20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 • * Erdoğan: "Dayatma • IM kabul etmeyiz." || Türkçe'si: "Rica \Sa edin, yapanz." Etektrorek posta: denizsom©cumhuriyetcom.tr merika ve Avrupa Birliği'nde bıle yabancılaragayrimenkul satışı belli kural ve kısıtlamalara bağlanmışken Türkiye'de kapılann soArdahan Müftünuna kadar açılması ve bir yılda Malta adalüğü'ne atanan kadın vaiz, çocuklar sından daha büyük toprak satılırken Anayasa Mahiçin cennette gazoz ne kemesi'nin ilgili yasanın iptal başvurusu üzerine seshirleri ve çikolata ağaç sizliğini sürdürmesi üzerine ilk örgütlü tepki Antallan bulunduğunu söylü ya'dan geldi: Kalkan ve Ata Mülkünü Koruma Derneği kuruldu. yormuş. Bu durumda Merkezi Antalya'da olan dernek, Antalya'nın Kalkan cehennemde süt kuyulan ve et dağlan olmalı! ilçesinde yabancılara toprak satışlannı konu alsa da bu tür örgütlenmelerin, "Ata Mülkü" adıyla yurdun geneline yayılması bekleniyor. Siyaset bilimci Emine Karakrtapoğlu'nun kurucu başkanlığını üstlendiği derneğin onur üyeleri arasınAyşe Meral: "Tür da Tapu Kadastro eski genel müdür yardımcısı OrI kiye'nin sözde han Özkaya, Prof. Dr. Korkırt Boratav, sanatçı Caüyeliği için ipe un hrt Berkay, TMMOB eski başkanı Teoman Alptürk T J " seren Avrupa Birli bulunuyor. Karakitapoğlu, şöyle diyor: ği, ipe sapa gelmez istek ve tavsiyelerde bulunup ipin ucunu kaçıSESSÎZSEDASIZ(l) nnca, Avrupa Biriiği'nin ipiyle kuyuya inen ipten kazıktan kurtulanların ipliği pazara çıktı." 0.212.512 05 05 Faks: 0.212512 44 97 Türkiye, AB"ye sekiz şart koymuş... "Doluva mı bosa mı!" PANO Cennet Ata Mulku "Biz, yabancılara mülk satışına muhalefet etmek üzere Türkiye'de kurulmuş ilk derneğiz. Yabancılara mülk satışını kolaylaştıran 4916 sayılı yasanın iptali için çalışacağız. Yabancılann hızla mülk edindiği Kalkan'daki ekonomik, sosyal ve kültürel tahribatı bilimsel verilere dönüştürerek, diğer bölgeleri de uyaracağız." Orta Doğu Teknik Üniversitesi, şehir plancılığı açısından Kalkan'da çalışma yapmış ve bir rapor hazırlanmış. Karakitapoğlu, "Raporu Türkiye'ye duyuracağız. Akdeniz Üniversitesi de Kalkan'daki toplumsal ve kültürel tahribatı inceleyecek bir çaiışmayı önümüzdeki günlerde başlatacak. AntaJya Barosu çalışmalanmıza tam desteğini bildirdi. Yabancılara mülk satışının herkesi ve her oluşumu şiddetli bir şekilde ipiik rahatsız ettiği kesin. Kiminle konuşsak bize destek veriyor" diyor. Yürüriükteki yasaylaTürkiye'nin tamamının yabancılara satılabileceğini belirten Emine Karakitapoğlu, AKP Hükümeti'nin uygulamanın "karşılıklılıkesasına" dayandığı yolundaki savunmasına ise şu örneği veriyor: "Bu savunma, babamın bir gün bana gelip, köydeki geleceğimiz olan araziyi Istanbullu zenginlerden 'Ahmet Bey'e satacağını söylemesine benziyor. Ben 'Aman baba! Nasıl olur? Gelirimiz, geleceğimiz' diye kıvranırken babamın büyük bir rahatlıkla, 'Kızım merak edilecek hiçbir şey yok. Ben Ahmet Bey'le konuştum, karşılıklı anlaştık. Bu araziyi ona satıyoruz ama istersek biz de onun Boğaz'daki yalısını satın alabileceğiz' demesine benziyor." Kalkan ve Ata Mülkünü Koruma Derneği ile iletişim şimdilik 0.555 368 70 07 numaralı telefondan ya da kısa bir süre sonra açılacak "www.atamulku.org" adresindeki siteden kuruluyor. Kaldırımlar, Mazgallar ve Karşılaştırmalar Geçen hafta Floransa'daydım. Bilindiği gibi yabanch lar Rönesans'ın önemli merkezlerinden biri olan bu Toscana kentini "biblo kent" diye adlandırırlar. Gerçekten de Floransa, ortasından geçen Arno Irmağı'nın iki yanına yayılmış birbirinden güzel yapıları, saraylan, kiliseleri, alanlan, sokakları, köprüleri, yüzyıllardırözenle korunmuş mimari dokusu, Leonardo da Vınci'nin, Mikelanj'ın, Rafael'in ve başka büyük resim ve heykel ustalannın yaprtlanyla bu adlandırmayı hak etmiştir. Bugün size bu köşede bunlardan söz edebilirdim. Ya da kentin lokantalanndan, o lokantalardayediğim lezizyemeklerden, içtiğim saraplardan. Floransa'nın çevresi, çevresindeki Siena, Pisa, San Gimignano, Volterra, Castellofiorentino gibi kentler, kasabalar, köyler; yeşil tepeler, o tepelerin üzerine oturtulmuş irili ufaklı şatolar, taş evler, bağlar da yolu Italya'ya düşmemiş okurlar için ilgınç olabilirdi. Bir de doğal ki, Floransalılarda her Galatasaraylının yüreğini ısıtan o Fatih Terim sevgisi... özellikle her ulustan gençlerin rağbet ettikleri, dünyanın ünlü futbolculannın adlannın işlendiği kulüp formaları satan dükkânlarda, tezgâhlarda, örneğin Rooney'in ve Ronaldo'nun formalannın arasında "H. SL//rur9"yazanını görmenin verdiği mutluluğu da paylaşabilirdım sızlerle. Eğer böyle bir yazı yazsaydım, iokanta duvarlannda Fatıh Terim'in, sokak tezgâhlannda Hakan Şükür'ün adını gören eşim Sevgi'nin bana dönüp, "Elin insanlan bizim değeriehmize bizden fazla sahip çıkıyoriar" dediğini de bir not olarak düşerdim. Eğer Fbransa'nın o kaldınmlan, o mazgallan olmasaydı yol arkadaşlanmla, ama yol arkadaşlığından önce her biri benim için ayrı bir "sevgili" olan dostlanmla bir hafta boyunca paylaştığım güzellikleri fotoğraf kareleri gibi sunardım sizlere. Hıfzı Topuz'un yazmaya başlayacağı yeni romanının konusu heyecanlandırırdı sizi. Bugüne dek hep "sanmsak taşı" yontan yontucu Sakine Ozkan'ın bu taştan niçin vazgeçmek zorunda kaldığı ise yeni bir merak konusu olabilirdi. Samiye Öz'ün başında bulunduğu Can Çocuk Yayınlan'nın geleceğe yönelik projeleri sanınm "Çocuklanmız iyi kitaplar okusun" diyen anne babalar için bir umut kapısı açardı. "Umut" demişken, öz çiftinin kızlan Zeynep i de anlatabilirdim size. 0 Amerika'da, Boston'da üç yıldır sanat öğrenimi görüyor ama bir dönem için Floransa'da modem sanat eğitimi alıyor. Güzel, alımlı ve akıllı bir genç kızın yarınki hayatına dair düşünceleri, sorulan ve umutları da ilginç gelebilirdi okurlara. Sabahlan kahvaltı salonuna mutlaka uluslararası televizyon kanallarını izlemiş olarak ınen Türkel Minibaş'tan günün ilk kahvesi öncesinde "dolaravro paritesi", "Çin'deki maden kazası", "Avrupa ekonomisindeki güncel tedirginlikte ABD Merkez Bankası'nın rolü", "Avrupa Birtiği ülkelerinde sosyal güvenlik sisteminin çöküşü" gibi dehşet haberlerini dinlerken geçirdiğimiz bunalımlar kadar, sevgili dostumun çevredeki "bunalım halini" gözlemler gözlemlemez "Bugün neleryapıyoruz, neler yiyoruz arkadaşlar?" sorusuna geçişi ve bu geçişin üzerimızdekı "opmlu şok" etkisi de anlatmaya değerdi aslında. Erdal Öz'ün her defasında beni hayrete ve hayranlığa düşüren o engin "şiirbelleği" de başlı başına bir yazı konusu olabilirdi. Ama bunca ilginç konu varken beni "kaldınmlar ve mazgallar" üzerine düşünmeye yönlendiren de o oldu. Zeynep'in okulunda, onun da bir yağlıboya otoportresinin yer aldığı karma sergiye gidiyorduk. Bir süredir yerde bir şey ararcasına gözleri kaldınm taşlannda yürüyen Erdal Oz, başını kaldırdı, bana, "Bak," dedi, "mazgal kapaklan kaldınmlara nasıl da özenle yerteştirilmiş..." Gerçekten de kaldınm taşlanyla mazgal kapaklan arasında bir milimetrelik bile kod farkı yoktu. O günden sonra ikimiz de bırer "kaldınm mühendisi" gibi Floransa sokaklanndaki mazgal kapaklanna bir başka gözle bakar olmuş, fakat insanlann ayaklannın takh lıp "yaya kazalanna" yol açacak tek bir mazgal kapağı bilebulamamıştık.Oradadasokaklann.kaldınmlannaltınakablolar, borulardöşeniyor, bunlarzamanzamanyenileniyor, fakat sökülen ve yerine yeniden oturtulan kaldınm taşlan eski görünümlerini sanki hiç yerterinden oynatılmamışçasına koruyoriardı. Ister istemez kendi kentimizin, Istanbul'un kaldınmlarını, mazgallarını düşünmüş, en görkemli caddelerde bile ayaklan kaldınmlarda bir şeylere takılan, yere kapaklanan insanlanmız gözlerimizin önüne geimiş, hüzünlenmıştik. "17Aralık"\ da mazgal kapaklarıyla taşlarının kodunu hiçbir zaman tutturamadığımız, tutturamadığımız için de ikide bir yerlere kapaklandığımız yamalı kaldınmlanmızla bekliyorduk. Bu bekleyişin hüznü ise başka biryazının konusuydu. (eposta: [email protected]) DENİZ KAVUKÇUOĞLU Avrupa Birliği ile pastırmacının gelini Şu günlerin mana ve ehemmiyetine uyan fıkrayı, Konya'dan MuzafferTannkul göndermiş: Gelin gittiği evde kocası ve ailesi pastırma yaparak geçimini sağlıyormuş. Ortalık dayanılmaz çemen ve sarımsak kokuyormuş. Gelin kötü kokulan gidermek için başlamış evi temizleyip ovmaya. Akşamlara dek köşe bucak temizlik yapıyormuş. Bir süre sonra gelin, kokulann azaldığını ve giderek yok olmaya başladığını hissetmiş. Günlerden bir gün kaynanası ile ilk kavgaya tutuştuğunda gelin, "Geldiğimde kokudan eve girilmiyordu. Ovdum sildim de yaşanır oldu eviniz" demiş. Kaynanası hiç sesini çıkarmamış hatta memnun da olmuş. Çünkü, gelinin burnunun kokuya alıştığını anlamış. Bu fıkradan sonra Muzaffer Tannkul şöyle diyor: "Avrupa Birtiği de sürekli 'Kürdistan', 'Ermeni soykırımı', 'Rumları tanıyın', 'Kıbns'tan çıkın' diyerek kuracakları yeni düzene kulaklarımızı alıştınyor olmasın, pastırmacının gelini gibi!" Hatta "gibi"si fazla. Anıl Öçal: "Başbakan, 'Kıbrıs konusunda yeni bir dayatma getirilemez' demiş. Hak veriyorum. Dayatılacak ne kaldı ki?" Dayatım (C 1 Vİlllııı v ıll lUlull > v'.'A Akif Kökçe: "Ortadoğu'da, IsrailFilistin arasındaki emperyalizm eksenli savaşı; ABD, Irak'ı işgaliyle din eksenli savaşa çevirdi." B(sen â / pPI! 1 (t &m % !^>l 'iı!|ı (• 1 Tnffiy I ! '// Hukuk tanımazlık Çoriu'dan Aysel ve Srtkı Ergüney: "Bir holding patronu, aldığı ihale, Danıştay'da iptal edildiği için yabancı ortağından Türkiye adına özür dilediğini söylemekle, hukuk devletindeki kuvvetler aynlığı ilkesini hiçe saymış olmuyor mu? Yüksek Yerilim Hattı Baba beni eversene! TV programına göndersene! erdincutku/ı yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCt KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(q turk.net Kentsel Dönüşüm Birkaç yıl önce Amerika'daki "Any" mimarlan Ankara ve Istanbul'datoplantılaryapmışlardı. îngilızcedeki "hertaangi"nin karşılığı olan "any"nin sonuna "where"i ekleyerek "herhangi bir yer"de mimarlığı; ya da "time"ı ekleyerek "herhangi bir zamaıTda mimarlığı tartışan bu grup, Türkiye'deki meslektaşlarına şunu önermişti: "Yapdar da giysiler gibidir; mutiu ve çağdaş olabilmek için eskiyincc atmak, yenisini alıp kıülanmak gerekir" Tüketim imparatorluğu mimarlannın bu düşüncelerine karşı hepimizin yüreğine su serpen en özlü yanıtı ise yıllannı mimarlık tarihine ve kentsel korumaya adamış hocamız Doğan Kuban şöyle vermişti: "Bunca araşnrmadan sonra vanhğınız sonuç bu ise doğrusu geç kalmışsınız. Çünkü bizdeki müteahhitkr zaten SO yüdır binalan >> kıp yüap yeniden yapıyorlar." dönüşüm, nedense "tarihi kent dokularTnı yaşatmak ile "yasal ama bakımsız" semtleri ihya etmek için değıl, sadece imar talanı bölgelerinı yeniden yapılandırmak için tartışılıyor. Örneğin, yasa tasansını inceleyen hemen tüm uzmanlar. bu düzenlemenın temelinde "kaçakyapdaşma"nın şimdi de yeni bir şehircilik söylemiyle affedilmiş olacağını söylüyorlar. Hem de sorumlulara ceza yerine "yenilenmis. kent" armağan edilerek; yani yıllardır imar suçu işleyenlere para karşılığında modern binalar ve tapu sunularak... Acaba aynı hükümet, yıkıma ve yok oluşa terk edilmiş kenti "kent" yapan değerlerin kurtanlması ve yeniden yaşama kavuşturulması için de böylesine özel yasalar neden hazırlamıyor? Böyle olunca da yasadışı yapılaşma bölgelerini "çağdaş kentedönüştüreceğiz" diyerek ortaya çıkmak uygarlık adına inandıncı olmuyor. ÇtZGİLÎK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci <ı mynet.com ••• ••• Son zamanlarda "kentsel yenileme" ve "kentsel dönüşüm'' pek revaçta. Şimdi soralım: Yağmalanmış bölgelerdeki yeni imar ve ınşaat olanaklannı hedefleyen bir "yeniC^g^y? H A R B İ SEMİH POROY semihporoy ı yahoo.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN 'L.I .d^ı " (%WAwrtO; Galata, "korunarak yenilenmeyi" beküyor. Hükümetin gündemindeki yeni yasalar arasında "Kentsel Dönüşüm Yasa Tasansı* davar. Her yıl kasım ayının ilk haftasında düzenlenen "Dünya ŞehirciUkGünü" etkinlikleri bu kez ODTÜ ve Şehir Plancdan Odası tarafından 810 Kasım 2004 tarihlerinde Ankara'da "DeğişenDönüşen Kent ve Bölge" temasıyla yapıldı. Istanbul'da da Büyükşehir Belediyesi desteğinde Küçükçekmece Belediyesi ile yine Şehir Plancılan Odası'nca düzenlenen 2730 Kasım 2004'teki 4 günlük uluslararası toplantının adı ve amacı "Kentsel Dönüşüm UygulamalarTydı. Öyle görünüyor ki artık imar ve şehircilik gündemimizde bu kavramlar en önde yer alacak... Aynı kavramlann neden böylesine ilgi çekmeye başladığını düşündüğümüzde ise konunun gündemdeki "öncelikleri" ve bundan sezilen "hedefleri" aklımıza soru işaretleri getiriyor. Çünkü, kenti plansızlıktan ve talandan kurtarmak adına öngörülen ketsel yenileme ve kentsel teme v^ dönüşüm "ün göz kamaştıran kazanç potansiyeli, sakın egemen siyasetteki bu tercihin "beürlevici neden"i olmasın? Nitekim aynı süreç imarplanlama alanında da "bereketh'" günler vaat ediyor olmalı. Baksanıza şehircilerimiz, yeni Koruma Yasası'ndaki tarihsel mimariyi koruma planlannda, mimarlann yetkisiz bırakılması için miutanca çalıştılar. Ne var ki kentsel yenilemedeki öncelikleri, tarihi kent merkezleri yerine talan bölgeleri... Istanbul"daki sempozyumun, Tarihi Yanmada'ya, Galata'ya, hatta Boğaziçi'ne ne yaran olacağını bildiri konulannda arayuı ki bulasmız... Ama aynı toplantıda "atölye çahşmalan" alanı Küçükçekmece Götü ve Sazhdere Barajı çevresindeki "imar yasakh su havzalan"... Buralar için üretilecek "dönüşüm planlan"nın a>ıu bölgedeki talana bu kez de "şehiraBge uygnn imar ranti" kazandıracağı ortada değil mi? oekinci(g cumhuriyetı,om.tr HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BÎLGİN ENÖEUÎ (ÖZÜHÜJ) VARM1S!.. BİZE SAtjÇCE E N 6 E U I DEYIN. ÖZURLÛ OLAN O !.. hayatepik(a mynet.com 12 YASINDAYDI AMA TERÖRISTTI !.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 5Arahk ictnr.mumtazarikan.com UCAKLA KAYAK! 1914 'TE BU6ÜM, KAMADA 'DA, UÇjtfSA gAĞLI İPL£RL£ ÇEta'LEM fCAYAKÇILAH 8İK GÖSTEG/ X4PT7. SU (L6IAJÇ SPO8A MEHAK SABAU 6EAJÇ KAYAKÇIlAR BlR. SÜGEDifl HAZlRLAAJMAKTAYDt. QU£ŞEC ETA . L£7İHİN DONAAÜÇ OLAM OU/M£T GÖLÜ YÜZEYİHİ Bm Pisr eisi n/LiANAU UÇAK VE m4YA*ç/ı/)iz, HEYECAN ve&Cİ GÖSTSe/y/ G£*iÇ£*JjE!ŞTieM/Ç77. UÇAĞA 8AĞU İPLERl OİL£DİtCLERİ AU BlRAKASiteU SPORCUlAfZ, BİR ABA 1OO KıLOMETREY/ AÇAM BİR HI24 E&İŞMİÇTİ. ANCAK ÇOK DEA/eY/MU KAYA/CÇ/lAe/A/ YAPABİLECBĞİ BU SPOR içifj; SAĞLAJH B/R s/Mie SfSTEMİ, ANTR£NMAAJU 8İK 1/ÜCUT V£ YUMUÇAK KAJSLt BİR 2£MİAJ GE/iEKMeZTEyDİ SOLDANSAĞA: 1/ Koruyucu parlak bir cilayla kaplanarak camsı bir görünüş kazandınbnış seramikler için kullanılan sözcük. 2/Felsefede, bilgi ile varlık arasında ilişki kurduğu düşünülen kavram... tzmir'in Sel1 2 3 4 5 6 7 8 9 çuk ilçesindeki ünlü ^ K A D 1 RG A S antikkent. 3/Yanyan „ A 1R 0 R D U mış odun... Üye. 4/TaL D N G hıl ölçmede kullanılan ö 4 1RG A T | A N T bir ölçek... Parola. 5/ Hatay ilinde bir ova... ^ R | I T | K U M A Interaette. bir kurum 6 G 0 L | K 1 R E N ya da kişiye ait hizmet 7 A R | A U R A | I adresi. 6/ Bir nota... 8 D NM E| A Y Asya'dabirgöl. 7/Da 9 Y E U L T A N mızlık erkek koyun... Meyve yaprağında yumurtacıklann bağlı olduğu bölüm. 8/ tki büyüklük arasındaki bağıntı... Paylama, azarlama. 9/Donma olayına neden olan bileşiklerden annduılmış yağlar için kullanılan sözcuk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Çok önemli kişi" anlammda kullanılan uluslararası kısaltma... Bir oda ya da mekâna açılan, duvar ya da çitlerle çevrili girinti. 2/ Kaz Dağı'nm antik dönemlerdeki adı... Yeni Zelanda'nın yerli halkı. 3/Eyerin arka bölümü... Çanakkale'nin bir ilçesi. 4/ Karahindibanın sebze olarak yenen yapraklan... Briçte sanzatunun kısa yazıhşı. 5/Vilayet... Bir nota. 6/Demirinsimgesi... Mitoloji. 7/Birişi yerine getirme... Mesaj. 8/Nefret edilen kimseler için kullanılan bir sövgü sözü... Cilve. 9/Yeniçerilerin kayıtlı olduklan kütük defteri... Eskrimde kullanılan üç silahtan biri. f r ş T • •• T T ı • fs
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle