Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 KASIM 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVİNİLYASOĞLU
Melodi, melodi, yine melodi• Bebek Senfonisi ile Cemal
Reşit Rey. makamlan da
kullanarak halk ezgilerinden
de, halk söylencelerinden de
yararlanarak büyük bir anıt
yaratmış. Bu yapıtı
dinledikten sonra onun Türk
Beşleri'nin bir üyesi olarak
değil, Türk Beşleri'nin
öncüsü olarak anılmasının
daha yerinde olacağına
inandım.
Cemal Reşit Rey'ın yüzüncü yaş
kutlamalan Cumhuriyet Bayramı
kutlamalanyla örtüşünce Onuncu
Yıl Marşı başta olmak üzere geçen
hafta bütün orkestralanmız onun ya-
pıtlanna kucak açtılar. Bestecinın ilk
döneminden son günlerine kadar yaz-
dığı nice yapıt yeniden gün yüzüne
çıktı. Keşke bu son hafta çalınan tüm
yapıtlann kayıtlan derlense ve 'Ce-
mal Reşit 100 Yaşında' başlığı altın-
da bir anı külliyatı olarak değerlen-
se. Önceki hafta Gürer Aykal yöne-
timındeki Borusan Filarmoni Or-
kestrası, 'Türkiye' (1971) başlıklı
rengârenk senfonik şiirini seslendir-
di. Aynı yapıt Izmir'de de Murat Ko-
dallı yönetiminde çalındı. Bursalılar
da Cem Mansur yönetiminde 'Ens-
tantaneler'i (1931) dinlediler. Istan-
bul Oda Orkestrası Hakan Şensoy
yönetımınde bir ılke imza attı: Rey'in
ondes martenot adlı çalgı ve yaylılar
içın 1934"te yazdığı 'Poeme'ini ilk
kez seslendirdi. Cemal Reşit Rey
JConser Salonu Orkestrası Emin Gü-
ven Yaşlıçam yönetiminde Ece
tdil'ın söylediği üç halk türküsünü,
'Türk Manzaralarf'nı (1928) ve
'Fatih Senfonisi'ni (1953) çaldı.
CSO. Erol Erdinç yönetiminde Ens-
tantaneler'e yer verdi.
Onun her dönemini üst üste dinler-
ken yeniden neler keşfettim! Her şey-
den önce durmadan yinelediği şu söz-
cûkler, 'Melodi, melodi yine melo-
di' onun tüm yapıtlannı tanıtıyordu.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki anma
konserinde piyanist Aydın Karlı-
bel'in seslendirdiği, ölmeden önceki
son yapıtı 'Improvisation'daki
(1983) içe dönük şiırselliğini; Hal-
dun Dormen Müzikal Sınıff nın gös-
tensindeki 'Yaygara 70
1
ve 'Lüküs
Hayat' (1933) kolajındakı o uçan ne-
şesini; Erol Erdinç yönetimindeki
Hacettepe Senfoni Orkestrası'yla pi-
yanist Hande Dalkılıç'ın çaldığı
'Kâtibim Çeşitlemeleri'ndeki
(1961) tem ve çeşitleme zenginliği-
ni, aynca rengârenk caz müziğı kul-
lanımını; kemancı Hasan Tura'nın
çaldığı 'Andante Allegro'daki
(1969) o zarif anlatımı; yine aynı
program çerçevesinde ikınci kez din-
lediğim Bırinci Senfoni'nin (1941)
geniş ufuklu soluğunu; Rengim Gök-
men yönetimindeki Cemal Reşit Rey
Orkestrasf nın seslendirdiği, son sen-
fonik yapıtı olan 'Ellinci Yıla Gi-
riş'teki (1973) o ağırbaşlı soylulu-
ğu...
İlk bebek senfonisi
Hele Naci Özgüç yönetimindeki
tstanbul Devlet Senfoni Orkestra-
sf nın çaldığı, ilk kez dınlediğimiz
Bebek Senfonisi ndekı imge gücü-
nün zenginlığı şaşırtıcı boyutlarday-
dı. 1928 yılında, henüz yirmı dört ya-
şındakı bir gencin birikimi, buluşla-
n, anlattığı öyküyü dramatik bir şe-
kilde resimlemesi, inanılır gibi değil-
dı. ilk kez 1929'da Paris'in Charnpi
Elysees salonunda ünlü şef Inghelb-
recht tarafindan yönetilip seslendiril-
miş. Sonra kayıplara kanşmış. Yalçın
Tura sayesinde geçen yıl Filarmoni
Derneği'nde tamamı bulunup elekt-
ronik ortama aktanhnca bu yıl yaşa-
ma kavuşmuş oldu. Belki de Cemal
Reşit'e sunulan en güzel armağan-
lardan biriydi bu. Yalçın Tura, özgün
sayfalann altına düşülen bazı notlar-
dan Ankara Radyosu'nda 1944'te ça-
hnmış olabileceğini düşünüyor. An-
cak hiçbir salonda ve konser progra-
mında yer almamış. tDSO'ya ve Na-
ci Özgüç'e teşekkürler. 'Bebek Efsa-
nesi
1
bir Anadolu söylencesınden
kaynaklanıyor. Konu, bir göç kerva-
nında bebeğini kartala kaptıran an-
nenin feryadı, yakanşı ve yakınma-
sı. Tıpkı o zamanlar Stravinski'nin
ilkel boylardan esinlendiği gibi. Bir
yandan da Fransız müziğinin, Ra-
vel'ın inceliklerini taşıyor. Rey'in or-
kestra çalgılanm bireyler gibi kullan-
ması onlara kişilık vermesi çok il-
ginç. Solo kemanın anlattığı öykü,
göç kervanının timpanıdeki ritmik
yürüyüşü, kontrfagotun o içli ezgisi,
derın ıfadesi, hele en so-
nundaki viyolanın kahrolmuş anne-
nin çaresizliğine ağıt yakması, korno-
nun hıçkınğı, kemanın iç çekişi, tah-
ta üflemelenn yaklaşan kuşun kanat
çırpışını yansıtmalan, bebeğın kapıl-
masmdaki orkestranın çığlığı, son de-
rece dramatik.
Atatürk daha 1934'teki o ünlü mec-
lisi açış konuşmasını yapmadan. do-
layısıyla müzik devrimine dikkat çe-
kilmeden onca yıl önce, Cemal Reşit
Rey, makamlan da kullanarak halk
ezgilerinden de, halk söylencelerin-
den de yararlanarak büyük bir anıt
yaratmış. Bu yapıtı dinledikten son-
ra onun Türk Beşleri'nin bir üyesi
olarak değil, Türk Beşleri'nin öncü-
sü olarak anılmasının daha yerinde
olacağına inandım.
ÎDSO'nun zorluklar içinde gerçek-
leştirilen bu haftaki konserinde beni
heyecanlandıran diğer yapıtlar da Ce-
mal Reşit'in son döneminde en yakı-
nı olmuş iki öğrencisinin orkestras-
yonlanydı. Böylece hocalannı bir
adım daha ileri götürdüler. Halen Vi-
yana Müzik Ürüversitesi'nin kompo-
zisyon kürsüsü başkam olan besteci
Ertuğrul Sevsay, 'On Halk Türkü-
sü'nü orkestraya uyarlamıştı. Derin
bir polifoni, incecik nakışlar ve zen-
gın tınılarla, hocasından birkaç kuşak
sonraki bestecilik serüvenini daha ile-
riye götürerek. Piyanist ve besteci Ay-
dın Karlıbel de Cemal Reşit'in ilk
çokseslendirdiği halk türküsü olan
San Zeybek'in, Çelebi Operası 1.
perde girişindeki Yeniçeriler Koro-
su'nun, Himaleyi Etfalin, Denizci-
ler gibi eski marşlanyla 1981 'de yaz-
dığı Atarürk'ün 100. Yıl Marşfnın
orkestralamasını yapmıştı. Cemal Re-
şit bugün yaşasaydı mutlaka kendi ya-
pıtlannın seslendirilmesi kadar öğren-
cilerinin aşamalanyla da övünecekti.
Geçen çarşamba bu sütunlarda Ce-
mal Reşit Rey'e sahip çıkma çağnma
çok geniş bir okur kitlesinden duyar-
lı tepkiler aldım. Bugün onun yapıt-
lannın elyazmalannı banndıran Fi-
larmoni Derneği'nde yangın çıksa
Cemal Reşit Rey de büyük ölçüde ta-
nhten silinmiş olacak. Tekrar Kültür
Bakanı'na ve yetkililere çağnda bu-
lunuyorum: El ele vererek bu yapıt-
lan gün yüzüne çıkaralım, elektronik
ortama geçırterek herkesin kullanı-
mına sunalım. Geçen haftaki bir yan-
hşımı da düzeltmek isterim: Kayıp-
lara kanştığını söylediğim Celebi
Operası'nın elimizde sadece şan ve
piyano versiyonuyla iki aryası bulun-
maktadır, ne yazık ki yazdığım gibi
şef partısyonu değil.
l. Ulusal Cülden Turalı
Keman Yarışması
18-20 Kasım 2004 tanhlerınde
Mersin Üniversitesi Devlet Konser-
varuvan taraftndan 1. Ulusal Gülden
Turalı Keman Yanşması düzenleni-
yor. Jüri üyelen, Ayla Erduran, Su-
na Kan. Cihat Aşkın, Hazar Alapı-
nar, Mehpare Karamenderes, Nu-
ri tyicil. Veniamin Varsavski'den
oluşan yanşmada koşullar şöyle: Ya-
nşmacılarda I. Kategori için en büyük
1 Ocak 1994, II. Kategori ıçinse en
büyük 1 Ocak 1980 doğumlu olma
koşulu aranmakta. Eleme 18 Kasım
2004'te, finalse 20 Kasım 2004'te.
Bir süre önce aramızdan aynlan ÎD-
SO'nun baş kemancısı Gülden Tura-
h'nın anısına düzenlenen bu etkinlik-
le nice genç kemancımız ortaya çıka-
cak.
www.evinilyasoglu.com
€ OLLECTION'IN YENİSAYISI
Dünü bugüne
yansttmak
vJeçmişin değerlerini bugüne
taşımak altbaşhğıyla yayımlanan
Collection'ın yeni sayısında farklı
konular ve yazılar yer almakta.
Kültür Servisi - "Geçmişin değerlerini
geleceğe taşıyanların dergisi"
altbaşhğıyla yayımlanan, üç aylık,
Türkiye'nm tek 'Collection' dergisinin
yenı sayısı çıktı. Dergi dünyada her çeşit
koleksıyonculuğun yapılabildiğini
vurgulayarak, yeni koleksiyonlan ve
araştırmalan bir araya getiriyor.
Konusunda tek olan ve koleksiyon
araştırmacılığına hizmet eden dergi, 4 yıh
geride bıraktı. 'Collection' dergisi yok
olmaya yüz tutmuş parçalan toplayarak,
bazı insanlann sokağa attığı nesneleri satın
alıp koruyarak ve sonra da araştırarak bu
sayfalarda yayımlıyor. Bu sayıda da Sunay
Akın'la bir söyleşı, Hülya Ede Uçta'nın
'Bir Oğuz Aral Vardı Bende' yazısı, R.
Serdar Kayserilioğlu'nun 'tşgal Kartları
Koleksiyonu', Nilgün Tugaykan'm
'Kartpostal ve Fotoğraflarda Atatürk'
yazısı. Şerif
Antepli'nin
'Cüce
Kadehler
Koleksiyonu',
Yasemin
Masaracı'nın
'Tüsımlı
Mühürler-Şifa
Tasları' . Celali
Yılmaz'ın
'Polimer
Banknotlar'
başlıklı yazılan
gibi birçok yazı
ve söyleşiyle
koleksiyon
rehberliği
yaparak sergi
haberlerini de
okurlanna
sunuyor.
Cumhuriyetin 81. yıldönümü
nedeniyle İzmir'de iki
konser düzenlendiÇağdaş Türk
bestecilerinin utkusuCumhuriyet Bayramı
dolayısıyla verilen
konserlerde, Murat
Kodalh'nın yönettiği
ÎZDSO. Murat Kodallı, U.
C. Erkin ve F. Tüzün'ün;
İbrahim Yazıcı'nın yönettiği
DESO ise Turgay Erdener,
İstemihan Taviloğlu ve U.
C. Erkin'in yapıtlannı
seslendirdi.
ÖNDER KÜTAHYALI
Cumhuriyetımizin 81. yıh ne-
deniyle tzmir'de yapılan coşkulu
kutlamalar arasında iki dinleti
vardı. Her ikisinde de sadece çağ-
daş Türk bestecilerinin yapıtlan
seslendirildi.
IZDSO'nun 29 Ekim akşamı
verdiği "Türk Bestecileri Cum-
huriyet Konseri"nde şef Murat
Kodallı'ydı ve sanatçımn
1998'de tamamladığı "Piyano
Konçertosu"nun Dünya Seslen-
dirmesi gerçekleştirildi. Yapıtı
değerli piyanistimiz Muhittin
Dürrüoğlu Demiriz çaldı.
Bestecinin program notlannı
koyduğu açıklamaya göre bu
konçertoda, "Kapsamlı olarak
polimodal ve poliritmik bir ya-
pı hâkimdir. Kesin çizgilerle
bezenen orkestra, teknik çeşit-
liliklerle beraber armonik y apı,
disonans" (kalkışımh) "bir an-
latımla şekillenir."
Demiriz'in kusursuzluğu
Parlak tonu ve kusursuz tekni-
ği olan Muhittin Dürrüoğlu De-
miriz, konçertoyu çok güzel çal-
dı. Dile getirdiği anlatım etkile-
yiciydi. Orkestra da ilk iki bö-
Piyanist M.Dürriioğlu Demiriz Murat Kodallı'nın piyano konçertosu'nu seslendirdi.
lümde solocuya uydu; ancak dar-
bukanın ve tefin solocu düzeyin-
de kullanıldığı ve soyut bir din-
sel dans niteliği taşıyan 3. bölüm-
de (Allegro con Brio e Molto B-
rillante), ritim bakımından bazı
zayıflıklar ortaya çıktı.
Izlencede yer alan öbür yapıt-
lardan U. C. Erkin in "Bay-
ram" başlıklı kısa parçasıyla F.
Tüzün'ün "Çeşmebaşı Bale-
si"nde Kodalh'nın yorumu do-
yıırucuydu. Buna karşılık C. R.
Reyin "Türkiye, Türk Rapso-
disi"nde bestecinin yoğun armo-
ni dokusu içinden ezgi çizgileri-
ni ortaya çıkarmada zorlandı. Ba-
zı bölümlerde karşı ezgileri de
işitemedik, aynca orkestra çalgı-
ları arasındaki ritmik tutarsızlık-
lardan tedirgin olduk.
Izmır Sanat'm düzenlediği
"Cumhuriyet Bayramı Özel
KonserF'nde ise Şef tbrahim
Yazıcı'nın yönettiği DESO vardı.
îzlencenin ilk yapıtı, Turgay
Erdener'in yaylı çalgılar orkest-
rası için "Ml'den Dört Bölüm"
başlıklı süitiydi. Bölümlerin Ba-
rok sonatına göre ağır-çabuk-
ağır-çabuk olarak sıralandıgı bu
sevimli yapıtta Erdener, lirikliği
ve canlılığı, içtenlik dolu bir ha-
va içinde kaynaştırmaktadır. Ma-
kamsal nitelikli her bölümde ka-
rar sesi Ml notasıdır. Süit, post-
modern sanat anlayışının inandı-
ncı örnekleri arasındadır.
istemihan Taviloğlu'nun
"Klarinet Konçertosu", gele-
neksel Türk klarnetçiliğindeki
güzelliklere yaraşan bir yapıttır.
Calgının teknik özelliklerini be-
lirgin biçimde sergileyişi, ma-
kamsalhğı, lirikliği ve devingen-
liği, onu klarinet sanatçılanmız
arasında yaygınlaştırmıştır. Bu
dinletide konçertoyu Gültekin
Ulutaş çaldı. Sanatçıyı ve sahne-
ye çağnlan değerli bestecimizi
coşkuyla ahcışladık.
İki mutlu şölen
Dinleti, U. C. Erkin'in yaylı
çalgılar için "Sinfonietta"sı ile
sona erdi. ibrahim Yazıcı yoru-
ma özen göstermiş. Yaylı çalgı-
lann tımsı resimsel güzellikler
taşıyordu. Ses temizliği tutar-
lıydı. Teknik sorunlann bütü-
nüyle üstesinden gelinmişti.
Besteci son bölümde (Allegro),
ritmi anlatımın birincil öğesi
kılmaktadrr. 10/8'lik, lL8'lık,
7/8'lik ve 5/8'lik gibi aksak öl-
çülerin değişimli sıralanışıyla
bölümün yapısı karmaşık bir
duruma gelmektedir. Orkestra-
run buradaki yorumu saat düze-
nindeydi.
Bestecilerimizden dinlediği-
miz güzel yapıtlarla bize iki
mutlu şölen yaşatan sanatçıla-
nmıza binlerce teşekkür.
GÜZELİN ARDINDA
BERTAN ONARAN
49 Lokmaya Bölünmek
İstenen Türkiyem
Türkiye'nin, AB'ye alınmayacağının açıkla-
nacağı tarihe yaklaştıkça sömürücülerin ve
yerli uşaklarının telaşı artıyor; demeç üstüne
demeç, sözcü üstüne sözcü yağıyor Avru-
pa'dan, Amerika'dan; akla mantığa sığsa da,
sığmasa da laf yağmuru sürdürülüyor. Kafala-
rın karışması için bütün kavramlarla vıcık vıcık
oynanıyor.
Son türev, Türkiyeli; Türk yok, hiç olmadı,
bundan sonra olmaması için elimizden geleni
yapacağız, diyorlar. Satılmış ya da sapıtmış
yerli borazanlar aynı havayı çok daha şiddetle
üflüyor.
Sağ olsun, o arada iyi niyetli, iyi yürekli in-
sanlar bu korkunç saldırıyı savuşturmak üze-
re çabalayıp duruyorlar; bunlardan biri değer-
li dostum Haluk Tarcan yine bilgi yüklü bir ile-
ti gönderdi; diyor ki:
"Batı karşısında ezilmiş bir tür olan süper ay-
dın denen, aslında yüzeysel bilgi sahibi kişiler,
sahibinin sesi halinde: Anadolu halklan, Ana-
dolu mozaiği şarkılan tutturmuşlar...
Anadolu'nun dip kültürünü tantmadan, öğ-
renmeyi bağnaz ulusçuluk, ilkellik sayarak, Türk
olmaktan utanarak; öbür ülkelerdeki mozaikle-
ri göremeyecek kadar körleşerek; ve sürekli
Batı'dan aferin bekleyerek, yalnız ülkemizi mo-
zaik sanan, sayan bu kişilere bir mozaik örne-
ği sunalım: Sınır komşumuz Hayastan (Erme-
nistan). Budunsal (etnik) yapısı tam 20 öğeli:
Azen, Kumuk, Karaçay, Balkar, Nogay, Kazak,
Ost, Tat, Talus, Kürt, Çeçen, Kabard, Ingus,
Adige, Abhaza, Çerkez, Dağıstan, Acar, Kal-
muk, Gürcü, Ermeni. Günümüzde bir başka
mozaik ülke, ABD'dir; şu kadar yüz milyonluk
bir konfederasyon, büyük bir mozaik. Ama her
çocuk, okulda önce: Ben Amerikalıyım (I am
americain) demeyi öğrenir, öğretilir ve bunun-
la övünür.
Yeridir, hemen dikkatleri -önemle- şu nokta-
ya çekelim: Yeryüzünde mozaik kuramlannın,
etnik siyasetinin uygulanamayacağı biricik ül-
keler Türklerin yaşadıklandır; Ön-Türk kültürü,
bulunduğu topraklarda, dip kültür halinde te-
melde, öz'de bulunmaktadır.
• • •
Peter Alford Andrevvs, 1992'de bastırdığı
Türkiye'de Etnik Gruplaradlı kitabında, parça-
la-böl-yönet ilkesi uyannca 47 budun uydur-
muştur: 1. Türkler: Sünni; 2. Türkler: Alevi; 3.
Türkler: Sünni Yörük; 4. Türkler: Alevi Yörük; 5.
Türkmenler: Sünni; vb. dizelge uzayıp gidiyor,
sayıyı tutturabilmek için çeşitli ülkelerden göç
eden Müslüman Türkler ayn bir budun sayılı-
yor; yetmiyor, 37. sıraya, Kars'taki 21, Arda-
han 'daki 25 kişi Almanlar olarak ekleniyor: Ar-
dahan 'daki 25 kişi, 1975 yılında Almanya 'ya iş-
çi olarak gitmiş, dolayısıyla çift uyruğa hak ka-
zanmış.
Bu yuttuımacadan 6yıl sonra, Ali Tayyar Ön-
der, Türkiye'nin Etnik Yapısı adlı araştırmasıy-
la hem Andrevvs 7 çürütmüş, hem bambaşka si-
yasal sonuçlara varmıştır; AMA BATI DURUR-
KEN, BİR TÜRK'ÜN LAFINI KİM DİNLER? Işi
gücü bırakıp Ali Tayyar'ı mı okuyacaklar?" di-
ye soruyor sevgili Tarcan.
Hayır, doğru söyleyen kimseyi okumayacak-
lar, okuyamazlar, beyinleri yanar.
Aslında koparılan fırtına çok açık; bugün bu
boş tartışmaya hiç kapılmadan birkaç tümce-
yi gücünüz yettiğince haykırabiliyor musunuz
ona bakın:
Avrupa Birliği'ne de, Amerikan uyduluğuna
da HAYIR;
Avrasya birliğine, bütün ezilmiş, sömürül-
müş, geri bıraktırılmış ülke ve uluslarla sımsı-
kı, yaratıcı, barışçı işbirliğine EVET.
sbonaran " hotmail/yahoo.com
Kocabıyık'ın hayatı kitap oldu
• Kültür Servisi - Borusan Holding'in
kurucusu Asım Kocabıyık'ın yaşam
öyküsünü anlatan "Tazlar Köyü'nden
Borusan'a" adlı kitap piyasaya
çıktı.Kocabıyık, kitabında, Tazlar
Köyü'nde başlayan hayatını, ailesini,
Borusan'ın nasıl kurulduğunu ve
işiyle iç içe geçen yıllannı içeren 80 yılhk
yaşam öyküsünü anlattı. Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin değişik evTelerine de
tanıklık eden kitapta, 1924 yılında
Afyon'un Tazlar Köyü'nde doğan
Kocabıyık, 6 yaşına kadar bu köyde
yaşadığını, 1944 yılında Istanbul'da
Istikbal Ticaret'in kurulmasıyla ise
yaşamırun farklı bir anlam kazandığını
dile getiriyor.
TarHı Vaktı'ran konferaıtsı
• İSTANBUL (AA) - Tarih Vakfı Istanbul
Müzesi Proje Grubu'nun düzenlediği
müzecilik konferanslarmın üçüncüsü,
Tarihi Darphane Binalan'nda
gerçekleştirildi. 'Müze Balonu ve Kentsel
Reality Show' başlıklı konferansta konuşan
Dresden Devlet Koleksiyonlan Genel
Direktörü Prof. Dr. Martin Roth, kimilerinin
müzeleri 'modası geçmiş yerler' olarak
algıladığmı, ancak müzelerin, toplumsal
kültürün taşıyıcı sütunlan olduğûnu dile
getirdi. 'Müzecilik, sadece birkaide
yerleştirip onun üzerine bir yapıt koymak
değildir' diyen Roth, bu işe başladığında
müzecilik tarihi ve müzelere ilişkin pek çok
yapıt okuduğunu belirterek müzecilikte,
ziyaretçilerin neyi görmek istediklerini ve
nelere ilgi gösterdiklerini bilmenin çok
önemli olduğûnu anlattı.
BUGÜN
• CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONU'nda 19.30'da 'Karacaoğlan İçin
Güzelleme' konseri. (0 212 232 98 30)
• BABYLON'da 21 30'da 'Mike Stern
Band Featuring Richard Bona & Dennis
Chambers' konseri. (0 212 29? 73 68) v