19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA leyla.tavsanoglu(o cumhurhetcom.tr SOYLEŞI Anayasa ayaklar altına alınıyor C em Uzan 'la, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk 'ün aldığı tehditleri ve Ertürk 'ün Cem Uzan 'ın zırhlı aracını makam arabası olarak kullanmasım da konuştuk. Cem Uzan, TMSF'nin uzlaşmaz, katı tutumundan da ciddi olarak yakımyordu. Konuşmamızın geri kalan bölümü sorulu yanıtlı şöyle: SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU TMSF Başkanı Ahmet Ertürk tehditler aldığını söyleyerek sizin zırhlı Mercedes 'inizi makam aracı olarak kullanıyor. Bunu nasıl karşıladınız? CEM UZAN Eve hacze gelmişlerdi. Arabalan filan götürüyorlar. Şaylan Bey, "Cem Bey bir parti genel başkanı olduğu için can güvenliği açısuıdan zırhlı arabaya binmekzorunda. Onun için onun b»raİahnasuu rica ediyoruz," dedi. Bir yer dit edildikleri yolunda ifade değiştirmeleri için baskılar yaptılar. Bir de sığınak lere telefon ettiler. sonra da arabayı bıbulunmuş. Türkiye'deki lmar Kanunu'na rakmayı kabul ettiler. Ben de zırhlı arabayı kullanmaya devam ettim. Bir gün 25 göre her evin bır sığınağımn olması lazım. Ama bizde bu sığınaklar dükkân yıllık ahbabım Güneş Taner'in oğlunun yapılıyor. Şımdi çiftliği didik didik andüğünü vardı. Gittik. Ertesı gün Doğan Grubu yayınlannda, "Saltanat devam edi yorlar, orayı burayı yıkıyorlar. Peki, altırt aramadınız mı? yor" sözleriyle fotoğraflar çıktı. tki gün UZANNe altım, Allahaşkınıza? Orasonra bizim konımalar, "MaK poös evi bası benim ve kardeşimin ailece dinlenmesıyor" dediler. Haydaaa.. Aldılar arabaye gittiğimiz yuvamız. yı gittiler. Iki gün sonra gazetelere bak Bir de oradakigizli kasadan söz editım, arabayı kendisi kullaruyor. Buna tepki gelince bu sefer, "Tehdit edildim. Onun liyor. UZAN Hakan'ın, (kardeşi Hakan için kendim kullanıyonım," dedi. Uzan) silaha merakı vardır. Orada ruh Ahmet Ertürk ölümle tehdit edildisatlı silahlan vardı. Silahlann bulunduğini söyleyerek Şişli Cumhuriyet Savcılığı 'na başvurdu. Hatta anlaşılan si ğu o mekânda sürekli yaşamıyorsanız bunlan kasada saklamanız lazımdır. 0 da zi hedef gösterdL Siz onu tehdit ettiniz onlan evın bodrumundaki kasalarda sakmi? lıyordu. Bu kadar basit. Gizli kameralarUZAN Beni hedef gösterdiyse bundan söz ediyorlar. Dünyada hangi zengin dan memnun olurum. Çünkü kendisiyle işadamının evinde güvenlik için gizli kayargı önünde hesaplaşmaktan memnunluk duyanm. Ne zaman, nerde, ne şekil mera yoktur? Hele de orada sürekli yade, ne yapmışım? Ahmet Bey'in gazete şamıyorsa. lerde tehdit edildiği yolunda beyanatlaAileme zulmettller n çıktı. Son toplantımızda içeri girdim ve "Birricamvar. Lütfen zabıt hıtulsun. Ah Ama siz TMSFyöneticilerini çiftlimet Bey'e de direkt soruyorum. Sizi tehğe çağırıp tuhaf pozisyonlarda filmledit etiim mi? Sizi tehdit ettivsem lütfen hakkımda suç duyurusunda bulunun" dedim. Bunun üzerine şu ifadeyi kullandı: "Biüyorsunuz. basın söyienmeyenleri yazıyor. Ne demek? Gayet iyi ilişki içinde toplanolan götürüyoruz.'' Ama dediğim gibi hâlâ ses yok. Türkiye'nin laik, çağdaş, medeniyüzünü temsileden kurumlann ses çıkarmamalarından yakınan Cem Uzan: I CEM UZAN: 1998'de bedelli askerlik yapanlar listesinde I benim ismim de yer aldı. Bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığı bir araştırma yaptı. Benim her şeyimin tamam olduğunu saptadı. 2001 'de Motorola olayı çıkınca Fatih Altaylı denilen kişi benim askerliğimle ilgili bir yazı yazdı. Baİcanlık tekrar bir araştırma yaptı. Yine askerliğimi mevzuata uygun I ygun olarak yaptığıma karar verdi. rini çekmişsiniz. UZAN Ben oraya nasıl TMSF'cileri çağırabilirim? Onlarla diyaloğum yok ki. Sadece toplantıdan toplantıya görüyorum onlan. ÜsteUk ben özel hayatmda çok sınırlı bir arkadaş çevresi olan bır insanım. Evime de sadece o insanlan çağınnm. Bugün falan bakanı, öbür gün filan müsteşan ağırlamayı düşünen bir insan değilim. Bir de neden sadece Cumhuriyet gazetesine ilan verdiniz? UZAN Çünkü öbür gazeteleri ilan çıkartmaya layık yayın organlan olarak görmüyorum. O ilanın ilk versiyonu vardı. Bızım hukukçular oradan bazı kelimelerin çıkanlmasını uygun buldular. Ama o versiyon aynı zamanda bütün TMSF yetkililerine ihtarname olarak gönderilmiştir. Orada diyorum ki: "Her türlü meşru yola başvuracağun. Hakkunı sonuna kadar arayacağun. Ve bana yapılanlardan hesap soracağun. Bu benim en tabii insani hakkım. Çoiuğundan çocuğundan, eşinden de soracağun." Peki, neden? UZANÇünkü onlar eşime de, çocuklanma da zulmediyorlar. Benim dört çocuğum var. En küçügü 1.5 yaşındaki Yasemin Paris. lmar Bankası'na 3 Temmuz 2003 'te el kondu. Yasemın Pans 29 Agustos 2003'te dünyaya geldi. Yani lmar Bankası'na el konulduktan iki buçuk ay sonra. Iki aylık bebekken banka kaynak larmı zimmetine geçirmekten sanık olarak gösterildi.Ödeme emri çıkanldı, haciz kondu, yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Yani birkaç aylık bir bebek de bu biçimde suçlandı? UZANEvet. Yurtdışına çıkış yasağına itiraz ettik. O arada Yasemin Paris dokuz aylık olmuştu. Mahkemeye verdikleri dilekçedeki savunmalannda aynen şöyle diyorlardı. "Yurtdışına çıkarsa delilleri karartabiUr, ya da yok edebilir." Ben, "Annesinin karnuıda suç işlemekie suçlanan ilk bebek benim kızım" diyorum Kan bağı Naziler'in tkincı Dünya Savaşı'nda kullandıklan kanunun temeli. Ben bunu TMSF'de söylediğimde TMSF avukatı bir hanım, "Ama biz kanunlan uyguluyoruz" dedi. Bendencevap: "Kanun ayn, hukuk ayn şeylerdir. Kanuna uygun olması hukuka uygun otanası anlamına gdmez. Toplama kamplanna insanlan gönderenler de kanunlan uyguluyorlardı. Ama hiçbiri e\rensel hukuka uygun depdL Siz annesinin karnındaki bir bebeği sanık yapamazsınız." Bu kanunu anayasaya ve evrensel hukukun her türlü ilkelerine aykın olduğunu bile bile çıkaran hükümete, bunu bi le bile imzalayan Sayın Çumhurbaşkanı'na, önüne üç kere gelmesine rağmen her türlü manevrayı yapıp topu taca atmayı beceren Anayasa Mahkemesi'ne teşekkür ederim. 2004 Türkiyesi'nde yaşıyoruz; AB ninnileriyle uyutuluyoruz. Ve insanlar kan bağından dolayı suçlu hale getirilıyorlar. Sizi, askerlik yapmadığınız gerekçesiyle şimdi askere almak istiyorlar. UZAN Ben üniversite öğrencisiyken de babam beni çahştınrdı. Yaz tatillerimin bir kısmını Suudi Arabistan'da geçiriyordum. 1983'ünHaziranı'nda Suudi Arabistan'da ortak olduğumuz şirkette çalışmam için çalışma iznim alındı. Aym yılın eylülünde ABD'ye gittim. Son dört dersimi verdim, aralıkta da mezun oldum. Sonra Suudi Arabistan'a döndüm. 1985'te kendi şirketimizi kurma hakkım aldık. Oturma iznimi eski şirketten kendi şirketime transfer ettim. Evraklan tamamlayınca da bizim konsolosluğa gidip bedelli askerlikten yararlanmak istedigimi söyledim. 1986 Martı'nda gittim, iki ay askerlik yaptım. Terhis olunca da Istanbul, Suudi Arabistan, Libya üçgeni arasında çalışmaya devam ettim. 1998'de bedelli askerlik yapanlar listesinde benim ismim de yer aldı. Bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığı bir araştırma yaptı. Benim her şeyimin tamam olduğunu saptadı. 2001 'de Motorola olayı çıkınca Fatih Altayh denilen kişi benim askerliğimle ilgili bir yazı yazdı. Bakanlık tekrar bir araştırma yaptı. Yine askerliğimi mevzuata uygun olarak yaptığıma karar verdi. şaşkınlıktan donakaldım Peki, bu yıl neden bu karar değişti? UZAN Mayısta askerlik kapsamından çıkanldığıma dair bir tebligat aldım. Şaşkınlıktan donakaldım. Şaylan Bey dosyaya baktı. Gerekçe aynen şu: 1983'le 1985 arasında Suudi Arabistan'da oturma ve çalışma müsaadesini haiz olarak hiçbir meslek ve sanat icra etmediğiniz tespit edilmiştir. Suudi Arabistan'a ve Libya'ya giriş vızelerim var. Iki pasaport birleşiİc. Onlarda fotokopisi var. Bakıyoruz ki birisinin içinden 27 sayfası eksik. 27 sayfanın nerede olduğunu soruyoruz. Yok, diyorlar. Bakanlık, "lOgünlükonırma w çataşma izm için başvurmuş. 1986'da askeıiiğini yapmış. Dönmüş. 1989'a kadar da Suudi Arabistan'da çahşmaya devam etmiştir" diyor. Bunu bütün yazışmalannda kendileri belirtiyor. Suudi Arabistan'da avukatlar tuttum. Aylarca uğraştım. Yirmi yıl önceki e\Takı buldurdum. Vize kayıtlaruıı da bulduk. Şirket yetkilileri imzaladılar. Hemen Ticaret Odası'na gittik. Ama bize Riyad'daki Türk Konsolosluğu'nun tasdik etmesi gerektiğini söylediler. Gittik. Konsolosluk tasdik etmeyeceğini bildirdi. Her bayramı allecek o çiftllkte geçirlrlz Peki, Pamukova 'daki çiftliği niye bastımz? UZAN Dediğim gibi TMSF'den hâlâ ses çıkmamıştı. Bayram geldi. Her bayramı orada geçiririz. Bu sefer çiftlikte durumun ne olduğunu bilmediğim için çocuklan ve karımı almadım. Daha sonra ortalığı düzenleyip onlan çağıracaktım. Çiftliğe gittik. Ertesi sabah kapı vuruldu. Korumalardan biri,"Jandarma çiftligi basü. TMSF şikâyette bulunmuş. Aramaemrigelecekmiş"" dıyor. Bir saat sonra arama emriyle birlikte daha kalabalık bir jandarma grubu geldi. Evleri dolaştılar. Her şey yerli yerinde duruyor. 0 arada ben çiftlikten çıkartılacağımızı, savcılığa ifadeye çağınlacağımızı anlamıştım. Giyecek eşyalanmı, aile fotoğraflanmı, albümleri arabaya yüklettim. Bir de yiyecek yoktur diye bir araba da yiyecek getirmiştik. Savcı kıyafetlerimi alamayacağımı söylemiş. Kanuna aykın. Bir insanın kıyafetleri haczedilemez. Çünkü şahsi eşyasıdır. Ona da peki dedik. Yiyecek içecekleri de çalışanlara bayram iaşesi olsun diye çiftlikte bıraktık. Fotoğraflann çerçevelerini çıkarttırdılar. Albümlerin deri kapaklannı söktüler. Ona da peki dedik. 'Amaç Uzan'ı parçalamak' UZAN Telsim'in bu borcu vardır ve bu borcu bir şekilde ödemek zorundadır. Üstelik bu, Telsim'i satılamaz hale getirdi. Çünkü Telsim'i bugün alacak kişinin Motorola'yla anlaşması, ona belli garantileri vermesi lazımdır. Ardından TMSF'yle anlaşıp ona belli ödemeler yapması gerekir. Ama 5020 kalktığı ya da davayı bir mahkemede kazandığım gün şirketin bana geri verilmesi lazım gelecektir. Dünyada milyarlarca dolarla kumar oynayacak hiçbir yatınmcı bulamazsmız. Motorola'yla değişik kanallardan az da olsa görüşmeler sürüyor. Biranlaşma zemini çıkabilir ya da çıkmayabilir. Ama benim şu anda birinci önceliğim buradaki mevcut durumu çözmektir. Şu anda ben bütün anayasal haklan elinden alınmış, kendisiyle ilgili iki kanun çıkartılmış bir insamm. Özel eşyalarımı blle haczettller Peki, orada ne aradınız? UZAN Bayramı geçirmeye gittiğimı söylemiştim. Hiçbir şey aramıyordum. Savcılığa gidince orada işi bsa tutmak için susma hakkımı kullanmak istedigimi söyledim. Doktor muayenesi yaptılar. Savcı bana, "Oraya nasıl girdiniz" diye sordu. Benim cevabım: "Evde karuuz yoksa içeri nasıl giriyorsunuz? Anahtannızı sokup kapıyı açarak giriyorsunuz. Öyle değfl mi?"Aynca 6183 sayıh kamu aİacaklan kanunu birinci maddesine göre şahsi eşyalar hacizlenemez. Pantolonumu, gömleğimi, kazağımı haczedemezsiniz. Durdu, "Doğru. Orada biz hata yapok. Eşyalannızı alabilirsüuz" dedi. Yöneltilen suçun cezası 445 milyon liraydı. "Ödemiyorum. ttiraz ediyorunı ve yargüama istiyorum. Ben suç işlemedim. İşlemedigim için de bu parayı ödemeyi reddediyorum." Ogece TMSF'nin adamlan çiftliğe geldiler. Bekçilere saldınyauğradıklan, teh Bir de bütün mallarına tedbir konulan banka çahşanları vardı. UZAN Yani "adına hareket edenkr" denilenler. 5020 sayılı kanun "adma hareket edenlere TMSF suç duyurusunda bulunur" diyor. Iki aylık bebeği sanık diye yazabilen hâkim bu insanlara tedbir koyuyor. Tedbirden sonra suç duyurusu gerekiyor. TMSF de savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Belge olması lazım, yok. Savcılık defalarca evrak istemesine rağmen cevap çıkmayınca takipsizlik veriyor. TMSF, Beyoğlu Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz ediyor. Mahkeme TMSF'den delil istiyor. Yine yok. Dolayısıyla takipsizlik mahkemece kesinleşiyor. Bu insanlann üzerindeki bütün bu tedbirlerin kalkması lazım. Bu sefer dava Sekizinci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gidiyor. Bakın, eünizde mahkeme karan var. Ama hiçbir şey ifade etmiyor. Eşi, çocuğu kanserli olan var. Son dunışmada, sağlık masrafian için tedbiri hafifletm, diye yalvardılar. Amaç Cem Uzan'ı paramparça etmek, yok etmek. Çok agrıma gldlyor Hangi gerekçeyle? Tasdik etmeyiz, dediler. Böyle olunca Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'na gidip onay yazısı alınca Türk Konsolosluğu da tasdik zorunda kaldı. Bu sefer ben ikirciklendim. Yoksa başka bir şey mi yapmayı düşünüyorlardı? Bunun üzerine bir de bir AB ülkesi temsilciğinden de tasdik ettirme fikri aklıma geldi. Böylece Yunan Büyükelçiliği'nden de onay yazısı aldım. 16 Aralık'ta Askeri Idare Mahkemesi'nde duruşma var. Duruşmaya kendim gideceğim ve size anlattıklanrmn hepsini aynen orada anlatacağım. Her taraftan inamlmaz bir linç. Milli Savunma Bakanlığı'nın beni askerliğimi yapmış olma kapsammdan çıkaran dosyasında Ehşişleri Bakanhğı'nın Suudi Arabistan makamlanyla bir tane bile yazışması yok. Sadece dedikoduya dayanıyor. O yazışmalann yapıldığı günlerde aym Dışişleri Bakanlığı Gem Uzan'ı Ürdün vatandaşı olduğu gerekçesiyle bir de vatandaşlıktan çıkarmak istiyor. Kardeşim karar verin. Vatandaşlıktan mı çıkaracaksınız, askere mi göndereceksiniz? Bütün anayasal haklannı elinden almışsınız. Türkiye'de milli sermaye olarak yapayalnızım. Yabancı ortaklanm olsa bunlann hiçbiri başıma gelmeyecek. Bakın, bizimki ülke ekonomisi için o kadar büyük bir sorundur ki bunu ikinci, üçüncü kademedeki bürokratlann kendi başlanna verecekleri kararlarla çözmeniz mümkün değil. Verin bir randevu, oturalım, konuşalmı ve bu meseleyi çözmeye çalışahm. En çok ağınma giden de bu ülkenin laik, çağdaş, medeni yüzünü temsil eden kurumlann hukukun, anayasanm ayaklar altına alınmasına seyirci kahnalan, ses çıkarmamalan, oraya imza koymalandır. Bu ayıptır ve o makamlara yakışmamıştır. Slyasete girdim böyle oldu Sizce bunun nedeni? UZAN Çünkü siyasete girdim. Bütün bu olaylar insana çok ağır bedeller ödetiyor. Ben 44 yaşında kalp hastası oldum. Ben Anayasal tüm haklarım günde iki saat spor yapanm. Kenelimden alındı dine dikkat eden bir insamm. Bu hastahk periyodik sağlık Bütün bunların Motorola kontrollerim sırasında ortaya çıkolayıyla bağlantısı olabilir mi? tı. Bana inanan ve güvenen 2.5 UZAN Sanmıyorum. Aşağı milyon insan bana oy vermişler. yukan üç yıla varan bir hukuki Onlara bazı sözler verdim. mücadelemiz var. Bu, değişik ülSağlığmı el verdiği sürece de kelerde oldu. Sürüyor. Ortadapasözümden dönmeyi düşünmüyora yok, ama verilen mal var. Dorum. Hiçbir suç işlemedim. işlekuz milyar dolarla başladı, dörmiş olsaydım çoktan başıma nede, ikiye düştü. Buradaki gerçek ler gelirdi... Şimdi eşi benzeri göTelsim'in Motorola'ya borcunun rülmemiş bir zulüm yaşıyorum. olması. Ama bunu Telsim hiçBütün aile fertlerim ve çocukbir zaman inkâr etmedi. Sözleş 44 yaşında kalp hastası olduğunu söyleyen Uzan, "Hiçbir suç işlemedim. İşlemiş olsaydım çoktan başıma neler gettrdi. Şimdi eşi benzeri görüünemiş bir zulüm yaşıyorum" diyor. lanma da yaşatılıyor. Beş yaşınmeye göre de bunun Isviçre'de sim bu paraları ödeyemez duruma let bunu bir yıl uyguladı. daki çocuğum polisin takibine uğratahkim heyeti tarafından halledikneBir yıl sonra deprem vergisi koydu. düştü. Sonra her iki şirketin birbirledı. Ben bu ülkeye ne yaptım? Yatınm si lazım. Onlar kendilerine göre Bugün Telsim için de, Turkcell için de rine karşı yanlışlan oldu. Aradaki güyaptım, istihdam yarattım. ABD'de şahıslan dava ettiler. geçerlidir. Cironun yüzde 67'si devven ortamı ortadan kalktı. Iş, mahkeAilem her ay 35 bin kişiye maaş 1998'delisanslaralınmıştı. 1999'da lete, yüzde 33'ü şirketlere kalıyor. melere düştü. ödedi. 2002'de Kemal Bey vergi ödedeprem yaşandı. Lisanslara göre ciHer şey allak bullak oldu. Bunun üze Telsim Motorola'ya bu borcu yenler listesinde birinci, ben ikinciyronun yüzde 85'i şirketin olacaktı; ödeyecek mi? dim. yüzde 15' i de devlete ödenecekti. Dev rine 2000 ve 2001 krizlen geldi. Tel " BİTTİ 7~
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle