19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 CUMHURİYET 6 ARALIK 2004 PAZARTESİ HABERLER 2000'Lİ Y1LLARDA ERDAL ATABEK AP Başkanı Josep Borrell, Güneydoğu ziyaretinin siyasi açıdan önem taşıdığını söyledi 'Diyarbabr'a gelmem mesaj' AB'nin kültürlere, bireylerin kültürel ve dilsel özelliklerine büyük dikkat gösterdiğini belirten Borrell, "Kritik bir evrede Diyarbakır'a gelmem siyasi açıdan önem taşımaktadır" dedi. AP Başkanı Diyarbakır Şehit Aileleri Derneği'ni de ziyaret etti. Şorumluluk Sahibi İnsan Olmak... "Şorumluluk taşıyan insan" olmak, günümüzde giderek artan bir önem taşıyor. Çünkü günümüz yaşam biçiminde "sorumluluğu kaldınlmış insanın rahatlığı" bu çağın "uydumculuğu ödüllendirilen", "çıkarcılığı övülen" insan tipi ile uyum sağlıyor. Kendi sorumluluğunu almayan, kendi yapması gerekenlerden başkalarını sorumlu tutarak yaşayan insanlann "becerikli, köşe dönücü, iş bilici" sayılması da bu durumu pekiştiriyor. Bizim "aşın koruyucu kültürümüz"deWı çocuk yetiştirme modelimiz de giderek daha çok "şorumluluk vehlmeyen çocuk" biçimine dönüştüğü için, bu durum geleceğimizi de etkileyecek niteliğe ulaşmaktadır. "Şorumluluk verme biçimimiz" de, yetiştirdiğimiz insanlara "kendine karşı şorumluluk" değil, "aileyekarşı", "topluma karşı", "devlete karşı", "Tannya karşı" şorumluluk biçiminde olduğu için de yetişen insanın "yetkin birey" olmasına yardımcı olmamaktadır. Oysa, insanı yetiştiren "şorumluluk sahibi olmak", hem "kendine karşı sorumlu" hem de "foplumuna, ailesine, dünyaya karşı sorumlu" olarak bireyseltoplumsal şorumluluk dengesiyle oluşur. "Kendine karşı sorumlu olmak" da kendi çıkannı kollamakla kanştırılmamalıdır. "Kendine karşı sorumlu olmak", kendi yaptıklarından sorumlu olmaktır. Böyle yetkinleşen kişi, yaptıklarının sonucunu düşünür, onlan ölçme geregini duyar, kendi kararlannı vereceği için de kararlannın sonucunu hesaba katar. Eğeryetişen insanlardan "kendine karşı sorumlu olma "yı kaldırırsanız, ne yapacağını düşünmeyen, yaptıklanna aldırmayan, yaptıklarının sonuçlannı üstlenmeyen kişilerle karşılaşırsınız. Eğer yetişen insanlara "kendinden başkalanna karşı sorumlu olma "yı öğretemezseniz, bu kez de bencilleşme kaçınılmaz olur. Onun için de "bireysel şorumluluk" ile "sosyal şorumluluk" birlikte verilmeli, yaşam pratiğinde her ikisi birlikte kişiyi yönlendirmelidir. Geçmişte, çocuklanmıza ağıriıklı sosyal şorumluluk veriyor, kendi sorumluluğunu veremiyorduk Bugün ise, bireysel sorumluluğu da veremiyoruz, sosyal sorumluluğu da veremiyoruz. Çocuklanmız ya kendi sezgileriyle bir şeyler kazanıyor ya da ne yapacaklannı bilemeden bocalıyorlar. Din ağıriıklı sosyal şorumluluk ise, onlan "kendi eksenleriyle" buluşturmadan yaşamayı öğretiyor. "Şorumluluk sahibi insan yetiştirmek" için, küçük çocukluktan başlayarak çocuklanmızı "yapmaları gereken her şeyi yapma sorumluluğu" ile yetiştirmeliyiz. Küçük çocuklar yemeklerini "kendi" yemeyi öğrenmeli, dağıttıklannı toplamalı, her istediklerinin olmamasının doğru olduğunu anlamalıdırlar. öğrenciler, görevlerinin "iyi öğrenci olmak" olduğunu, bunun için de programlı çalışmanın, disiplinli olmanın kendi sorumluluklan olduğunu öğrenmelidirler. Daha sonraki yaşam da, kişinin hem "kendi yaptıklanndan sorumlu olmak" hem de "başkalanna karşı sorumlu olmak" ilkelerinin dengeli tutumuyla sürmelidir. Bu dünyada yaşayan herkes, hem kendisine hem de başkalanna karşı sorumludur. Bu "kendinden başkaları", insanlar olduğu kadar, hayvanlar, bitkiler gibi canlılar, çevre, madenler, bütün dünyamız gibi yaşamı oluşturan her şeydir. Yetiştirdiğimiz her çocuk, kendi yaptıklanndan sorumlu olmayı bilmenin, kendine, ailesine, toplumuna, dünyaya karşı sorumlu olma bilinciyle yetişmelidir. Onlan böyle yetiştirmekten bizler, anneler babalar, öğretmenler, yöneticiler, herdüzeyde insanımız sorumludur, görevlidir. Şorumluluk alamayan insan, ancak sorumluluklannı başkalanna taşıtarakyaşayacaktır. Bu ise, pek üstünde durulmayan bir asalaklık türüdür. Kendi sorumluluğunu almayan/alamayan insan, zorunlu olarak kendine düşen sorumluluklan başkasına taşrtacaktır. Bu da o kişiyi, pek çok şeyden yoksun bırakır. Şorumluluk alabilmek, kişiye cesaret kazandınr, dürüstlük kazandınr, bağımsızlık kazandınr. Bunlann tümü de kişiye sarsılması zor birözgüven kazandıracaktır. "Çocuklanmız neden özgüvensiz" diye sormadan önce bunlan düşünmemiz gerekiyor. Düşünmemiz, yanlışlanmızı görüp kabul etmemiz, geleceğimizin tümünü etkileyecek kadar önememail: [email protected] 0212 5139098 mı ve yeterü kaynaldar sağlamrsa Diyarbakır 10 yıl içerisinde Avrupa'nm DİYARBAKER Avrupa Parlamenher bakmıdan gefişmiş en modern kentosu Başkanı Josep Borrell, Türkiyetihafinegelecektir.Biz.DKarbalar'ıAvAB ilişkilerinin kritik bir evresinde rupanın bir kenti olarak görüyoruz." Diyarbakır'a yaptığı ziyaretinin siyanüstü ülkeyi tanınıafirsaübulacağım. rada Başkan Osman Baydemir 'le Kürtkültürel ve dilsel özeffiklerine verdiği Baydemir, AP Başkam Borrell'e si açıdan büyük önem taşıdığını vurİlk kez Diyarbakır'a bir AP Başkanı çeTürkçe ve Ingilizce olarak "Diyarönemin göstergesidir. Daha fazla baüzerinde adı yazılı sur maketi ve bir gulayarak "Avrupa Parlamentosu'nun geHyor" diye konuştu. bakır suıiannın yükseküği 12 metre. nş, daha fazla ekonomik kalkınma ve kilim hediye etti. Borrell de Baydebugün buradaki \arügı. AB'nin daha hem Türkiye hem de AB için kültürel Avnıpa Birliği'ne 12 gün kakh" yazımir'e AB entegrasyonunun tarjhini Önemin göstergesi' fazla banş, daha fazla ekonomik kallı afışin altında görüştü. Afışteki denk kimliklerin korunmasma gösterdiği anlatan 4 adet madalyon vererek "Ümit kuıma ve hem Türkiye hem de AB için önemin bir işaretidir." Vali Ala, Borrell'e, Diyarbakırlı ka lemi çok güzel bulduğunu ifade eden ediyorum ki bundan sonrakiler de kültürel ldmlilderin korunmasına gösdınlann işlediği bir kilim armağan Borrell, şunlan söyledi: "17 Arahk Türkiye'nin entegrasyonunu anlanr" 'Gül kadar çaba saıf ettlk' terdiği önemin bir işaretidir" dedi. ederken Borrell de içinde birkaç maiçin ne kadar metre gerekiyorsa, biz o dedi ve Kürtçe teşekkür etti. Borrell ve beraberindekiler Diyardeni para bulunan paketi vererek "Bun kadar metreyi esas ahnz. Bir AP BaşBaydemir ise TürkiyeAB ilişkileBorrell ve beraberindekiler, Kadın bakır'da önce kısa bir şehir turu yaplar Avrupa Birliği'nin geçmişini anlakanı'nın böyiesi önemli bir dönemde, ri çerçevesinde Dıyarbakır'm en az Merkezi (KAMER), Diyarbakır Batı. Tarihı surlara çıkan Borrell, ardın tan paralandır. Sizin hediyeniz kadar TürkiyeAB itişkilerinin kritik bir evDışişleri Bakanı AbduDah Gül kadar rosu ve Türkiye tnsan Haklan Vakfi Işdan Valı Efkan Ala'yı makamında zigüzel değiL Bu paralar. ümit edivoresinde bu şehre geliyor olmasL siyasi çaba sarf ettiğini belırterek şöyle dekenceye Maruz Kalanlar Tedavi ve Reyaret etti. Sıcak karşılama için teşekrum ki Türkhe'nin de geleceğini anvamettı: "Reformlannuygulamasınaçıdan önem taşımaktadır. A\rupa habilitasyon Merkezi yetkilileriyle de kür eden Josep Borrell, "Ümitediyo latacak" dedi. Daha sonra Büyükşeda yaşanan sıkuıülar müzakere tariParlamentosu'nun bugün buradaki görüştü. Ardından Diyarbakır Şehit rum ki bu ziyaret sırasında bu olağahi verilmesiyte aşılacakbr. Banş ortahir Belediyesi'ne geçen Borrell, buvarhğı, AB'nin kültürlere, bireylerin Aileleri Derneği'ni ziyaret eden Borrell, bölgede uzun yıllar çok acı çekildiğini ifade Alman muhalefeti: ederek "Şimdi dununun düzelmekte olduğunu biHyoruz. Amacumz herkesin görüşlerini, gekceğe yönelik beklenülerini alabümektir" dedi. Dernek Başkanı Ahmet Büyükburç, ilk defa Avrupa'dan gelen FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) Almanya'da bir heyetin kendilerini ziana muhalefet partileri Hıristiyan Demokrat Birlik yaret ettığıne dikkat çeke(CDU) ve Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) başkanlan, rek "Şimdiye kadar getenbir mektupla Başbakan Gerhard Schrödere sesleneler hep bir tarafa yönelirek, Türkiye'nin tam üyeliğine yol açacak müzakereyordu. Terörün hedefi inlerin başlamasına engel olmasını istediler. CDU Gesandır. Avrupa tnsan Haknel Başkanı Angela Merkd ile CSU Genel Başkanı lan Sözleşmesi'nde tanıEdmund Stoiber, ortak mektuplannda, Türkiye'deki nan en vüksek değer olan reform sürecini desteklediklerine özellikle dikkat çeyaşama hakkına yönelik kerek bu sürecin kalıcı olması umudunu dile gerirditerörist saldınlar devam ler. Her iki başkan, Türkiye için en iyi çözümün "ayetmektedir. Bu, sadece yurncaüklı ortaklık" olduğu görüşünü yinelediler. Merdumuzun değiL tüm dünkel ve Stoiber, Türkiye'nin tam üyeliğinin AB'yi fazyamn sorunudur" dedi. lasıyla zorlayacağını kaydederek üyelik müzakereleriTürk ve Ermenilerin ortak tarihini anlatan Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Ermeni Müzesi açıkh. (Fotoğraf: AA) Borrell son ziyaretini Sürnin, mevcut şemaya göre otomatikman tam üyelikle yani Kadim Meryem Ana sonuçlanacağını, bunun AB'nin altından kalkmakta Kilisesi'neyaptı. güçlük çekeceği bir yük olduğunu \airguladilar. İBRAHtlM KARAASLAN Türkiye'nin tam üyeliğini engelleyin Tanıma' tartısması Erdoğan Ermeni müzesi açtı tstanbul Haber Senisi Türk ve Ermenilerin ortak tarihini anlatan Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Ermeni Müzesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle açıldı. Törende konuşan hastanenin yönetim kurulu başkam Setrak Tokat, Türkiye'de Ermenilerin yıllar boyunca beraber yaşadıklannı belirterek "Ermeniler bu ülke mozaiğüun önemli bir parçasL Bö>1e bir müzenin açüması AB yolunda bizi sevindiriyor. Türkiye, AB içindeki hak ettiği yeri er geç alacak" dedi. Başbakan Erdoğan, Surp Pırgiç Hastanesi'nin tarihi ve manevi amsının önemli olduğunu ve bu müzeninın tarihe ışık tutacağım söyledi. "Buradaki her eser, birlikte yaşanmış maziyi açık ve net belgeliyor. Bunlan gören hiçbir göz, muhteşem bir sentezİe beraber yaşadığunız Zana'dan yemek Kapatılan DEP'in eski millervekili Leyla Zana, Borrell onuruna Istanbul'da akşam yemeği verdi. Önceki akşam Ortaköy Feriye Lokantası'ndaki basına kapalı yemekte Zana'nın "Avrupa ve dünya>a yönelik çağnmı Borrell şahsmda bir kez daha yineliyvrum; Türidye ile müzakereiere hemen başlanmah ve kararda tam üyeük perspektifı net ve kesin bir ifadeyle mutlaka yer ahnahdn" dedi. Papadopulos baskısını arttınyor LEFKOŞE (ANKA) AB zırvesıne kısa bir süre kala Rum yönetimi, Türkiye'ye yönelik baskılarını arttınyor. Rum lideri Tasos Papadopulos, Türkiye'nin Rum kesimini 17 Arahk öncesi tanıması ısrannı sürdürürken "Türkiye'nin Kıbns Cumhuriyeti'ni (Rum kesimi) tanımak yükümlülüğü var" dedi. Rum basınına göre Papadopulos, Türkiye'nin Rum kesimini tanıması gerektiğini belirterek yeni 10 üyenin tanınmasının AB müktesebatında koşul olarak yer alması konusunda AB'yi ikna etmeye çahştıklannı söyledi. Papadopulos, Türkiye'nin Rum kesimini sadece 17 Aralık öncesi geçici olarak değil devamlı olarak tanıması gerektiğini vurgularken "Eğer bundan önce ve sonrası var olmayacaksa, Türkiye'nin kaülını müzakere lerinin başlaması lehinde oy kullanmamızı sağlamak için bizi geçici olarak tanıması anlamsızdır" diye konuştu. tarihe şaşı bakamayacak" diyen Erdoğan, müzenin kendisi için "insanhk müzesi" olduğunu vurguladı. Konuşmalann ardmdan Maral Dans Topluluğu gösteri sundu. Başbakan Erdoğan, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II Mutafyan ve berbarerindekiler, müzenin açılışını yaptılar. Surp Pırgiç Hastanesi Yönetim Kurulu 2. Başkanı Berdos Şirinoğhı tarafindan 2 yıl önce iç ve dış restorasyon çalışmalan başlatılan müzede, hastanenin tarihi ve Osmanlı döneminde yaşayan Ermenilerin geçmişine tanıklık eden belge ve eşyalar yer alıyor. Hastanenin idari binasmdaki müzede dönemm tıbbi hizmet cihazlan, altın işlemeleri, 1840 tarihi serasker tezkeresi ile saat, piyano, soba gibi çeşitli antika eşyalar sergileniyor. AB Dönem Başkanı Hollanda'nın Avrupa Işleri Bakanı bugün Ankara'da Taıılı pazarhğı hız kazandı ANKARA (CumhurKet Bürosu) AB'nin müzakere tanhi konusunda karar alacağı 17 Arahkzirvesi öncesinde Ankara ile AB başkentleri arasında diplomatik temaslar hız kazandı. AB Dönem Başkanı Hollanda'nın Avrupa Işleri Bakanı Atzo\icolai. zirve sonuç bildirisi taslağı üzerinde değerlendirmelerde bulunmak üzere bugün Ankara'ya geliyor. Devletin zirvesi, Nicolai ile temaslann ardından yann Çankaya Köşkü'nde toplanarak AB ve Kıbns konulannda tutum belirleyecek. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, çarşamba günü NATO toplantısı için gideceği Brüksel'de AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlanna zirve taslağında istediği değişiklikleri aktaracak. AB Dönem Başkanı Hollanda, 17 Aralık'ta alınacak Türkiye karan için hazırladığı taslak merin Dısisleri Bakanı Cül: Avrupa Birliği, 17 AraluCa hayr değil ANKARA (ANKA) Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜJ, 17 Aralık öncesi AB'den çıkacak kararın olumsuz olabileceğı mesajını vererek "Türkiye, kriteıieri yerine getirince, üzerine duşeni yapuıca AB şaşınp kaldı. 17 Arahk'ta sıkuıü Türkrve'den değil, AB'den gelir. 17 Aralık'a biz hazınz ancak AB hazır değü" dedi. Gül, AKP'nin yayın organı Türkiye Bülteni'nin yeni sayısında 17 Aralık AB zirvesi öncesinde Türkiye hakkında çıkacak karar konusunda değerlendirmelerde bulundu. AB'nin başlangıçta Türkiye'nin kriterleri yerine getireceğine, köklü reformlan gerçekleştireceğıne inanmadığını belirten Gül, "Türkiye, reformlan büyük bir kararhhkla gerçekleştirip siyasi kriterleri yerine getirince ve dış poBtikada da büyük bir etkinlik gösterip Kıbns poHtikasında inanıhnaz bir strateji takip edince AB şaşumış vaziyette'' dedi. • Hollanda Avrupa Işleri Bakanı Nicolai, 25 üyenin müzakere tarihi konusunda görüşlerini Ankara'ya aktaracak. Devletin zirvesi Sezer başkanlığında Çankaya Köşkü'nde toplanarak AB ve Kıbns konulannda tutum belirleyecek. üzerinde AB başkentleri ve Anka riyeti'ni dolaylı olarak tanımasıra'nın görüşlerini alıyor. Hollan nı öngören ifade, Türkiye'nin tepda Başbakanı Jan Peter Balkenen kisini çekmişti. Ankara, 17 Aralık'ta alınacak kararda, yeni bir debu çerçevede AB başkentlerinde temaslarda bulunurken Hol koşula bağlanmadan müzakerelerin 2005'te başlatıhnasım, kalanda'mn Avrupa Işleri Bakanı rarda tam üyelik perspektifinin Nicolai de Ankara'ya geliyor. korunmasını ve imtiyazlı ortaklıKoşullar ele alınacak ğa kapıyı aralayan "ucu açık müNicolai'nin görüşmelerinde Hol zakere, kalıcı önlemler, müzakere başhklannı açma ve kapama krilanda tarafindan hazırlanan 17 Arahk taslak belgesi, öteki 24 üye terleri'' gibi ifadelere yer \ erilmenin buna ilişkin görüşleri, Anka mesini istiyor. Devletin zirvesi, Cumhurbaşra'nın değiştirilmesini istediği ifadeler, müzakere tarihi ve öngörü kanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında yann Çankaya Köşkü'nde len koşullar ele alınacak. Taslak toplanarak AB ve Kıbns konulabelgede yer alan ve Türkiye'nin 17 nnda tutum belirleyecek. Ankara, Aralık'tan önce Rumlar tarafinAB'de bazı çevrelerin dile getirdan temsü edilen Kıbns Cumhu diği 17 Aralık'tan önce Türkiye'nin Kıbns Cumhuriyeti'ni tanıması gerektiği görüşlerini haksız buluyor. Tanıma konusunun ancak Kıbns'ta bir çözümden sonra gündeme gelebileceğini bildiren Ankara, AB'den çözüm için Rumlar üzerinde etkisini kullanmasım bekliyor. TemsHciler görügecek 17 Aralık için hazulanan ilk taslak belgede Kıbns'uıtanınması beklentisi dolaylı bir şekilde ifade ediliyor. Belgede, 1963 tarihli Ankara Antlaşması'nın Kıbns'ın da aralannda bulunduğu yeni üyeleri içerecek şekilde ek bir protokolle yenilenmesi isteniyor. AB ülkelerinin Brüksel'deki daimi temsücileri, çarşamba günü Brüksel'de gerçekleştirilecek toplantıda, taslak belgeyi bir kez daha ele alacaklar. Avrupa kimliği tarbşılıyor • Haber Merkezi 67 Kasım tarihleri arasmda Lizbon'da düzenleneceki "Avrupa Kimliği / Avrupa'da Kimlikler' konulu kolokyuma Türkiye'den felseciyazar Önay Sözer de katılacak. Lizbon Katolik Üniversitesi, Goethe Enstitüsü, British Council, Türkiye, Fransız, Japon Büyükelçilikleri, FransızPortekiz Enstitüsü, Portekiz'deki Avrupa Parlamentosu Komisyonu'nun düzenlediği kolokyumun açıhş konuşmasını Avrupa Komisyonu Başkanı Barosso yapacak. Türkiye'den 23 kişinin katıldığı toplantıda Önay Sözer de 'Dünya Sorunu olarak Avrupa Kimliği' başlıklı konuşmasmda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne aktif üyeliğinin dünya sorunlannın çözümüne katkısı olabileceği tezini geliştirecek. IR NOKTASI İki gündür Brüksel'de Avrupa Parlamentosu binasında Türkiye'nin AB'ye üyelik sorununu tartışıyoruz. Tartıştığımız kişilerin önemli bir kısmı Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyorlar. Ikinci günkü toplantıya Belçika Dışişleri Bakanı da katıldı. 0 da bir konuşma yaparak Türkiye'nin müzakere tarihi alması konusundaki düşüncelerini söytedi. Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesinden yanaydı ancak ülkemizdeki eksikleri de biliyor ve görüyordu. Alevi sorunu, Kürt sorunu, gayrimüslim azınlıklara yönelik uygulamalan biliyordu, eleştirilerini belirtiyor ve bunların düzeltilmesini istiyordu. Yine bir başka konuşmacı Türkiye'de işkencenin yaygınlığından şikâyet ediyordu ve bunun kabul edilemez olduğunu vurguluyordu. Daha buna benzer, birçok alanda ülkemizdeki uygulamalara ilişkin endişeler dile getirildi. Toplantıya katılan bizlerin çoğu bu sorunlann farkındaydık ve bu eleştirilere hak veriyorduk. Ancak bütün bunların mü /ORAL ÇALIŞLAR ğilim. Mutlaka kendilerine bu kadar yabancı bir kültürü tam anlamıyla anlamalan söz konusu olamaz. Ancak acaba bizim derdimiz Avrupalılara kendimizi anlatamamak mı? Gelin biraz kendimizi onlara nasıl anlattığımızı vetanıttığımızı konuşalım. lletişim çağındayız, Türkiye'nin neresinde ne olursa, bundan tüm dünyanın haberi olduğu gibi Avrupalıların da haberi oluyor. Mardin Kızıltepe'de baba oğlun öldürülmesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin hazırtadıklan rapor şöyle: "Bu biryargısızinfazdır." Peki, bu olay ilk başta nasıl algılandı. Içişleri Bakanı önce eski refleksin bir parçası olarak "Bunlarteröristti" dedi. Çünkü Içişleri Bakanı, olayın gerçekleştiği yerdeki emniyet güçlerine sormuştu. Onlar da "Evet bizyargısız infazyaptık" mı diyeceklerdi. Sonunda mızrak çuvala sığma [email protected] ne çıkarmak kolay değikdir. Bu Türkiye'nin gerçeğidir, bu gerçeği Avrupalılar biliyor ama biz kabullenmek istemiyoruz. Aleviler, hâlâ kendi inançlannı savudı, Türkiye'deki değişimin de etkisiyle olay kamuoyunda tartışılmaya başlan nurken yok sayılmaya devam ediliyor. Alevi isimli demek kurmak daha yeni serdı ve gerçekler gün ışığına kavuştu. Bu örnek olaya bakarak düşünelim: best hale geldi. Kürtler, kendi kimlikleAvrupalı bu olaya bakarak Türkler ko riyle ilgili konularda hâlâ engellerle yüz nusunda nasıl bir değeriendirme yapa yüzeler. Müslüman olmayan azınlıklar çebilir? "Bu ülkede güvenlik güçleri hâlâ şit çeşit dertlerle yüz yüzeler. Biz bunyargısız infaz yapacak alışkanlıklannı lan ne kadar biliyor, ne kadar kabul edisürdürüyortar." Böyle düşününce bizi yor, ne kadar aniamayaçalışıyoruz? Biz yanlış mı anlamış olacak? Siz Brüksel'e kendimizi ne kadar tanıyoruz? Avrupa'ya kendimizi tanıtamıyoruz, yüz uçak dolusu tanrtıcı da gönderseniz, Kızıltepe'deki olay Türkiye'nin ger gibi klişeleri bırakıp ülkemizin daha aydınlık bir ülke olması için kendi eksikçeği olarak silinip yok edilemez. Aslında sorun Avrupalıların bizi tanı lerimizi görüp bunlan gidermek için müyıp tanımamasından çok bizim kendi cadele etmeliyiz. Avrupalılar, Türkiye'demizi tanıyıp tanımamızla ilgilidir. Türki ki gelişme ve ilerlemeyi esas olarak göye askeri darbelerden arta kalan birsis rüyor ve anlıyoıiar. Belki eksik, belki geç temden kurtulma sancılan yaşıyor. Bu ama asıl olarak anlıyoriar. Bizim kendimizi doğru olarak annedenle 50 yıllık bir devlet refleksinin gölgesinde yaşamaya devam ediyor. Bu ül lamamız, onlann bizi anlamasından daha kede hâlâ işkenceci polisleri yargı önü önemli değil mi? 'Avrupalılara Kendimizi Anlatamıyoruz' zakere tarihi verilmesine engel olmadığı inancındaydık. Konuşmacılann çoğu da bize hak veriyordu. Tabii bu arada eleştiriler, bazılanmızın kanına dokunuyordu. Toplantıya katılan Türk işadamlanndan birisi, "Şimdi bir de Türkiye'nin doğusundaki insanlann Türk olmadığı iddia edilmeye başlandı. Onlar (Kürtleri kastediyordu) farklı birdil konuşmalanna rağmen özbeöz Türktürler" diyordu. Buna benzer görüşlerin Türkiye'de de destekleyicileri olduğunu biliyoruz. 0 işadamı eminim ki, "Bu Avrupalılar bizleh anlamıyor. Kendimizi onlara yeteri kadar anlatamıyoruz" diye düşünenlerdendi. Bu Avrupalılara kendimizi anlatamama anlayışının tamamen anlamsız bir tavır olduğu inancındayım. Avrupalıların Türkiye'yi ve Türkleri tam anlamıyla anladıklannı iddia ediyor de PatPiklerden ortak ayin • İstanbul Haber Servisi Fener Rum Patriği Bartholomeos ile Iskenderiye ve Afrika Patriği Theodoros, birlikte pazar ayini yönetti. Patrik Bartholomeos'u Balat'taki Fener Rum Patrikhanesi'nde ziyaret eden Theodoros, pazar ayinine katıldı. İki patriğin birlikte yönettiği ayine, çok sayıda turist katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle