20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 jjg Denktaf: "Gerekirse süaha sanbnz." M | Sanlacak başka bir «o jey kahnayınca... Asgari ucret kann doyurmuyormuş... "Doönı: patronlann bir aecelik masrafını bile karsılamıyori" PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Bektronik postae deflizsomecunhwiyetcom.tr umhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal'ın medyanın AKP Hükümeti'ne yaklaşımını yağcılığın ötesinde "vıcık vıcık" olarak nitelemesi üzeıine Kanal Dtelevizyonunun haber politikasını yöneten ve Hürriyet gazetesinde yazı yazan Fatih Altayiı adındaki medya mensubu, "vıcık vıcıklığı" üstüne almış... Fatih Attaylı, dünkü yazısında Türkiye'de taşın altında eli olan pek çok kesim, benim burada uzun zamandır dile getirdiğim düşünceleri paylaşıyor. Ama söyleme konusunda benim kadar 'cesur veya fütursuz' olamadıklan için 'y a | a k alık' benim haneme yazılıyor. Açıkçası bunlan çok da önemsemiyorum. Ben doğru bildiğimi yapmaya, söylemeye devam edeceğim" diyor. Düşünceye saygı adına Fatih Altayiı'nın iktidar yandaşlığı konusunda böyiesine açık yüreklilikle yaptığı savunmayı kutlamak gerekiyor. Ancak, düşüncelerini ifade ederken kullandığı iki www.denizsom.com Muzaffer Tannkul: "Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa Birliği'ne kalıcı sıtlamalarla ilginota vermesi, Namdar Rahmi Karatay'ın meşhur şiirini anımsatryor. Servi gibi gibi ümrtler/ Döndü birer iğdeye/ Geçti Bor'un pazan/ Sür eşeğin Niğde'ye!" C Korkusuz TeJ: 0.212.512 05 05 Faks: 0J21&512 44 97 Eskiler Erol Işisağ: "Medyada bazı eski solculara liboş diyorlar. Ne yapmadık bu vatan için / Kimimiz öldük, kimimiz döndük!" kelimenin üzerinde de özellikle durmak gerekiyor. Cesur ve fütursuz. Cesur, korkusuz demek. Fütursuz da aynı anlama geliyor. Korkusuz kere korkusuz! Kime karşı korkusuz? Iktidara karşı mı? Hayır... Yabancı dil bilmemesi ve eşinin türbanlı olması dışında başka bir kusurunu bulamadığı Tayyip Erdoğan'ı desteklediğini ve AKP Hükümeti'ni başanlı bulduğunu zaten kendisi açıklıyor. Şimdi lütfen söyler misiniz? Hangi rejimle yönetilirse yönetilsin dünyanın hangi ülkesinde iktidan savunmak, iktidann yanında ol mak, iktidan desteklemek cesaret ve fütursuzluk ister? Devletin silahlı ve silahsız her türlü gücünü elinde bulunduran iktidara alkış tuttuğu için o iktidar tarafından hapse atılan, mahkum edilen, başı derde sokulan, sürüm sürüm süründürülen bir kişi tanıyor musunuz? İktidan desteklemek cesaret gerektirmez. Cesaret, ilkelerinden ödün vermeden güce, hele demokrasiyi tam hazmedememiş ülkelerde sonsuz iktidar gücüne karşı, ölüm dahil her türlü tehlikeyi göze alarak ayakta durabilmektir. Tarih bunun ömekleriyle doludur. Fatih Attaylı, dünkü yazısında, Deniz Baykal'a çağn yapıyor; "Deniz Bey, biz sizin yaptıklannızla ilgili olarak da 'vıcık vıcık' olmak istiyoruz. Ne olur bizi vıcık vıcık edecek bir muhalefet yapın" diyor. Bu da alışkanlıklann yarattığı birtercih olmalı... Giden ağam, gelen paşam tercihi! Bilirbilmezliklep (2) Amaç 1617 Aralık Avrupa Birligi Zirvesi'nde tek başına Türkiye için bir müzakere tarihi koparmak idiyse, Türk heyeti Brüksel'den başanyla dönmüştür. Ne var ki durum böyle değildir. Avrupa Konseyi, Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterterini, müzakerelerin başlatılmasını sağlayacak ölçüde yerine getirdiğine karar vermişse de 3 Ekim 2005 günü başlayacak müzakere süreci üzerinde Türkiye aleyhine etkili olabilecek yeni ve "özel" koşullar getırmiştir. Sonuç bildirgesinin 23. maddesinde, "Müzakerelerin ortakhedefı Biriiğe öyeliktir" dendikten sonra şöyle söylenmektedin "Sonuçlan önceden garanti edilemeyen bu müzakereler açık uçludur. Tüm Kopenhag kriterieri dikkate alındığında, aday ülkenin üyeliğin tüm gereklerini tam olarak üstlenecek durumda olmaması halinde, aday ülkenin Avrupa yapılanna en sıkı bağlarla bağlanması temin edilmelidir." Bu, Türkiye'nin AB üyeliği bağlamında Kıbns Cumhuriyeti'nin dolaylı ya da dolaysız tanınmasından veya serbest dolaşıma ilişkin "kalıcı önlemlerden" çok daha önemlidir. Bilindiği gibi müzakereler kapsamında yansı siyasal, diğer yansı da ekonomik konulan kapsayan yaklaşık otuz dosya ele alınacaktır. Bir dosyanın açılması, daha önce açılan dosyanın tüm üye ülkelerle müzakere edilip tek tek onaylan alınarak kapatılmasından sonra mümkündür. "Sonuçlan önceden garanti edilemeyen bu müzakereler açık uçludur" cümlesi burada belirieyici olmaktadır. Orneğin, 12. dosya iki üç üye ülkenin itirazı nedeniyle kapatılamadığında 13. dosya açılamayacaktır. Müzakerelerin ilerlemesi tek tek 25 üye ülkenin iki dudağının arasındadır. Avrupa'nın siyaset dünyası kendi içinde uyumlu bir yapı değildir. Bu yapıda sosyal demokrat, sosyalist, komünist, liberal, muhafazakârliberal, radikal çevreci, ırkçılığın sınıriannı zorlayan milliyetçi vb. çok sayıda ve birbiriyle çatışan siyasal güç yer almaktadır. Bu güçlerin Avrupa Biriiği (AB) çerçevesinde Türkiye'ye bakışlan, dolayısıyla Türkiye'nin üyeliğine yaklaşımlan da çok farklıdır. 17 Aralık öncesi Avrupa Parlamentosu'nda yapılan oylamanın da gösterdiği gibi çeşitli renklerden sol güçler ve çevreciler açık olarak Türkiye'nin AB üyeliğinden yanadıriar. Bu nedenle "Avrupa bize karşı", "Avrupa bizi istemiyor" türünden toptancı söylemler gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye'nin üyeliğine karşı olanlar çoğunlukla muhafazakârlar, liberaller ve milliyetçilerdir. Yapılan seçim anketieri bugün sosyal demokratlar ya da sosyal demokrat ağırlıklı koalisyon hükümetleri tarafından yönetilen ülkelerde muhafazakâriann ilk yapılacak genel seçimlerde iktidan devralacaklannı göstermektedır. Bu, Türkiye'nin müzakereleri çoğunlukla kendisinın AB üyeliğine sıcak bakmayan güçterle sürdüreceği anlamına gelmektedir. Bunlar müzakereler sırasında akla geldik gelmedik birçok "sorun'u süreceklerdir onümüze. Şimdiye kadar gerçekçi bir zemine dayanmayan "Avrupa bizi istemiyor" söylemi de Avrupa'da muhafazakâr güçler lehine gerçekleşecek iktidar değişiklikleri sonucunda büyük ölçüde doğruluk kazanacaktır. Kıbns Cumhuriyeti, sürdürülecek müzakerelerde 25 muhatabımızdan biridir, "Ben seni tanımıyorum, ama sen yine de imzanı bas!" diyemeyeceğimize göre "tanıma" veya "bir şekilde tanıma" mutlaka gerçekleşecektir. Kişilerin serbest dolaşımına gelince, bu konuda Ispanya ve Portekiz örnek alınabilir. Buna göre müzakere süresi + 7 yıllık serbest dolaşım kısıtlaması esas alındığında ve Türkiye için müzakere süresi 1214 yıl olarak öngörüldüğüne göre "serbest dolaşım" konusu en erken 20 yıl sonra gündeme gelecektir. Bu durumda "kalıcı kısıtlama" söz konusu da olsa, "2025 yılına kadar kim öle, kim kala" denilebilecekken sıra, sözgelimi "tanm"a geldiğinde müzakere dosyasını kapatmak hiç kolay olmayacaktır. Sonuç: Eğer Türkiye kendisini Avrupa'nın bir parçası olarak görüyor ve bunu eşit koşullardaki AB üyeliğiyle siyasal, ekonomik, kültürel ve hukuksal bir yapıya oturtmak ıstiyorsa, iktidan gibi muhalefeti de aynntılarda boğulmak, ikincil, üçüncül sorunlan öne çıkartarak sürekli kafa kanştırmak yerine müzakereler sırasında Türkiye'nin önünü tıkayacak, kendisi için konmuş "özel koşullan" 3 Ekim 2005'ten önce kaldırmanın yollannı aramalıdır. Avrupa Birliği'ne karşı çıkmak adına hiç durmadan abukluk üreten "bilirbilmezler"e ise söyleyecek sözüm yoktur. ••• Tüm okurianmın yeni yılını kutlar, mutluluk, başan ve esenlik dolu günler dilerim. eposta: dkavukcuoglucasuperonline.com SESSİZSEDASIZ(I) Bpüksel'de kaybolan dosya bulundu! AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi verdiği toplantı sırasında kaybolan "Türkiye'nin yükümlülükleri" başlıklı dosyayı Kaya Çetin bulmuş. Dosya tarih dolu: "2005: Türkiye, Güney Kıbns'ı tanıyacak. Hazım için KKTC'nin ruhuna Fatiha okutulacak. 2006: Ege'de karasulan Türkiye tarafından 12 metreye çekilecek, Yunanistan'ın 12 mile çıkarmasıyla eşitlik sağlanacak. 2007: Erzurum, Kars ve Ardahan; Ermenistan'a bırakılacak. Buna karşılık, Ermeniler 'soykınm' savından vazgeçecek. 2008: Heybeliada'nın yönetimi patrikhaneye bırakılacak. 2010: Meclis'ten geçen yasalar Çankaya'dan önce Imrah'ya gönderilecek. 2011: Ege ve Akdeniz kıyılarında araziler sadece Avrupalılara satılacak ve bölgede ulusiararası bir yönetim kurulacak. 2012: 'Türk' yerine 'Türkiyeli' tanımı getirilecek; 'Bizanslı' tanımı da kullanılabilecek. 2014: Türkiye, 'serbest dolaşım hakkı'ndan tamamen vazgeçecek, ancak Avrupalılar, hergelişlerinde Diyarbakır'a da uğramak koşuluyla Türkiye'de istedikleri gibi dolaşacak. 2015: Istanbul'un adı Bizans olarak değiştirilecek. 2016: Hıristiyan misyonerlerin Türkiye'de özgürce çalışması ve gerektiğinde Hıristiyanlığı seçen Türkiyelilere maaş bağlanması için gerekli önlemler alınacak. 2018: AB üyesi ülkeler sıra ile Türkiye'ye beşer penaltı çekecek. Türkiye, penaltılarını kurtaramadığı ülkelerin her isteğini yerine getirecek. 2019: 19 Mayıs'ta Samsun'da sokağa çıkma yasağı ilan edilecek!" Yüksek Yerilim Hattı Televizyonda haberler, haber bülteni değil ana haber reklamı! [email protected] Hamza Saykan: "Cumhuriyet Halk Partisi'nde saflar netieştyormuş. Desenize, vuruşa vuruşa küçülecekleri" t Saf Çanakkale'nin Lapseki ilçesindeki öğretmen evinde düzenlenen bir "konf erans" münasebetiyie, berber salonu mescide çevrilip kantinde de bira satışı yasaklanarak kamusal alanlarda şeriat hükümlerinin uygulanmasında bir adım daha afcldı. Lapseki ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakı turk.net ArsaOfisi'ni 'YokEtmek'(î) Arsa Ofisi G«nel Müdürtüğu'nün (AOGM) kapatılarak görev ve yetkilerinin Toptu Konut tdaresi'ne (TOKİ) devrini öngören yasa tasınsı TBMM gündeminde... Tasanya göre AOGM'nin taşınmaz mallanyla birlikte tüm personeli Bayındırtık ve Iskân Bakanbğj'na, araçlan ve tüm haklan da TOKl'ye veriliyor. Mevcut paralannın ise "duble yol" yapımında kullanılması öngörülüyor... Yani, 35 yaşındaki Arsa Ofisi "dağflriarak" yok ediliyor... Peki bu ne anlama geliyor? Yağmaya kary kuruhnuştu Sorunun yanıtı için hangi amaç için kurulduğuna ve neler yapıldığına bakmak gerekiyor... 1969'da o yülann "Imar Iskân BakanhğTna bağlanarak kurulan AOGM'nin amacı özetle şöyle: "Türkrye genetinde, pbnh kenikşme için kamusal amaçb ihtiyaç duyulan arsalan üretmek; arâzüerin aşın fiyat aröşlannı önlemek; bu amaçjatanzinıahsvesarışıyapmak, aynca konut, sanayi, eğitim, sağhk Halkalı, tzmir'de Gaziemir, BomovaEvka 4 yerleşmelen.. "Organize Sanayi Bötgeieri" (OSB) olarak da Istanbul'da tkıtelli, Tuzla Deri ve Tuzla; tzmir'de Atatürk, Bursa'da lnegöl OSB'len... Işte, hem kamu yaran hem de sosyal devlet ilkeleri açısından böyiesine önemli hİ2metler veren AOGM'yi "devrahcak" TOKl ise yine yasal düzenlemelerle artık sadece "konut uretmekk'' yükümlü değil... "Imar ve pbudama" yetkisini birkaç ay önce elde eden TOKl'ye şimdi ise bu yasayla "inşaat nıhsan" verme hakkı da tanınıyor. Üstelik "özd firmalarbı'' da ortaklıklar kurabildığı yenı bir statü içinde... Yani, Hazine ve kamu arazileri arük "TOKİ ve özd ortaklannca'' parsellenerekpazarlanabilecek. Bu parseller için üretilecek imar planlanna ne belediyeler kanşabilecek, ne de valilikler. Böylesı bir "özgürKüV içinde imara açılacak topluma ait alanlarda "şirkeoerce" yapdacak inşaatlara ruhsatı bile TOKİ ve ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACl kamilmasaracka mynet.com ). • ^ * 1 i ... 1 m Kamu arazflerinin yakm gekceğiL veturizmyatmmlanflekaınıtesisleri kân arazi ve arsa sağpamakJ' Yani •^•ağmava" karşı "kamusal güvenceyi'' sağlayarak arazilerin "toptuma" sunulmasını düzenlemek... Ofıs bu amaçla, özellikle Hazine arazılerinin planlı kent parçalanna dönüştürülmesi yoluyla "ka1 1 » ^ arsa kazandınnak; böylece topluma ait arazılenn "yağmalanmadan" ve en akılcı yönde kullanımını sağlamak yönünde yıllarca etkin oldu. Ankara dakı merkez teşkilan ile tstanbuL lzmir ve Antarya'dakı taşra teşkilatlannda çok sayıda mimar, plancı, mühendis aynı yönde hizmet vredi; belediyelere ve tüm kamu kuruluşlanna destek olundu... Bu hizmetin rakamlarla özeti şöyle: 19692003 yülan arasında yaklaşık 300 miiyon m2 arsa üretimi; ihtiyaç sahibi kuruluşlara 225 mflyon m2 alan sağlanması ve 65 miryon m2"ye yakın alanın ise halen "stok araa" olarak elde tutulması... Aynı alanlarda gerçekleştirilen projelerden bazı tanınmış olanlan iseşunlar: "Konut alanı" olarak Ankara'da EryamanSusuz, EtimesgutElvankent, Istanbul'da KüçükçekmeceCHPne diyor? HARBİ SEMİH POROY m . ı m semihporoyia yahoo.com B U L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 12 3 4 5 l/"Razakı''da denilen, iri ve beyaz taneli birüzümcinsi. 2/ Küçük erkek kardeş... 4 Gece yapılan 5 sinema ya da fi tiyatro gösterisi. 3/ Ahn eş 7 kin yürüyü Q şü... Uyuştu a rucu maddenin etkisinde olma, keyıfhalı.4/Kullanılmaya hazır para. 5/ Türk tuluat tiyatrosunda baş komik görevindeki uşak tiple ^ ' mesı... Afrika'da bir ırmak. 6/ Bir nota... 6 I Balık yakalama aracı... Havadaki su bu 8 han. 7/Kendisine ina 9 nılan, sır verilen kimse... Letonya'nın başkenti. 8/ Museviliğin simgesı olan sekiz kollu şamdana verilen ad... "KakHn" da denilen bir kürk hayvanı. 9/Önünden geçilerek saygı gösterilmek istenen ölünün tabutunun konulduğu yüksek yer. YUKARTOAN AŞAĞIYfV: 1/ Yazılı olarak yapılan açıklama; tebliğ. 2/Kars'ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Herhangi bir şeyin üzerindeki ufak leke. 3/Küçük çocuklan uyutmak için söylenen türkü... Maksim Gorki'nin bir romanı. 4/ "Aptal, budala" anlamında argo sözcük. 5/ Sahip... Eski Mısır'da güneş tannsı. 6/ Bir şeyi düşünmeye gerek duymadan hep aynı biçimde yapma ahşkanlığı... Sergen. 7/ Cın ve vermutla yapılan bir içki. 8/ HintIrandıl grubuna verilen ad... Yasal. 9/Eskrimde kullanılan üç silahtan biri... Yüz kalıbı. ,r * j r recek; hatta tasanya göre "inşaat denedmini" de yine TOKl ustleniyor... HAYAT EPÎK TİYATROSU MLSTAFA BİLGJN I hayatepik(Q mynet.com Neresinden bakılırsa bakılsın, Türkiye'de planlı kentleşme hedefının "son güvenceleriııi'' de ortadan kaldırmayı hedefleyen ve kamu arazilerinin "deviet eliyk yağmasnı" doruğa çkartacak bu tasanya CHP'nin"muhalefeti"(!) ise evlere şenlik. Meclis komısyonlanndaki görüşmeler sırasuıda söz alan CHP Istanbul Milletvekıh Birgen Keteş, tasannın sadece "kanun tekniğine aykın oMuğunı" söylemiş... Oysa. tasan, bir anlamda yine CHP'nin şehircilik anlayışını da tarihe gömüyor, çünkü 35 yıl önce AOGM'yi bu ülkeye kazandıran, dönemin Imar ve İskân Bakanlığı'nı da efsanevi kılan "ortanın solundaki'' kentleşme anlayışıydı... Şimdi aynı anlayışın mirasçılan için yapüması gereken, kanun teknığı açısından falan değil, "ulusal çıkartar" açısından bu tasanya karşı çıkmak ve Arsa Ofısi'ni yok etmek yerine daha da güçlendirici seçenekleri savıınmak değil mi? oekincko cumhuriyet.com.tr TSUNAAAI GEIİYOR, HERKES TURBANLARA !.. TARÎHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 29Arabk unnc.nuuntazarüuın. com AKTÖR SADİ'NİN ÖLÜMÜ t94t<'PE BU&ÜU, TİYATKO OYUfJCUSU FİKGET p4PI (ASIL ADI, HÜSEYİU ŞADİ KABAGÖ2OĞUÎ) , SO YApHOA ÖU)Ü.. 6ALATASAHAY LİSESİ •NOEM SOtİRA, BİB SÜf£DE HUKUIC OtOJUUŞ' OLAM ŞADl',ÇOCUKOJĞUA1DA 8AŞLAYAÜ TİYAreo TUTKUSUA/A UYAEAK 16 YAf/NDA SAHMEYE ÇIKJMÇTI. "BUeHAKJETriU&JMPAhlYASl%NM BlgJCAÇ YIL KOMZDVeU OLABAK. ÇAUfHKT^/V SOV&t, 19ZO' Pe DARÜLBEDAYİ^YE SeÇMlÇn. SU S/AÇLAgDA, İ AHMET NUBİ'UIN YAPtTI OLAfJ "N/SSEİ 8'CAAJ EFENDı eOLÛMÛ OYNIYABAK ÜA/ KAZfiç 323'7E,K£MPi tOJBDUĞU *MİLÜ SAUA/f" TDPUJLUeUYLA Ç£pTU TV&JeLEeE Ç/&W ŞAPf, İ926 27 YtUAeiUDA DA RAŞIT ÜI2A VE BEN2A.T BUm/C'LA ÇAUŞMIŞTI..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle