Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA
14 JvULiJL L J J A kultur@cumhuriyet.com.tr
Semih Balcıoğlu'mm 60. Sanat Yılı Sergisi yarın A Sanat Nişantaşı Kültür Merkezi'nde açılıyor
Çizgilerin efendisi...
60. Sanat Yıh Sergisi 16 Mayıs'a kadar her gûn 09.00-
19.00, pazargünleri 13.00-18.00saatieriarasndagöriiJebflir.
GAMZEAKDEMİR
Tıpkı çizgileri gibi alçakgönüllü, yalın, dob-
ra, kendine güvenen, kaçak dövüşmeyen, halk-
tan bir kişi, saygıdeğer bir insan; A Sanat Ni-
şantaşı Kültür Merkezi'nde yann açılacak olan
retrospektif bir sergiyle 60. sanat yılını kutla-
yacağımrz Semih Balcıoğlu...
Bugüne dek 39 bın kez değdi kalemi çizgi-
ye, yaşamın nabzının attığı her yerde o da var-
dı çizgileriyle...
1943 'te Akbaba dergisinde yayımla-
nan ilk kankatüründen bu yana hâlâ
günde 10-11 saat çiziyor, ülkeye üç bo-
yutlu karikatürü getiren, dünyanın dört
bir yanındaki yanşmalarda 41 ödül
alan, 70 kişisel sergi açan, 26 karika-
tür kitabı bulunan Semih Balcıoğlu.
Ustanın 16 Mayıs'a dek her gün
09.00-19.00, pazargünlen 13.00-18.00
saatleri arasında görülebılecek olan
' 60. Sanat Yıh Sergisi'nde kahkaha ve
hüzünle hartnan, eleştiriyle sarmal, çember sa-
kalhsından, çarşaflısından, demir parmaklık-
larda takılı özgürlük düşlerine, çarpık kent-
leşmeden, gözyaşlannaboğulmuş Atatürk'e
dek 50 yapıtı yer ahyor.
50 yeterli diyor, daha fazlasının insanı du-
man altı gibı 'karikatür alü' yapacağını düşün-
düğünü anlatarak... Semih Balcıoğlu ile 60.
Sanat Yıh Sergisi'nin yanı sıra yine genel sa-
nat yaşamı izleğinde Can Yayınlan'ndan çıkan
son iki kitabı 'Memleketimden Karikatürcü
Manzaralan' ve 'Güle Güle İstanbul'u da ko-
nuştuk.
Karikatürcü ve istanbul
manzaralan
Sanatçılar renkli kişiler. Onlann yazılıp çi-
zilecek o kadar çok yönleri var ki. Nasıl yaşı-
yor? Nasıl çalışıyor? Nasıl düşünüyor? Dost-
lanyla ıüşkileri nasıl?
• 1943'te Akbaba dergisinde yayımlanan
ilk karikatüründen bu yana 70 kişisel sergi
açan, 26 karikatür kitabı bulunan, 41 ödül
alan Semih Balcıoğlu'nun 60. Sanat Yılı
Sergisi'nde kahkaha ve hüzünle harman,
eleştiriyle sarmal 50 yapıtı yer ahyor.
Karikatürcülenn yaşamını onlan yakmdan
tanımış, yıllannı onlarla birlikte geçirmiş biri
geniş olarak yazabilirdi.
Semih Balcıoğlu da bu şanslı bir iki kişiden
biridir, MünifFehim'den, CemalNadirve Ra-
miz'den başlayarak tüm Cumhuriyet dönemi
çızerlerini yakından tanıyan birkaç kişiden bi-
n olarak.
Bu bağlamda yazdıklannın çoğunda kimse-
nin bilmedikleri, usta karikatüristlere ilişkin iz-
lenimleri saklı. Bu nedenle dediği gibi bu yaz-
dıklanna sevinenler de çıkacaktır, kızanlar da.
Semih Balcıoğlu'nun "tyi ki yazmışım* di-
ye düşündüğü 'Memleketimden Karikatürcü
Manzaralan', ansıklopedik bilgiler değil; sa-
natçılann yaşamlanndan gerçek öyküler akta-
nyor; bu özelliğiyle de araştırma yapmak is-
teyenlere eksiksiz bir kaynak oluyor.
Böyle bir çalışma olmasaydı, Mısük'ın Da-
rülaceze'deki ilk gecesıni, NeharTüMek'e yıl-
lar sonra nasıl evlenme izni çıktığını, AltanEr-
bulak'ın ta\andaki ayak izlerini. Oğuz
Aral'ı Osnıan Karaca'nın ağzından
nerede okuyacaktık?..
Gelelim 4. basım 'Güle Güle İstan-
bul'a. lstanbul'da yaşamın hırgürünü,
kaotık hızını, genışleyişıni, tanhin üze-
rinden bıçak gibi geçişinı büsbütün
duyumsatan, mahşeri bir çizgi gelgi-
tinı yansıtıyor 'Güle Güle İstanbul1
.
, Ardından el salladığımız, gelışim
~" adı altında yozluğa 'yenflmiş' kente
hem bir veda öpücüğü, hem bir ınadına sava-
şımdirencıgibi... Kitaptakıçizgilerdegördük-
İerimiz net, tarih kentin asıl sahibi, çevresin-
dekilerhep iğretı, sanki 'vesaire' gibi... "Hak-
hsın, şte işin özeti bu" dıyor Semih Balcıoğlu,
en sevdiği kıtaplanndan olduğunu ekleyerek.
60. sanat yılın kutlu olsun Semih Balcıoğ-
lu. (A Sanat Xişantaşı Kültür Merkezi, Vali-
konağı Cad. Xo: 85 Nişantaşı 0 212 234 73
74 contact(aasanat.com.tr)
'Siyasi karikatürü
hiç sevmiyorum'
• Türkiye'de 60 yıl karikatür yapmak çok zor bir olay.
Bu ancak büyük bir aşkla olur, sanaün her dahnda böyle.
Benim olağanüstü de bir yetenegim yok, çok daha yetenekli
insanlar geldi ama yazık ki işlerini sev mcdiler.
Karikatürü bırakbklanna onlardan fazla üzüldüm.
O yüzden sevmeyen yapmasın, beni de üzmesin.
r/ Çizi de yazı gibi her zaman riskliydi, evet ama eğer bir
karikatürcü ustaysa en ağır eleştiriyi de yapar ve hiçbır yasa
ona dokunamaz. 60 yılda neler görmedik ki, darbeler,
baskılar. Ama o tarihleri yaşamak da insana bir güç venyor.
Öylesi dönemlerde bir siyasi karikatür yaptığınızda,
eleştirdiğinizde bundan büyük keyif olmuyor,
o bakımdan günlük dergi ve gazetelerde siyasi karikatür
çizenlere ayn bir saygım ve sevgim var.
• Siyasi karikatürier çizmeyi hiç sevmiyorum ama ne
yapayun ki ancak o zaman gazetede yer auyorsunuz. Bana ne
yani o başbakandan, mectis başkamndan ama yaşamda yerleri
var, okur da görmek istiyor, onlar da, gazete patronu da. çizeri
de hakh. Eünı mahkûm yaııL
• Bir Kıbns'ı mesela uzun yıllar çızeceğız sanınm, manzara
öyle görünüyor. Siyasi çizmeyip de gazetede, sevdığım kalıcı
tip karikatürier çizseydim 60 tane karikatür kitabım olurdu. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
'Sanatçışımarırsa
işi biter'
• Biz 50 kuşagı Cemal ÎNadirMn hayranrydık, hepimiz
-ben daha fazla- onun etkisinde kaldık. Ama zamanla
çizgUerimi ayıklamaya başladım, böylece işin içine
perspektif anatomi kompozisyon girdi, sonra
bunu da değiştirdim.
Ama sanıyorum son 15-20 yılda çizgilerinı çok da fazla
değişmedi, hem çizgi hem espri anlamında. Ama bu
değişünin başlangıcı 1969-70'lerdir.
• Bol konulu bir dünya da hele ki bir ülkede yaşamak
bizim kısmetimiz. Hayvan hastanesi kuruyoruz, açılışında
kurban kesiyonız, yani şimdi gel de karikatür çizme, bu
memlekette karikatür yapılmaz da ne yapılır?
• Bu işte şımarmak olmaz, sanatçı şımanrsa işi biter.
• tstanbul'dan. Kapadokya'dan sonra çızmeyi
tasarladığım birkaç yer daha \ ar sürpriz, bır-iki yılda
bitiririm sanıyorum.
• Metin Üstündağ öğrencimdi, çok severim. Kamil
Masaracı'mn bende çok ayn bir yeri var. Bir kere sıkuın
çekmiş insanı, dişiyletimağrylabir yerlere geleni seviyorum.
• Çizgilenmde neden yoğun duygu hüzün? Hüznü
seviyorum, o kadar gerçek ki." Tünelin ucu görünmüyor
misali, yahu tünel kalmamış...
Onlü televizyon dizisinin bir bölümü için 'haksız iktibas' iddiası
'Alacakaranlık'a davaKültür Servisi - Tiyatro yazarı
Coşkun Büktel, Uğur Yücel'ın
oyuncu ve Alican Yücel takma
adıyla senaryo yazan olarak
görev aldığını söylediği
'Alacakaranlık"
1
adlı dizinin bazı
sahneleri ile kendisinin 'Jigolo'
adlı film senaryosunun bazı
sahnelerinin, çarpıcı
benzerlikler taşıdığı iddiasıyla
tazminat davası açtı.
Dizinin yapımcı, yönetmen ve
senaristleri aleyhıne, haksız
iktibas suçlamasıyla, istanbul
2. Fikri ve Sınai Haklar
Mahkemesi'nde dava açan ve
senaryosunun noter tescilini
2000 yılında yaptırdığını belirten
Büktel 'Jigolo'yla ilgili olarak
şunlan açıkladı:
"TesciDi olduğu için senaryomu
hiç çekinmeden her yere
göndermiş ve herkese
okutmuştum.
Sinan Çetin, Atıf Yılmaz, Ömer
Kavur, Mehmet Soyarslan, Hamdi
Alkan, Ezel Akay, Durul Taylan
ve Yağmur Taylan gibi pek çok
sinemacL, 'Jigolo1
adlı senaryomu
yıllar önce okumuşlardı. Benim
senaryomda, sevdiği erkeğin adını
memesine dövme olarak kazıyan
ve sonra bir başka erkek
yüzünden bu dövmeyi dağlayarak
silmek zorunda kalan bir laz
vardır ve senaryomda alb sayfahk
bir bölüm oluşturan bu dövme
hikâyesi, 'Alacakaranhk' dizisinin
kahramanlarına uyarlanmışür.
Bu nedenle söz konusu dizinin
yapımcı, yönetmen ve
senaristlerini 1 milyar TL maddi
ve 50 milyar TL manevi tazminat
talebiyle mahkemeye verdim''.
Dizi ile senaryosu arasındaki
benzerliklen altı maddede
sıralayan Büktel, altı durumun
altısını birden banndıran bir
başka sanat eserinin hiçbir
ülkede, hiçbir dilde, hiçbir çağda
bulunamayacağını belırterek,
böyle bir eser bulmanın lotoda
altıyı tutturmaktan çok daha zor
olduğunun altını çizdi. Cevap
hakkını kullanması için
aradığımız Uğur Yücel ıddialan
avukatı Ibrahim Akıskah'nın
gönderdiği davaya cevap
dilekçesiyle yanıtladı. Akıskalı
yolladığı yazılı açıklamada özetle
şunlan söyledi:
"Davacuun senaryosu ile
davahlann ortak senaryosu
arasmda her iki kadın karakterin
göğsüne dövme yapürmış
olmasmdan başka bir benzeriik
yoktur. Binlerce yıl öncesine
dayanan dövme, tarih boyunca
çeşitli kavimler ve topluluklar
tarfindan değişik amaçlaıia
kullandmıştır. Dünya sinemasmda
da dövme ve dövme yapürma bir
çok filme konu obnuştur. Buna
Tatto ve Memento filmleri örnek
verflebffir".
Collection dergisinin 15. sayısı çıktı
Kültürelyaşamın
vazgeçilmeyenleri
2 MAYIS'TA ANTİK AŞ'DEN 223. MÜZAYEDE
KültürServisi-Antik AŞ'nin, 2 Ma-
yısgünüsaat 15.00'teSwissotel'dedü-
zenleyeceği 223. müzayedesinde, Os-
manlı yapıtlanm, antika ve tablolan
satışa sunulacak. Müzayededeki el-
yazmalan arasında DervişMehmet'in
ketebeli, Kanuni Suttan Süleyman ın
müzehhipbaşıKara Memi tarafindan
tezhipli Kuranıkerim, hat koleksiyoner-
lerinin dikkatini çekecek yapıtlardan.
Aynca Osmanh mine sanatının
önemli ömekleri olan İstanbul Süley-
maniye işi mineli yapıtlar, nadir bulu-
nan boyutlarda tombak leğen, ibrik ve
buhurdanlar, tuğralı Osmanlı gümüş-
leri de müzayedede yer alan nadide
parçalar arasında. Müzayedede satışa
sunulacak diğer yapıtlara imza atanlar
arasında HaMlPaşa,HikmetOnat,Nu-
ri Iyem, Fikret Mualla. İbrahim Safi,
Harrut Görele ve Orhan Peker'in ad-
ları sayılabilir.
Turgay Artam'ın yöneteceği müza-
yededeki en pahalı yapıt, 50 bin Eu-
ro'dan satışa sunulacak olan, Beykoz
Osmanlı cam işi leğen-ibrik. Yapıtlar
Antik Palace'ta sergileniyor.
(0 212 23624 60)
Müzaye-
dedeki en
pahah
eser, 50
bin
Euro'dan
sabşa
sunulacak
olan,
Beykoz
Osmanh
cam işi
leğen-
ibrik.
Kültür Servisi - Ant Yayıncı-
hk tarafindan üç ayda bir ya-
yımlanan, popüler araştırma,
kültür ve koleksiyon dergisi 'Col-
lection'un 15. sayısı çıktı.
Derginin bu sayısmda. ülke-
mizden kalemlerin araştırma ve
değerlendirme yazılarına. sa-
nat etkinlikleri ve yeni çıkan ki-
tap haberlerine yer verilıyor.
Derginin bu sayısının önemli
bir konuğu var: Ulkemizin kült
figürlerınden, efsane oyuncu
Cahide Sonku, sanarı ve yaşa-
mına ilişkin kendi ağzından
açıklamalarla, Sener Köksü-
merin 'Sessizfiğjmin Sesi' adlı
yazısında okurla buluşuyor.
Müzeden futbola
Kültür yaşamımızm vf
azgeçil-
mez parçalanndan birinin, Bur-
sa Kent Müzesi'nin tanıtımma da
yer venlmiş derginin bu sayı-
smda. NaimArnas'm yazısmda,
müzenin içeriği, bina olarak ta-
rihi ve yapılan özel düzenleme-
ler aynntılanyla anlatılıyor.
Izmirli genç bir maket ustası
olan Necati Dur da derginin ko-
nuklan arasında. Özellikle ara-
ba maketleriyle tanınan Dur, ka-
leme aldığı yazıda, yaşamını,
sanatına bakışını ve çalışmala-
rmı paylaşıyor okurla.
R. Sertaç KayseriBoğlu, dergi
okurlanyla kartpostal koleksi-
yonunun ilginç bir bölümünü.
Sevda KartpostaDan'nı paylaşı-
yor aynı adlı yazısında.
Kartpostallann tarihinden aş-
kın kartpostallara yansımasına,
geniş bir açıyla yaklaşıyor ko-
nuya. Başka bir koleksiyoncu,
ABMurat Atay ıse 60'h ve 70'li
yıllarda çikletlerden çıkan 'fiıt-
bofcu' kartlan koleksiyonu üze-
rine bilgi veriyor örnekleriyle.
Dergıde yer alan yazılardan
biri de Füsun Koyutürk imzalı
'Güneş İmparatorhığunun Be-
bekleri'. Yazar, Japon oyuncak
sanatını taşıyor koleksiyonuyla
derginin sayfalanna.
Filateli bölümünün konuğu
ise Erol Akkaya. Kültürümüzün
bir parçası olan 'nargile' üzeri-
ne bir yazı hazırlayan İsmailBa-
kar. geçmişteki istanbul kahve-
lerinden günümüze konuyu ele
ahyor.
Zühtü Bayar'dan 'Nostaljik
tmajlar'. Onur Akmanlardan
•Çanakkak Savaşlan', Turgay
Tunadan 'Kutsal Göz Udjah',
dergide yer verilen diğer yazı-
lardan sadece iki tanesi. ,
DEFNE GOLGESt
TURGAY FtŞEKÇİ
Toprak Kokusu
Bahar geldiğinde, toprağı da üretmenin, verim-
liliğin kokusu sarıyor. içinize çektiğiniz toprak ko-
kusu hayatla bağlarınızı güçlendiriyor, yeni heye-
canların filizleri kımıldıyor. Toprağa, toprak ana
denmesi boşuna değildir. Annelerimiz gibi o da in-
sanoğlunahiçtükenmeyensüreklibırverirnsunar.
Ya insanoğlu? Bu karşılıksız sevgi kaynağının ne
denli ayırdında?
Çarşı pazar dolaşmak, ülketoprağının verimle-
rini görmenin yanında üzücü görüntüler de sunu-
yor: Gazeteleryazdı, depolarımızelmadoluymuş.
Ama çarşılar başka ülkelerden getirilip satışa su-
nulan elmalaria dolu. En güzel sanmsaklann ye-
tiştiği ülkede yaşıyoruz, ama pazarlarda Iran sa-
rımsağı satılıyor.
Anne sütünü beğenmeyip, sokaklarda süt an-
ne aramaya benziyor.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkeye öğret-
tiklerinden biri de toprak sevgisi. Toprağa bak-
mak, verimli kılmak, verim almayı bilmek.
Ülketopraklanmızın korunması için çalışan ku-
ruluşlardan TEMA Vakfı'nın yayımladığı bir bildi-
riden Ankara'daki Atatürk Orman Çiftliği'nin ara-
zisinin bir bölümünün başka kuruluşlara devri için
yasa tasarısı hazırlandığını öğrendim.
Nedir Atatürk Orman Çiftliği?
Ankara'nın hiçbir şey yetişmez denılen çorak
toprağında, Atatürk'ün örnek oluşturması için
1925'te kurduğu tanm ışletmesidir. Meyvecilik, çi-
çekçilik, tahıl üretimi, hayvancılık, sütçülük, şa-
rapçılık, meyve suyu üretimi ve pazarlaması yapı-
lan çiftlik, Ankara'nın önde gelen gezi ve dinlen-
me yerterindendir.
Böylesine verimli kılınmış, kıraç bir toprak par-
çasıyken ağaçlanıp yeşillenmiş, güzelleşmiş bir
toprağı bölmek, parçalamak, yapılarla doldurmak
neden?
Ankara'da yer mi kalmadı? Eskişehir'e dek üç
yüz kilometre boyunca bomboş araziler uzanıp
gidiyor. Hangi kuruluşun gereksinimi varsa, alsın,
bayındırkılsın, kullansın.
Ankara'da böylesi bir uygulamanın güzel bir ör-
neği deOrta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ)
yerteşkesidir. 1960'lann başında gerçekleştirilen uy-
gulamayla, çağdaş bir üniversite kenti kurulurken,
yerleşkenin çevresi de geniş bir orman kuşağıyla
sanlmıştır. Bu yeniden yaratılan doğa parçası çağ-
daş şiirimize de esin kaynağı olmuş, Ali Cengiz-
kan, "ODTÜ Ormanmın 40. Yılı İçin Doğa ve Şi-
ir Üzerine 40 Metin" altbaşlığını taşıyan, 'Öğle
Suyu' adlı yapıtını yayımlamıştır.
Atatürk Orman Çıftliği'ne göz dikenler, ODTÜ ör-
neğine bakıp böylesi yeni tasarılara yönelseler,
kent de, insanlar da rahatlasa, toprak kokusunu
duyabilecekleri yeni alanlara kavuşsalar.
Toprak kokusundan söz ederken, bugünlerde
yeni yayımlanan bir kitaba da değinmeliyim: Adil
Izci, 'Ağaçlar Kitabı' (Toroslu Kitaplığı) adını ver-
diği yapıtında, tek tek ağaçları ele alıp, onlar üze-
rine şiirierte, başka yazarlara göndermelerle örü-
lü lirikdenemeleryazmış. Bademden kayısıya, ki-
razdan şeftaliye, zeytinden defneyetam on dokuz
ağaca güzellemelerie dolu bu kitabı okudukça,
içimde hepsinin birbirine kanştığı eski zaman bağ-
larınaözlem uyandı.
Bir köşelerde kalmış mıdır böylesi bağlar bah-
çeler? Varsa gidip görmeli, yoksa yeniden yarat-
manın yollannı aramalı.
Insanlaria ilişkilerimizi düşündüğümüzgibi, ara-
dabirtopraklaolanilişkimizidedüşünmeliyiz. Dö-
nüp yüzüne bakmasak da, o bizim kardeşımiz, ar-
kadaşımız, anamız.
tflsekci /(superonline.com
Ppofilo'da piyano resitali
• Kültür Servisi - 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı nedeniyle Hande Akkan
Topoyan'ın piyano öğrencileri tarafindan.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı (ÇYDD)
Fatih Şubesi yaranna bugün bir piyano resitali
veriliyor. Profilo Kültür Merkezi'nde saat
20.30'da başlayacak resitalde, ilköğretun okulu
öğrencileri olan Esin Arda, Batuhan Çetinkaya,
Ece Kaplan, Ece Müniroğlu, Gonca Tunçer v e
Pmar Uluğ çalacaklar.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I