20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ekonomicg cumhuriyet.com.tr Sağlık, eğitim ve sosyal harcamalara yine düşük pay ayıran 2005 bütçesi yurt genelinde protestolarla karşılandı Çalışanın sırtındaki bütçe ı • Yüzde 36.3 'ü faize aynlan bütçede Sağlık Bakanlığı'na aynlan pay sadece yüzde 3.5. Sağlık Bakanlığı bütçesinin yansı personel giderlerine aynlırken söz konusu bütçeyle yeni yatınmlar öngörülmüyor. Ekonomi Servisi TBMM Genel Kurulu'nda Başbakan Erdoğan ile CHP Lideri Baykal'ın tartışmalanna sahne olan 2005 bütçesi yine sağlık, eğitim ve yatınma kaynak aktanlmasını öngörmüyor. Tartışmalı geçen görüşmelerden sonra kabul edilen bütçe yurt genelinde eylemlerle protesto edildi. 155.6 katrilyon lira olarak açıklanan 2005 bütçesinin yüzde 36.3'ü faize aynlan bütçede Sağlık Bakanlığı'na aynlan pay sadece yüzde 3.5. Sağlık Bakanlığı bütçesinin yansı personel giderlerine aynlırken söz konusu bütçeyle yeni yatınmlar öngörülmüyor. Sağlıkta yeni personel alımı ve çalışanlann ücretlerinde de artış planlanmıyor. Sağlık Bakanlığı'na aynlan yüzde 3.5'lik payın yüzde 7.6'sı sosyal güvenlik kurumlanna ödenecek prim, yüzde 53.4'ünün personel gideri, yüzde 31.5 'i mal ve hizmet gideri olarak aynldı. 2005 bütçesi eğitim açısından da farklı değil. KESK'in hesaplamalanna göre, 635 milyon lira maaş alan bir öğretmen dolaylı ve dolaysız olarak 285 milyon lira vergi ödüyor. Maaşlan eriyen kamu emekçilen dünkü eylemlerinde "alınan verginin kendilerine dönmediğini, faiz ve rantiyeye gjttiğmi" savunarak 2005 bütçesinin geçmişteki örnekleri gibi "vergj poiitikasını geniş halk yığııılan üzerindefl sağlavacağmT kaydettiler. Kamu personel harcamalannın yüzde 20'lere çekilmesini eleştiren çahşanlar "2005te yüzde 8 enflasyon hedefine karşın, ortalamalar üzerinden ilk 6 ay yüzde 5'tik ücret aroşTnın öngörüldüğüne dikkat çekti. 13 EKONOMİ POLİTtK EKINÇ YELDAN BORÇ YÜKÜ REKOR KIRACAK ERDOĞAN'IN YÖNETÎM ANLAYIŞI: Baykal 'kara sıraladı ANKARA(CumhuriyetBürosu)CHPGenel Başkam DeııizBaykal, 235 milyar dolara yük ^ ^ selen borç stokunun AKP iktidannın 3. yıluıın sonunda cumhuriyet tarihinin en yüksek miktanna ulaşacağını bildırdi. Hükümetin, "Türkiye'nin kendi kendmi idare edemeyeceğmi" IMF'yle 3 yıl daha devam karan alarak kabullendigini belirten Baykal, "Öyle ohnasa gd 3 yü daha kohıma ketepçeyi vur demeye gönüBü ohır muydu?" dedi. Baykal, şunlan söyledi: v^Her yıl, 850 bin kişi işsiz ordusuna katüıyor. Resmi işsiz sayısı 2. çeyrekte 10.4 milyon kişi oldu. • Çiftçilerimizin yetiştirdikleri ürünler, bir önceki yılın altında satılıyor, girdi fıyatlan artıyor. */ Hükümet binasının olduğu yere pergelin sivri ucunu koyuyorsunuz, 50 km uzaklık belediye sınınnda. Bu sınınn içindeköylüleryer alıyor birden belediye oluyorlar ve bedelini ödüyorlar. Erzurum'dan muhtarlar geldi, şikâyetleri cenazelerini kaldıramamak • tlk çeyrekte 12.5'lik büyüme olmuş, ikinci üç ayda 14.3'le daha hızlaDmış. Ama üçüncü çeyrekte, birdenbire yüzde 4.7'ye düşmüştür. 'Borç yiğidin y ; kamçısıdır % ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, ekonomide "pembe tabto" çizerek, CHP lideri Deniz Baykal' ın borçlanma politikasıyla ılgilı eleştırilenne "Borç yiğidin kamçısıdır'' yanıtuıı verdi. Erdoğan, dün bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasmda yaphğı konuşmada, özetle şu konulara değindi: Eğer cari açıkta kırmızı ışıklar yansaydı, zaten ülke bitmişti, o zaman maaşlan ödeyemez hale gelirdik. Borç yiğidinkamçısıdır. ABD'de borçlann gayri safı milli hasılaya oram yüzde 60, Japonya'da yüzde 169, Kanada'da yüzde 185'tir. Kamu borç tutan olarak ABD'nin yaklaşık 6.5 trilyon dolar borcu var. Türkiye'nin borç stoku, milli gelire oranına bakıldığında ciddi oranda azılmışür, göreve geldiğimizde yüzde9l'di,bugünyüzde 70.5'tir. Erdoğan, CHP sıralanndan laf atılması üzerine, "Hâlâ anlamayankr var. Hayannda iki koyun gütmeyen bu sıkıntıyı yaşıyor. Bu iş masada oturularak olmaz" dıye konuştu. Kamu emekçileri, hükümetin işçi ve BağKur emekli aylıklan için belirlediği zam oranına tepki gösterdi w Bıuıa zam değfl, sadaka denir' TİED'in hesaplamasına göre ayhkiar şöyle olacak Aralık 2004 Ocak20O5 Temmuz 2005 Taban Ayiık 400.797.000 425.623.000 450.879.000 Ortalama Aytık 438.901.000 464.954.000 492.569.000 Tavan Aylık 717.128.000 759.875.000 805.186.000 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP iktidannın işçi ve BağKur emekli aylıklanna gelecek yılın birinci ve ikinci yansı için öngördüğü yüzde 6'şarlık zam oranı, işçi emeklilerinin tepkisine neden oldu. Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Genel Başkam Kazım Ergün, bu zamla en düşük işçi emekli maaşının 425 milyon liraya yükseldiğini, ancak açlık sınınnın 549 milyon lira olduğunu vurguladı. Ergün, milletvekili maaşının işçi emeklisi ayhğının 17 katına çıktığını kaydetti. • 'Milletvekili maaşı, işçi emeklisi ayhğının 17 katına çıktı' • 'Aldığımız para, üç beş fatura ödeyince bitiyor' • 'Hükümetin 28 Aralık'ta asgari ücretliyi ezeceği görülmektedir' maaşlannı kesmeye hazırlanması CHP'nin sert tepkisine yol açtı. CHP Mersin Milletvekili Mustafa Ozyürek, "EmekB maaşı kazanımuş haknr. Bunu kesemezsiniz. Anayasa Mahkemesi'ne gideceğizr> dedi. 2005 Mali Yılı bütçe yasa tasansın Tüm işçi Emeklileri Derneği Genel Başkam Yardımcısı SaülmışÇahşkan ise zamdan sonra işçi emeklisi aylıklannın sadece 2030 milyon üra artacağuıı ifade ederek, "Bu zam değil, sadaka. Aküğnnız para, üç beş fatura ödeyince bitiyor'' dedi. Sosyal İş Sendikası Genel Başkam Tamer Aüş ise "Hükümetin 28 Arahk'ta asgari ücretfiyi ezeceği görülmektedir'' diye konuştu. Öte yandan iktidann 2005'ten başlayarak kamu kurum ve kuruluşlannda çalışan emeklilerin emekli da, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlann kamu kurum ve kuruluşlannda, il özel idarelerinde, belediyeler ve sermayesinin yüzde 50'den fazlası kamuya ait ortaklıklarda çahşamayacağı hükme bağlamyor. Bu kurumlarda çalışmaya devam edenlerin emekli maaşı kesilecek. Cumhurbaşkanlığına seçilenler, dışandan Bakanlar Kurulu üyeliğine atananlar, milletvekilleri, vakıf üniversitelerinde görev alanlar bu düzenlemenın kapsamı dışında bırakıldı. ELEŞTtRlYAĞMURU BAŞBAKANLIK ÖNÜNE SÎYAH ÇELENK Eğitim ve sağlığayine payyok ANKARA/İSTANBUL/ANTALYA (Cumhuriyet) Sağlık emekçileri, 2005 bütçesini dün yurt genelindeki eylemlerle protesto ettiler. Ankara Numune Eğitim ve Araşnrma Hastanesi önünde toplanan doktorlar adına basın açıklamasuıı Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Semih Tamcan yaph. Tatlıcan, 2005 bütçesinin yüzde 36.3 'ünün faiz ödemelerine aynldığını belirterek Sağlık Bakanlığı'na aynlan payın ise sadece yüzde 3.5 olduğuna dikkat çekti. Tatlıcan, 2005 yılı bütçesinin devletin sosyal niteliği göz ardı edilerek hazırlandığını vurguladı. Hükümetin herkesi sağlık sigortası kapsamnıa almayı vaat ettiğini anımsatan Tatlıcan, "Bu bütçeyle genel sağhk sigortaakurulamaz. Hükümet getirmeye çahşbğı 'asgari sağlık sigortası' Oe taasta olan insanlan eezalandırmakistemektedir. Genel sağlık agortasıyla vatandaşuı cebinden katkı payı çıkacakür. Asgari sağlık sigortasıyla hükümet yoksul halk kesimlerinin cebine etini atmaktadır" diye konuştu. Tatlıcan'ın sözleri sık sık "Savaşadeğil sağhğa bütçe" sloganlanyla kesıldı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilen Sendikası'na (SES) üye bir grup da SSK Okmeydanı Hastanesi önünde 2005 yılı bütçesini protesto gösterisi yaptı. Antalyalı doktorlar da, Sağlık Bakanlığı'nın yeni bütçesine tepki gösterdi. Kamu emekçisinden protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu üyeleri bütçeyi protesto etmek amacıyla Başbakanlık önüne siyah çelenk bıraktılar. KESK Genel Başkam Sami Evren, 2005 bütçesinde yükün emekçinin sırtına yüklendiğini, 635 milyon lira maaş alan bir öğretmenin dolaylı ve dolaysız olarak 285 milyon lira vergi ödediğini vurguladı. 2002 yınnın ilk yansında 91.7 milyar dolar olan dış borcun 2004 yıhnın ilk döneminde 146.5 milyar dolara; iç borcun da aynı dönemde 131.2 milyar dolardan 150 milyar dolara çıktığına işaret eden J\ÜtOP\)P Inrmrn hftri $*&& Emekçileri Sendikası tstanbul'da, nUl^eye hirmiV KUri j ^ ^ Evren, "Borç ve faiz ekonomisi, ü y e s i doktorlar Ankara'da, Türkiye'yi girdaba süruklüyor. eDerindeki kırmızı kartlarla 2005 yıta bütçesini protesto ettiler. Doktorlar, bütçeBüyüme de hormonhı bir büyüme" nin, devletin sosyal niteliği göz ardı edilerek hazuiandığma, yaklaşık yansımn fadedi.Kamu çalışanlan dün bütçeyi iz ödemelerine gittiğme işaret ettfler. (Fotoğraf: ŞULE KÖKTÜRK) protesto ettiler. MiUetvekillerini bütçeyi onaylamamaya çağıran KESK'liler, yeni Başbakanlık binasına yüriimek istedi. Ancak polis gruba izin vermedi. Bunun üzerine sadece KESK Genel Başkam Sami Evren ve yanındaki 3 kişi, Başbakanlık önüne gelerek siyah çelenk bıraktı. Burada açıklama yapan Evren, kamu emekçilerinin ücretlerinin eridiğini vurgulayarak "Bizden ahnan vergi de bize geri dönmüyor, faiz ve rantiyeye gjdiyor" dedi. Evren, IMF ile yapüan standby anlaşmasının derhal iptal edilmesini, iç ve dış borçlann yeniden yapılandınlarak ekonominin önceliklerinin çahşanlar lehine yeniden düzenlenmesini, özelleştirmelerin ve sosyal tesislerin saülmasına son verümesini istedi. ozfenLyuzak@cuınhuriyetconUr ni iş kapısı açılan Bingöl ne bekliyor? Bu tür teşviklerin yıllardan beri işe yaramadığı, ülkenin hâpılmamışken AKP hükümeti tu lâ doğru dürüst bir kalkınma tuyor yatınm teşviklerini "2000 stratejisi oluşturamadığı gerçeği dolar ve altındaki iller" olarak ge neden birtüriü suratlara çarpılanişletiyor. Ve kakafoniye bu kez mryor. AB'ye üyelik 'en önemli proTeşvik kapsamına girecek ve aynı Cırünü yüzde 30 daha ucu je' olarak kamuoyuna sunulabiza mal edecek olan Gaziantep, liyor da, kendi kalkındırma straKahramanmaraş ve Hatay ile re tejilerimiz olmadan AB'nin de işe kabet etme şansımızyok" diyen yarayamayacağı görülemiyor. Mersin ve Adana da katılıyor. Hâlâ yüzde 4O'ı tamamlanaKomedifilmigibi değil mi? Ül mayan GAP ve benzeri bölgesel kede bölgeler arası eşitsizliğin projeler üzerinde yoğunlaşmak, giderilmesi amacıyla yapılan uy sınırdaş ülkelerin ihtiyaçlanna gulama haksız rekabeti köriJklü göre üretim profıllerini belirleyeyor, insanlar birbirine düşman rek buna yönelik teşvikler sağlahale geliyor. Tüm bunlar olurken mak, altyapı yatınmlanna ağıriık ülkenin başbakanı televizyon ek vermek gibi konular, fazla 'straranlannda herkesin gözünün içi tejik' geliyor anlaşılan. Pespembe tablolar çizerek afne baka baka ekonominin ne kadar iyi olduğunu anlatıyor. Peki, yon yuttuıma becerisi ise, hakyasa ile sadece 15 kişilik istih kını vernıek gerek bu iktidann en dam yaratılan Muş, 23 kişiye ye başanlı politikası... ÎLGÎ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK O da, diğerieri gibi allanıp pullandı. Bölgesel eşitsizliği giderecek, istihdam sorununu çözecek, kalkınmaya katkıa olacak dendi. Yapılan uzun görüşmeler, yogun tartışmalar sonucu 5084 sayılı yasa ile 36 Ilin kapsama alınması karariaştınldı. DİE verilerine göre kişi başına geliri 1500 dolann altında kalan 36 ilin yatınm teşvikinden yararlanması sağlandı. Yasa, bu illerdeyatınm yapacaklara ücretsiz arsa tahsisi, ucuz enerji, SSK ve vergi indirimi gibi avantajlar sağlayacaktı. 36 ilin kimi sevindi, kimi her zaman olduğu gibi avcunu yaladı. Aynı şartlar söz konusu iken neden yatınmcı gidip Hakkâri'yi tercih edecekti ki. Nitekim, yatınm miktan sıralamasıncja Ağn, Ardahan, Kars, Hakkâri, Muş ve Bayburt son sıralarda kaldı. Aradan 9 ay geçti. Bugün gelinen noktada Türkiye'deki AKP, Teşvik Ryaskosunu Görmüyor, ya Siz? toplam 81 ilin çoğu birbirine girmiş, komşu iller küsmüş durumda örneğin, Niğde, yeni teşvik yasasından yararlanılamaması halinde referandum ile komşu Aksaray'a bağlanmak istediğini açıkladı. Niğdeli işadamlarına göre, kişi başına düşen GSMH'si 1500 dolann bile altında olan Niğde'ye, yapılan yanlışlıklar sonucu 1781 dolar gibi bir rakam çıkartılarak teşvik kapsamı dışında bırakılmış. 1999 Marmara depremi sonrasında Bolu'dan aynltp il ilan edilen CKizce'nin teşvik yasasından yararianarak kendilerinin göz ardı edilmesi Bdululan hayli öfketendirmiş durumda İş dünyası, sivil toplum kuruluşlan, muhtarlar, ziraat odalan, 7/ platformu' oluşturarak kendilerine haksızlık yapıldığını, DİE'nin 'hesapyöntem'hatası sonucu Bolu'nun milli gelirden aldığı payın yüksek gösterildiğini ve depremden ciddi zarar gören bu ilin kendi kaderi ile baş başa bırakıldığını dün bir bildirgeyte dile getirdiler. Elazığ başka âlem. Keban Barajı nedeniyle geliri 1704 dolar çıktığı için teşvik yasasından yararianamadığından şikâyet ederek Danıştay'a başvunjyor. Trabzon, teşvik yasasının, eski işletmeleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istiyor. CHP, Sakarya'nın da teşvik kapsamına alınmasını öngören bir yasa teklifi hazıriığında Işin ilginci herkes birbirine girmişken ve uygulanan teşviklerin yarar zarar hesaplan henüz ya TÜSİAD geçen ay içerisinde sosyal güvenlik sisteminin reformuna ilişkin önerilerini sunduğu bir rapor yayımladı (Türtc Emeklilik Sisteminde Reform, Yay. No 200411/382). Prof. Dr. Yusuf Alper, Prof. Dr. Selahattin Imrohoroğlu ve Doç. Dr. Serdar Sayan tarafından kaleme alınan rapor, sadece sosyal güvenlik sistemine ilişkin kurumsal yeni düzenlemeler ve aktüeryal hesaplara dayanmayıp, önerilen reform paketinin tasarrufyatınm dengesi, istihdam, reel ücretler ve kamu maliyesi üzerine etkilerini uzun dönemli dinamik bir genel denge modeli perspektifinden incelemektedir. Böylesi kapsamlı bir analitik çalışmayı Türk iktisat yazınına kattıklan için üç meslektaşımızı ve TÜSİAD yönetimini kutlanz. özetlemek gerekirse TÜSlAD üç ayaklı bir sosyal güvenlik ve emeklilik sistemini önermektedir. Birinci ayakta mevcut emeklilik kurumlan tek çatı altında toplanarak herkeseasgari bir yaşam standardı üstlenmekte ve sistem dağıtım esasına göre finanse edilmektedir. Bunun için prim yükü yüzde 7 olarak tespit edilecek ve sigortalı ve işveren arasında eşit olarak paylaşılacaktır. Devlet sistemden tamamıyla çekilecektir. İkinci ayakta bireysel tasarruf ve fonlama esasına göre çalışan kurumlar olacak ve 2005 yılından itibaren sigortalı olanlar ile mevcut sistemde emekliliğine 20 yıldan fazla kalan çalışanlar bu sisteme zorunlu olarak katılacaklardır. Üçüncü ayakta ise halen bireysel emeklilik şirketleri adı altında faaliyet gösteren ve tamamen gönüllülük esası üzerine çalışan kurumlar yer alacaktır. Rapor, prim yükünün işveren ve sigortalılar arasında paylaşımına ilişkin çeşitli örnekler sunmakta ve aylıklann seviyesine ilişkin alternatif senaryolar da üretmektedir. Kamuoyundaçoktartışılan "emeklilik yaşıne olmalı" sorusuna getirilen öneri birçok OECD ülkesinde emeklilik yaşının mevcut yaşam beklentisine oran olarak yüzde 77 ile 85'i olduğu gözlemine dayanmaktadır. BöylelikleTürkiye'de emeklilik yaşının bugün 5556 olması gerekmekte, 20202050 yıllan arasında da 45 yaş yükseltilmesi uygun görülmektedir (sf. 5556). Rapor'da sürdürülen model çalışmasının sonuçlanna göre, "...kamu emeklilik sisteminin tamamen kaldınldığı ı^e butün emeklilik sisteminin fon esasına göre çalışan bireysel emeklilik kurum\anr\ca işletildiği bir ortamda (60 senelik bir dönem sonunda) reel ücretler yüzde 19.5; sermaye stoku yüzde 66.2; milli geliryüzde 19.5 artış gösterirken faiz oranının yan yanya düşeceği" görülmektedir (sf. 164, vurgular tarafımızdan yapılmıştır). Kamu sisteminin devamı halinde ise sonuçlar uygulanacak bağlama oranlanna göre değişmekte, ancak genel olarak söylemek gerekirse yukanda ifade edilen kazanımlar da azalma göstermektedir. ••• Bu olumlu beklentileri görünce "daha ne bekliyonız?" diye düşünmekten kendimizi alamamaktayız. Ancak önerilen reform paketinin karşılaması gereken önemli bir maliyetinin de olduğu burada hemen karşımıza çıkmaktadır Mevcut emeklilerin şu anda sigortalılarca karşılanmakta olan aylıklannı kim, nasıl ödeyecektir? Nitekim Rapor'un 173. sayfasında bu sorun "hangi kapsam ve seviyede gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, sosyal güvenlik reformlan mutlaka birgeçiş dönemi gerektirir ve... ilgili düzenlemeler reformun en kritik boyutunu oiuşturur" saptamasıyla dile getirilmektedir. TÜSlAD Raporu'nun 144147. sayfalan bu soruna çözüm aramakta ve geçiş dönemi maliyetlehni karşılayacak artematifleri model yardımıyla üretmektedir. önerilen reform senaryosu "emeklilik sistemindeki bu ani değişimi siyasi açıdan olası hale getirmek için... mevcut emeklilerin kamu sisteminden alacaklan net miktar kadan yeni devlet kâğıdı basılacak ve tüm bireylere gerekli pay verilecektir" sözleriyle bu maliyetleri yeni iç ve dış borçlanmayla karşılayacağını öngörmektedir (sf. 144, vurgular bizim). Rapor'un altematif öngörülerine göre reform 20O5'te uyguianırsa ek borçlann milli gelire oranı yüzde 230'a çıkacaktır! Eğer reform daha ileriye atıhrsa geçiş dönemi maliyetleri, dolayısıyla yeni borçlanma gereği, düşmektedir. Ancak raporun tahminlerine göre, ömeğin reform 2020'de uygulandığında ek borçlann milli gelire oranı yüzde 120; 2040'ta uyguianırsa da yüzde 82 olacaktır. Kamu borç stokunun milli gelire oranının günümüzde yüzde 80 civannda olduğu düşünülürse, borç yükünü birdenbire yüzde 200'ün üzerine çıkartacak böyle birreformönerisinin uygulanma olanağı yoktur. AB üyeliği sürecinde, IMF programının kısıtlan altında kamuyu böylesi bir ek borç yüküne sokacak bir reform paketi iktisaden savunulabilir nitelikte değildir. Rapor'da geçen hesaplamalara göre ek borç yükü 3540 sene içinde geri ödenebilecektir. Ancak bunun için de yeni vergilere gereksinim duyulmakta ve örneğin, gelir vergisinin ek yükü 2020'ye değin milli gelirin yüzde 12'sini aşmaktadır. Bu öneri, mevcut gelir vergisi yükünün bir buçuk misli arttınlması anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, TÜSlAD'ınreformpaketinin söz konusu geçiş dönemi maliyetlerini ek borçlanma, yeni vergilendirme ya da gelmesi beklenen büyük özelleştirme gelirieri ile karşılanması önerilen gerçekçi değildir. Ancak Rapor'da geçen tartışmalar sosyal güvenlik sistemimizdeki ana yapısal sorunu açıkça ortaya dökmektedir. Sistemin krizi basit anlamda emeklilik yaşının düşüklüğüne veya aktüeryal dengelerin cebirsel anlamda bozukluğuna değil, emek piyasalanndaki marjinalleşmeye ve gerek kayrt dışı, gerekse enformelleşmeye dayalı istihdam biçimlerinin sürdürülmesine dayanmaktadır. Dolayısıyla emek piyasasındaki kayıt dışılığın ve örgütsüzlüğün önüne geçecek yapısal tedbirieri gündemine almayan birreformpaketinin kalıcı bir çözüm getirmesi mümkün gözükmemektedir. Bütün bunlara ilave olarak, sosyal güvenlik sistemi reformunun öncelikleri hisse senedi piyasalannı geliştirme hedeflerinden ziyade, ILO'nun sözleşmelerinde geçen ve altında Türkiye'nin de imzası bulunan "bütün nüfusu her tüıiü tehlikeye karşı koruma kapsamına almaya yönelik sosyal güvenlik" prensibine dayandınlmalıdır. Bu bağlamda söz konusu prensibin temel felsefesini garanti altna alan ve devleti sadece "denetleyici" değil, aynı zamanda "sorumlu" tutan bir sosyal güvenlik sistemi anlayışının daha gerçekçi bir çözüm olacağı düşünülmelidir. TÜSİAD'ın Emeklilik Sistemi Raporu Kunumlara önceden Y l l verilecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Merkez Bankası (MB), perakende sektörü de dahil olmak üzere kurumsal müşterilerin, çalıştıklan banka veya özel finans kurumundan talep etmeleri halinde, 1 Ocak 2005'ten önce YTL banknot ve madem para alabileceklerini bildirdi. Merkez Bankası, YTL banknot ve madem paralann en kısa sürede tedavüle çıkanlabilmesi amacıyla, 12 Ocak 2005 tarihlerinde sadece nakit değişimi yapmak üzere, şubelerinin tamammı açık tutacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle