Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Orgeneral Başbuğ, güncel konulan değerlendirdiği toplantıda azınlık tartışmalanna tepki gösterdi:
Uniter yapı tarüşdamaz
Türkiye'nin üniter devlet
yapısında olduğunu
vurgulayan Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral tlker
Başbuğ, "Üniter devlet, ülke,
millet ve egemenlik unsurlan
ve keza yasama, yürütme ve
yargı organlan bakımından
teklik özelliği gösteren devlet
olarak tanımlarur. Buna göre
üniter devlette tek bir ülke, tek
bir egemenlik ve tek bir millet
vardır. Türkiye'nin üniter
devlet yapısını tartışmaya
açmak TSK tarafından tasvip
edilemez" diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral B-
ker Başbuğ. kamuoyunda tartışma ya-
ratan azınlık konusuna tepki göster-
di. Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriye-
ti'ni kuran Türkiye haİkına Türk mil-
leti denir" sözüne atıfla bulunan Baş-
buğ, millet kavramı ve tanımı üzerin-
deki tartışmalarla "miHet kavramının
teklik nitebğinin bozuhnaya çahşıkb-
ğmı" söyledı. Başbuğ, "Millet bir bü-
tündür parçalardan ibaretgörülemez.
Böyle görülürse bu parçalann her bi-
ri vatanın da parçalarma sahip çıkma
temayülü gösterir. Bu ise devletin par-
çalanmasına giden yolu açar" dedı.
Başbuğ, Genelkurmay Karargâ-
hı'nda düzenledıği aylık basını bilgi-
lendirme toplantısında, gündemdeki
konulara ilişkin Türk Silahlı Kuv\ et-
leri'nin görüşlerini açıkladı. Başbuğ
konuşmasının önemli bir bölümünü
son günlerde yoğun olarak tartışılan
"azmhk" konusuna ayırdı. Konu hak-
kında uluslararası sözleşmeler, Lo-
zan Antlaşması, AB mevzuatı, 6
Ekim'de açıklanan raporlar ve bölü-
cü örgüt değerlendirmeleri hakkında
bilgi veren Başbuğ, Türkiye'nin gü-
venliğindeki sarsıntının bölgesinden
başlayarak geniş bir çevreyi etkileye-
ceğine dıkkat çekti. Başbuğ, "Bu ne-
denfc Türkiye'yi coğrafyası, yönetim
yapısı, ekonomisL dinl tarihi gibi ne-
denleıie sorgulayan ülkelerin en çok da
kendi güvenliklerini korumak için hu-
zurhıve güvenükli bir Türkiye'ye tah-
minkrinden çok daha fazla ihtiyaçla-
n vanhr" dedi.
Türkiye'nin üniter devlet yapısın-
da olduğunu düe getiren Başbuğ, "Üni-
ter devlet, ülke, millet ve egemenlik
unsurlan ve kezayasama, yürütmeve
yargıorganlan bakmundan tekliközel-
fiği gösteren devlet olarak tanımlarur.
Buna göre üniter devlette tek bir ülke,
tek bir egemenlikve tek bir millet var-
dır. Türkiye'nin üniter devlet yapısmı
tarüşmaya açmakTSK tarafından tas-
vip edilemez" diye konuştu.
Üniter devlet yapısında yerini bulan
millet kavramının ise dil, kültür ve ül-
kü birliğiyle birbirine bağh vatandaş-
lann oluşturduğu bir siyasi ve sosyal
olgu olduğunu kaydeden Başbuğ, şu
çarpıcı değerlendirmeyi yaptı: "Ata-
nırk,TürkmiDetinişö>1etanım]amak-
tadır: Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran
TürkiyehalkınaTürk nüDeti denir.Bu
tanımda da görüldüğü gibi Türk mil-
letinioJuşturanTürkiyecoğrafyası üze-
rinde \e üflai bağıyta birbirine bağfcobn
Türkiye haUa, üniter devlet yapısı içe-
risinde bir milletolarak tanımlanmak-
tadır. Atatürk'ün bu görüşü bugünkü
anayasamızda da hukuklaşarılmışnr.
Ancak bugün millet kavTamı ve tanı-
mı üzerinde kamuoyunda yapüan ba-
n tarnşmalar ile, millet kavramının
tekliknketiğibozulmaya çahşümakta-
dır. Oysa millet kavramı aynşûran de-
ğil, bütünleştiren bir olgudur. Millet
birbütündürparçalardan ibaretgörü-
lemez. Böyle görülürse bu parçalann
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ilker Başbuğ, Genelkurmay Karargâhında düzenlediği a\ük basını bilgilen-
dirme toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görüşlerini açıkladı. (Fotoğraf: AA)
her biri vatanın da parçalarma sahip
çıkma temayülü gösterir. Bu ise devie-
tin parçalanmasına giden yolu açar."
Lozan'da durum net
Başbuğ, azınlık konusunun olduk-
ça karmaşık olduğunu, uluslararası
belgelerin konuyu bireysel hak olarak
gördüğünü, bireyın zorla bu konuma
"Lozan'daki Azuıhklann Korunma-
sı Kesinıi'nin hazuianması esasında-
ki temel esas ve düşünceler ile tarafla-
nn konuya ilişkin görüşlerini dikkate
ahnadan, yani UgiB kesimin tutanak-
lannı okumadan her bir maddeyi ve
bu maddeler içindeki cümkleri ve söz-
cükleri kendi düşünceleri doğrultu-
sunda yorumlayarak sonuç çıkarma-
sı ile tesis edilen durumun dışma çık-
öğı ortadadır. Aynca kendilerini azın-
hkolarakdüşünmeyçn bireyierin, aan-
hkolduklannmaçıkçasö>1enntesinive-
yaimaedihnesinitas\ipetmiyoruzve
düşündürücü buhıyoruz" değerlen-
dirmesini yaptı. AB'yi Atatürk'ün
gösterdıği "çağdaş uygarhk düzeyi-
nin üerisi" ıçın önemli bir araç olarak
Orgeneral Başbuğ, Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir"
sözüne atıfta bulunarak, azınlık tartışmalanyla "millet kavramının teklik niteliğinin bozulmaya
çahşıldığını" söyledi. Başbuğ, "Millet bir bütündür parçalardan ibaret görülemez. Böyle görülürse
bu parçalann her biri vatanın da parçalanna sahip çıkma temayülü gösterir. Bu ise devletin j
parçalanmasına giden yolu açar" dedi. Başbuğ, AB raporunda azınlık haklan çerçevesinde
düşünülen ve istenilen bazı haklann kültürel alanı aştığını ve siyasal alana taşanlar olduğunu belirtti.
sokulamayacağını dile getirdi. Baş-
buğ, her de\ letin ülkesinde azınlık
olup olmadığı konusunda karar ver-
meye egemen olduğu kuralının Avru-
pa Konseyi'nın Ulusal Azmlıklann
Korunmasına ilişkin Çerçeve Sözleş-
mesi ve deklarasyonlannda bulundu-
ğunu belirtti. Başbuğ, "Andan çerçe-
ve sözleşmesi. bireysel azmhk haklan-
mn kuDanıtanasının ilgili ülkenin top-
rak bütünlüğüne ve ulusal egemenîi-
ğine karşı kuDanılamayacağını açıkça
ifade etmektedir'" dedi. Lozan'da du-
rumun net olduğunu belirten Başbuğ,
nm sağhksE bir yaklaşım olduğu söy-
lenebiür" görüşünü açıkladı.
tlerleme raporunda Lozan'da sta-
tüsü belirlenenlerin dışmda topluluk-
lara atıfta bulunularak Türkiye'de ye-
ni azınlıklar olduğu iddiasının günde-
me geldiğine işaret eden Başbuğ,
-KürtkökenüvatandaşlanmızUeAle-
vi vatandaşlanmız ki -AB'nin bu ay-
nmmı konuşmamızda kullanmak bi-
le bizim için rahatsızedki- Türkiye'de-
ki Müslümanlar içinde a7inhk-lar ola-
rakverilmektedir. AB'nin sözkonusu
yaklaşmmun Lozan Banş Antlaşnıa-
gördüklerini vurgulayan Başbuğ, "Sa-
ymCumhurbaşkanınuzındadarıaön-
ce ifade ettikleri gibi, AB ile müzake-
re sürecinde ulusal çıkariannıızuı tam
bir kararhhkla korunmasuıın önemi-
ne de inanmaktayız. AB'nin bize sağ-
layacağı yararlar kadar, Türkiye'nin
üyeüğmin AB'yi de küresel bir güç ol-
maya taşıyacağı unutulmamalıdır"
görüşünü açıkladı.
Kültürel alanı aşan istemler
AB raporunda azınlık haklan çer-
çevesinde düşünülen ve istenilen ba-
Kerkük'ün durumu
'Ihtimaliyat
planı
yapıhyor
9
\
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral tlker Başbuğ'un
yaptığı basını bilgilendirme
toplantısında Cumhuriyet'ın
gündeme taşıdığı "Kerkük'e
müdahale planı" başlıklı haber
çarpıtılarak soruldu. Başbuğ,
Kerkük konusunda TSK'nin
tutumunun devletin tutumuyla
aynı olacağını belirterek her
türlü "ihtimaliyat planının"
yapıldığını dile getirdi.
Orgeneral Başbuğ'un düzenle-
diği toplantıda, Cumhuriyet'in
gündeme getirdiği Kerkük pla-
nı haberi de konu oldu. Baş-
buğ'un konuşmasını yapması-
nın ardından sorular bölümün-
de bir gazeteci, "Kerkük'e
müdahale konusunda ABD ile
bir anlaşma yapıkü mı" soru-
sunu yöneltti. Geçen cumarte- ,
si günü gazetemizin manşetin-
den duyurjlan haberde ise
"Müdahale konusunda ABD
ile anlaşma yapddıgı*' değil,
"Olası müdahaleye ABD'nin
soğuk bakmadığr ifadesi yer
almıştı. Sorulan bu soruya
Başbuğ, Kerkük'te meydana
gelen olaylan önlemek için,
devletin bütün kurumlanyla
birlikte çahşıldığını söyledi.
Başbuğ, öncelikli olarak dip-
lomasi yoluyla haksızlıklann
giderilmesine çalışıldığmı
kaydetti. Kerkük konusunda
TSK'nin tutumunun, devletin
tutumundan ayn
düşünülemeyeceğini kaydeden
Başbuğ, bu konularda önceden
her türlü "ihü'maliyat plan-
laması yapıküğı''nı dile f
getirerek Cumhuriyet'in
haberini de doğrulamış oldu.
zı haklann kültürel alanı aştığını ve si-
yasal alana taşanlar olduğunu vurgu-
İayan Başbuğ, "Seçün sistemindeki
yüzde 10'luk baraj eleştinsinin sade-
ce beüıü bir toplulugun parlamento-
da temsfl edDmesini zoriaşürdığına da-
yandınlması da bu hususa bir örnek-
tir. Halbuki bu konu, Türkiye'deki se-
çim sisteminin temsikfc adalet prensi-
biçerçevesindeefe almmasıgereken bir
husustur" dedı.
Halk içinde kutupla$ma
Türkiye'de yaşanan teröre karşm
halk içinde bir kutuplaşma yaşanma-
dığını anlatan Başbuğ, "Bu durum
ise ülke güvenüğiyle yakmdan inşkfli-
dir. Diğer bir deyişle buyaklaşunın te-
meÜnde üniterdevletyapısınmsorgu-
lanmasıvankr" diye konuştu. TSK'nin
taraf olduğu konulan daha önce Ge-
nelkurmay Başkanı Orgeneral Hflmi
Özkök'ün de konuşmasında dile ge-
tirdiğini anımsatan Başbuğ, '"Üniter
devlet ya vardır ya yoktur. Ortası ola-
maz" vurgusunu yaptı.
Orgeneral Başbuğ, son dönemde
askerlik süresinin kısaltıhnası, bedel-
li askerük uygulaması konulannın ye-
niden gündeme geldiğini anımsata-
rak. "Askerük süresinin kısaltihnası
verjedeffiaskerBkkonusugündemimiz-
de voktur" dedi.
AVRUPA'DAN
•DE OLAGANDIŞI
BİR SEY YOK'
AgUStOS ve eylül aylannda Atina'da yapılan olimpiyat-
lar nedeniyle TSK'nin Ege'deki tatbikatlannı iptal etti-
ğinı. diğer faaliyetlerini asgari düzeye indirdiğini anım-
satan Başbuğ, "Ohmpiyatlann sonunda ise kendisi için
vazgeçilmez olan Ege'deki hak ve menfaatlan doğruhu-
sunda her zaman düzenB olarak yapageldiği uçuş faali-
yetlerini sürdürmeye devam etmiştir'' dedi. Kardak çev-
resinde de hava koşullannm uygun ohnası durumunda
Sahıl Güvenlik Komutanlığı'na bağh gemilerin keşif,
karakol ve gözetleme faaliyetlerinde bulunduğunu anla-
tan Başbuğ, şöyle konuştu: "Sonuç olarak, Ege hava sa-
hasında ve Kardak bölgesinde Türkiye'nin yoğun faab-
yetierde bulunduğuna dair Yiınanistan tarafından öne
sürülen iddialar gerçekleri yansıtmamakta, Notam ihlal-
leri argümanı da gerçek esaslara dayanmamaktadu". Yiı-
nanistan, e>1ül-ekim uçuşlanmızm normalin altmda ger-
çekleşmesine rağmen, olinıpiyaüann yapıldığı ağustos
ayım baz alarak uçuşlanmızm artüğuıı iddia etmiştir.
Türkiye'nin Ege'deki uçuşlanm artürdığına yönelik iddi-
alar gerçekleri yansıtmamakta ve icra edilen görevier iö-
bamla ola^an dışı bir faaüyette bulunulmamaktadır."
Türkiye Cumhuriyetini kuran
Türkiye Halkına Türk Milleti denir.
ETNİK CRUPLARIN
TEMSİLİNDE ENDİSE
Toplantı sonunda dağıtılan Başbuğ'un konuşma
metninin sonuna, Atatürk'ün elyazısıyla
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına
Türk milleti denir" yazıh Türkiye haritası ve Türk
bayrağı üzerine basıhnış haü de eklendi.
Ş ğ , Irak güvenlik gücünün tamamınm
Mart 2005 'te tamamen operasyonel hale getiril-
mesinin hedeflenmesine karşm Peşmerge ve
Mehdi Ordusu gruplannın silahtan arındınlma-
dığıru belirterek eğitim amacıyla oluşturulan
NATO timi içerisinde iki Türk subayının da gö-
rev yaptığını dile getirdi. Başbuğ, "Bu gücün ya-
pılanduılmasında, etnik gruplann nüfuslan ora-
nında tenısilinin önenıine inandmaktadn". Bu ko-
nuda endişeler mevcuttur" dedi.Kerkük'ün de-
mografik yapısmm Saddam öncesine döndürül-
mesinin Irak Geçici Yasasf nda öngörüldüğünü
belirten Başbuğ. "Ancak buradaki sorun, deği-
şikhğin bu çerçevede yapdmamasıdır. Bunun ana
nedeni ise, Kerkük'ün geleceginin Kerkük halkı
tarafından tayin edilmesi ihtünaünin, Irak Kürt-
leri tarafından nrsata dönüştüriilme düşüneesi-
dir. Ancak Irak Geçici Yasası'nda öngörülen du-
rum dışma çıküarak Kerkük'ün bölgedeki olası
federe devletlerden birinin içine dahil edilmesine
bu yasa olanak tanımamaktadır" dive konuştu.
GURAY OZ
En Güzel Sözcükler
Almanlar en çok sevdikleri sözcüğü seçtiler. Ya-
nşmayagönderilen yüzlerce öneri arasında "Hab-
seligkeit" (habzeligkaytokunuyor) sözcüğü yanş-
mayı kazandı. Gerçekten de güzel, anlamlı birsöz-
cük "Habseligkeit". Gönülden, yürekten bağh ol-
duğunuz ve size ait bir şeyi anlatıyor. Hani içinde
sevdiklerinizin fotoğraflannı sakladığınız bir kol-
yeniz vardır ya da bir kahvede karaladığınız ve bir-
likte imzaladığınız bir peçete olabilir. O ilk şiirleri-
nizi yazdığınız sayfalan sararmış defter de olabi-
lir.
Belki de hiçbirisi değildir, dönüp dönüp dinledi-
ğiniz ve artık dinleyemez olduğunuz bir plak, bir
uzunçalardır. Işte, bildiğiniz gibi "uzunçalar" söz-
cüğü kalktı artık günlük konuşma dilimizden. Şim-
di CD'ler var ve biz onlara "si di" diyoruz.
Her şey değişiyor.
Zaten esas olan değişimdir.
Bir nehirde bir kere bile yıkanamazsın dememiş
miydi fılozof. Aktıkça değişir nehir ve o akarken her
şey değişir onunla birlikte. Sen de biraz durağan
olan, biraz geride giden aklınla, farkına varsan da
varmasan da değişirsin.
Ikinci sırayı "Geborgenheit" "esenlik - güvenlik
- selamet" aldı.
Ne güzel bir sözcük.
• • •
Yeni doğacak gün nelere gebe kim bilir.
Ben değişimden değil, sözcüklerin eskimesin-
den, içlerinin boşalmasından kaygılanınm. Çünkü
kimi zaman nehre bir pislik bulaşıyor, bir fabrika-
nın atıklan kanşıyor ve sürekli değişen nehir, o pis-
liği temizlemek için yine değişimin hızından me-
det umuyor.
Kolay da olmuyor pisliğin temizlenmesi.
Kavramlar da öyledir.
Zamanla kirteniyorlar. Onlara da çiçeklere bakar
gibi bakmak, içlerini yeniden doldurmak gerekir.
Bağımsızlık kavramını ele alalım sözgelimi. Ne gü-
zel bir sözcüktür. Insandan başlayın sınıfa, sınrf-
tan ulusa kadar gidin. Insan, kişi olabilmeli, sınıf
kendine gelebilmeli, ulus toprağına sahip çıkabil-
meli. Insanlar, sınıflar, uluslar birbirinden farklı ve
iç içedirler. Biri ulusu satar, diğeri gözünden sakı-
nır. Kimi kişi kendinden başkasını görmez, kimile-
ri sınrfı, ulusu aşmış havalardadır. Kimileri de pi-
yasada, borsada fiyatını, dolar üzerinden değeri-
ni sorar.
Sınıf da, ulus da güzel değil, ama somut kav-
ramlardır. Güzel değildir, çünkü sınıflardan birinde
zenginlik en üst sınırlara tırmanırken diğerinde va-
dinin en aşağılanna kadar iner. Birine gölge, öte-
kine güneş hâkimdir. Biri üstüne düşmüş zorluk-
lann, karanlığın zincirini kıramazken diğeri ege-
menliğin ve gücün sefasını sürer.
Ulus da öyledir. Güçlü olanı, güçsüze zebella gi-
bi musallat olandan ayırmazsanız, emperyalistini,
gelişmişini, bir kene gibi yapışanını fark edip, ke-
nara koymazsanız pek güzel bir söz değildir.
Bu nedenle insanın hevesi günün birinde sınıf-
tan, ulustan kurtulmak, temiz bir dünyayla baş ba-
şa kalabilmektir. , . .
• • • ' • • ' • ' "
Türkçedeki en güzel sözcük hangisi sizce?
Üç sözcük öneriyorum: Değişim, eylem, eleşti-
ri.
Biz de Almanlar gibi bir yanşma düzenlesek, bi-
rinci sıraya "değişim"\ koyardım, Kafka'nın Gre-
gorSamsa's\ gibi birgecede hamamböceğine dö-
nüşmek tehlikesi varsa da güzel sözcüktür deği-
şim.
Ama değişim sözcüğünde sanki bir tuhaflık var
gibi gelir bana hep. Kendi başına bir laf gibidir. öz-
nesiz bir eylemden söz ediyor, pratikten kopmuş
skolastik bir sorunla uğraşıyoruzdur sanki. Sonra
anlanm ki, öznesiz hiçbir eylem, hiçbir değişim ol-
maz. Eylem varsa mutlaka bir özne vardır ve ey-
lemin öznesi biz değilsek ötekidir. Zaten kitapta bi-
zim kaçınılmaz bir şekilde özne olacağımız da hiç-
bir zaman yazılmamıştır.
Yazılacaksa yazacak olan bizizdir.
Şu sıralarda biz beklemedeyiz. Birileri değişip,
değiştirip duruyor. Kavramlar havada uçuşuyor, ra-
porlar yırtılıp dikiliyor, dünya gittikçe karmaşıkla-
şıyor ve kirleniyor. Sözler kimilerinin ağzından ka-
ra bir duman gibi çıkıyor. Dökülen kanın, ölümle-
rin hesabını şaşırdık. Niye böyle derseniz epeydir
unutulmuş olan üçüncü sözcüğe, haşmetli saka-
lıyla hâlâ duvardaki yerinde durana dikkatinizi çek-
mek isterim.
Yani eleştiriye...
e-posta: guray.ozu/ cumhuriyet.com.tr
TEŞEKKUR
Küçük kızım EDA KARSANDI'nın
estetik ameliyatını başanyla
gerçekleştiren, daima gülen yüzüyle
bize moral verip nazımızı çeken
Estetik-Plastik Cerrahi Uzmanı
Sajın Dr.
NURULLAHYILDIRIR'a
ve
bizlere her konuda yardımcı olan
İSVİÇRE HASTANESİ
Başhekimliği başta olmak üzere
tüm doktor, hemşire ve personeline
bütün kalbimle teşekkür ederim.
AvCANDANGÜLCAN
FOÇA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No- 2004 12
Da\acı Anf Hıkmet Cezavırlıoglu vekılt Av. Ilyas Akbaş-
lı tarafından davalı Mustafa Öner Tanın aleyhıne açılan tapu
ıptalı ve tescıl davasında davalıya dava dılekçesi ve duruş-
ma günü teblig edilemedıgmden. Duruşma gününün 30.11.
2004 günü saat 09.45 olduğu. bu da\a hakkında varsa bel-
gelennın mahkememız dosyasına ıbraz etmesı, ışbu ılan ya-
yınından 15 gün sonra davalı Mustafa Oner Tanın'a tebliğ
edılmış sayılacağı ilan olunur. Basın: 49598