Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Resepsiyona çağnlmayan AKP'liler Cıunhurbaşkam'nı 'tarafsız olmamakla' suçlayınca CHP'liler tepki gösterdi
Iktklar Sezer'i hedefaldıA.NKARA (Cumhumet Bürosu) -
TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Sayıştay
ve RTÜK bütçe tasanlannın görüşül-
düğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
CHP'li üyeler TBMM Başkanı Bülent
Annç'a yüklenirken AKP'liler, 29
Ekim resepsiyonuna "türbanh" eşle-
riyle çağnlmadıklan gerekçesiyle
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'i hedef aldı. Arınç uygulamalan-
nı eleştirenleri "basmm provokasyo-
nunagefanekle" suçladı. Annç, Cum-
hurbaşkanı'nın eleştırilmesinden go-
cunulmamasını isteyerek, "Mecfis Baş-
kanı, Başbakan eleştirilryorsa, Başba-
kan'dan Tayyip diye söz ediliyorsa,
Cumhurbaşkanı da eleştirilir" dedi.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 4
kurumun bütçe tasanlan görüşülerek
onaylandı. AKP'lilerin Sezer'in 29
Ekım resepsiyonu davetiyle ilgili ağır
eleştirilerine CHP'liler tepki göste-
gÖZd3ğl AKP milletvekilleri 29 Ekim resepsiyonuna türbanlı eşleriyle çağnlmadıklan
için Sezer'e sert eleştiriler yöneltti. Sadece "hukukla" devletin yönetilemeyeceğini ileri süren AKP'li
Seyfi, "Cumhurbaşkanı'nın veto hakkı olmamalı" dedi. CHP'liler AKP'lilerin asıl hedefinin Cumhuriyet
değerleri olduğuna dikkat çekti. Kendisini eleştirenleri '"basının provokasyonuna" gelmekle suçlayan
Annç, "Elimde iş talebinde bulunan, genış oda isteyenlerin isimleri var" diyerek gözdağı verdi.
rince gergın anlar yaşandı. AKP'li
Musa Uzunkaya ile Osman Seyfi, Se-
zer'in kendılenne davetiye gönder-
memesinin cumhurbaşkanlığı yemini-
ne uymadığını ileri sürdüler. AKP'Iı-
ler Sezer'i "tarafsızotaıamakla" suç-
larken Seyfi. sadece "hukukla" de\ -
letin yönetilemeyeceğini ılen sürdü.
Seyfi, Cumhurbaşkanı'nın veto hak-
kının olmaması gerektiğini savımdu.
AKP 'anayasa'yı unuttu
Uzunkaya'nın da, Cumhurbaşkanı-
nın kullandığı mahkûmlan af yetkisi-
ni ise "teröristieriaffetme" olarak sun-
ması dikkat çektı, Bu konuda söz alan
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreten
Kemal Nehrozoğhı. mahkûmlann af
yetkisinin Anayasa'nın 104. madde-
sinde belli esaslara bağlı olduğunu
belirterek, sağlık kurullanndan sonra
dosyaların Adalet Bakanlığı'na geldı-
ğini, bakanlığın uygun görmesi duru-
munda Cumhurbaşkanı'nın af yetki-
sini kullandığını söyledi. CHP'li Gö-
rol Soylu, AKP'lilerin Sezer'e yöne-
lık sözlennın asıl hedefinin "Cum-
huriyet değerieri" olduğuna dikkat çe-
kerek, "Bu ülkede cumhuriyetin te-
mel değeıierinin yokedflmesineizin ver-
meyecek bir kitie var. Bu kitlenin için-
de CHP'devardırve sonuna kadar mü-
cadeleedecektir" dedi. CHPlı Kazını
Türkmen de CHP'den AKP'ye geçen
Cemal Kaya'nın genel kurulda "kot
pantolonla" dolaştığına dikkat çeke-
rek "Nasılgenel kurulda kotpantolon-
la gezilemezse, kamusal alana da ba-
şörtüsüyle girilemez" dedi.
Annç da yetki istedi _ _ _
Annç sorulan yanıtlamaktan çok,
CHP'lileri suçlayıp, kendi icraatını
övdü. İçtüzük hükümleri gereği komis-
yon gündemine müdahale edemediği
için Sayıştay üyeliğı seçimı konusun-
da bir şey yapamadığını savunanAnnç,
tçtüzük değışıklığı yapılarak yetkisi-
Erdoğan'ın 'beş yıldızlı otellerde değil, halkla birlikte olun' talimatı işe yaramadı
AKP'livekülere dansözlüiitar
EBRU ERDOGAN
Arap ülkelerinin büyükel-
çilerine verilen ve AKP'li
milletvekillerinin de katıldı-
ğı iftara "dansöz" damgası-
nı vurdu. Yemeğin ardından
sahneye çıkan dansözle bir-
likte görüntülenmek isteme-
yen AKP'li vekiller basın
mensuplanna tepki gösterdi.
AKP Gaziantep Milletve-
kili Ömer Abuşoğhı ile AKP
Afyon Milletvekili Mahmut
Koçak, Birleşik Arap Emir-
likleri Büyükelçiliği'nin An-
kara'da Doğa Residence
Otel'de Arap ülkelerinin bü-
yükelçilerine verdiği iftar ye-
meğinde bir araya geldi.
Fasılla başlayan ve med-
dah gösterisiyle devam eden
programda, akşamın ilerle-
yen saatlerinde sahneye ka-
palı kıyafetiyle dikkat çe-
ken dansöz çıktı. AKP'li
milletvekillerinin dansözün
sahneye çıkmasıyla birlikte
kameramanlan fark ederek
çekim yapılmasını engelle-
meye çalıştığı gözlendi. Bu
sırada gazetecilere tepki gös-
terdiği görülen AKP Afyon
Milletvekili Koçak, salon-
dan çıkmak istedi.
Yhrttaş tepkisi
Yurttaşlann, iftar çadırla-
nnda saatlerce kuyruk bek-
lemesine karşın milletvekil-
lerinin beş yıldızlı otellerde-
ki dansözlü iftar yemeği sert
tepkilere neden oldu. Yurttaş-
lar, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ile eşı Emine Er-
doğan'ın, gecekondularda if-
tar açarak televızyonlarda
boy göstermesının "takryye"
olduğunu belirterek "AKPTi-
lerin gerçek yüzü budur. Bir
yanda popülizm, bir yanda
dansözlü iftar yemeği'' görü-
şüne yer verdiler.
Kameralann Başbakan'ı
takip ettiğini, buna karşın
milletvekillerinin gözden
kaçırıldığını belirten yurt-
taşlar, kameralara yansıyan
dansözlü AKP milletvekil-
lerinin, AKP'nin din istisma-
nnın bir belgesi olduğunu
dile getirdiler. AKP'K Koçak (ayaktaki) kameralan görünce rahatsız oldu. (Fotograf Flash TV 'den aluımıştır)
Tanla, silah harcamalan yerine yoksullara yardım yapılması gerektiğini söyledi
6
Terör yoksuttuktan besleniyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Merkez Yönetım Kurulu (MYK)
üyesi ve Bilim Yönetün Kültür Platfor-
mu (BYKP) Başkanı Büknt Tanla, te-
rörün kaynağının yoksulluk ve açlık ol-
duğunu belirterek banş için, silah har-
camalan yerine aç ve yoksullara yar-
dım yapılması gerektiğini bildirdi.
Tanla, yaptığı açıklamada, terörglo-
balleşirken terörle mücadelenin glo-
bal biçimde sürdürülemediğini kay-
detti. Devletlerin bugüne kadar terör-
le mücadelede dayanışma ve ortak iş-
birliğini sağlayamadığını anlatan Tan-
la şunlan söyledi:
"Terörün kaynağı fakirliktir, açlıkür.
Terör bu kaynaklardan beslenmektedir.
Savunma harcamalan arttıkça dünya
barışından uzaklaşılmaktadır. Dünya-
daki zengin ülkelerte fakir ülkeler ara-
sında uçurum açıldıkça, savunma har-
camalan arttıkça banştan daha da uzak-
laşılmaktadır. Çözüm, savunma harca-
malannı azaltarak açlara, faküiere yar-
dunları artürmaktan geçmektednf
Stockholm Uluslararası Banş Araşur-
malan Enstitüsü'nün (SIPRI) 2004 yı-
lı raporuna göre, geçen yıl askeri har-
camalann yüzde 11 artış göstererek yak-
laşık 1 trilyon dolara dayandığını belir-
ten Tanla, dünyadaki sa\unma harca-
malannın yaklaşık yüzde 60' mı G-7 ül-
kelerinin yaptığını anımsattı. Tanla,
"ABD 399, Fransa 452, tngfltere 42.8,Ja-
ponya 42.4,Alnıanya 35, İtalya 28.1.Ka-
nadâ 9.8 mOyar dolârsavunma harcama-
sı yapmaktadır. Raporda askeri harca-
malardaki aşın arüşın ABD'den kay-
naklandığına işaret ediüyor. Ulkelerin
kişi başına askeri harcama sıralamasın-
da 1551 dolarla ilk sırada gelen lsrail'i,
1419 dolarla ABD izfiyor" dedi
tngiliz tıp dergisi The Lancet'ın, John
Hopkins Bloomberg Scholl of Public
Health araştırmacılannın verilerine da-
yanarak verdiği bilgiye göre, 2003 Mart
ayından bu yana Irak'ta 100 bin sivilin
öldüğünü anlatan Tanla, "Ağustos 2004
sonu rakamlanyla .ABD Irak'taki aske-
ri operasyonlan için 143 milyar dolar, ye-
niden yapılanma için 33 milyar dolar ol-
mak üzere toplam 176 milyar dolar har-
canuş bulunmaktadu*. Amerikan kay-
nakianna göre bu harcamalarm 400 mfl-
yar dolara kadar çıkması bekknmekte-
dü"" görüşünü dile getirdi.
Tanla, dünya üzerinde 842 milyon ki-
şinin her sabah güne karnı aç olarak baş-
ladığını, 1.2 milyar kişinin de yoksulluk
sınınnın alrında yaşadığına dikkat çekti.
nin arttınlmasını istedi. Milletvekil-
lerinin kendisini ziyaretınde "perso-
nel ahmı. yeni halkla ilişkiler bmasıT>
ıstemınde bulunduğunu savunan Annç,
"Ama dışan çıkınca başka şeyler söy-
hıyorlar. Elimde iş talebi olan mfllet-
\ekili mektuplan. geniş oda isteyen
miDetsekili isimleri var" diye gözda-
ğı verdı. CHPlı AB Kemaî Kumku-
moğlu da Annç'ın milletv ekillerine
"şantaj" yaptığını belirterek bu tutu-
mu kınadı.
Milletvekillerinin genel olarak ken-
disinden memnun olduğunu savunan
Annç, "Beniburadaeleştiren8-10ki-
şi, onlaruı da niyeti malum" dedi Mil-
lerv ekilı konutu. halkla ilişkiler bina-
sı gibi konularda kendisini eleştiren
milleu ekillerini "basınuı provokas-
yonuna" gelmekle suçlayan Annç, bu
nedenle her keresınde "arkasına bak-
mak" zorunda kaldığını kaydetti.
CHP Baskanlık Divanı
Meclis
Başkanı
gerginlik
yaratmamalı
ANKARA (Cumhurn et Bürosu) -
TBMM Başkanı Bülent Annç'ın
Meclis yerleşkesinde bulunan askeri
tabur gazinosundaki kıyafet sımrla-
masını eleştiren sözlerine, TBMM
Baskanlık Divanı'nın CHP'li üyele-
rinden tepki geldi. CHP'li Idare
Amiri Erdoğan Yetenç. "Kendi kafa-
sının arkasuıdaki düşünceleri açıkla-
dı" dedi. Annç önceki gün düzenle-
diğı basın toplantısında, askeri tabur
gazınosuna türbanlı ve sakallı zıya-
retçı alınmaması konusunda "Bunu
ydlardır biliyoruz ve görmezden geli-
>>oruz. Köşe >azarlaruu ve cesarerli
basuunuzı göreve davet edrvonız" de-
di. TBMM Baskanlık Divanı'nın
CHP'li üyeleri Yetenç, Türkan Mi-
çoğuUan ve Ahmet Küçük, dün dü-
zenledikleri basın toplantısında bu
açıklamalara tepki gösterdi. CHP'li
Baskanlık Divanı üyeleri olarak
"Annç'ın nasıl bir açıklama yapaca-
ğuıı bihnedikleri" için basın toplantı-
sına katılmadıklannı vurgulayan Ye-
tenç, "Annç, tarafsızfağmı tarüşmaya
açacak yaklaşım içinde olmamabdır"
dedi. Plan ve Bütçe'de söz alan
CHP'li üyeler de Annç'a tepki gös-
terdi. Mustafa Özyürek, Annç'ın to-
pu üzerinden atmaya çalıştığını be-
lirterek "Asıl Başkan bu konuda ne
istiyor. O garnizonun Meclis içinde ol-
masını istiyor mu istemiyor mu?" de-
di. Ali Kemal Kumkumoğhı da
Annç a, "Bundan ne tür bir yarar
umuyorsunuz" diye sordu.
Annç yine basını suçladı
Annç, Meclis taburuyla ilgili sözleri
nedeniyle yöneltilen eleştirilere, ba-
suıı suçlayarak yanıt verdi. Elinde
bazı vekillerin tabur lokantasında
sakallı gittiklerinde servis yapılma-
masına, bazılannın askerlerin eği-
timleri sırasındaki seslerinden rahat-
sızlık duyduğuna dönük dilekçeler
olduğunu kaydeden Annç, bugüne
kadar ağzını açmadığını söyledi.
Gazetecilerin "Tabura girişte yasak-
lar listesi var. Milletvekilleri yasakla-
n delebilir mi" diye sorduğunu kay-
deden Annç, bundan "utanç ve hi-
cap duyduğunu, milletvekillerinin
kendikrine ait olan bir mekânda ya-
sak deimekle suçlandığını" kaydetti.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
12 Eylül darbecilerinin önemli he-
deflerinden birisi solculan "adam et-
mek", bir diğer deyişle ezmekti.
Bunun için olmadık şeyler yaptılar.
Işkenceler, dayak atarak adam öl-
dürmeler, her şey yaşandı 12 Eylül
döneminin cezaevlerinde. O dö-
nemde çok cana mal olan konular-
dan birisi de tek tip elbiseydi. As-
keri ve sivil cezaevlerinde siyasi tu-
tuklu ve mahkûmlara tek tip elbise
giydirme çabası, içerdekilerin dire-
nişiyle karşılaştı. "ölüm oruçlan"
ilk kez bu nedenle yapıldı. ölenler
oldu. Sonunda askeri yönetim bu
uygulamadan vazgeçti.
12 Eylül koşullarında bile uygu-
lanamayan, tutuklu ve hükümlüle-
rin tektipleştirme"diyerek karşı çık-
tıkları "tek tip elbise" uygulaması
yeniden gündeme getiriliyor. Çıka-
rılan Yeni Infaz Kanunu'nda bu hü-
kümlerin de yer aldığı belirtiliyor.
Bu girişimin cezaevlerinde yeni so-
runlar yaratmasının kaçınılmaz ol-
duğunu gelen mektuplardan, ken-
di deneyimlerimden biliyorum. Kim
neden Adalet Bakanlığı'nı böyle bir
i
Cezaevinde Taylan Baltacı
yola yönlendiriyor, anlayabilmiş de-
ğilim.
FTıpi cezaevleri zaten sorunlu. Bu
yeni girişim başka ne gibi sorunlar
yaratır hep birlikte göreceğiz. Tekir-
dağ F Tipi Cezaevi'nde kalan Tay-
lan Battacı'nın kardeşi, ağabeyinin
durumunun kötüleştiğini, rapor al-
masına rağmen hâlâ cezaevinde
tutulduğunu belirtiyor. Mektup şöy-
le: "Şuanda Tekirdağ 1 No'lu FTi-
pi Cezaevi'nde bulunan Taylan Bal-
tacı'nın kardeşiyim. Ağabeyim 2002
yılında 376 gün ölüm orucunda
kalmıştı. ölüm orucu döneminde
tedavisi cezaevinde mümkün ol-
madığı gerekçesiyle 6 aylık tahliye
karan vehlmişti. Ağabeyim hüküm-
lü değil de tutuklu olduğu için ka-
ran kesinleşene kadarbu rapor uy-
gulanmaya konulmadı.
Cezası kesinleştikten sonra sağ-
lık durumu iyi olmadığı için tekrar
Adli Tıp Kurumu'na sevk edilme-
sini istedik. Kendisi gönderildiği
Adli Tıp'ta ciddi bir inceleme ya-
pıldığından kuşkulu, çünkü "Gir-
memle çıkmam bir oldu^ dedi. Sa-
dece ayaklarına ve gözlerine ba-
kıldığını, başka hiçbirşeyin yapılma-
dığını söylüyor. Yüzeysel bir mu-
ayene ile geri yollandığını, şikâyet-
lerinin bile sorulmadığını dile geti-
riyor.
"18.10.2004 tarihli savcılık bel-
gesinden Adli Tıp Raporu 'nun tah-
liye konusunda olumsuz bir özel-
lik taşıdığını öğrendik. Raporda
ağabeyimin maç ve dizi izleyebil-
diğini yazmışlar. Kalıcı birrahatsız-
lığı olmadığını belirtmişler. Bir in-
sanın ayaklarına ve gözlerine ba-
karak, kalıcı bir hastalık anlaşılabi-
lir mi? Sağlık kurumlan ve Tabip
Odasındaki doktorlar ise Wernic-
ke Korsakof hastalığının tedavisi-
nin mümkün olmadığını defalarca
belirttiler. Rapor sonucunun yanlı
olmadığına inanmak ve güvenmek
için gerekli ve yeterli testlerin ya-
pılmasını, filmlerinin çekilmesini is-
tiyoruz.
Rapor bize inandırıcı gelmiyor.
Çünkü ziyaret saatlerinde durumu-
nu görüyoruz. Sık sık midesinin
bulandığını, iltihaplı ve kanlı bal-
gam tükürdüğünü, midesinde sü-
rekliasit oluştuğunu, midesinin ara
sıra kanadığını söylüyor. ölüm oru-
cundan sonra vücudunda yarala-
rın meydana geldiğini ve bu yara-
lardan dolayı yatamadığını, vücu-
dunun hissizleştiğini, sinirlerinin
hasar gördüğünü, vücudundaki
bütün tüylerin döküldüğünü söylü-
yor. Bu durumu bize göstermek
için elini bacağındaki kıllara atıp
hepsini kopardı ve hiçbir acı duy-
madığını belirtti.
Psikolojik durumu da çok kötü.
Ziyaretınde durumunun ne kadar
vahim olduğunu, ne kadar sıkıntı-
lı ve sinirli olduğunu görüyoruz.
Oturup bir şeyler okuyup yazacak
kadarbile dikkatini toplayamadığı-
nı, gelişiminin durduğunu, uyuya-
madığını, uyuduğunda da sürekli
kâbuslargördüğünü söylüyor. Bü-
tün bunlardan dolayı tekrar ve ay-
nntılı birmuayeneden geçmesini is-
tiyoruz. Ağabeyimin durumundan
dolayı ailedeki bütün bireylerin psi-
kolojisi bozuldu. Annem ve üniver-
siteye giden kardeşim psikolojik
tedavi görüyor".
Orhan Baltacı mektubunu şöy-
le bitirmiş: "Yetkilileri görevlerini
yapmaya ve duyarlığa davet edi-
yorum. Ağabeyimin tedavisi ce-
zaevinde mümkün olmadığından
CMUK'nin 399. maddesi gereği
infazına 6 aylık ara verilerek tahli-
yesini talep ediyorum." Taylan
Baltacı ve benzer durumdaki bir-
çok mahkûm aynı durumda. Ne
yazık ki, defalarca bu köşede dile
getirmemize karşın bu konuda bir
çözüm üretilmek yerine, "Bunlar
dışanya çıkınca suç işliyoriar" de-
nildi ve bu konu kapatılmak isten-
di. Umarız, bu konuya yeniden du-
yarlık gösterilerek, bazı çözümler
üretilir.
G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R
ERGİN YILDIZOĞLU
Arafat f
Öldüf
Arafat daha önce üç kez ölümden kıl payı kur-
tulmuş, FKÖ'nün başına dönmüştü. Bu kez, apar
topar Fransa'ya götürülmesine neden olan hasta-
Iığına henüz birteşhis konulamadı ama, Israil "is-
tihbarat" çevreleri Arafat'ın durumunun ölümcül ol-
duğunu söylüyorlar. Filistin yönetimi liderliği de
aynı kanıda. Pazartesi günü CNN son bilgileri ve-
rirken "Arafat'ın akli melekelerinin yerinde olma-
dığını" söylüyordu. Sanınm, Arafat'ın, fiziksel ola-
rak olmasa bile, bu kez siyasi olarak öldüğünü
söylemek yanlış olmayacak.
Bu beklenmeyen bir ölüm değildi. Ancak, ger-
çekleşmeye başlayınca yorumcular, "yepyeni bir
sayfanın açılmakta olduğunu" yazmaya başladı-
lar. Israil Dışişleri Bakanı Silvan Şalom, Gazze'den
tek taraflı çekilme sürecini durdurarak, Yeni Filis-
tin yönetimini bekleyeceklerini, açıkladı. Şaron ve
yeni ABD Başkanı'nın, banş "sürecinde bir mu-
hatabımızyok" mazeretine sığınmaları da artık ola-
naklı değildi. Haaretz'den, Uri Benzamin "Tari-
hin ne müthiş birzamanlaması var" diye yazıyor-
du. Şimdi şu üç soru öne çıkıyor: Arafat nasıl bir
miras bırakıyor? Yerine kimler geçecek?
Banş sürecine ne olacak?
Düş kınklığı
Arafat'ın mirası, hiç şüphesiz Israil-Filistin çeliş-
kisinin iki tarafında, iki farklı biçimde değerlendiri-
lecek. Israil devlet makinesi ve ideolojik aygıtları
Arafat'ın, oportünist bir terörist, kronik bir yalan-
cı, önüne gelen herfırsatı kaçıran basiretsiz biri ola-
rak anımsanmasına çabalayacak. Filistin tarafın-
daysa Arafat, yersiz yurtsuz bir göçmenler kala-
balığının, uluslararası arenada, bir ülkesi (işgal al-
tında bile olsa), kültürü olan bir ulus olarak tanın-
masını gerçekleştiren, Filistin kurtuluş hareketinin
çok çeşitli eğilimlerdeki fraksiyonlarını birleştirebi-
len, Filistin halkının simgesi olmuş bir lider olarak
anımsayacaklar. Ancak taraflar bir duyguyu da
paylaşıyor olacaklar: Düş kınklığı.
Israil, Arafat'ın Tunus'tan dönmesine, Filistin hal-
kını denetim altında tutabileceğine inandığı için
izin vermişti; Israil bankalanndaki hesaplanna, bu-
radan, ulufe dağrtmasına yıllar boyunca, bu neden-
le gözyummuştu. Ancak Arafat, Israil'e bekledik-
lerini veremedi. Oslo sürecinin sonunda, kendisi-
ne sunulan, işgal edilmiş topraklann yüzde 22'si-
nin, yüzde 64'ünü reddederek Mukataa'ya dönün-
ce de ipler koptu. Ondan sonrası malum...
Filistin halkıysa Arafat'tan çağdaş bir yönetim,
başanyla sonuçlandırılacak bir banş süreci ve bir
Filistin devleti bekliyordu. Arafat bunlann hiçbirini
veremedi. Başansızlığın faturasının bir kısmı Isra-
il'e, özellikle de Şaron yönetimine çıkanlabilir. An-
cak, Filistin Yönetimi'nin Tunus'tan Arafat'la birlik-
te gelenlerin tam anlamıyla bir çiftliği haline gel-
miş, yozlaşmış, uluslararası mali yardımlan talan
eden ve asla eleştiri kabul etmeyen bir diktatörlü-
ğe dönüşmüş olmasının, bu sırada, başlangıçta Is-
rail'in desteğiyle kurulan Hamas'ın büyük birtop-
lumsal güce dönüşmesinin günahı tümüyle Ara-
fat'a ait.
Karışık işler
Arafat Fransa'ya uçar uçmaz 'olağan şüpheli-
ler' hemen yönetime el koydular. Başbakan Ah-
met Kureya Ulusal Güvenlik Konseyi'nin başına
geçti. ABD ve Israil'in baskılanna kolay boyun eğ-
diği için Arafat'la kapışıp istifa etmek zorunda kal-
mış olan, eski Başbakan Mahmud Abbas, FKÖ
Yönetim Kurulu'nun başkanlığını ve hareketin ge-
çici yönetimini üstlendi. Ancak bu adamlann kalı-
cı bir liderlik oluşturmalan çok zor, her ikisi de "71/-
nusekibinden" vefazla "///m//"olduklanndanhalk
arasında destekleri zayrf. Orta dönemde, eski Gaz-
ze Güvenlik Şefi Dahlan gibi Intifada içinden yük-
selmiş genç liderleri, halen Israil'de ömür boyu
hapis cezasıyla tutuklu, ama potansiyel "Mande-
la" adayı Marvan Barguti'yi de düşünmek gere-
kiyor. Tabii bir de Filistin toplumu içinde yaygın bir
siyasi dayanışma ağı, daha da önemlisi dürüst, et-
kin yönetimiyle halkın dindar olmayan kesimleri-
nin bile güvenini kazanmış Hamas var. Hamas
kendini FKÖ'nün yerini alacak örgüt olarak görü-
yor.
Tam bu noktada görüntü bulanıklaşıyor. ABD'nin,
her yıl iki milyar dolar hibe verecek kadar yakın müt-
tefıki Mısır, Arafat'ın tüm itirazlanna rağmen Hamas'ı
"ortak statüsü" vererek himayesi altına almıştı.
ABD ve Israil'in Filistin yönetiminin başında gör-
mek istedikleri Mahmud Abbas geçmişte Hamas
liderleriyle iyi ilişkiler içinde olduğu bilinen bir si-
yasetçi. Abbas'ın, toplumsal tabanı zayrf ama, Ha-
mas'ın da gerçekleşmesini istediği bir 'ulusal bir-
likhükümeti içinde', taratlann üzerinde uzlaştığı bir
isim olarak ABD ve Israil'in onayıyla iktidara yük-
selebilir. Arafat'tan sonra, işlerin iyice kanşacağı an-
laşılıyor. Üstelik kimin elinin kimin cebinde olduğu
da uzun süre belli olmayacak.
Aracın plakası kayıtlı değil
CHP, Kürtçe şarkı
iddiasınıyalanladı
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu) - Çankaya
Köşkü'ndeki Cumhuri-
yet Bayramı resepsiyo-
nuna girişte, CHP'ye ait
"06 CHP 04" plakah
araçtan yüksek sesle
Kürtçe şarkı çalındığı
iddiası tartışma yarattı.
CHP'li yöneticiler, böy-
le bir olayın yaşanmadı-
ğını savunurken söz ko-
nusu aracuı plakasuun
da trafik tescile kayıtiı ol-
madığı ortaya çıİctı.
CHP Genel Sekreter
Yarduncısı MehmetSe-
vigen, söz konusu araç-
taeşive CHP Genel Baş-
kan Yarduncısı EşrefEr-
dem ile birlikte kendisi-
nin olduğunu, radyo bi-
le çalmadıklannı kay-
detti. Olayın, CHP'li yö-
neticiler indikten sonra
meydana geldiği savu-
nulurken Genel Sekreter
OnderSav'ın şoförSan-
cay Kundukan'ı sert bi-
çimde uyardığı öğrenil-
di. Aynı zamanda tüm
partı personehne de,
"dikkaüi olmalan" uya-
nsı yapıldığı kaydedildi.
CHP'de. Genel Baş-
kan Deniz Bavkal. "06
CHP01", Genel Sekre-
ter "06 CHP 02", Genel
Sayman ise "06 CHP
03" plakah araçlan kul-
lanıyor. Bu sıradan son-
raki numaralı araçlar ise
tüm yöneticilere tahsis
edilebiliyor. Tartışmala-
nn odağındaki "06CHP
04" plakah aracuı, An-
kara Emniyet Müdürlü-
ğü kayıtlannda, plaka-
ya yönelik tescil işlemi-
nin de olmadığı ortaya
çıktı. CHP Genel Say-
manı MahmutYıldız ise
durumun kontrol edile-
ceğini söyledi. ı-