Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2HJBAT 2004 PAZARTESİ CUMHUniYTT SAYFA
17
24 Ocak
dünya adalet
gününe doğru
Bir 'Adalet ve DemokrasiHaf-
tası" daha geride kaldı. Uğur
Mumcu ve Prof. Dr. Muam-
mer Aksoy ile birlikte yitirdiği-
miz onlarca, yüzlerce insanımı-
zı andık.
Bu yılki "Adalet ve Demokra-
si Haftası"n\n en önemli tortu-
su, kuşkusuz Uluslararası Pen
Yazarlarörgütü'nün açıklama-
sıydı. Pen örgütü, Uğur Mum-
cu'nun aramızdan alındığı 24
Ocak'ın tüm dünyada "adalet
günü" olarak ilan edilmesi öne-
risine destek çıktı:
"Uğur Mumcu Araştırmacı
Gazetecilik Vakfı, UNESCO'ya,
Uğur Mumcu'nun ölüm yıldö-
nümünün, mesleklerinin gerek-
lerini yerine getirmek uğruna
ölen yazar ve gazeteciler adı-
na uluslararası adalet günü ola-
rak ilan edilmesi yönünde tek-
lifte bulunmuştur. Uluslararası
PEN, dünya çapında, cinayeti
sansüriçin son çare olarak gö-
renlehn serbestçe dolaşmala-
rına son vermek için üzerine
düşen görevi yerine getirmek
amacıyla bu gihşimi sonuna
kadar desteklemektedir."
Uluslararası PEN'in konuya
ilişkin açıklamasının son bölü-
münde bir tümce var ki çok an-
lamlı:
"Sözünü sakınmayan kişile-
hn konuşma özgühüklerinin en-
gellenerek cinayetlere kurban
gittiği ve faillerinin adalete tes-
lim edilemediği ülkelerde hâlâ
yapılacak çok şey var."
ISIK KANSU
Hukukçular, el verin bu davaya!Yıllık 27.6 milyon ton ham petrol
işleme kapasitesiyle, yine yıllık 153
bin ton kapasiteli Petrokimya ve Ra-
fineri Müdürlüğü'ne bağlı 5 petrokim-
ya ünitesiyle, yüzde 79.98 hissesi-
ne sahip olduğu Deniz Işletmeciliği
ve Tankercilik Şirketi'yle; Avrupa'nın
7. büyük rafinerisi, Doğu Avrupa,
Ortadoğu ve Türkiye'nin en büyük
sanayi şirketi TÜPRAŞ'ın satılacağı
Efremov nasıl şirkettir, öğrenmek is-
temez misiniz?
Petrol-lş Sendikası'nın avukatı
Gökhan Candoğan'ın Ankara Ida-
re Mahkemesi'ne verdiği yürütme-
nin durdurulması istemli iptal dava-
sı dilekçesinden okuyalım:
"Şirketin Almanya dakiadresinde
biraile oturmaktadır. Ne tabelası, nezil-
de ismi olan şirketin telefonlannı arayın-
ca da faks çıkmaktadır. Şirketin ticaret
sicil dosyasında yapılan incelemede şir-
ketin iki ortağı olduğu, bihncisinin Efre-
mon Syntetic Rubber Enterphse, ikin-
cisinin ise British Vırgin Islandadresli Re-
nix Finance Corp. olduğu görülmüştür.
Vırgin adaları, kara para aklama ve
benzeri işlemler için kurulan şirket-
lerin bulunduğu biryerdir. Yani, TÛP-
RAŞ ihalesini kazanan şirketin iki or-
tağından birisi off-shore tabela şir-
keti ve muhtemelen karapara akla-
mak için kurulmuş.
Şirketin ana sözleşmesinde yapı-
lan incelemede şirketin yapacağı iş-
ler yazılıdır. Bu işler arasında, TÜP-
RAŞ'ın yaptığı, petrol ürünleri üre-
timi bulunmamaktadır."
Her birimizin üzerinde hakkı bulu-
nan Türkiye'nin en büyük kamusal sa-
nayi kuruluşu "babalar" gibi satılı-
yor, hem de ne olduğu belirsiz bir
şirkete satılıyor, ey vatandaşlar!
Petrol-lş Sendikası, bu önemli da-
vada "yetim" kalmak istemiyor, ey Tür-
kiye Barolar Birliği, il barolan, hukukçu-
lar!
Yetişin, el verin bu davaya!
Son Milli Güvenlik Kurulu
toplantısına alınmayan Baş-
bakanlık Müsteşan Ömer
Dinçer'in pek "orijinal" Ka-
mu Yönetimi Temel Kanu-
nu Tasarısı'na, AKP'liler,
TBMM Anayasa Komisyo-
nu'nda bir geçici madde ek-
lediler, yani bir anlamda kuş
kondurdutar.
Devtet Denetim Elemanla-
n Derneği yetkilileri, kondu-
rulan kuşu, yani eklenen ge-
Tasarıya eklenen
çici 7. maddenin yorumunu
şöyle yapıyoriar.
"Geçici 7. madde ile, kad-
ro unvanlannın değişmesi
veya kaldınlması gündem-
de olan, merkez valisi, ge-
nel müdür yardımcısı, böl-
ge müdürü ve müfettiş gibi
unvanlarda bulunan perso-
nel, idarece gereksinim du-
yulan herhangi bir işte gö-
revlendirilebilecek."
örnek mi? Verelim:
"Maddeyegöre, geçmiş-
te valilikyapmış, halen mer-
kez valisi olan bir personel,
Içişleh Bakanlığı'nca ihtiyaç
duyulması halinde, sözge-
limiAğn Valiliği'ndeplanla-
ma müdürü yaptlabilecek.
Merkez valisinin maaşı don-
durulacak ve ilplanlama mü-
dürü maaşı ile eşitlenince-
ye kadarzamlardan etkilen-
meyecek. Eşitlenmeolduk-
tan sonra da merkez valisi,
ancak il planlama müdürü
kadar maaş alabilecek. Böy-
lece, daha önceki kariyeri
tümüyle boşa gitmiş ola-
cak..."
örnekten yola çıkarak
"Yok devenin başı" deme-
yin. Tasanya kondurulan kuş,
devekuşudur belki de.
Geleceğimiz
ne olacak?
Mektup; düşünen, yalnızca dü-
şünen değil, gündelik yaşamını
sürdürürken ülke sorunlanmn çö-
zümü için siyasal savaşımda da
yer alan bir insanımızdan, Yal
Uğur Akçor'dan geliyor. Hal ve
gidişe bakmış, olası yakın gele-
ceğimizi gözünün önüne getir-
miş de yazmış satırlarını:
"Yaklaşık 15-20 yıl sonra, ye-
tişkin gençliğimiz Atamızı 'hali-
fe-i ruy-i zemin'e baş kaldırmış
bir 'dagi ve bagi' olarak anacak-
lar. Görsel medyamızın gölge-
sinde de 18 Mart, Alman Gene-
ral Liman Von Sanders'/n Ça-
nakkale'de kazandığı zafer ola-
rakkutlanacaktır. Tavşan kanı ça-
yımızı, Amerika'nın ürün artığı,
bozulmuş genli mısırdan, yaban-
cı bir fırma tarafından üretilmiş
tatlandıncı ile içeceğiz. Türk mut-
fağının doyulmaz tatlanndan olan
çorbayı, Ukrayna'dan gelen mer-
cimekle yapacağız.
Akdeniz, bizim için tehlike do-
luyabancı bir deniz olacak, me-
galo idea da iyice arsızlaşacak."
Bu geleceği önleme çabası-
nın ilk adımının 28 Mart yerel se-
çimlerinde atılabileceğini söylü-
yor Akçor: "28 Mart, aktarmaya
çalıştığım olası geleceği hazır-
layanlar ile demokratik cumhu-
riyet tutkunu laiklerin, bağımsız-
lık âşıklannın karşılaşması ola-
caktır.
Artıkbırakın 'Ben' demeyi, 'Biz'
demeyealışın. En güçlü tekaday-
da, hepinizin katıldığı tek listede
güç kazanın. Böylece en ucuz-
lamış söz olan Atatürk izinde-
yiz'e hakikaten layık olduğunu-
zu, içten haykırdığınızı gösterin."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YTLMAZ ŞİPAL
2003 Yılında Sosyal Güvenlik
Kurumlarında Aylıklar ve Artış
Oranları
28 Ekim 2003 günlü Resmi Gazete'nin (mükerrer) sayısın-
da yayımlanan, "2004 Yıh Hükümet Programında" (173.
sayfa) yer alan Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur, DPT (Devlet
Planlama Teşkilatı) kaynakh verilerinde, Türkiye'nin toplam
nüfusu 70 milyon 171 bin kişi olarak açıklanmıştır.
Bu 2002 yılına dayalı verilere göre, ülke nüfusunun topla-
mı olan 70 milyon 171 bin kişinin % 17'si sosyal güvenlik
kurumlanna aktif ve isteğe bağlı sigortalı olarak prim öde-
mektedir. Bu oranlamada nüfusun % 9.47'sinin (6 milyon
551 bin kişi) bu kurumlardan, "malul, emekli, dul ve yetim
aylığı" aldığı görülmektedir. Nüfusun % 62.04'ü olan. 42
milyon 916 bin kişi ise "eş, çocuk, ana ve baba" olarak aktif
sigortahlarla, kurumlardan aylık alanlara bağımlı durumda-
dır. Nüfusun geri kalan % 11 'i olan 8 milyon 336 bin kişi de
sosyal güvenlik kurumlannın kapsamı dışında kalmıştır.
SOSYAL GÜVENLİK. K.APSAMI\DA.K.t NtFUS (2002 YILl)
SosvalGınenlık
Kunımlan
SSK
Bag-kur
TC Emekli Sandıgı
Ozel Sandıklar
Toplam (K151)
Toplam fol
Sıgonalı-Emeklı- Dul- Yetım \e Bağımlılar
Aktif A>lık Alan Bağımlılar
6 U8 000
3 322 000
2 373 000
78 000
12 043 000
\P41
r 48 000
1394 000
1409 000
7
2 000
6 551000
••94'
25 166 000
10.833 000
6.917.000
175 000
42 916 000
••62 04
Toplam
35 262 000
15 549 000
10.699.000
325 000
61 835 000
•.89 38
Nüfiısa
Oranı
%50<r
\2248
'.15 47
•0 0.4"
'.89 38
».89 38
31 Aralık 2002 ile 31 Aralık 2003 arasında geçen bir yıl
içinde sosyal güvenlik kurumlannın başladığı en az (alt sı-
nır) artış oranı yüzde 19 ile yüzde 18 arasında değişmektedir.
2003 Y1LI EN \Z IALT SINlRl EMEKLİ AYLIKLAR1ART1ŞI
Sosyal Gihenlık
Kunımlan
Toplam Maaşlar
31.\ralık2OO2 31 Aralık 2003
Maaş Artışlan
TL Oranı
SSK 264 163 "31 312 827 958 48 664 2 .1842
Bag-K.ur(12 Basamakı 231913 920 42 39822" ". 18.28
(*) Emekli Sandığı 376458400 448460 000 "2 001600 .19 13
(*) 65" Sajılı De^ le: Memurlan Yasası kapsamında olanlar
2003 yılında SSK sigortalılanna ödenen en yüksek emekli
(yaşhlık) aylığı artışı % 85 aylık bağlama oranına göre) % 21
orarunda, Bağ-Kur sigortalılanna bağlanan üst sınır emekli
(yaşhlık) aylığı artışı (% 90 aylık bağlama oranına göre) %
22 orarunda, T.C. Emekli Sandığı'nca en yüksek devlet me-
munına bağlanan emekli aylığı artışı (% 100 aylık bağlama
oranına göre) ise % 10 olarak görülmektedir.
2003 YILI EN ÇOK (CST SINIRl EMEKLİ AYLIKLAR1 ARTIŞI
Sosyal Gihenlık
Kummlan
Toplam Maaşlar
31 Aralık 2002 31 Aralık 2003
Maaş Aıtışlan
TL Oranı
SSK 495 4"" 474 603 950 382 108 4"2908
Ba|-Kurl24 Basamakı 619 •'56.009 "5" 904 574 138 148 565 .2229
(«lEmeklıSandıg] 2 402 800 000 2 664 450 000 261650 000 .10 89
(') 657
Savıh Devkı Memurlan Yasası kapsamında olan Basjjakanlık Müsteşan
Özetle, 2003 yılında sosyal güvenlik kurumlannca bağla-
nan ve ödenen emekli aylıklan artışı % 10 ile % 22 arasında
değişmektedir.
ANKARA 17. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2002 P 2 Eski Esas 2003 855 Yeni Esas
Da\acı Ramazan Bürlükkara tarafından, davalılar Ayhan Yalçınkaya.
Ibrahim Ünlü \e Ismet Köken aleyhlenne açılan tazmınat davasının sonu-
cunda dosyamız karara çıkmış olup, süresinde temyız edılerek, Yargıtay
13. Hukuk Dairesı Başkanhğına gönderilmiş adı geçen daireden
2003'5463-10052 sa>ıh ilamı ile:
Davacının murisi ile davalılardan Ayhan Y'alçınkaya arasında \apılan
araç satışı sözleşmesi resmi şekılde yapılmadığı için geçersiz olup herkes
verdiği iade ile yükümlüdür. Mahkemece bu yön üzerinde dunılarak. ta-
raflann iddia \e savunmalanna göre karar \erilmesi gerekirken aracın tes-
limi Mahkeme karanyla istenemeyeeeği gerekçesiyle davanın reddi usul
\e yasaya aykın olup. bozulmasına karar venldiğinden \e süresinde tashı-
hi karar vapılmadığı \e da\acının vermış olduğu yenıleme dılekçesıne ıstı-
naden. yenilenmesıne karar venldiğinden. Davacının Mahkememize %er-
mış olduğu 21.01.2004 tarihlı dilekçesınde dosyanın yenılenmesını talep
etmiş olup dosya yenılenıp 2003 855 Esas almıştır Davalının adresı meç-
hul kendisıne yenilenme dılekçesi Yargıtay bozma ılamı \e duruşma günü-
nün ılanen yapılmasma karar venimış olup. ads geçenın duruşma günü
olan 09.03.2004 günü saat 10.20'de Mahkememızde bızzat veya kendısını
bir vekille temsıl ettırmesi aksı halde HUMK.nun 509. ve 510. maddelen
gereğince hakkındaki duruşmanın yokluğunda devam edeceği ve karar ve-
rileceği, da\eti\e yerine kaim olmak üzere davalı Ayhan Yalçınkaya'ya
ılanen tebliğ olûnur. 21.01.2004 Basın: 4006
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak«> turk.net
HARBt SEMİH POROY semihporoy(d yahoo.com
OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGESL
c
!
V
V 1
u
\
aJŞL
ü
Ibfc'tou
•Â
Ll
k_urgenc yahoo.com
dk'ı- fVt
TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAÎS 2 Şubat ıcıcıc.mumtas-ariJuın.com
BURSA'DA FABRfKA ACIUSI
' Ü Ü1938'D£ BUGÜN, AVOTÜRK, BURSA MERİNOS
RlKASl'Nf İŞL£TMEYE /)ÇT7. SAAT 16'DA
KAYA GİO£N A7XTÜ&C,AÇ/UŞI YAPACAK OZEL
PF7E M A p ( p A ) D A (p ( Ş )
İŞLBRİ),NAPiAryAytNOrnuK'), iıcrrSAr
L&Rl ve BAŞVEKlU-E B//ÜJKTE BURSA'YAGlT-
\4İ " OLAN A7X7İİRK'E,HAUC TARAF/NMN BÜ-
YÜK SEI4SI GÖSTE/SİLERİ yAP/LMIŞTI.
MEKİNOS YAPAĞlSl fşuY&CEK OLAN Su İP-
LİK- FXB£İfCA£(, 3 EJtiPLE 24 £4Ar ÇAL/ÇA -
CAK, 8a AISAPA 16SO /ŞÇirE /? ALANI AÇIt
M/f OLACAK.T7/?(YUZDE S0CSENİ &U>IN)
BIR SuMEJZBAut: taiRüLUŞu OLAN
NIN, ÜUCB İPÜK GEfiEZSİNlMİUİN SÜYÜK KJS
MIKII KA&UAAAASt B£fU£NMEKTeyPİ
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Sedef Kabaş'a Mektup...
Sevgili Sedef; Emre Kongar'ın sütunundaokudum.
"Sesli Düşünenler"\n de sesi kısılmış. Tabii çok üzül-
düm. Ama "şoke" oldum diyemeyeceğim. Bizim pi-
yasada -maalesef- bu artık o kadar sık, o kadar ola-
ğan hale geldi ki, "vakayı adiyeden" sayılıyor.
özgün, özgür, bağımsız bir gazeteciysen; arkanı kol-
layan "ensesi kalın bir büyük abi", bir "banka", bir
"siyasi parti" ya da "iktidar güçleri" yoksa.. kraldan
çok kralcı medya yöneticileri için her zaman ideal bir
"kurban adayı" oluyorsun.
Adam bir sabah uyanıyor ve portakal suyunu içer-
ken; "Hadi şu programın, şu sütunun üstünü çize-
lim!" diyor. Bitti, gitti. Bu basitlik ve "hafıflikte" cer-
yan ediyor her şey.
Hiçbirgerekçeye başvurmaksızın, hiçbirneden ile-
ri sürmeksizin; hatta bir "mazeret", bir "bahane uy-
durmak" zahmetine dahi katlanmaksızın kapının önü-
ne koyuveriyorlar insanı. Başıma geldiği için biiiyo-
rum. Oylesine... "Bir dakika! Ne oluyor? Neden?"
sorusunu sormaya dahi vakit olmuyor. Olsa da zaten
sormuyorsun. Verilecek "nesnel biryanıt" olmadığı-
nı sen de biliyorsun.
Bu piyasada yeterince deneyim edinecek kadar
ayakta kalabilmişsen eğer; meselenin birikiminle, ba-
şarınla, imza atmış olduğun röportajlarla, okuyucu-
lar ya da izleyicilerinle ilgisi olmadığını biliyorsun...
önce bir süre başına saksı düşmüş gibi oluyor, su-
dan çıkmış balığa dönüyorsun. Ardından gene her şe-
ye kaldığın yerden, sil baştan başlamak durumunda
kalıyorsun. Yeryüzünde böylesine "feodal" başka bir
iş piyasası var mıdır bilmiyorum. Arkasında hiçbir
emniyet ağı, dayanışma mekanizması; örgütü olma-
yan... Bizimki Türkiye'de böyle. "Vahşi" yani. Tek ke-
limeyle "vahşi"...
Bu kaçıncı? Kimse de dönüp "Bu ne rezalet! Artık
bu son olsun..." demiyor. Benim bu camiadaki dost-
lanmın tümü artık ya mesleki serüvenlerinin bir aşa-
masında bu deneyimi yaşamış kişiler; ya sürekli bu
tehdidi hissedenler. Yakın çevremde bu tecrübeden
geçmemiş hiç kimse yok, kalmadı gibi. Tuhaf değil
mi?
'Sesli düşünen' nasıl kovulur?
Sevgili Sedef, seninle en son TV'de yaptığın röpor-
tajlardan oluşan kitabın "Sesli Düşünenler" çıktığın-
da konuşmuştuk. Hep yazmak istedim. Bir türtü ol-
madı. Kısmet bugüneymiş. Yaz başında kitap çıktı-
ğında çok heyecanlıydın. "Sözekranda uçup gidiyor.
Seçme söyleşilerimden birbölümü kitapta 'kalıcılaş-
tırmak' istedim..." demiştin. Ne isabetli kararmış... Elin-
de şimdi iki ay içinde ikinci baskıya giren son dere-
ce keyifli bir kitap var. Bu tatta, bu kalibrede bir söy-
leşi kitabının ne büyük emek ve çabalar sonunda bir
araya getirildiğini yapanlar bilir...
Kitaba aralarında benim de bulunduğum dört ka-
dın gazeteciyle yaptığın söyleşileri almışsın. Bizim
bölüm için "Köşeli Yazariar" başlığını seçmişsin; 2ey-
nep Oral, Vıvet Kanetti, Nilgün Cerrahoğlu, Duy-
gu Asena... Hepsi bir dönem işini kaybetmiş, işsiz
kalmış yazariar. Sen de hep bir gazeteci olarak o kı-
nlgan bugün vanm, yannburda olmayabilirim"duy-
gusunu taşıdığın için, o çizgide yaşadığın için mi yap-
tın bunu? Kim bilir...
Zeynep Oral'la gerçekleştirdığiniz röportajda "34
yıl Milliyet'te çalıştınız... Ardından aynldınızya da ay-
nlmak zorunda kaldınız..." demişsin. Birlikte yaşa-
dığımız "işten atılış" hikâyesini Zeynep şöyle anlat-
mış:
"Aynlmadım, kovuldum! Bunu özellikle söyiüyorum.
Kovuldum. Çok çirkindi, yapılış biçimi insanlık dışıy-
dı. Intemet haberlerinden öğrendim kovulduğumu.
Herkes diyor ki, 'Bir çay da mı ikram etmediler?' Ha-
yır. Ufak birkâğıtparçasına '34 yıllık emeklerinize te-
şekkür ederiz' diye yazmışlar. Herkes herkesle çalış-
makzorunda değildir, bu da olabilir. Yapılış biçimi çok
çirkindi, iğrençti, insanlık dışıydı. Biro, ikincisi de ni-
çinini, nedenini bilmiyorum. Nedeni için çeşitli şey-
ler ileri sürdüler ama hiçbiri gerçek değil. Nedenini
bilmemek çok rahatsız ediyor beni..."
Yaa işte böyle. Söz uçuyor. Kitaplar ise tarihe ka-
lıyor.
Sevgili Sedef, TV'lerdeki ender kalite programlar-
dan birinde bunca zaman "Sesli Düşünenlere" ses
verdiğin için teşekkürler. Her halükârda ben en yakın
zamanda seni yeniden ekranlarda göreceğimize emi-
nim. Kendine iyi bak. Sevgiyle.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Yurdumu-
zun Trakya ^
kesimindeyer 2
alan dağ sıra- 3
sı. 2/Aşk, öz-
lem gibi duy-
gusal konula-
n işleyen şür
türü... Bir
tümceyi oluş-
turan birim-
lerden her bi-
ri. 3/ Şarkı,
türkü... Sicim.
Kristalleşmiş sod-
yum karbonatın tica-
ri adı... " — gıcırtı-
sından kalkan sesin-
den/Dağlarsedave-
rip seslenmelidir"
(Köroğlu). 5/ Öbür
dünyada verilecek 8
olan ceza... Bir renk. 9
6/ Japonlara özgü kâğıt katlama sanatı. II Avuç
içi... Tanntanımaz. 8/Sincap. 9/Hararet... İçinde
bulaşık yıkanan musluk teknesi.
YUKARIDAN ^ŞAGIYA:
1/Batman'ın Hasankeyf ilçesini sular altında bı-
racak olan baraj... Zaviye. 2/ Akdeniz havzasın-
da görülen çok sıcak bir rüzgâr... Notada durak
işareti. 3/Türkiye'nin plaka işareti... Tüysüz bir
şeftali cinsi. 4/ Sadrazamlann ya da çeşitli devlet
adamlannın padişaha verdikleri armağan. 5/ Eli
açık, cömert, yiğit... "Bir rekoru yineleme" an-
lamında kullanılan spor terimi. 6/ Bir devletin
başka bir devlete yaptığı bildiri... "Sessiz — " :
OrhanPamukun romanı. 7/Saz ozanlannın, ken-
dilerinin ya da başkalannın şiirlerini derledikle-
ri, uzunlamasına açılan defter... "Ati çıkınca or-
taya —- silinmeli" (Tefvik Fikret). 8/Kırkpınar
güreşlerini düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen
ad... İlişkin, değgin.9/ Sanat, hüner... Kraliçe.