Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5ARAUK2004PAZAR 10 P A Z A R Y 4 Z T L A R I <«shab(â cumhuriyet.com.tr Siz hiç ı kısa mesaj yollamadınız mı? TURKCELL Aynntılı bilgi TurkcellExtra'larda, www.turkce4l.com.trde. Şimdi KısaMesajCelli denemenin tam sırası. Son 6 aydır hiç ' sa mesaj atmadıysanız ENE SMS yazın, 2777'ye yollayın. Bedava kısa mesaj atmaya başlayın. Bu servisten 30 günlük deneme süresi içirtde 10 kez ücretsiz yarartanabilirsiniz. KampusCell aboneleri bu kampanyadan yararlanamazlar. Aynı donem içinde karnpanyaya dahil olan servislerden sadece bınnı deneyebilirsîniz. Monterey Blues Imparatorluğu onterey, Kaliforniya türü. Köle ticareti için eyaletinin renkli bir Amerika'ya getirilen zencilerin o kentidir. San Francisco dönemde sahip olduğu tek değer yakınlannda, okyanus kenannda belki de müzikleriydi. Kendi bir yarımada üzerinde yer alır. kültürlerini koruyabilmenin ve Eyaletin eski yerleşim gelecek nesillere iletebihnenin bir birimlerinden biri olarak anılır. aracıydı blues. Amerika'da ilk Balıkçılığıyla ve istakozlanyla kez Mississippi Nehri'nin ünlüdür. Bir de her yıl yapılan uzandığı güney eyaletlerinde Müzik Festivali'yle... Geçenlerde duyuldu. Illc köleler bu Monterey'e girerken arabanın eyaletlerde çalıştınlıyordu. teybinden yükselen müziği Tarlalarda tütün, pamuk toplarken dinliyordum. Okyanusu gören bir bir yandan da şarkı söylüyorlardı. yerde arabayı durdurdum. Jimi Şarkıyı oluşturan sözler umudu, Hendm'i dinliyordum. Monterey birliği, özgürlüğü, bir de hüznü ve Hendrix... Yıllar önceki bir anlatıyordu. Cumartesi günleri buluşmanın tarihe kazıdığı iki kendi müziklenni serbestçe isim... Bir efsaneye tanık olan dinlemelerine izın verildiğinde topraklar... Bundan 37 yıl önce bu bluesun ilk besteleri oluşmaya kent yine bir Müzik Festivali'ne başladı. Zaman içinde Amerika ev sahiplıği yapmıştı. Festivalin başka göçmenlere de ev sahibi gözdesinin Hendrix oldu. Her grup kendi olduğu söylenir. Onu MONTEREY kültürünü beraberinde dinlemek için ülkenin getıriyordu. Kölelerin dört bir yanından gelen bu yeni göçmenlerle hayTanlan, bu kasabada tanışması bluesun buluşmuştu. "The Jimi geleceğini de Hendru Experience" belirleyecekti. Afrikalı sahne aldı. siyahlar, Güney REMZİGÖKDAĞ Amerikahlardan gitan, Müzikseverler unutamayacaklan, Irlanda ve Iskoç bugün bile konuştukları bir göçmenlerden kemanı duydu. müzik ziyafetinin tadını Bunlan kendi müzikleriyle çıkartıyorlardı. Hendrix, alanı birleştirdiler. Blues müziğinin dolduranlan coşturuyordu. temeli gitarla farklı bir boyuta Fender Stratocaster marka beyaz geçti. Köleliğin son bulmasından gitanyla Monterey'e ve aynı sonra blues özgürce çalınır, zamanda Amerika'ya blues'u dinlenir oldu. Amerikalılar bu dinletiyordu. O günkü olağanüstü yeni müziği sevdi. Blues'un performansı hem kendisi hem de başkenti Memphis idi. 1900'lerin blues müziği için bir dönüm başında çok sayıda grup ortaya noktası olmuştu. O tanhten sonra çıktı. Amenka'nın farklı blues tarzı, rock müzığinin de yerlerinden blues dinlemek için kapılannı aralayacaktı. Tıpkı Memphis'e gelenlere ilk kez bu daha öncelen farklı müziklerin yıllarda rastlandı. Bu kentten doğmasına neden olduğu gibi... yayılan blues farklı bölgelerde Hendrix'in o gün müzıkseverlere kendi sesini bulmaya başladı. Her düılettiği blues, Amenka'nın grup kendi bölgesıne özgü tarihi kadar eski. Temeli besteler çahyor, farklı gitaristler Afrika'ya dayanan bir müzik kendi teknikleriyle bölgelerinin M Saray mı, köşk mü?.. ünyadaki 194 devletten 45'i halkı. kraliyet ailesini çok sever. krallık ve bunlardan 10'u Ne zaman kraliyet mi, cumhuriyet mi Avrupa'da, Isveç de bunlar diye bir kamuoyu yoklaması yapılsa, arasında. Kraliyet ailesi ile saray için halkın dörtte üçüne yakın bir parlamento yılda yaklaşık 100 milyon çoğunluk kraliyet der. Kralın yalnızca kron (10.5 milyon Euro) bütçe ayınyor. temsil yetkısı vardır ve politik hiçbir Bunun yansını, Kral Carl XVI Gustaf karar veremez, tartışmalara da istediği gibi harcayabiliyor. 1809'dan katılamaz. Eskiden, her yıl beri geçerli olan bir yasaya göre parlamentonun açılışını o yapardı. harcamalannm dökümünü yapmak Şimdi ise yalnızca açılışa katılıyor. zorunda değil. Spor otomobillere, hızlı Parlamentodaki 7 partiden 3'ü, yatlara ve avcıhğa düşkündür cumhuriyete geçilmeden Kral. Kraliçe SyMa, Alman STOCKHOLM yana.. orta ve sağ kanat asıllı, boş durmayan ve partilerinden oluşan 4'ü ise kadınlarla çocuklara yardım kralıyetin devamından. projelenne hamilik eden Ülkede, 5 yıldan bu yana bir sempatik bir hanım. Çiftin üç cumhuriyetçiler örgütü yetişkin çocuğu var. bulunuyor. Bu örgüt, siz bu Bunlardan en büyüğü olan satırlan okurken yıllık GÜRHANUÇKAN Vîctoria 27 yaşında ve kongresini yapıyor olacak. zamanı gelince babasından Genel başkanlan, Liberal tahtı devralacak. 198O'de anayasada Parti milletvekili Birgitta Ohlsson yapılan bir değişiklik sonucu, tahtın partisinin genel çizgisınin tam tersini babadan oğula geçmesı geleneği savunuyor ve kralıyetin kalkmamasını ortadan kaldınldı. En büyük çocuk istiyor. Temel gerekçeleri şunlar: veliaht oluyor artık. Ortanca çocuk Hiçbir mevki babadan çocuğa olan Prens Cari Philip, hep prens devTedilmemeli; kraliyet, saray kalacak. Efendi bir delıkanlı, yağcılan yaratır ve kraliyet ailesınin askerliğıni herkes gibi ve torpilsiz bireyleri, bağımlı ve bağlı doğarlar. yaptı. En küçükleri ise 22 yaşındaki (Yanı, Prens Cari Philip. "Bana ne, Prens Madeleine. Felaket fıstık bir kız! banane, benfutbolcuolacam!" dıye Delişmen ve cana yakın. Belli ki, can tutturamaz...) Kraliyetçilerin de bir yakıcı da. Çeşitli ülkelerde yapılan örgütü var. Başkanı, Muhafazakâr Parti güzellik anketlerinde ünlü foto milletvekili Henrik S. Jarrel. 0nun modellerden filan önde geliyor. Isveç tezleri ise şöyle: Tarihsel devamlılık sürmelidir, devletin temsilcisinin, siyasi hayatın dışında kalması çok yerindedir ve dünyada cumhuriyet çoktur ama kraliyet azdır. îsveç, diğer birçok ülke gibi, kamu giderlerinde kısıntı yapmaya çahşan bir ülke. Ordusu, yeni savunma bütçesi parlamentodan geçerse, sembolik bir hale gelecek. Yaşlı nüfus yüksek olduğu için, yaşlılann bakımı konusu burada hep günceldir. Gazetelerde, bakımevlerindeki yetersiz beslenme ve bakım konusunda röportajlar yayımlanmakta. Ücretliler, artık dışçiye gidemez hale geldi. Emekli maaşıyla geçinmek giderek zorlaşıyor. Bazı tür ameliyatlar için aylarca sıra bekleniyor, kanser hastalanna bile öncelik tanınmıyor. O zaman bu insanlar soruyorİar. Neden kral ve ailesi kimseye hesap vermeden istediği gibi para harcasın ve gezsin de benim anam ağlasın? Ama kimse çıkıp da bu soruyu yöneltenlere, "Şeker kardeşim, neden kraliyet kaisın diye yanıt veriyorsun kamuoyu yoklamalannda", demiyor. Ne zaman kral ve kraliçenin katılacağı bir tören olsa, beyaz şapkalı teyzeler, Strindberg piyeslerinden çıkmış gibi giyinmiş amcalar, saatler önceden kortejin geçeceği yerlerde beklemeye başlarlar. Bihniyorum, belki de ülkede cılkı çıkmamış ve Brüksel tarafından yönetilmeyen bir tek saray kaldığı içindir. müziğini yarahyorlardı. Bu gruplar yaşadıklan bölgeyle anılmaya başlamıştı. Texas Blues, Delta Blues gibi çeşitleri türedi. Blues'u 1930'lu yıllara kadar sadece Amerikalılar, özellikle güney eyaletler tanıyordu. Bu müziği dünyaya dinleten isim Louis Armstrong oldu. Blues'un cazla kanşıp kaynaştığı yıllardı. EHa Fitzgerald ve Bilüe Houday gibi isimler yine bu yıllara denk geldi. Onlan Lonnie Johnson, Big Bill Broonzy, Robert Johnson, Sonny Boy VMIBanıson, VViffie Dkon, Muddy VVaters, Little Walter, Hovvling Woif, John Lee Hooker ızledı. ilk zenci radyosu olan WDIA Memphis'in Riley King isünli bir dıskjokeyi bluesun gelişıminde önemli bir rol oynadı. Daha sonraki yıllarda bu diskjokey Blues Boy ya da kısaca B.B. King olarak tanınacaktı. Blues 1955 te Chuck Berry adını, Berry de yeni bir müzik türünü Amerika'ya tanıttı: Rock'n Roll. Bu türün temsilcileri arasında yükselen bir isim vardı. Fiziği ve sesiyle gönüllere taht kuran bu isim Ehis Presley'di. 6O'lı yıllara damgasını vuran Preşley, Rock'n Roll'u dünyaya sevdirdi. Blues, zaman içinde evrim geçirse de de aslını yitirmedi. Amerikan müziğini yaratan blues, dünya müziğine de damgasını vurdu. Monterey de yıllar önce yaşanan efsaneye tanık olamasam da bu kültürün topraklannda dolaşmak güzel bir duygu. Yolunuz Kaliforniya'ya düşerse Monterey'e mutlaka uğrayın derim. Öncelikle Balıkçı Köyü'nü ziyaret edip istakoz çorbası içmeyı unutmayın. Monterey "in keyfine varacağınızdan eminım. Hele okyanusu gören bir yerdeyseniz... Ve blues dinliyorsanız Bıktıncı, içi boş laflar Alboğa, Cem Özdemir. Nedim T"^"okteyl parti, bir Amerikan Üyas . Alboğa, AKP ıktıdara §C buluşudur. Kendıni gelince Almanya Dıyanet'in A. \ . başkalanna göstermek sözcüsü oldu. Daha birkaç yıl isteyenlerle hava atmasını önce, "Türkiye'de din özgürlüğü sevenlere, gülücükler yağdınp içi yoktur. Almanya, buraya sığman boş laf edenlere rastlarur kokteyl dindarlara iltica hakkı \ermetidir" partilerde. Talkshow denen TV diyen Alboğa, şu sıralar TV'lerde açık oturumlan da Amerika'dan pek gözde! tlyas"ın başkanlığını gelmıştir Avrupa'ya. Ikisi yaptığı Müslümanlar Merkez arasındaki tek fark; kameranın Konseyi'nin ise Rabıta destekli karşısında çene çalanlar otururken olduğu artık sır değil. "Tatsız" iki kokteyl partidekiler ayakta olaya adı kanşınca durmak zorundadır! Talkshow'a milletvekilliğinden istifa etmek çağnlanlar da başkalanna zorunda kalan, fakat partisi görünmek hevesindedir. Onlar da tarafından AP'ye seçilen Özdemir hava atıp çok konuşurlar, ipe sapa de televizyonlara gelmeyen şeyler ve Türkler söylemeyi STUTTCART "Türkiyediye uzmanT pek güzel becerirler. çıkanlıyor! Aynı Alman televizyonlan insanlann hep aynı açık oturumlardan şeyleri söyleyip geçilmiyor. durması bıktıncı. Sık Çağnlanlar gazeteciler, sık ekranda görünen uzmanlar, politikacılar. AHMETARPAD Konular birbirinin ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ politikacının inandıncılığını hızla benzeri, konuşanlann yitirdiği söyleniyor. insanlar açık yüzleri de... Sorunlann arttığı oturumlardaki açıklamalan artık Almanya'da açık oturumlarda pek ciddiye abnıyor. Son genelde politik konular işleniyor. haftalarda, hangi kanalı açarsanız Her partinin belli biriki temsilcisi açın, karşınıza tek bir konu kanaldan kanala koşuyor. Türkler çıkıyor: "Yabancüar, Türkler, ve Türkiye söz konusu oldu mu, Müslümanlar, öncü kültür, az konuşan, çok gülümseyen Türk uyum~" TV'ye çıkan kökenli kimi Alman milletvekili politikacılar, köşe yazarlan hep çağnlıyor. Ne de olsa her partide bir ağızdan "Türkler uyum "göstennefik" birer adet var. sağlamadı" deyip duruyorlar. Kendini Almanlann milletvekili Acaba hangi Türklerden söz kabul eden bu seçilmişlerin ediyorlar? Alman vatandaşı Alman pasaportlu pasaportsuz olanlarından mı, yoksa hâlâ Türk Türklere ne yaran var, o da ayn pasaportu taşıyanlardan mı? bir konu! Açık oturumlarda sık sık Bugüne dek 4.2 milyon yabancı görünen bir "üçlü" de Bekir Alman pasaportu almış. Bunlann sadece 600 bini Türk. Geri kalan 3.6 milyon yabancı uyum sağlamış mı? Almanya'da 7 milyon da yabancı pasaportlu insan var. Bunlann 2 milyonu Türk pasaportlu. Geri kalan 5 milyonun uyumu ne âlemde? 90'h yıllarda Rusya'dan getirdikleri ve pasaport verdikleri, Ahnancalan sıfır 1.4 milyon Rusyalı Ahnanın uyumu ne durumda0 Başbakan, "Uyum için Almanca öğrenmek kaçuulmaz" derken paralel bir toplum oluşturmuş bu insanlan unutmuş gibi. 15 milyon Doğu Almanyalının Batı'ya uyum sağlamadığından söz eden yok. Toplumsal sorunlann arttığı ülkede insanlar her geçen gün fakirleşiyor, gelecek ümidini yitiriyor. Almanya eğitimde geri kaldı. Işsizlik denen "kör kuyuya" da gittikçe daha çok batıyorlar. Bu ana sorunlann üzerine gideceklerine yabancılan "topa tutuyorlar". Ünlü sosyolog Heitmeyer'in "Almanya'da Durum" araştırmasına göre, Almanlann yüzde 6O'ı "Çok yabancı var" derken yüzde 70'i Müslüman kültürünün Batı'yla uyuşmadığına inanıyor. THY'nin Türkiye'den gelen bir uçağı ile Stuttgart havaalanına indiniz mi pasaport kontrolü için soldaki kuyruğa girmelisiniz. Sağdaki "AB vatandaşlarT içindir. Ellerinde Alman pasaportu tutan takkeli, türbanlı, çarşafh insanlan bu kuyrukta göreceksiniz. Soldakinde değil! fotoğrafıni2 çekip arkadaşınız cepten ı yollamadınız mı? , AynnMt brtgı TurfcceHEıctra'larda. www.turkceH.cori.rrde 1 Şimdi MAXİMESAJı denem tam sırası. Son 6 aydır hiç MMS atmadıysanız DENE MMS yazın, 2777'ye yollayın. Bedava MMS atmaya başlayın. TURKCELL göndmbflninte. Komârfci tttMvd*. yunöm*m\ MMS için dıisen fcontortar S M İ içmmnöm gari yuMtnacafc*. Htdty* MMS len " ~ 'LiçlnccptetetorunuzunMMSuyumlu veıyarlanran y a p a n s oknact gerefcir Aynı donem ıçmtte kampanyaya dBhil olan arvtaterden sadec* bırtni den#yet»lırsiniz. Tann Metromis'in hediyesi... BANGKOK M ŞANSENTÜZÜN 'emek ki Lar'ı Tanrı Metromis bîle teselli edemeyecekti. Hoşçakal Lar, asla esas kadın olamayacak Lar. D Siz hiç cebinız 1 kapalıyken kimîn r aradıâını mera etmediniz mi? Aynntılı bilgi TurkcellExtra larda, www.turkcellcom.trde. Şimdi KimAramış?CeH'i denemenin tam sıraı Son 6 aydır bu servisT" hiç kuiianmadıysanız DENE KIMARAMISCELL yazın, 2777'ye yollayın. Bedava kullanmaya başlayın. TURKCELL Bu servisten 30 günlük deneme süresi içinde 10 kez ücretsiz yarartanabilirsiniz. Aynı donem içinde kampanyaya dahil otan servisierden sadece birini deneyebilirsiniz. ecburi iniş yaptığıruz şehirler vardır; öylesine hesapsız kıtapsız, kendinizi aniden bir geceliğine koynunda bulduğunuz. Adını duyar duymaz kalabalığında kaybolduğunuz, düşündükçe yorulduğunuz... Şuna iyice inanmıştım artık: Siz şehirleri sevdikçe, şehir şehir gezdikçe Şehir Tanrısı Metromis de daha cömert oluyordu size. 0nun için bir gecelik Bangkok'u uçak rötarlannın kaçınılmaz bir sonucu değil, Tann Metromis'in bir hediyesi olarak kabul ettim. Bangkok'un kalabalığı ve trafık keşmekeşinde dolanırken "Bu zehirü havanın panzehiri ne olabilir?" diye düşündüm ve Tann Metromis: "Tabii ki Tay Masajı!" diye fisıldadı kulağıma. Ama ondan önce unuttuğu bir şey vardı: Pad Tay! Tayland mutfağını diğer Uzakdoğu mutfaklanndan ayn tutanm. Daha insaflı, damaklan zora koşmayan, her mutfakla örtüşebilen evrensel bir lezzeti vardır. 0nun için hiçbir şey beni iyi bir Pad Tay'ı nerede yiyebilecegimi öğrenmekten alıkoyamazdı. Kafe Anna, beyaz örtülü masalannın üzerinde duran pembe bir orkide dışında süsü olmayan minimalist bir restorandı. Masa komşulanma yan gözle baktığımda Tann Metromis'in bana muzip bir oyun oynadığını fark ediyorum: Bu kez bana sunduğu eşcinsel bir Ispanyol çift! Bunu bilerek yaptığuıa eminim: Amerika'nın mısır kokan tarlalanndan sertçe esen homofobik rüzgârlara meydan okumak için... Tann Metromis kulağıma bilgece fisıldıyor: "Değil mi ki bu topraklar erkeğin erkeğe şehvetiyle sulandı bir kere, belki tarla gibi bereketli olmaz, meyve vermez, çiçek açmaz ama kaldınmlarda btten o arsız otlan sökmeye kimsenin gücü yetmez!" Metromis kaldınmlannda biten aynk otlanna kol kanat germişti böylece. Bana da onlan izlemek düşmüştü.. Derken mutfaktan Happy Birthday şarkısı eşliğinde, üzerinde mumlar yanan bir pasta getiriyorlar. Herkes kimin doğum günü olduğunu anlamasa da salakça şarkıya katılıyor. Yülardır provasını yaptığımız bir oyunu oynar gibi yabancılık çekmiyoruz. Eminim pirinç tarlasmdaki Taylandlılar kıs kıs gülerlerdi bu halimize, tıpkı Avustralyalı Aborijinlerin yaşlanmanın nesini kutladığımızı bir türlü anlayamadıklan gibi... Biz Tann Metromis'in çocuklan, birbirinin dilinden anlayan bir avuç şehirli, işte böyle avunuyoruz. Kafenin ortasından bir BangkokîstanbulNew York hattı geçiyor. Biz her yerli olabiliriz. 0 gece bizi oturduğumuz masalarla birlikte alıp herhangi bir metropolün ortasına bu^kabilirler. Bizi kimse yadırgamaz; mumlar yanmaya, Happy Birthday şarkısı söylenilmeye, Ispanyol eşcinseller masamn altından oynaşmaya devam eder, ben de yazmaya devam ederinf. Bizi kimse yadırgamaz. Tıpkı bir popart afişi gibi yapıştırabilirler bizi, herhangi bir metropolün duvanna. Ben avunmanın bir adım ötesine, şımarma boyutuna geçiyorum ve geceyi Tay masajıyla noktalamak için otelime dönüyorum. Ufak tefek bir kız odama giriyor. Adını soruyorum: "Ben" diyor "on çocuktan sonuncuyum; adım Yeter anlamında Lar." Sohbet de masaj gibi giderek derinleşiyor; Lar elıyle bedenımi, diliyle ruhumu acıtıyor. "Ben" diyor, "yüzümdeki şu ben yüzünden asla bir erkeğin birinci kadını olamayacakmışım; hav^tım bo\ıınca hep Udnci kadın olarak kalacakmışun!" Lar bunu biraz gülerek söylese de sesinde dermansız bir hastahğma kendini alıştıran birinin tonu vardı. "Bu yılbaşı ve başka hiçbir yılbaşı erkeğinı yanımda ohnayacak!" Tann Metromis gece ilerledikçe kendini koca göbekli Buda'nınkine benzer bir rehavete kaptırmış, bu acıklı duruma ses çıkarmıyordu. Eşcinsellere gösterdiği hoşgörüsünden Lar için yok muydu? Neden sonra kulağıma bir şeyler fisıldamak lütfunda bulundu: "Bu evrensel bir kuraldır: Yılbaşı gecesi esas kadınmdır. Ondan önce ikinci kadınla bpkı bayat televiz\T>n çekimlerine benze>en düzmece kudamalar yapıhr." Demek ki Lar'ı Metromis bile teselli edemeyecekti. "Son olarak birlikte yaşlamyoruz." Ve Havlu! Hoşçakal Lar, asla esas kadın olamayacak Lar... '*