23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2004 PAZAR HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Kızıltepe raporunu açıklayan CHP heyeti, yargılamanm bir an önce başlamasmı istedi: Sazdan Caza Bir Mekân Anı Canlandıran Kitap Sevgili, Cuma gecesi, Hacer Gündoğdu'nun çağnlısı olarak, dostum Ata Sakmar ile birlikte, Tünel Pasajı'ndaki 'Akbabalı Meyhane'ye gittik. Çocukluğumun pasajlarla bezeli Beyoğlusu'nun sevdiğim yerlerinden biriydi bu mekân. Zaman zaman, salt oradan geçmek için yolumu değiştirir, Tünel'den çıkınca doğrudan doğruya Istiklal Caddesi'nden yürümek yerine, pasajın içinden geçip, Sofyalı Sokağı'nı kat eder, Asmalımescit'ten sağa saparak Caddei Kebir'e çıkardım. Lisenin son sınıflarına doğru, bu güzergâh üzerinde Refik'in ilk yeri, tezgâhının üstünde sifondan, mis gibi çekilmiş, soğuk Tekel Birası içilen bir durak oluştururdu. De Ruan et Fils çiçekçisi, karşısındaki Mac Robert Grill kitapçısı (adlanndan da anlaşılacağı gibi Osmanlı döneminden kalma ikisi de), adını unuttuğum bir tüccar terzi, Sokrates Temizleyicisi, birberbervefotoğrafçının bulunduğunu hatırladığım pasaj, kimi benzerleri yok olurken köhnemeye yüz tutmuştu. Taa ki Hacer Gündoğdu'nun eli oraya değene kadar. Şimdi Tünel Pasajı'nda Ka Ve diye hem güzel yemek yiyebileceğin, hem de akşamları 21.30'dan sonra, yıldızı Emin Fındıkoğlu olan çok hoş müzik geceleri geçirebileceğiniz bir restoran pastane, cıvıl cıvıl antikacı dükkânları, yaz kış çok amaçlı kullanılabilen bir aviu var. Üç yıl önce oraya annemi götürdüğümde, "Oğlum sen beni Paris'e mi getirdin yoksa?" (artık Istanbul Paris'i aratmıyor ya!) dediği enfes bir mekân... Son olarak bunlara, Yücel Sayman'ın fikri olan Akbabalı Meyhane eklendi. Mezeler nefis, mekân harika, fiyatlar da çok makul. Cuma gecesi, 'Akbabalı'da o güzel ortamda nefis mezeleri tattık, meyhanede bangır bangır bağırmayan, kulağı tırmalamayan, sazı dinledikten sonra, açık hava ısıtıcıları altında masalarında oturan insanlann arasından geçip, Ka Ve'ye girerek, sazdan caza intikal ettik; unutulmaz bir gece geçirdik. • •• Ama Cuma geceki sebebi ziyaretimiz, daha elime alıralmaz beni, teldolaplı, maltızlı mutfakları, arkasındaki meyve ağaçlı bahçeleri olan evleriyle bir zamanlar bizim olan, artık dönmemize olanak kalmayan, çocukluğumun Istanbulu'na götüren, anılarımı canlandırıp ruhumda çiçekler açtıran 'Sofranız Şen Olsun' kitabının yazarı Takuhi Tovmasyan Hanımefendi ile tanışmaktı. Takuhi Hanım, 'yemekanı' türü olarak takdim ettiği kitabında, nefis Ermeni kökenli tatlann hazırlanışını değil yalnız, tadımını, beraberinde getirdiği sohbetleriyle o eşsiz havayı anlatırken bütün Istanbulluları ortak geçmişlerine taşıyor. Kitap, içinde Ermenilerin çok seçkin yeri olan birzamanların Istanbul'unun (gerçi Çorlu'ya, Tekirdağı'na, hatta sürgün yıllannda Şam'a kadar uzanıyor ama merkez hep Istanbul'dur) o eşsiz kültürüne ve yaşamına ayna tutan, altı çizilmeden sıralanan övgülerle onu yücelten bir başyaprt. • •• Hiçbir yemek kitabına benzemiyor, sofranın yemek kadar baştacı olan, dostluğu, sevgiyi ve sohbeti birlikte sunuyor. Nenelerinden, dedelerinden başlayan, her bölümü bir yemek tarifi ile biten bu anlatı beni çocukluk, ilk gençlik yıllarımın insanlarına, mutfaklarına, Istanbulu'na götürdü, hüznün göz pınarlanyla birlikte, tebessümü gıdıklayan o buruk coşkusuyla okuduğum kitap, yemeğin yalnızca tüketim malı olduğu bu dönemde anlaşılması güç, bir yemek pişirme emeğinin övgüsü ve yüceltisi. Takuhi Hanım kitabının sonunu şöyle bağlıyor: "...Bu ne biçim biyografi demeyin. Hani okuduğum okullar, aldığım diplomalar? Yazdığım köşe yazılan? Gazete tefrikalan? Katıldığım yarışmalar? Aldığım ödüller? Yayımlanmış diğer eserlerim? Yayımlayacaklanm... Yok vallahiyok. Olsaydı yazmaz mıydım? Siz elinizdekibu kitaba bakıp, beni yazar zannetmeyin. Bana yaz dediler yazdım. ...Olan biten, varım yoğum, orta halli temiz pak bir ortaokul diploması. Bakırköy'ün yüz altmış yıllık çınarı Dalyan Okulu'ndan. Bu kitabı isteranı diye okuyun, ister yemek kitabı niyetine. Yemekleri yapıp sevdiyseniz, aile hikâyelerinden bir tat aldıysanız ne mutlu bana..." Bu kitabı okuduktan sonra kim anlatacak yazann hası olan Takuhi Hanım'a ki, o mutfaklarda, o bahçelerde, o bağlarda geçen eğitimin değerine paha biçilmeyeceğini, o yemeği aşkla yapan, sofrada eti, tuzu, sirkeyi, yağı, sebzeyi, sevgiyi katarak zenginleştiren, dayanışma içindeki geniş ailenin eğitiminin yerini hiçbir şeyin tutmayacağını, kim anlatacak ki bakmayı bilen gözler için en değerti okulun yaşam okulu olduğunu? Sevgili, Takuhi Tovmasyan 22 Aralık akşamı, Ka Ve'de petulada yapacak, o mutfakta çalışırken, avluda ekrandan izieyebileceğiz ve sonra da o tadı kadar görünümü de güzel taamı tadacağız. "Hem bu kitabı al, hem de o güzel mekândaki geceyi kaçırma!" derim. asirmen@cumhuriyet.com.tr Tek taraflı ateş açılmış' • Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın güvenlik güçlerince öldürülmesi olayını inceleyen CHP raporunda, olay yerinde karşılıklı çatışma olduğuna dair bir delil olmadığı belirtildi. "12 yaşındaki çocuk terörist olamaz" denilen raporda, Mardin Valisi'nin olayın detaylan ortaya çıkmadan 2 teröristin ölü olarak ele geçirildiği şeklindeki açıklamasının ortamı daha da gerdiği ifade edildi. • Anlatılardan ve tespitlerimizden, ölümlerin bir silahlı çatışma sonucu meydana gelmediği, maktullerin üzerine yakından ve tek taraflı yoğun ateş açıldığı ve ölümlerin bu şekilde olduğu kanaatine vanlmıştır. Çatışma söz konusu değildir. • Maktullerin terlikli olması, tankerin yakıt yüklü olması ve ne tankerde ne de çevrede kurşun izi olmaması, maktül yakınlannın iddialannı doğrulamaktadır. • Terörle mücadele ayn şeydir, elbette yapümalıdır. Ancak küçük yaştaki çocuk terörist olarak değerlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mardin'in Kızıltepe ilçesinde terörist olduklan gerekçesiyle Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın güvenlik güçlerince öldürülmesi olayını inceleyen CHP heyeti, raporunu açıkladı. Ölümlerin bir silahlı çatışma sonucu değil, yakından ve tek taraflı yoğun ateş açılarak meydana geldiği vurgulanan raporda "* Maktullerin terlikli olması, ne tankerde ne de çevrede kurşun izi olmaması, maktul yakmlannın iddialanru doğrulamaktadır" denildi. CHP Grup Başkanveküi Kemal AnadoL dün Kızıltepe'de incelemelerde bulunan CHP heyeti ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek Kızıltepe raporunu açıkladı. Raporda şu saptamalara yer verildi: rilemez. • Çocuktaki mermi girişlerinden bazılarmın düzgün ve sıralı olması da bir çatışma ihtimalinin olmadığını göstermektir. Çünkü çatışma durumunda her ikı taraf da hareket halinde olacağından mermi girişleri düzgün ve sıralı olamaz. • Çatışma ve operasyonlara giden güvenlik güçleri genel olarak uzun namlulu silahlarkullandıklan halde bu olayda 9 mm'lik MP 5 ve Uzi marka otomatik tabancalar kullamlmıştır. • Olaydan sonra yapılan savcılık araştırmasında, olay anında evde ailenin dışında kimsenin bulunmadığı ortaya çıkmıştır. • Güvenlik güçlerinde olay yerinde bir çatışma yaşandığma ilişkin herhangi bir iz bulunmamaktadır. • Mardin Valisi'nin olayın detaylan ortaya çıkmadan 2 teröristin ölü olarak ele geçirildiği şeklindeki açıklaması ortamı daha da germiştir. • Olayın en kısa zaman da yargıya ınnkal ettirilmesi ve yargılamanın kısa sürede sonuçlandırüması konusunda böl ge halkının çok büyük beklentisi olduğu tarafımızdan tespit edilmiştır. Gazetecilerin sorulannı yarutlayan Anadol, Türkiye'de hukukun üstünlüğünün uygulandığınm göstenlmesi ve ülkenin saygınlığı açısından yargılamanın bir an önce yapılması gerektiğini söyledi. Izmir Milletvekili Ahmet Ersin, çocuğun sırtında 10 cm'lik alanda 6 mermi girişi olduğuna, bu mermilerin bazılannın birbiriyle temas halinde bulunduğuna dikkat çekti. "Yargısız infaz mı var" sorusu üzerine Ersin, "Yargıya da>anan bir infaz olmadığı belli. Bu insanlar. gözlem alüna ahnabflin başka türlü yollaria yakalanabilirdi" dedi. Anadol da "Bizde yargısız infaz yapmakistemij'oruz. Bu tür kuşkular >*argı tarafindan çözüunetidir" dedi. 1ÇÎŞLERÎ BAKANIAKSU: .ADINHAKLARl ~ Soruşturmada eksik nokta kalmayacak Dî YARRAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve kamyon şoförü babası Ahmet Kaymaz" ın evlerinin önünde öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürüyor. Olayla ilgili 4 polis açığa ahnırken Kaymaz ailesi, Mardin Valisi Temd Koçaklar ve Emniyet Müdürü Ismet Taşhan'ın da görevden alınması çağnsında bulundu. Diyarbakır ziyareti sırasında basın mensuplarının sorulannı yanıtlayan Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Mardin Kızıltepe'deki infazla ilgili bir müfettişin daha görevlendirildiğini açıkladı. Bölgede 3 müfettişin görev yaptığını anlatan Aksu, "Bir müfettiş daha göndermemizin nedeni olay bütün boyutlamla incelensin, karanukta hiçbir şey kalmasın. Soru işaretleri kafalardan kalksın. Hükümet olarak bu konuda ısrarbyız. En ufak bir hak ihlali intikal ettiği zaman üzerine gjdiyoruz" dedi. Hakkari'de 19 yaşındaki çoban Fevzi Can'ın da benzer bir şekilde öldürüldüğünün anımsatılması üzerine Aksu "Hakkari olayuıda da bir müfettiş görevlendirdik. Bu ola>1a ilgili olarak savcılık bir kişhı tutukladı" diye konuştu. 'Eşitlik masallan 9 anlaUlıyor • Türk kadınlanna seçme ve seçilme hakkının verihnesinin 70. yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapan Istanbul Kadın Kuruluşlan Birliği Koordinatörü Moroğlu, Atatürk devrimlerinin Türk kadınlanna kazandırdığı haklann siyasiler tarafindan kâğıt üzerinde bırakıldığını belirtti. Istanbul Haber Servisi Türk kadınlanna seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 70. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan Istanbul Kadın Kuruluşlan Birliği (ÎKKB) Koordinatörü Nazan Moroğlu, Siyasi Partiler Kanunu'nda ve Seçim Kanunu'nda "her iki cinsin en az yüzde 30 oranuıda TBMM'de ve yerel yönetimlerde yer ahnasuu saglay acak" değişikliğin bir an önce yapılmasını istedi. 1930yılındabelediye seçimlerine, 1933 yılında da muhtarlık seçimlerine katılma hakkı kazanan kadınlara, 5 Aralık 1934 tarihinde de milletvekili seçme ve seçilme hakkı sağlanmıştı. Moroğlu, açıklamasında Türk kadının Atatürk devrimleriyle birçok gelişmış ülke kadınından daha önce haklanna kavuştuğunu anımsatarak, seçme ve seçilme haklannı Türk kadınlanndan sonra kazanmalanna karşın Italya, Japonya, Isviçre ve Fransa parlamentolannda kadınlann yer alma oranlanmn yüksek olduğunu dıle getirdi. Moroğlu, bugün 70. yddönümünde, ülke yönetiminde bulunanlann bir kez daha "Kadınlanmızuı siyaset ve yönetim kadenıelerinde yer aunalan ve siyasal yaşamdaki etkinliklerinin artması, ülkemize sorunlannı çözme konusunda güç kazandıracakür" şeklinde demeçler vereceklerini vurgulayarak şöyle devam etti: "Ancak, her yıl tekrarlanan bu sözler siy asette yaşama geçirUmemiştir. Atatürk devrimleri gerçek eşitügin sağlannıasını ve yaşama geçirUmesini amaçlamıştır. Bugün ise sadece eşitiik masallan anlaohyor. yeni çıkanlan kanunlarda bir yanı eksik bıraküan eşit haklar getiriliyor. Siyasette eşit temsilin yolu ise eğitim düzeyinin yüksettihnesinden geçi\or." 'Karanlığa' mumlu protesto EğMmSen'in kapaülma davasını protesto eden sendika üyeleri, Adaiet Bakanbğı bahçesinin duvarlarma mumlar bırakülar. Kızılay'da akşam saatlerinde toplanan EğhiınSen üyeleri, mumlar yakm "EğitimSen kapatilamaz" yazıh dövizler ve "EğitimSen kapabJamaz, EghİmSen güneşi ülkeyi aydınlatnor" sloganlan eşliğinde Adaiet Bakanhğı binasuıa geldiler. EğitnnSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, burada yapöğı açıklamada, 200 bini aşkın üyesi bulunan sendikalannın kapaübnak tstendiğini söyleyerek sendikaya yönefik açüan davayı "demokrasi davası" olarak değeriendirdi Dinçer, EğitimSen'in, aydınlanma sürecinin en önemti unsuru olduğunu, vartak nedeni olarak, karanhk her düşünce ve kurumu deşifre ederek açığa çıkarmaya çahşOğını dik getirdL Sendika üyelerine, EğitimSen'in düzenlediği "Demokratik Eğhim Kurultayı" için Ankara'da bulunan yabancı ülke temsiküeri de destek verdi ' S A C YAKALANABİLİRLERDİ' AKP'li 3 milletvekili de dün Ahmet Kaymaz'ın kardeşi Reşat Kaymaz'la görüştü. Kaymaz, ağabeyi ve yeğenine yakın mesafeden ateş edildiğini belirlendiğini anımsatarak şunlan söyledi: "Operasyonda ağabeyim ve yeğenim suçlularsa sağ vakalanabilirdL Görgü şahitkri de bunu anlaoyor. Olayın açıkça bir infaz olduğu ortadadır. Sağ yakalanabümderi imkânı varken infaz edildiler. Bu olayla ilgili olarak Enuüyet Müdür Yardımcısı ve 3 poüs açığa ahndı. Ama asıl sorumlular emniyet müdürü ve validir. Onlann da açığa ahnmasını bekliyoruz. Bölgede banş ortamı sağlanmışken bu tür olaylann son günlerde artmasına anlanı veremiyonız, Demek ki bölgede huzunın sağlanmasuu istemeyenler var. Buradaki insanlann da bandakiler gibi huzur içinde yaşamaya hakkı var." AKP Genel Başkan Yardımcısı Nimet Çubukçu ise "Sizler gibi bizler de yargısız infaza karşıyız. Tüm olaylann üzerine gjküyoruz" dedi. Kızıltepe'deki siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri olayın sorumlulan yargı önüne çıkana kadar her pazar günü Kızıltepe Adliyesi önünde oturma eylemi yapacaklannı açıkladüar.Şanlıurfa Kadın Platformu üyeleri de dün oturma eylemi yaparak Kızıltepe ve Şemdinli infazlannın yargı önüne çıkanlması çağnsında bulundular. ÎHD, Şemdinli'de öldürülen 19 yaşındaki çobanla ilgili rapor hazırladı: 'Fevzi Can yargısız infaz kurbanı' DIYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde geçen hafta 19 yaşındaki çoban Fevzi Can'ın "dur" ihtanna uymadığı iddiasıyla öldürülmesiyle ilgili incelemelerde bulunan ÎHD heyeti tarafindan hazırlanan raporda, olayın "yargiHZİnfaz" olduğu vurgulandı. ÎHD Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Necq> Demir, Van Şube Başkanı Zeki YükseL Hakkari Şube Başkanı tsmail Akbuhıt ve Şube Sekreteri Leyla Çiftçi'den oluşan heyetin gözlem ve tespitleri bir rapor haline getinldi. Yüksel, Can'ın öldürüldüğü operasyonun iddia edildiği gibi hayvan kaçakçılığını önlemeye yöneHk olmadığmı belirterek olayı yargısız infaz olarak tanımladıklaruıı söyledi. Yüksel, raporda şu saptamalann yer aldığmı açıkladı: "Pusu, pusu yeri, pusu kuvveti, olay yeri ve çevreleyen alan birlikte değerlendirüdiğinde maktulün veya iddia edflen iki insanın kaçarak kurtuhna ihtimaBnin ohnadığmı tespit ettik. Maktulün silahlı olduğuna dair hiçbir belirth e rastlanmadığı, bu konuda hiçbir beyan yapılmadığL, hiçbir görgünün o\madıgı tespit edUdL" IR NOKTASI çikalı. Avrupa Parlamentosu Enformasyon Dairesi yöneticilerinden. Hoş geldin kor>uşmasını Türk«^ yapt. Türkçe'yi kendi kendine kimseden ders almadan öğrenmiş. Metaforlaria dolu güzel bir Türkçe metni okuyarak sözlerinebaşladı: "Türkiye 40 yıldırAvrupa'nın kapısında. Türkiye'nin üyeliğini istemeyenler acaba daha ne kadar 40 deredensu getirecekler?" Bahçeşehir Üniversitesi, Avrupa Parlamentosu Brüksel Enformasyon Bürosu, Belçika'daki Leuven Katolik Üniversitesi ve Abant Platformu'nun ortaklaşa düzenledikleri "Türkiye'nin Avrupa Birliği Üyeliği Sürecinde Kültür, Kimlik ve Din" başlıklı toplantı, ilginç tartışmalara tanıklık ediyor. Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu binasındaki toplantıya, Avrupa Parlamentosu'ndan, Belçika Parlarnentosu'ndan milletvekilleri, dünyanın dört biryanından bilim insanlan katılıyor. Dünkü toplantının en ilginç konuşmalanndan birisini Kanadah Yunan asıllı profesör Krtsikis yaptı. ProfesörKitsikis, 1981 yılında Yunanistan'ı bünyesine alan AB'nin Türkiye'yi reddetmesinin mümkün olmadığını söy /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr bir anlayış içinde Türkiye'nin yeri neresidir? örneğin Türkiye'nin coğrafi konumu böyle bir biriiğin genişleyeceği yer açısından kabul edilebilir bir yerde mi? Büyük nüfusuyla, çok kültürlülüğe açık olmayan yapısıyla nasıl entegre olabilir? Ekonomik geriliği, gelirdengesizliği, insan haklan ve temel özgürlüklerkonusundaki olumsuz görünümüyle AB ile nasıl birieşebilir? Vos'un sorulan devam ettikçe, Türkiye'den gelenlerdeki rahatsızlık da artıyordu. "Türkiye için bir köprü diyorduk. Köprüyü içimize katarsak o zaman yeni köprüler mi arayacağız? Türkiye'nin köprü rolü bitince hangı rolü üstlenecek?" Dini özgüriükler, kiliselereyönelik kısıtlamalar, dışandan baskı ile Batılılaşmaya çalışmak gibi bir dizi başka soruyu da arkası arkasına sordu. Vos'a cevap vermek içir, bütün eller havaya kalktı. Marc de Vos, Avrupalılann kafalanndaki sorulan dile getirmişti? Bu sorular gerçek sorulardı ve 17 Aralık'ta bunlann çoğu bir sorun olarak yeniden Türkiye'nin karşısına gelecekti. 17 Aralık yaklaştıkça gerginlik artıyor. Buradan görünen manzara o. Brüksel Andre de Munter, Bel 17 Aralık Yaklaşırken ledi. Ona göre Türkiye ve Yunanistan bir gövdenin iki parçasıydı. Kolun birini alıp diğerini almamak mümkün değildi. Kendisini de bu iki ortak kültürün çocuğu olarak tanımladı. Dikkat çekici konuşmalardan birini ise Rum Ortodoks Kilisesi'nin Fransız Metropoliti Adamakis yaptı. Adamakis, Rum Ortodoks Kilisesi olarak Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediklerini ve 17 Aralık'ta müzakere tarihi verilmesinden yana olduklarını söyledi. Ancak uygulamalara ilişkin eleştiıileri de vardı. Bilinen ekümeniklik konusu da bunlararasındaydı. "Bizekümenik olarak tüm dünyada kabul ediliyoruz. Türkiye'nin bunu reddetmesi bu gerçeği değiştirmez ki. Neden hâlâ böyle davranıyor anlayamıyoruz. Aynca gayrimüslim azınlık vakıflannın malları konusunda hâlâ büyük sorun yaşanıyor. Hâlâ gayrimüslim vakıflannın mülklerine el konuyor. Din adamlanmızın eğitimine izin verilmiyor. Bu konulann çözülmesini istiyoruz." Katoliklerin temsilcisi de Türkiye'nin üyeliğinden yanaydı. Bu arada Belçika Senatosu ve Belçika Parlamentosu üyesi Türk asıllı iki üye de birer konuşmayaptılar. Belçika Senatörü Fatma Pehlivan Avrupa Parlamentosu binasındaki konuşmasına şöyle başladı: "Benimanadilim Türkçe, şimdiye kadar parlamento çatısı altında Türkçe konuşma olanağım olmadı. Burada ilk kez kendi anadilimde Türkçe konuşmak istiyorum. Benianlayacağınızı umanm." Pehlivan'ın ardından Belçika milletvekili Cemal Çavdarlı da aynı şekilde Türkçe konuşmayı tercih etti. Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanları eleştirdi. Avrupa'da Türk olmanın zorluklanna dikkat çekti. Salonun yansını oluşturan Türkiye'den gelen konuşmacı ve izleyiciler, her iki konuşmacının Türkçe konuşmasından, kendi ana dillerinde konuşmasından çok duygulandılar ve onlan hararetle alkışladılar. Kürtçe de Leyla Zana'nın ana dili değil miydi? Onu unutup gitmiştik... Avrupa Parlamentosu'nu izleyen gazeteciler, diplomatlar ilginç bir tespit yaptılar: Son dönemde burada Türkler tarafindan düzenlenen toplantılara çağnlan Avrupalılann büyük çoğunluğu Türkiye'yi destekleyen Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakanlardan oluşuyordu. "Türk'ün Türk'e propagandası bitti, şimdi de Avrupalılann Türklere propagandası mı başladı" sorulannı birbirimize sormaya başladık. Her kalkan Avrupalı, Türkiye'nin üyeliği, çok kültüriülüğü üzerine bizleri mutlu eden konuşmalar yapıyorlardı. Tam böyle mutlu mutlu konuşmacılan dinlerken birden herkesin canını sıkan bir konuşmacı ortaya çıkıverdi ve Avrupalılann kafalanndaki sorulan birbiri ardına sıralayıverdi. Belçika'nın Gent Üniversitesi öğretim üyelerinden profesör Marc de Vos, özetle şu sorulan ortaya attı: Avrupa kimliği nedir? örneğin Avrupa kimliği için Kopenhag kriterteri yeterli midir? Bu kriterler yeterli sayılabilir mi? Böyle Günboyu Türkülerle Ciris salonları Pazartesi. Salı, Çarşamba Crup Söylenmemlş Türkü | Perşembe, Cuma, C.tesi, Pazar CRUP BERFİN Türküleri Pazartesi, Salı, Çarşamba yakanlar. İBRAHİM yasaları | Perşembe, Cuma, C.tesi, Pazar yapanlardan NİHAT daha Bayındır Sokak 14/D güçlüdür" Kızılay Tel: 435 26 81 Sark Salonunda
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle