi-
reyci davranışlann öne
çıknğı, partinüı tüzükve
programlannın işletil-
mediği bir nokta>
ı
a doğ-
ru sürüklenmesinden,
parti tüzüğümüzün de
demokratik kurgusunun
bozulmakistenmesinden
duyduğumuz endişeieri-
mizi tiinı uvanlanmıza
ve iyi nryetii çabalanmı-
za rağmen dikkate alma-
yanlarla daha fazla bir
arada olamayacağmuz-
dan, SHP'den istifa etti-
ğinûzi kamuoyuna arz
ederiz."
SHP Genel Başkan
Yardımcısı MehmetGül-
cegün ise Sağlar'ın "hi-
zip" suçlamasına karşı-
lık. "Partiiçibirhizipten
asia söz edilemez. Bıra-
kıp gitmek işin en kolay
yanıdff" dedi.Gülcegün
dün yaptığı açıklamada,
Sağlar' ın istifasrnın par-
ti içı bir sorundan çok, bir
siyasi tercih olarak gö-
rülmesini istedi. Sağ-
lar'ın partiye yönelik
açıklamalannın üzücü
olduğunu anlatan Gül-
cegün, parti tüzüğünün
hizipçiliği kurumsal ola-
rak ortadan kaldırdığmı
sa\Tindu.