20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET + 29 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Savaş ve İnsanlık Suçluları Halit ÇELENK//u/b/^u aftalardan beri yerel ve yabancı gazeteler ve televızyon ekranlan Irak'ta ABD'nin terörü önleme bahanesiyle yapmakta olduğu katlianu gözler önüne sermektedir. ABD ordusu, en gelişmiş ve ağır sılahlarla yaklaşık on gün süre ile Felluce'yi ve Irak'ın öteki kentlerini bombalamış, taş üstünde taş bırakmamışhr. Amenkan askerlen, kadın, erkek, çocuk, sivil, asker aynmı yapmadan evlere ve işyerlerine saldırarak büılerce insanı öldürmüşlerdir. Camiler, hastanelerbombalanmış, yaralılar bakımsız ve ılaçsız kalmıştır. Camılerde toplanması sağlanan halka toplu halde ateş açılmıştır. Cadde ve sokaklar cesetlerle dolmuştur. Aıleler ölülerini mezarlığa götürme olanağı bulamadıklanndan, onlan evlerinin bahçelerine gömmek zorunda kalmışlardır. Yaralılann bedenlerindeki mermiler tornavıdalarla çıkanlmaya çalışılmıştır. Tanıklann anlatımına göre Amenkan askerleri hareket eden her canlıya ateş etme emri aldıklannı söylemışlerdir. Bu askerlenn yaralı ve silahsız bir direnışçıye nasıl ateş ettikleri televizyonlarda tüm dünyaca seyredilmiştır. Tamklar gazetecilere askerlerin napalm bombası kuUandüdannL, aülan bombanın mantar şeklinde duman çıkanhğuu, dumanlann yayüarak insanlann ciltierini yakbğını söyİemişlerdir. ABD ordusu geçmişte Hiroşima "da ve N agasakfde atom bombası kullandığı 140 bin kişinin hemen öldüğü, daha çok insanın yandığı ve sakat kakbğı bilindigi için tanıklann bu anlatımlan inandıncı bulunmuştur. Öte yandan /Vmenkan askerlen savaş tutsaklanna çeşitli işkenceler yapmışlar, bunlann resimleri Amerikan ve Avnıpa basınında yer almıştır. Bu resimlerde Amerikan as Boncuk L DÜŞÜNMEZLER dense de, hayvanların düşündüklerini ve neyi nasıl düşündüklerini az çok anlamaz mısınız? Bakışlarından, vücut dillerinden, kuyruk sallayışlarından ve seslerinden? efkoşa'dan Karaoölanoğlu'ndaki eve giden yol, Girne'ye girmeden batıya sapar. Ama, araba başka biryöne, diyelim Bellapais'teki bir konsere gitmek üzere doğuya sapmışsa, pencereden sarkan Boncuk telaşla yanındakilere döner ve endişeli seslerçıkarmaya başlardı. "Yanlış gidiliyor" dercesine. "Kocaman Adam"\a görüşenlere davranışları da ilginçti küçücük köpeğin. önce, onun dizi dibine oturur, gelenlere bakardı. özellikle de, yabancı olduklarını konuştukları dilden, hallerinden tavırlarından antadıklanna. Hiç yaltaklanmaz; uslu uslu oturup onları süzerdi. Ama, davasını usanmadan, bezmeden, bıkmadan açıklamaya çalışan "Kocaman Adam"\ yorduklarını, sinirlendirdiklerini onun yükselen sesinden anlamaya başlamışsa, ortalıkta dolaşıp havayı dağıtarak gitme zamanını hatırlatmanın yolunu mutlaka bulurdu. Kim bilir, gelen o ikiyüzlü yabancılann birtakım hesaplar peşinde olduklannı ve "Kocaman Adam"\ kandırma, aldatma, yolundan döndürme, inancını söndürme hayali peşinde koştuklarını sezmekteydi belki de. Uzaklardaki, denizin ötesindeki başka koskoca adamların bir türlü göremediklerini ya da görmek istemediklerini de sezerek. çeşit saatlerin sonrasını bütün hayvanseverler bilir: Yorulmuşsanız, sizi ve halkınızı aldatmak için bin bir dereden su getirip türlü dolaplar çevirenlerden tiksinmişseniz ve hele sevdiğiniz insanlar yakınınızda değilse, en iyi çare köpeğinize ya da kedinize dönmek, onu okşamak ve oynamaktır onunla. Ozaman, hesapsızlığın pınanndan su içer gibisinizdir. öyle anlarda Boncuk gibi ufacık bir yaratığın başardığı işi, en kritik noktada duran bir insandaki karamsariığı gidererek farkına varmadan büyük davaya getırdiğı sıcak katkıyı görüp sevinirsiniz. Hayvan kadar olamayan, tam tersine aynı davanın düşmanlarına yüz sürüp onların hoşuna gitmeye çalışanları da düşünerek. oncuk, bu işlevi görüşmeler sonrası resmi ikametgâh önünde düzenlenen basın açıklamalarının maskotu olmakla da yerine getirmeye çalışıyordu galiba. Sert geçmiş ve üstelik uzaklardan destek gelmeyen dönemlerde Türk tarafının insanlannı moral bozukluğuna sürüklemiş bir müzakere sonrası "Kocaman Adam"\r\ kürsü çevresini şenlendiren o şirin varlıktan daha rahatlatıcı bir şey olabilir miydi? Kış akşamının sıkılmışlığıyla dolaşmaya çıktığında kendisini yalnız yakalayıp parçalayan azgın köpekler hangi davaya ne denli zarar verdiklerini ve kimlerle ittifak içine girdiklerini biliyoriar mıydı acaba? 'HEIDELBERG KONSERVATUVARI PIYANO ÖĞRETMENI H O ri sürerek suç duyurusunu bu nedenle Almanya'da yaptıklannı açıklamışlardır. Suç duyurusunda bulunulan kişiler arasında kerlerinın işkence ettikleri Iraklılann boRumsfeld'in dışrnda eskı Amenka Habeğazlanna basarak eğlendikleri görülmüştür. Bunlar ve vahşice öldürümler dünya kamu ralma Örgütü CIA Başkanı George Tenet, Savunma Bakan Yarduncısı Stepben Cambooyunda ABD yönetımı hakkında derin nefne, Irak'ta göre\ yapan TuğgeneralRicardo ret uyandırmıştır. Sanchez, TuğgeneraJ Janis Carpinsky ve diABD'nin Irak'taki insanlık dışı saldınlağer üst düzey yöneticileri de bulunmaktadır. n üzenne TBMM lnsan Haklan Komisyo(Evrensel 2.12.2004) nu Başkanı Mehmet Elkatmış ve kimi milYine Japonya'da faaliyet gösteren banşçı letveküleri, sözü geçen öldürüm olaylannı Hiroşima Dernegi, ABD tarafindan Hiroşikatliam olarak nıtelemiş ve ABD' yı kınamışma ve Nagasakfye atom bombası anlmasılardır. Bunun yanı sıra birçok mılletvekili nın 60. yıidönümü dolayısıyla gelecek yıl bir ABD Başkanı George Bush'u mektuplarla halk mahkemesi kurulacağuu açıktamışnr. protesto etmişlerdir. Açılacak bu sembolik davanın hazıriık çalışUluslararası AfOrgütü, Irak'ta ışlenen bu malannı otuz akademisyen, avukatlar ve basavaş suçlanndan otuni Amenka'yı kınamış nş yanlılan üstlenmişlerdir. Bu davada ve suçlulann yargılanmasını ıstemıştır. BüABD'nin savaş suçlusu olarak sorumluluğu tün bu öldürüm ve işkencelerin ulusiararatarüşmaya açılacak ve vanlacak sonuç 2006 sı antlaşmalara ve Cenevre Sözleşmesi hüyıhnda VVasbington'da okunacakür. Bu dakümlerine (m.3 vb.) aykın olduğu ortadavamn sanıklan arasında 6.8.1945'te Hiroşidır. ma'ya ilk bombayı atan ve hayatta buiunan pilot Paui Tibbets'ın yanında dönemın başSuç duyurulan kanı HarryTruman,Dışişleri Bakanı Henry Almanya'da, ulusiararası bir hukuk topluStimson ve atom bombasuun babası J. Roluğu, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsbert Oppenheimer de bulunmaktadır. Yapıfeld ve ötekı üst düzey yetkılıler hakkında ian açıklamada savaş suçlannda zamanaşısavaş suçlan işledıklen ve Irak'ın EbuGamının işlemediği de bıldınlmış ve anımsarib Cezaevi'nde yapıian işkencelerdeki sorum tıhnıştır. (Evrensel 8.12.2004) luluklan nedeniyle resmen suç duyurusunEmperyalizm doğası gereği güçlendikçe da bulunmuştur. Yine New York merkezli azgınlaşryor. Çıkarlan için insancü ve ahlaAnayasal HaJdar Merkezi (CCR) ve Berki değerleri yok etmeye çahşryor. Ama toplin'deki Cumhuriyetçi Avukarlar BirliğL, gehımsal gelişme yasalan gereği ona karşı güççen günlerde beş Irak yurttaşı ıle bırlikte bir ler ve halklar da uyanıyor, başkaldınyor. açıklama yaparak ALjıan federal savcılanABD'de, Avrupa'da, Asya'da ve dünyamn nın anılan savaş suçluları hakkında soruşher yerinde savaş karşrb güçler alanlan, cadturma açmalannı istemişlerdir. deleri dolduruyor. lnsanhk kendisine karşı Bu ıki kurum Almanya'da 2002 yılında yüışlenen suçlan unutmuyor, Hiroşima suçlurürlüğe giren "Ulusiararası Hukuka Karşı lannı 60 yıl sonra bile yargdamaya hazuiaSuç Yasalan"nın Abnan mahkemelerine, nıyor. Halklann uyanışuıı hiçbir güç durdubaşka ülkelerde ışlenen savaş ya da insanramaz. Tarih bunun tanığıdır. lık suçlannı yargılama yetkisi tanıdığını ıle PENCERE Dalga!.. Orhan Veli'nin en ünlü şiirierinden birinin adı "Dalgacı Mahmut"tur... "Işim gücüm budur benim. Gökyüzünü boyarım her sabah, Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. Deniz yırtılır kimi zaman, Bilmezsiniz kim diker; Ben dikerim." Şiir "Dalga geçerim kimi zaman da" diye devam eden Dalgacı Mahmırt hepimizi etkiler... Dalga, gerçekten yaşamın ta kendisidir, sıcak dalgası, soğuk dalgası, sevinç dalgası, intihar dalgası, dip dalgası, öfke dalgası, radyo dalgası, şok dalgası, deprem dalgası; say sayabildiğin kadar... • Kaç zaman önceydi?.. Bir arkadaşımın dalgasıyla konuşuyordum. Hangi vakitti?.. Bu dalga sanki yerkürede değil uzayda yaşıyordu!.. Verdiği bilgilere göre; 11 Ağustos 1999'da Güneş tutulmuş, arkasından 17 Ağustos'ta Adapazarı depremi olmuştu. Bak daha neler olacaktı?.. Sonra yedi gezegen tek sıraya, ardından Mars Güneş'le Dünya arasına girmiş, Venüs ne yapacağını şaşırmıştı... Sordum: 'Kitabı Mukaddes'\n 'YedinciMührü'ndeki gibi mi? Aynen... Kıyamet mi?.. Çok şükür daha kıyamet kopmadı, ama, çok alamet belirdi.. Gaipten haberlerle bilimden verileri benliğinde meczeden dost uyardı: Sakın bu gerçeklerie dalga geçme!.. Konu insanın yazgısıyken nasıl dalga geçebilirim ki!.. Yalnız Birinci ve Ikinci Dünya Savaşlarında en az 50 milyon kişiyi öldüren katil, Avrupa'nın 'uygar insanı' değil miydi?.. Tsunami bunlann yanında hiç kalırdı. Japon ya'ya atılan atom bombası da denizin dibinden gelmemişti ya!.. Bu insanlık cinayetini işleyen de "uygar Amerikalı"n\n ta kendisiydi!.. Kim bilir, uzun zamandan beri 'aman, bizden uzak coğrafyada olsun' diye nükleer denemeleri Asya'nın güneydoğusunda gerçekleştiren Batılılar denizaltının çivisini çıkarmış olmasınlardı?.. Tsunami yaklaşık 60 bin insanın canını aldı... Denizin altındaki depremin kıyıya yansıması bir doğa olayı; ama, toplumsal hayatta da geçerli kurallan bu acıklı öyküde duyumsamak durumundayız; insanlıkta yüzeye vuran çoğu dalga itici gücünü dipten sağlar... Tarih doğa gibi sürekli değişimin süreçlerinde evrimini simgelerken arada sırada dipten gelen dalgayla devrimi yaşamak zorunda kalır... Evren özde bir büyük yasanın çekirdeğinde bütünleşiyor; bizim hayatımız da büyük ve küçük dalgalarda yaşam ile ölüm arasında kulaç atmakla geçmiyor mu?.. Yalnız Köktendinci mi Tehlikeli!.. Mehmet Selim ÜkÇAV ısa bir süre önce devrim şehidimiz Kubilay'ı ölüm yıldönümünde andık. Onunla Ataturk devrimlerinin sahibi olduğumuzu açıkça tekrar ifade ettik. Bu vesile ile bugün için köktendinci tehlikenin büyüklüğüne işaret edildı. Cumhurbaşkanımız da Genelkurmay Başkanımız da bu tehlikeye dıkkat çekti. Elbette, köktendinci demek, dini alet ederek veya dine alet olarak devrimcilerin üzenne, daha açık bir ifade ile Atarürk cumhuriyetının temellerine salduan kişı demektir. Artık önlenemez bir hızla saldıran bu kişi ile birçok kurban verme yanında devletimizin temellerinin sarsıldığını hıssediyonız. Peki bu kişi bu hıza nasıl erişiyor. Önlenemez hale gelinceye kadar nasıl bir ortam buluyor B K LEYLA PIYANO DERSLERİ 1 (0216) 336 54 64 1 da gelişiyor, büyüyor ve çığ gibi saldınyor!.. Gözü hiçbir şey görmüyor ve canını feda etmekten çekinmiyor!.. lnsan vücudunda mikroplann her zaman bulunabildiğini, vücudun zayıf anmı bulduğu anda ortaya çıktığını biliyoruz. Bu mikrop beslenip büyüyecek bir ortamı bulamazsa tehlike yok demektir. Ama siz ortamı yaratusanız, besleyip büyütürseniz, bir gün sizi yere devireceğinden hiç kuşkunuz olmasın. Bunu da biliyoruz. Aynı şey köktendinci için de geçerlidir. Kişiye gözü dönmüş bir hale getirilrnesı ıçüı ortam yaratırsanız kendi sonunuzu, devletin sonunu hazırlamışsınız demektir. Hizbullah Güneydoğumuzda neleryaptı. Ortamın elverişli oduğu anda çığ gibi büyüdü ve büılerce can aldı. En önemlisi, korkunç bir Atatürk düşma nımn yaratıldığını gözlemledik; hiç onu anlamamış, gözü hiçbir şey görmeyen robotlar olduğunu gördük. Dini, kendiniz ile Tann arasında bir bağ olarak görmeyıp bunu dışa sergilediğiniz an bu ortamı hazırlıyorsunuz demektir. Dua ederken, yaratıcısından dileklerde bulunurken, bunu herkese göstermeye çalıştığınız an bu ortamı yaratıyorsunuz demektir. Başında yeşil takke ile namaz kıldıktan sonra insanlar arasında, şehirde, köyde hâlâ o takkeyi taşıyorsanız bunu yapıyorsunuz demektır. Onun için bu konuda devrim kanunu çıkanhnıştu; böyle dolaşan suç işler. Ama soruyorum, her taraf bunlarla dolu değil mi?.. Kim kanşıyor, bunlar kimlerden cesaret alıyor, kendisine kanşması gerekenler kanşmadığı için. Işte bunlara kanşması gerekenleri bu şekilde yetiştirirseniz, devrim kanununu kal dmnanıza gerek kahnaz, zaten kalkmış demektir. Türbanla dolaşırsanız bunlara zemıni hazrrlarsınız. Sokaklan çarşaflı, türbanlı ile dolu ve bunun için teşvik edilen bir ülke nasıl laik olur, diyebilirsiniz; sokaklara taşarak namaz kılarsanız, ibadet etmiyor, gösteriş yapıyorsunuz, demektir. Ülkeyi ımam hatip liseleri ile doldurursanız zemin hazırlamyor, demektir. Minareden hoparlörle bangır bangır bağırtarak ezan okunuyorsa buna zemin hazırlıyorsunuz demektir. Sadece silahlı kuvvetlerimizi bunlardan uzak tutmaya çalışmak yeterli olmaz. Toplumda bunlar için sıcak hava yaratılmamahdır. İyi niyetli olanlar olabilir ama o köktendinci dediklerinize ortamı hazırhyorsunuz demektir. Sadece köktendinci tehlike artıyor demek, yeterli olmaz, bunu demek istiyorum; kimseyi de kandrramazsınız. • •!•?> Mit» Bonus'a 3 kat, Bonus Plus'a 4 kat, Bonus Premium'a 5 kat bonus! 3 1 Aralık'a kadar, Bonus Card üyesi giyim mağazalarında yapacağıntz 100 milyon TL ve üzerindeki taksitli alışverişlerde. (Bedavası en 6oC$recCi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle