Katalog

SAYFA CUMHURİYET HABERLER r ç ay önce 9 Ağustos 2004 te Japonya'nin Mihama Nükk Santralı'nda meydana Nükleer gelen kazada 4 kişi öldü. 5 ARALIK 2004 PAZAR PAZAR ORHAN BURSALI Yeni Stratejik Ortak Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin bu akşam ülkemize geliyor. Tam da ülkemizin Avrupa Biriiği'nden üyelik için tarih alma savaşı verdiği sırada... Peki, başka neler oluyor "şu sırada"? • ABD, Ortadoğu'yu gelecek çıkarlanna göre uzun vadeJi yeniden biçimlendirme peşinde. Bu nedenle Irak'ta savaşıyor... •ABD(veAB),Rusya'nın"arkabahçesi"nesaldınyı sürdürüyor: Gürcistan da büyük paralardökerek Amerikan ve Batı yanlısı bir ıktidar kurduktan sonra, şimdı de aynı olayı Ukrayna'da sahneye koyma peşinde. • Putin, geçen ay, yepyenı bir atom silahını duyurdu. • Çin müthiş bir ekonomik atak içinde, bu gücüyle siyasi anlamda da ABD'ye tehdit oluşturuyor. • ABD, Rusya ile Çin arasında köprü başlannı tutuyor. • ABD büyük bir borç girdabında; bu sarmaldan kurtulmak için, dolann değerinin düşmesi sonucu, Amerika'nın dışsatış potansiyelini katlamasını ve ucuz dolar ülkesıne daha büyük yatınmlar gelmesini bekliyor. özetle, etkı ve yetki alanlarının yeniden ve yeniden belirlenmeye başladığı, hem siyasal, hem ekonomik hem de sılahlı mücadelenın alabildiğine sürdüğü birdönem... ••• Bugün Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında tarihin hiçbir dönemınde görülmemiş zenginlikte ekonomik ilişkiler söz konusu. Türk yatırımcılar Rusya'da 12 milyar dolarlık proje gerçekleştirmiş. Doğalgaz ve petrol, iki ülkenin yazgısını uzun vadeli olarak bağlıyor. Rusya Federasyonu, büyük bir uygarlığın ve bugün de hâlâ büyük bir politik ve ekonomik gücün temsilcisi. Sovyet ımparatorluğunun çökmesinden sonra geçırdiği büyük sarsıntıyı kısa sürede atlatmayı başardı. Putin, otoriter Rus geleneğinin temsilcisi. Rusya'nın toparianması, bu "geteneği'n "iktidara getirmesi" ile mümkün oldu. Unutmayalım ki, "Batılı" Yeltsin de Rusya'nın yeniden toparianması için Putin'e yolu açan bir Rus. Oligarklar arasında parçalanmış bir Rusya, merkezi otorite sayesinde yeniden birieşiyor! • •• Türkiye ile Rusya arasında en büyük tarihi yakınlaşma, Lenin ile Atatürk dönemine denk gelir. Daha sonra, Stalin'in Türkiye'den toprak taleplen, ilişkılen iyıce gerer. Ki bu taleplerde, Inönü iktidaıiannın Nazi Almanyası'nın Rusya'ya karşı saldınsını desteklemesıne karşı bir misilleme niyeti de vardır! Türkiye'nin Ikinci Dünya Savaşı sonrası Batı'ya yönelmesi ve Amerika'nın tam kucağına oturması, Cumhuriyet tarihimizin en kritik dönemecidir. Arkasını, NATO üyeliği ızlemiştir. Türkiye'nin bugün ıçınde bulunduğu herbakımdan geri durum ile, Batı'ya yönelme arasında, kımsenin yadsıyamayacağı birebir ilişki vardır. Çünkü, Türkiye'de, 1940'lara kadar, neredeyse 20 yıl boyunca bu ülkenin kendi ayaklan üzerinde durmak için inşa ettiği ulusal politikalar, karartar, ekonomik başarılar, ArGe birimleri, uçak sanayi hedefleri vb. hepsi çöpe atıldı ve "çağdaşlaşmamız", "ekonomik kalkınmamız" Batı'ya, ABD ve Avrupa'ya ihale edildi. Böytece, ülkemizde ABD'nin ve Batlılann temsilcisi polrtikacılar ve hükümetler dönemi başladı. Onlarla da bugüne gelebildik! ••• "Resmi tarih"e göre, Türkrye'nın Rus tehdidi karşısında, "Bafya sğınmaktan başka çaresi" yoktu. En çok incelenmesı ve tartışılması gereken tarih budur bence. Acaba Inönü, Batı kampında yer almak için, Rus tehdidini bir bahane olarak kullandı mı kullanmadı mı? Acaba, Inönü, Rusya'nın tehdidini ve taleplerini boşa çıkarmak için, yeteri kadar çaba sarf etti mi, sonuna kadar direndi mi, diplomasiyi tüketti mi, ve artık yapacak bir şey yok, noktasına gelindi mi? Bu sorulann gerçeğe en yakın yanıtlarının bulunması gerekmektedir. Bugüne kadar okuduklanm tatmin edici değildir.. ••• Bugün Putin geliyor. Ve Türkiye Avrupa Birliği kapısında ter döküyor! Türkiye, bulunduğu bölge gereği, kendine özel politikalar izlemek zorundadır. Türkiye'ye egemen anlayış, Batı'nın buradaki uzantısı olmaktır! Biz Batı çıkariannın Ortadoğu ve bölgedeki savunucusu olamayız.. Biz, Avrupa Birliği'ne girsek de girmesek de, dünyanın bu çok özel bölgesinde, ancak Türkiye'nin çıkariannın savunucusu olabiliriz.. Birinci anlayış, tıpkı Ikinci Dünya Savaşı sonrasının Türkiye'yı ıttiği "ileri karakoP anlayışıdır.. Bu "uşaklık, kölelik" anlayışıyla varabileceğimiz yer yoktur, tabii yakın tarihi iyi okuyabilirsek. Türkiye, AB ile nasıl stratejik bir ortaklık kurma peşindeyse, aynı şekilde, Rusya Federasyonu ile tıpkısının aynısı stratejik ortaklık kurmalıdır.. Ama bizim kafalar bunu düşüneceklerine, Çeçenistan'ı destekleyen minik ve kafasızlık ömeği düşüncenin peşinde koştular. Halbuki hayat önümüze ne koyuyor? Her şeye rağmen gerçekleşen 12 milyarlık proje ve daha peşinde koştugumuz yeni ekonomik ilişkiler, bize bunu gösteriyor.. "Bölgesel kader ortaklığı"nın bize doğal olarak dayartığı Stratejik Ortaklık, iki tarafa da büyük güç katabilir.. Enerji Bakanı'nın çelişkili açıklamalanna tepki gösteren çevreciler eyleme hazırlanıyor Adım acüm nükleer facia • Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası Sorumlusu Özgür Gürbüz, nükleer santral gibi riskli bir konuda sürekli çelişkli açıklamalar yapılmasını eleştirdi. Gürbüz, "Bu açıklamalar bir planlan olmadığını ortaya koyuyor. Hızlandınlmış tren gibi hızlandınlmış nükleer santral yapacaklar. Sonuçlan daha acı olacak" dedi. VVINDSCALEDEN ÇERNOBİL'E ÜYÜK KAZALAR Dış Haberler Servisi Nükleer santrallann neden oiduğu bılınen en büyük üç kazanın yanında çok sayıda başka kazalann da yaşandıgı biliniyor. Insanlığa ve dogaya onanlmaz zararlar veren bu kazalann sonuçlan tartışılmaya devam edilirken, bugün hâlâ tehdit oluşturan bir dizi nükleer santral da etkin durumda. Nükleer kazalann bılinen en büyük örneklerini, 1957'de lskoçya'da Windscale, 1979'da ABD'de Three Mile Island ve 1986'da Ukrayna'da Çernobil kazalan oluşruruyor. Windscale nükleer kazasının boyutlan tam olarak açıklanmadı ve tam 25 yıl sonra kaza oiduğu ortaya çıkanldı. ABD'de meydana gelen TMI kazasında ıse, yaklaşık 2 gün içinde 900 bin kişi tahliye edildi. 1992'de Rıo de Janerio'daki Dünya Zirvesi'nde, Ukrayna Çe\Te Bakanı Dr. Yüri Sçerbak, Çernobil kazası sonucunda 6 bin kışının öldüğü ve ölü sayısının 40 bıne varacağını, aynca yüz binlerce insanın da kansere yakalanacağını söylemişti. E ÖZLEMGÜVEMLİ nerji Bakanı HilmiGüler'in, kurulması planlanan nükleer santrallann yerlenni açıklamaması ve farklı tanhler vermesi çelişkili bulundu. Meslek odalan ve çevre örgütleri, AB üyeliğı uğruna Türkiye'nin yeni bir serüvene sürüklenmek ıstendığıne dikkat çekerek, Enerjı Bakanhğı'nın nükleer santrallarla ilgili hıçbır planı bulunmadığını savundular. Sivil toplum örgütleri, önümüzdeki günlerde nükleer enerji karşıtı kampanya başlarmaya da hazırlanıyorlar. Elektrik Mühendisleri Odası Istanbul Şube Başkanı Erol Celepsoy, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Bakan Güler'ın Fransa ziyaretinden sonra nükleer santral açılacağına dair açıklamalar yapıldığını anımsatarak "AB üyeüği adına bu açıklamalar yapüryor. Bakan'ın çelişkili açıklamalan, söykdiklerine kendisinin bile inanmadığını gösteriyor " dedi. Celepsoy, bu ay ıçınde sivıl toplum kuruluşları ve çevre örgütleriyle birlikte nükleer enerjı karşıtı bir platform oluşturup eylemler yapacaklannı duyurdu. Insanlık ders ahnıyor! Nükleer Denetleme Komısyonu'nun resmi kayıtlarına göre, bugüne dek felakete yol açabılecek derecede 170 kadar kaza oldu. Sadece 1980 ve 1989 yıllan arasında, ABD'deki nükleer santrallarda, yaklaşık 34 bin operasyon hatası, en az 104 acıl reaktör durdurma olayı ve çalışanlann ölçülebilır dozda radyasyona maruz kaldıklan 140 bin olay rapor edildiği belirtiliyor. Japonya'da 1992'de 20 önemli reaktör kazası bildirildi. Yine 1992'de, Rusya'daki nükleer tesıslerdekı kazalann oranı yüzde 45 artmış, uzmanlar uluslararası kuruluşlara 1 yılda 205 kaza rapor etmişti. îngiltere'de ise gizleGreenpeace üyeleri sık sık yaptıklan eylemlerle nükleer tehlikeye dikkat çekiyor. nen ve yakın zamanda ortaya çıkanlan 17 cıddi Litvanya'daki Ignalina istasyonu, ABD Enerji Bakannükleer kaza yaşandı. 30 Eylül 1999'da Japonya'nın Tolığı ve AB kaynaklan tarafından dünyanın en tehlikeli iskaimura Nükleer Santralı'nda meydana gelen kazada, 49 tasyonu olarak değerlendiriliyor. Tektonik hat üzerinde işçi yüksek radyasyon alarak tedavi altuıa alındı. kurulu santralda sadece 1998'de, 20'den fazla kaza gerBu kazadan 5 gün sonra, Güney Kore'de Wolsung Nükçekleşti. leer Santralf nda benzer bir kaza meydana geldi ve resErmenistan'da, 1988'deki depremden sonra oluşturdumi açıklamaya göre, 22 kişi yüksek radyasyona maruz kaldı. 9 Ağustos 2004'te yine Japonya'nın Mihama Nük ğu tehlike nedeniyle kapatılan ancak 1995'te yeniden işler hale gelen Metsamor Nükleer Santralı da tehlikeli leer Santralı'nda meydana gelen bir başka kazada 4 kişi santrallardan biri olarak biliniyor. Şikâyetler üzerine geöldü. Fransa'nın kuzeyındeki La Hague Superphenix çen temmuzda kapatılan ve bakıma alınan santral. ekimNükleer Santralı'nın civanndaki kıyılan olumsuz etkilede yeniden işler hale geçti. diği biliniyor. PLANLARI YOK Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası Sorumlusu Ozgür Gürbüz, nükleer santral gibi riskli bir konuda sürekli çelişkili açıklamalar yapılmasını eleştırerek "Bu açıklamalar bir planlan olmadığını ortaya koyuyor. Hızlandınlmış tren gibi hızlandınlmış nükleer santral yapacaklar. Sonuçlan daha acı olacak" diye konuştu. Gürbüz, bakanlığın resmi bir açıklama yapmamasına karşın Akkuyu'da nükleer santral yapılmasının yeniden gündeme geleceğinı dile getirerek burasının santral ıçin yer tahsisi yapılmış tek alan olduğunu ve yıllardır kapalı tutulduğunu anımsattı. Gürbüz, nükleer santrallann daha önce gündeme gelen Sinop ve Iğneada'da inşa edilebileceğinı söyledi. TüRKİYE NÜKLEER ÇÖPLÜK Çevre Mühendisleri Odası Yönetün Kurulu Başkanı Cihan Dündar da "Binmsel, teknik ve ekonomik gerekçeleıie büükte dünyada yaşanan tecrübeleri dikkate almayan karar vericüer, nükleer sermajenin baskısıyla ülkemizi uçuruma doğru sürüklemektedir" dedi. Dündar, ABD'nın 1978, Almanya'nın 1982, Kanada'nın ıse ise 1975 yılından bu yana yeni bir santral siparişı vermedığini ifade etti. Dündar, ABD Enerjı Ofisi'nin gelişmiş ülkelerde santral sayısınuı azalacağını, yeni yatırımlann sadece gelişmekte olan ülkelerde yapılacağını öngördüğüne dikkat çekti. . 'M/V Ulla'nın İskenderun Körfezi'nde batmasına göz yumuldu' Çevrecilerden suç duyurusu AKINBODUR İSKENDERUN îskenderun Çevre Koruma Derneği, M/V Ulla adlı geminin İskenderun Körfezi'nde batmasında sorumluluklan bulunduğu gerekçesiyle aralannda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin de bulunduğu, iki başbakan, iki çevre bakanı, üç vali, üç liman başkanı ile iki gümrük başmüdürü hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukat Maruf Kaymaz aracılığıyla savcılığa başvuran iskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Aylin Canpolat Ödemiş, St. Vincent bandıralı M V Ulla'nın 25 Şubat 2000'de İskenderun Körfezi'ne demir attığını, yetkililerin gemıyi geri göndermek yerine batana kadar 1685 gün süreyle limanda kalmasına ızın verdiklerini belirtti. Ödemiş, böylelikle "göreviihmalederek" ve anayasa, TCY ve Çevre Yasası'na aykın davrandıklan gerekçesiyle Başbakan Erdoğan, eski Başbakan Bülent Ecevit, Çevre Bakanı Pepe, dönemin Çevre Bakanı Imdat Sütföoğhı, Hatay Valisi Abdulkadir San, Hatay eski valileri Zeki Şanal ve Yener Rakıcıoğlu. İskenderun Liman Başkanı GaziTaşdelen ile eski liman başkanlan lsmaüKarhk ve tshakÖzdemir, İskenderun Gümrük Başmüdürü Metin Yücedal ve dönemin Gümrük Başmüdürü İsmet Sözen hakkında 6 ay ila 2 yıl arasında hapis istemiyle dava açılmasını talep etti. Yetkililerle görüşmek amacıyla yaptıklan Ankara ziyaretinden sonuç alamadıklannı anımsatan Aylin Canpolat Ödemiş, "Kamu davası açüması için, mahkemenin yapüğı tesph davasuıda biHrkişi raporlannı bekByorduk. Bu raporlar gelince, toksik yükün yararüğı endişe ve zararlara iüşkin, sorumlulann, sorumsuzluğunu gösterme anlamında suç duyurusunda bulunduk. Önümüzdeki günlerde, diğer ilgiüler hakkında da suç duyurusunda bulunacağız". obursali(« cumhuriyet.com.tr KEŞAN FENERBAHÇELİLER DERNEĞİ BAŞKANI SEVGİLİ ARKADAŞIMIZ, KARDEŞİMİZ RADYOAKTÎF ATIKLAR SORUNU Nükleer santrallann en önemli sonınlannın başında radyoaktif atıklann geldiğini anlatan Dündar, şöyle devam etti: "Henüz dünyanın hiçbir bölgesinde, nükleer aüklann saklanması ve imhası için, lisansü nihai bir çözüm ve depolama alanı bulunmamaktadu*. Nükleer santralara sahip birçok ülke, bu aüklardan kurtulmak için yasal veya yasal olmayan yoOardan, Türkiye, Tayvan ve bazı Afrika ülkekrini depo olarak kuflanmaya çahşmaktadır. Aynca nükleer, çok pahab bir teknolojidir. Doğal kaynaklan tüketen, küresel ısuımaya yol açan, asit yağmurlanna neden olan nükleer enerji yerine yenilenebilir rüzgâr enerjisi tercih edilmeBdir.'1 TAMER SAVAŞAL'I KAYBETTİK. AİLESİ ve TÜM SEVENLERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ. YılmazÇiğdem GÜRER